28 Kasım 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

28 Kasım 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Cumhuriyet ?8 Tesrinîsani [• j Cengiz Han TEFRİKA: 49 Yazan: M. TURHAN ıt Ateşgüneş, Türkgücü ile birlesecek mi? iaOari r Bu akşamki program 1 İSTANBUL: 18 gramofon 18,30 doktor AH Siikrü Bey tarafından (çocuklan so ğuktan koruma) hakkmda konferans 19 orkestra. Madam Reine tarafından taganni 20 Eftalya Sadi H. ve kemani Sadi Bey ve arkadaşlan 21,30 gramofon 22 Anadolu Ajansı, Borsa haberi. Saat ayarı. VİYANA: 20,05 konser 21.35 talebe şarkılarî 22,05 Londrada nnaklen askerî kon * ser 2 3 pece konseri. TULUZ: 21,20 haberler, senfonik orkestra 21,50 melodiler ve orgla musild par ça'arı 22,20 operakomik parçalan •> 23,05 en güzel Italyan şarkılarî 23,35 orkestra, sesli filimlerden parçalar, as kerî bando 24,20 haberler, oııera par çalan 1,05 şarkılar 2,05 haberler, Ariantiı. orkestrası. BÜKREŞ: 21,05 taganni 21,25 senfonik kori* ser 22,05 konferans, sonra konser. BERUN: 21,05 korf~rans 21,20 Franz Schubertten parçalar. BELGRAT: 20,05 opera parçalan 21,15 kon • ser .22,05 koro konseri 23,05 rad ' yo orkestrası. MOSKOVA: 20,35 konferans: Bugünkü denizaltı eri 21,05 musiki 22,05 ede • gecesi. 2 8 n 933 saiı •k*. m , M . t 2: «e lOayda neler ihraç ettik? kelimesi de emciden bozmadır. Eski devirlerin hekimleri uzun saçlı, uzun sakallı, tuhaf kılıklı olurlardı, başka • larma benzemiyen ürkiinç bir eda ile konuşurlardı, şimdi Cengizin başucuna dtkilen adam da öyle bir kıyafet taşıyordu. Başındaki kaloak, hele o karankkta, bir küme kirli saçtan farksızdı. Bıyığı ve sakalı, o kınmsı tel lerle, tozlu bir çah süpürgesini andın yordu. Giyimli miydi, belirsizdi. Çıplak mıydı, gene belirsizdi. İste bu adam, kılığmdan da soğuk bir sive ile konuşuyordu: Geçmiş olsım babayiğit, diyordu, ölümden kurtulmuşsun. Cengizin gözlerini açıp ta biraz hayr»1 ve biraz hasyet gösterdiğini gö riince iğrendirici bîr tebessümle bü yük ağzını iki üç kat daha genişletti: Yabancı değilim yiğitim, dedi, seni timar eden kızların babasıyım! Cengizin gözü öniine sabah gördüğü şefkatli kız değil, adının Isık olduğunu söyliyen öbür güzel mahluk geldi. Demek ki o Işık bu çamur yığınmdan çıkmıştı. Demek ki o nurun, o lcıvrak ziya kümesinin kaynağı su dikenli kara çukurdu. Cengiz, bir an için, buna inanmamak istedi, «sus herif! Sen onların b?bası değilsin ve olamazsm.» diye bağırmak ihtiyacmı duydu. Fakat en siyah geceîerden ışıklı ve apaydm gündüzler doğduğvrou düşünerek o bağrrma ihtiyacmı yendi. Hatta su çirkin ve korkunç heife karşı duyduğu iğrenişi de giderdi. Sağ olun, var olun dedi oca ğınız ıığt'rlu, kızlarınız da becerikli •mis. Geberip gitmisken burada diril dim, yeni bastan diinyaya geldim. Evet, evet yiğrtim. Yaralann ağırdı, bizim ulustan kimse senin kur tuiacapmı ummuyordu. «Yang» lar yardımcın o!du, kiT'arım da canla bas1? çalı«h. Ağzı acık duran sinm (me zann derr"4c1 iste bos kaldı. Kızlanm tıımrın? ivi bakmasaydılar simdi o sin içinrle uzanıp yatacaktm. Agzına bö cek'er do'e.cakfı?1 iliğini çıyanlar emecekti. Ve Cergızin *evatf vermesini bek lemeden bahsi değiştirdi, söyle bir sual yaph: Seni iyi, hem de çok iyi görü yorum. Fakat göz a'danır. Onun için bir sınama yapaİTm, sücün yerinde mi, deği! mi anlıyalım. Ona göre seni yataktan çıkaralım. Nasıl, bir sınamaya dayanacak mısın? Ser.e başından teşrinievvel sonuna kadar yaptığımız Kaydolarm çadırına dadanan Tanrı bilmez, korku Gücün perşembe günkii ihracatın geçen sene ihracatile mukayesesi tanımaz, söz dinlemez bahadır kimdi?.. kongresine ehemmiyet miyet bu madde ihracatını ÖnümüzdeBaşvekâlet İstatistik Umum mü Ya kızların beni nasıl deneye £mci, malum olduğu üzere, hekim ki senelerde muhakkak surette daha dürlüğünün teşrinievvel 933 ayına ait cek? demei;tir. Bizim lehçedeki (utnacı) veriliyor fazlalaştırarak madenkömürünü Tür • ticareti hariciye istatistiklerine nazara Basbayağı!.. Burası Kaydolar yurdu. Her yurdun bir türesi olur. Bizim türemiz de böyle. Konuklanmızı en değerli mahmızı ödenç verip ağır lanz. Senm gibi döşeğe düşenleri de gene kadın gönderip sınanz. Sen hem konuksun, hem arık. İki kat ikram göreceksin!. Cengiz, Kaydolarm çok çirkin bir âdetini ancak şimdi hatırlıyabilmişti. Nerden gelip te Türkeline yerlestiği bilinmiyen bu aşiret halkı, misafirleri ni guya ağirlamış olmak içm onların yanına kanlarmı, kızlanm gönderir • lerdi. Demek ki şu çirkin ve pis adam kendi aşiretinin türesine uyarak kız larından birini kendisile enikonu gö rüsmeğe sevkedesekti. Yaralı olmasa bu muamele gene yapılacaktı ve adına «ikram» denilecekti. Şimdi ikramm yanına bir de sınayış ilâve olunuyordu. Cengiz, ilk lâhzada bu kuvvet ve kudret tecrübesini kabul etmemek is tedi. Fakat Güncüden de güzel olan Işık Hanımı düşününce iradesine bir sarsıntı geldi, şu kara ve karanlık çergede nurlu bir gece geçirmek hevesine kapıldı, muvafakat gösterdi: Işığı isterim. O gelsin, beni de nesin! Herif, biraz tereddüt eder gibi oldu, sonra çehresini düzeltti, Cengizin kulağına doğru iğfldi, fısıldadı: Uğurtay daha iyidir, Canhdır, kanlıdır. Ben Işığı istiyorum. Gönderirsen onu gönder, yoksa sınama işinden vaz Türkgücü İdman Yurdu (sabık Haliç İdman Yurdu) perşembe günii akşamı saat altıda fevkaJâde olarak bir kongre aktedecektir. Bu kongrede bazı mühim kararlar verileceği söylenilmektedir. Almacak kararların başlıcası, Türkgücü İdman Yurdunun, AteşGüneş kulübü ile birleşerek AteşGüneş ismini alacağı ve bu suretle AteşGüneş kulübünün nizamî müddeti beklemeden federe olması temin edileceği haber verilmek tedir. Fi'vaki AteşGüneş kulübü, Tiirkiye İdman Cemiyetleri İttifakına dahil olmadığından müttefik herhangi bir kulüple temas edemediği gibi, müttefik sahalarda da maç yapamamakta ve hiçbir faaliyet eseri gösterememekte dir. Henüz yeni teessüs eden bu kulü bün federe olarak teşkilâta girebilmesi için de lâakal bir sene bekiemesi ve teşkilât nizamnamesine uygun bir vazi yette olması lâzım gelmektedir. AteşGüneş kulübünün nizamî müddetin doldurulmasını beklemeden federe olmak için Türkgücü ile birleşmek istediği hakkındaki haberlerin doğru olup olmadığı Türkgücü kulübünün kongresinde anlaşılacaktır. ran senebasmdan teşrinievvel sonuna kadar Türkiye limanlarından mema liki ecnebiyeye sevk ve ihraç edilen başlıca mahsulâhmızın mik*ar ve kıymetleri sırasile geçen senenin ayni devresile mukayese'i olarak şöyledir' (Biner lira hesabile) On ay 1933 1932 15,063 16,819 5,285 9,020 4,737 5,385 4.259 7,325 3,229 2,683 3,202 660 2,326 2,678 . 