9 Haziran 1934 YOLCULUK HATlRALARh 6 =^^^ CamhariyiM Pariste komünist bir kapıcı ile mülâkat Krallıkla komü nistlik elele Komünistliği bilmiyen komiinistler Fransada kaç komünist var? Piyangoda kazanan komünist şefi zevkine düşkün bir kapitalist oldu Parîsin meccanî geceyab yerlerini gezerek evsizlerin ve açların hallerine alâka göstermekliğim bir aylık aparhman kapıcım ile aramızda bir dostluk uyandırmıştı!.. Esasen a . partımana girdiğimiz Hk günden itibaren Sovyetlerin dostu bir Türk olmakhğım beni kapıcımm tevec • cühüne mazhar etmistL Birkaç gün sonra anlamıştım ki, kapıcım o mahallenin komünist höceresi şefidir!. Bu münasebetle de Sovyet dostu sıfatile Türkiye hakkmda mubabbeti olduğunu söylemeği unutmamıştı. Fransada komünist teşkilâtı gizli kapaklı değildir. Bunlar, açıkça seşriyat yaparlar, içtimalar yaparlar, hulâsa, kanunların bahşettiği bütün hünriyetlerd'en, söylemek, yaz mak, düşünmek hürriyetinden en vâsi derecede istifade ederler. Fran«a, hürriyet için vaktile çok kan dökmüş olduğundan en yüksek men< faatleri aleybinde de olsa bu prensipe dokunmaktan çekinir. Ve her iyi şeyin de hürriyetten çıkacağma kaildir. Fakat, bazı bubranlı za • manlarda, bugün olduğu gibi, bu hudutsuz hürriyetin fenalıklarından ıstırap çekmektedir. Fransada birbirlerile çarpışan mubtelif siyasî fırkalar ve prensiplerin içinde en ziyade bhbirine düşman olanlar krallık taraftarlarile komünistlerdir. Bu her iki fırkanın gayesi de Fransada bugünkü cumhuriyet idaresmi devirmek, onun yerine krallığı ve yahut komünist idaresini getirmektir. Fakat, şimdi, bu iki fırka mevcut bükumeti d'evirmek için birlikte uğraşmaktadın. Asıl garibi şuradadır ki, Fcansa hükumeti programı yalnız bükumeti değil, Ihatta rejimi de kaldırmak, hem de Shtilâl vasıtalarile kaldırmak olan bu iki fırkanın resmen tesçiline müsaade etmiştir. Bizim kolayhkla anlıyamadığımiz bu müsaadeye akb b&finda görünen bir Fransız dos tum: Ne yapalım, krallık devrinde d*e cumburiyet fırkası müsecceldL Şimdi de onların fırkası müseceeldir. Bizim yasamamız ve öİmemiz de ancak tam bir hürriyet içinde olacakrrr. Sözlerile izah etti. Kapıcnn ise büsbütün baska fîkirdedir. Onun için bu gibi dolaşik yollardan gitmeğe lüzum yoktur. * Kanaatine göre, dünya komünist olmadan buhrandan kurtulamıya caktır ve ona göre de mutlaka olacaktır. Ben: Acaba ne vakit?!. diye sor • dum. cBilmeyiz. Mücad"eJe ediyoruz. Elbette bk* gün bu kapitalistlerin kafasını keseceğiz. Bu para denilen mel'aneti ortadan kaldıracağız.» diye eevap verdi. Haddi zatmda iyi bir adam o» lan kapıcım bunlan söylerken, gözleri dışan fırlıyacak kadar merha • metsiz bir heyecana tutuluyordu. Ben hemen onu teskin ettim ve de> dim ki: Biz Sovyetlerin dbstuyuz. Onlar bizim kara gün dostlanmızdır. Rejimlerinin Rus memleketlerinde devamnu isteriz. Fakat, kendi meroleketîmizde biz milliyetçi bir cumhuriyet rejiminin yasamasına yemin ettik. Bu rejime muanz hiçbir düşünceye tahammülümüz yoktur. Ama, eğer Fransa için düşündüğün hayırlı ise öyle olsun! Kapıcım derhal cevap verdi. Zaten, gelip çıkarken yakamı bırak • mıyordu!.. Ona, söylediğim bu sözIer biraz kendisini memnun ede • rek rahat bulmak içindl!.. Fakat, mübarek adam bilmem beni de mi kandırmak istiyordu; muttasıl her gidîp gelişimde bir vesüe bulur, şu vahşi kapitalistlerin yaptığı fe • nalıklardan bahseder dururdu. Bir gün, artık bıkbm. Gel seninle bir mülâkat yapalım dedim ve: Söyle bakalım, derdin nedir? diye basladun. Mal bulmuş mağrib! gib! atıldi: ' Durun, ef endi, size birşey söyliyeyim. Şu beynelmilel amele teskilâtınm yirmi <Jört saat muvaffak olduŞunu düsünelim!. O vakit j?öreceksiniz, tekmil bu kapitalist) er ellerinde yüz bin frank, yüz bin dolarla ne yapabilecekler!.. Paranın kıymeti olmaymca rllerindeki feanklar, dolarlarla ac kalıp geberirler!. cBak, hakikat» budur!.. diyecek «La Verite» isminde o vakit ilk defa gördüğüm bir gazete gösterdi. «tşte, bunu okuyunuz. Sonra görü selim» diye ısrar ediyordu. Ben: Yahu! Ben sizin bu nazariyelerinizin içini dısını bilirim. Naf ile, yorulma, Allah versin de mu • vaffak olunuz. Sözlerile yakamı zoeaki mülâkattan kurtarmağa çalı*> tım ama mümkün olmuyordu. Ka Sırası geldikçe Bizde köy maarifi millî müdafaa meselesidir AnkaraÇankırı arasında işliyen tenezzüh trenleri Cihanbeyli, günden güne Orta Anadoluda şirin bir kasaba inldşaf ediyor Konya (Hu susî muhabiri mizden) • Geniş vilâyetimi zin geniş ka zalan arasrada bir yenisi varı Cihanbeyli.. Hududu itibarile çok vâsi ve serveti dblaynile de haylî ileri de bulunan bu kazanın mer kez* <tnevi> ka CihmhevH sabasvdır. kavn rehmi Bef Kaza haline getirilmiş olan «tnevi» ne Cihanbeyli ismi verilmiş}ir. Koçhisar tuz gölünün mühim bir kısmı ve Yavfan tuzlan müdürlüğü bu kazanm hududu içhkfedir. Yani şimdi tekmil Orta Anadoluyu tuz ihtiyacmdan kurtaran büyük Koçhisar gölü memlehalan Cihanbeyli kazasindan idare olunur. Bu kaza halkı koyuncu ve zürradır. Koyuneuluk birrncî derecede gelir. Geçen sene tiç yüz küsur bin ağnamı sayılmiştı. Kaza merkezi olan «fnevi» Konya • Ankara yolu fistünde küçücük bh* kasabaâV ve memleketimizîn her tarafı gibi bu küçük kasaba da binbir ihraal ve lâkaydf yüzünden olduğu gibi dahi kalamanuş, son • müş. Sldürülmüş bh* vaziyete geçŞimdi İyi bir kaymakam elinde ve idaresi altmda bulunduğu İçin mütemadiyen ilerliyor. Kaymakam Fehmi Bey, kasabantn bütün fanar ve ümran vasita • larile elele vermif hummali bir fa • aliyetle çalışıyor. Kasabayı ikiye ayıran bir eadde açılnuş. Tayyare Cemiyeti, Halk Fırkası taraflanndan cidden güzel ve kasaba içm ziynet olan, mühim ihtiyaçlan karsilayan binalar paytınlmış. Spor teskilâtı var. Onümüzd'eki seneye bir de Halkevi şubesi açılacak. Kaza halkınm ttftik ve yapağı • lannı mürabahacilarla perakendecilerin tasalluhmdan kurtarmak üzere büyük bir panayır progranu yapılmişbr. Ayni zamanda bh* pazar mah! • yetini de haiz bulunan panayırda kazanın yetiştrrdigi her nevi mah sul satılmakta ve kazanm ihtiyacını karsılamak üzere hariçten geti • rilen esva ve mevat ta kaza halkı tarafından satm alınmaktadır. Kaza, medent bir muhavere vasıtasiR<fan, posta mtizammdan mahrumdu. Kaymakam Fehmi Bey kazanm