Cumhnriyet s^= ?7Tesnnisani • I Cengiz Han TEFRİKA 48 : M. TURHAN Bursada nüfus tezayüt ediyor Nüfus fazlalığı mesken buhranına sebep oldu Bursa, (Hususî Muhabirimizden) Son zamanlarda Bursanın nüfusu hissedilir derecede artmaya baslamıstır. Bunun sebebi yalnız fazla doğum değildir. Bursa ucuz bir şehir olduğınv dan muhtelif memleketlerde tekaüt olan zabit ve memurlarm tercihen bu kasabayı int'hap etmeleridir. Bunun en canh misali ev fiatlerinin ve kiralaruvın yükselmesi, ayni zamanda sehirde khalık ev bulmak ıçin müskülât çekilmesidir. Şimdi burada kira evi anyan bir hayli insan vardır. Daha içinden kiracı çıkmadan bir iki ay evvel evleri angaje edenler veya bir evin boşalıp bosalmıyacağını tahkik tcin mahallelerde hususî sekilde istihbarat memurları tutanlar bile vardır. Bu vaziyeti gören bazı paralı zevat, Bursada birer birer apartıman yaptırmaya teşebbüs etmişlerdir. Yeni genisletilen Gazipaşa caddesinde birbirini takiben bazı apartımarJar yükseliyoc. Bursada ilk defa apartnran iikri hüküm sürmeğe başlamış bulunuyor. Bursada ktralık evi olanlarm ekserisi; evlerinin bir gün büe boş kalmadığını söyüyorlar. Evi olmıyanlar da: Ah burada bir evim olsa da kiraya versem! diye acınıyorlar. Bursadan Çekirgeye giden yolun iki tarafında olduğu gibi Çekirgede de bazı yeni binalar yapıîmış bulunuyor. Hatta Çekirgenin garbine doğru da birer ikiser güzelce evler ilâve olunu • yor. Bu hale bakılırsa Bursanın imar sahasında ağır olmakla beraber atılmıs adımlan var demektir. İmar işinde hususî meskenlerden ba«ka resmî daire ve müesseselerin de dahli vardır. Son birkaç sene içinde yapılan bmalardan bir kısmuıa 1 milyon 402.640 lira sarfedilmistir. Bımlardan en mühimleri: 4S0,000 liraya yanılan tayyare sineması, 500 bin Uralık asrî kaphca, 65,000 liralık umumî hapisane, 39,000 lirsl'k as rî bir ilk mektep, 46,0^0 liraîık defterdafrlık, 60,000 liralık vilâyet binası, 22,000 liralık C. H. Fırkası, 25,000 liralık vilâyet matbaası, 35,000 liralık fennî mezbaha, 30,000 liralık sfadyum (maamafih stadyura birçok yardımlar yüzünden 5 0 6 0 bin liradan yalnız 30 bin liraya mal olmustur). 12,000 liralık sebze haii 42,000 liraya yapılan adliye binalandır. Bütün bunlara rağmen Bursa; nüfusur.un gittikçe artmasma nazaran daha ziyade ve sür'atle imar edilmesi lâzım gelen bir sehirdir. Hususile yerli ve ecnebi birçok seyyahm ziyaret sehri olması da bu noktaya kuvvet ver direcek bir sebeptir. Bunun için de Emlâk Bankasınm veya ^vkafm bu vaziyeti tetkik ettikten sonra; burada ev ve apartıman yaptırmak istiyenlere ozun vadeli ikrazatta bulunmalan veya kendüerinin yaptıracakları ev ve apartımanları kiraya vermeleri hem kendi menfaatleri icabı; hem de Bırsanın imarı noktasmdan faydalı bir iş olsa gerektir. f Cengiz karışık rüyalar içinde güzel kızı sayıklamağa koyuldu Ve şöhretli hükümdann üstüne yığıh çullan, çuvallan kaldmp ta işaret ohman noktadaki yaralan gözden geçirmeğe hazırlanırken Cengiz, zayıf kolunu bir ağ »ekline koymak ve bu kürk