Camhariyet 23 Harran Ç Olup bitenler ) Yeni bir volkan mı? £debi roman Yazan: MUAZZEZ TAHSIN 34 Romanyanın Transilvanya kısmm da, Kofa Mika mtntskasmda, bir se • nedenberi, yerde hasıl olan bir çukurdan, yüzlerce metro yüksekliğinde alevler hskırmaktadır. Bu alevler, uç yüz kilometro uzaktan görülmek*'e ve korkunç bir manzara rrzetmektedir. Bu hâdisenin vukubuldugu mınt^ka nisbeten hâli ol duğundan, simdiye kadar ahali bun • dan o kadar endişeye düsmemisti. Lâkin son zamanlarda, daha beride iki çukur d'ha açılrmş ve bunlardan da gazler fıskırmağa başlamifhr. Bü suretle fışkıran gaz miktan gunde iki ; tn lyon me're mikâbmd>n fazla tah • m<n edilivor. Bütün o havali bu gazlerden müteessirdir ve civrdaki insanlar bogulmak tehlikesine maruzdur lar. En küçük bir knnlcımdan büvük bir felâket çıkmasi melhuz oldugu için, hükumet iktiza eden tedbirleri alm^stnr. Civarda oturan halk, ateş yakmaktan menedi'm'slerd'r. Maam'fih, tehlike bakidir ve bütiin vahf>metini muhafaza etmektedir. Zira, bu yeni açılan çukurlardan, mütemadiyen fırlnan kızgın kaya parç»'artnın gazleri tutusturmak ihtimali p;k kurvetlidir. Bu çukurların nesrettik^eri gar'er ve hareket sebebinden, tarlalanm işliyemiyen köylü'er bunlan terıretmekte ve baska köylere hicret eylemektedir ler. Burada bir yangın zuhur eltiği takdirde, söndürülmesi mümkün olmiya • cak ve bu havalide simendifer münakalâtı büsbütün duracaktır. Halbuki Romanyanın en mühim demiryolu şebekelerinden biri buranın pek yakı nmdan geçmektedir. Jeoloji âlimleri nm ifadelerine gore, bu mmtakada, yerin altında buluan metan gazleri o derece çoktur ki, mütemadiyen böyle yanmak suretile sekiz asırda bile tü • kenmesi ihtimali yoktur. Izmirliler sevinç içinde Gazi Hazretleri, muhterem misafirimizle beraber diin Izmiri şereflendirdileı RADVO Bu a.kaamki orogram j İSTANBUL: I 18,30 fransızca ders 19 AJans neçrt. yatı 19,30 Turk musikl neşriyatı (Pahlr* Hanım, Refik Bey, Fikret Bey, Saflye Hanım) . 21 Eşref Şefik Bey tarafından konferans 21,30 ctrkestra konserl, karışık neşrıyat. VtYANA: 19,05 bir aylık cihan vtıkuatma bür nazar 20,15 taganni ve piyano konseri ' 21,05 Yohann Straussun operetlerl . 23,05 haberler 23,25 piyano, keman, vlyolonsel, klarinet, vıola konseri . 24,05 dans havaları. VARŞOVA: 18,05 çocukların zamanı 18,30 gramo. fon, iki kisilik taganni heyetl, nesrlyat haberleri . 19,20 piyano konseri 19,50 musahabe, haberler, muhtelif . 20,20 kafekonser havalan 21,05 konser: Şopenin eserleri 21,35 ingillzce konferans«1 « İoro konseri . 22,17 hafif musikl konseri 23,05 haberler, gramofon 24,10 dans havaları. BUDAPEŞTE. 17,05 musahabe 18,05 amele koro he" yetmın konseri 18 55 amatorlerin nesrıyatı 19,15 Kusına Çingene orkestrası ' 21 20 Abrahamın <Viktorya> operett. 23,50 Veres Çingene orkestrası 24,35 dans havalan PRAG: 18 45 haberler, ziraat, amele neşriyatî19,10 muhtelif 20 almanca nesriyat . 20 05 askerî bando 21,25 piyano kon serl 21,50 Bratislavadan nakil . 23,05 son haberler, gramofon . 23,35 gece konseri. BELGRATi 17,35 halk şarkılan 20 05 piyano ve klarinet konseri 21,40 şarküar ve sonanslar 21,40 Sırp gecesl 23,05 radyo orkestrasınm konseri . 24,05 gtamofonla dans havaları. BÜKRES: 19 05 Romanya halk musiklsl 20,35 konferans 20,50 gramofon . 21,05 konferans 21,20 gramofon . 