Cumhvriyei = = * Meclisin kıs tatili TEFRİKs 75 ygzan: Af. TURHAN B. M. M. Reisi Kâzım Pş. dün şehrimize geldi Kütahya meb'usunun teklifleri Hacı Mehmet Beyin yeni varidat teminini istihdaf eden teklifleri henüz bir kanun lâyihası şeklinde Meclise gelmiş değildir. Hacı Mehmet Bey, Fırka Grupuna fikirlerini arzetmiştir. Grup idare heyeti bu teklifleri mütehassıs bir komisyona tetkik ettirecektir. Teklifler Meclise bir teklifi ka • nunî şeklinde veya hükumet tara • fından bir kanun lâyihası olarak gelebilir. Hacı Mehmet Beyin teklifleri arasında bekârlardan vergi alınması da vardır. Benim bu hususta şahsî bir mütaleam ve tetkikatım yoktur. Evvelce Yozgat meb'usu Sırrı Bey de böyle bir teklifte bulunmuş, fa • kat neticelenmeden kalmıştı. Birinci *r*"7eden mabat c = 31Kânunuewel T933 ^ Iktosat IsDerl Lüks sigaralar Fiatler beşer kuruş tenzil edildi Tütün tnhîsar tdaresJmce, lüks sigaralann fiatlerinde bazı tenzilât yapılmışhr. Yeni fiatlere göre şimdiye kadar 60 kuruşa satılmakta olan ucu ha • sırlı sipahiocağı ile 55 kuruşa satı lan ucu yaldızlı upahiocaği sigara • ları 45; kırk beş kuruşluk kalm Gazi sigarası 40, 40 kuruşluk ince Gazi 35, 45 kuruşluk s«lon 40, 45 kuruşluk yaka 40, 38 kmuşluk Ankara sigarası 30, 30 kuruşluk Boğaziçi 25 kuruşa indirilmiştir. Lüks sigaralar 4 kânıtnusaniden. itibaren yeni f iatlerile satAacaklar dır. Diğer nevi sigaralann fiatleri indirilmemiştir. Yani ince yenice sigarası eskisi gibi 20, Serkldotyan 17, Baframaden 15, birinci nevi 11 kuruşa satılacaktır. Yalnız kalm yenicenin paketleri 18 sigaralık olacak ve 20 kuruşa indirilecektir. Yabancı âdetler, yabancı zevkler aslen Türk olan Harzimlileri baştan çıkarmış, miskinleştirmişti! Bizîm bildiğiraize göre tann, kullarmdan rüşvet istemez, yürek temizliği ister. Şahlar ve padişahlar da bu temiz!& olmadığı içindir ki altmla, elmasla nera tannyı avutmak, hem halkın gözüni boyamak yolunu tutuyorlar. Y» camie gelenlerin süsunii gör • •en?~ Bu adamlar, kendilerini yoktan var «den uhı taımya ibadet için değil de düğüne gidiyoriannıs gibi ipek ve strma içinde. Hele kürkler, hele kürkler?.. tnsan kendini, bu kürk bolluğu içmdft, alacalı bulacalı hayvanlarla dolu bir ormana düşmüs sanıyor. îşte ben burada seyh Mecdettini UnHım, bizim Ahmedin sana soylediklerrni de inana inana Kahrladım. Çünku şeyh, bu camide bir küçük tann gibl çalan satıyordu. Bakışlannda: «Herşey benim!» diyen bir sırıtma vardu Fakat bu çalımda da haklı idi. Oau biraz sonra ve büyük hatun camie gelince anladım. Nasıl anlamaz • dnn ki namaz kılmmak için camie gelme»i beklenen bu kadtn o Allah evinde yalnız şeyh Mecdettmle mesgul oldu. Ne kuran dinledi, ne imama baktı. Gözü hep şeyhîn üstünde idi. Ne görürsem, ne duyarsam, ne sezersem yazmaklığnm söylemistin. O nun için sana Türkân Hatunu nasıl bulduğurau da anlatmak isterim: Kutbettin Mehmet Şahm anası kırk yaşında ya vardı, ya yoktu. Bizim Ahmet, onu daha yaşlı bulur ama ben böyle fciçtim. BeHd de aldandım. Çiinkü yüzQ boyalı idi. tri yapı/ı, yürüyüşü pek nazlı bir hatun. Güzelliğine söz yok. Bu kadm camie büyük bir kalaba