^Cnmhuriyet '• SON TELGRAFLAD Tahkikat yapılıyor Üsküdar dispanserinde çalışanlar kâmilen değiştirildi Üsküdar dispanserinde müessese . nin dahilî disiplinini ihlâl eden bir hâdise olmus ve müfettişler derhal tah • kikata vazıyet etmişlerdir. Tahkikatın ilk safhası üzerine dispanserin doktorile, diğer bir memuru baska yerlere iayin edilmis, iki hastabakıcı hemşire, iki hademe, dispanserin kapıcısı ve şoförü olmak üzere altı kişi de açığa çı karılmıstır. Dispanserin doktoru Sıvasa tayin edilmistir. Hademelerle, kapıcı ve şoförün işten elçektirilmelerine se. bep te, gördükleri bir vaziyeti müfettişlerin tahkikatı esnasında gizlemele ridir; haber aldığımıza nazaran, bun . lardan bir kısmı sonradan müracaatle bildiklerini ikrar etmişlerdir. Tahkikata devam edilmektedir. Yunanlılarla Bulgarlar arasındaki meseleler Bulgarlar, Yunan toprakîarını zorla ele geçirmek istedikleri şayiasını tekzip ediyorlar Sofya 12 (A.A.) Bulgar Ajan sından: Yunan matbuatının bir kısmı son zamanlarda Bulganstanla Yunanis. tana ait topraklan zorla ele geçirmek fikrinde olmakla ittiham eden neşriyata başlamıştır. Bu neşriyat Bulgar siyasî mehafilince hayretle karşılanmıştır. Bu ittihamlann ciddî hiçbir esası olma • dığnu ehemmiyetle kaydetmek lâzımdır. Bulgaristanın siyaseti bir anlaşma ve sulh siyasetidir. Bulgar hükumeti hiç şaf • ınnmmııllllllinnilinilllTllilflll! Cumhuriyet en ziyade gençlik için çalıştı Ali Saip Beyin nutku münasebetile Cumhuriyetin bütün memlekette yürekten kutlulanan onuncu yıhnuı hatıraları hâlâ gözümüzde ve kulağımtzda duruyor. Evvelki zamanlarda alıştığımız ma . nasız, faydasız bayramlar yerine bu sefer bütün Türk milleti; köylülerile, mekteplilerile, küçüğile ve büyüğile hepsi bu büyük bayramı eğlence ve istirahat bayramı olarak değil, bir mevcudiyet bayramı diye her saat ve dakikasını ibret ve heyecan derslerile ge. çirmiş bulunuyor!.. Bu Cumhuriyet bayramında yapılan hersey, her abide, her yanan lâmba bir mana tasımış, Türk milletinin akıttığı kan ve terin hatıralarını canlandırmıştır. Ayni zamanda, onuncu yıl bayra mmda gençlik kendine Uabet eden büyük hisselerle mühim bir yer almıstır. Her tarafta en ziyade göze çarpan tezahüratta gençliğin tesi duyulmuş tur. Bu sesler, hep gençliğin Cumhuriyete sükranlarmı tekrarlarmstır. Cumhuriyette gençliğin mrevküni göstermek, Cumhuriyetin gençliğe ver. diği büyük ehemmiyeti anlatmak mem. leketin istikbali içm en ileri vazifelerden biri sayılmalıdır. Gençliğin, hemen istmatsız, btı e hemmiyeti gördüğüne süphe yokiur. Bayram günlerfnin, gecelerînin teza hürah bunu pek fyi göstermiştir. Cum. huriyetin gençliğe verdiği ehemmiyet asikârdtr. Cumhuriyetin gençlere yaptığı hizmetler o kadar büyüktür ki; Cumhuriyet onlar için kumlmuştur denilmis olsa mübalâğa edilmemis olur. Geçen on senede dismi, hrnağmı feda ederek çakşanlann eserinden i» tifade edecek gençliktir. Cumhuriyet idaresi Türk gençliğine müstakil, hür, kuvvetli ve irfanlı, medenî koca bir vatan vermiştir. Bu vatan içinde gençliğin neleri ek. siktir!.. Çalısan gençlik orada evvel ce olmıyan birçok müesseseler bula cakhr. Memleketin bes on sene için