nahiyeler]« olan irtibatmı teminen muntazam bir telefon sebekesi vücude getîrmişth*. Nahiye merkezleri telefonla kazaya raptedi liyor. Her k3y de aynca nahiye mer kezlerme telefonla raptolunacaktır. Nahiyelerle kaza arasmdaki postalar da devamlı ve muntazam bir hale getirilmişth*. Her tarafında koy kanunu tat • bik edilen kazada ehemmiyetli bir korucu teskilâtı yapılnns, bunlann teçhizat itibarile yeknasaklıği ve mükemmeliyeti temin edilmiştir. Sebzesi kâfi olmıyan kaza mer • kezinde halkın ve memurinin sebze ihtiyacını karşılayacak bir bahçe vücude getrrilmiş ve bu bahçenin vücut bulmasında jandarma bölük kumandanı yüzbaşı Hamdi Beyin büyük himmetleri görülmüştür. Kaza merkezinin teşçiri için de çok çalışılmaktadır. Bu sene on bîn fidan dikilmiş ve bunlardan %97 si tutmuştur. Kaza merkezinîn Konya Ankara sosesi üstünde bulunması kaza içm ayn bh talih eseri addedilmektedir. Hergün Konyadan Ankara ya, Ankaradan Konyaya geçen müteaddit yolcu otomobil ve kamyonlan tnevinm iktısadî hayahnda da bazı faydalı tahavvüllere sebep oluyor. Emre Haaan ta jandarma kullanırlarsa milletin muhtaç olduğu asıl büyük inzıbatı temin etmiş olurlar. YedUinden yetmişine kadar tahsilin kıymetini bildiğimize henüz kendimiz dahi kani değiliz. Hâlâ irfana kulak tıkayan bu memleketin köylerinde ise insanı boşuboşuna dünyaya getirmez • ler; beş yaşını geçince hiç olmazsa adama tavukları kümese koydurur. lar, dan tarlasında kuş bekletirler! Bugün içm bina yaıpmaktansa yapılanlara talebe toplamak daha ha yırlıdir. FERİDUN OSMAN ayatta <Ya hep, ya hiç> nazartyesinin kofluğuna inanmamıs olsaydım, Türkiyede köy maarifi henüz yoktur, d'emekte tereddüt etmezdim. Bugünkü teskilât ve kadronun inkılâp şSyle dur • pıcı dostumun fikri illâ beni kansun, sahsî ve içtimaî terbiye yonündırmaktı!. Habire anlatıyordu: den bile ihtiyacrmızın yansı kadar Efendi, belki nazariyeleri tetverimli olduğunu soylemek ispatı kik etmissinizdir. Fakat, bilmediğikolay olnnyan bir iddiadm niz birşey vardır: O da, f ikirlerimiz Orta, lise, yüksek tahsil Imkftn • muvaffak olduğu gün dünyanın cen lan yüzde «loksan beş kapah olan nete dönmesinin muhakkak olduğukÖylerimizde vaktile tiç senelik o dur. O zaman, çöpçü ile başvekil akutmayi kâfi gormekle ne gaye gürasmda fark olmıyacak!. Herkes dülmüştür, bilmem. Fakat neticenm ne isterse, nekadar isterse herşeye muazzam bir salonun zifiri karan • malik olabilecektir. Siz Müslümanlığmda bes on kfbrit çöpü yakmaklar ahirette umduğunuz bolluklan tan ibaret kaldıŞım hiç çekinmeden dünyada bulacaksınızl. coyliyebilnriz. Köy mektepleri bir Kapıcınm bu sözlerine gayriihti • alay çocuğn, üç sene, bir arada tuyarî gülmüşüm!. Canı sıkıldı. tup gene cehlin hudutsuzluğuna sa Gülmeyiniz, dedL Bu bolluğu lrveren müesseselerdir. Bir müddet ve rahati bulmak içm evvelâ ahirete cam kavanozlarda besienip sonra gidip gene gelmek lâzımdır zan • gene büyük sulara ulaştmlan renknediyonsamz, yanıbyorsunuz. Yalli bahklar gibi!.. nız, biraz bekliyeceksiniz!. Belki, Aralannda zayıflan olmakla beon beş, belki yirmi sene!. Yeni varaber, hiç değilse gayreti