^Cumhuriyef S ON TELGRAFLAQ [~Bana kahrsaj Hitler ne yapmak istiyor? ve e demek istediğimi tahmin et tiniz: Kayak parkeler üstünde birbirlerine sarılarak vahşi bir veznin sarsıntıları içinde yürüyen çîftlerin seyrine dalmak ve rakı ve viski ve şampanya ve kokain ve eroin ve esrar ve zehirlerin türlüsimü çekip oturmak devri... Evet, caz ve zehir devri geçti. İnsanlar kâfi derecede zehirlendi Ier ve kâfi derecede oynadılar. öyle ki, bir iki yıl önceye kadar, çılgınhk, delişmenlik ve şuura karsı düşmanlık adeta san'atkârane bir istisna iketı bugün, bütün dünyada, mantık nadir ve güzel birşey olmağa başladı. Bütün felsefesi, estetiği ve eğlence tarzlarile harp sonu devresi, mantığa karsı harp devresi gibi telâkki oluna bilir. Büyiik muharebeden sonra düşmansız kalan insanlar, mütefekkirle rinden daktilolarma vanncıya kadar parmaklannı hep ona uzattılar: «Ey mantık! dediler, bizi mahveden sensin, düşmanımız sensin!» Caz davulunun topuzu mantığm kafasına iniyordu; ispirto çağlıyanlan mantığı boğmak içm akıyordu; uyuş turucu maddeler, msan başını mantıktan tahliye etmek için kullanıldı; Bergsonun «irrationnel gayriaklî» fel sefesi, piştar san'at nesillerinin gayriaklî estetiği insan ruhundan mantığı bir çürük diş gibi çekmek gayretinde bulundu. Bütün yeryüzünü çeviren bu eaz ve zehir ve manhksızlık devrinm geçtiğirvi, bugiin, gözle görmek mümkün değildir; harp sonu anarşisinin aksülâ meli olan diktatörlükler de bizi tabi! bir manzaranın sevircileri arasmda bulundurmuvorlar. Henüz ifra* ve tefri • tm meddücezri içindeyiz. Cazdan ve zehirden vorularak parkenin üstüne oturup kalan milletler, iradelerini başkalarına teslim ettiler. Buhran da bu aksülâmeli kolaylaştırdı. Fakat söyle bir gerrnip esniyerek ayağa kaHcmağa muktedir olanlar, etrafa bir göz gezdirince, kollaruu bir balo sabahmm belirmeğe baslıyan ilk ısığına uzatarak bağırdü?ır: «Ey mantık! Neredesin? Bizi kurtaracak sensin, dostumuz sensm!» NALii\!A MIHINA Yunan kabinesinde üç yeni istifa! Başvekilin 6 mart hâdisesi maznunlarını affetmesi kabinede memnuniyetsizlik tevlit etti Atina 16 (Hususî) Başvekil M. Çaldaris fırkasına mensup meb'usları ve âyan azalarını toplıyarak 6 mart hâdisesi alâkadarlarının beraetlerine kat'î surette karar ver • diğini bildirmiş ve bu sekilde ha reketinin eababını uzun uzadıya izah etmişir. Bunun üzerine söz alan birçok hatipler bu af ilânının mu halif fırkanın mevkiini tahkim edeceğini ileri sürmüşlerse de neti cede ekseriyet M. Çaldarisin noktai nazarını tasvip etmiştir. Bu suretle Başvekilin kararından kat'iyyen dönmiyeceği anlaşılınca evvelce gene bu mesele yüzünden Maarif Nezaretinden çekilen Me taksas taraftarı M. Türkovasilisten başka halk fırkası mensuplarından Ziraat Nazırı M. Eotikos, Hava Nazırı M. Rallis ve Başvekâlet müs • teşari M. Sayas ta istifalarını ver mek mecburiyetinde kalmışlardır. Bir Fransız gazetesinin ele geçirdiğini iddia ederek neşre başladığı gizli vesika Paris 16 (A.A.) Havas ajansı bildiriyor: Pöti Parizyen gazetesi, Almanlann mahrem bir vesikalannı neşretmektedir. Bu vesikanm isrni, «Şi malî ve Ceruıbî Amerikada yapılacak propagandaya ait talimat» tir. Resmî veya hususî ajanların