2,169 1,634 YÜR 1,675 766 Tiftik 1,552 1.013 Pamuk 1,244 3,110 Yukanki cetvelde görüleceği üzere tütün, üzüm, fındık, yumurta, incir ve pamuk ihracatımız bu senenin 10 aymda kıymetçe geçen seneye nazaran epey azalmıstır. Miktar meselesine gelince aşağıdaki cetvelde de görüleceği gibi miktarca yalnız tütün ihracatı fazlalaşmış; üzüm, fındık, yumurta, incir ve ı^amuk ihra • catımız hem miktarca, hem de kıymetçe geçen senekinden daha az olmuş • tur. Kömür ihracfhmız bu senenin 10 ayında geçen seneki miktardan 162 bin ton fazlasile 441,000 tona çıkmıs, kıymetçe de 2,683,000 liradan 3,229,000 Iiraya yükselmiştir. Hükumetimizin kömür meselesine verdiği büvük ehem* Tütün Üzüm Fındık Yumurta Kömür Zeytinyaı İncir Afyon kiyenin en mühim bir ihraç maddesi sırasma koyacaktır. Zeytinyağ mahsul senesi olmak itibarile hem kıymet, hem miktarca geçen senekinden çok fazladır. Afyon ihracatımız geçen yılın fevkına çjk mıştır. Yün ve tiftik ihracatımız da gerek miktar gerekse kıymetçe görülen fazlalıklar hükurr» t<mizm her iki madde ihracatını geniş mikyasta himaye etmesi sayesinde temin edilmistir. Pamuk ihracatında göze çarpan azalıs mevsim dolayısile bundan sonraki sevkivatla kapanarak, bu seneki pa muk ihracatının gecen senektni geç nıesi çok muhtemeldir. Yukanki maddelerin ihracr»tmda miktarca husule gelen temevvüçler aşağıdaki cetveMe hulâsa edilmistir: Ton olarak , 1933 1932 Tütün 18,702 17,880 Üzüm 34,268 39,698 Fmdık 11,460 14,509 YumuTta 16,157 23,099 Kömür • 440,800 279,370 Zeytinyağ 13.247 1,200 İncir 16,25 7 17.218 Afyon 291 214 Yün 4.726 2,229 Tiftik 3,729 2,696 Pamuk 3.549 10.170 Arpa ihracatımız geçen seneye na • zaran hem miktar, hem de kıymet ü zerinden geçen seneye nazaran yan dan fazla azalmıstır. Halı ihracatı da hi miktar ve kıymetçe geçen seneden daha dundur. .isîanbulBelediycsj Türkgücü kulübünün daveti Türkgücü idman Yurdundan: Heyeti umumiye kararile bir hafta sonraya bırakılan kongremiz 30/11/ 933 perşembe günii akşamı saat 18 de inikat edecektir. Yurda mukayyet azanın teşrifleri rıca olunur. u UN£ ç ŞehıVTıyatrosu BATARFEN Herif başım iğdi, uzun uzun düşündii, şu sözleri söyledi: Konuk dediğin umduğunu de ğil bulduğımu yer. Biz de dilediğimiz kızı gönderip konuğumuzu ağırlarız. Gevezelik ettim de Işığın adını söyledim. Suç benim, temizlemek te bana düşer. Fakat ortada bir çaprasıklık var. Bu gece o atsız bağador (bahadır) buraya gelecek, bizim çadıra inecek Her geliste onu Isık ağırlar. Simdi ben Işığı sana yollarsam o yang (tanrı) bilmez, korku tanımaz, söz drnlemez bağadora ne derim? Yakanaı onun elinden aasi! kurtarmm ?.. Sen beni dinle, sınama isroi Ufurtavla yaD. yer tanrısı, gök tannsı, su tanrısı. tarla tanrısı canımı alsın, bağador gidince Isığı da sana yollanm! Kaydo