2 Mart 1934 Garipjbir arzu! Klark Gable yeni bir filimde figüran olmak Istiyor Kadınlarm beğ^ndigi yeni e ü arasmda Klark Gable önde gelmektedir. Dört bes ,ene meçhul bir adam olan Klark Sugün dönyanın an halkmca tanmmıs bir san'atkârd Onun Sİnemaya gîrmesi banlannırkı gibi sırf bir tesadüf e»eridegildir ama, iîk adımda da muvaffaK olduğunu zannetmetr '^ır. Bu genç san'atkâr tiyatrodan.Mİm* Kîçfgi va • kit Uk defa kendisine hon G 'bertle Mac Munn m oynadığı sessiz «Şen dul» kordelâsmda bir figuran rolü verilmişti. Aradan seneler geçti. Klark yükseldi, meshur oldu. «Şen dul» an bugün tekrar seslı olarak çevrilme*i mevzuu bahistir. Baş erkek roiünü gene Jhon Gilberl yaratacak. 5aş kadm roKinü de ya Jannette Mak Donald, yabut U Glorya Swan«on temsil edecek. Işin garibi Klark bu filimde tekrar ayni figuran roloOf çıkmağa taîiptir. Acaba niçin? Gustav Fröhlich Kansından ayrılacağı yalan, yakında bir çocuğu olacak Bütün sinema artistlerinin teşkfl ct • tikleri aile yuvalan hakkmda çıkanlan dedikodular nihayet Gustave Fröhlich île Gitta Alpardan da esirgenmedi. Gustave Fröhlich Oe Gitta Alpannr aynldıklan sayias epey zamandanberi devam etmektedir. Bu haLer, muhak kak ki bir müddettenberi iki artistrn ayn ayn memleketlerde yaşamakta olmalarmdan ileri geliyor. İlk aynlık Berlinde çıkan bir hâdi • seden ileri gelmiştir. Almanyada re>mt mühim mevkilerden birini işgal eden Gustave ile bir zat bir müsamerede görüsürken karuı yanlanna gelince o • nun Musevi olması ilibarıle hiçbir mazeret beyan etmeden çekflip Gitta da bunu kendisine gftmış, b\r hakaret eddederek ertesi gfin protesto maka • mında Almanyayı terkeylerniftir. Yokla bu hâdisedeo evrel kan koca ikiu de Berlinde yajıyor, biri stüdyoda, dileri operetlerde hayatlaüra kazanıyor* lardı. Tabiî bu mesele üzein« Citta diger memleketlerde angajmanlar bulmaga falışmış, Gustave da bazaa Berlinde, bazan Peftede, bazan Viyanada faaliyebne devam etmiç, ba »u*tle nk nk Marie Bell facia artisti oldu Marie Bell memleketimizde gösterilen ilk sesli filimlerden «Ask geceleri» kordelâsmda oynanuş ve şehrimize temsiUer vermek için birkaç kere gel mi» oldugu için halkımuca çok tanra • tnış bir san'atkârdır. Marie, Komedi Fransez sahnelerindeki muvaffakiyet lerile nazarı dikkati celbettikten sonra •inetnaya intisap etmis, fakat ekran daki yükselifi onu tiyatro hayabndan ayıramamtştır. Marie Bell fimdiye ka<lar sinemada bilhassa baflf veya hisal komedilerde rol almayı tercih ediyord» Fakat ton gelen haberUr onun bu defa facia artistliğine geçtir' ' bildiriyor. Fransız tiyatro müdliflerfnclen Vikto riyen Sardunun maruf eseri Fedorama sesli olarak filroe çekilmeri kararla* • tınlmış ve baş kadm rolü Marie Bell* tevdi edilmiftir. Birbirlerinden aynlacakları haberi tahakkak etmiyen Gustctv Fröhlich ile karut Gitta Alparın ton retimlerinden bîrî kansııu görmek fınatn» elde eylemiştir. t?in içyiizü bu yeJrildedir. Karı koca aynlmak kavi bir rabıta ile föyle durnm, bilâkb biribirlerme pek yakmda daha baglanacaklardr. Yani bir çocuklan