mantolu, ak börklii lâtif bakğı o ağa düşürmek istedi. Fakat kız, bu lcokı sert bir vurusla yana düşürdü: Tek dur kişi! dedi canın oynaşma istiyorsa babamla konuşî Biz buynıksuz el vermeyiz. önümüze çıkan her çukura girmeyiz. Cengiz, bu güzel kıztn ne demek istediğini gerçi anlamadı, lâkin onun hasta ve dermansız kollardan yapılacak ağlara düşecek zayıf bir balık olma dığını adatnakıllı anlamıstı. Çiinkü kohı bir demir çekiçle dövülmüş kadar acıyordu ve bu acı, şu güzel fidatıdan bir çiçek koparmak hevesinden ken dmi vaz geçirmişti. Güzel kız, bugünün diplomalı hastabakıcılarmı imrendirecek bir sürat ve bir meharetle Cengizin dizlen'ndeki bağları çözmüptü, bir usta cerrah dikkatile yaralan gözden geçiriyordu. Bu moayene üç bes dakika sürdü ve kız çözülen bağlan tekrar sarmağa lüzum görmedet» ayağa kalktı: Domuz gibisin, sapasağlamsm. Yaralarm artık kapamraş. Hanl hanl konuştuğuna göre boğazm da iyi. Artık arık inek gibi uzanıp yatma, kalk, dolaç. Temiz hava al, diril!... Bir kısun okuyuculanmız, velevki bir kadın ağzile olsun, kendin« domuz denilmesi üzerine Cengiz Hanm kız mı$ oiacağmı zannederler. Bu zan, tamamile yanlıshr. Cünkü eski Türk lerde birçok bayvanlar gibi domuz da iğrenç görülmezdi. Hatta mîllî takvinv de domuzun da yeri vardır. Millî takvim, on iki senelik çağlar üzerine kurulmustu. Her çağ, yani on 3n senelik her devre bir hayvanm is mile ifade olunurdu. Bu hayvanlar Kitabi llmünnafîe göre şu isimleri tasıyorlardı: Keskü, öt, pars, tavuskan, Loy, (yılan), yunt, koy, piçin, dakuk, it, tonkuz!.. «Divanı Lugatüttürk» ise bu isimleri su sekilde kaydediyor: Sictan, öd, bers, töşgan, nak, yelan, yend, koy, biçin, tegako, it, tonguz!.. Bunlann şu • bizim lehçemizdeki mukabilleri şıyordu. Bu itibarla da şu Kaydo kızının kendisine domuz demesinden hiç te sinirlenmedi. Fakat kız ona «kur bağa, kaplumbağa» filân deseydi is değişirdi. Çünkii takvime girmiyen hayvanlardan çoğunun kutsiyeti yoktu. Bazan bir Türk, kendı çağını temsil et miyen bayvan isimierile de karşısın dakini tahkir ederdi. Meselâ domuz yılında doğan bir adam, tavşan yılında doğan bir adamı tavşana benzeterek tezyif edebilirdi. Lâkin bu, pek nadir görülürdü. tste Cengizin dornuza benzetildıği halde kızmaması bu sebeptendi, güliimsemesi ise kızın kendi sıhhatini müjdelemesindendi. Bu gülümseyiş sessiz bir teaekkür sayılabileceği gibi deminki teşebbüsün akametini nrtmeğe yeltenen bir gösteriş te olabilirdi. Kız, nasıl bir mana ifade ettiği pek te belli olmıyan bu gülümseyişle alâkadar olmadı, sö zünü brtirdikten sonra yürijdü, çer genin deliğini açtı, dışarı çıkmağa hazırlandı. Bir veda kelimesi de söylememişti. Deliği örten bezin kaldırılmasile kuvvetlenen ziya, bu çok fcüzei kızın le • tafetini bir kat daha parlattığı için Cengiz dayanamadı, bağırdı: Dur, kaçma, bir iki sözüm var! Kız dısardaki ziyanm kucağmdan aynlmadı. Endamınuı her zerresi bu gökten düsen ışık içinde yıkana yıkana başmı çevirdi, bariz bir isteksizlikle sordu: Ne diyeceksn