de demir ağlarla örülmüş oiduğunu görecek ve eksikleri Hmama çalışmak vazifesinî halledfecektir. Bugünku neslin gençlik içîn yaphğı fedakârlığı göstermek için on sene . Iik Cumhuriyet tarihmi yazmak lâzım gelir. Yalnız, maarif sahasım tetkik etmiş olsak bu kadar az vasrta ve para ile yapılan seyler hayret uyandınr. Bugön on sene evvelkme nazaran; iki misli ilkmektep talebesi vardu. Bu nisbette kıziarm artma nisbeti daha bu yüktür. Evvefldne nazaran, ktzlar bes misli fazladır. Orta tedrisatta umumî olarak artma nisbeti be* mislidir. Bun. da da kızlann artması on bes nMsli, erkekler beş mislidir. Liselerdeki art malar nisbeti altı mislidir. Kızlar se kiz defa, erkekler be» defa artmıştır. Universitenm ıslahı için hiçbir fe dakârlıktan kaçuulmıyor. Memleketin her tarafmda maarif müesseselerini gezenler bu dediklerimizi gözlerfle gör. müşlerdir. Her tarafta yenilik, hayat eserleri fıskmyor. Ankaraya bavramda gelenler her sahadaki faaliyetin nümunelerini görmüşlerdfr. Bu münasebetle, Ankara Ticaret mektebini ve ser gisini zikretmeği de bir vazife addede. rim. Bu mektebin kıymetli ve faal müdürü Şevket Süreyya Beyin Cumhuriyette nasıl çalışıldığını gösteren eser lerini takdirle yadetmekte millî bir fayda görüyorum. Talebesine vatan aşkı, koyu bir milliyetçilik, çalışmak va. zifesini öğretmek için geceli gündfizlü çalısan bu vatanperver müdiirümüzün bir misal teskil etmesmi temenni ede * * * Şu kısa hulâsadan sonra, şimdi yazımızın mevzuunu mühevyiç bir hita. besile bize hatırlatan Urfa meb'usu Ali Saip Bey arkadastrmztn nutkuna gelelim. Geçen bavram günlermde Büvük MiIIet Meclisî binasrm ziyarete gelen iki yüz kadar kız ve erkek Adana îzcilerine Mecliste Cenuo vîlâvetlerimiz meb'usları Damar ve Celâl Ferit Bevlerle arkadas'an tarafından bir cav ziyafeti verilmîs, daha evvelce de bu gür. büz gençler içtima saiontmda meb'uslann yerlerîne oturtularak kendî'erine izahat verilmistîr. Bu izahat arasındadır ki; Ali Saip Bev Cumhuriyetin eenclere neler yaptığını anlatan, gerek talebenin ve gerek haztr bulunanlann gözlerîni yaşartan müheyyiç bir hitabe irat etmistir. Ali Saip Bey; daima heyecan dolu sozlerinde evvelâ Büyük Gazinin genç. liğini anlatmış, Gazinm henüz pek genç iken nasıl vatan ve millet uğrunda tasavvurlan olduğunu ve cefa çektiğini söylemiştir. Sonra, Gazinin vatam kurtarmak için düşündüklerini flk defa yıldırım ordusundan dönerken Adana Valisi Nazım Beyin sofrasmda söylediğini izah et . miştir. Ve demiştir ki* « Gazi flk defa clarak on bes sene evvel bu memleketin hasta olma dığını, Türldyenin ö'miyecefini, Türk milleti için yamız bir tene, bir kaya kalmis olsa oraya çıkıp gene memleketi kurtaracağım Adanada söylemiştir. Bugün Gazmin yalnız olarak sövlediği bu sözleri on beş sene sonra milyonlarca halk hergün soylüyor. O Büyük Adam, bize arhk vatantn öl miyeceği kanaatini ebediyen zerket . miştir. Ve Cumhuriyeti «iz gençlere emanet etmistir. Cumhuriyet, siz gençler için elinden her geleni yapm'tır Size mektep, muallim vermiştir. Bıtndi'n ötesi size ait tir. Şimdi, vazife sizindir. Vazifeniz çahsmakttr. Çalışıp hayahnızı kazan mak, va tanda