Cumhttrivei =s Cengiz Han TEFRİKA 2İ Mühendîs mektebi 50 nci yıh tes'it için dün ikinci bir toplantı yapıldı Mübendia mek. tebinm 50 nd yık münasebetile ev • vellri gSn mektepte merasim yapıl dığraı yazmcstdc Bu merasimde buIunmak arzosnmı îzVar edenler o kadar çok ohnus. tur ki meraınnm mürettiplerî bir kısnn davetfileri de bir 9run soıua caŞırmağa ve ken Osman Vehbi Bedilerme mektebi geıdirmege mecbıar kalmıslardır. Bu surede ıiMrasun dun de nevam eıinsstır. Evvelki gfin vanılan merasîmde mühendis O^man Vehbî Bey tarafmdan «ayanî dikkat bfr nvhık sSvlenmiştir. Bu nutUıt bervechîati dercediyonzc: <r Muhterem huzzar, aziz arkadaslar. Cnmhurıvetîmîzîn ontmeu senesmi kutTularken, Yüksek Mübendis mektebinın ellincî senesmîn bayrannnı da ya. pıyoruz. Bundan 50 sene ervel, Hasan Fehmi Pasa merhfBn, Nafıa Nazm bulunnyordu. Bu nwAterem zat, memleketl mizde de, bir mühendîs mektebi bu • hmman lDzuaınnn anladı ve bu mues • sesentn temefinî kurdu. 18S3 tarihînde «Hende»eî Mülkîye» adı verflen bn mektep, Halıaoğlunda topçu mektebinde ktruldu re askerî bir idareye •erfldi. Mesrub'yeri möte ı>kıp ta nafıa nezaretine merbtrt olmak üzere, mektebimizm yetistirditi mö hendislerm idaresine tevdi olundu ve oek kıvmetK muderrislermm eiinde, daima tekSmaie dogru yurSdü. Cura huriyet rejhninin feyizli senelermde de, gene nafıaya raerbut olarak daha fazla yBkseidî. Mektebhı 50 sene îçînde yetiştirdigi muhendisler arannda, yfiicsek idare mevkaerine cıkmis, çok kiymetli zatlar bulunmasi, mektebîmmn tekamül yolund>« a«ı5ı adtmlarî «rostermeğe kafîdir. Mektebin heveti îdaresîne re nıüderrislerme tetekkur etmegî bîr rif Yazan: M. TURHAN Delikanlı, uzatılan telleri aldı, dudaklarına götürdü, opüp kokladı öyleyse kolunu sıva, ne bîli yorsan goster. Diizme seyis, gündoğuya karsı döndü, kolların! ileri uzattı, yük sek »esle birseyler okudu, birsey ler haykırdı, sonra basıni ellerinin içine aldi, korkunç korkunç ho • murdandı v« müteakiben koynun • dan mahırt yağmur taşmı çıkardı. havada hizlı hızlı çevirdi: Ey güneş'n kızı! • dedi • tçini temiz tut; bildiklerini hep unut; diTeklerini, urauslarım, hınçlannı uyut, şu kuthı tasa bak. Herifin söyleyişi o kadar kuvvet)i ve o ağnlıklı gözlerin bakısı o dakikada o derece kudretli idi ki Güncü Hanım içinde tuhaf bir küçülüş sezmekten geri kalamadı. Halta onun dediklerîne de adeta boyun 'ğdi ve bir an için hiçbir sey düsünmez, hiçbir şey istemez gibi oldu. tçinde derin bir boşluk vücut bulmusa benziyordu. Yıllardanberi yiireğinde ta«ıdığı saltanat emelleri, büyük lük dilekleri birdenbire sönmüs ve silinmi*ti. Yirmi otuz »aattneberî kafasında dolaşan Temuçinler, Sardoğanlar da artık yoktu. yüreği gibi kafası da simdi bostu, tertemizdi. Bu bosalışı, bu iç temizlenişlni apaçık sezdiği için biraz sasirmış • tı. Fakat çelimsiz seyisin bakışına benliğini kaptırdığı için o saskınlık ta uznn sürememişti, tam bir inci zap ve tam bir itikatla gözlerini yağmur tasına dikmisti. Derin ve sabft bakıslarla bahtını görmeğe sa vası yordu. Diizme seyisin biiyü yapmak için kullandığı tas, «ak tas» denilen cmstendi, beyazdı. Bu avuç içi kadar beyazlık, kısa bir lâhze içinde, Güncü Hanımın gözüne bir ak keçe kadar Hüyük