ieşrinisani ^Camhariyef TELGRAFLAP Milliyetperverler Reisicumhuru ve nazırları hiyanetle ittiham ediyorlar Kudus 26 (A.A.) Havas Ajanlından: Şamda tam bir sükun hükümfermadır. Fransa • Suriye muahedesi münakaşalarının durdurulmuş olması efkârı teskin emişt'V. Fransa Suriye muahedesinin münakaşası sırasında milliyetperverler, muahedenin reddi hususunda bir takrir veomislerd'r. Celseyi tatil eden yüksek komiser, bu takririn gayrikanunî oldu ğunu kaydetmlştir. Hükumet, milliyetperverlerin bu hâdiseden ist'fade ederek Reisicumhucla nazırları hiyanetle itham et 1 mek istediklerini ve bu sure'V kabine ve âyan reislerini istifaya mecbur etmek niyetinde olduklarını öğrennr'stir. Celseyi tatil etmekle yüksek ko miser sükunun teessüsüne ve yeni teşekkül etmiş olan parlâmento rejiminin sağlamlaşmasına yardım etmiştir. Suriyede neler oluyor? Muhtarlıkların kalkmas? Hariciye Vekilimiz, Balkanlarda bir dörtler misakı aktolunacağı haberlerini tekzip etti roünasebetile bir tasavvur Bir inci sahifeden mabat Belgratta daha umumî meseleler üzerinde görüsmek fırsatını bulmam muhtemeldir. Binaenaleyh, daha evvel Atinaya gelerek Yunan dostlarımızla gö rüşmem tabiî idi. Türk Yunan misa kı iki devleti alâkadar eden her haricî meselede görüsmemizi icap etmektedir. Belgratta Yunan dostlarımızın nzasmı almadan cevap veremiyeceğ'm meseleler karşısında kalmak istemez • dim.» Tevfik Riiştü Bey dört veya bes Balkan devleti arasında bir misak akti projesi hakkında gazeteciler tarafın dan sorulan suale, bu hususta hiçbrr teklif almadıguıı ve böyle bir misak hakkında bir tesebbüste bulımmadığını söylemis, lâzım olan şeyin Balkanlar da bir itimat havası yaratmak oldu ğunu, bunun merhale, merhale yapılabfleceğini ve her ihtimale karşı alâkadarlarm Balkanlar haricindeki mecburiyetlerinin de nazan rtibare almması lâzım geldiğini bildirmiş tir. Türkiye Hariciye Vekili bundan sonra demiştir ki: « Her Balkan devletinm hususî münasebetlerine hürmet etmek, fakat Balkanlann haricî tesirler altında kalmaması için bu münasebetler tetkik edilmek lâzımdır.» Tevfik Rüştü Bey, kend'sine atfe dilen manada yakında bir Balkm bloku teskili hakkında az nikbin göriin • müştür. M. Tituleskonun projesi hakkında ne düşündüğü sualine Tevfik Rüştü B. şu cevabı vermiştir: « Bu projeyî gormedim. Fakat M. Tituleskonun düsüncelerini biliyorum. Bu, bana atfedilen fakat gazetelerden haberdar olduğum Karadeniz misakı gibidir.» şu cevabı vermiştir: Bizim için bu mesele ancak iktısadt cepheden mevcuttur. Hariciye Vekili bajeı cihetlerden muahedelerin tetkiki hususunda vaki olan taleplere yapılan bir telmihe cevaben, bir muahede imzalanınca, ona riayet edileceğinin de otomatik bir sekilde taahhüt edilmis olduğunu söylemiştir. Bir devlet muahedelerin ye niden tetkikini isterse, taahütlerine hürmet etmediğini göstermiş olur. Tevfik Rüştü Bey sözlerine şun ları ilâve etmistir: « Tarafeynin rızasile bir arazi mübadelesi müstesna, ben tarihte bir memleketin dbstu olduğunu ilân ettiği başka bir memleketten arazi istediğine dair bir misal göcmedim. ; B r memleketin, diğer memleketin arazisinde gözü olabilir. Fakat o zaman bu devletin dostu, olduğunu iddia edemez. Terakkile beraber yürümek ve mazinin derslerini gözönünde tutmak lâ zımdır. Binaenaleyh bütün ihtilâflar, anlasmalar ve itilâflarla halledilmelidir. Biz Türklere gelince, bize bir kıi'a teklif etseler, bunu almak için bir tek Darmafını fedaya razi olacsk bir Türk bulunmaz. Fakat topraklanmızdan bir parcası alınmak istenirse 17,000,00 Türk onu müdafaa için canlarını feda edecektir.» Maaş yoklamaları ilga ediliyor Tevfik Rüş tü B. Belgratta Bana kalırsa Çığır mecmuası ve topumuz hakkında nkarada çıkan ve yedinci sayı« elimize gelen Çığır mecmuası* bütün muharrirlere gönderdiği amumî bir mektupta diyor ki: «lnkılâbm içine alınmasmı istediğimiz gençliğin, inkılâp fikriyatı ile yuğrulması ve en ileri millet olarak Türlt milleti, en ileri toprak olarak Türfc toprağı = büyük Türk yannı dediğimia müşterek ülkü için gençliğin kafa ve gönül topluluğuna çahşıyoruz. «Ve biz, bu imtizaç halinde kay naşmış topluluktan bir şekil bİTİiğini değil, geniş bit hürriyet içinde kafa Iaıın ve gönüllerin birliğini kastedi * yoruz. «Istediğimiz şey, yeni Türkiye ve inkılâp fikriyatını, ahlâkmı, zihniyeti ni beynine, gönlüne sindirmiş ve ideaB uğrunda hayatı istihkar eden, müşterek ülkülü, imanın Türk gençliğinîn herşeyden önce ve en kısa zamanda inşasıdır.» Bu satırlarda gayesin çizen mec mua bizlerden ne düsündüğümüzu da sorarak mektubunu bitiriyor. «Gençlik», «inkılâp fikriyah», «ileri millet», «ileri toprak», «büyük Turk yarmı», «müşterek ülkü», «geniş hürriyet», «kafa ve gönül birliği», «ideal uğrunda hayatı istihkar», «imanlı Türl gençliği» ve daha buna benzer bir sörii parlak söz, Çığır mecmuasınm şim» diye kadar çıkan yedi sayıstnda mu • harrirlerinin diline pelesenk olmuştnr» Bütün bu millî şarkı nakarafam 3d üç kelimeye sığdnmak ve Çığır giW mecmualann kapağma yazarak îçini okumaktan müstağni kalmak mümküO" dür: «Yaşasm büyük Türk milleti, yaşa> sm müşterek ülkümüz, yaşasm imanlı Türk gençliği». Pekâlâ. Elbette yaşasm, hepimM yaşıyalım, zaten de bu millet ölmez, yedicanlılığını ispat etmistir, yaşıya caktır, ilerliyecektir, yükselcektir ve saire... elbette. Peki ama nasıl? Gaye malum. Burada bepunizin kafamız ve gönlümüz bir. Fakat önümüze bir dörtyol ağzı çıkıyor: Hangrsine saparsak iştiyakımızla cehdimiz ara • sındaki muvazeneyi temine en noüsait, en kısa yolu bulmuş oluruz? Heyhat! Bütün gençlik neşriyatında bu sualtn cevabma kavuşmak mümkün değil dir. Hep gayeye ait ve artık pek tavsamağa başlıyan bir parlak hitabe edebiyatHİH gidiyor. Bütün bu gençlik nesriyatı, hatta bütün mecmualar içinde, ikhsadî sis temlerin, cemiyet bilgilerinm mukayese