Tevfik Rüştü Beyin Bükreş ziyareti (Birinci aahifeden mabat) Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Bey ş e • rtfine verdiği ziyafette Romanya Hariciye Nazm M. Titulesko aşağıdaki nutko söylemiştir: « Vekil Hazretleri, Aramızda bulunmarrzı Romanya Krallığı hükumeti namına hususî bır ecvinçle selâmlarım. Rumen milleti bilmektedir ki, kendini samimiyet ve fikri takip ile hasrettıği beynelmilel iştiraki mesai eserinde, aralannda hiçbir anlaşma mevcut olma* dığı halde, daima kendisı gibi düşünen ve hisseden sadık bir dostu asıl Tiirk milletinde bulmuştur. Rumen milleti gene bilmektedir ki, bu iştiraki mesai eserinde Tiırkiyenın emelleri, yorulmak bilmiyen âlicenap faaliyetinizle memleketinize ve ken • dinize bugün herkesin mentmuniyetle tanıdığı bir ihtiram mevkiini kazan • dzran zah devletinizin sahsiyetinde tecelli ebnektedirler. Romanya ve Türkiyenın faal ve *a« tnimî bir dostluk takip etmeleri nıu kadderdir. Biz bırou bulusmamızın ilk gününden itibaren anlamıstık. Dostluğumuzun başlangıcını hatır latm&ma müsaade buyurtnanızı rica ederim. Cenevre konferanslarının uzun aylarmda, alfabe sırası mucibince ye şil masa etrahnda karşı karşıya ohırurken ber ikimiz de, Vekil Hazretleri, birbirimizi tetkik ve müşahededen muhabbete, muhabbetten filiyata, fili • yattan da tesküâta doğru tekamül et tüc Münasebatımızın birinci ve üçüncü safhalarmın kısa geçmelerine mu • kabiL fldnd devre her ikimue de bir ebediyet kadar uzun gelmişti. Çünkü o zamanın siyasî icabah arzulnrunıza kolayca inkıyat etmemekte idi. Tai>ettur buyurunuz ki, Vekil Uazrttleri, a zerinden pek çok zaman geçmiyen öyle bir an olmustu ki, mütekabil rrriina •ebabmızda yapabüeceğimiz azamî şeyin merrJeketlerimizden birisi bir te • caviize maruz kaldığı takdirde diğe • rinin buna iştirak etmemesi hususunu taahhüt etmekten ibaret oldoğunu müşahede etmiştik. Bu pek parlak degildi, falcat cesaretimizi kaybetmedik ve filbakika 11 tefrinievvel 1933 muahede•ile tecavüzü mahkuro edebilir bir vaziyette idik. Dört ay sonra 'da Yuna • nistan ve Yngoslavyanın kıymettar t<sşriki mesailerile, takip ettiğimiz gaye • T« vâsd olduk: Balkan hudutlarumzın cmniyetlerini zamân altına almak... Çünkü bu teşriki mesai esnaımda mütecavizin gayet elâstikî mefhumunu tarife muvaffak olmuştuk. Bu büyük işe, sulh için ehemmiyetU bir yardım teşkil eden iştirakinden dolayı Sosyalist Sovyet Cumhuriyetleri tttihadma şükranlanmı bildirmeği ötedenfoeri bir vazife telâkki etmekleyim. Her türlü nazarî mülâbazalardan hariç ol&rak sade ve snf bir fiil haysiyetile tecavüzü sarih surette tarif etmek, bu tecavüzün vukua gelebümesi için mu • hakkak vücudü şart olan arazi mef bumunu dikkatle tasrih etmek, bu aca kadar milletlerm ve onlan idare e • denlerin faaliyetlerine hükmeden müphetn emel ve ülkülerin mazur gösterebilecegi dahilî ve beynelmilel sebep • ler her ne olursa olsun, mutecaviz vaziyetine girmemeği sıkı bir surette ta • ahhüt etmek, bütün yeni bir hayat için bareket noktası olan amelî ve sağlam bir temel teşkil etmektedir. Hiçbir sahte tevazu göstermeden