0 Hariran » C 34 TELGRAF HABERLERI Konferansın akıbeti GUNDE Bir büyiik şair BÜJ 28 YAKIN TARtHTEN SAHlFELER Umumî komisyon, mahallî emniyet itilâflarının aktini teshil edecekmiş Cenevre 8 (A.A.) Dün gece M. Bartu, Eden ve Noraıan Davis tarafmdan hazırianan karar sureti hakkında îngiliz ve Amerikan heyeti murahh?sa • lan bükumetlerinin tasvibini almış ol • duklarmdan M. Bartu konferansta bu aksam mezkur vesikaya muncer oian müzakereleri anlatacaktır. Bu karar suretmde deniyor ki: Umamî komis yon evvelce izhar olanan beynelmîiel mütalea ve reyleri nazan ita'bara ala • rak ve mesaisme devam etmek Ifizu • ımma kanl bulunarak bürosunu silâh • sızlanma hakkında ımramî bir mukavele aktine mSncer olabilecek bütün va • sıtalan aramağa davet eder. BüHin bunlar Almanyanın tckrar konferansa av • detine halel getirmemelidîr. Bir te neden sonra Avrupa emniyet hakkraIIHIIIHIII da bîrçok mahaTIî itOâfiarin aktedflmif olmasma bmaen umomi komisyon bu nevi yeni itilâflann rktini kolaylastnacak bütün iptidaî tetlnicata devam için hususî bir komite teskHme karar ve • rir. Murakabe ve tatbik zam?nlanna ait mesaiye devam olunacaktır. Umu • mî konrsyon» nava komitesmi beynel mîlel tayyareciii&'n tanziml hususundaki mesaisine devama davet eder. Silâh rmalâta ve Hcareti komîtesi de tekrar mesaisine başlıyecakhr. Konferans burosu biribirine muvazi gidecek olsn b&tân bu mesatyi tanzhn eyliyecektîr. Nihayet komisyon konferansın daîmt ve bir sulh konferansı olarak ilânına dair Sovyet Rasyanm yaptıgı teklif bö • kumetlere büdirilmeâni reislnden rica etmektedîr. Bir yahudi idama İngilizler ıpege mahkum oldu kontenjan koyacak Bu karann Japonlar için olması muhtemel Londra 8 (A.A.) «Finançiyml Nigus» • göre ipek ithalâtına tngilter« tarafından kısa bir zamanda kontenjan konmasına, tngiltere hfikumeti karar vermiştir. Bu kontenjan Fransaya müsait olacakbr. Bu gazete diyor Irî: ctngiltere hükumeti bu karan «at'i olarak almışbr. Bu konetnjan •mai mamulâta kooulan ilk kon • tenjan olacaktır. V e bu itibarla hu•udt kanunlar yapılmasını ve ka • bul edilmesini icap ettirecektir. Fakat kontenjanm yalnrz Japon HhaIftfana m , yoksa bütün mevaredata mı konulacağı henüz malum değildir.» Yalnis Japonlara tatbik edildigi takdirde, ipeklilere konulan kon • teajanın sarar verici bir mahiyette olup okmyacağı hakkında hukuk adamlannm mütalealarma müra • raat edilmistir. Fakat hukuk adamları bu husu&ta bir karar vermefc için mutabık kalamamı«lardır. Kudüsteld cînayetin muhakemesi bitti Kudus 8 (A.A.) Ohn 8ç gfln sSren mohakemeden sonra, roahkeme, «Revizo» fcrkasma menaup ve Sionistlerin siyast icra reîsî doktor Arlotorofo 17/6/933 te vukubdan lratlinden toela uci Yahndiden Shıvksyyî idama mnhkum etmiş, Roteblat Jçin beraet ka • Suçralarm, Arlotorofun uzerrae so • ğuk kanlılıkla ateş ettikleri iddia edilmistir. Doktor, zeveesfle beraber ge ceyansma doğru dolafirken vuru! mustur. Cinayetm sebebi olarak, Arlosorofla arkadaslannm takip ettikleri resmî sionîst politikaya, suclularm şiddetli muhalefeti gösterümek • tedir. Suclular masutn oldufclarma dalr itiraz etîmslerdir. Abakbnerr