23 FP7Îran 1924 CumhariyH Ç Baş tuvaletleri Genç kız kuvafürleri Şık plâj kıyafetleri Edirnedeki asrî hapisane bitti Bütün ağırceza mahkumları buraya yerleştirüecek Edirne (Hususî) Uç yüz bin li • raya yakın bir para sarfüe hapisane haline konulan Yanıkkışla nümune hapisanesinin bütün inşaab bitmişbY. Kat'î | kabul 4 temmuz 9 3 4 tarihinde yapı • I lacakhr. Bu muesseseye memleketin muhte • lif yerlerinden iki bine yakın ağnr ce • zalı mahkum getirtilerek yerleştkile • cektir. Binanm 4 temmuzda kat'î kabulü münasebetile yapüacak olan merasimde hazn* bulunmak üzere Adliye Vekili Saracoğlu Şükrii Beyle ceza iş leri müdürü ve Hapisaneler umum müdürü Beylerin de şehrimize gelecekleri anlaşılmaktadır. YAKIN TAR1HTEN SAHÎFELER 26 sene evvelki Balkan ittîfakı teşebbüsü Romanya Kralı ve ricali Bulgaristana karşf tedafüî bir muahedeye hararetle taraftardılar 4[*J Belgrattan Romanyaya geçtim. Bükreşe vusulümde Başvekil ve Hariciye Nazırile ve müteakıben Kral Karolla görüstüm. Müşariinileyh nazikâne ve resmî sözlerle beni taltif ettikten sonra Balkan işlerinden bahsedince: « Türkiye devleb' indinde zab şevketmeabınızın muhadenetf, Romanyanm dostluğu pek kıymettardır. Biz Romanya ile menfaatlerimizhı müşterek olduğuna kaniiz. Romanyanm bi • zîm gibi sulh ve asayişin, statükonun devamı taraftan bulunduğu malumu • muıdiT. Binaenaleyh statükoya ve Romanyanm ve Türkiyenin hayatî menfaatleri, tabîî hak ları aleyhine vukuu muhte • mel olan mütecavizane harekâta müstereken ve müttehiden karsı durmak üzere aramızda kavi bir itilâf husule getirmeei arzu <»^:' ~~I*T. Bövl tedafüî bir itPâfın tesisini Romanya ile ber ber mütalea etmenin zamanı gelmiştir zannında bulunuyoruz» dedim. Serdettiğim bu mukaddemeye cevaben Kral kendi şahsının ve Romanya milietmin Türkiye hakkındaki hayır hahlıklarmm ve dostluklannın samimiyetine dair teminat verdi ve bu tevsi kata ilâveten: Plâjlar, hiç şüphesiz ki balo ve mü • Sayfiye yerlerinde ve denîz kenarlasamere salonlan degildir. Oralara iki nnda gezerken genç kızlann ve genç dlrbem bir çekirdek gitmek biraz tu • evli hanım hemşirelerimin şu nümunehaf olur. Fakat büsbütün mühmel ki • «inı koyduğum kuvafürü yapmalan yafetlerle de gezmek tabiatsizliğe de kendileri için hem pratikliği, hem de lâlet eder. Onun içm her sene zarafeti temin eder. ö n ve kenarlar nasıl sokak, gündüz, gece el tamamfle yahktır. Ense dip taraflan biseleri modalan çıkiyorsa, kıvrık, bunun üst kısmı bir hudut teş • öylece mayyo ve plâj kıyafetkil edecek şekilde kabank ve kıvrık • leri modelleri icat olunur. br. tpekli bir kordon bu noktadan saçBunlann fazla cicili bi • lan sıkışbnp tespit^ebnekte, rfizgâr cili değil, zarif ve asilâne olması lâzımdır. tşte koyduğumuz bu \ model de öylele rinden biridir. Be • yaz veya krem ren ginde kalınca bir kn • mastan mayyo ve bur • nus. Mayyo kemerli, bur • nus kukuletelidir. Bununla herhangi bir plâjda çok kibarane bir figür yapılabi • lir. Bu modelde mayyo açık bir şekilde görünmediği için şunu i • lâve edelim ki mevsimin mayyo modası önü ve arkası fazla de kolte olmamak şartile önden gelen parça arkadaki halkalardan geçerek askı vaziyetinde ka vuşan tarzdadnr. Sonra bel ku mında gayet kısa bir etek var dır. Bu kısım düğmeb'dir. De nize girerken çtkanlabilir. Sa • hilde gezerken takılabilir. Modelde gordügunuz burnu • sun