ki? Hiç!.. Evet. Cengiz, güneşin nııru îçinde güzelliğini fırçalatan, endamma cilâ ve ziya veren bu kıza karşı diyecek hiçbirşey bulamamıstı. Onu çaeırırken, onu çergenin deliği önünde alıkorken belki birşeyler söylemek istiyordu. Fakat şimdi habrma bir arzu, bir dilek, bir rica veya bir emir gelmiyordu. Yahut yüreğinden kopup diline sıralanan dilekleri, ricalan, istihalan ifade edecek bir kelime bulamıyordu. Kız, önünde parmak ısırılan bir heykel gibi bu derin hayrete karşı bir ta hassüs göstermedi, deliği kapadı, kendi ıştğile günesin nunmu da beraber alıp götürdü, Cengizi çuvaüann sert ve müteaffin kucağında ve kara bir hava içinde bnaktı. Cengiz, uzun bir miiddet şu kay bolan ısığm huzmelerini hayalinde yaşattı. Onunla Güncü arasında derin derin mukayeseler yürüttü, engin he yecanlar geçirdi ve gene daldı. Kansık rüyalar içinde ışık sayıklamağa koyuldu. Onu bu sefer uyandıran kaba bir erkek sesi idi. Bu ses, mum söndüren soğuk bir rüzgâr gibi Cengizin rüya • larda kovaladığı ışığı kaçırmıştı, Onun eski yüreğine dolan tatlı heyecanlan da silip süpümüstü. Koca Moğol, elinden bir zafer almmıs gibi müteessir ve kızgın, gözlerini açtığı zaman hiddeti hayrete münkalip olmuş ve ağztndan ih • tiyarsız birkaç kelime dökülmüştü. Bu da kim? (Em) ci mi, em kaçıran bir ugursuz muı Polonya uzum, ıncır ve ^fındık ithalâtını menetti TürkLeh ticaretinin inkişafına çalışıîdığı sırada verilen bu karar şayanı teessürdür Polonya hükumeti 11 teşrinievvel tarihinde çıkardığı bir kararname ile birçok eşyanın ve bu meyanda doğ rudan doğruya bizi alâkadar eden kuruüzüm ve kuru mcirin Polonyaya it halİDİ menetmiş bulunuyor. Polonya fındık, üzüm, mcir gibi birçok mahsulâtımızı bizden doğrudan doğruya almayıp transit suretile baska memleketlerden tedarik etmekte olduğundan, yukarıda bahsettiğimiz ithal memnuiyetinin tesirleri tedricen ve zaman geçtikçe daha şiddetle hissediIecektir. Türkiye ile Polonya arasında filhakika bir ticaret muahedesi vardır. En ziyade mazhan müsaade millet mu • amelesi esasına istinat eden ve daha geçenlerde Büyük Millet Meclisince tasdik edilio mer'iyete giren bu ticaret itilâfı bazı ihracat madde'erimizin Polonyaya gümrük resfninden tamamen muaf olarak girmesini temin ettiği gi • bi birçok maddelerimizi de cüz'î bir gümrük resmine tâbi tutmustur. Polonyanın Türkiyenin ihracatında mühim mevkii olan üzüm ve incir gibi, ek seriyeti azimesini Türkiyeden tedarik edebileceği mahsulâtı yeni kararname ile bu kere tamamen ithal memnuiyetine tâbi tutmasınm doğrudan doğruva Türkiye mahsulâhna karşı ittihaz edilmis menfi bir tedbirden baska suretle tefsir edilmesme imkân yoktur. Bu vaziyet karsısında Polonya mu varidatına karşı mukabelebilmisilde bulunulacağma süphe olmamakla be raber; iki memîeket aras'ndaki ticarî münasebetlerm inkişafına çaüısıldığı bir sırada vaziyetin böyle bir akıbete süriiklenmemesini görmek isterdik. Türkiye ile Lehistan arasmdaki ti • carî rabrtalarda hâlâ Triyeste ve Şi malî Avrupa lim&nlan transit