isimli üeöncfl «uelu aleyhinde kâfi delil olmadığmdan «erbest brrakılnwtır. ç gSn evvel, biz burada Hasîmm olumunun yıldonumu münasebotile merasim yaparken, Fransızlar da. Pariste kendi büyiik bir sajrlerinin hatırasım tebcfl ediyorlardı. San'atm muayyen bir vatan ve mfl liveti ohnadığına göre, son asnn en buyak siir dehalarmdan biri olan Lokont dö Lil (Leconte de I'tsl) hakkmda kendi vatandaslarmın gostermis olduklan bu kadirsinasii^ı vesile ederek, biz de kendisinden ve esorlerinden bir nebze bahsedebilîriz. Lökont do Lil gerçek, pek büyuk bir •airdi. Kendi asnnda yaşamif olan meslektaşlanndan hiç birinmkine b'nzemiyen tarzı ve üslubile yarathgı şiirler, her zaman derin bir zevk, sontuz bir heyecanla okunacak şaheserlrrdir. Her mısramda, çok duvmuş bir kaibin, eok ve doğru düsünmus bir fikrin iz • Wi vardır. O, Afrika çollerindeld vahsi hayvanlarm, seraplarm, rasan rubunu inleten azametli ızfaraplann sa • iri o1mu«tur. Aşk, garam, ehemmiyet • siz gönül yaralan, candan ve canan • dan istikâ Lokont do Lilin daima dehası haricmde kalnruşhr. Bu suretle, kurmus olduğu parnasi • yenler mektebinin basma geçen bu buyuk adam, hakikî siirtn uç Ksash prensîbe riayet etmesi lâzun geleceğini ortaya atamsfa: «Şair romantfk hassasi • yete kapıimıyirak, darma f&tursuz ol • malıdır.. Şiir, kalp ıztnabmm, adî heyecanlarm ifadesi değil, gSzeOigin i fadesidir.. Şair, herşeyden evvel bir •an'atkârdv ve san'at için çalışmalidır.» Maaraafih, bizzat kendi, bu kaide • lere tamamile riaye^kâr olanutdı. Çok ruhî azap içinde idi; hassasiyeti kes • kmdi; ve çektigi tzhraplari siirlerine nefhetmekten kendnri koruyamadu Bflhassa, beseriyeti Stedenberi i*sral e • den en mühim bir endişe ile, 5Khn ve ahİret endisesfl^ maluîvi. Bütün di I'rin, ahiret muammasını hal îcm sar • feyle^ikleri bisnt gayretk>ri dîkkafle, itina ile tekip etti. Ve bu yüzden git • gide bedbin oldu. MuhayyPesi yemsndi. Hayatm W • J tifa hâdiselertnî, butun harekâhm, hiçbir edibe, hiçbir ressama nasip olrm • yan bir Inıdret ve movaffakiyetle tasvir etti. Barbar siirler, ve Annlc şürler adnn tasıyan iki baslıca şiir mecmua • lannda, vahsi ormanlann korkunç cazibesmden, ummanlann basdondürfi • cü az»metme kadar, tabiatra butân guzelliklermi trrennum etmistir. Onun eserim okuyan, tabiatin azameti kar ftsmda htsanm biçlighu hisseder. Hıristiyanlıgm ruh ve ahiret hakknt* drki hurafelerini, Lökont dS Lil sur • lerile yıkmağa çalışmısfar. Bu bahse temas «den mtsralarmda kagm bir de • nvrin yakıa sıcaklığı duyulur. Lokont do Lilden evveiki şairler, bilhassa ro • mantikler, yıld'zlarda çok dolasmıs'ar, orada baska bir âlem aramışlardı. Fakat, onlarm ellerinde, dinî kanantlerm kor meşalesi vardı. Lökont dö Lil bu raeşaleyi söndürdü, ve giânesle karfi karsıya kaldu Onun bir tek fen% cfeeti bedbinligi olmuştur. Fakat, ydiarca aradıgı ha kikate bir türlü k?vuşamıyan insan nanl bedbin o'masnı?. Buna ragmen, Slünceye kadar, «8te tarafm» snrmı aniamaga çalıştı. Ve ıvhayet hpkı filozof Sopenhaver gi bi, yalnız ve valnız, insanın hiçligine esef ederek oldS. Geeen gunku merashn. iste bu hiç • lifte