21,50 KataUninin «Loreley> operası, sonra radyo gazetesi. HAMBURG: 17,05 lkındi konseri . 19,05 gramoton 20,05 musahabe 20,20 dans havalan 21,05 akşam haberleri, musiki 23,50 Kolonyadan naklen eğlenceli dana havaları. LONDRA (Regional). 18,20 çocukların zamanı . 19,05 haberler 19 30 millî program 19,40 İskoçya Regional programı . 20,35* «fam«fon. 21,05 B B C. orkestrası 32,ao kem&n konseri < * 23 20 haberler 23,35 dans musiklsl. TULUZ: 20,35 haberler, genç kızlar orkestrası 22 05 Franz Lehann «Fraskita» ope'etl 23,05 askerî bando 23,35 opera komifc havaları 24,05 amatorlerin nesrlyatı, dans havaları . 1,05 haberler, radyo fan. tezisi 1,20 tangolar. Biliyorum, sen mağrur bir •m. Sen Muhlis Beyefendinin muhterem kerimesi Feriha Hanımefenidisin... Ben kimim? Sadece Nenrnin ideğH mi? Mağrur olmağa hakki olmıyan, «adakayı reddetmeğe cesaret edemiyen alelâde bir ailenîn kızı! Hayır kızım, yanıhyorsun... O, Nermm başka biriaiydi. Busrünkü ben o değilim. Bugiin bana «Ner min Hammefendi» derler. Herkes önümde baş iğer, beni hürmetle se lâmlar. Erkekler güzelliğime, ka • «?mlar tuvaletnne hayrandırlar. Ben«len bîr tatlı bakış, bir sevimli gülüf bulmak için erkekler «ünlerle, igeeelerle karşımda dizüstü gelir • 1er. Kadmiar da, Nermin Hanıme fendinin bir elbisesinm örneğini çalmak için bin tiirlü güleryüz, tatlı 'dille etrafım çevirirler. Bundaki sevki sen bilmezsm Feriha! Ne ya•ık! Beni dalıa iyi anlasaydm intikannm daba kuvvetli olacaktı. Buna hcıyorum. Sana »öyliyeceklerimin büyük bir krsmını soyledim. Artık yetişir deİ'ı\ mi? Esasen günes iyice ortalığa yayıldu Retf3c, mütecessts ve kıskanç gözlerile bakarak: «Nermin ne yapı yorsun? Elhkfeki o kâğıtlar ne?» iKye soylenmeden evvel bunu kara gözlü ttalyan kızina verip postaya jgondermeliyîm. Tekrar ne vakit, nainl görüşeceğiz? Kim bilir. tyi bir «îost mektubu cgozlerinden öperim» fle biter. Benimkisini nasıl bîtire yim? t*ter mîsin, vansl bir kedi gibî yGzünü göztinü tırmalayıp saçını yolayım! Serti dünvalcr kadar seven minnettar dostun Nermin Nermmden bu mektubu aldığım gündenberi hislerimde cosan ve tafan bkrbîrini tutmaz duygulan bh* araya koymamn imkânı yok! Onun, alay ve intikamla söylediği hakikatler cidden hâkim. Cidden tiksînme ve iğrenme hissi bende çok şeylere galip geldi. Zavallı Nermin, ben Iden intikam almak rstiyordun öy lemî? O halde kanmıyan bırçın kalbm rahat etsin. Mektubunu okurken ağladım, çırpındım, delirdim. 1 Refiği elde etmek için oltana yem olarak beni kullandm öyle mi? Demek, uıynn «festse ve ağlannla onu elde ettin? Demek o, kendi n teğile, herkes gibi senin mes'um cazTbene kapılarak sana koşmadı? Onu sen »ihrînle büyüledin ha! Efcer kalbimde yıkılan şey basit bir his olsaydı, bu sözün belki bende ufak bir tecelli yaratırdı. Evet Nermin, beni cidden iyi anlamı&sm. Senin bu a<Ji mektubunu elimde bir »ilâh olarak kullanmağa tenezzül et miyeceğimi ne iyi bilmişsin! Benim yerimde sen olsaydın, mutlaka bu kâğıtlan Refiğe gönderir, ve: «Bak, <!trdin... Sevdiğin kadmın seni sevmediğine bundan büyük şahît mi »stersin?