lıkla geldi. Başmda bir taç, üstünde bir sürü elmas vardı. Sağmda, soltm da yahn ktbç kumandanlar, önünde ve ardtnda küme küme halayıklar vürüyordu. Hatun da, halayıklar da ktsa kollu kaftanlar giymişlerdi, bu kaftanlarm göğüsleri gerdanı örtecek kadar kapalı, etekleri alabildiğine uzundu. Halayıklar, Hml kumaşmdan yapıhna vt ehnaslı hotozlar tasıyorlardu ışte kocasnu öldüı tıtıek, yerine kendî kanmı tasmnyan bir yabancıyı ge • çirbnek tstiyen Türkân Hatonırilkm burada gördüm ve iğrendim. Onda Tfirkliiğün kâçul brr m yokm, bambaşka bir soydan gelmişe benziyordu. Padisah, SemeVkande gefldiğimizî iduyar duymaz bize bir adam gönderdi, Uhı Hannnm müslüman elçi secrae•mden dolayı pek sevindiğmi söylet • ti ve birkaç smj de yemefe yolladı. Ben koylü isem de sehirlilerin neler yedi ğmi bilirim. Karakurumdan yanıms takılan yoldaşlar, Harzhn yemeklermi ve yemişlerini bilmedikleri için ağulan maktan korktular, sahanlara el vur • mak istemcdOer. Ulu Cengiz Han hazretlerinm elçuerini yeryüzünde kimse nin zehirliyemiyeceğini kendilerim; anlatbm ve yemekleri yedirttim. ' Yoldaşlanm, somun haündcki ekmeği beğendfler, üzümle kavundaa da hoşlandılar. Fakat yulaf bulamacile kumzın bunlardan daha tatlı olduğu nu da söylemekten çekkunediler. Tarn, ağularmın tadnu bozmasm. İcsan, ahştığı yemeği unuttuğu gün birçok şeyleri de unutuyor. Işte Harzimuler. Onlar da Türktür ve Türk gibi yaşryorlardı. Yabancı âdetler, yabancı zevkler kendüerini baştan çıkardı, miskinles tirdi. Er dediğin aslanfn bileğine im renir, postuna degil. Harzimliler de komşulardan ışık almalıydılar. Bunu yapmaddar, kötü huylar getirdiler ve kötülestiler. Türkân Hatun, beni oğlundan evvel yanma çagirdı. Sen, dünyayı silâhma boyun iğdirmiş bir hansm, Çadırda oturuyorsun. Bu kadm, koca bir saray da yaşıyor. Gümüş kakmalı tunç bir kapınm örttüğü bu saray, on bin kişiyi içinde saklıyacak kadar geniş. Ben ve yoldaşlanm işte bu saray da Türkân Hatunun yanına vardık. Bize ilkin yere kapanacağımızı, sonra ayak öpeceği mizi söylediler. Hiç tmmadun. Çiinkü «yapmam!» deseydim belki geri döndürürlerdi. Bu sebeple ne «evet!» de dim, ne hayır. Fakat Ulu Hatunun yanına girince bir selâm verdim, köşedekî mindere kuruldum, yoldaşlanm da yanıma sıralandı. Hatun, bizim yer ve ayak öpmememizden ilkin huylandı, kıpkırmızı oldu. Lâkin birşey söylemedi, söyliyemedi. Nasıl söyliyebilirdi ki biz, Cengiz Hanm elçisi idik. O da bizim hanımızdan yardtm bekliyen bir sığınıtı demekti. Türkân Hatun som gümüsten bir taht uzerinde idi, bu taht, içerlek bir yere kurulmuştu. Odanm her tarafı halı ile kapahydı. Duvarlarda kÜDİer. testiler, şişeler diziliydi. Belki yüz kız, iki sıra oturmuşlardı, birşevler işliyorlardı. Güzel ve çok güzel alti halayık ta Türkân Hatunu yelpazeliyordu. Mısırda iktısadî vaziyet gün geçtikçe iyileşiyor Türkiye Mısır ticarî münasebetleri tktısadi program r Kutbeddin Mehmet sahm anası, yüziine gelen kızartıyı giderdikten sonra bana sordu: Cengiz Han bazretlerinm sıhhatleri nasıldır, afiyette midirler, neşeleri yerinde mi? Cevap verdim: Elhamdülillâh iyidirler ve sîzin iyiliğmizden