cepli olması tabiî çok pratik bir vaziyet ibdas etmektedir. Es ki Yunan sandallan biçimi deniz ayakkaplan da çok rahatfar. Hele eldeU çanta uzak yerlerden plâjlara geleo • ler için çok ise yanyacak eşya nakB ye vasıtası ve mah fazasıdır. Feyizli yağmurlar Edirne ve mülhakatı bu sene ku • raklık yüzünden çok zarar görmüştür. Yazlık hububatm birçoğu ekilememiş, kışlıklann da mühün bir kısmı yağmursuzluk yüzünden yanmışbr. Fakat bir iki gündenberi fasılasu olarak ağr, ağır yağan yağmur çiftçiyi yeniden ümitlendirmektedir. Şimdi Uzunköprü, Keşan, Kavaklı ve tpsala kazalarile Edirne koylerinden alınan haberlere göre o • falarda yagmur daha boldur ve devam etmektedir. Edirne ve Trakyanm müstakbel i • roar işlerinin muvaffakiyetle başarü • masmda Trakya köyfösünün refaha yakın bir hayata kavuşması şart olduğuna göre, devam etmekte olan feyizli yağmurlar çiftçi ile beraber herkesin yüzünü güldürmektedir. Tanm anr saltanal turdükten «mr* 75 yaşında vefat eden Romanya Kralı Karol hükumetiniz mektunı rutamadı. Teşebbüslerimiz de rîcim lralmışta. Müşkül h% vaziyete düşmüştük. (jmit ederim ki bu defa ifşayı esrar edilmez» dedi, sonra Sultan Abdülhamit tarafmdaa getirdiğim namei mahsustan ve Kra • liçeye takdim eylediğim murassa ni • şandan dolayı beyanı memnuniyet eyledikten sonra beni terhis ettL Hariciye Nazırı M. Lahovari ken « disile birkaç defa vukubulan mülâka • tumzda Kralm ifadabnı teyitle bera « ber: « Arkamızdaki Bulgaristan e n » reti tevessü edip bizden ziyade nüfusa ve kuvvete malik olacak ohırsa huku • kumuza, istiklâlimiıe halel gelebiür. Onun için Balkanlarda statükonun devamını isteriz. «Bir de imarata, ikbsadiyata müte allik bir takım ıslâhata teşebbüs ettik. Ordumuzun levazımmı, tensikabm ik • mal ile de uğraşıyoruz. Flhasıl Roman yanın maddî ve manevî istitaatini ar • brmağa çalışıyoruz. Bu işlerin sekteye uğramamasi için sulha halel gelmeme* lidir. Siz de ayni hal ve mevkidesiniz. Binaenaleyh aramızda müsterek menfa* atler var demektîr. «tBulgarlar scatükoyu bozmağa kal • kışınca sizin gibi Romanyanm ve Sır • bistanm da muhalefet edeceği, Rus • yanm malum olan gavaili dolayısile Bulgaristana imdat edemiyeceği, A vusturyanın kendilerine müsait oltra • yacağı derkârdır. Bu mülâhazalara mebni Bulgarla^m taarruza tasaddi edememeleri iktuta eder. Lâkin bun dan dokuz, on sene evvel Yunanlılara da Türkiyeye taarruz ebnemelerine ve tecavüzde bulunacak olurlarsa hiçbîr taraftap muavenet görmiyeceklerine va bu hareketlerinin neb'cesi haklannda muzır ve vahim olacağma dair büyük devletler tarafmdan ihtaratta bulunulmuşken Yunanlılar, edilen nasihatlere ve akıl ve manbğa iltifat ebniyerek taarruza kalkışblar. Nihayet mağlup ve münhezhn oldularsa da mülken birşey kaybetmediler. Hatta Girit ellermde kaldı. «tşte bu sabdca, şimdi Bulgarlara cür'et ve cesaret verebilir. Bir de aslen Makedonyah birçok khnseler elyevm Bulgaristanda sivfl ve askert mühim mevkiler işgal ediyorlar. Bunlann ve komitacılann Bulgar Nazarlarile psrti rcislerhvn ve Prensin nezdinde ve halk beyninde nüfuzlan müessirdir. Bir aralık Bulgaristanı serseriyane biı harekete sevkebneleri mümkün ve muhtemeMir. «Her tehKkeyi gSze al • malıdır. TeHikeden korkmakla iyi iş görülemez. Biz bozulsak büe Avrupa devletleri ayesiKÎc gene bir takke kapanz» mealinde Bu'gar vükelâsma ve Prense