> Fakat ben bunu yapmıyacağım. Refik benden gittikten, kalbimde onun için kurduğum yüksek mabet temelinden çöktükten sonra bütün bunlar neye iyi? Nermin bilmiye rek bana bir iyilik ettin. Bunu tahmin etseydin, herşeye katlanır da bu mektubu yazmazdın. Yazılann benim isyanlı kalbi mi yatıştırdı. Şimdi herseyi daha iyi görüyorum. Ne olduğumu bili • yorum. • *• Aylardanberi hislerimi defteri • me geçiremiyorum. Kendîmden yazarsam daha betbaht olacağım, sanıyorum. Hayahm, durgun bir su birikmtisine benziyor. Düşünme 'den yasamak icin vücudümün bü tün kuvvetini bir araya toDİuyorum. Eskiden oldugu gibi arkadaslarıma gidiyor, davetleri kabul edivorum. Bunu, kendim için bir izzeti nefis meselesi yaptım. F?kat brtün bnnlar, benim ömrümü doldurmak tan pek uzak! Ist'iao ve acının bir insanm his ve kabiliyetîni incelttifcrni acı bir tatlılıkla duyuyorum. Bunun içimfir ki mes'ut oldu&um zamanlarda yazamadığım sevleri, bulamadıŞım hisleri, bugün kolay lıkla ifade edebiliyorum ve içim • deki bu boşluğu yazılarımla doldurm a h calişıvorum. Bu son bir iki ay zarfmda cok çal'stım. Sinirli ve hummalı bir atesle, muayyen bir gayeye varmak için çah«tım. tkinci romanım çıktı. Sündi, yeni bir ısık kafamın iI çini aydınlatmcıya kadar maksat sız, hedefsiz, ellerim, kollarım bos.. | Ne yapacagımı, günlerimi nasıl dol I duracagımı bilmed'en yasayacağım. • •• Bugün ablamla sinemadan çıkarken karsımızda bir otomobil dur • du ve onlar indiler. Nermm beni görmeden geçti. Bir kat daha gü • zellesmis! Saadette büsbütün de • ğifmis! Refikle gözgöze geldik. Durmadan geçtim, yürüdüm. Bun • dan sonra, yaşadığımız ayni mu • hitte onlara tesarfüf edeceğim, bi • liyorum. Buna nasıl tahammül edeceğim? Allahım sen bana kuvvet ver! Gittiğim yerierde beni, sevilen bir muharrir gibi herkes birbirine gosteriyor, etrafımı birçok kimseler kuşatıyor. Buna canım sıkıldiğı halde hoslanıyor gibi gorünüyorum; bu, benim gururumu oksuyor. Zaten hayatımda, bana, bk o kaldı. Onu da kaybedersem bir paçavra gîbi yerlerede sürüneceğim. (Mabadi var) Cazi Hz., aziz mUafirimiz ve Baş (Birincı sahifeden mabat) Akhisardan itibaren Manisajö kadar bütün yol boyunca görülecek manzara halini almısta. Ortasından geçtiği • miz Manisa ovasının göz alabildiğine uzanan yemyeeil bağları içinde renk renk birer bahar çiçeği gibi yazmalar sallanıyor ve hat boyuna dökülmüş o lan halk içten gelen tezahüratla iki Büyük Şefe karsı sevgilerini gösleri • yorlardı. Kasabadan girerken Kasabada kısa bir tevakkuf esna • sında Alâhazreti Hümayunla Gazi Hazretlerine iki mektepli kız tarafmdan birer büket takdün edilmiftir vekil lamet Paşa Hz. Eskifehirde kın alkışları arasında ikametleri ne tahsis edilen Vali konağını teşrif buyurmuşlardır. Saat 15 e kadar istirahat eden iki devlet reisile Bavvekil tsmet Paşa, tran Hariciye Veziri ve Hariciye Vekilimiz müteakıben Tayyare karargâhına giderek burada yapılan uçuşlan seyretmişler, Muallim msktebini, Halkevini ve Millî kütüphaneyi ziyaret etmişlerdir. Basvekil tsmet Pasa Hazretle • rile Hariciye Vekliimiz Vali konağında misafir bulunmaktad'ırlar. Manisa 22 (A.A.) Reisicumhur Hazretleri muhterem m'safiri miz Şehinşah Hazretlerile bnlikte saat onu on geçe Manî^aya muvasalat buyurmuşlardır. Kadın, erkek binlerce halk daha sabahtan istas yon ve civannda toplanmışlardır. tstasyonda bir ihtiram kıt'ası res mi selâmı ifa etmiş muzıka tran ve Türk millî marşlarını çalmıştır. Tren istasyona girerken muhte rem misafirlerimiz sürekli alkişiar ve yasa sedalarile karsilandılar. tki küçük hanım g<*rek Gazi Hazretle • rine ve gerelc