Fransaya karsı kullanacakları usullerin mevcut bulunduğu bu vesikada Fransa, «Almanyanm uzlaşması mümkün olmıyan rakibi» diye tavsif edilmiştir. Ingiltere için de «Fransanm en kuvvetli ve en tehlikeli arkadaşı» denildikten sonra Almanyanuı haricî siyaset sahasındaki bütün faaliyetinin bu iki memleket arasındaki münasebetleri bozmağa matuf olması icap edeceği beyan olunmuştur. Ve • sika, Almanların haricî siyasetindeki noktai nazarlaruu da harfiyyen şöyle izah etmektedir. «Versay muahedesinin müzakeratı icrası yolile yeniden gözden geçiril mesini temin içm hiçbir şeyi ihmal etmemek lâzımdır. Almanyanın mütalebahna ait olan ilk plân haJihazırda Sar arazismin iadesidir. Almanyanın Alsas üzermdeki lâyezel hukukumlan şimdi ki halde bahsedilmemek lâzımdır. Almanya, halihazırda Lehistana karsı da Bulgar dostlugu?!... I Yeni kontenjan kararnameleri «Almanya niçin görüşmek istiyor?)) Madenler ve makineîer «Tan» gazetesinin şayanı hakkmda yeni hükümler dikkat bir makalesi Paris 16 (A.A.) M. Pol BonkuAnkara 16 (Telefonla) Kon tenjan işlerinin tatbikatını kolay • run Fransız Alman görüşmeleri lastırmak üzere Heyeti Vekilece hakkındaki beyanatım tahlil eden atidekî kararname kabul edılmîştir: «Temps» gazeteti diyor ki: 1 Madenlerin istihsal ve ih • «Mesele sadece Fransız . Alman racı için har'çten getirüecek me nizamı meselesi değil, fakat sulh vat, İktısat Vekâletinin müsaade muahedelerile Milletler Cemiyeti mi•ile kontenjan harici ithal edilir. sakını iır.zalamış olan devletlerin 2 Kolipostal ile getir'Ien ma mütesanit me*,uliyetmi ileri süren kine yedek eksamının kontenjan habeynelmilel bir nizatn meaelesidir. rici ithaline müsaade edilir. Almanya yapmak arzusunda bu 3 Kontenjan listelerine dahil lunduğu görüşmelerin şartlarını ve eşyadan nümr » olarak gaiirile • • esaslaruu miisbet bir sekilde bildir cekler, fabrikaların miimasilini imal rek şimdiden niyetini açıkça söyle • etmek üzere hariçten celbedecekleri melidir. Bu hususta bir nutuk söynümunelerden ticarî kıymeti 50 li > liyen Beşvekil Hitlere Fransız hii rayı tecavüz etmiyenlerin, Vekâletin kumeti kabine reisinin agzile ve millî ta'dikile kontenjan harici ithaline kürsüden cevap vermiştir. müsaade edilir. Almanya hangi niyetle, ne esas 4 20 ağustos 933 arih ve 14859 üzerine ve ne gibi neticelere var numarah kararnameye bağlı kon mak üzere görüşmek istiyor? Eğer tenjan listesine ilâveten 283 numaBaşvekil Hitler tarafından bu kadar rası için birinci üç aylık devreye urarla iieri sürülen sulh arzusu samahsus olmak Uzere bir buçuk milmimî ise, Alman hükumeti bütün yon kontenjan verilmiştir. düsündüklerini açıkça bildirmelidir. Ankara 16 (Telefonla) tsveç Ancak bu şart dahilinde, şimdiye kahükumet'Ie yapılan ticaret itilâfdar yapılan tecriibelerden kat'î bir ı , o m » . m J . t.