göründü, bir saniye sonra bu büyüklük bin kat enginlesti, ortada bir süt gölü peyda oldu. Simdi o, iyi ınsanlann ölümü müteakip içimde dblaşacakları ahiret gölünü görü yardu. Fakat bir yanında Sürve dağ! yükselen şu cennet gölünde ne sandai vardı, ne kayık. Aktolar, yanî «ennet »akinleri de yoktu. Göl, büyük bir ıssızlığa bürünmüştü. Birer kiiçük kubbeye benziyen zarif dalgalarını sedef kıyılara gönderip geri ahyordu. Güncü hayran hayran, uhrevî cilveye bakarken bir köfeden som sirmaya sarılı bir peri kızınin geldiğini gördii. Daha uzaktan bu kızın gölğesi göle vuruyordu ve bu gölğe süt. gölünün gümüs dalgala • rına bambaska bir güzellik veri • yordu. Güncü, ömründe görmediği bir kostüm taşıyan bu boylu poslu permin yürüyüşünü imrene îmrene seyrediyordu. Az sonra onun yüzünü gördü ve irkildi. Çünkü cennet perisi, süt gölünün kızı, Sürve dağının ceylâm sandığı bu mahluk, kendisi idi. Her kadın gibi oda kendisini çok iyi tanırdı. Endammdaki ihtisamı. saçlanndaki essiz güzelliği, gözlerüıde yanan günesleri, dişlerinde açılan renkleri herkesten iyi bilirdi. Fakat bu kadar secer bir güzel olduğunu bilmiyordu, kendi varlığında bu kadar incelikler ve hasmet ler biriktiğini idrak etmiş değildi. Ancak simdi, tanrı meclislerins ve periler dünyasına Iâyık bir dilber olduğunu apaçık görüyordu, kendisi gene kendisine hayran oluyordu. Güncünün, büyü taşında gördüğü hayale hayranlığı devam edip gi derken Sürve dağının eteğinden bir atlı göründü. Bu, bir geyik sürüsü kovalıyan bir delikanlı idi. Geyik 'er kurtulmak için bacaklarınm olanca kuvvetile kaçıyorlavdı, deli kanh da yaman bir hızU onlarr kovalıyordu. Kayvanlar arkalarındaki ölüm kemendinden kurtulmağa savasırken önlerine süt gölünün çıkması üzerine acıkh bir saşkmlık gösterdiler ve sonra kendilerini toph yarak bir yarım daire cizdiler, nemli gözlerini ışıldata ışıldata kostuiar, som sırmalı peri kızmm, Güncünün timsalinin yamna geldîlsr, diz çöker gibi bir vaziyet alarak yanık yanık melediler. Ayni zamanda cennet dağlarında ay kovalıyan delikanlı da oraya, geviklerle Güncünün timsalinin kü • melendiği yere gelmisti, tatlı bir •esle lâtife ediyordu. Av tutanındır güzel kız. Fa • kat kovahyanm da eli boş bırakıl mamah. Bunlan dağdan indîren benira, tutan sensin. Ya bana bir pay *er, ya saçradan bir tutam tel ver. Bana sorarsan av payımi sana bağışlanm, bana saçımn teli daha değerli geliyor! Güncünün timsaK, ağzında sakladığı mei hazinesinia kırmızı yakuttan örtüsünü açarak delikanlıya birseyler söylerken bizzat Güncü, o cennet avcısımn Sardoğan oldu ğunu gördü. Evet, kendisini ve kirpık sarı bıyıklı at uşağı, süt gölü kenarında ve bîr düzine geyik arasında yanyana gelmişlerdi. Fakat cennetteki Sardoğan, yeryüzündeki Tut sak seyisi gibi çırıl çıplak değildi, parlak renkli ipekler ve ağtr sır» malar içinde idi. Güncü, teninin göz kamastırıci beyazlığı gerdanından belli olan bu sık ve güzel delikanlı ile kendi timsalinin neler konustuğunu sezebil mek için tepeden tırnağa kadar dikkat kesilmişti. Vahşilikleri zaü ol musa benziyen cennet geyikleri de kendisi gibi o iki gencin muhavere sini dmliyorlardı veya dinler gö rünüyorlardı. Sahne birkaç saniye sabit kaldi ve Güncünün uhrevi