Sehînşah Hazretlfîne büketler takdim ettiler. Ve iltifat rördüler. Mani«a tarikile karadan tzmire azimet buvurulacağı i • çin güzergâh halkla dolmustu. Sehinsah Ha7retleri otomobile bindikten sonra har}ekett»n evvel tsmet Pasaya ve Tevfik Rü«tü Beye ilti fat buyurmuslard''r. Ger»4c Oîn Gaztmiz ve gerek S'hinşah Hazret leri cok mesrur idiler. Aziz misafirlerimiz halılar ve takızaferlerle süslenmis yollardan geçcrek jollanna devam buyurdular. Manisa. bufün en büyük bayram sünlerinden birini yasıyor. Manisada Manisada îki devlet Reisinin Manisaya teş • rifleri, 21 top atımı ile selimlanmif, mülkî, askerî erkân, mektepliler ve askerî kıtaat rasimei ihtiramı ifa et • miştir. Burada kendilerine birer güzel büket takdim edilmiş, ve istasyonun iç ve dışını dolduran mekteplilerin, îzcile* rin ve halkın sürekli alkiflan aratın • da Vali Kâzun Pasa ile, otomobile binerek Manisa hastanesini teşrif bu • yurmuslar ve hastaneyı gezmişlerdir. Bir münakaşa Haysiyet divanına verilen bir doktorun iddiası Etıbba Muhadenet Cemiyeti a zas.ndan Hayri ömer Bey, gaze • telerde çıkan bazı beyanatı dolayı • sile haysiyet divanına tevdi edil tnisti. Cemiyet reisi Neşet Osman Bey, henüz bu hususta hiçbir karar verilmiş olmadığını söylemistir. Diğer taraftan Hayri ömer Bey, haysiyet divanına verilmesini hayretle karsıladığını isaret ederek demiştir ki: « Etıbba Odası intihabatı es ncsında gazetelerde çıkan beya natımdan hoslanmıyan Muhadenet Cemiyeti reisinin fırsat buldukça beni teşhir ettiğini görüyorum. Çünkü kendilerinin hem Muhadenet Cemiyeti, hem de Etıbba O dası idare heyetinde bulunmalan doğru cımıyacağını söylemistim. Ben, her medenî memlekette olduğu gibî hekimlerin ıhtiyaçlarını, isîeklerfni izah ederek bunlann temmini istihdaf etticn. Kendileri gibi hiçbir kimseyi teshire kalk • madım. Şeref ve haysiyetle oyna • madım ve kimseyi rencide etmedim. Cemiyet namına, en az on bes aza mevcut olmadıkça b;r karar verilemez. Halbuki beni divanı haysiyete havaleye karar verilen îçti* mada ancak 11 aza bulunmustur. Binaenaleyh karar keenlemyekundür. Çünkü nizamnameye mugayirdir. tdare heyetinde bulunduğutn zaman Avrupa hekim cemiyetlerinin nizamnameleri getirtilerek, ihti yaçlanmıza göre biznn cemiyet nizamnamesinin tadiline tesebbüs edildiği ve heyeti umumiye kararı da olduğu halde niçîn bu is sürünce • mede bırakılmıştır? thtiyacından dolayı müracaat eden bir ihtiyar meslektaşa muave net şöyle dursun cevap bile veril • memistir. Halbuki yüzlerce lira sarfedip mükellef mobilyalar alın mıstır ve cemiyetin ismi teavün ce miyeti olmasma rağmen böyle yapılması çok acıdır. Bütün bu işle • rin içyüzündeki çirkinlikleri ortaya koyduğum için efkân umumiyeye karsı beni hatalı gibi göstermek istiyorlar ama bu acılıklar karsı • sında vicdanım beni susmaktan me* nediyor.» Köylülerimizin tezahüratı Manisadan Ismire kadar yol üze • rinde önlerinde davul zurnalarla köy • lerden gelen halk, en buyiiğümüzü ve onun aziz misafiri 1tan büyük tacidannı selâmlamakta idi. Izmire yaklastıkça gittikçe artan bu tezahürat Bornovadan itibaıen cidden heyecanlı bir »ekil almıştı. Bornova • nm methalinde farsça hoşgeldiniz yazılı güzel bir tak bu iki aziz misafirine İzmirin ilk hürmet ve muhabbetlerini arzediyordu. Bornova Ziraat Enstitüsünde Alâhazreti Hümayunla Gazi Haz