haber almak için bizi gönderdiler. Oğlumla dostluk kurmak istediklerrni anlıyorum. Sizi bu iş için gön dermis olacaklar. Evet sultanım öyle. Fakat Cen giz Han hazretleri sizden yardım bekleroctnizi aynca emrettüer. Kendileri Kutbeddin Mehmet Şah hazretlerini oğulları kadar severler. Sizin içm ise derin, çok derin bir saygı beslerler. Bu, benim kadın oiduğum içm, değil mi? Hayır, sah onun içm değil. Ha • kammızın size saygı beslemesi sizin çok yüksek oluşunuzdandır. Ulu Han, böyle düşünüyor ve sizi övle tanıyor. Kendisi dünyanın ne şahlarma, ne şehinşahlarma bir pul vermez. Lâkin sizin adrnız anıldıkça ayağa k^lkar ve sizi kendî'oğullanna örnek gösterir. HazetÜm. Demek ki birbiriaöli görmeden anlaşrrasız. .Ben de kendi • rini severim, yaptığı ışleri beğenirim. Padişah anası olmasaydım ona i imrendiğimi de söylerdim. Teşekkür ederiz sultanım. Bu sevginizi Ulu hakanımıza bildireceğiz. Selâmunı da yazınız ve her va kit kendisinden dostlvik beklediğimi anlatımz. Zaten biz de o dostluğu size sunmak için geldik. Ulu hakanımızın yü reği, bileği ve dileği sizinle biledir. Türkân Hatun ne demek istediğimi anladı, gülümsedi Çok memnun oldum, dedi; oğ lumla görüştükten sonra gene bulu şaruz, konuşuruz. tşlerinîzin kolay görunmesine başbasa vefîp çareler buluruz. Hele şimdi rahat edin, dinlenin. Birer şerbet içip oradan çıktık. Konduğumuz eve gelince bir kadınla kar • şılaştık. Yüzünü sımsıkı örten bu kadm. Çiçek Hatun tarafmdan geldiğini söyledi, bize sırmalı mendiller, para dolu keseler verdi ve sonra benim kulağuna iğilerek fısıldadı: Cengiz Han, Harzimli Ahmetle görüştü mü? Anladım ve şu cevabı verdim: Ulu Hakan, Çiçek Hatun haz • retlerine selâm söyledi. Bu selâmda herşey var. Kendileri hiç üzülmesinler. yalnız beklesinler. (Mabadi var) Memleketimiz iktısadiyatımn daha ziyade inkişafına yarayacak bir şekilde olan iktısadî program esasları hazırlanmıştır. Tetkik safha • sında olan bu programın çok kısa bir zaman zarfında neticeleneceğini ümit ediyorum. Yapılan program çok esaslıdır ve memlekette nok san olan sanayii tamamlamağı is tihdaf etmektedir. Yerli mallar ve halk Tasarruf haftasmda memleket dahilinde iktısat ve tasarrufa dair yapılan hareketlerden ve propagan dalardan pek çok fayda temin edilmiştir. Herkes yerli malı kullanmanın ve muhtaç olduğumuz sanayii memle ketimizde tesis etmenin hayatî bir mesele olduğunu tamamile anlamış bulunmaktadır. Zaten maksat ta bütün milleti bu fikir etrafmda toplamaktan ibarettir. Hükumetin memleket ihtiyaçlarına uygun olan sanayii tesis etmek için sarfettiği gayret ve Meclise sevkettiği kanunlar takip edilecek is • tikameti tesbit etmeği istihdaf ediyor. Bu gayeyi tahakkuk ettirmek bütün milletin bu fikri kendisine mal edinmiş olmasile kabildir. düşmüştür. Geçen seneki on aylık Mısırda vaziyeti iktısadiye son ticaret bilânçomuz 1 milyon 59 bin zamanlarda iyi bir safhaya girmiş lira lehimize iken bu sene 1 milyon bulunuyor. Memleketin iştira kud 591 bin lira lehimize olmuştur. Şu retinin yükseldiğine delâlet eden ithalde ticarî mübadelât netice itibahalât tezayüdü geçen seneye