eksik kalanlan yapmak • tır.» Işte; benim ve benim gibi birçok arkadaşlann gençliğe söyliyebilecekleri sözler ancak bundan ibaret olabilir IstanTbul meVusu rız. Bana kalırsa Seciyelere ve seviyelere dair abah ezaru okunmadan evvel eski ismile Babıâli caddesinde, yüzleri loş ve gczleri karanlık bir takım adamlar pey» d*a olur; ilk müvezzi geçerken he men elinden bir Cumhuriyet ka • parlar, köşebaşındaki dibek tası • na oturarak, daha gözlerinin ça • paklannı silmeden benim yazımı okumaya başlarlar; ellerinde birer pertavsız vardır ve cümlelerimin yapısı içinde, şuna buna haber verilecek bir ima, yahut ta bir söz düşüklüğü, bir fikir veya tercüme yanlışı ararlar. Bunlar bir, üç veya beş kişi değildir; matbuatın hiçbh* sahasında, hiçbir muvaffakiyet kazanamamış olan bu zekâ hadımları, benim adımı dillerine dolayarak enteresan görünmeğe savasırlar. Gün gelir ki birkaç gazete de, bu manevî ademi iktidarın sürü halinde bana sataştığını ve eteğimi çek . meğe çalıştığını görürüm. Bunların içinde en yapışkanı, geçen gün Mussoliniden yaptığım tercüme içinde bir yanhş ele geçirdi ğini sanarak sevincinden hoplıya, sıçrıya kaleme sarılmıs. Fakat ya nıldığı kendisine anlatılınca. bu sefer de ttalyan Başvekilinin sözle rinden işine gelen taraflarımn fran» sızcalarıru sütununa geçirerek be yanatm aslını teşkil e<fen cümleleri <hamhum saralop» yapmış. En ba • yağı çeşnide mahut yazı hilesi. Sade bu âciz ve becer:ksiz katakulliyi meydana çıkarmak eğlenceli olacağı için değil, muanzım olmak gayretini güdenler arasmda fran • sızca bildiğini iddia eden bu yegâne mahiukun bütün mahiyetıni dımdızlak soyup meydana çıkarmak v* topunun seviyesi hakkında son bh> fikir vermek için hilenin sırnnı deşeceğim; Italyan Başvekili (fran sızca ibaresile) diyor ki: « Je dlrais aussd que le fascisme, c'eat le dfelnteTessement; et voilâ POUTTJUOI U a oonquls te, jeunesse, car la jeunesse est l*ınstant le plııs desınt.eTass^ de la vie > Yani: < Şunu da söylerim ki faşizm, ferağattir; ve bunun için gençliği kazan miştir, zira gençlik hayatın en hasbt (ya> hut menfaatsiz) ânıdır. Buna karşı Mussollni ile konuşan mu harrir diyor kl: <Je songe, en vous ecoutiaııt.â ces paroles de Paul Claudel : «On dit que la Jeunesse est l'age dıu plaisir • ce n'est paı VTai. c'est l'âge r1^ liıfrodsnıe» Yani: < Sizi dinlerken Paul Claudelln ?u sözlerini duşündüm: «Derler kl gençlik zevk çağıdır; bu dcgru değildir, gençlik kahramanlık çağıdır » Mussolini cevap veriyor: «C'est vıun ce qne dit la Claudel . * plaisir, c'est an sauci, c'est une recherche de vteil homme. > Yani: < Claudelin dedıği dogrudur Zevk yaşlı adamların tasası (yahut endiişesi), yaşlı adamlann aradığı şeydlr. Bütün beyanatında insanın yaş ça ilerledikçe zevke düştüğünü anlatan Mussolini bu fikrini açıkça şu satırlarla tekit ediyor: « H faut etre deja avance dans la vle pour l'aimer, dans le sems ou l'on entend: «aimer la vie», c'est â dire desirer de ne pas la perdre .. Aimer k vie, dans la jeunesse. c'est la darmeT, c'est roffrir. c'est en etre prodigue... > Yani: « Hayatı sevmek için, «hayatı ssvmek> tabirinden anlaşılan manaya