Şubat 1934 Dırılerden intikam alanölü! Kâşif Hovvard Carterin on sene evvelki keşfin heyecanlı safhalannı, mumyanm ne halde buhındu*unu anlabvor 1924 «enesi çubatmda bütün dünya mî ve tarihî keşfe ait heyecanlı ha berlerle sarsılmıştı. Iki senedenberi Mı«rda «Krallar vadisi» denen fir'avunlann mezarlannın bulunduğu havalide tetkikat yapmakta olan âlimler nihayet en meşhur Mısır hükümdarlanndan Tutankamonun mumyasuu meydana Çikarmışlardı. Bu mumya içi ç e üri granit tabut içerisine konmuştu. Bu kıymetli eserin yerinın keşfedilmesi »çin nekadar uğraşuımş ise tabutlannın açdması da o kadar raüşkül olmuştu. Cihanin her tarafından âlimler, kâşifler, tarih ve antika mütehassıslarüe alelâde meraklılar bunu görmek içm Mısıra akm akm gelmeğe başlanuşlar. dı. Bu keşfin bütün dünyada uyandırdığı alâka zamanla unutulacak dendi, fakat unutulamadı. Çünkü bu işle uğraşan kâfifierden biri, ondan biraz sonra da bir ziyaretçi öldü. Bunu Fir'avumra kendisini rabaUız edenlerden mt&am abp onlan çarpbğına hükmedenler oldu. Fakat hakikat hiç şüphesiz böyle değildi. Onlarm katüi mezardan intifar eden zehirli gazlerdi. , Şimdi bu miıhim keşfin onuncu yıldönümü münasebetile Avrupa ve A ınerika gazeteleri ona dair habralan ihya ederek neşriyatta bulunmaktadır. l*r. Bilhassa kâşif Howard Carterin (Hovart Karter) bu hususta ve yaz • mış olduğu hatna meraklı ve heyecanlı bir çok safahah ihtiva etmekedir. Tutankamonla ilk temas nasd olmuş, mumya ne halde bulunmuş, kâşif bunlan şu suretle anlatmaktadır: > «Mezarm üzerine tevdh edflen ri Camhuriyet Tutankamonun mumyası Mısırda 10 Bir tramvay arabasında dört bomba bulundu sene evvel bugünlerde bulunmuştu halde olduğu, maamafih içerlerinde kabili istimal olanlarının da bulunduğu anlaşılmıştır. Garip ve çirkin bir zabıta vak'ası Necip Ali Beyin nutku Tarih ve dil inkılâplarile edebiyatımız ve güzel san'atlerimiz karşısında Halkevleri Halkevleri Umumî R«»i Necıp Ali Bey tarafmdan Evlerin kuruluş yıldö niimu münasebetile geçen cuma günü Ankara Halkevinde söylenen mühim nutkun ilk kısmını dün koymuştuk. Nutku derce devam edıyoruz: Arkadaflar, Bir milleti yapan onun büyüklük ve kudretini temin eden yahuz maddî varlığı değildîr. lnsanı, sadece makineden yapılmış bir adam farzetmek doğru olamaz. Onu tahrik eden ve ona veçhe veren bir kudret vardır ki biz buna kültür hayatı diyoruz. Milletlerin birbirine karşı olan farkları işte bu kül tür nisbetlerile ölçülür. Kültür hayaünın en mühim iki unsuru tarih ve dil dir. Ruhî temayüllerimizde, manevî saiklerimizde dünün nekadar tesiri olduğunu izah etmek bilmem ki lâzım mıdır? Benliğimizin nihayetsiz derin liklermde kaymyan enerjim'zle bütün bir milletin düne kadar geçmiş ener jisinin ifadesi olan tarih arasmda pek kuvvetli bir rabıta vardır. Imparatorluk devrinde milletm taribine, taç ve sal tanatın hayat ve bakast namtna kasten yanlış bir istikamet veribniş, bu isti katnet millet ve bilhassa kendisi için korkunç olmuştur. FOvaki Ostnanh tezine göre Türk tarihi altı yüz küsur senelik göçebe bir kabilenin cengâverane fetihlerinin neticesinden başka birşey değüdir. tşte tarihi bu tarzda telâkki hem vak'alarm hakikaderine tamamile zıt ve yanhfh ve hem de memleketi mizi istilâ etmek âtiyenler içtn müthis bir fmat silâhı oldu. Başka miUetler bizi Küçük