^«.T t;^m^\ar,,,* yapılajıo*ice alınmamif olan Avrupa lçîn Almanya Lehistan Gazi Hazretleri ile M. Miklas arasmda münasebatı İki devletin anlaşması her Avusturya Cumhuriyeti tarafta büyiik memnu nin yıldönümü için tel niyet uyandırdı graflar teati edildi Berlitı 16 (A.A.) V o l f ajaımndan: BaşvekH Hitler dün Hanciye Nazınnın huzurile Polonyanm yeni Berlin sefirini kabul etti. Görüşmede Alman Polonya münasebetleri mevzuu bahsoldu. Ve her «ki hükumetîn doğrudan doğruya müzake relerle aralanndakr meselelerî hal 1 etmek ve müşterek temaslannda Avrupa stılhunu takvîye için kuvvete müracaatten vaz geçmek hususlarındaki îştrrakleri meydana çıktı. Cenevre 16 (A.A.) Bir ademi tecavüz beyannameaî neşrî hakkında Varşova ile Berlin arasmda esa» itibarile bir anlaşma husule geldi ğine dair olan haber silâhlan azaltma konferansı mahfillerinde blrdenbire hoş ve sevîndiirci bir tesir yapmı$t;r. Berlin ve Varşovadan gelen lıa berlerin bildirdiği bu anlaşma bey nelmilel havadaki gergmliği az çok gevşetecek bir mahiyettedir. Su şartla ki Berlin hükumetinin aşikâr sureette gösterdiği zihniyet ona mu anz ve zıt düşecek bazı vak'alarla yahut bir t&kım vesikaların neşrile tekzibe uğramamalıdır. Paris ve Cenevredeki Fransız mahfillerini hiç te hayrete düşürmiven bu anlaşma bn mahfillerde büyük bir sevinç uyandırmıştır. Çünkü böyle bir anlaşma Avrupada umumî bir sükum temm! maksadını gözeten Fransız siyasetinin görüş ve düşünüşleri arasmda yer bulmaktadır. Ankara, 16 (A.A.) Avusturyada Cumhuriyet ilânmın yıldönümü münasebetile Reisicumhur HazreUerile Avusturya Reisicumhtıru Hazretleri arasmda aşagıdaki telgraflar teati olun rmıştur: Avustarya Reincvanharu M. Vilhelm Miklas Hazretlerine Avusturya Cumhuriyetnîn yıldönümü münasebetile zati devletlerine en hararetli tebriklerimi ve sahsî saadetinizle dost Avusturya milletinin reefahı hakkındaki temennilerimi arzetmek isterim. CAZİ M. KEMAL Reisicvtmhar Gazi Mastafa Kemal Hazretlerine Dostane temenniyatmudan çok mütehassis oldugum halde zati devletlerinden en samimî teşekkürlerimî ve şahsî saadetmizle Türkiye Cumhuriyetimn refahı hakkındaki hararetli temennOerimi kabul etmenizi rica ederim. îz, bütün komşularunızla olduğu gibi, Bulgaristanîa da ^Dst ha itilâfçuyane hareket etmektedir. Zigeçinmeğe çahşıyoruz; fakat ra mütalebatını başka suretle temin Bulgar dostlanmıza son zamanîarda, edeceği ümidindedir. Eski Alman müshernedense, bir taşkmhk anz oldu. temlekelerinin hiç olmazsa bir kısmının Bulgaristandaki Türkleri sıkıştırıyor. iadesi talebi terkedilmîş değildir. Son gaye Alman ekalliyetmin mevcut bu • Yunanistana kaçmağa mecbur ediyor* lar. Ikide birde bütün komsulanndan lunduğu bütün toprakların iadesi, müsyer istedikleri gibi bizden de Edirnetemlekelerin kayîtsiz, şartsız geri ve • yî, Kırklarelini »tiyor, hududun Mid rilmesi ve Almanyamn beynelmilel yetnoz hattuıdan geçmesi lâzun gel* kontroldan azade olarak teslihat sahadiği etrafında gürültü edip duruyorlar. sında hukuk müsavatı elde etmesidir. Türk Bulgar dostluğuna çok aykın Bütün bu mütalebatın alelâde müzakedüşen bu yaygaralan Bulgar hükumerelerin tatminine muvaffakiyet elvertine de tahakküm eden çesit çeşh Bulmesi müşküldür. Fakat Almanya mügar teşkilâtma ve cemiyetlerine atfedip talebatını cebren kabul ettirmek için geçiyorduk. Fakat, bu arada Cumhu • henüz hazır de<rildir. riyet Bayrammda bîr hâdise daha o t Böyle bir nizada beynelmilel efkân du ki kendi sevmcimiz arasmda pek te umumiyenin çok mühim bir roi oynı • nazarı dikkatimîzi celbetmeden ge • yacagını