ve münakaşalanna, Türk tarihmdek! zaruretlerin türlü bakımlardan izahına dair afakî, yahnt ilmî dediğimiz etütlere tesadüf etmiyoruz. Fakat bu mecmualann çoğu, yüksek bir kürsüden biz fanilere kadar inen balâpervaz bir makale ve hitabe edasile başka milletlerin rejhnlerinden, millî kurtu • luş mkılâbından uluorta ve hep birbirini nakzeden kat'î, peygamberane hükümlerle, naslarla, ardı arkası gelmeden dem vurup duruyorlar. Bir bakarsmız gayet dogmatîktirler, bir bakar • smtz izafiyeci oluverirler; hürriyete duşmandırlar, fakat serbest münaka * şayı hararetle müdafaa ederler; Le nmden daharoarksistve Hitlerden daha milliyetçidirler; hangi cemiyet ü mi, hangi mektep, hangi iktısat siste mi namına konuştuklan ve metodoloji. lermin ne olduğu malum değildir En allâme geçinenlerden en masum eda Iüanna varmcıya kadar çoğu yaşasm millet, ileri millet şarkısmı tekrar et mekte karar lolarlar. Hayır! Benim büHin yazılanm da dahil olduğu halde yaptığımu neşriyat ekseriya nafiledir. Bize yeni za • man tefekkürünün, yani «Bacon» ve «Descartes» ten itibaren bugüne kada teessüs eden veya münakaşası yapılan felsefe bilgilerinm tam tenlddi lâzım. İnkılâp fikriyatımız oradan çıkacak. Bu da bir, üç, beş mecmua işi, bir, üç beş muharrir işi değildir. Bir münevver ordusu büyük bir sefere çıkarak bütün garp ilmintn mahzenlerine dalacaktır. Ust tarafı kuru hitabe edebiyatıdır, makalecfliktir, şahsî temayülle rin sahte ilim kisvesine bürünerek saf gençliği aldatma gayretidir, büyük mfl letlerin siyasî aktüalitelerinin tesiri altmda kalarak fikir piyasasma yeni moda nazariyeler salmak hevesidir, me telik etmez, nafile gayret! Muahedelerin tetkiki lalepleri Dörtler misakı şayiaları ............m.ımıiHii'iıııılllllllllllllllllllllKIIIJIIIIIIIIIIIIIIimninilllııiHimun Büyük bayramda Almanya gizli gizli silâhlanıyor mu? yanan köy Cevizli köyünün yenider Bir Fransız gazetesi yeıf inşasma başlandı /esikalardan hahsediyo Antalya, 26 (A.A.) Cumhuriyet bayramıpda yanan Aksekinin Cevizli nahiyesi merkezmin hüku metçe verilen tahsisatla lyeniden insaaı işine ba.«lanmıştır. Mshallinde teşekkül eden komisyon malzemesini hazırlamaktadır. Vilâyet minıan Cevizliye gönderiltniştir. Paris, 26 (A.A.) Le Journal gazetesi Alm&nyanın gizli silâhlanmasmdan bahsediyor ve bundan iki s^ne evvel Holandada büyük bir silâh deposu kesfedildisini ve bu deooda müh'm miktarda harp mü himtnatı imaline mahsus âletler ve imaline baslanıo yarıda kplmış mühimmat buluntîuğunu, fakat kâfi derecede malumat olmadığmdan Fransız hükumetinîn tenvnat al makla iktifaya mecbur kaldığını hat'rlatıyor. Gazete bugün sumı haber veriyor: < Almanyariin silâhlanması hususunda yapılar tahkikatı aydınlatacak malumat verebilecek vazîyet teyiz. Ve yakında bu hueusta neşredeceğimiz vesaiki kimse tekzip edemivecektir. Mütekatlere ait bir tefsir Ankara 26 (Telefonla) Tefsir tezkeresme göre