bilgisiz sıtalar, aletlerle istthsal ziyadele • liklerinden fazla hocalamm» çok • fecek!. Meselâ, bir armut, şimdikitur, lâkin ne yapsınlar ki üç teneâ* nin on misli büyüklüf ünde yetişti armut fidanı bile yetistirilmez. rilecek... Yiye yiye bitiremiyecek Memleketten aldığım bu intıba • siniz!.. Bu sözlerinden kapıcının kolan nakleden yazılanm, Ankara . münistlik hakkmdaki fikirlerinin pek da Feridun Vecdi Bey üstadınn alâamiyane okhığunu ve komünistlik kalandırmis. Bu ünzanın arkasmda, ne olduğunu bilmediğini anladım. Türkiye maarifine otuz sene bilgi Kapıcımm teklif ettiği on beş, ve emek vermif bir kıymet olduğu • yirmi sene değil, benim beş dakika nu bildiğhn içm pek sevindrm. Çünbeklemeğe vaktim yoktul. Fransa kü ba mevzu ne kadar çok ihtimam Ziraat Bankasım ziyaret ve tetkik ve itina toplryabilirse o kadar ça için söz vermiştim. cTekrar görüsübuk ve iyi anlaşılacak, ve o kadar rüz, sen fikrinden vazgeçme» diyeehemmiyerle ıslahma kosulacaktır. rek dostunklan aynldun. Çünkü mesele aslî mahiyeti ve en O gün, Ziraat Bankasıni gezdik» tfüz gorünüsü ile Millî Müdafaa teten sonra kapıcımm hâlâ kulaklazinden baska birsey değildir ve benrında çınlıyan sözlermJen Fransace lâakal iktısat programi kadar daki komünist teşkilâtma inttkal et» mühimdir. Dünün millî akideler tim. Ahvale vâkıf birinden bu teşyoksulu ve fntikal devreleri nesii • kilât hakkında malumat ve kiiap nin çocuklanm, tam randmıanh istedim. Kısaea öğrendiğime göre, manevî terbiyeden uzak biraktıkca, Fransada komünist teşkilâta bilhasinkılâbımızın köklesmesinden daha sa apartıman kapıcılarile mektep az eesaretle bahsetmeğe mecbur hocalannı aralarma almağa çalış • kalmamız beni daima korkutur. maktadır Kapıcılardan hemen dörtte Köy mektepleri flç senelik kala • üçünün bu teşkilâta dahil olduğu caksa, yoktur diyip çıkmak daha soylenmektedir. Bundan maksat ta doğrudur. ü ç yıl sıra aşmdıran çoihtilâl işareri verüdiği zaman bu kacuk basit bir cem yapamaz, bir pıcilar vasıtasile para ve mal sahipmekttıp yazip okuyamazsa ondan lerini evveld'en bilmektir. Esasen, kendisi ve milleti için n« bekliyebL kapıcılar mal sahiplerine garazi olirsmiz? Ben bunu pek çok evlât Ian bh* smıftır. Mektep hocalan da sahibi köylülerden hüzün ve mermçok para kazanamıyan ve gayrimemretle isitmişimdir. nun denilen bir smıftır. Onlarm da Hakikat böyle olunca köy tahsili bugünkü içtimat teşkilâttan mem • nun olmadıklan cihetler vardır. küçük vatandaşlarda, üç sene süren hastahk, hapislik gibi • bir çocukHalbuki, apartıman kapicılığı Paluk hatırası bırakıp geçiyor, demekriste en rahat işlerden bhi olsa gerekth*. Zira, her kapıcınm apartıman te hakkım yok mudur? Vilâyetleri altmda muntazam, oldukça kon • mizde, taş duvarlar göze daha iyi fürlu birkaç odası, mutfağı vardır. çarpan icraat eserleri olduğu için Radyosu olanlar çoktur. tşleri de o adeta hastahk diyebileceğim • bh* kadar çok değildir. Zaten, kiracılann temizliğine dikkat ettikleri mer» koy mektepleri açma faaliyeti varAr. Fakat bunlann bugüne kadar. divenleri biraz süpürürler. Kiracıki semereleri • mezunlan