biliyoruz. Bu sebepten doiayı çip giden bu hâdisenm mühim bîr m * a> Alman hükumeti efkân umumiyeyi kanası vardı. Bulgar hükumeti, Cumhu < • zanmak içm hatta mühim de olsa bir rivet Bayramma iştirak etmek icm mu» takım malî fedakârlıklara katianmalıvakkaten Tütkiveve gidip gelmek I»* dır. yen Bulgaristanlı Türklerm pasaportla» Pöti Parizyen gazetesi, mabadini rmı vize etmedi. Bu defaki haraket, neşretmekte devam edeesği bu vesikaRavriresmf cemivet'erden defril, bîzzaf l< da vanlmak istenilen gayeleri elde etBı* »ar r>ı"k>'î*n<*inden gelivordu. mek içn takip edilecek usullerin teşrih Resır» Bulgari^tanm da Türk dost • > edilmekte oldugunu da haber vermeklo^una lîztm jreld'^i kadar kıymet Tfl tedir. eheııuıi1"*** vcf ııiısdi£ini ffosteren b*i hireketi. B!'l<»aristanda Türklere karşi iHamesfne calı«ı'«n an'anevî husume • tm veni bfr de'ili addetmek hata ol # mu. Filvaki Bulgar mektep kitaplan genf dimatlara Türk düsmanlığı asılamak için birebir olan yazılarla doludur. Bir misal ister mismiz? tste Bulgar ilkmekteplerinrn dördüncü smıfına mahsus yurtbil<n»i kUabı... Hem, bu kitap esklde degildir. Gospodin lvan Popof tarafından yazümış ve 10 eylul 1931 tarihinde Bulgar Maarif Nezareti tarafından tasdik ve tasvip edilmiş olan bu kitabın 95 inci sahifesinden birkaç sahr: [İlk isyan 1595 te Şimalî Bulgaristanın Trrnova civarında çıkmışUr, Tırnova isyanı denilen bu. Uıyana me£re politler, ileri gelen adamlar va . halk iştirak etmiştir. Fakat Türkler büyük kuvvet ve şiddetle bu«syanı bastırmışlardiT. Bu isyan o kadar caniyane bastırılmıştır ti isyan sahası defnedilemiyen erkek, kadın ve çocuk cesetlerile örtülmüstÜT. ] Bu Bulgar yurtbilgisi kitabı, bunun gibi ve hatta daha kindar bir lisanla yazümış sahifeler doludur. (İsterlerse bu sahifeleri aynen nakle hazırız.) Bunları okuyarak yetişen Bulgar ço cuklarınm Türk dostu olmalarına im • kân var mıdu? Bulgar mekteplerini hâlâ Türk düşmanı yetiştiren bir adavet ve husumet yurdu halinde tırtmakta ne mana var? Türk mektep kitap larında Bulgarlar aleyh:nde böyle kin uyandıran yazılar var mıdır? Bulgrarlar, Türklere mezalim yapmadılar mı? Bugün bile hâlâ yapıyor ve müslüman Bulgar olduklannı iddia eftikleri Pomakları memleketlerini bırakıp kaç mağa mecbur etmiyorlar m1.? Bulgarlar, asularca süren Türk idaresmde, millî mevcudiyetlerini muhafaza et tikleri halde, daha yarun asulık bir devlet olan Bulgaristanda yasıyan Türkler, hergün biraz daha eksilmektedir. Bulgar topraklan, ırktaşlanrmz için güllük, gülüstanlık olsaydı elbette kimse mal ve mülkünü bırakıp mem leketimize kaçmazdı. Selânikteki Balkan konferansmda Türk murahhasları, Balkan sulhu ve Balkanlılar dostlugu namma Bulga ristanda, çocuklara, böyle husumet telkin eden kitaplar okutturulmasnu tenkit etmişlerdir. Buna cevap veren Bulgar murahhaslan ise Bulgar mektep Iritaplarında böyle seyler olmadığnu iddia ederek Yugoslavya, Yunanistan, Romanya ve Türkiyedeld mektep kitaplannda Bulgarlar aleyhinde daha aovence ve daha tahkir edici yazılar olduğunu ve bu hususta bir ankete hazır bulunduklarmı söylemislerdir. Diğer milletlerin mektep kitaplan nı bilmiyoruz ama Türk mektep kitaplarmda, herhalde Bulgarlarm