retleri, Bornova Ziraat Enstitüsünde kısa bir müddet istirahat buyurmuslar ve mektebi gezmişlerdir. Burada kendilerine güzel birer büket takdim e • dilmis, meyva ve cay ikram olunmustur. Mektebin kapısından itibaren i • ki tarafk, basta millî elbiseler giyin m'ş minitnini kızlanmızın bulunduğu mektepliler, geçisleri esnasında iki Büyük Reisin yoluna çiçekler serpmiflerdir. Sen Jozef Lisesinde sene sonu şenlikleri tzmire girilirken Sehitlikte Gazi Hazretlerile bü yük misafirine lzmir Belediye Reisi doktor Behçet Salih Bey şehrin hürmet ve tazimlerini arzetmis ve orada yer almıs olan zevatı takdim etmiştir. Bütün mülkî ve askerî erkân ile piyade, bahriye ve jandarma kıtaatı, mektepliler ve halk hosame • dî ve cnemudi çeşmi maruşen» ya zılı takın altmdan itibaren kendi lerini selâmlamakta ve mektepliler yollanna çiçekler serpmekte idi ler. Bu esnada «yaşa, varol» avazeleri, fabrikalarm ve limanda bulunan vapurLarın selâm düdükleri bütün şehrin üzerinde dalga dalga yayılı • yordu. İkametlerine tahsis edilen Gazi konağının bulunduğu Kordon bo • yunca yer almıs bulunan halk, bü • yük sefini ve aziz misafiri Sehin sah Hazretlerini çılsrınca alkısla makta idi. O kadar ki, halkın de • vam eden bu samimî tezahüratı karsısında Âlâhazreti Hümayun balkona çıkarak halka iltifatta bulun muşlardır. tran Haciciye Veziri Bakir Han Kâzimi Hazretleri ve tran sefiri îzmirpalasta ve diğer zevat ta Gül cemal vapurunda misafir bulunu yorlae. Bu akşam yemek hususî olarak yenmi'tir. Yarın akşam Gazi Haz retlerile büyük misafirleri tran Şehinşahı Hazretleri şerefine büyük bi suvare verilecektir. büyük reislerinin tzmiri ziyaretleri münasebetile bura gazeteleri bu • günkü nüshalarmı fevkalâde ve renkli olarak çıkarmışlardır. Yeniasır gazetesi: «Hosge ldiniz, büyük ve aziz şefler» baslıklı ha.*, • makalesinde sevinc içinde olan tzmirin büvük Gazisile birlikte gelen tran milletinin büyük kurtancısını da kolları aresında görmekten duyduğu bahtiyarlığı kaydetmektedir. Anadoiu gazetesi de farsça yazdııh başmakale^fe bu ziyaretin bü • yük ehemmiyetini işaret ederek diyor ki: «Türk ve tran milletlerinin iki yüksek reisinfn kudret ve iradeleri sayesinde hertürlü sivasî musîbet ve felâketlerden kurtulmuş olduk larmı ve gene bu iki kudret ve irade sahibi reislerin Maresi altında daima yükselmekte ve medeniyet yo lunda ilerlemekte okfuklarını gör mek için iki milletin ioraatına bakmak kâf idir * Izm'r matbuatının ne§r;vatı Fransız Rumen dostlugi] tzmir 22 (A.A.) tki devletin Şehnşah Hz. şehrimizde nasıl karşılanacaklar? Şehinşah Hazretlerinin Gazi Hazretlerile birlikte Ankaradan tzmiri teşrifleri münasebetile evvelce yapılmış olan tstanbula ait istikbal programmda bazı değişiklikler olmuştur. Şehinşah Hazretlerinin evvelce trenle teşrifleri mukarrerken şnndi deniz tarikile geleceklerdir. Haber verildiğine göre muhterem misafirimîz Sarayburnu parkı is • kelesine çıkacaklar ve buradan otomobille Alemdar caddesi, Aya • sofya, Divanyolu, Ankara caddesi, Sirkeci, Eminönü, Köprü, Karaköy, Beyoğlu, Taksim yolile Nişantaşı ve Maçkadan inerek Dolmabahçe sarayını teşrif edeceklerdir. Vali ve Belediye Reisi Muhittin Bey evvelki gün GUlhane parkı nın tanzimile bizzat meşgul olmuş ve burada yer alacak kıtaat ile mekteplerin mevkileri tesbit edilmiş • MBaabakalan büyük bir alâka