size dryebiKrim ki, bu esere bütün kuvve • tirale ve tamamen samimî bir hamle üe hasri vücut ettim, fakat hiçbir sahte mahçubiyet te hissetmeden itiraf ede bilirim ki zah devletlerinin miiterafik gayreti olmasaydı benîm mesaim muvaffakiyetle neticelenemiyecekti. teşkil etmiştir ki, onun mes'ul zimara darlan kendi kendilerine artık şu suali irat etmekten müstağni kala mazlar: Tarih artık menfur bir mazinin inkıtasız tekerrürü olmamak için ne yapmalıdır? Bu suale tek bir cevap vardır. Birleşmek. Harbe müracaal etmek istiyen, bütün diğerlerinin müşterek mukavemetile çarpışacağını bilrrelidir. Akıbet korkusu, kıyasetin baş'angıcı c lacakhr. tstediğimîz de bundan ibarettir. Binaenaleyh Balkan misakını im za ederken sulha tahsis edilmis bir e • ser milletin en esaslı menfaatlerine hasrınefs etmîs olduk. Küçük veya büyük diğer bir devletin menfaatlerine karşt hareket etmek isted;ğ<miz düsüncesî, kendimizden baska birinin menfaatlerine hizmet etmek istediğimiz fikri kadar hatalıdır. tstisnasız bütün miHetlerin dostlan olmak istiyoruz. Fakat is lerhnizde yalnız efendi olarak ancak kendimizi tanıyoruz. Bu saf ruh irin de imza edilmis olan Balkan misakı tam bir tatbik bulacak ve hükumleri bütün imza edenler tarafmdan halisane bir surette icra edilecektir. tmzamızdan do • layı bizi şimdiden bağlıvan bu hükumler pek yakmda umumî bir surette tasdik edilmis olacaktır. Misaka önayak olanların Balkan devletlerinin müttehit bir iltihakile karsılaşmak arzularınin yerine geimemiş olması, komsularımızla iyi anla^ma temayülâtımızda hiçbir şey de^istirmemiştir. Balkan misakının imzası anında, mütecavizin tarifi hakkmdaki Londra misakı esasına miistenit olarak bilâhare bir ademi tecavüz misakı aVtine amade olduğumuzu bildirmişt3c. Mütecaviz hakkında Londrada k&bul edilen tariften vazgeçmedi?!mizin, bu devletleri sebepsiz olarak bir mes'uliyete sevkeden bir tuzak teskii etmedi^inden ileri geldiğine bütün alâkadarlan ikna için uzun münakasalara ihtiyaç olmıyacağı kanaatindeyim. Bu suretle birinctsine mıimam eden ve muhtelif zihniyetler arasında köprii kurarak bunlan sulh uğrunda yekdiğe* rile hemahenk kılan, tkind bir Balkan roisakınm imzasmm temaşasını yakında bütün dünyaya gösterebiliriz. O gün, Türkiye ve Romanya, me • sailermden ve dostlannın teşriki mesaisinden dolayı müftehir olabilecekler dir. Zira, vicdanımtz katedilen her merhalede bize mesaimizin nekadar saf bir mahiyette olduğunu nasıl söylemisse, bn mesainin neticeleri milletlerin itti • hadı emrinde nekadar halisane bir niyetle eahshgunua da herkese ayni suretle ve parlak bir tarzda ispat edecektâr. Hususî bazı bağlar memleketlerimiri diğer bazı memleketlere raptetmektedir. Ttirkiyenin Yunanistarla Sovyet Rusyanm hususî bir muhabbetine maıhar olduğunu biliyoruz. Siz de biliyor' sunuz ki, Romanya Lehistanın ve Küçük ttnafm muttefikidir ve millî tarihımı zin her kat'î devresinde bilhassa faal gözükmüs olan büyük bir milletin de derin dostluğuna mazhardnr. Fransayı söylemek istiyorum. Mütekabil hüsnüniyette olan mutlak itimadımıza munzam olarak