aşiretinde adı bile korku ile anılan meçhul bahadır, birdenbire Cengizin dikkatini uyandırdı. nvrakla sordu: Atsız dediğin bu babayiğit kim?. Ondan niçin korkuyorsun? Bir vurusta bir ökiizü ikiye bölen adamdan kim korkmaz? Işte I<ığın ağırladığı adam böyle bir yiğit. Hangi ulustan? Uiusu mulusu yok, bir kazak. Başında da kendi gibi sekiz on adam var. Diyar diyar dolaşır, nerede bir Moğol bulursa tepeler. Arasira da bize gelip konuk olur. Işık onun gedik • lisi! Ve birdenbire hatırlamıs gibi ba ğırdı: Belki seni de bu hale koyan odur. Çiinkü sen Moğolsun, Cengizlisin. O da Moğolun candan düşmanıdır. Yüzde yüz sanıyorum ki uğursuz bir günde onunla karşılaşhn, delik deşik olup buraya kadar düştün! Senin gibi yi ğite bu işi başkası yapamaz. (Mabadi var) Yaprak tütün ihracı için büyük bir şifket Gayenin inhisar olmadığı temin ediliyor Yaprak tütün ihracatımızı koru • mak ve tütün ticaretimizde bir nâzım vazifesi yapmak üzere hüku metçe büyük bir limitet şVketi teşkiline karar verildiğini ve bu şirkete ait lâyihanın Millet Meclisindeki Gümrük ve tnhisarlar encümenince kabul edild'ğini yazmıştık. Alâkadar makamlar tarafmdan bu şieketin bir an evvel teşekkülü için hazırlıklar yapılmaktadır. Yeni şirketin iptidaî sermayesi 50 bin lira olacaktir. Sermayenin yarısı nı tütün inhisarı verecek ve yüzde elli hisse ile şirkete girecektir. Diğer yüzde elli hisseler de millî bankalarla tütün tüccarları tarafından alınacaktır. Bu şirketin teşkili tütün piy&sa mızd'a yeni münakaşalara sebebi yet vermiştir. Biır kısım tüccar tütün ticaretinin inhisar a'tına alı nacağından bahsetmektedirler. Halbuki yeni şirket ile hükumetin kast ettiği gayenin inhisar olmadığı temin ediliyor. Yeni Ihracat şirketi tütün ticaretimizin inkişafı için icap eden ve küçük, ferdî sermayelerle yapılamıyan geniş tedbir ler alacak, müstehlik piyasalardaki tröst ve kartellere karşı tütünleri mizi ve tütün ticaretimizi koruya • cak ve piyasa temevvücatında nâ zımlık vazifesi yapacaktır. Vazan: Gerhart Hauptman Tü kçeye çe\ıren Seniha Bedri 5 perde Muallim ve talcbeve tenz;'ât vardır HANDA DRAMALİS PRİNEAS Yunan operet heyeti FRANSIZ TİYATROSUNDA Bu akşam saat 21.30 da büyük gala olarak VİKTORİA ET SO>T HLı>'SARD Yarınki çarşamba aks^mı ikinci def» olarak VİKTORİA ET SON KUSSARD Sıvasda buğday vazıyetı Sıvas, (Hususî) Havalar tam bir yaz havası gibi devam etmektedir. Bu sene çok bereketli olan mahsul, Ziraat Bankasınm rrübayaası yüzünden rençperi güldürmüştür. Banka iki tnilyon okkaya yakın mal elmıstır. Sivasta buğday konacak boş yer kalmamıştır denebilir. Camiler ve mekteplerin ambarlarına varıncıya kadar her yer dolmuştur. Gelecek sene silo ikmal edilmis bulunacagından bu ver mah zuru da ortadan k^!kmts bulunacaktır. Şimdi niyasada 4 4 . 