açık bir meldup büe gönderil • mıstir. Elhâsıl madem ki menfaatleri miz müşterekb'r, ayni tehlike karşısmda bulunuyoruz. Bu takdirde münasebahmız pek samimî olmalıdır. Hüku metlerimiz arasmda müzakere edilmekte olan işler Kralm size söylediği gibi hüsnü suretle biran evvel hal ve tesvi ye olunmahdır.» dedi. Başvekil M. Kantagüzen Kralm ve M. Lahovarinin beyanabm teyit et misti. Bu müzakerat ve mübahasafan cereyanı esnasmda iktidar mevkiinde bu lunan muhafazakâr kabinenin yakında sukutuna inb'zar ediliyordu. Onun için yeni kabinevi teşkil ehnesi lâzım gelen liberal hrkası reisi M. Storça ile de görüşmüş ve ibiâf meselesi hakkında kendisüe teab'i efkâr eylemiştim. M. Storça esk<denberi Türldyenin hali* ve sadık dostu idi. Daima iki dev dan dağılmalarîna tmkân bırakmamaktadır. Maamafih, bunun biraz daha itmalıcası gece tuvaletlerilejjje pek iyı* gitmektedir. ^ ÇSıhhat ve tuvalet^) Yüz masajı MasaJ $on asırda icat edilmi bir • ?ey değfldir. Beseriyetin en eski de virlerhijenberi bilinmekte idi. Masa| biihassa soğuğa ve »ancılara karşı bir aksülâmel vücude geb'rmesi itjbarile çok iyi bir devâdır. Maamafih diğer bazı hususlarda da masajm çok fay da«ı vardır. tnsan masajı kendi ken • dine de yapabilirse de bu i.te tecrü besi olan ve yüzün adalelerinin leşek külâtını iyi bilenlerin yapacağı masaj • lar şüphesiz daha iyidir. Kadri Oğuz Bir Türk mühendisinin mühim bir ihtiraı (Birinci aahifeden mabat) ihtiralann tetkp'ldle meşgul olan araş hrma şubesine kabul ettirmeğe muvaffak olmustur. * Fühakika Romanya, sulhun ve Balkanlarda statükonun devamı taraftandır. Bulgaristanm büyümesi ve kuvvet ve kudretini arhnp tasrruza kal • kısması Romanyanm menafiine mugayirdir. Romanya, Türkiyenin tamamiyeti mulkiyesine halel gelmemesini ve Rumelide teşebbüs ettiğiniz ıslahatı ikmalle sükun ve asayişi temine muvaffak olmanızı cidden arzu eder. > «Bundan iki sene kadar evvel Prens Ferdinanda harisane ve müte • cavizane emellere kapılmamasmı tavsiye etmistim. Ahiren de ayni ihtarah tekrar ettim. Bulgaristanm tec*vüzatta buhmmasma, Avusturyanm ve hatta Rusyanın da razı olmıyacaklannı söyled'm. Prens Ferdinand bana Avus • turyanut muhalefet etmiyeceği ve Rusyanın da ses çıkarmıyacağı cevabuıı xerdi. Lâkin ben tmparator Fransuva Jozefîn hususî dostuyum, «fkânraızı, hissiyatunızı biribirimizden ketmetmeyiz. Onun için Prens Ferdinanda bu husustaki zann'nın doğru olmadığmı söyIedim. Hâlen iyice bildiğime göre, Avusturyanm efkâr ve nazariyatı de ğişmemisl.V. Gerçi Rusyada Bulga • ristanm tevessıiüne müsait olanlar varsa da gerek Çar ve gerek vükelâsı ve müsavirleri BuFparistar'n tevessüu a leyhindedirler. Hatta Viyanadan ve Petersburgdan, ona göre, Sofyaya na • sayihte bulunulduğunu haber aldım.' Yalnız tngiltere bir müddettenberi Prens Ferdinandın amaline müsait gibi görünüyorsa da Bulgaristan taarruzda bulunacak olursa Romanyanm se • yirci gibi duamıyacağını ve statüko nun bozulmasma ve Bulgaristanm bü • yümesine müsaade edemiyeceğini anlattım. «Bulgaristanm tecavüzü sebebile zuhur edecek muharebenm neticesinde Romanyanm istifadesi ne olabileceği bahsine gelince, Karadeniz bavzasmda biraz arazi ilhak ederek Lom ve Klaı Erbaa mıntakalannı ele geçMTndiyiz. Şu kadar ki öyle bir harpten sonra yapılpcak nizaraa büyük devletlerin müdahaleleri tabiidh. Binaenaleyh şeraiti sulhiye