bu dostluklann da yanyana gelmesi, yarmm sulhunu teskilde mühim bir tunil olmamak mürokün de^ildir. Türkiye ve Romanyanm dosthığu • nun parlak bir istikbali vardır, bundan eminim. Memleketinizin büyük zimamdarlan burada lâyık oldukları hayranlık ve takdiri bulmaktadırlar. Vekil Beye • fendi, burada sizi ihata eden hava bunun en güzel delilidir, teşriki mesaimi • zin gittikçe genişliyeceğine Kani ola rak, Türkiye Cumhuriyetinin Ulu Reısi Gazi Mustafa Kemal Hazretlerinin sıhhatlerine, zatı devletlerinin, Madanı Tevfik Rüştü Beyin ve Madam Fatin Beyin sıhhatlerine ve yeni Türkiyenın refahına içiyorum.» olan tamamen içten gelme sevgi eser leri iki memleket münasebatmı canlandıran nMİtekabil itimadın parlak birer delili değil miydi? Müsabih seciye farikalan, büyük bir kısnu ayni olan örf ve âdetlere ve di • ğer birçok manevî amilier, Balkan milletleri arasında ve o meyanda iürk lerle Rumenler arasında, en çeün zaman imtihanlanna mukavemet eden ve ezcümle büyük bir mütekabil takdir ve hürmetle temayüz eden bağlar tesisinden hâli kalamazdı. Türkiye ile Romanya aranndaki resmî münasebatm istinat ettiği esas prensiplerden biri olan dostluğu tesis ve teyit için bu tabiî temayüllerden mül • hem oünasuu bilmiş olmak memle • ketlerimiz zimamdarlan için az bir meziyet teşkil etmez. Yalnız son tezahürleri zikrederek diyebiliriz ki, dostluk şu üç siyasi ve • sikada kendisini göstermektedir: «Mütecavizin tarifi bakkındaki Londra beyanab ki âkit devîetlerin müte kabil münasebatmda çok esaslı bir e hemmiyeti haiz vesikadır, Türk R u men hakem muahedesi ve nihayet A • tinada aktedilen ve imza eden devietlere, mevcut dostluklarma itina ile sadık kalmakla beraber, Balkanlarda sulhun ve emniyetin tarsini eserinde teş riki mesai hnkântnı veren Balkan mi • sakı, bu halisane ve itimalkâr teş * riki mesai, Avnıpa kıt'asuıın muayyen bir mıntakasma da inhüar etmiş de • ğildir, iki memleket mümessilinin Balkan misakına menşe olan esas fıkirlere sarsılmaz merbutiyetlerini müteaddh defalar göstermek fırsatına qail oldukları Milletler Cemiyeti içinde daha geniş bir tatbik sahası bulmaktadar. Türkiye Cumhuriyetinin haricî münasebat sahasmdaki daimi endişesi her tarafta ve bilâistisna bütün dünya mil« letlerine karşı bir anlaşma ve halisar.e itilaf siyaseti takip etmektir. Haklı bir luniyetle görüyorum ki, benim bu prcnsibe sadakatle merbutiyetim her kes tarafmdan kabul ve takdir edüraektedir. Bundan Hd sene evvel Milleüer Cemiyetine girdiği vakit memleketim hakkında yapılan muhabbet tezahürlerini davet eden bühassa bu mu&lihane hareket değil midir? Bu vesile ile, zatı devletinizin o zaman memleketim hakkında söyleraek lutfund^ı bulunmuş olduğunuz çok s# • mimî sözleri burada memnuniyetle a • narun. Gene muhabbet ve samimiyet • le dolan bu sözler o zaman Türk mil • letini şiddetle mütehassis ettiğini ve bizi size karşı minnettar bıraktığmı bir kere daha söylemek isterim. Bugün beseriyet, ihtiyar dünyarrıra çöken iktısadî durgunluktan daba vahim olan manevî bir buhranla karşJaşmış bulunmaktadırlar. Milletler şimdi yakm