Asyada ve Avrupada yer • leşmiş san trka mensup yabana ve düşman bir millet tamtmak istediler. Binlerce yıllık tarîhin her safhasında muhtelif milletierle muzafferane tema» e • den Türk milletinin baska mületler üzerinde birçok a « inhbalar bvakması tabiî gorülebUir. Fakat miUethnize atfetmek istedicleri isnMİar doğru de • ğildir. (Birinci »nh^den mabat) lerinin tarihile meşgul olmuşlar rm çahşmalan hayli verimli olmuştur. Oil hareketi Garip bir mektup Çantadan bombalardan maada bir defter ve defterin içinde de bir mektup çıkarılmıştır. Defterde bir takım manalı, manasız yazılar, notlar varrfır. Arapça yazılı mektupta ise şu sözler okunmuştur: Kİttediklerini Samsundan getir dim. Diğerleri de gelmek üzeredir. Sonra görüfürüz.> Zarfın üzerinde Yavruyan Efendi isminde bir tacirin adresinin yanh olduğu görülmüş ve kendisi arantp bulunmustuT. Yavruyan Efendinm evi ile yazıhanesînde yapılan taharriyat neticesmde Cevat imzalı bir tehdit meklubu meydana «ık mıştır. Yavruyan Efendi bulunan bombalarla kat'iyyen »lâkadar ol • nı&dığını söylemiftir. Ermeni tacire tehdit mektubunu gönderen Cevat Efendinin kim ol duğu sorulmuş, hüviyeti hakkvnda malumat istenilmiştir. DU hareketi: Son iki yıldanberi Türk inkılâbımn meşgul olduğu fe» yizli aahalardan biri de dil dir. O» . manlı milleti kadar bir ucube olan Ostnanh dili, biribirlerile dil ilimleri bakımından asla nisbet ve alâkası olmıyan üç dilden birleşmiş bir dü idi. Dil, bir milletin manevî hüvi • yetinin en bariz bir ifadesidir. Bir millete şah&iyet ve hüviyet verile • bilmek için evvelemirde o milletm dili olması lâzımdır. Dünya tarihi • nin mukadderafa üzerinde büyük tesirler yapan ve dünya tarihine istikamet veren son derecede iradeli bir milletin, manevî varlığmm ec • nebi tesiri aitında kalması kadar hayrete ve ayni zamanda tee»süfe değer birşev yoktur. Dil inkılâbı ipucu Bu tetkikat ve taharriyat esna sında zabıtanın birşey nazari dik • katinl celb«tmiştir. Bu da Cevat Efendinin Yavruyan Efendiye gönderdiği tehdit raektubile çantanın İçinde çıkan defter ve mektuptaki yazılann ayni oluşudur. Bu vaziyet üzerine derhal Cevat Efendinin adre»i oğrenilmiş ve ya nhanesi taharri edilmiştîr. Bu ta • harriyat esnasında çıkan eşya ara • sında bazı zarflar elde edilmis, bu zarflann bombalann itina ile sarıldığı zarflar cnuinden olduklan görülmüştür. Bundan sonra bu hâdisede Cevat Efendinin alâkası kat'iyetle anlaşılmış, kendisi ile diğer iki arkadaşı Emniyet müdürlüğüne getirilmişlerdir. Mamyayı âlimler yakından tetkik ve mütalea ediyorlar ı Zabıtanın dün akşam geç vakte re 25 santimetre uzunluğuada idi. kadar yaptığı tahkikata nazaran Bu tarihî s&heseri bizzat mey mesele sırf bir garezkârlıktan iba Mumya taş tabtjtu tamamile doldur dana çrkaranlardan biri oian Hovvrettir. Yavruyan Efendiyi fâpheli muştu. Hemen hemen hiç bir bof nok ard Carterin bu satırlan «ade bir bir sahıs olarak göstermek maksa ta kalmamif tu Kanatk iki ilâh Izi» ve âlimin kuru ve yabis müsahedatı gidile tertip olunmustur. Neît muhafız olarak tabutun iki tanı • bi telâkki olunmamahdır. Ebedileşmek istiyen beşeriyet fma resrrredılmişlerdi. İçerideki altın kar$'smda hepimîz gibi o da büyiik parçalar parıl panl parlıyorlar ve vü Me*elenin içyüzü sudur: bir küçüklük ve dermlik duymuş cudün üzerindeki