rolünü oynamaktadırlar. Bu rol bilhassa istatistiklerimizdeki rakamlarm ehemmiyetsizliği de teyit etmeğe kâfidir. Türk istatistiklerine nazaran bu sene iptidasından •esrinievvel sonuna kadar Lehistana yaptığımız ihracat geçen senen'n ayni devresinin 9 bin küsur lirasına karsı 58 bin liraya baliğ olmuş tur. Halbuki, hakıkî ihracatımızm bundan da fazla olduğımu söylemekte mübalâğa yoktur. Buna mukabil istatistiklerimiz Le histandan ithalâhm'zın geçen senenin 10 ayında 91 bin lira iken bu senenin ayni devresinde 18 bin lira fazlasile 109 bin liraya çıktığmı tespit etmektedir. Su tetkikimiz büe ticareti hariciye bilânçosunun Lehistanm lehine ve Türkiyenin alevhine netice verdiğini gösteriyor. Halbuki, yeni memnuiyet karan karsısında ihracahmızu» daha zi • yade azalacağma Lehistanla ticarî bilânçormızdaki açığın büyüyeceğine şüphe yoktur. T% s • • • • • • J ( Bu aksamki program 1 ISTANBUL: 18 gramofon 18,30 fransızca ders (ilerlemiş olanlaıa) 19 Münir Nu rettm Bey ve arkadaşlan 20 Refik Talât Bey ve arkadaşlan 21,30 gra mofon 22 Anadolu Ajansı, Borsa ha beri, Saat ayarı. VİYANA: 20,05 senfonik orkestra 21,35 Avusturya halk musikisi 23,05 gece kon seri. PARİS: 21,05 gramofon ve cazbant 22,35 eğlenceli neşriyat TULUZ: 21,20 haberler, sonra keman kon seri 21,50 opera parçalan 23 05 setv fonik konser 2i 35 kjp j er v. hr.Ler ler 2,05 • aberleı, sonrj operet par çalan. LEYPZtG: 20,05 Stutgarttan naklen «Vaküre> operası 23,05 haberler 24,05 gece konseri. BÜKREŞ: 20,05" ders, gramofon, konferans 21,05 oda m Mkisi 21,35 konferans, sonra operet parçalan 22,20 piyano konseri 23,05 Rumen musikisi. PRAG: 21,30 Dor Kisot 22,35 keman ve pivano konseri 23,05 haberler . BUDAPEŞTE: 20,05 taganni konseri 21,05 klârinet konsen 21,50 orkestra konseri. VARŞOVA: 21,05 hafif musiki konseri 22,05 tefrika, sonra konser 23,05 dans havaları 28 11 933 salı akşami saat 2 ! de > ŞehirTfyatrosu GÜNEŞ BATARIEN Yazan Gerhart Hauptman Tu kçeye çevıren Seniha Bedri îstanbul Belediyesi I Taze erik Yugoslavya bu sene 4 bin vagondan fazla taze erik ıhraç etmiştir. En fazla ihracat Çekoslovakyaya yapılmış 2284 vagon erik gönderil miştir. Avusturya da Yugoslavyadan 1398 vagon erik satın almış tır. Gemilerde SfiKavuzîuk Ocreti Hükumetçe küavuzluk nizamname smde bazı tadilât yapıhnıştı. Nizarrmamedeki bu değisiklik dün Denrz Ti caret mnidürlüğüne tebliğ edilmiştir. Bu değişikliğe göre beşyüz birden bin tonilâtoya kadar olan gemilerden yedi lira kılavuzluk ücreti aluıacaktır. 5 perde lllllllll Muallim ve taiebeve tenzılft vardır önümüzdeki çarsamba günü saat 18 de matine olarak FRANSIZ TİYATROSUNDA meshur İtaîvan artisti CARLO ZECCHİ (piyano) ve NERQ BRUNELl! .,(wypk»n*el) Birinci konsîri verilecektir. Buğday sfoku Son hafta zarfında tstanbuldan harice 176 tou yumuşak buğday. 116 ton arpa ihraç olunmuftur. 