bir istikbalde kendüeri için neler hazırlandığuu en • dişe ile sormaktadırlar. Maamahh biz şu mütaleadayız ki hâdisat h«r n e o < lursa olsun ve daha ziyade hâdisat bilhassa böyle olduğu için en mübrem vazifemiz dinlenmeden, kat'iyyen aksa • madan ve tam bir hulusu niyetle sulhun muhafazasına çalışmak olmalıdrr. Bu suretle sulh daha iyi temin ediltniş olacaktır. evvel vuku bulan ve tarihe gececek olan bir hâdise ile çok kolaylaşmış oklu. Filhakika, geçen sene hetnen hemen bu tarihlerde mühim btr mü zakere için Londrada toplanmış bu lunuyorduk ki, malum olduğu üzere müşterek bîr beyanname île ifade ve teyit ettigimiz mütecavizin tarifi îşte bu müzakereden doğmuştur. Çok aziz ve münrtaz dostum olan büyük deviet adamı M. Litvînofun âlice • nap ve kiyasetli teşebbüsünden doğan bu sulh vesikası büyük müşkü lât çıkmaksızm aktedilebtlmiş ise bu netice, itiraf etmek lâzımdır ki, bilhassa zah devletinizin UTİaşma zih niyeti ve yüksek kiyaseti sayesinde elde edilebilmişhV. Ezcümle Sovyet Sosyalist Cum • huriyetleri tttihadını Romanyayi ve Türkiyeyi, hiç şüphesiz sulh davası icrn en kuvvetli bir zamân teşkil eden tek bir mefhum etrafmda birleştiren bu siyasî vesika, Avrupanm cemrbu şarkisinde bh* emniyet ve iti mat rejimi kurmaktadır. Mezkur beyanata iştirak etmiyen yegâne Karadeniz devleti de samimiyetle temenni ettiği gibi nihayet günün birmde iltihak edecek olur sa, denizciler için tabiatin ço1 müt hiş kildıği bu denizin mütecavir devletler îçin dünyanm en sakin denizi haiine fnkılâp ettiğini görece ğiz ve bundan en muhik memnuniyeti duyacağız. O vakit Karadeniz için «sakm» deniz ismmi talep et mezsek hata etmis oluruz. Sahillerinde bulun an memleket • lere karşı hasmane hiçbir nis bes lemiyenler ve muslihane hislerle mefbu olarak geçenler için açık bulundurduğumuz Boğazlanmız bîr tereşfuh vasıtası olarak bu sulhcu • luk cereyanma hizmet edebilirse kendimizi bahtiyar addedeceğiz. Dostluğunu aramaktan asla fariğ olmadığunız Bulgaristan ile, bn memleketi esasen diğer Balkan memleketlerine bağhyan muahedelere zamimeten bir ademi tecavüz misakı aktini istihdaf eden teklifmize tamamtle işthak ede 1 3 Mayıs «C34 Cumhariym Naim Cemil Bey neden istifa etti? Mıntakanın tuttuğu yol spora muzır olduğu için İstanbul mıntakası umumî kâtibi, «mıntakada, sporl ruhunun başka mülâhazalara feda edildiğini maalesef müşahade ve istifa ettim» diyor İstanbul Muıtakası umumî kâtibi Naim Cemil Beyin mtntaka heyehndım istifa mecburiyetmde kaldığını yax • nuşbk. Dürüstlüğü, bitarafhğı, kulup cereyanlanndan ve spor siyasetinden uzak durmast yüzünden hakikî spor cularm muhabbet ve hürmetini ka zanmış olan Mıntaka heyeti reisi İbrahiro Kemal Bey, Deviet DemiryoUarı umumî müdürlüğüne tayin edildikten sonra, gene spor. değil, fakat spor siyaseti yapmağa başlıyan ve bu siyasetin akınhlanna kapılan tstanbul Mmtaka heyeti bütün dürüst sporcular tarafm • dan hoşnutsuzlukla karşüanmağa baş • Iamıştu. Naim Cemil Beyin, Mmtaka heyeti umumî kâtipliğinden neden istifa ettiğini spor efkân umumiyesine anlatan asağıdaki mektubunu