inkılâbın kırkına yıldönümünfi yadetmfk için oldu. ittifakı teşebbüsü |HEM sene evvel bir Balkan nızın zulmünden bizardırlar. Çoğu Bulgaristana iltica ediyorlar; seffl olnyorlar. Gelemîyenler, mai ve canlanna diiskün olanlar da silâha sanlıyor • lar. Asidir diye bigünahlar takip edi • liyor, hapse ahlıyor, öldürüKiyor. Bu hallerden dolayı yahuz Makedonya?! • lar değil; bizim Bulgaristan ahalisinin de heyecanı ve galeyanı nihayet dereceye vardu Bunlan zaptedemiyoruz, edemiyecegiz. Meyusiyetin, ümitsizli • ğin sonu eibet iyi olmaz» diyorlardı. Prens Ferdinanda gelince müfrillerin ona da tahakküm ettiklerini ve nefsini ve mevkiini tehlikeye düfürmemek için nazırlarm şikâyetlerine iftirake mecbur olduğunu hissettîm. Elhasd Bulgaristan nanrlanna akıl ve mannk dairesinde mübahaselerle, münazaralarla, münakasalarla meram anlatmanın, hak ve hakikati teslim ettirip devleti metbualarma karşı mustakimane ve sadıkane bir meslek ittiha • zraı kabul ettirmenin imkântm göre • medim. Pariste Balkan ahval:ne vukvfn o • lan dostlanmla, ezcümle ahbapça «A ve teklifsizce görüftüğüm Strbistan ve Romanya ve Yunan sefirlerile bevni • mizde evvelce yani Sofya seyahatim • den evvel geçen sö^lerden Snplann, Romanyalüarm, Yunanlılarm Bulgar • lardan çekindiklerini ve aralarmdaki nkî münaferetten baska siyasî ve ikh sadî îhtilâflan bertaraf edemeyip he • le Makedonya meselesinde anlasama • dıklarnn, uzlasamadıklarmı öğrenmistim. tstitlâatnn hakkmda kanaati tanv me hasıl etmek için Belgrada ve Bükrese kadar bir cevelân da yapmutırr. Temas ettigim Sırbistan ve Romanya znnamdarlarile ve ezcümle Snp Başveküi M. Paşiç ve Kral Petro ve Romanyada muhafazakâr ve liberal fırkalan reisleri M. Kantagüzen ve M. Storça ve Hariciye nazm M. Lahovari gibi mnhim şahsiyetlerle görüserek teatii ef • kâr etmistim. Hepsi Bulgarlardan acı acı şikâyetler etmislerdi. « önlerine geçümiyecek olursa Bulgarlar bu gidisle kaplanna sığamıyacaklar, basınuza belâlar çıkaracak • lardar» diyorlardı. Elhasıl Sırbistanın, Romanyanm, Yunanistanm bizimle makul ve münasip seraitle Bulgarlara karft hafi bir hilâf husule getirmeğe meyyal olduklarma yakin hasıl etmistim, Sofyadan avdetunde Bulgar na • zırlannın dediklerini Sultan Abdülhamide bildirdikten sonra reyimi sorunea vicdanî kanaathne ve Sırphlar, Romanyahlar ve Yunanhlarda gördüğüm isfa'dada binaen: « Halihaznda bizce yapacak sey btran evvel Snbistam, Romanyayı, Yunanistanı d e alarak bir «heyeti müttehide» tesis etmek, Bulgarların taar • ruzlarma meydan vermemek, statükoyu muhafaza eylemektir. Şayet Bulgarlar gemi azıya abp ta bize çatacak o lurlarsa mudafaai meşrua halinde bukmcagunızdan muttefiklerimizle beraber hemen silâha davramp Bulgaristanı vurmak, gerek bize ve gerek onlara mazarrat iras edemiyecek bir hale koymaktır.» Zemrnmde bir rapor takdım elüuı. Sultan Abdülhamit mülâhazatımın icabı hal ve maslahata uygun%ğunu teslim etti. Az bir müddet sonra beni Paristen tstanbula celbetti. BertafsÜ verd'ğim fifahî malumat ve izahata göre Bulgaristana karst ihtiyatlı bulunmanın vücubuna hükmetti. Çit köş • künde Teftişi Askerî komisyonunu