timsali üç beş. kelime mırıldandıktan sonra saç lanndan birkaç tel kopardı, delikanlıya uzattı. . Sen, dedi, geyikleri bana ba • ğısladın. ben de sana bu annağam verdim. Umanm ki, hos Httarnn, saklarsın. Delikanlı, uzatılan telleri aldı, diKfaklarına götürdü, öpüp kok • ladı ve heyecan içinde cevap verdi: Ben ava çıkmifbm, avlandım. Kemendimi kullanamadım, ketnende düstüm. Şu verdiğin teller, yü • reğimi sardı, beni sana bağladı. tste bu sırada bir karısıkhk oldu, süt gölü ve türve dağı bir bulut içinde kaldt, delikanlı da, Güncünün timsali de, geyikler de görünmez ol« du. Nayman Kraliçesi, azap ve ı«tırap içinde, bu yeni sahneye bakı • yordu. bulutun açılmasını ve o gu zel delikanlı ile kendi tîmsalinm gene görünmesi için çılgin bir işti yok duyuyordu. Büyü tası, bu istiyakı tatmin etmekte gecikmedi. Bir lâhze sonra o bulut siyrıldi. süt gölü ile sürve dağı gene göründü, geyiklerle Güncünün uhrevî esi de meydana çıktı. Fakalt delikanlınm yerinde uzun bıyıklı bir erkek vardı. TürkiyeAlmanya ticarî [ Bu akşamrd programj münasebatında inkişaf ISTANBUL: 18 plâk neşriyatı 18,30 fran«zca ders (ilerlemis olanlara) 19 tekrai plâklar 19.15 karagoz . 20 kemant Reşat Bey ve arkadaslan . 21,30 gramofon plâklan 22 havadisleT. VÎYANA: 18,10 plâklarla R. Wagnerin «PaTnin bu düzelisinde bir taraftan it • sifal» operasmdan parçalar 19,20 Son zamanlarda Almanyanın si halâtın azalmasımn da tesiri ol • konferans 20,05 akşam kwrweTİ21,0Ç yaseti hariciyesinde husule gelen mustur. Nitekim, Almanyanın gıda havadisler 21.40 konferans . 22,05 tahavvüllerin Alman iktısadiyatı ümaddeleri ithalâtı dahilde Alman konseT: Reqıriem (Mozart) 23,10 k o a zerinde yapacağı tesirler hakkın • nasyonal sosyalist idaresinin tat • ferans 23.25 muhtelif ve Prag. d*a bedbinane mütalealar yürütül bik ettiği ziraat programı sayesinde meğe baslanmıstı. Bu meyanda en BÜKREŞ: gecen seneye nazaran dörtte birden ciddî tanınan Avrupa matbuatında 18,05 radyo oıkestrasi . 20,05 konfazla azalmıstir. Gıda maddeleri itbile bugünkü menfî iktısadî serait feranslar, plâklar 2 1,05 piyano konsehalâtındaki bu azalısa mukabil ham attında Almanyanın enfiâsyona sürî 21.35* konferan» 21,50 sarkılar . rükleneceğine dahr birçok makaleler maddeler ithalâtı geçen seneden bi 22,10 harp ve flüt konseri 22.35 raz daha fazladır. çıkmıstı. plâk 23,05 muhtelif musiki parçala. Almanyanm ithalât ve ihracatı n tkbsadî hidiselerin çok seri tasöyle tafsil olunabilir: BUDAPEŞTE: havvüllere uğradığı böyle bir zaIthalât (milyon mark üzerinden) 18,35 salon musikisi 19.50 konfemanda her hangi bir memleketin Aylar Glda nMd4elnl H msdtfelar Umnmt ithaltt rans 20,35 plâk nesriyatı: (Wagner, iktısadiyatı hakkında kat'î bir müEylul 932 107 194 360 Beethoven. Massenet, Puccini, Hândel) talea yürütmek bittabi mümkün deTemmuz 933 82 218 360 VARŞOVA: ğildir. Faka.t Almanyanın bugünkü Ağustos 933 81 210 347 18.20 Polonva Kalk sarkıları . 20,10 siyaseti bariciyesinin Alman iktısaEylul 933 75 337 201 muhtelif 21,55 havadisler 22.20 vidîyatını yeni felâketlere sürükliyethracat (milyon mark üzerinden) yolonsel konseri 23,30 plâk ne*riyatı. ceği sureti umumiyede zannedilrfiği Aylar Mamul esya Umum İhracatı BELGRAT: için, ahir^n nesrolunan Alman dıs ti Eylul 932 340 444 20.35 gramofon plâklan 21,05 Temmuz 93! 