bu tezyinat kralın Galatada icrayi ticaret eden Yavrutur. Sade Mısır tarihile değil bütün elleri ve yüzile adamakıllı zıt bir man. yan Efendi isimli bir Ermeni bundan e*ski devirlerle meşgul olan insanla' zara arzediyorlardı. Eller göğüs üze • pey müddet evvel Cevat ismindeki bir muhakkak ki sahifeleri çevirirken rinde çaprazvari kavuşmuştu. Yüz, maziye karşı nihayetsiz bir hayranTürkle tütün ticaretine girişmiştir. Yavkaşlar ve diğer cihetler altın rasbk ve Iık hissederler. Ehr&mlar kadar, ruyan ve Cevat Efendiler epey müd . sürme ile bezenmişti. Gözlere cam kon Sfenks kadar, Babil kuleleri, Ege det beraber çahçmışlar, fakat bilâha muştu. havzasnun tas, tunç ve fildişi hey • re her nedense araları bozulmuştur. tki Binaenaleyh mumya karşınnzda tıpk: kelleri, Türklüğün ebedî eserlermşerik aynlmtşlar ve iddialara göre »ycanlı imis gibi duruyordu. Fakat iğilip den biri olan Orhon abideleri de nlık neticesi Cevat Efendinin Yavru te dikkatle bakıltnca altml&nn rengin. hic süphesiz ruhumuzu ayni vecitle yan Efendide mühim miktarda matlude bile bir ölüm sanlığı görülüyordu. doldurur. Fakat beş bin sene evvelki bu kalnuştır. Cevat Efendi parasuu is. Alnına krallann alâmeti farikau olan insanla velev kurumuş olsa dahi • temiş, fakat Yavruyan Efendi verme yılan ve akbaba resimleri yerleşnril • yüzyüze gelmek bunlarm biç birile miştir. Nihayet iş münazaa derecelerikıyas edilemez. ötekilerden kimisi mişti. Bımlarm üzerine sürülmüş olan ne varmıs, ihtilâfm bu suretle de hal azamet, kimisî zarafetle beseriyetin yaldız hâlâ parlakhğını kaybetıııemişledibnesine imkân göremiyen Cevat Ebir kiitlesinin veya bir hükümdan • ti. fendi işi tehdide dökmüş, bir iki defa ran bir ilâhmın namını ebedileştir • Lâkin bütün bu servet ve ihtişam, sabık şerikine tehdit mektuplan gön. harikulâde manzara arasında en ziya mek için vücude getirilmiftir. dermiştir. Yavruyan Efendinin tehdit de ruha hitap eden, kalbin rikkatini Halbuki mumya o zamanki telâk mektuplarma d« aldıns etmediğini götahrflt eden şey genç kraliçenin koca kiye göre insanm ebedî olan ruhuna ren bu zat nihayet yeni plânlar kurmağa sınm ölüsüne veda için koytnus oldu • arkadaşhk edebilmesi içm vücudün başlamıttır. Bulunan bombalar mese • ğu küçük çiçekli çelenkti. Vâkıa o da de fanilikten kurtulmasına doğru lesi bu plânlardan birmin tatbikmdan maddeten solmağa yüz tutmuştu. Fa . bîr yürüyüştür. Ne yazık ki insani ibarettir. kat binlerce yıllık tarihî bir aşkı bize yet S bin sene sonra, bugün dahi Zabıta ber ihtimale karşı takibat ve nihayetsiz bir belâğatle terennüm edi o gayeyi teminden henüz pek uzakdevam etmektedir. Müdyordu.» ta4ır. deiumumî muavinlerinden Muhlis Bey bâdiseye vaziyet etmiştir. Muhlis Bey dun tstanbul Emniyet müdürlüğüne giderek geç vakte kadar bu işle meşgul olmuf, Cevat ve Yavruyan Efendilerin iradelerini almıştır. Tahkikatan bugün ikmal edilerek i?in adnyeye intikal et. mesi mubtemeldir. meselenin içyOzö Fir'avun Tutankamonun mumyasının tam görünüşü yalar kuvvetlendikçe maziye ait bu kıymetli eser nazanmızda bir kat da ha vuzuh peyda ediyor. Tabutun kapa. ğı kırmızı granitten ve üzeri bir takım tersimatla tezyin edilmiş. Ortası kabank ve dört tarafından ait kısmına perçinlenmiş. Onun için çok güçlükle açabiliyoruz. Fakat Krallar vadisinde ilk ise başladığınuz zaman bu müşkülâta uğnyacağunızı tahmin elmiştik. 