topladu Ben de haznr oldugum halde Erkâmharbiyenin mütaleasmı sordu. Komisyon heyeti, «Bulgarların bize taarruzu vukubulacak olursa seferberIig^n sekizinci günile on besind günS arasmda bizden ziyade kuvvet cem'ile tecavuzî harekete geçecekleri muhakkakhr. B'naenaleyh kuvvetçe onlardan dun bulunaeagnnız bu zaman zarfm da ordumuzun bazı kıtaatmm sakathğa ugraması muhtemeldir. Bu muvaffakiyetsizliklerin gerek o zaman ve gerek seferin atideki devirlerinde muzır tesnat hasd etmesi tabiidir. Bu sebeple su sekiz on günKik tehlikeli iptidaî devir esnasmda tarafeyn kuvvetçe tam b''r muvazenet hasıl etmek ve düşman kuvvetlerini baska taraflara sevke icbarla ordumuzun yükünü azalt • mak vacibesile Sırbistan, Romanya ve Yunanîstanla ittifak aktetmek dairei askeriyeee mürettep plânın sektesizce tatbikile muvafrakiyetimizin leminî NAUNA MIHİNA • ^ 1 ^ • Boğazlar ve Trakya 1 Suİtan Hamit 1906 da Bulgarların vaziyetinden endişe ederek Balkan ittifakı yapmak istemişti 1906 senesinde Bulgarların birkaç milyon para ele geçirmek için tevhidi düyun muamelesi yaphkları ve fazla harp levazımı ve edevatı siparisine basladıklan haber alınmısh. Bulgarla rtn kendilerile hafi ittifakımız olduğu halde Rumelinhı büyük bir kısmile tstanbulun zaph emeline düstükleri ve büyük devletlerin bazılan tarafından tesvik ve himayet gördükleri de mevsuk addolunan bazı membalardan Sultan Abdülhamide büdirilmisti. Padişah bu haberlerden ürktü; telâş ve endiseye düstü. Bulgaristan Prensi Ferdinandın haklamda hüsnü nazan ve teveccühü oldugunu biliyordu. Beni, Pariste büyük elçi iken, fstanbula ça • ğnttı. Prens ve naznlarfle görüsüp Makedonya Bulgarlannı isyana sevke den komitacılann faaliyetlerine karşı müessir tedabir ittihazmı istemek ve Emaretle devleti metbuası arasmdaki hüsnü münasebata halel veren bazı ihtilâfabn halli için müsait bir zemin haznrlamak ve prense, beynimizdeki hafi Htifakla da müeyyet olan, sadı • kane ve müveddetkârane hissiyahna emniyeti berkemal olduguna dair pe • derane ve mSsfikane beyanatta bulunmak uzere beni Sofyaya ve oradan da o orada Maearistandald satosunda bulunan prensin nezdine gönderdL Gerek Bulgar nazırlarmı ve gerek prensi soyletip zihniyetlermi, dosthıklanna ve sadakatlerine itimat caiz olup olmadıgını kesfe çaksmaklıganı em • reltL Bulgar nazırlarue ve Prens Ferdi • nantla Makedonya vukuahna ve sair baa mevzulara ait anunzda geçen sozlerden bence hasıl olan intıbaata göre, prensin padisaha hürmetî berkemal olup devleti metbua ile bozusmak ve ahtinde vefasuelık etmek istemediği ve fakat Bulgar nanrlanna, bahu • sus birkaçmm aslen Makedonyah ol • malan ve bazılannra da komitacılara mütenuıyil bulunmalan doiayısiie pek itimat caiz olmadıgı ve kâfi kuvvet haznlayıp hrsat bulacak olurlarsa bize taarruzdan çekinmiyeceklerine ve o TJtmapVi hudutlan içmde çok zaman kalmak istemiyeceklerine manmakk gunız lâzun gelecegi ttikadında bulundugumu padisaha bfldirdim. Sultan Abdülhamide roübaatımm hakikati hale uygun oldugunu teyit edecek surette baska taraflardan da m«lAm«* veribnistL Bo tarihten sonra Bulgaristan zunamdarlarmı eskisinden