mülkî ve askerî mü • tekaitlerden tekrar devlet hizmetine alınanlar ister iptidaen eski rütbe ve derecelerile alınarak bilâhare terfi etmiş olsımlar, ister iotidaen eski rütbeve derecelerinin üstünde bir dereceye tayin edilsinler, tekaüde sevkedildikleri zaman haklartnda 1683 numaralı kanunun 7 nci maddesi hükmü tatbik o • lunacakhr. Bu kanunım 18 mci maddesinde yazdı rütbe terfilerinden mün hasıran harpteki hizmet münssebetile vuku bulan rütbe terfileri maksuttur. Kânunusani başından itibaren muhtarlıklar kaldınlacak, buna ait isler belediyeler ve alâkadar diğer resmî su beler tarafından görülecektir. Dahiliye Vekâleti bu hususta bir nizamname hazırlamaktadır, yakında bu nizamna • meyi be'ediyeye gönderecektir. Muhtarlann bueün yaomakta olduklan îsler tamamile tespit edilmis ve ona göre tedbirler alınmıatır. Muhtarlıkların kaldırılmasından sonra işler daha sü ratli ve daha külfetsiz göcülecektir. Doğum vak'alan ebeler; ölüm hâdiseleri doktorlar tarafından alâkadar makamlara bildirilecek; a'ım, satım gibi hususatta polis tahkikat yaparak icap eden vesikalan yapacakhr. Bir de bugün 6 ayda bir müte kait, eytam ve eramilin maaş yoklamaları yapılmakta, buna ait ilmü haberler! de gene muhtarlar ver mekted'r. Halbuki Mülkiye Başmüfettişliği tarafından bundan evvel yapılan tetkikat neticesinde bu yoklamanın büsbütün kaldırılması muvafık görülmüş ve Dahiliye Vekâletine bir rapor verilmiştir. Belediye de bu noktai nazara iştirak etmektedır. Yoklama kaldrılırsa mütekait, eytam ve eramilden maaş alanların ölümlerini doktorlar, bir vazifeye tayin edildikleri takdirde vazife veren daire, maaş sahibi kızlardan evlenenleri nikâh memurları haber vermekle mükellef olacaklardır. Muhtarlıklar kalktıktan sonra iş sahipleri bugün ilmühaber mukabilinde vermekte olduklan parayı da vermiyeceklerdir. Müıekaidin, eytam ve erd/hıle maaş tevziatından bir inttba Türk Yunan münasebatı Bundan sonra Türk Yuna münasebetlerinden bahseden Tevfik Rüştü Bey, iki memleketin bir tek memleket yibi birleşmiş olduklannı sövlemistir. Tevfik Rüstü Bey bu münasebetle denvstir ki: Türkive ile YunanUtan ara smda halli kolay carî meselelerden baska muallâkta hiçbir mesele yoktur ve buerün herhane:! bir Türk kövlüsünün Yunan menfaatini kendi memleketinin mefaati gibi telâkkı ettişi sövlenebilir. Tevfik Rüş<tü Bey, Belgrattan sonra başka Balkan merkezlerfne gidip girmiyeceği sualine menfi cevaD vermiştir. Tevfik Rüştü Beym tstanbula dönerken Sofyadan geçmesi ve irtasyonda Türkiye sefiri ile birkaç dostunu görmesi muh temeldir. Türk • Bulgar münasebatı Türk . Bulgar münasebatından ve bilhassa İsmet Pasa ile Sofyaya vao tığı zivaretten bahseden Tevfik Rüştü Bey, bu ziyaretin Türk Yunan misakının imzalanmasmdan cok evvel ka rarlaştınlmış olduğunu ve bu iki mesele arasında hiçbir rabıta tesisinin dü şünühnediğini bildirmiştir. Tevfik Rüştü B. Bulgaristanda, de