göre, yaşça ilerlemiş olmak lâzımdır. Gençlikte hayatı sevmek, onu vermek, feda etmek, harcamak demektir Bütün bu beyanatta güneş parIaklığile anlaşılan şey insanın yaşlandıkça zevk düşkünü olduğu ve genç yaşta iken hayatını kolayca feda edebileceği değil midir?.Claudel de bunu söylemiyor mu? Hep maksızın bu siyaseti takip etmektedir. SaJâhiyettar Bulgar mehafili, iki memleket arasındaki muallâk meseleler i çin müzakerelere girişileceği bir sıra. da yapılan bu kabil neşriyatın dura . cağinı ümit etmektedir. Muallâk meselelerin halli Bulgaristanda samimiyetle arzu edilmektedir. Ve Bulgar hükumeti bu müzakerelerin muvaffakiyetle ne ticelendirilmesini kolaylaştırmak azminden mülbem bulunmakatdır. Efganistanda sükunet var Yeni Kralı bütün memleket tanıdı Paris 12 (A.A.) Paristeki Efgan orta elçiliğine dün akşam Kâbilden gelen bir telgraftan bildirildiğine göre taşra ve'eyaletler mümessilleri yeni Krala sadakat yemini etmişlerdir. Efganis. tanda tam bir sükun hüküm sürdüğü de telgrafa ilâve edümiştir. Alm a n y a n ı n silâhlanma talebi İtalya, Almanyanın silahlanmasına razı mı? Paris 12 (A.A.) Hava. ajan • nrnn Roma muhabiruvden: Popolo d'ttalia gazetesi, Almanya. nra yeniden sflâhlanması meselesi hakkmda baa mutalealar ynrtitmektedir. Bn dünmceler, ttalvan resmî mahfillerinfn fikrmi aksettirir gibi görünmek . tedir. Popolo d'ttalia. Almanyanm yeni bastan azçok süâhlanmasmm muhte • mel oldoğu zanmnda bulunduÇunu yazdtktan »onra diyor ki: «Umumî bir mokavele yapdman ne tieesme varmak için buna gerçekten lüzum varsa, Almanvamn V^rsav muahedesinde tesprt ediien te*lihatt*n faz ht olarak bir miktar silâh kuvveti da. ha edinmek kakkı tanmabilir. Bu yold? hareket ebnekle zaten filen mevcut olan ve herhangi bir suretle önü almannyan bir vaziyeti tasdDrten baska birşev yapılmu olmıyacaktır.» Osman Nuri Bey istifasını geri aldı Birinci Ticaret mahkemesi reisli . ğinden Temyiz Mahkemesi azalığına nakledilen Osman Nuri Bey tekaütlüğünü istemişti. Aldığımız malumata göre, Osman Nuri Bey tekrar Vekâlete müracaat ederek tekaütlük talebini geri aldığmı bildirmiştir. Osman Nuri Bey yakında Temyiz Mahken>esindeki vazifesfne başlıya • cakhr. Maarif VeMli cumaya gelecek Ankara 12 (Telefonla) Maarif Vekili Hikmet Beyin cuma günfi İstan. bula gitmesi muhtemeldir. Muhakeme edilen banker Adliyedeki dokuzuncu ihtısas mahkemesinde içki kaçakçılığından maz nun banker Davit Safra Efendmin mu. hakemesine bakılmış, bu dava, kendisi aleyhinde mevcut iskambil kâğıdı kaçakçılığı davasile birleştirilmiş ve iç . kilerin eskiliği hakkındak inhisar idare shve yapılan istilâmtn tekidi kararile üniversite millî Tarih kOrsüsü müderrisleri Ankara 12 (Telefonla) Onrrarsitede ihdas edilecek millî tarih kiir süsüne dört zatm münavebe ile d e n verecekleri söyleniyor. Bu arada Sadri Maksudi, Şemsettm ve Yusuf Akçora Beylerin de ismi geçmektedir. tnkılâp kürsüsünün kimler tarafm . dan işgal edileceği henüz kat'i surette malum değildir. Maamafih bu kürsünün inkılâp li derlerimizden ve en yüksek alâkası olan zevat tarafından işgal olunacağı tahmin edilmektedir. iki jandarmanın beraeti Geçen nisanm