ziyade dogrudan dogruya ve dolayt • aüa tarassut altmda buhmduruyordnk. Bulgarlarm, Makedonyayı zapta hal ve zamanı kendi kudretlerini defaten müsait buhmyacak olurlarsa o vakitki üç vilâyetimizi bir eyaleti mümtaze sekline koydurmaga ve sonra vaktfle Prusyalılann küçük Ahnanya hüku • metleri hakkmda yaptıklan gibi Bal kan yanmadasmda kendi riyasetleri ve nüfuzlan altmda bir cheyeti müttehide» tesisHe Makedonya eyalethn de o heyete dahil etmeğe çalışmsğı kararlaşhrdıklanm ve Sırplarla Karadağh lan Rumeüdeki vilâyetlerimizden hisse vadile Hma ederek ele almaga gay> ret ettiklerini haber ahyorduk. Sultan Abdülhamit bu haberlere ehemmiyet veriyordu. Aradan bir sene kadar geçtikten sonra beni tekrar ts • tanbula celbetti. Bulgarlarm bu tefebbüslerine ve faaliyetlerine karsı bir vaziyet almadan evvel Bugaristan zimamdarlarile bir kere daha görüsmek üzere beni gene Sofyaya yoüadı. Bana verdigi talimat su idi: Emaretçe iddia olundugu gibi Ma • kedonyadaki igtisasata büyük küçük mahallî memurlarmuzm suridfireleri, suimuameleleri, huaflan dcfpl Sofya • daki komite reislerinin tahrikâh sebe biyet verdiğrni kanaatbahş delüler ve vesikalarla ispat etmek. Cidden şikâyeti mucip ahval olup ta bildirilecek olursa men'ine tevessül edüeceğmi temin eylemek. Makedonyada sükun ve asayişht tesisi için tarahmızdan sarfe dilen mesaiye emaret tarafından da iftirak edilmesini talep etmek. Prensin ve Bulgar nazırlarmm halrkî düsün celerini kesfe gayret eylemek. Bulgarlar beni Sofyada alâyisle ve izazla kabul ettiler. Ancak son za manlarda isbasına geçen nanrlann çoğu Raca Petrof gibi Makedonya komitacılan ile ayni fucirde olan müfritler» di. jcMakedonya Bulgarlan memurlan ugün de gene Boğazlar mese • lesinden bahsedeceğim. Mul> • terem karilerim, bu mevzuîaı fazla alâkadar olmamı çok görmezIeH camrun. Çünkü can boğazdan geldigi gl>i bizim memlekete de iyi ve kotB birçok şeyler Boğazlardan gelir. Boğazların Türkiye için en büyük ehemmiyeti Trakya ve tstanbulun emniyeti bakımmdandır, Harp fennindey arkasmı emin bir yere vermiyen bir ordu, gerisini tehlikesiz ve dost bn» komsuya dayamıyan bir memleket için, vaziyet daüna tehlikelidir. tatan • bul ve Trakya, Türkiyenm asd kuvvef membaı olan Anadoludan bogazlarla aynlmiftır. Memleketin iki büyük par« çasmı btrbirinden ayıran bu deniz yo> luna mfittakbel bir harpte berhangi bir düsraan hâkim oldu mu, Istanbulla Trakyantn müdafaası çok çetin bir if olur. Bu vaziyette, Turkiyentn Avru padaki topraklarile Asyadaki araziai> n<n irtibatı kes'lir. Harp halinde bu hn tibatsızhğm pek vahim olacajım söy< lemege lüzum var mı? Demek ki Boğazlar meselesi, Turid • ye için tamamen hayatî bir emoiyef meselesidir. Msmleketimiz icra bu de • rece ehemmiyeti haiz baska bir mesele yoktur ve olamaz, dersek bu iddiamı** da en küçük bir mubalâğa bfle mevcut değüdir. \ Boğazlarm tahkimine taraftar o h m yan meroleketlerîn Türkiyenio erani + yet ve selâmetmi istemedikleri'ni, ts * tanbulla Trakyayt daimt bir tehlika albnda bulundurmak gayesini takip) ett&lerini dusunürsek böyle bir d&sun. ceye kapıhnakta elbette haklıyız. Bir