hakkında şimdiden kat'î bir şey diyemeyız. «Subistanm nüfusu çok olmayıp ordusu da henüz tam'men hazn* değfl • se de Sırplan âciz ve hakir görmemelidir. Müzaheretîerinin ve dos4hıkla rmm temmi lâzımdır. Siz de ordunuzu iyice takviye ediniz. Sefer Ievazımatı nızı ikmal ediniz. Toplu ve kuvvetli bulununuz. Kıtaatın ve fırkalann basları na mükemmel tahsil görmüs mütefennin kumandanlan, ümera ve zabitanı ta yin ediniz. «Bir de Romanya efkân umumiyesini tatyip ve tamamen tarafnuza imale için hükuroetlerimiz arasmda müzakere edilmekte olan konsolosluk mukavelesinm ve ticaret muahedesinin tanzimi ve evkaf islerimn tesviyesi ve Ulah cemaatîle Rum Patrikhanesi arasmdaki ihtilâfra bertaraf ettirflmesi lâzımdır. «Malumuntız olmahdır ki bundan sekiz dokuz sene kadar evvel, aramızda böyle gene bafı bir itilâf ve ittifak bahsi geçmişti. Fakat bu projeyi o vakit [*] Bundan evvelki makaleler 3624 3628 ve 3635 numaralı nüshalanmızdadır. Masaj birkaç Hirlii yapılır. 1 Parmaklsrm uç taraflannın içi deri üze • rinde gezdirilir. Baş parmağa iyi bir îstinatgâh noktası bulunduktan sonra diğer dört parmak tarif etb'ğimiz şe ki'de hareket ettirilir. Gitgide hareket ve tazyik kuvvetlendirilir. Kanın damarlarda yürüdüğü ve adalelerin bulunduğu vaziyete tevcih edilir. Buna «Compresion» derler. «Petrissage» ise daha şiddetli bir masajdır. Bunda birkaç sanb'metrelik deri parçası çimdiklcnir. Bu suretle a • deleler de çimdiklenmiş olnr. Eğer deri üzerinde çhtgiler hâsıl olmağa başlarsa bu harekeMer müvazi diğer cihet • lere t?tbik olunur. Petrissage çok iyi neb'celer verir. Kanın cevelânmı kuv vetlendirir. Adalelere, deri albndaki nesçî hücrelere elâstikiyet verir. Deri • Bu sene hasır ve pamuklu sapkalar nm fiziyolojisinde faydalı bir rol oy • çok modadır. Kıt'alan küçük, fakat kenarlan oldukça gen'şlir. Resimlerimiz nar. den biri hasır, diğeri pamuklu bir sap Yüze yapılan masajlarda bir piya • kayı gösteriyor. Hasır sapkanın giyi • nistin piyanonun dişlerine dokunmasi • len elbisenin kumasının rengine uygun na benzer şekilde t?tbik edilen ha • reketler de dahildir. Bunda da baş parmak sabittir. Bu şekil masaj kanın de • veranını hızlandınr. Yazlık gundüz şapkaları I i Bu sene hasır ve pamuklular moda Harbiyede, Gazi Hazretlerinm yetiştikleri smıftan olmakla müftehhbultman mühendis tbrahim Beyin i cadı, kazaya uğnyan tayyarelerin kamaralannı düşüp parçalanmaktan kurtannâga mahsus büyük bir psrasüttür. Şimdiki tayyarelerin büyük ve limu zin şeklîftde kapah kamaralan olduğu için, bunlar kazaya uğtMdığı zamnn, içlermdeki insanlar, münferiden kul lanılır bir alet olan parasüt istimaline umumiyetle vakit bulamamaktadırlar. tbrahim Beyin paraşütü ise, tayyarelerin kamaralannı düşüp parçalanmaktan menedecek bir icattir. Kamaralara hususî tertibatla takılacak olan bu büyük parasütler pilotlar tarafmdan ko • layca harekete getirilebilecek bir şekildedir. Kaza vukuunda pilot paraşütün yekdîgerine zrt renklerden yapılmıa açılm»sını temin eden mekanizmayı işbandı vardır. letecek ve bu suretle kamara içindeki Pamuklu sapkanın ise yekdiğeri S • yolcularla beraber olduğu gibi parasüt zerine kavusan kendi kumafindan ge tarafmdan ağnr ağır yere indirilecektir. niş bantlan ve büyük dügmesi çok şık Ibrahim Beyin keşfi, Fransız Hava durmaktadır. Nezareti arashrma şubesinde ufak nvkyasta