ikinci pazar günü Çatalca civannda Hazinedarağa çiftliğtnde dolaşan Pol ve Yani isminde iki şah. suı vaziyetlermi şüpheli gören jan darma Kâzım ve Ali Efendiler bun • lan çevirerek nüfus tezkerelerini sor. muşlar ve kendilerinden hüviyetlerini gösterecek vesikalan olmadığı cevabmı almışlardır. t Bilâhare aeılan bir davaya nazaran, Kâzım ve Ali Efendilerin Pol ve Ya nhtin nüfus tezkereleri olmadlğmı öğrendikten sonra kendilerfni serbest bı. rakmak için para istedikleri, fakat paraları bulunmadıği içm de 19 lira kıymetinde vüzüklermi aldıkları iddia e. dilmiştir. Bu iddia üzerine iki jandar manm muhakemesine dün Ağırceza mahkemesinde bakılmıştır. Suclular isnat edilen irtikâp ve ir . tişa sabit görülmediği icin beraetlerine karar verlmiştir. Hayvan ihracatî Ihracatın inkişafı için tedbirler alınıyor Mfınhai âfyon meh'usluğu Ankara 12 (elefonla) Münhal bulunan Afyon meb'usluğa intiKabatı yakmda yapılacaktır. Bu meb'usluğa Ziya Nuri Paşanın namzet gösterilme. si muhtemeldir. Lehisian istiklalinin yıldönümü Ankara 12 (A.A.) Hayvan ticaretimizin inkişafı etrafmda alınan ted . birlere art sorulan bir suale ziraat vekâleti erkânından selâhiyettar bir zat şu cevabı vermiştir: Hayvan ticaretimizin inkişafına esas olacak baytarî mukaveleler akdediyoruz Vorşova 12 (A.A.) Pat Ajansın. dan: Lehistanm istiklâle kavuftuğu gü bu mukaveleler genis havvan ticaret niin yıldönümü münasebetile dün ya • hareketlerinde mer'î kaideler ve ka pılan merasimde, Cumhurreisi M. Vosnunlan karşılıklı tevhit etmeğe matuf . cicki, geceyansı Amsrikan milletine hL tur. Ve beynelmilel esaslardan mul taben İngiliz ve Leh dillerile ve telsiz hemdir. Ruslarla 929 seensinde imza vasıt?s''e bir nutuk söylemiştîr. ettiğimiz baytarî mukavele tatbikatınIstiklâl bayramı, Lehistanm her ye . dan her iki memleket büyük istifadeler rinde parlak bir surette kutlulanmış etmişlerdir. Irak ve Suriye ile parafe tır. edilen mukavelelerde vakında tatbik sahasma gececektir. Yunaniıtanla da bir mukavele akdi içm izhar edilen Ankara 12 (A. A.) Maarif Vekâleti mütekabil arzu ve temennilerin yakın tstanbul üniversitesi için 36 profösörle zamanda bir mukavele akdi suretile mukavele yapmaktadn*. Mukavelelerm neticeleneceğine ümidimiz vardır. BuL tanzimi işi biten yirmibir profösör tsgarlarla 25 Ağustos 933 tarihinde tanbula gelmiştir. Dığerleri de gelmek Sofyada parafe edilen baytarî mukaveüzeredir. Mukavele müddetleri bir lenamede mütekabilen hayvan ticare ikisi müstesna beser senedir. tinin inkisafını kolaylaşnracağı gibi her iki memlekete geçen hastahklarda ko. ruma için de hudut sahasuıda ve 15 Ankara 12 (A. A.) B. M. Meclisinde küometre derinliğindeki mınhkada mu ayyen vazifeli hudut baytarî teşkilâtı tktisat, Maarif, Hariciye, kütüphane vücude getirilecektir. ve teşkilâtı esasiye encümenleri henüz reis ve mazbata muharrirlerini intihap Mukavelename her iki memleket etmemiştir. Milli müdafaa encümeni için biivük ve faydalı neticeler vekâtipliğine Ahmet Saffet, ve sıhhiye recektir. Çiftçi olan ve aynı zamanencümeni kâtipliğine Doktor Saim Beyda hayvan îhraç eden memleketleler seçilmiştir. rin bu gibi