okuduktan sonra, İstanbul Muitakasınm spora faydalı değil, fakat muzır olduğu anlaşı lıyor. Esasen, heyetler ne zaman kendile • rini spor siyasetine ve tarafkirliğe kaphnrlarsa, haksu kararlar verirlerse netice daima ayni olmuştur. Çünkü böyle bir vaziyette hemen otoritelerini kay • bebniştirler. lşte Naim Cemil Beyin mektubu: «İstanbul Mıntakan umumî kâtipliğinden istifamın muhtelif tefsirlere sebebiyet verdiğmi haber alıyorum. Hakikatin spor efkân umumiyesince bi • linmesine medar olmak üzere işbu mektubumun muhterem gazetenize dercini rica ederim. Kulüpler arasında çıkan ihtflaflann mümkün olduğu takdirde ve nizamnamelerin müsaadesi dairesinde dostane bir surette halli ve mevcut münaferetlerin bitarafane ve hayırhahane tavassutlarla ortadan kaldırılması spor teskilâunuı başlıca vazifesi olduğunu ve müttefik kulüplere intisap eden genç • liğin beden terbiyesinden maada spo • run yaratabileceği manevî terbiyeden istifade etmesi lâzım geldiği ve halbuki mevcut zıddiyet ve rakip kulüplerin birbirlerine karşı aldıklan vaziyetler bilâkn genç sporculann ahlâkı üzerin • de menfi bir tarzda tesir ettiğini ileri sürerek Mıntakanm da yukanda arzettiğim vazifesini yapması icap ettiğini içtimalarda her vesile ile söylerdim. Hatta Futbol heyetinin hakemler hakkında ittihaz ettiği bir karara itiraz ederek maçlara iki tarafın anlaşmak suretile kabul edecekleri hakemlerin intihabt lâzım geldiği fikrini müdafaa etmiştim. katile dostane bir surette halledebile • ceği mütaleasında bulundu. Ben çekildim. O zat Fethi Beyin huzurunda Sait Sajâhattin Beyle görüştüler. Büâhara beni çağvthlar. Muslih Bey tarafmdan bir mektup yazılmak sartile Sait Salâ « hattin Beyin meselenin haDini kabul ettiğini bildirdiler. Mektubun müsveddesini tavassut buyuran zat bnzat hanrladı. Fethi Bey bu mektubun Mus • Hh Bey tarafmdan ertesi günü akşamm| kadar Sait Salâhattin Beye gönderilmediği takdirde Mıntakayı cumartesi günfl fevkalâde bir içtimaa davet edeceğini ve ceza meselesmi o gün intac edileceğini, bugünkü içtimada ise bu mesele yi tehir ettireceğini söyledi. Bu teklif kabul edildi. Nitekun o günkfi içti • mada bu işin müzakeresi tehir olundu» Malum olduğu üzere Muslih Bey mevzuubahs mektubu ufak bir tadiDe göndermiştir. rim. Zati devletmiz, bir taraftan Türkiye ile Sovyet Sosyalist Cumhuiryetleri tttihadım ve keza Yunanistanı ve diğer taraftan Romanya ile Lehistan, Küçük Itilâf ve Fransayı birbirlerîne bağhyan hususiyeti ve hersaten sammn münasebatla işaret ettiğiniz ve bu vazivette, haklı olarak, beynelmilel emniyet ve huzurun rasanetini istihdaf eden gayretler için müessh* bir yardıracı görmek istiyorsumız. Bu goriiş tarznu ben'msemekten kendimi alamıyorum. Türkiyenin dostlannula ve bilhassa büyük garp cumhuriyeti ile idame ettiği münasebetler daima mükemmeldir. Türk • Romen dostluğu bu münasebetlere her halde yeni bir mukarenet amili ilâve edecektir. Buna mukabil hükumetin de, Romanya ile bSyük komsumuz Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri tttihadı arasmda mütekabil itimat ve anlaşma hislerinin hüküm sürdüğünü görmekl* bahtiyar olacaktır. Hephniz için çok kıy metli olan sulh davası ise bundan ancak istifade edebilir. Tecavüzün tarifi, bir kere kuruld*uktan sonra bir kuvvel olarak hareketle bizi mesaimizin ikinci mer halesîne sevketmeseydi, kendisine atfettiğimiz ehemmiyeti şüphesiz ha TL olmazdı. Bu ikinci merhale de şu • dur: «Fenalığı tahdit ettikten sonra ona mâni olmak çaresini bulmak.