olacaktır. Geçenlerde Gitta Peftede cMadam Dubarry» filmmi çevirirken ttSdyoda Ustüne bir fenalık gelmiş ve doktorun muayenesi neticeri bu hakikat meyda oa çıkmtftır. Sinemanın hizmetleri Bizde ekseri aile reisleri s'nemadan şikâyet ederler. Onun çocuklar üze rinde fena tesirler yaptığmı söylerler. Fal;at bazan da o filimleri görmeğe kendileri de gitmemez'ik edemezler. Çünkü sinema eğlenceli ve zevk verici bir vasıtadır, ve bizde ötedenberi yalnız bu şekli biiinmekte, sade o tarafından istifade edilmektedir. Halbuki Avrupada ve Amerikada madalyenin bir de ters tarah vardır. Sinema halkı, eğlendirip, gii'dürdüğii, 8ğlattığı kadar onlaruı ilmî ve terbiyevî seviyelerinin yükselmesine de h;z > met etmektedir. Oralarda yapılan komedOer, facialar, vodvil'er kadar de ğilse de bunlara yakın bir miktarda ilmî ve terb'yevî fiPm'er çevri'mekte, yer yer, taraf taraf teşekkül eden ımıhtelif cemiyetler bu uğurda çahşmakta, hükumetler bu nevi mamulâü teşvik için sinema şirketlerine yardımlarda bulunmaktadırlar. Hatta Roroada nisan ayı zarfırxla in^kat edecek olan beynelmÜel ilmî ve terbiyevi sinema kongres:nde toplanacak olan muhtelif mem'eket murah haslan her hükumet dahilmde ayni gaye uğrunda muntazwt» teskilât ve tesi»at yapmak hususunu konuşacaklar ve bu bapta sade millî değil beynelmile! bi sistem vücude getirmeğe çalışacaklardır. Her tarafta münevverler, muallim !er, alimler ilmî ve terbiyevî mamu'â Un artması için gayret sarfetmekten hâli kalmiyorlar. Çünkü sinema çok tanberi mekteplerde bir talim vasıtası olarak kullanılmakladır. Bunu daha ziyade tekemmül ettirerek ilkmektep lerde derslerin behemehal sinema ile okutuJması, orta mekteplerde coğraf ya, tarih, fenbilgisi, edebivat dersleri nin bununla venlmesi, yiıksjk mek • Yeni bir fılme başhyan Marie BeTl Haftanın filimleri Niçin öldürdüm? <Melek* te «Niçin öldürdüm?» bir faciadır. Filmtn bütün muhassalası bu ruha tercüman olmaktadır. Bir genç kızla bir delikanlı sevişiyorlar. Yakmda evlenecekler. Fakat araya bir üçüncü glri • yor. Bu kızm eskdden tanıştığı adam lardan biridir. Kendisile evlenmeyip ötelrile izdivaç edecek o'ursa kocasını Sldüreceğini söylüyor. Böyle h'.r felâ • ketin tahayyülünden bile çıldıracak derecede heyecana di^en genç kız anî bir buhran neticesi âdamı öldürüyor.. Tahkıkat.. Muhakeme.. Birçok halecan sahneleri.. Nihayet nişanl s'nın aldığı tedbirler sayesinde kız mahkum oi maktan kurtuluyor. tlk defa komedilerde çok muvaf • fak olurken, bilmiyoruz niçin, oyun jannnı degiştiren Nansi Karol genç kız rolünde fena değildir. Partöneri Kary Grant ta ona iyi erfakat ediyor. lizi sever gibi görünmeğe teşvik edi • yor. Nihayet emeline muvaffak oluyor, plânlan eline geçiriyor ama kansmı zabitle pek sarmmî vaziyette görüuce asabileşiyor, bunun hu^ım gidip ikinci bir deniz muharebesinde çıkanyor, sonra da harakiri seklinde hayatma hatime veriyor. Filimdeki harp sahneleri hakikî manevralardan ve Umumî Harpteki bazt deniz munarebelerinden almmıstır. Merak ve heyecan verecek şekildedir. Charles Boyer, Marki Jorisaka