298 S8S caretine nJUlt«alIik istatistikler herPjuljanadan nakil 22,05 Vtyanad» • Agustos 933 320 41S kesi hayrette bırakmıstır. ki konserin nakli 23,20 plâklar. Eylul 933 336 432 ROMA: Almanyanın eylul 1933 zarfın • Almanyanın ihracatı son iki ay daki ihracati Hhalâtmdan 95 milyon 18,20 radyo orkestrası . 19,40 fcazarfında geçen sonbahardanberi gö vadisler 21.15 plâklar 21,50 ke mark (47,5 milyon lira) fazladır. rülmemis derecelerde artmağa başman konseri 22,50 konser . 23.20 Filvaki Alman ticareti hariciyesi odans muaikisi . 24,05 havadisier. lamıştır. Eylul 1933 içinde Almantedenberi lehte cereyan etmekte • yanm yalnız Rusyaya yaptığı ihradir. Fakat. asağıdaki tabloda da göcat azalmıstır. Rusya ile olan ticarüleceği üzere eylul 1933 ticaret Detroit 31 (A.A.) üç yüz ©*©ret îstisna edilirse ihracatta görülen bilânçosu gecen senelerin aylık vamobile btnerek tobaklan basan ve tezayüdün nisbeti yüzde 8 dir. satslerinin 6 milyon mark yani üç kaphyan 2,500 nümayişciyi dağıtmal Türkiye • Almanya ticareti milyon lira fevkinde olduğu gibi bu için zabrta ihtiyat kuvvetieri de Tak»ı Almanya ile memlekethniz ara • senenin ilk sekiz aylık müddeti zarmahaffine gebr3mi*tir. Bu nOraa . •ind'aki absverişlerde de şayani dikfındaki ayn ayn aylık ticaret bi yifçiler ellerine geçirdikleri taşlan kat bir inkişaf mevcuttur. 932 senelânçolarma nazaran da ea yüksek ve bunlara benzer şeyleri etrafa fır. sinin 7 ayında Almanya ile müba bir dereceye varmış buiunmaktadir. latıp atmağa, camiart kırmağa, otodelâtımız yekunu 15,5 milyon lira • Ticareti hariciyenin aylık neticeleri mobilleri devtrmeğe koyulmuslar dan biraz fazla idi. Halbuki bu se(Almanya lehlnde) dir. nenin 7 ayındaki mübadelâtımız 18.6 1933 Milyon mark Milyon lira Bu nümayişten maksat otomobil milyon lhayı bulmuftur ki arada iletieri yapaa fabr&a isçiierinm Kanunusani 33 115 %20 derecesinde bir fazlalık varŞubat 27 13,5 grev esnasında işe baslamış olma dir. 84 Mart w 33 lanm protesto «bnektnr. Almanya fle mübadelâtımızda Nlsan 60 30 hem ihracatıınız, hem ithaULtımız Mayıs 89 445 1 . II »98 .. fi ktabül BttfdfaiBİ Hazlran 28 14 fazlalasmıstn'. 25 Temmuz 12,5 thracatınnz bu senenin ilk 7 a • 66 Ağustos 83 yrnda 5,2 milyondan 7,4 milyon 1199 Eylul 47 5 raya çıkmıs, khalâtırmz da 10,4 Yazan Henrik tbsen 9 ayük yekun 477 238.5 milyond'an 11,1 milyona yüksel • Besteliyen Egrieg Ahnan ticareti hariciyesmin hamistir. Türkçeye çeviren ziran ve temmuz aylarmda fena vaSeniha Bedri H. Berlmde geçenlerde aktedilen ti5 perde ziyebe düşmesi Almanyanın haricî caret mukavelenamesi ve kliring iZabitan gecesi borçlar faizlerinin döviz olarak hatilâfı iki raemleket mübadelâbna darioe naklinin tehir edilmesi hak • ha genis inkişaf imkânian vermiş, HANDA DRAMALtS PRÎNEAS kındaki talebini haklı göstermis io taribtenberi gerek memleketimizYunan operet heyeti se de, ticaret bilâncosunun ağustos den Almanyaya ihracat, gerekse AlFRANSE TtYATROSUNDA ve eylul aylarmda sırasile 66 ve 95 manyadan Türkiyeye Hhalât çok Ba akşam saat 21,30 da talebi milyon mark (80,5 milyon Türk lifazlalasmıstır. umumî fizenne