nizde bir mahreç verilmesi hakkındaki hareket hususunda sorulan suallere Orta tedrisat mOdiri umumiliğ Ankara, 26 (Telefonla) Ma arif müsteşarlarından Hasan Ali Bevin orta tedrisat müdiri umumiliğine tayin nluracaçı söyleniyor. Maadin kanun 'âyiası Ankara 26 (Telefonla) tktısat Vekâleti maadin kanun lâyihasını yeniden tetkik maKiadile Meclisten geri almıstır. Ankara, 26 (Telefonla) Yann Mecliste iskân kanunu lâyihasını tetkik ve müzakere etmek üzere muhtelit bir encümen teşkil olunacaktır. Bundan başka askerî ve mülkî tekaüt karununun 18 inci mad desinin tadil: lâyihası, müzayede, münakasa ve ihalât kanununa mü zeyyel lâyiha, tabsilât vergisi ko misyonlarında bulunacak gayrimuvazzaf azaya huzur ücreti verilmesi lâyihası, bayvanlar vergisi ka nununun tadili lâyihası müzakere olunacaktir Yoz<rat 26 (A A.) Iktısat ve Ta»arruf haftasının kutlulanması icin Halkevi taraftndan iyi ve zengin bir sergı hazırlanH'ğı gibi müte'ddît konfsranslar hazırlanmaktadır. Halkevi kış'.ık mesaisine ba«!amıt ve muhıti tenvir içir muntazaman konferansla» vermefn ba» lamıstır. Aydm 26 (A.A.) Be kiloluk ivi Avdın incirleri her tar.'ft* büyük bir rağbet görmektedir. Mülî Tasarruf ve Yerli Mallar haftssmın vaklaşması munasebetile birçok yerlerden miihim m:kt'rd< iktısat Vekili iyileşti Sıhhiye Vekilimiz Afman hekim ler cem'yetine aza oldu Berltn, 26 (A.A.) Anadolu ajansmın hususî muhabiri bildiri yort Münihte toplanan hekimler ce miyeti yüzüncü yıldönümü münasebetile yaptığı toplantıda umumî sıhhate ve ilme olan hizmeti dolayısile Türkiye Sıhhat Vekili Dr. Refik Beyi fahrî azalığına seçmiş ve bunu hususî bir vesika ile kendisine bildirmiştir. Ankara, 26 (Telefonla) Iki üç gtindür rahstsız bulunan İktısat Vekili Celâl Bey iyileşmiştir. \ ugınKU KecUs igtimaı Suikast tahkikatı Yunan jandarma kuman danı da tevkif edildi Atina 26 (Hususî) M. Venizelosa karşı yapılan suikast hâdisesinin tahkikatı yeni bir safhaya girmiştir. Umum jandarma kumandam M. Dike • osun bu suikastte alâkası olduğu hakkında bazı emmareler elde edilmis ve mumaileyh istintak hâkimi tarafından sorguya çekildikten sonra müddeiumumiliğin talebi üzerine tevkif edilmis • tir. Ankara Ziraat Fakultesi talebe cemiyeti Ankara, 26 (Telefonla) Ziraat fakultesi talebe cemiyeti dün Halkevinde kongresini aktederek heyeti idaresini seçmiştir. Zonguldakta kok fabrikası yapılacak Zonguldak 26 (Hu. Mu.) Bu rada bir kok fabrikası inşası için iki mütehassıs gelerek tetkikata başlamış tir. Bedri Lâhey sefarethanemizde bayram merasi»^» Yozgatta Tasarruf haîtası Aydm incir mflstahsilleri Aydm 26 (A.A.) Teşkilâtlan mak lüzum ve ihtiyacmı duyan Aydın incir müstahsilleri bu arzulannı filiyat sahasına çıkarmak için C. H. Fırkası nın rehberliğini rica etmişlerdir. Vî lâyet Fırka idare heyeti incrcilerimizm bu dileğini ehemmiyetle nazan dik kate alarak incir merkezlermden ileri gelen birçok zevatı