nazaran rile üçte bir derecesinde lehimize mühim bir nisbettedir. Eğer cihan ik artmıştır. tısadî buhranında yeni bir felâket zuMısır, Türkiyenin birçok ihraç hur etmezse; Mısırda salâha doğru gimaddeleri için bilhassa, tütün, keden bu iyi halin daha ziyade inkişaf et reste, kuru meyvalar, halı gibi eş • mesine intizar olunabilir. yamızm mühim bir istihlâk saha Gümriik varidah da geçen seneye kı sıdır. Mısırda ticarî menfaatlerimi • yasen çok fazlalaşmış oldugundan mem zi ciddl teskilât vücude getirmek su« leketin malî vaziyeti de düzelmekte de retüe muhafaza ve inkişaf ettitr • vam ediyor. mek zarureti vardır. Ticarî vaziyet geçen senekinden daMısır halkı memleketimize karşı ha iyidtr. Bilhassa tatili tediyat, ve ifmanevî rabıtalarla bağlı denecek lâs hâdiseleri geçen senekinden daha derecede sempati hissetmektedir. azdır. Ruhî temayülâtın beynelmilel ticarî Türkiye • Mısır ticari münasebetleri mübadelelerde pek mühim rol oynadığından şüphe edilemez. Memleketimizle Mısır arastndaki atş adamlarımızın Mısırla tesis eIıs verisler bu senenin ilk on ayında dilecek daha esaslı ticarî rabıtalara 3,319,000 liraya baliğ olmuştur. Bu şimdikind'en fazla alâka gostermemiktar hemen gecen senekinden fark leri, Türkiye • Mısır ticarî münase • sız gibidir. 1932 iptidasından tesrini betlerini inkişaf ettirmeğe çalışmaevvel sonuna kadar ihracat ve ithalâ lan lâzımdır. Ayni zamanda unuttıımz yekunu da 3,320.000 lira idi mamak lâzım gelir ki, Mısır bizim Yalnız bu seneki ticareti hariciye ye için yalnız mübadelâtı ticariye nokkununda lehimize bir inkişaf vardır. tasından değil, turizm cihetinden de Meselâ, geçen sene 10 ayda Mısıra uzerinde çok işlenecek pek müsait ihracatımız 2,187,000 lira iken bu bir çalışma mevzuudur. »ene ayni müddette % 1 2 fazlasile Elverir ki her iki sahada geniş 2,454,000 liraya baliğ olmuştur. mikyasta propaganda yapılsm. O zathracatımızm tezayüdüne muka man, bu menfaatlerin kendi kendibil Mısırdan ithalâtımız geçen senelerine inkişaf ettiklerî derhal gö • nin 10 ayında 1,133,000 lira iken bu rülecektir. aene % 2 4 azalarak 864,000 liraya i Hava yolcuları Yugoslavya tayyarecileri dün gittiler Yugoslavya hava işleri müdîrnJ ve Aero KHip ikinci reisi M. Tadia Sondermeyer, Yugoslavya hava itlni baştmihendisi M. Draga Li*vykal, y«f pilot M. Viladmir Strisenski, Aero Klüp umumi kâtibi M. Dusan Markoviç ve Yugoslavya tayyare kumpanyası er • kânmdan M. Padisa Nivviçten mürekk<p bir Yugosiav heyetinin tayyare üe şdrrimize geldiklermi dün yaznuşUk. Heyet reisi M. Tadia Sondermeyer dün gazetecilere şu izahatı vermiştir: « Kahirede toplanan beynelmilel teyyarecilik kongresinden geliyoruz. îen ve arkadaslarım bu kongrcîe Yugoslavyayı temsil ediyorduk. Bu kon ' gre her sene baska bir şehirde tojlan maktadır. Kahirede yapılan kongreım gelecek sene Amerikada toplanman na karar verilmiştir. Kongreve Avnıpa ve Amerika devletleri murahhas (ön dermektedir. Bu seneki kongrey« de 35 memleket iştirak etmişti. Kcngre de beynelmilel tayyareciltk ftaliyeti, rekorlar ve tayyarecilik fenniıie ait tek nik meseleler göriişülmektediş