şikâye tmi mucip olacak yazılar yoktur. İ* • tiklâl Harbi münasebetile Yunanbiar aleyhinde mevcut yazılar da, kitaplar yeniden bastınldıkça çıkanlmaktadu. Yukanda birtek kitabm sahifeler dolusu yazılanndan intihap ettiğimı» beş altı satır gösterir ki Bulgar mjırahhaslan bu mesele için anket istemekle, hiç olmazsa, bize karşı «yavuz nırsız ev sahıbmi bastınr» sözüne uygun bir harekette bulunmuşlardn. Hem ankete filâna ne Kizum varı Bulgaristanda hergün bir mtikarn na rası yükseliyor, hergün, dost Türkiye de dahü olmak üzere bütün komşu • ların hepsinden toprak isteniyor. Bulgaristan, Balkanlann ortasında sulh ve müsalemet namına bir tehlika halini alıycr ama bereket versin kî komsu!»nn bu yaygaralara aldırdık lan yokl PEYAMt SAFA Liman kılavuz'uH larifesinde tadilât Ankara 16 (Telefonla) Kılavuzluk ücret tarfesinin umumî hükümlerinin üçüncü maddesinin <Galata limanında beş yüz bir gayrisafi tonilâtodan küçük gemiler, klavuz almak mecburiyeinde değildir» şekIinde değiştirilmesi ve 2 inci numarasmdaki ücretlerin hizasına da mUlâhazat olarak «501 den 1000 gayri safi tonilâtoya kadar yedi Iira alı • nır» kaydînin ilâvesi Heyeti Vekilece kabul edilmiştir. cak siparişlerin 500 bin liraya ka devamlı bir sulh gibi müthis bir me dar olanlar için konulmuş olan ta seleyi ha 11 etmek maksadile Fransa kastan istisna kaydi, 18853 numarah ile Almanya arasmda faydalı sekilde bir FÖrüsmeye yol açılacaktır.y kararname ile ithal hakkıni tazamAlmanların bir mukabelesi mun etmediği ve bu sebeple itilâf • Berlin 16 (A.A.) Volf ajansı namenin buna müteallik hükmünün bildiriyor: Milliyetçi sosyalist fn^asıtatbik edilemediği anlaşıldığından nın haricî isler ofisi müdürii M. Rosenitilâfnamede C fıkrasmda devlet müberg, Fransız Basvekili M. Saro ile esseseleri tarafından takas mecburiyeine tâbi olmıyarak tsveçe 50 bin Hariciye Nazm M. Pol Bonkurun son nutukları hakkında «Noelkischer BooIira kadar sipariş edlleceği yazılı bachter» gazetesinde yürüttüğü mütaİsveç menşeli eşyanın Vekâletin malealar arasmda diyor ki: vafakatile ve kontenjan harici it «c M. Pol Bonkur bir taraftan Avruhaline Heyeti Vekilece karar veril miştir. panın şarkında bir misak siyaseti takip »ttiğini bütün Avrupa üstünde bir env niyet ve selâmet şebekesi örüldügünu göğsünü kabarta kabarta söylediği halde diğer taraftan Almanyaya karşı bir ihata siyaseti güttüğünü rnkâr etmekle Avrupaya müteallik ehemmiyetli müzakerelere ne yazık ki, hâkim olan menazıra usulünün bir mislini oluyor. «M. Pol Bonkur, Almanyamn bu sisteme Otihak edebileceğini söylemekle sadece şunu demek istiyor ki, Alman ya, Fransanm nüfoz ve faibiyeti altinda bulunan bu manzumeye ikind veya üçüncü sınrf bir devlet olarak girme • Iidir. «Pol Bonkurun her türlü mesele • Ier hakkında Almanya ile söylemesini doğrudan hazır doğruya müzakereye girişmeğe olduğunu karsılarız.» göstermiş MİKLAS Lityinof Yoleaşm Amerika Reisicumhuru ile mOzakeresi Vaşingtom 16 (A.A.) M. Ruz velt ile Litvinof yoldaş dün sabah ve öğleden sonra Riyaseticumhur sarayında görüşmüşlerdir. Bu, pazar akşamındanberi iki devlet adamı arasmda yapılan ilk mü zakeredir. Litvinof Yoldaşın Cumhurreisme bu ziyereti çok