1 ağustostan 18 ikinci teşrin tarihine kadar tstanbul zahire borsasında 52,749 ton buğday muamelesi ol muştur. Bu hafta şehrimizdeki buğday stoku yekunu 15,657 tondur. Geçen hafta stok 14,537 tondu. Akhisarda IGtun vaziyeti Akhisar 26 (Hususî) tnhisar idaresi muntaznm surette tütün almakta • risi yüksek kalhedir. tdarenin muba • yaatta bulunması ve cins mala fiat koyması müstahsili çok memnun et • miştir. tdarenin ikinci ve üçüncü cins tütünleri mubayaaya başlamasma intizar edilmektedir. dur: Fare, öküz, kaplan, timsah yı lan, at, koyun, maymun, tavuk, köpek, domuz!.. Bir adam, hangi hayvanm yılmda doğmuşsa kendisme o yıhn kutsiyeti isnat olunurdu. Bazı yerlerde ise bir hayvanm yılında kadm, başka başka doğan çağlara erkekle mensup Üsködar PÂLE s'nemasmda Aşkta Galip Müme^silleri: Kate de Nagy, Jean Murat. llâveten Dünya Haberleri. olsalar da, birbirlerile evlenemezler • di. Meselâ: Erkek birinci on iki yıhn yılan yılında kadın ise ikinci on iki yıhn yılan yılında doğmuş olsalar, ikisi de yılan tevellüdü oldukları için bir birile izdivaç edemezlerdi. Bahsimize taalluk eden cibe» Türk takviminin tevlit ettiği an'ane • ler, adetler ve hükümler değil, o takvimin hayvan isimlerini taşımasıdır. Bu sebeple de birine domuz veya it de • mekle bir hakaret yapıîmış olamıyacağını anlatmaktn. Nitekim Cengiz Han da bizzat domuz yılında doğmuştu. (1162) ve o hayvanın kutsiyetini ta Avrupa malı diye satılan yerli malı Birinci sa.'...ccden mabat na başlanvshr. t^in içinde gayrimesru rekabet sekli olup olmadığı arastınlacaktır. Ticaret kanununun bir madde si, herhangi bir malm, başka birsey diye sahlmasmı menetmektedir. AlâkadarlsrJan biri bu münasebetIe demistir ki: « Sadece Ticaret Odasmın değil, herhangi bir vatandaşm da böyle bir vaziyetle karsılajınca dava açmaea hakln vardır. Müşteri, «bana bu malı filân yerde yamlıyor, dîye sattılar, ü zerindeki markayı da bu iddialarını teyit için kullanmaktadırlar, halbuki dedikleri hakikate muvafık değilmiş'* di ük bir Leh şairi için ihtifal Birinci gahifejisn mabat M. Dubiç ve konsolos M. Vegneroviç ve konsclosluk erkânı dün saat 11 de Tokatlıyan otelinde top lanmışlar ve oradan müteveffa Leh şairinin Yenisehirdeki evine gidil miştir. tstanbul Leh konsolusu da daha evvel Yenişehire giderek M. Adam Mickîeviç evi önünde toplanmışlardır. Burada konsolos M. Vegneroviç bir nutuk irat etmiş ve M. Mickieviçin hayatmdan ve eserlerinden bahsetmiştir. Müteveffa Leh şairinin evine, üzerinde Türkçe ve Lehçe «Büyük dâhi şairimiz Adam Mickieviçin yıldönümü münasebetile » ibaresi yazılı bir krtabe konulmustur. Akşam üstü saat beste Sıraselvilerde Polonya kulübündeki toplantıda şair Adam Mickieviç hakkında hasbihallerde bulunulmustur. maktadır. Tetkikatımızda bunlann yerli olduklarını gorünce ksyfiyeti alâ kadar makarrlara arzettik.» Zevki se'im sahip'erinin tıraş bıçağı ya'nız ROTBART LUxUOSA'dır. C102&9) Bu Perşembe akşımı SARAY (Eski Glorya) da Musa Kurdoğlu Faik Bey Londra ticaret mümessilimiz Istanbuldan geçerek Ankaraya gitti Şimalî Avrupa ticaret mümessilimiz Kurdoğlu Faik Bey İktısat Vekâletinin dr4veti üzerine, Londradan sehrimi ze gehnis ve dür< aksam