> Balkan anlaşma misakı, Londra mukavelelerhnizin doğrudan doğruya bir neticesidir. Eserimizi bazan yanlış mütalea edenler de olmuş tur. Bu yanhs mütalea dolayısile yeni doğmakta olan tarüıî hakikati sizîn önünüzde derhal tebarüz ettirmek benim için bir vazife teşkil etmektedir. Sulha tesneyiz. Fakat sulnun, onu ihlâle teşebbüs edecek kimsenin önünde kendisini bekliyen tam bir ceza manzarası dikilmedikçe, yalnız bir kelimeden îbaret olarak kalacağım biliyoruz. Habikî «mniyet, beynelmilel hukukun ihlâlinden dolayı vaki olacak maddi tenkil icraatmdan ziyade cinayeti »in neticelerini düşünmekte tereddüt eden mütaarrız'n haleti ruhiye sinde mündemiçtir. Kâfi derecede Mtırap çektik. Balkanlar, o kadar uzun müddet k«nlı »ahneler Fakat sulhu temm etmek ve onu Sözlerimi bitrimeden evvel. Rcnanher türlü tecavüzden masun balun • yada gördüğümüz fevkalâde misafirdurmak için münhasıran muhv^zaperverlikten dolayı zah devletinize ve sını bizim sulhçu kalmamızın kifa • kraliyet hükumetine hararetle teşekkür yet edeceğini zanneylemek sulha etmek ve ayni zamanda, cesur ve çahşf«na bir hizmette bulunmak olur. kan Romen milletinm, haşmetlu ikinci Her hangi bir uzlaşma temayülünün Karol Hazretlerinin münevver idaresi mukabil bir hüsnü niyetle karşılanalhnda ve güzel memleketinizin büyük dığı zamanlar, kat'î bir akamete adamlan ve güzide şeflermin devamlı mahkum olduğunu malesef beseri ve müessir müzahereti sayesinde, tayetin tarihi bize göstermektedir. Bihakkuk ettirebildiği kalkmma eseri haknaenaleyh niyetlerkniz ne kadar tekındaki yüksek takdirlerimi ifade eylemiz sulh aşkımız ve onu pek çok mek için müsaadeniri rica ederim. ve müthiş anzalar arasında halel • Bu derin sevinç iledir ki, Haşmetlu den masun bulundurmak hususun tkind Karol Hazretlermm ve bütün daki arzumuz, nekadar şiddetli o • kraliyet ailesinin şerefine kadehimi kallursa olsun, bütün ihtimallere hâ • kim olmadığımızı ve dolayısile mem dınyor ve zah devletinizin, Madam Tihıleskonun, başvekil hazretlerhrr. ve leketlerknize karşı olan vazife ve mümtaz mesai arkadaşlarmm sıhhat ve mes'uliyetlerimizin daimî ehli bulun Tevfik Rüstü Beyefendi, M. Tituleimamız lâzım geldiğini kabul etmesaadetme içiyorum ve Romen milletinin koya cevaben asağıdaki nutku söylemiş miz icap eder. refahı ve buyüklüğü ve Türk Romen tir: doatluğunun istikbali için hararetli teAziz dostum, Bükreşe yaptığım « Ekselâns ve aziz kardeşim, seyahatin benim için hususî bir e • mennilerde bulunuyorum. Bu sabah Romanya toprağiie temas hemmiyet arzetmekte olduğunu ettiğimizdenberi gördüğümüz hararetli burada söylemek isterim. Çückü bu kabulün bende tevlit ettiği derin intıba seyahat