mukavelenamelerle Diğer encümenlerin reis ve mazbata birbirlerine bağlanmalannın büyük muharrirlerile kâtipliklerinde değişik. Iik olmamıstrr. faydaları vardır. Bir mahkumiyet Gemlikteki evinde 13 kilo 570 grarr kaçak esrar bulunan Halit isminde bir köylünün muhakemesine dün adliye . deki ihtısas mahkemesinde bakılmış tır. Halit sekiz ay hapse ve 9046 lira ağır para cezasına mahkum olmustur. ALÂETTlN CEM)L M. Kemalpaşa Gençlerbirligi bandosu üiiverste içm 36 ecnebi profesörle mukavele yapıldı Kaçak çaVmak taşı satan seyyar safıcı Sirkecide seyyar satıcı Israü isminde bir Musevinin işDortasından 4 tane kaçak çakmaktaşı bulunmuş ve ken . disinin muhakemesine dün adliyedeki ihtısas mahkemesinde bakılmıştır. Suçlu satıcınm tevkifine karar verilmiş ve muhakemesi baska güne bırakilmışhr. Meclis Encumenlerinde intihabat Alâettin Bev tekrar tevkif edildi Zincirlikuyu civarında bir jandar rnayı otomobtlile çiğniyerek vefatma sebep olmaktan suçlu Jriişeci Alâettin Bey, hakkmdaki tahlive ior^nnın Temyiz Mahkemesince nakzedilmesi üzerine yeniden tevkif edilmistir. Alâet. tin Beyin muhakemesine yakında başlanacaktır. paylıyorsun; ihtimal «sizi temin ederim ki uyumuyor...» diyorsun; kapıma yaklaşıyorsun; dinliyorsun; anahtar deliğinden bakıyorsun: Lâmbam beni ele veriyor, sürünün yanına dönüyor ve kulaklarma fıtıldıyor sun: «Hâlâ uyanık, sizi dinliyor...» Ayaklarmın ucuna basarak uzaklaştılar. Merdivenin basamaklan çıtırdadı; birer birer kapılar kapandı. PaskaL ye gecesi ev çiftlerle dolu. Ben de bu taze dalların canlı kütüğü olabilirim. Babalann çoğu sevilir. Sen benim düşmanımdın ve çocuklanm düşman tarafına geçtiler. Şimdi bu kavgaya sıra geldi. Artık yazı yazmağa takatim yok. Bununla beraber, kalbitnin vaziyeti müsaade et. se büe yatmaktan, uzanmaktan ikrah ediyorum. Benim yaşımda, uyku ölümün dikkatini celbediyor, ölmüş gibi yapmamalı. Ayakta durdukça ölmiyeceğim gibi geliyor. Korkum ne? Can acısı mı? Son nefesin ıstırabı mı? Ha. yır, fakat şu var ki ölüm, mevcut ol Mustafakemalpaşa kazası Gençlerbirligi Bandosu, CutnBürîyet Bayramında merasime iştirak etmiş, ve bayram günlerinde halkı eğlendirmiştir. Yukarıki resim bandoyu göstermektedir. mıyan birşeydir, ancak işaretile ken disine intikal edilir. VH üç yavrumuz daha pek kücükken mahremiyetimiz örtülü kaldı: Evimi . tin havası ağırdı. Bana karşı tasasızlı . ğın, bana ait herşeye karsı alâkasızlı • ğm bu havadan sıkılmana, hatta bu havayı hissetmene mânidi. Hos, be . nim çokluk evde bulunduğum da yoktu. Saat on birde, öğleden evvel ad liyeye gitmek icin, yalmzbasıma ye • mek yiyordum. tsim basımdan asıyor du ve eve ayırabileceğim kücük za manı da nereye sarfettiğimi çakıvordun Bu dehşetli suret> basit, kend'S'ie bermutat mazeret olarak yarayabile. cek herseyden mahrum, en saf çirkinliğine irca edilmis, hiçbir his göİP'esi. azıcık bile en sahte muh?b^et taklidi olmıyan o sefahet ne idi? Ben herkesin bayıldı&ı maceralardan birini ko. Iayca yaşıyabilirdim. Benim yaşımda bir avukat nasıl bazı teşvik'er srörmemis olabilirdi? Birçok taze kadınlar, is adammın fevkinde adama tesir etmek isterlerdi... Fakat ben