1922 senesindenberi iktiham ettiğimiz güç lükleri hatırhyacak olursak bu sonuncunun onlann yanında bir hiç gibi ka. lacağı şüpheslzdir. Yalız, değişmiyen şey heyecan ve merakımız. tki sene evvel de, şimdi de kendi kendimize ayni suali soruyoruz: Acaba kralı ne vaziyette bulacağız? Nihayet son emri veriyonım: «Kapağı kaldırın!» Fakat karşımıza çıkan mumya değil, bir takım yiin sargılar oldu. Onlan çcke çeke açtık. l» l e o z a " man genç yasında ölmüş olan kral boylu boyunca tabutun içinde gözük tü. Mumyalanmış şekilde boyu 2 met. .t Mi Rıza Beyin beyenatı Bu hususta Vali muavmi Ali Rıza B. bir muharririmize şunları söylemiştir: « Hâdise bir garezkârlıktan iba rettir. Bu bizce tahakkuk ve teeyyüt etmiştir. tki şerik aralanndaki bir is meselesinden dolayı aynlmışlar, biri, diğerini kötülemek üzere bu meseleyi tertip etmiştir. tşte siyasî bir maksat veya başka bir gaye kat'iyyen yoktur.» Türk dili filolojik ve etimolojik bünyesi ve vasıfları itibarile dünyanın en büyük ve zengin dillermden olması icap ederken dübe kadar gecirmis olduğu buhranın sebep ve saiklerini, kendilerile temas ve münasebata geçtiği milletlerin barsi faikivetî ve dillerinin zenginliği ve güzelliğinde değil, Türk milletinin kendi içinde ve Türk milletinin ruhunda aramak lâzımdır. Hakikaten daima samimî olan ve asla hotkam olmıyan Türk milletinm bu nrâsa adeli hareketidir ki, ecnebilere en kutsî ve aziz varlığımiza kadar «o kulmak cüretini vermistir. Ecnebi kelimeler dilimize o kadar girtniş ve sinmiştir ki bu is bugün başlı başma büyük bir mesele olmuştur. Hîç şüphe yok ki Türk milleti içm en hayatî bir dava olan bu ise verilen dîkkat ve ehemmiyet tamamile yerindedir. Büyük Dâhmin bimaye ve irşadi altmda gayet iimt esaslara dayanarak baslıyan Türk dîli çalıştnaM. dilin mazide frechmîs olduğu safhalarla Sümer ve Eti gibi en eski Türk dillerile Hmdu Avrupaî ve Sami denilen dillerle mukayesesi ve elyevm Türk ellerinde vaşayan kelimeleri«i derlenmesi gibi mevzular içmdedir. Arkadaşlar, Dil çalısmasma bütün memleket Büyük Şefin irşat ve himayesi al • adeta imivakî bir coşkunlukla iştittnda doft senedenberi bayrete lâyık bhr , gayret ve istekle çalışan â • rak etmi»tir. Manevî varhğı a*ır!arca e*mebî limlerimizin faaliyeti dünya tatahakkümü altmda inliyen bir milrih telâkkisinde yeni bir ufuk açma letin en diri bir bamle ile şaha kalkğa başlamıştar. Binaenaleyh bir asır • ması deoıek olan bu hareketin dıdanberi Avrupah âlimlerin tarih ilmi sardan görünüşü cidden heybetHdh. sahasmda vâstl olduklan neticeler bi Artık kendi istikametmi alarak hızzim tezimizi teyit etmektedir. Sümerle1a yürümeğe başlamış olan bu da rin, eski MısırlJann, Egelilerin, Etrüskvanın müspeu neticelerini bütün renisliğile shndiden almağa basladrk. lerin millî bünyeleri üzerinde derinleşDünkülerin dili ile bugünkülerin tirilen ilmî araştmnalar bu hakikati tedili arasında ölçülemiyecek kadar yit etmektedir. Türklerin kadim me fark vardır. Dünvada en cok konudeniyetçi, brakisefal alplu nrkm öz nesAUİan dillerden biri olan Türk dili K olduğunu bugün artık bütün dünya behemebal yakın zamanda beynelda hiç kimse inkâra muktedir olamaz. milel lâyık olduğu yerde mevki alaBu asil ırkın Avrupada ve BaHcanlarda