trenile Ankaraya gitmistir. Faik Bey, dün İhracat Ofisini ve mmtaka Ticaret müdürlüğünü ziyaret etms'ştir. Ankaraya memuren gitmek'e olduğunu söyliyen Kurdoğlu Faik Beyin !khsat Vekâletinde yeni ve mühim bîr vazifeye tayin edilmesi ihtimalinden de bahsolunmaktadır. ı • III (Mabadi var) Inköy ilkmektebinde b^yram merasimi Mtthafaza Başmüdürünün izahati Gümrük Muh=<faza Basmüdürü Hasan Be" de bu münasebetle demistir ki: « Pivasada gördüiHimüz bazı m=llar nazarı d'kkatimizi ce'betti. Yüksek fi atlerle satılan bu maüarın Türkiyeden gayri yerlerde yapıldığını eösteren e Hket'eri ve alâmeti farikalan bulun Sn macılikta b'r inki âpteşk'l edecek son derecs müessir ve insanî büyük bir f»lim. (10343) ÇAPKIN \ Şikago K I Z X Kaçakçıları (B A B Y) Bu filmin sahneleri fevkalâhatta seyredilirken in3 a J • • *» M * A >*a ıınden sonuna kadar seyredenlen zevk f sanın heyecandan nefesi daralır, asn haz,r jrençlifin. gostermekte olup j gprmenız ,cabeden bir fılım. ve ş,mdive kadar ANNY ONDR\ t * M « h e yy'Ç ve müessir bir fac'a tarafm yanılan fılimierin en güzeiidir. ve sergüzeşt filmi. 10337 ve neşe içinde bırakmjktadır Hu tıltm Ş • . , . .... Mutnessılesı ANNY ONDR.A Bu fıltnın mumessılinın gu7e!lığ V emsalsıziğı L ' l l l J I I I U l U ı V C " 1 I 'atındekı amiuv.ni C l l J S d i S I / ! . l î i ı fılrain Jı "evs min T » güzel 2 sözlii filmi Bugün M i L L î SNEMADA : ^ * " Yarın akşatn ^ ^ ^ W gıdecek olan < SARAY(Eski6iorya)da Macar Çıgan orkestrasının bird L İ L i 6YENES Vedaı münasebetile Ankaraya Vazgeçilen seyahat Birinni sahifeden mabat rarlaştırılmıştı. Bu ziyaret birincikânun ayı içinde yapılacaktı. Fakat Romanyadan buraya gelen haberlere göre, Romanyadaki in tîhabat ve dahilî hâdiseler yüzünden bu ziyaretin tahakkuk edemiyeceği anlaşilmaktadır. Bundan başka Bulgar Kralile Basvekil M. Muşanofun ikincikânunda Bükreşi ziyaretleri mütasavverdi. Bu seyahatler de kararlaştırılama • miştir. Bulgar Kralı ve Kraliçesi, Yugoslavya Kralı Aleksandrm doğum gününe tesadüf eden kânunuevvelin 27 »inde Belgratta bulunacaklardır. (RADYO POLiSLERi) Büyük Müsamere Pek mütenevvi program. Fiat'er 50 ~5 100 kuruş ^ ^ ^ ^ ^ » 10342 « RAJNLARNEİ8TERLER? Gustav Frölich, Nora Gregor (İ0340) A ŞK •^*" Bütün dünyada tanınmış filim! T A N G O SU Es war einmal ein muzikus... Cumhuriyerm onuncu yKfl&nümfi d^iayısile Eskisehire tâbi tnköyü mektrbi taleoesi tarafmdan büyük merasim yapıîmış, talebe, hocalan ile beraber Eskişehirde yapılan geçk resmine itb'rak etmklerdir. K3y mektebi ta Iebesinin geçit resmınde gosterdiğı "»tizam çok takdir edilmiştir. Yukatiki resimler bayram dolayısıle İnköyünde yapılan merasimi ve bu merasime istirak eden efeleri göster. mektedir. (Jvnıysnlar. S Z C K I S Z A K A L L E R N S T \Y R E h E S l R L D E B E R L İ N E R M A R İ A S O E R E N S E N V İ C T U R de KO\VA Sevimli, hiss' bir mevzu, netis bir m u s i k i ve m u k e r r m e l v e giızel şaıkılar B U Ç A R Ş A M B A A KS A M 1 A R T i S T i K sinemasında 10345