onlara imanımı, daha doğrusu içlermden birine kendhni sevdirmek imanımı kaybetmiştim. Neden itiraf etmiyeyim ki sevilmiven bir adam olmak kanaatime, aldahlan ve istismar edilen bir zengin olmak itimatsızlığı da inzimam ediyordu. Sa. na «aylık bağlamıstım»; tayin edilen meblâğtan fazla metelik alamıvacaeını bilecek kadar beni tanıyordun. Bu para oldukça dolgundu ve sen o mik tan hiç tecavüz etmivordun. Bu cihet . ten t»hlike yoktu. Fakat öteki kadınlar! Ben o budalalardan biri idim ki bir yanda menfaati gözetmiyen aşk kadmlan, bir yanda da paradan baska birşey aramıyn ahlâksız kadınlar oL duguna kan'dim. Sanki kad'nların çoğu arasmda âsıkane temayüller, himaye edPmek. tutulmak ve sımartılmak ihtiyacile bir gitmiyormuş gibi... tek. tük kadın münasebetlerim kısa sürü yordu. Sebebi, ya en masum talebi fena tefsir eden sünheli ruhumdu, vahut ta senin pek iyi bildiğin ve beni iğ . PEYAMÎ SAFA Lutfen aahifeyi cevirinîı renç bir hale sokan huylanmdı: Lo kantada, yahut arabacı ile bahşış meselesi için yapbğım münakaşalar. Ben kaç para verece$imi ilkönce bilmeli . yim. Herşev tarifeye tâbi olmalı. U tanmadan itiraf edebilecek miyim? Sefahette hoşuma giden sey, belki de fiatlerin muayyen olmasidi. Fakat bu ayarda bir adam için kalole zevk ara smda ne rabıta buiunabilirdi ? Kalp arzularının tamamile tatmin olunabi . leceğini artık aklımdan geçirmiyor ve onlan doğarken bo?ruyordum. Askta iradenin kat'î bir rol oynadığı anda ve ihtirasın tam kenarında kendimizi bırakmak veya rutmakta serbest bulun duğumuz esnada, her türlv duysruyu ezmek san'atinde üstattun. En basiti . ne, en müsait fiatle elde edilebilen tarafa gidiyordum. Dolandırılmağa hiç yanasmam: fakat borcum ne ise veru rim; fakat bu beni borca girmek aza bmdan menetnaez: Hep peşin para ile muamele vaoanm. Benimle işi olan . lar bunu bilir ve beni takdis ederler. EDEBÎ TEFR1KAM1Z: 20 Engerek Yazan: François Maariac Fakat bu, kalbimde bulunan kinin met ve cezir hareketini anlamamak demekti. Bazan bu kin uzaklaşıyor ve yüreğim yufkalaşıyor... Sonra tekrar geliyor vc bu çamurlu dalga beni kaplıyoc. O günden, o paskalya gününden, jFilinir hesabina beni soymak için taarruz ettiğiniz günden ve bütün ev haJkının takım talclavat kapının önünde çepcevre oturarak beni gö zetlediğindenberi bana bir pay düşüncesi musallpt oldu. öyle bir pay jki sizi birbirinizin üstüne saldırtacak: Çünkü arazim, tahvilât etrafmda köpekler gibi hırlaşacak ve boğuşaCaksınız. Araz* sizin olacak, fakat artık tahvilâttan eser yok. Bu mek Düğümfi Tercüme eden: Peyami Safa tubun ilk sahifesinde sana bahsettiğim tahvilâtı da geçen hafta sattım. Ben elden çıkannca bütün gemiler batarlar; hiç aldanmam. Gönlüm isterse tasfiye edilen milyonlar da sizin olacak. Fakat öyle günlerim de var ki elinize metelik geçmemesine karar veriyorum. Merdiveni çıkan süriinüzün ku • lakian kulağa fısıltılannı duyuyorum. Duruyorsunuz; uyanacağımdan korkmadan konuşuyorsunuz (sağır o] • duğuma eminsiniz); kapımm altmda mumlannızın ışığını görüyorum. Filinin ince sesini duyuyorum ve birdenbire boğulmus kahkahalar, taze kadmlann gıtgıdakları. Sen onlan (Mabadi var)