rası) aktif bir bakiye ile kapan Almanya haricî ticaretimizde bu MtSSES BROWN man bu vaziyeti tamamen değistirsene birinci müşterimiz olmustur. Persembe aksamı Dk defa olarat miçtir. Biz de mubayaatımızı en çok Al MATMAZEL KAPtTANÎO Alman ticareti hariciyesi manyadan yapmaktayız. Pek yakmda LEBLEBtCt HORHOR çz I Teşrinisani 1933 BsDeH Almanya en büyük müşterimiz oldu, biz de mubayaatımızı en fazla Almanyadan yapıyoruz n Amerikada bir nOmayiş y Arkadaslar, bh, «W mBhendisler, mekteoten çdnn ta vazife aldıgnn» devirlerde, 8&rendiklerîmi«n tatbık »basi, vok denileeek kadar azdı. Demir Onun bindiği at gene o atb, ta • yoDar, Hmanlar T« saîr nafıa tesîsah, sıdığı kostüm deminki delikanlınm imtivaı «orehTe eenebî sirketlere ve kostümü idi, bakıslan da öbürünün rfldiğindcn. Türk munendisleri içfcı fabakısmdan farksızöY gerdanından aliyet meydanı kapalıydı. Vakıa, sonragülümsiyen beyazlık bile evvelkinin !ari bîrkae âfkadaşimiz, demîrvo! sîr ayni idi. tkisi arasindaki fark, uzun ketlerme gînneje muvaffak olmusîarbir bıyıktan ibaretti. Daha garibi, sa da, bu sahada maksadı temîn edemi. biraz evvelki delikanlınm öpüp kok yecek kadar mabdut kabniş*ıladığı saç telleri de şimdî peyda olan Eski devirlerde hntiyaz alan şirket • adamın elinde idi. ler, demiryonanni büyak msaat şirketlerme ihale ederlerdi Şimdi ba sHcetGüncü, bu değisikliğîn hayretini geçirirken büyü taşı üzerinde belilerin yerine arkadaslarnntf gecmls boren bıyıklı adam, gene o tas üstünd'e hmuyor ve ba savede Avrupalı şirketpınldıyan güzel kadtnın önünde lerin kasalarma akıp cidea «ervetimîz ulcastı: vatanîmizda kalrvor. tster menrar ol • sun, ister müteahhit olsun vatana bu • Temuçin, dedi, bu telleri Ulu yük buyük hizmetlerde bulunan bu arTannnın armağanı gibi, en yuc* bir kadaslarî yuksek huzurda tebctl ede . ongun gibi tasıyacaktır. Bir gün orim. nunla yanyana gelirseniz bütün dünya önünüzde bu sürve dağı gibi iği Demfryollarnri kendi vaâtalari ve lecektir! (1) Türk muhendislerîntn emeğiie vücude iretirmege, azmetmis olan Cumhurivet Adının Temuçin olduğunu soylî hukumetme teşekkurle ve bilhassa bu yen hayal, bu sözleri haykınrken yollarm yapılmasmı ve işletnmesmi hi elile de Türk cennetinin o meşhvrr mayesi altma alarak, bu «iyasetinde de sürve dağına doğru elini nzatnuf • b&vSk bir kudret röstermis olan, Baş tı ve hayretler veren birsey olmak üzere de o dağ, Güncünün timsali ö vekfl tsmet Paşa Hazretlermi tazhnle yadederim. nünde enikonu iğilmisti! Nayman Kraliçesi sevinç ve hayret içinde bu sahneyi temasa eder • ken, birdenbire o adam. göl, dağ ve geyikler kayboldu, büyü tası bombos kaldı. Güncü, talth bir rüyanın tükenivermesinden müteessir, gördüğü şeylerden mütehayyir ve biraz yorgun etrafma bakmdı: Yatçı gene somurtgandı, hizmetçi kadın, at üstünde d'algındı, Sardoğan yaya idi ve kendi atile büyücünün atını tutuyordu. Diizme sihirbaz, aymur tasını koynuna soktu, ağır bir eda ile sordu: Nasıl kadın, bahtını gördün mü? Bahtımı bilmem, fakat Temoçini gördüm. Temuçin, tanrıların bahtından yüksektir. Demek ki çok iyi şeyler gördün. Bari anlat ta sevinelim. Yat yapan, yaptığı yatı da biIir. Sen de ne gördüğümü elbet bi • Iirsin. CMabadi var) (1) Ongun, eskl