evvelden kararlastınlmış değildî. Zira, daha evvel, M. Ruzvelt Rusya ile Amerika arasmda münasebatm iadesi meselesinin müzake* resi hazır olduğu zaman Litvinof YoL daşı kabul edecekti. Diğer taraftan tnatbuat mümes • silleri ; le görüşürken M. Ruzvelt Sovyet ve Amerika müzakerelerinin tabiî bir sekilde cereyan ettiğini bil dirmişti. Hatta Cumhur reisi cuma, hatta pazartesiye kadar birşey bile imzalama, bunun Sovyet Amerika mü zakerlerînin muvaffakiyetsizHkle neticelenmiş demek olmiyacağını da söylemiştir. M. Ruzvelt, Litvinof yoldaş ile başlamış olduğu görüşmelerfn memnuniyet verici sekilde inkişaf ettiğinî de ilâve etmiştir. sen Hüber peşimden koşturmustun: Rahibin bana söyliyeceği mülıim birşey varmış. Ben sövüp sayarak evîn yolunu turtum, çünkü o bücür ihtiyardan hiç hazzetmezdim. Bana içini boşaltmağa geldiğini söyledi. Bize rahip Ardueni tavsiye eden bu papazdı. Genç rahip, dindar olmasma rağmen musikiye bayılır ve arkadaşlarmdan biri tarafından büyük tiyatroda, bir emrihayır için verilen konseri dinlemeğe gider. Sivil kı yafette olduğu halde rahibi orada gören bulunur ve âmirlerine haber verirler. Rezaleti son dereceye var dıran şey de şu: Tiyatroda Thaîs rolünü Madam Jorjet Löbrönün oynıyacağı yazılı Kadının sah nede eski Yunan kadmları gibi yan çıplak görünüşü üzerine localardan birinden nefretle bir «Ol» se«i yükselir. «İttihat» locasından bir adam bağınr: «Bu kadarı da fazla... Neredeyiz yahu?» Işte rahip Arduenle arkadaşı da bu sahnevi görmüşler! (Mabadi var) Pulgaristan'da ecnebi amelenin kontorolu Sonfya 16 (Hususî) Novo Vreme gazetesi bildiriyor: tş müdiriyeti, Bulgaristan<Ja ec nebi tabiiyeindeki amelenin sıkı bir kontrol altında bulundurulmasi için müfettişlerine talimat vermiştir. Müteahhitler, İş müdiriyeti tara fından müsaade almaksızın ecnebi ameleye kat'iyyen hiç is veremiye ceklerdir. Aksi takdirde bu gibi müteah hitler şiddetle cezalandirılacaklar • dır. Dflnkö Mectis içtimaı Ankara 16 (A.A.) B. M. Mec* lisinde bugün ekseriyet hasıl oltnadı '• ğından miîzakere açılmamıstır. Mecli» cumartesi toplanacaktır. Adliye Vekrli is'anbula geliyor Ankara 16 (Telefonla) Adliye Vekfli Saraçoğlu Şükrü Bey bugün berayi tedavi tstanbula hareket et • miştir. M. Dol'us Alman radyosile tehdit ediiiyor Paris 16 (A.A.) Viyanadan bildiriliyor: Münîhteki telsiz neşriyat merkezi M. Dolfus aleyhmdeki hücumlarına dün tekrar başlanuştır. Hitler taraftan bir hatip M. Dolfusun milliyetçi sosyalist fırkası ve tarih vc karşısmda fiil ve hare ketlerinden dolayi hesap vermeğe mecbur olacağını söyletniş ve nihayet demiştir ki: «M. Dolfus Almanyada olduğu gibi, Avusturyada da serbest surette intihabat yapıbnasına müsaade et meğe razı olursa hâkimlerine ken disini affettirmis olacaktır.s> nun için rahiplerden nefret ettiği halde ona tahammül ediyor. Hakikatte rahip smıfından bir adamın evde muallimlik ermesine razı oluşumun sebebi başka idi. Sivil bir muallim bütün tatillerda yüz elli franga ders vermeği kabul etmezdi. İlk günlerde bu utançtan kötürüm olmuş, esmer ve miyop, uzun boy lu delikanhyı manasız bir adam yerine koymuştum ve kendisine bir mobilyadan fazla ehemmiyet vertniyordum. Çocuk I an