memleketin bu kadar mühim bh* emniyet meselesi karsısmda, beylik sözlerle denizlerin ve deniz ticaref yoDarnun aerbestisinden bahsetmek manasız bir seydir. Esasen, Boğazların tahkimi bu serbestilerin hiçbirini ihîâl edecek degfldir, yalnız tstanbul ve Trakyanm emniyet ve selâmetini te min edecektir. Kimse bizi emniyet ve selâmethnizi aramak hakkmdan mah • rum etmek «alâhiyetini haiz olamaz* Herşeyden evvel bizim emniyetimis temtn edibnelidtr ve nihayet Boğaz • lann, TürkiyenTi topraklan arasmdan geçen bir F9İ olduğu unutnlm>»malıd'r. Ibrahim Tali Bey tetkik seyahatini bitirdi Bu'garYunan münasebatı Sofya 8 (Hususî) M. Maksi • mos Cenevreden avdet ettikten sonra, Yunanistanla Bulgaristan arasın* daki muallâk meselelerin kat't olarak halli için müzakerelere başlanacaktır. Hükutnet, iki memleket arannda iktısadî mönasebetlerin dü • zelmesi için bu gibi meselelerin a z zamanda ve makul bir sekilde hallediimesini arzu etmektedîn. tki hükumet murahhaslanndan mürekkep bir komisyonun yakin bir zamanda toplanacağı siyasî mehafilde söylenilmektedir. Rıza Şah Hz.nin seyahatleri (Birînci sahtfeden mabat} rılacaktır. Geçtiğimiz her vilayef, kaza ve nahiye merkezlerinde ŞaH Hazretlerİni istİkbal İçm büyük hazirlık faaliyeti vardır. Yarm naduda vâsıl olacağız. Şah Hazretleri pazar gimü «aai onda hududa vâsıl olacaklardır. Bütün bu havalide havalar çoic güzel gidiyor. Seyahatin iyi geçeceği tahmin edilmektedir. Jtösfti Bekir Edırne 8 (A.A.) Umumt nQ> fettif tbrahhn Tali Bey müfettislik mıntakanndaki tetkikahm bitirmiş v e dün aksam saat 16 da refakat • ierinde Ediroe Valbi ö ı d e m t r Bey olduğu balde Uzunköprüden hareketle yol üzerindeki köylere u g n yarak Edirneye muvasalat etmis tir. Çeliuskin kazazedeleri Vladivostukta Moskova 8 (A.A.) Bütün ÇeCnskm kazazedelerile kurtarma ifi • ne iftirak etmif olan pilotlar dün Smolensk vapurile Vlâdfvostoka nravasalat etmişler ve sehir halkı tarafmdan merasimle karsılanmiflardir. Bulgaristan ve Balkan konferansları Sofya 8 (Hususî muhabirimizden) Balkan konferanslanna iftirak e • den Bulgar heyeti murahhasası bu» günlerde içtima edip tesrtnievvelde tstanbulda toplanacak olan yeni konferansta görüfüleeek meseleler hakkında müzakeratta bulunacak tır. Bu içtimada Bulgaristanın ts • Unbul konferansına iftirak edip etmemesi meselesi de mevzuu bahsedilecekmis. tstanbul konferansında görüfüleeek meseleler Balkan misakmın aktinden sonraki vaziyet, Balkanlardaki yeni siyasî kombmezonlar ve ekalliyetler meselesidir. Bütün bu meseleler hakkında Bulgar heyeti murahhasası daha şimdiden karar alacak ve fayet Bulgarlar konferansa iftirak etmemeğe karar verirlerse Bulgaristan o zaman bu kararlannı tahriren konferansa btldirecekmis, Yavuz bugün hareket ediyor Büyük ve muhterem misafirimis tran Şahı Hazretlerİni Trabzondan alarak Samsuna götürecek olan Yavuz zırhhmız dün Haydarpasa açıklanna geltnistir. Hamidiye kru> vazorümüzle Yavuza refakat edecek olan üç torpito da dün sabaK Gölcükten Moda açıklarma gel • mif ve demirlemiflerdir. Harp gemilerimiz bugün Trab • zona hareket edeoeklerdir. Şah Hazretlerİni Sarmundan