bana memleketlerimiz arasm • zatı devletlerinin Türk milletine, Bü daki dostluk ve ryi anlaşma bağla tzmir 12 (Husroî) Ege ticaret yük Şefime ve şahsıma karşı kullandınnın sağlamlığını bir kere daha müğmız bu kadar dostane, cemilekâıane ve ve sanayi konsresi bugün saat 15 te şahede etmek sevincmi vermiştir. senakârane sözlerle daha ziyade kuv • tzmir ticaret ve sanayi odası salo • Türk Romen dostluğunun mes'ut, vet bulmuştur. Derin minnettarlığımın devamh ve ahenktar bir tarzda mnunda merasimle açılmıştır heyecanh ifadesini sözlerimden anla kişafını büyük ve cihartşümul bir mak sizin için müşkül olmıyacağmdan, muhabbete mazhar olan ve yüksek esasen birkaç ay evvel Ankarada bize otoritesi ve mümtaz şahsiyeti memyapmak lâtfunda bulunduğunuz ziyaDün gece saat biri beş geçe BeyoğIeketinin haricî siyasetinde kendisini ret esnasında vatandaşlanmın zatı devlunda Kurtuluşta Aya Trayadi kilîsesi şiddetle hissettiren zatı devletinize letlermize karşı gösterdiği derin mu arkasında iki ahşap evin müşterek çahhabbet sizi ihata eden ve ayni zamanda büyük bir nisbet dahilmde medyu • m d a a yanğa çdb«ş «• b« k i m » hem yüksek şahsiyetlerinize, hera de ta nuz. Bu dostluk, kendisinden pek az dıktan sonra söndürübnüftür. rahnızdan temsil edilen «sil millele karsı] Geçen baftaki içtima başladıgı za • man Sait Salâhattin Bey kendisinden beklediğim sportmenukle Muslih Beyin cezasmm affmı iltizam eden bir mektuf yazmağa hazır olduğunu söyledi. Reb vekili Fethi Bey Fenerbahçeden geleo bir mektubu bu mesele üe alâkadar olduğunu işaret ederek okudu. Fener • bahçe kulübü bu mektubunda Mus • lih Beyin cezasımn affi Galatasaraya bir avantaj vereceğini ve şayet bu cezanm affma gidilecekse birinci takımlaruun kaptam Fikret Beyin cezasımn da affedilmesini istiyordu. Muslih Be • yin yazdığı mektup Szerine Fener • bahce Galatasaray münasebatında bir salâh müşabede olunmuştu, bizzat Futbol heyeti reisi Necmi Bey Galatasaray kulübünün sabibi salâhiyet bir azası hatta Sait Salâhattin Beym Galata saray Fener maçma hakem durmasuu teklif ettiğini ilâve etti. Galatasaray Fenerbahçe münasebahnda müşahed* olunan saiâhı takviye maksadile Fikret Beyin cezasmm affı taraftan ol • duğumu beyan ettim. Filbakika Mıntaka umumi merkeze terviçkâr bir tel graf çekerek müstacel bir cevap isti • yebilirdi ve Fikret Beyin bugünkü m«ç> ta oynah'ması temin olunabilirdi. O • yunun dfcha müsait bir hava içinde de z«vkli obnası temin edilebüirdi. Ma alesef reis ve Mmtaka arkadaşlan bu • na taraftar olmadüar. Muslih Beyin ce> zast tasdik olundu. Benimle hemfikir olan arkadaslar içtimada hazır değil diler. Yahuz kaldun. Bu vaıiyet beni Galatasarayh Muslih Beyin cezası me müteeskir ehnişti. Mmtakanm takip etselesi Mıntaka içtimaında müzakereye mekte olduğu hattı hareketin spora konulacağı gün Fenerbahçe ile Gala • muzır olduğunu ve Mıntakanın kendint tasaray arasındaki havayı tadil etmek terettüp eden vazifeyi yapmadığını ve ve hürmetle sevdiğim dostum hakem herşeyin fevkinde olması lâzım gelen Sait Salâhattin Beyin Galatasarayh dispor ruhunun