tarama lano mektuplanm dağıtırlar. Ay lıklanm toplarlar. Fakat, kiracı suretile denenerek kalburdan geçi> lann bazı lüzumlu ve zaten vaziferilirse zannetmem ki vahiliği, ifti leri olan hizmetlermi yapmadık har paymdan eksik çıksın! Peki lan da vakidir. ama niçin? Edîlen masrafa, verilen Meselâ, bizim kapıcı Sğleden saemeğe, dökülen tere, kaybedilen at ikiye kadar hiçbir telefon muhazamana yazık değil mi? beresinden kiracılarmı haberdar etmez. Halbuki, mesele ayağa kalkıp Yazıkhr tabiî ve bunu tâli vazife f işi yerine sokmaktan ibaret bir işsabipleri de bilmiyor değillerdir tir. Kapıcı, bu saatte kansile rahat süphesiz. Lâkin ne dersmiz ki mücyemek iddiasmdadır. Saat dortten ! bir ruhî saikler ve taze iptilâlanmız altıya kadar da kansı hazmi taam içm gezmeğe çıkar. Kapıcilık dairesi belirmistir: Hüsnü kuruntumuzu ve telefon gene kapalıdır. Ben, bu gıcıkhyan istatistik hastalığı! Bir kavitten biraz fazlaca bahsiş versenede şu kadar mektep açılmış, mekle kurtulmuştum. O çıkarken bu kadar maas verilmis ve bilmem telefon fişini apartımanımıza bağkaç bin çocuk okutulmus... Halbu • layıp giderdi. Ben de onun afiyetle gezip rahat etmesine dua ederdim!. ki biz cetvel doldurmak değil, memlekete adam yetiştirmek istiyoruz! Fransada 12 tane komünist meb'Bu vaziyette yapılacak tek is us vardır. Her meb'us 75 bin kişiyi temsil ettiğine nazaran dokuz yüz vardır: Büyük köylerle, toplu olanbîn kişi demektir. larında beşer senelîk mektep aç • Fakat, Fransada mülkiyet çok mak, bunu tahakkuk ettirmeğe imkân taksime uğramıs ve hemen herkesin olmıyanlar da i?i zamana bırak . bir küçük toprağı, bir küçük evi, mak... Eseflenmiyelim, Cumhuri • biriktirdiği az çok parası olduğunyet hükumeti, onları da bir iki sedan orada komünistliğin yer tuta • mıyacağmı zannediyorlar!.. Son hâ nede beş senelik mektebe kavuştudiseler de bunu gösteriyor. Fransada racaktır. Lâkin hiç olmazsa bugün kahir bir ekserivet vatanoerverdir. vaziyeti müsait olaRİarında üç se Kapıcım gibi vatan ile alâkası ol nelik tahsille boş yere oyalanma • madığım zannedenler pek azdrr. mış, kendi kendimizi aldatmamış Buna rağmen amelelerden bu fır oluruz. Uç senelik mektep cisimleşkaya girenler vardır. Fakat, çıkanlar da eksik değildir. Heçenlerde, miş, şekilleşmiş nazariyeden ibaretmillî piyangonun beş milyon frangı tir. Koca bir insanlığa uzun ömrünîsabet eden bir vilâyet komünist sede kullanacağı bütün bilgiler • en finin paraları aldıktan sonra ailesile beraber ortadan kaybolduğunu, baş» asgarisi de olsa . üç senede verilebilir mi? Bu ne ucuz hayal, bu ne ka bir vilâyete hicret ettiğini gazetelerde okumuştuk!. Bu adamın igülünç umuttur! zini gazeteciler buldular. Meğer aO tek işin en miihim tarafı ise damcağız uzakça baska bir vilâ • çatı kurmak d'eğil, içini doldurmakyette bir şato alımş, birkaç otomobil ta görülmelidir. İlk mektep çağınedinmiş. «arkadaslar» şerefine ra daki çocuklan makul nisbet dahi hat bir kapitalist hayatı yaşamağa koyulmuş imiş! linde mektebe göndermekte çocuk babalarmm da, vazife4&rlann da Türk şairi tehi söylememîş: öğünülecek vaziyette