Ankaraya götürecek olan hususî tren d e pazartesi günü Hayd&rpasadan Ankaraya hareket edecek ve ora • dan Samsuna gidecektir. Muhterem misafkimizin tesrifleri münasebetile tstanbulda kurulacak o lan taklar bitmek üzeredir. Köprüde Belediye namına hazrrlanan büyük taktan maada, fehri • mizde bulunan tran tebaası tarafından da büyük bir tak insasına başlanmiftır. Birçok müesseseler tarafmdan külliyetli miktarda tran bayrağı u marlanmıstır. için yegâne çare hükmündedir.» Ze mininde bir mazbata yapıp verdtler. (16 şubat 1322) İste bu karar üzerine Sultan Abdülhamit beni bu üç devletle hafi ittifak aktine merour etti. Aldığım bu emir ve salâhiyet üzerine iptida Belgrada gitim» (mart 1907) ordaki teşebbüs ve mü!âkatlanmı bundan sonraki yazımda anlatacağun» Amerikada kalkınma işi Vatington 8 (A.A.) Bugün teblig edildiğme nazaran, mfllî kalknuna müessesesi bundan »onra Amerikan sanayirnden, istisnat ah • val mevcut olmadıkça, fiat tesbit etmiyeceği gibi ucuz fiatle tahrip kâr rekabet »iyasetini d e meneyliyecektir. Mesai konferansı (Birinet toh'ıfrten mah"*) vardrnı etmek'e henher iktısadî kal Inmn»yı da ihiâl etmtyecegine daır kat*î bir kxmıat getirmis ohnxn lâzm geldigim sSylemİsbr. tngOiz hükumfet ıywf»J>Vn«ı mesa» mn*'«î*''"nm dev?mı hakkmda bir ımıkaveie imzası zamanınm henöz jre'medîiH müta'easmda bu hmmus ve fakt buım muht^lif meraleketlerde teHokine devam olunmasını terviç eylemisHr. Buna mukabii ttalva hukumet mu • raVhası, 4 0 saat'ik bafta mesaisini şîddetle müdafaa etmis ve sanavi refmindekt teknîk tahavvBnerîn böyle dai mî bir tedbiri zarurî kılmakta olduğunu soylemiştir. Konferans Avustralya amele mu • rahhasfle tsganya hükâmet raurahhasmm beyanatmı da dmledikten son • ra beynelmilel me«si bSrosu raporu • nun kabulS ve metinlerinin de hususî komisyona havalesi hakkmda amele ma rahbaslan grupunun verdiği takriri ka Bulgaristan zahire ihracını menetti Sofya 8 (A.A.) HSkâmet bir karamame fle Bulgaristandan her türlü uhırenin ihracını menetmifbr. Bu karara sebep ekinleri muteessir eden devamh kuraklıktir. Bulgaristanda mahsulât Sofya 7 (Hususî) Bu seneki kuraklıktan Bulgaristandaki mah • sulât fevkalâde mutazarrv olmuştur. Şimalî Bulgaristandaki kışlık mahsulât y a n y a n y a mahvolmuştur. Yazlık mahsule {relince, bunlar simdiden sonntf yağacak yağmurlara bağlıdır. Cenubî Bulgaristandaki mahsul, yağan yağmurlardan biraz fayda gördüğünden daha iyidir. Hükumet bütün ziraat mndtirler>ne gönderdiği sıla bir tamimle mah • sulâtt mahvolaa yerlere nusır, fiy gibi geç ekilen yazlık mahsulât ekmeleri için halkı tesvik etmelerfni v* boş arazî btrakümjunasnu emret • miftir. Pariste 6 şubat hâdiseleri tetkikatı Pari» 8 (A.A.) Pariste 6 şubat ta vuku bulan hâdiseleri tetkike me • mur hususî komisyon zabıta kuvvetleri tarafmdan 19,45 te silâh kuüanıl • nuş obnasnu, nümayisçiler şiddet ha • reket'yrinde bulunduklanndan muhjik görmüf ve fakat saat 23,30 da vazi • yetrâ tamamile akstne cereyan etmif oldugunu tesbit eylemiştir. Komisyon ayni zamanda nümayişçilere dağılmak emrinin kanunî şekfllerdc verilmemiff fikjugunu etmistir. SAÜH MÜNlR