çalıştırıyor, gezdi riyor, az yiyor ve bir kelime söyletniyordu. Evde kimse yokken piyano ya oturuyordu. Ben musikiden hiç anlamam, fakat sen söylüyordun ki «hoşa gîdîyor» muş. Rahip Arduenle benim aramda gizli bir muhabbet cereyanı husule getiren bir bâdiseyi şüphesiz unvıt tnamişındır. Bir gün, çocuklar köy papazınm gelmekte olduğunu haber verdiler. Ben hemen, bermutat, bağlann tarafına doğru sıvıştım. Fakat 60mrök tarife kanunu Ankara 16 Gümrük ve Inhi•arlar Vekâletince yeni baştan hazırlanmış olan gümrük tarife ka • nunu etrafındaki tetkikat bitmek üreredir. Lâyiha yakmda Meclise veril ecektir. Bu lâyihanın ithalât rüsumunun tadili ile kat'iyyen alâkasi yoktur. Alî iktisat Meclisi Ankara 16 (Telefonla) Âii İktısat meclisi kadrosunun, Meclis faaliyetinin istilzam ettiği derecede tevsii ve mevcut umumî kâtiplik bürosunun birkaç mütehassıs memurla takviyesi için düyunu umumiye büt çesinden beş bin liralık tahsisatın Başvekâlet bütçesine nakli için Meclise bir lâyiha gelmiştir. merrmuniyetle EDEBÎ TEFRtKAMlZ:24 Engerek Düğümü Yazan: François Mauriac ttiraf et, zavallı tzacığım ki ben sana kendtme göre iyilik ettim ve bugiin senm tedavilerine çalıştığın kanserliler biraz da bunu bana borç. ludurlar! 0 sıralarda çocuklanna karşi aşkın seni mhisar altin a almıştı; onlar, setıin fedakârlık ve iyilik duygularmdan ihtiyat olarak ayır dığin kısımlan da ttiketiyorlardı. Başka inaanlan görmekten seni alıkoyuyorlardı. Sade benden değil, kendilerinden başka herkesten sana yüz çevirtmişlerdi. Allaha bile sen yaJnız onlann sıhhatlerinden ve istikballerindep bahsediyordun. Be nim için en parlak taraf bu, idi. Hinstiyanlık namına çocukların için fceder, hastalık, fakirlik gibi seyler mak...» diyordun. Bu kadarcık bir itiraf üzerine rahip Arduen iasdika mecbur ohıyordu ki memleketinin *selâme*i için bile olsa iyi bir hıris tiyan, masııtn bir adamın mahkumiyettne n z a göstermez. Tercüme eden: Peyami Safa Meseleyi büyük gazetelerin karikatürlerinden öğrenen seni ve çotemiînni etmek Iâzım gelip gelme • cukları iknaa çalışmıyordum. Siz kodiğini sana soruyordum. Lâkırdıyı nuşulmıyacak bir grup teşkil edi kısa kesiyordun: «Sana cevap ver yordunuz. Hatta haklı bile görün mem artık, bu işlere aklın ermiyor.» sem, siz gene bir hileme hükmedidiyordun. yordunuz. Karsımda artık susmağa Fakat, aksî gibi, çocuklara mu • başlamıştınız. Bugün de olduğu gibi, ben yaklasınca münakaşa yarıda allimlik ve mürebbilik eden, 23 ya* kesiliyordu; fakat bazan bir ağaç şınd a Ardueıı isminde bir rahip var* kütüğünün arkasına gizlendiğimi dı ki insafsızca hep onu sıkıştırıyor bilmiyordunuz ve ric'atinize meydan ve sahit gosteriyordum, çünkü haklı vermeden sizi miicadeleyi kabule olduğuma emniyet getirmeden onu mecbur ediyordum. ara^ya sokmuyordum ve bu türlü RahİD Arduenden bansederek dimünakaşalarda da bütün düsündükyordun ki: lerini söylememekten âcizdi. Drey Bu çok aziz bir rocuV, fakat o fun meselesi inkişaf ettikçe zavallı kadnr çocuk ki fenf'ık n;dir bilmira'hibi senin aleyhine kışkırtmak için yor. Kocam onunla, kedi fare ile nabin vesile buluyordum: «Sefil bir sıl oynarsa öyle oynuyor; zaten buyahudi için ordunun şirazesini boz