5 kuru1! ara sında satılan buğday, e^er bankanır. müdahalesi olmara idi 2 kurustan fazlaya saf>İ3mıvacağı muhakkaktı. Bu hayırlı ise vali Bey de bızzat müdahale ederek köylüîerin şikâyetlerini dmlemekte ve kendilerini bekletmemek için icabeden tesiri yapmaktadır. Pursada ıhi çocuk yandı Bursa, 27 (Hususî Muhabirimizd"en) Bursanın Hasanağa köyünde iki çocuk feci bir şekilde yan • mıştır. Çocuklardan biri ölmüş, diğeri yanık bir halde hastaneye getirilmiştir. Vak'a şöyle olmuştur: Anneleri üç ay evvel ölen 6 7 yaşlarında iki çocuğu; büyük annelerile babalaırı dün gece ocak kenarma yatırmışlardır. Ateşle dolu olan ocağın etrafma yataklar seril miş ve çocuklardan biri uyku arasında sağa sola dönerken açılmış, ocaktan sıçrıyan bir ateşle eteği tututuşmuştur. Ateş süratle çocuğu yakmaya başlamış; yanan çocuğun feryadına uyanan kard'eşi kendisi ne sarılmış ve onu kurtarayım derken bu çocuk ta yanmış, büyük anneleri ve babalaırı da uyku sersemliği ile bu ateşi bir türlü söndüre • memişlerdir. Müddeiumumilik bunu bir ted birsizlik eseri kabul ettiğinden büyük anne ile baba hakkmda takibat yapmaktadır. Musa ÜskDriar HÂLE sînemasında AsUtn Galip Mümessi'ieri: Kate de Nagy, Jean Mu rat. İlâvetsn Dünya Haberleri. AÇIK TEŞEKKÜR Zevcim merhum Mahmut Tarzi Hanm vefatı münasebetile gerek bizzat ce naze merasimine istirak ve gerek beyanı taziyet lutfunda bulunan bilcümle ehibbaya ayn ayn arzı te«ekküre teessiı rüm mâni olduğundan ınuteber gazetenizh iblâğını rica ec'erlm. Resmiye Tarzi (10373) Cengiz, bönbön baktı ve şaşkın şaşkın sordu: Ne smaması bu? Anlamadım. gönderegeçirsin. denesin. mı? Isığı Bizim kızlardan birini ,yim. seni şöyle bir elekten Canlı mısın, arık mısın, bir Haiîerisini istersin: Uğurtayı mı? izmir vi(â;eîinde telelon şebeHesi yapıiıyor İzmir telgraf posta başmüdiriyeti mmtakası dahilinde olmak üzere şe hirler arasında telefon muhaberesine ilk adım olmak üzere Denizliden başlanmışhr. Idarenin hali hazır programına göre yakın bir zamanda İzmir, Ayduı, Denizli, Muğla ve mülhakatı ile telefon muhaberesi başhyacaktır. İzmir, Manisa, Akhisar, Balıkesir ve mülhakatmda dahi bu geçit üzerinde İzmirin Bursa, tstanbul, Ankara ile muhaberesi cereyan edeceği gibi Avrupa İzmir doğrudan doğruya konuşabilecektir. İzmir, Manisa, Akhisar, Balıkesir, Bursa, Ankara ve İstanbul ile ve Avrupa ile otomatik telefonla muhaberesi 6 7 ay içinde kabil olacaktır. Yalnız Denizli kısmı otomatik değil manyatodur. DAVETLER İstanbul Müddeiumumiliğinden: 30 h'ra maaşh İstanbu] icra memurluğuna tayin kılınan sabık asliye birinci hukuk mahkemesi zabıt kâtiplerinden Mustafa Salâhattin Beyin âcilen memuriyetimize müracaab". *** Hukuk Talebesi Cemiyetinden: 1 birincikânun cuma günü saat 14 te istanbul Halkevinde toplanacak olan senelik kongreye aza arkadaşların iştiraki lüzumu ilân olunur. *** tstanbul Vilâyetinden ve Beledi • ye riyasetinden: 30 T. sani perşembe günü saat 14,5 ta Dolmabahçedeki eski bas ahiclarda açılacak olan ehlî hay van sergisine İstanbulda bulunan muhterem meb'uslar ve Şeh:r meclisi azasınm teşrifleri rica olunur. Paris ve Londrada altı aydanberi mütemadiyen gosterilmekte olan müthiş mizansenli şayanı hayret Uğurtay da Işık ta hele geri dursun. İlk'n su denemeyi anlıyayım. Benimle güreş mi tutacaklar, bana yük mii kaldırtacaklar. Bunu öğreneyim de ona göre birşey söyliyeyim! Herif, gürültülü bir kahkaha savurdu. Yaralannı gören sana yiğit der. Şu sözlerini