başka mülâhazalara feda ğer clostlarile arasında hasıl olan ve edildiğini maalesef müsahede et kendini müteessir eden soğukluğu izale mek mecburiyetinde olduğumu ve bu etmek maksadile çok muhterem bir zaşerait tahhnda Mıntakada kalmamın ta roüracaat ederek bu meselenin dos • doğru olmadığuu beyan ederek istifa tane bir tarzda hallme tavassut bjyur ettim. Vekayi ve hakikati hal bundan masn» rica ettim. O esnada orada bu ibarettir. lunan Mıntaka reis vekili Fethi Beye İstanbul mıntakası mustaii umumi kdtfljf fikri soruldu, Fethi Bey bu işin ancak Naim Cem'f hakem Sait Salâhattin Beyin muvafa Sovyetlerle yaptığımız (Birinci tahifetfen mabat) teşkil eden Türkiye Cumhuriyetile Sovyet Cumhuriyetleri tttihadı arasında münakit 8,000,000 Amerik'n doiar • lık kredi mukavelesinin tahakkuku lâ • yihasınm müzakeresinde Halil Bey (tzmir) söz alarak dedi ki: « Türk ve Rus milletleri eskiden tam bir husumet havası içinde yaşar • lardı. Bu defa ise bunun aksine olarak büyük bir dostlukla elele vermU bulunuyorlar ve bu da hiç şüphesiz iki milletin menfaatlerine en uygun olan bir siyasettir. Bu protokol da bu siyasetin güzel bir eseridir. Bendenizîn bir noktadan endişem var. Eğer bu endişem şahsıma münlıa • sır kalmış olsaydı hususî surette ber • taraf eder, sözü kürsüye nakletmezdira. Fakat birçok vatandaslarda da böy le bir endişe yer ettiğini müsahede eylediğim için burada hükumet namına tatmin edici izahat verilmesini tahrik için söz almış bulunuyorum. SovyeÜenn son kongresinde konuşulan rapcr ec nebi gazetelerde neşredilmiştir. Eu raporda «istihlâk fabrikalanmızın çıkardığı e?ya keyfiyet itibaiiie düşüktür. Bu fabrikalar fazla zayiat verdiği için maliyet fiatleri yüksektir» denilmektedir. OflOB içia b« dheti tkhsat Vekili Beyin şazari d^kkatine arzediyorum. kredi mukavelesi Celâl Beyin ceoabi Tevfik Rüştü Beyin cevabı Ege mıntakası sanayi odaları kongresi Oiin geceki yangın tktısat Vekili Celâl Bey Yapaca ğmıız her işin faydalı ve kârlı olma • suıı esas prensip olarak kabul etmi • sizdir. Herhangi bir işi memlekette sadece vücude gelsin diye yaptırmak fikrinde değiliz. Açhğırmz işin verimli olması esas prensibimizdir. Ve bu hrkamızm programında da mevcuttur. Rantabilite hesapları tutulmıyan her • hangi bir şubei san'ati memlekelimîz • de kuracak olursak ilânihaye müseh • Iikleri buna bağlamış ve haraçgÜMir yapmış oluruz. Böyle bir niyerîmiz yoktur. Sovyetlerle yaphğımız bu mukavelede 8,000,000 liralık kredi acıl • maktadnr. tlk münasebetimiz kendile rile vücude getirdİKİmiz mensucat fabrikalarınm makineleri üzerindedir. Kendilerile bu mukavelenm tetkiki esna • smda esaslı bir surette komıstuk. Yap • tığımız mukavelenamede görülüyor ki biz mutlaka mal almak niyetinde de ğil'z. Hesabımıza elverdiği takdirde alaceğız. Bu mukavelenm esas mahiyeti bir dostluk nisanesi olduğuna göre, dostlanmızm da bize yaramıyarok malı vereceklerini asla düşünmiyoruz. Fakat buna rağmen bir darbı meselimiı vardır: «Dosthık kantarla, alışveriş mis* kalle!» Celâl Beym izahah alkişlandı. Meclis pazartesi günü toplanacakfar.