Kahired»lc! knner» An mJn kadar sürdü. Fakat Mısır Aero Klübönim tertip ettiği havaî mrting <fc>layısîle bütün murahhaslar Kahiredr birkaç gün daha fazla kalduar. Mitinîte 40 kadar MBHT tayyaresi sahra «çuşları yaph. Bu çok enteresandı. Buraya gelirken Ar" Mukaddesten geçtik. Orada tarihî 'e hnistiyanlarm mukaddes saydıgı y«fleri ziyaret et t3c. Bunradan sonrs Samdan geçerek Toroslar üzerine şildik. Burada kesif bir sis tabakasile larşılasük. Fakat çok mükemmel olan 'asat tertibahmız sayesinde yo!umu»> devam edrKldik ve Konyaya vâsıl «lduk. Oradan da doğruca Yeşilköy neydanma geldik. Konyada bize cofchüyük bîr misafirperverlik eösterdil*» Yugoslavalı tayyaredler dün Bel grada gitmŞİerdir. Arjantinin buğday vaziyeti Arjantin buğday mahsulü hakkm da ilk resmî tahminler yapılmışhr. Bu hafta neşrolunan mahsul raporuna nazaran Arjantinin 1933 buğday rekol • tesi 32 milyon quarter (1 quarter 290 litredir). Yani 7 milyon ton hesap e dilmiştir ki; hem 1932 ve hem de 1931 senelerme nazaran daha fazladır. 1932 ve 1931 senelen'ndeki mahsul sırasile 29,5 ve 28,8 milyon quarter idi. Ar jantinin dahilî ihtiyaa için 12 milyon quarter tefrik edüdikten sonra geriye kalan 20 milyon quarterin takriben 4,5 milvon ton miktann kabüi ihraç stok miktarmı teşkil edeceği anlaşıl maktadır. Londra buğday konferansı Arjan tine 31 temmuz 1934 tarihine yani buğday mevsimi sonuna kadar 14 milyon quarter takriben ( 3 milyon ton) bir ihraç kontenjanı vermişti. Bir ton buğday takriben 35 lira hesap edilirse bu 105 milyon lira servet teşkil eder. Şu tetkike göre mevsim sonuna kadar Arjantinin elmde küHiyetli mik • tarda buğday birikecek demektir. Ar jantin, Birlesik Şimalî Amerika Cumhuriyetlerî ve Kanada gibi mühim miktarlarda buğday saklıyabilecek kudrette muazzam sflolara sahip olmadığı ci hetle; elde kalacak bu fazla stok miktannm müşkülâta sebebiyet vermesi melhuzdur. Maamafih, Arjantmde bu sene fazla mahsule mukabtl Avustralya rekol • tesinin azhğı vaziyeti nisbeten telâfi edebüecektir. Beynelmilel piyasalarda buğday Kânunuevvelm son haftası zarfmda büyük buğday borsalannda mühim muameleler cereyan etmemiştir. Fiatler gerek Avrupada, gerekse Amerikada gevşek vaziyetmi muhafaza etmekte • drr. Münhal meb'usluklar DÖrt münhal meb'usluk vardır. Bunların intihaplarmın Meclisîn mart içtimaına kadar yaptırılması Meclisten hükumete yazılmıştır. Namzetlerin tesbiti bittabi Fırka riyaset dıvanına ait bir muameledir. Kimlerin namzet gösterilecefinedair malumatım yoktur.» Ecnebi vapur kumpanyaları hakkında b r karar Türkiye Iş Bankasından: Bankamız Îstanbul, Beyoğlu şubderile Kadıköy ve Usküdar ajanslanmı zın Ydbaşı münasebetile 1 kânunu • sani 1934 pazartesi günü kapalı bu • lundurulacaklan ilân olunur. tktısat Vekâleti tarafmdan ecnebi vapur kumpanyalaruun tarifeleri nin yükseldiği hakkında tetkikat yapırrmş ve bazı kararlar alınmı» • tır. Bu kararlardan biri de ecnebi vapuriarın kendi uğramıyacaklan limanlar için Türk limanlarından emtia almalan ve bu mallan Istanbulda veya diğer bir Türk limanmda kendi kumpanyalarına ait diğer rapurlara veya