ile takip eden davetliler lar saat yediye kadar biribirini takip Dün öğleden sonra Kadıköy Sen etti. Jozef lisesinde senelik «oyun ve jiroHer sene böyle güzel bir gfin tertip nastik müsabakalan» icra edildi. ederek tedrisatına nihayet veren mek> Saat ikiden itibaren, güzide bir katep müdiriyetini ve oyunlarla jimnas • labaldc mektebin büyük bahçesinde tik hareketlerını mükemmelen ihzar sureti mahsusada inşa edilen ve bay raklarla süslenen tribiinleri dolduru eden Frer Pol ile mektebin gayretli teryordu. İki buçukta mektep müdiirü re biyei bedeniye mual'imi Ali İlhami fakatinde Kadıköy kaymakamı, FranBeyi buhassa tebrik ederiz. sız büyük elçisi M. Kamerer, sefaret Alınan neticelerden birkaçını kay • erkânı ve diğer zevat oldugu halde dedelitn: sahaya geldi ve derhal merasime basBasketbol sampiyonluğu: 11 inci landı. sınıf ekibL (Cahıl, Macit, Sait. Süley • man, Ziya, Lanlides). önde Türk ve Fransız bayraklan, Voleybol sampiyonluğu: 10 uncu ve talebeden mütesekkil bando olmak sınıf ekibi. (Ekrem, Talât, VVinberg, üzere, muntazam üniformalı atletler, seyircilerin önünde bîr resmî geçit yap Behar, Hüsnü, Ziya, Safa). Ayakhk sampiyonluğu: 11 inci hlar; millî marslar selâm vaziyetinde sınıf ekibi. dinlendikten sonra halkm coşkun al • Jimnastik kupası: 6 ncı «ınıf. kıslan arasmda yerlerine geçtiler. MüBütün sene zarfında, oyunlara teakıben zengin bir program tatbik ekarşı gösterdiği gayretten dolayı, hu • dildj. Oyunlar, h*rekeUerâ müsabak* . fu» madalya: Cahit Fahri Bey. (Birinci sahifeden mabat) tik. Muahedelerin ebedî olmadığı id • dialari ileri sürüldü. Bizim şu cevfcb» vermeye hakkınuz vardır. ' Eğer bizden bir metre murabbaî toprak istemek hulyasına kapılacak olanlar bulunuyorsa cevabımız şu ola • caktır: Hayır, hayır, asla.» M. Titulesko Romanyanın şimdiki hudutlan dahilinde ebediyyen yasıyacağını M. Bartunun ağzından söyleyen Fransaya karşı minnettarlığın: izhar etm'ştir. Basvekil M. Tataresko, iki memle • ket arasmda ayni davanın müdafaası iç:n yapılan muharebe meydanlarmda teeyüt eden kardesliği hatırlattıktan sonra sulh akidesinin muhafazan için iki kardeş milletin da ; ma mütesanit kaldıklarını söylemistir. M. Tataresko, M. Bartuyu f?hrî Romanya vatanda • şı ilân eden bir karar sureti tevdi etmiş ve bu karar sureti alkışlarla kabul edilmiştir. M. Bartu, verdiği cevapta bu tezahüratı Fransaya karşı yapılmtf addetmekte olduğunu söylemiş ve bu sabah Kralla yapnnş oldugu dostane ve samimî bir mükâleme esnasmda Kralın Fransay* karşı fevkalâde mu • habbet ve teveccühü olduğunu ve mem« leketin en büyük vatandaşı sıfatüe Fransa ile dostluk ve Fransa ile ittifaka kendisi kadar künsenin merbut olmadığını söylediğini ilâve etmişor. M. Bartu, aynen şu sözleri söylemistir: « Sulh, size siıin olan hudutlan U ade etm:ştir. Bu hudutlann bir santi metre murabbaına dokunmak istiyen • ler sizin mukavemetinize maruz kala • caktır, fakat sizin mukavemetiniz yalmz kalmıyacaktır. Fransanın sesi, yardımı ve kalbi de sizinle beraberdir.» M. Bartu netice olarak demistir ki: « Siz ve biz sulh askerleri, meşru olarak kazanılmı* olan haklan teyit eden ve bunları mahfuz tutan bir Milh Utiyoruz.f tki devlet reisi tayyarelerimizin ueuslarım seyrettüer tzmir 22 (A.A.) Reisicumhur Hazretleri, Gazî konağlnda Şehin • •ah Hazretlermden aynlarak hai •