tecrjbe. tayyarelenle y^p:lan üç senelik tetkik ve tecrübeden sonra, tamamen rruvaffak bir icat ve ihiira olarak k?bul edilmiştir. B;rcok feci tayyare kazalannın önüne gececeği muhakkak addedilen bu yeni sistem parasüt, yakında büyük mîkyasta bir tayyare ile de tecrübe edi'ecektir. Mucit, şimdi, böyle bir tecrübe tayyaresmin yapılmasmı tem : ne çalışmakt'dır. tbrahim Bey tecrübe masrafları Fransız hükumeti tarafmdan verilmek şartüe ihtira hakkinı Frans'z hükumetine terketmist>r ve bu suretle icadını fo^akkuk sahasına getirebümek üzere, Fransız hükumetmm lâboratuarlanndan ve fermî tesisat ve vesaitinden istifade etmiştir. Aksi tak dirde ihtiraınm tecrübelerini yapm~ğa ve tahakkuk sahasma çıkarmağa imkân yoktu. Türkün üim ve fen sahasmdaki yüksek istidat ve kabiliyetmi, bütün fen dünyasma ispata muvaffak olan mü bendis tbrahim Beyi takdir ve tebrîk Hanımlara elişleri Kadın tayyareciler ~~) Yeni bir rökor Hava âleminde erkeklerden bemen hemen geri kaldığunız yok. Onlar ye ni yeni muvaffakiyetler kazandıkça biz de yeni yeni rokorlar kınyoruz. Ge çenlerde kadm tayyareciler arasında en uzak mesafeyi katetmek kudretini Çay servisleri içîn tezyinat Eve geten misafirlere çay çık'rmak onlann sade midelerinin zevkini tat min etmek demek degildir. Ayni za manda gözlerine de bediî bir haz vermek gayesini takip etmcktir. Bunun için çay örtüleri ve peçete lerinin zarif olmasına itina etmekle beraber, çay servislerln'n güzelliği ve onlara müteallik tezyinat ta düşünül melidir. tste şu şirin tavsan bu mü kemmel tezyinattan birini teşkil ede bi'ir Bazan çay ibrik'eri o k»d«r sıcak o {östermekte Mistres MoIIison isnun • l e bir !ngüix kadını birinci gelmisb'r Son defa ise resmini gordüğünüz yeni Zelandalı Miss Jean Betten o hanum gölğede bırakh. tngiltereden Avus • tralyaya 19 buçuk günde gitmek gibi mubim bir rökoru knrdı. lur ki elle tutulmalan imkânı yoktur. Bunun için alelâde bir peçete yerine su tavşanı kullanmak, misafirler üstünde çok iyi tesir yapar. Vücude getirilmesi kolaydır. Eski keten parçalanndan sağdaki modele göre iki kısım, fanilâ veya diğer ka lmca bir kumaştan da gene ayni mo dele göre diğer bir kısım kesiniz. Üstünü de beyaz veya gri kadifeden yapmalıdır ki tavşan tüyünü andırsın. İki kadife parçasmı modelde gördüğünüz veçhile yekdiğerile birleştirip dikmiz. Ketenler de ondan daha biraz küçük olarak birlestirilip arasına da yünlü kı sım konduktan sonra içeriye tıkılır. Bunlann kenarlan birlcstirilip birfis• to vücude getirüir. Çaydanlığm «apı nm büyüklüğüne göre muayyen nok • tadan dikilir. Ayak yerleri islenh*. Kulaklar da aynca kadifeden yapüıp ta • kılır. Bıyıklar da siyah toplu iğneler dendir. Arzu edilirse içi hafîfçe pamuk ve saire ile de doldurulabüir. O zaman gerek astar ve gerekse yüzü evvelden bir parça daha büyük tutmak lâzım dır. Fakat bu iş tavşana münhasır kalmıyabilir. Kedi, köpek, tavuk, bebek, herşey yapılabilir. etmeği bir vazife biliriz. Mühendis tbrahim Beyin icadı hakkmda, yarm daha fennî malumat ve • receğiz. Yunanistan iki torpito yaptırıyor Atina 2 2 (Hususî) Yunanis • tanm inşa ettireceği Leontes sisteminde iki torpito muhribini yapmak üzere simdiye kadar dört fabrika talip olmustur. Müzayede şerattine göre bu gemilerin ıskarası Yunan tersanesinde yapılacak v e amelesi d e Yunanlı olacaktır. (Lutfen aahifeyi çeoiriniz)