caktır. eski zamanlardanberi nekadar feyirli Halkevlerimiz Türk Dili cemiyeti bir unsur olarak yerleşmiş olduğu bu merkez heyetinden aldığı direktif günkü tarih Uminkt mütearif eleri ara • içinde biribkile müsabaka edercesisına girmiştir. ne çalışmsş ve derledikleri kelime leri merkeze göndermişler ve göntlmî vesikalara ve şehadetlere dermektedirler. Memleketin kültür dayanarak söylediğkn bu ırk nazahayatma en derin bir hnan ve he • ri yesi tarihî bfa hakikati meydana yecan duygusile pek büyük hizmetatmakla ilme hizmet etmek ve ırkıler yapmağa çahşan Tarih ve Dil mıza sürülen iftirayı reddeylemek cemiyetlerini, bu iki kardeş mües seseyi en büyük saygılarnnla selâmi<cindir. larnn. Biz ırkların bususiyetlerini kabul etmekle beraber bütün dünya milletlerinin asaletine kaniiz ve ona . .Halkevlerinin ehemmiyetle takip hürmet ederiz. Türk inkılâbımn ilk ettiği meselelerden biri de edebi • günlerdenberi müdafaa ettiği tez yattır. Edebiyat, geniş manasile bir lerden biri de budur. Irkın millî milletm içtimaî hayatımn ruhî ve seciye, millî kudret bakimından e hissî hareketlerinin ifadesi olmak hemmiyetini pek büyük telâkki etitibarile son derecede mühimdir. mekle beraber terbiye ve kültür teManiler, darbımeseller, halk ti'kü lâkkilerimizde insani içtimaî bir mah lerini umumtyetle folklor edebiya luk ve milliyeti de hars birliği şektın mühim tmsurlanndandır. Geç • linde anlamaktayız. miş zamanlarda rnilletimizin göğ • Âlimlerimizin bOyük muvaffakiyetleri Edebiyatımız Polıs mödörönön izahatı Polis Müdürü Fehmi Bey de sunlan söylemiştir: « Mesele bir intikam almak arzusundan doğmuştur. Alelâde bir vak'adan başka birşey değOda. Emniyet Işleri Umum Müdürü Tevfik Hâdi Bey de şu beyanatta bulunmnştur: « Mesele tahkik ediliyor. Kat'î neticesi al.nroak üzeredir. Fakat şayanı ehemmiyet değildîr.» 'hlumyamn üzerindeki yün sargılar yavaş yavaş kaldırthyor Yalmz en eski zamanların değil orta çağ ve son asırlardaki Türk taribini yazmak gibi çok şumullü ve geniş bir saha içinde en büyük kültür faaliyetini yapan tarih ce miyetinin oıesaisine Halkevlerimi zin tarih, dil, edebiyat şubesi tarih cemiyetinden aldığı direktiflerle çalışarak bir sene içinde memnuniyete lâyık verimler vermistir. Ge rek bu ve gerek diğer kısımlarda her Halkevinin mesaisi biribirinin ayni değildir. Çok iyi çahşanlann yanında da az çalısanlar da vardır. Fakat ber türlü mübalâğadan uzak olarak arzedebilirim ki en çahsTnıyan Halkevinin olduğu yerde yapılan fikrî faaliyet gibi bir hareket geçmiş te yapıhnanuştır. Binaena leyb bu kadarcık bir hareketin bile lehimize kâr kaydedilecek birşey olduğu şüphesizdir. Halkevlerinin tarih şubeleri muhitlermde muhit sünden büyük sairler çıkmış ise de edebiyatın diğer şubelerinde bey • nelmüel simalar yetîştiremedik. Bu miUetimizm kısır olmasından değil teknik noksanlığından ileri gelmiştir. Bugün Rus edebiyatı, Fin, Macar edebiyatı gibi beynelmilel ta nınmiş orijinal bir edebiyatımız ve edibimiz yoktur. Zaten Osmanlı zih« niyeti şartları içinde bu şekilde bir edebiyatın doğmasına ve büyümesine imkân yoktu. Nutkun mabadini neşre yartn devam edeceğiz. CAN KURTARAN Çıktı ckuyunuy Yeni harplenn nasıi olacaği, t u belâlardan nas»1 korunmak lâzinı gelecefini bılrrmenier, tedbır almıyanlar yaiıntn elendılen nlamıvacaklardır