başka bandıralı vapurlara aktarma edilmesinm memnu • iyeti hakkmdadır. Vekâletin bu mühim kararı alâkadar devair meyanında Îstanbul Deniz ticaret müdürlüğüne de tebliğ edilmiştir. Deniz ticaret müdüılüğü şehrimizde bulunan ecnebi dar etmiştir. rapur kuınpanyalarıni keyfiyetten haber Bu akşam bttyOk Yılbaşı Fevkalâde |5O artist muhteliff numaralar SUVARE VARYETE Aynca: Sinema saat 19,30 da JehipTıyatrosu Bu îstanbul Befcdiyesi LÜ USHAYAT Büyük operet Holanîse BankÜni N. V Bahıisefit Felemenk Bankası lstanrul şubesi, 1 kânunusani 193' taribhden itibaren unvanının HOLANTSE BANKÜNİ N. V. ol»'ak değişeceğini ve Türkiye dcfci faaliyetine eskisi gibi de v*m edeceğini muhterem müş «rilerine arzeder. F E R A H Sinemada SARAY (Eski 6LCRYA) sinemasmda Yazan : Kkrem ve Cemal Reşit Bevler UMUMA Fransız tiyatrosu: Yarmdan sonra gidecek olan Viyaoa operet heyetinin son temsilleri. Bugün iki matine... COŞKUN Fransıza tniikâlemeii mükemmel îılim. Vahşi hayvanlann isyanını mnsavver müthiş sahne şayam temaşadır. II İRTİHAL Rasim Paşa zade Sabri Bey kerimesi ve Baytar binbaşı doktor Pertev Hikmet Beyin hemşireleri Münevver Hanım müpte • lâ olduğu dertten kurtulamıya • rak Sağlık Yurdunda vefat et • miştir. Cenazesi bugün saat 12 d< Eesiktaş Sinanpasa camisinden kadırılarak Yahya Efendi dergâhındaki metfeni mahsusuna defnedilecektir. Mevlâ rahmet eyle ye. (11582) Birmcisi saat 15,30 da: B s t V S l d c r tkindsi saat ıs de: Tebessümler D i y a n sinemasmda Matinelerden itibaren 20,000 senelik Kiirek mahkumları Haftanın en güzet filmi o'an Diiber ve sehhar Masum olduğn halde idama tnahkum ve verdiği sözü tutmak için bir gencin Ması fedakârbğini musavver fransizca sözlü aşk ve heyecan filmi Lian Haid ve meşhur komik Şaheserinde sabık Rus prensesi NATALİE PALEY ve genç PİERRE RİCHARD W!LM ile beraber calibi dıkkat bir tarzda oynıyan T MA CA CIPLAK KADIN Bugün ve buakşam son olarak Şehzadebaşında Szoke Szakall SENiN GiBi BiR KADIN filitninde Georg AieXander ile beraber CHARLES BÖYER ARTISTIK'te Binierce t»kdirkârların alkışlannı toplamaktadır. Yanndan itibaren Beyoğlunda 17601 VÜE^S F B3R İRTİHAL Kuleli Askeri Lisesi coğrafya mu allimi Erkân'harp kaymakamı Halil Rifat Bey dün vefat etmiştir. Mnma • Ueyh ordumuzun değerli unsurlarm dan olup, vatana büyük yararlıklarda bulunmuştur. Cenazesi bugün saat 10 da Teşvikdyede Kâğithane caddesmde Smgırzade apartımanuıdan kaldınla rak Yahyaefendi dergâhma defnedile • cektir. Allah rahmet eylesin. MHBBVHHBBVHBB> 4 B 1 B H B M H 1 | Ş A R K (Eski EKLER) s n e m a s m d a Millî v e Alemdar Ayasofya^a VOLGAL VOLGAL. FUminin A. RiGAUD tarafmdan vücude getirilen yeni fransızca kopyası. NiCOLAS AFONSKY'nin Rus heyeti muganniyesinin iştirakile musiki: PAUL DEVRED Saion, son s i s l e m ka'oriferle teshin edilmiştir. Surareler tam saat 21 de başlar. IJ5S6 TURJANSKi'nin şaheseri Türkçe sozlu, şarkı'ı fiüm. îlâveten : NAŞiT DOLANDlRlCl Türkçe sozlü komedi Matlnfeler: 2,5 5 oeca 8,45 »e CİCİ BERBER Her iki sinemsda birden USKÜDAR HAIE SiNEMASI Söz bir Allah bir Türkçe se«li sözlü dünyt haberleri şarkıh ilâveten