olmadıklarını €Bulmaz yemezdir, ekserî erbatn iffetln Büyük Başvekilimiz açıkça söyle tGördük zamanenin nice perhizkârım' ALÂETTlN CEMlL mişti. tdarecilerimiz bu yolda, hat Her hafta cuma günleri Ankaradan kalkan hususî tren Çankmya pek çok ziyaretçi götürüyor Ankaradan gelen mbafMtr Çan Çankın (Hususî) Ankara ile Cankın arasında tenezzüh treni işlemesi dolayısile Ankara halkının bir kısmı havanın fena olmasına rağmen maaaile Çankmya gelmiştir Halk meyanmda Ankaranın Altınordu kulübü de Çankın muhtelitile bir maç yapmak için ayni trenle gelmiştir. Trenin Çankirıya muvasalahnda binlerce halk misafirlerini istikbal için istasyona gelmiştir. Tren Çankın istasyonunda durduğu zaman bütün halk hos gel • dmiz, aziz misafirlerimiz sadalarile trenden inenleri alkiflarla karşılamışlard*. Çankınya bir İstasyon evvel Tttneyde, gelen misafîrlere tekmil bahçelerin ve lokantalann mevkilerini ve fiatlerin gayet ehven ve nefis olduklaru» gösterir ilânlar dağıtıl mıştar. Misafirler trenden iner inmez muhtelif lokantalarda öğle yemeklerini yiyip fehrin muhtelif yerlerini gezmişlerdîr ve Ankaranın Altın • ordu B. takımile ÇanJnrı muhteliti arasında bir maç yapılmıştır. Altınordu ve Çankın muhteliti arasmda ktrt htaıyommdm btikbal «fithkm yapılan ba aamimt maçta Ankara Altmordn takınu 0 4 galip gelmiş* tir. Anicarah sporcular Çanknıda bulunduğu müddetçe Çankın ku • lübünün misafiri kalmiflardır. Misafirler şehri dolaıştıktaa aonm birçoğu Zabitan Yurdu bahçesine gitmişlerdir. Misafirler için Zabitaa Yurdu bahçesinde 8 kişilik bir Azerl Kafkas saz heyeti bulunmakta idL Halk muhtelif ağaçlar arasında gü>* zel ve temtz bir hava alarak akşam 18 e kadar hoş bir vakit geçirmişlerdir. Saat 18 de misafirler trene avdet ettikleri zaman gene binlerci halk tarafından teşyi edilmiştir. Ta» rafeyn arasmda bh* aynhk olmuf ve gene bekleriz, yasayın sadalan her iki tarafta yükselmiştb*. 18,15 t« tren veda düdüğünü Sttüre 8ttür« yavaş yavaş Çankından aynlmış, gerek trenden ve gerek istasyondat görülemiyecek bir mevkie kadar mendillerle birbİrierinl halk s*l&n> Iamı^tır. Ankara halkı gördüğü ba samimiyetten memnun olarak Çankındaki kanleflerine teşekkur • lerinİ bfldirtmşlerdir. Boğazları müdafaa edecek kadar kuvvetliyiz mtbat • mahiyette olmasma taraftanz. Bul • garistanın fazla güvenip Balkan misa kma girmemesi için sebep gösterdiği Cemiyeti Akvam nizaımnamesinin 19 uncn maddesi, Bulgaristana bir isti • natgâh olamaz. Bu, yalnız Bulgaristam yahnz başma bırakfarmağa sebep ohnr. Siyasette realist olunuz ve bugfinkS vaziyatleri olduğu gibi kabnl edip bu • nun uzerine çalışmız. Balknn misakın da Bulgaristana serefile mütenasip bir yer, her vakit muhafaza edilmişti. Biı, şimdi Bulgaristamn misaktaki bu yerini alacagmı ümit ediyoroz. Londrada mütecavizi tayin için hnzalanan mua • hede Bulgaristanı korkutmamahdır. Bu, Bulgaristan için bir kapan değildir. Bulgaristanın komsularma karsı hüsniî niyeti olunca zaten bu muahedenin kıymeti kalmaz. 