Türklerde her soyun ve her boyun mübarek tanıdığı bir hayvandır. Bu kelime, oytundan bozmadır. Oytun, turkçe mübarek demektlr. Eskl Türkler, < mübarek olsun> yerinde <oy tun olsun> derlerdl. Bu ongunlarm kıymetl büyuktü. Bir hayvan, bir zümrenin ongunn olunca o zümreye mensup olanlar artık o hayvanı öldüremezlerdl. Türk boylannın terclhan ongunluğa seçtlgi hayvanlar şunlardır: Şahin, kartal, tavsancJ], sungur, çakır. fTde ŞehipTîyatrosu PER6UNT Aziz arkadaslar, mesleğimiz yamiz msaata m&nhasır değildir. Bilgilermizi memleketm ikfasadiyatma da tatbik etmek lâzımdır. Hepinizce maluradur ki. yanm astrdan daha evvel, Avrupaaîn Asya ticareti, Atlas demzlerraera3n• hasır iken, bir munendishı Suveys kana. lnn açrvermesile, bu ticaret Akdenize çevrflmistir. Avropayı dolasantarmiz, muhendisÜğin iktuat sahasmdaki harikalanm dbette görmuflerdir. Arkadaslanma, bilhassa, şehircOBt uzerînde de çalış • malarmı tavsiye ederim. Vatanmuz için pek elzem olan bu üim, şimdSd nalde henuz pek geridedir. Muhterem hnzzar, mukaddes •atanmm tnkırszdan kurtanp Turk Cumhu. riyetmi tesis, ve miuete ikbal ve saadet yollanni acan Büyük Reisimiz Uhı Gazi Mustafa Kemal Hz. ne niımet ve sSkranlarinuzı, bu vesile fle de, iblâğ edeum. Kendilerinî her dalrikada ta • zimlerle yadetmek her vatan eocngu için mukaddes bir vazjfedir. Yaşaân Türk Cumhuriyeti, yasastn Büyük Reis!» r b^rtSJOSEPH SCHMiDT Pek Takında Musikimizin buyük san'atkân Klâsik parçalar, yeni halk şarkılan ve en muntahap eserlerden mSrek . kep senenin ilk alaturka konseri 8 teşrinisani çarşamba gecesi D Ü N Y A Y l D O L A Ş A N Ş A R K I FILMİNDE TAGANNİ EDECEKTİR. '•sıs MÜNİR NURETTİN BEY Yann aksam S A R A Y (Eski Glorya) da BİN İ K Î N C İ GECE ( YIKILAN SALTANAT) Bütün Istanbul halkının gidip göreceği ve kemali takdirle alkışlıyacaği muhteşem ve zençin şark filmi IV AN MOSJOUKİNE TANİA FEDOR ve GASTON MODOT tarafmdan İ P E K S1NEMASINDA verecektir. Mevküer şinvdiden l emin edilebürr. Tel: 44289 ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ M . 93 f 7 E L H A M R A SİLVİA SİDNEY S I N E M A S I ve GARY GRANTın J Bu akşamdan itibaren Bu senenin cauvaffak olan büyük filmi ve kudretli artist temsilleri On binlerce halkın göriip beğendiği, takdir ettiği alkışladığı tamamen TÜRKÇE SÖZLÜ MADAM BUTERFLAY Arzuyu umumî üzerine tekrar gösterilecektir. Emsaline az tesadüf edilecek olan bu filmi muhakkak göriinüz. NAZARI DÎKKATE: Sinemamız müdiriyeti muhterem halkımıza daha ziyade müfit olmak için fiatleri bir kat daha tenzil ederek Maroken koltuklan 50, balkon 40, BMnci T««vkî ols>rj«V t<»l<T«;i solonu 3 0 kurusa indirmistir. A S L A N A D A M filminin bugün İPEK SİNEMASINDA son günüdür. CUMHURİYET BAYRAMI ANKARA ve İSTANBUL merasimleri resmi geçitleri 0311 Meşhur vazıı sahnc ABEL GANJ'in vücude getirdiği vc en büyük modern faciayi, bir vaiidenin azap vc ıstırabını ve pederin tnerhametsiz \t gaddar şüphesini musavver y I I »# A B A şm A R T i S T i K t e u ka m m Fransızca sozlfi büyük dramatik filminin ilk iraesi mönasebetile 6ALA MUdiriyet; bu tilmi, muhterem müdavim müşterilerine hassaten tavsiye eyler. ilftveten: F 0 X J O U R N A L Yerlerinizi evvelden temin ediniz. Telefon : 42B51 93Ib