davet ederek bir arada toplanmalannı ve konusmala rmı temin etmistir. Bu toolantıda in • circilerimiz dertierini ve ihtiyaclarını ortaya dökmüşlerdir. Neticede her incir merkezinde mahallî kongreler yapıla rak seçrcekleri salâhiye*tar murah haslann 20 gün sonra Aydında top'anacak umumî kongreye göndermeleri kararlaştırılmıştır. Tasarruf haflası ve incir Aydm, 26 (A.A.) Yeni teşekkül eden verem mücadele cemiyeti heyeti umumiyesi bugün ö|Ieden sonra vali beyin reisliğnde Halkevi salonunda ilk umumî kongresini yaparak 15 kişilik merkez heyetini secmistir. Aydında Verem mücadelesi Yunan heyeti bu hafta geliyor Atina 26 (Hususî) Türkiye ile aktedilecek ticaret Hflâfnamesmin müzakeresine memur edilen heyet bu haf ta Arkaraya hareket edecektir. Büyük bay ramımız, mem Ieket dahilinde olduğu kadar, memleket hari cinde de çok büyük merasimle kutlulanmıştır. Nevyork 26 (A.A.) Litvinof Bu meyand'a Yoldas, dün «Kont Disavoya» vapu Lâhey sefareti runa binerek Romaya hareket etmîş • mizde de bay tir. Büyük bir kalabalık Litvinof Yol • ram günlerinde dası alkıslamıshr. Litvinof Yoldas aybir resmi kabul rılırken demijtir ki: yapılmış, radyo« Duyduğum hisler, uzun bir da Türkiyenir ayrılık^an sonra kavuşan bir dostun duyacağı hislerdir. Aramızda daima on senelik cum dostluk vardı, fakat onu muvakkaten huriyet îdaresi kaybettik ve tekrar bulmak güç oldu. ve inkılâbımız Bu dostluğun devamlı olacağuıı ve arhakkında kon tac=>Şını ümU ediyorum.» feranslar veril • Roma 26 (A.A.) M. Litvinof miştir. Sefaret dün Nevyorktan hareket etmistir. Kâhanemiz, bay • Türkiyenin Lâhey sefareti erkânı ve nunuevvelin ilk günlerinde îtalyaya vâram yapan mem refikalart hammefendiler sıl olacaktır. Mumaileyh M. Musolininin leketin bir parçası gibi bayraklarla [ lunan vatandaşlanmız, sefaretanemize davetine icabetle Romaya gidecek ve Ducevi resmen zivaret edecektir. ve elektrikle süslenmiş, Lâheyde bu I giderek bu büyük günü kutlulamışlardır M. Utvinof Roma yolunda EDEBİ TEFRIKAMIZ:^ Engerek Düğümü Yazan: François Mauriat j | r||~ l I l~ll r U " ~l ı• M ıı l~ I. ~ l l ~ l l" Tercüme eden: Peyami Safa Ona kulak asılmaz pek! Fazla ehemmiyet verme! Kapı kapanınca sofada hareketsiz duruyordum, bana dedin ki: ttiraf et ki onun bu altınları kabul etmiyeceğini biliyordun. Neticesinden emin olduğun bir caka idi bu. Kemerin duvar üzer<nde bulunduğunu hatırladım. Bir hizmetçi onu orad"a görüverir, ne olacağı bi linmez. Acele yukarı çıktım, Demosten heykelinin kafasma boşaltmak için kemeri «rtladım. Birkaç gün sonra annemin vefatının guçbelâ farkmda oldum: Yıllardanberi füur*uzdu ye artık bizim Odanın ortasında, ayakta duruyordu. Altın dolu kemeri divanm ü» tüne atmıştı. O gürbüz çocuk, vü cudüne bol gelen üniforma icinde nekadar narin görünüyordu. Otekiler gibi o da ölüme hazırlanmıştı, ölüm için «süslenmiş» ti, ötekiler den farksızdı, daha simdiden anonim bir