27 tesrmievvelde Anknrad^ resmen ilk icthnamı aktedecek olan dört Bal • kan devleti Haridye Nazulanna, Bul gar Haridye Nazırram da îştirak et mesini samimiyetle arzu ediyoruz. Balkanlar artık yalnn Balkan devletlermindir. Bunu herkes anlamalıdtr. Bu, bir siyaset değil, bir cereyandır. Ve bu cereyana artık hiç kimse mâni olamıya • caknr. Zaten bugün buna mâni olmak istiyenler de yoktur. mudafaa edecek kadar kuvvetliyiz. Zaten yeni harplerde aan't tahkimattn bir kıymeti kalma • mıştır. thtiyaç olunca biz Boğazlan memleketin diğer aktamt gibi müdafaa eder ve banun için de hiç kimteden izin ittemeyiz. E* dimenin tahkimine de lüzam gor* müvoruz. Cünku oraya komm riz ve Yunanldar pibi samimi dostlartmvz vardır. Ve biz Edirnede, bu dottlardan hiçbirisinin de eözü o^madığım zannediyoruz. Sa~ yet Edimeâe bir kimtenin eüzü varta biz Edirneyi bugün tahkim etrrmeJert de mvdntan *4eb*l*rîT.% Gazi Hazretlerinîn Tnrkîyeden ha » rice seyahat edip etmiyeceklerini so • ran gazetecilere, Tevfik RBştü Bey: « Gazi Hazretleri münasip bir zamanda iBt defa Moskovayı ve bilâbtre de diğer devietlerm payitahtiannı zi • yaret edeceklerdir.» demistir. Memdah Talât Tevfik RüstU Bey bugün peliyor Cenevreden hareket eden Hariciye Vekıihniz Tevfik Rüştü Bey bu sabah ve şehrinrze gelecektir. Tevfik Rüstü Bey şehrimizde akşama kadar kalacak akşam trenüe Ankaraya hareket edecektir. Bogadarın tahkimi için ısrar etmed'k. Bir. vatanımrzın bir parcav olan Jİ'>Zf7İ0ri Jüzanmnda Torba'ıda mektep sergileri Torbalı (Hususî) Burada spor faaliyeti de günden güne artmaktadır. Torbalı Yıldınm spor kulübü son RÜnlerde faaliyetinî artirmış, tatil devresinde yapacağı maçlar için calısmağa başlamısttr. Vilâyetimiz ilk tedrisat müfettisleri baslarında Vali Kâzım Pasa olduğu halde Menderes havzasmda tetkikatta bulunmak üzere kaza mıza gelmişler ve harada baytarî işler üzerinde mesgul olmuşlardır. Kaymakam Muzaffer Bey muh telif hizmet ve faaliyetlerinden dolayı Dahiliye Vekâletince takdir edilmiştir. Tedrisat sonu dolayısile talebe tarafından bir sene zarfında yapılan işler sergi halinde teshir edilerek talebe velilerine gösterilmektedir. Yalnız tzmv Vilâyetine mahsus olmak üzere Valimizin arzusu üzerine bir de Eti köşesi tertip edilerek Eti medeniyet ve tarihile Anadoluda muhtelif yerlerde bulunan eserlerîn örnek ve resimleri gösterilmektedir. Eti köşesinde ve diğer işlerde bil Tekirdagında yeni mahsu!(l Tekirdağı (Hususî) Şehri mîz Ticaret v e Zahire borsasına 1000 kilodan fazla taze arpa mah» sulü getirmişlerdfr. Ferhad'anh köyünden Feyzi Efen> dinin getirmiş olduğu ilk arpa mahsulünün kilosu 17 kuruş bh* paraya kadar arttrnlarak merasimle satılmı>«tTr. Taze arpa borsada satılmadan ev* vel Borsa Komiseri Rüştü Bey tüc car ve köylülere güzel bh* hitabe söylemiş, yeni senenin uğurlu ve bereketli olmasını temenni etmistir. Aylardanberi devam eden kuraklık yüzünden mahsulât bu sene dahi evvel idrak edilmiştir. Taze arpa mahsulü memleketimizin iktısadt hayahnda büyük bir küşayişin baelangıcı sayıldığından rençperin v e umum halkın yüzü gülmüştür. hassa dördüncü smıf talebelerile muallim Cemal Beyin gayret ve faaliyetini memnuniyetle kaydetmek lâzımdır.