ro • lünde kuvvetlidir. Anna Bella sevimli bir Japon kadmı olmuştur. Ru$ artisti İnkijinofla İngiliz zabitmi temsil eden Jhon Loder de vazifelermi iyi kavramıslardır. Klark Gabîein yeni bir resmi tepkrde de tabiiyat, tiztk, bp derslermin teknik ve meslekî malumatın, san'ete müteallik bahislerın sinema ile izalıı düşünülmektedir. Diğer taraftan halk mekteplerinde de ziraî ve beytî, sıhhî malumat, aile terbiyesi itası hususlannda sinemadan istifade edilecektir. Görüyorsunuz ki sinemamn dünyt üzerindeki rolü bugünkü seklinden pek çok daha büyüyecek ve havzası dahiline yeni bircok iş'eri ve faaliyet • leri alacakhr. Zaten birçok memlekelterde 18 yaşmdan aşağı çocuklar bütün fi limlere kabul olunmazlar. Sansür heyeti çocukların seyredebileceği filimler için, bu müsaadeyi verir. Si nemacılar da afişlerde ve ilâniarda «bu filme 18 yaşmdan aşağı çocuklar kabul olunur •» cümlesmi yazarlar. Bu yasağa riayet etmemek •inemacılara büyük cezalar verilmesi ni mucip olur. Fakat buna mukabil oralarda her hafta çocuklar için hususî seanslar tertip olunur. İlmî, fennî terbiyevî kordelâlarla, çocuk hayatıra, gençlerde millî hisleri, memleket sevgisini uyandıracak, onlara hayatın muhtelif safhaları hakkında fay • dalı malumat verecek filimler gös • terirler. Işte Avrupa ve Amerikada va • ziyet bu merkezdedir. Şimdi Fransa, Almanya, Ingiltere gibi birçok memleketlerde Roma kongresine kuvvetli bir şekilde istirak için mühim hazırlıklar yapılmaktadır. Kü • çiık miktarda da olsa, bizde filim imal eden bîr memleket olduğumuz için o rada bizim de mevkiimiz olmak lâzım ge'ir. Ait olduğu müessesat ve makamlar bu hususta ne dusünüyorlar acaba? Hata *Saray> da Harpl <Artıst k> te «Harp!» Klot Farerin bu namdaki eserinden iktibas edüerek rejisör Ni kola Farkas tarafından çevrilm'ş bir kordelâdir. «Harp!» söyle bir mevzu etrafında cereyan etmektedir. Japon bahriye erkânından Marki Jorisaka bir deniz muharebesinden muzaffer olaraLk döadüğü halde bu kadannı kâfi görme mektedir. İngiliz don2uımasındaki bazı terakkiyata dair olan plânları ele gs çiremezse pek yakında Japon donan • masının bahrî tefevvukunu kaybede ceğine hükmetmistir. Binaenaleyh ar kadaşı ingiliz zabiti Fergandan bu iş için ist'fade etmek istiyor ve onu gafil avlıyabilmek gayesile kansını bu tngi «Hata» roman icinde roman tarzmda tertip olunmuş bir filimdir. Kocasıntn kendisile meşgul olmamasından şikâyet için onun arkadaşına müracaat eden genç kadına o zat teselli vermek için kaynanasının nriithiş ve ıstırapfa macerasını anlatıyor. Kaduı bunun üzerine evine dömi • yor. Haline şükrederek talihine razı olarak mes'ut olmağa çalışıyor. thtiyara da daha fazla şefkat gösteriyor. Başrollleri Helen Hays, Lewis Stone, Karen Morley ve Neil Hamilton oynuyorlar. Coşkun gönüller *Turk> te «Coşkun gönüller» marazî ruhlarn tezahürlermi göstermek için tertip e dilmiş bir eserdir. Başro'lleri Jhon Barrymore, Marian Marsh, Andre Luguet ve Boris Karlof oynuyorlar. Yuharıda «Harp!» filminden bir sahne. Aşağıda t/Van«ı Karol Niçin öldürdüm?» de.