insandı, simdiden kaybol muştu. Gözleri bîr arahk kemere daJdı, sonra istihza ve istihfafla bana döndü. Maamafih beni gene kucakladı. Sokak kapısma kadar beraber indik. Giderken arkasını dönerek bana bagırdır «O altınları Bank dö Fransa götürünüz!» Gozüm hicbirsey gormuyordu. Senîn ona gülerek şu •ozleri söylediğini duydum: le beraber yaşamıyordu. Ancak şimdi, hergün, onu, çocukluğumun ve gençliğimin annesini düşünüyorum: Sonraki hayali silJndi. Ben ki mezarlıklardan ikrah ederim, arada bir kabrini ziyarete gidiyorum. Başkaları tarafından çalmdığmı anlad'ığım gündenberi ona çiçek gö türmez oldum. Bir parmaklık yaptırmak için masrafa girmek lâzımdı ama şimdi herşey çok pahalı. Lükün mezarı yok. Çocukcağız kayboldu. Bana gönderebildiği yegâne kartı cüzdanımda sakbyorum: «Herşey iyi gidiyor. Gönderilen şeyleri al dım. Sevgi.» Yazısının îçinde sevgi kelimesi var. Şu sözü hiç olmazsa bu yavrucağimdan duymuştum. XI Bu gece beni bir nefes tıkanık lığı uyandırdı. Yatağımdan kalkmıya, koltuğuma kadar sürüklenmeğe mecbur olmuştum ve, kudurmuş bir rüzgârın gürültüleri arasında ba «on «ahifeLeri, içimde aydmlattık Iarı ait tabakalardan hayrete dü şerek okudum. Yazmadan evvel pencereye dirseğimi dayadım. Rüzgâr dlnmişti. Kalez yıldızlar altında ve nefes almadan uyuyordu. Ve bir denbire, geceyarısından sonra saat üçe doğru yeniden o kasırga, o gök gürlemeleri, o donmuş ağır damlalar. Borulara öyle çarpıyorlardı ki doludan korktum; sandım ki yüreğim duracak. Bağlar çiçeklenirken yarının mahsulleri tepeleri örtüyor; fakat bunlar, avcınin bağladığı ve vahşi hayvanlan cezbetmek için karanlıklarda bıraktığı genç hayvanlara benziyorlar; homurdanan bulutlar, bağlann etrafınd'a geziniyor. Şimdi mahsullerden bana ne? Artık yeryüzünden hiçbir mahsul al mağa muktedrr değilim. Ben yalnız kendimi biraz daha iyi tanıyabili • rim. Dinle, tza. öldüğüm zaman, evrakım arasında, son vasiyetlerimi bulacaksın. Bunlar, Marinin ölü • münden sonra hasta olduğum ve ço cuklar hesabına endişeye düştüğün zamanlarda yazılmıştır. O evrak arasında aşağı yukarı şu tabirleri göreceksin: «Eğer öleceğim sıra larda başıma bir papaz getirilme sini kabul edecek olursam aklımın reddettiği bir işi bana yaptırmak için fikrî ve uzvî zâfımın suîistimal edilmesini kafam yerinde iken simdiden protesto ederim.» Fakat sana itiraf edeyim: Bilâ • kis iki aydanberi yaptığım gibi nefretimden daha kuvvetli bir dikkatIe kendimi dinledîkçe, aklımın ba şımda olduğunu h'ssettikçe hıristiyanlık meyiller uyanıyor. Beni seniı Allahına bağlıyan bir yol olduğunu artık inkâr ederniyoıum. (Mabadi var) PEYAMİ SAFA fehmi Deyi taltif Son zamanlarda memleketimizi zk yaret eden ecnehi ricalinin karşılan • ması hususunda aidığı tedbîrlerden dolayı Enmiyei müdürii Fehmi Beym taltifi takarrür etmieti. Fehmi Bey hakkmdaki taltif karari dün Vilây^le gelmis ve taltifnaroe ke» disine verilmiştir.