işiten de: «tşte bir akh kıt!» der. Ben ne diyorum, »en ne anlryorsun. Çergede güreş mi tutulur, yaraları daha yeni pakanan adama yük mü kaldırttınlır ?. Bu ne kısa görü>? YÜRÜYüş filmi bu perşembe akşamı müstesna gala müsameresi olarak S A R A Y ( Eski Blorya ) sinemasinda irae edilecektir. Mümessili Ecnebi limanlarına vapur işletilmek isteniyor Vapurculuk Anonim Şirketine dahil olmıyan armatörlerin İstanbulla ecne bi Iimanlan arasında vapur işletmeğe karar verdiklerini yazmıştık. Bu karar üzerine Yelkencizade Lutfi Beyle ge ne armatörlerden Mütercimzade Hakla Bey Ispanyaya gitmişlerdi. Lutfi ve Hakkı Beyler bu seyahat lerinde Pire ve Triyestede alâkadar bazı müesseselerle müzakerelerde bulunduktan sonra Lizbona geçmişlerdir. Vapurculuk Şirketi haricinde kalan armatörlerden Liıtfi, Paşabahçeh Ce • ma] ve Naim Beyler birleşerek bir şir ket teşkil edeceklerdir. Bu şirket Ak denizle Karadenizdeki bellibaşlı ecnebi Iimanlarile îsianbul arasında seferler yapacaktır. Şirket Akdenizde Pire, Triyeste, Napoli, Marsilya ve Lizbona vapur işletecektir. Karadenizde de Var na, Köstence ve Odesaya seferler ya pacak, bu suretle limanımızla ecnebi limanlar arasında şimdiye kadar ecnebi vapurlarile yapılagelmekte olan tica rî nakliyatı yapacaktır. Bu şirket ayni zamanda İstanbul îskenderiye ara sında da yeni bir deniz hattı tesisini düşünmektedir. Aımatörler ba teşebbüslerinde mu vaffak olmak için ellerindeki vapurlar kâfi gelmezse yeni vapurlar alacaklar ve hükumetin müzaharet ve yardımını utiyeceklerdir. CLiV E BROOK Fiatlerde zammiyat yoktur. Senenin en fevkalâde filmi TÜRK Sinemasında Tirede yeni Hükumet konağı yapıldı i R Ti H A L Tahtakalede, Uzunçarşı Rüstempaşa caddesinde helva tüccarlanndan Üs küplü Halim Hacı Sait Efendi vefat etmvstir. Cenazesi Beyazıttaki hanesinden bugün saat on bir buçukta kaldı rıîıp Aksaray Valide camii şerifinde öğIe vakti cenaze namazı kılınacağmdan vakti mezkurda bulunmak arzu eden taal'ukat ve ehibbanın teşrifleri rica olunur. (10374) İ R T İ HAL Merhum Hüseyin Hifmi Pasanm kayınvalidesi Rukiye Hanım vefat etmiştir. Cenazesi bugün saat on birde Şiş • Iideki konaklarından kaldınlacak, ve Teşvikiye camisinde namazı kılındık • tan sonra Yahyaefendi mezarlığına defnedüecekb'r. (10368) AŞKA KİM INANIR ?!... Fransızca sözlü ALBERT PREJKAN RENE ST. CYR JIM GhRALD Muvaftakiyetle devam etmektedir. llâveten : Pathe journal ve kemedi Revü 10378 istanbul sinemacılık âleminde görülmemiş bir hâdise CiCi BERBER Şehrimizin üç büyük sinemasında birden gösterilecektir Y A R I N A K Ş A M D A N PEKF LM sîüdyosunda tamamen TÜRKÇE sözlü şarkılı olarak hazırlanan Tire Hükumet konağımn küfat resminden bir inttba Tire «Hususî» Yeniden inşa olunan Hükumet konağımn kü nat resmi yapılmıştır. Yeni bina şehrin en güzel bir yerindedir ve Cumhuriyet meydanına nazırdır. Binanın yalnız dıs sıvası ikraal ediîmemiştfr. Bu da bu »ene zarfracla yapılmif olacaktır. tamamen nınıca nüshası M E L E K s'nemalarında En neşeli, en zevkli mevzu nefis şarkılar. Türkçesi i P E K ve ELHAMRA i T i B A R E N (i0380) İ

Bu sayıdan diğer sayfalar: