Teşrinievvel 1933 Cumhuriyet Türkiyesinin harici siyaseti Yurtta sulh, Cihanda sulh Bugfln rBrBfyeae, resmen ilânı ta • Hhine izafetle, Cumhuriyet rejirrunin onuncu senesini tutlulamakta olduğu • muza rağmen Cumhuriyet Türkiyesi . nîn dış aiyasetîni kısaca hikâye etmek için yalmz on sene evvelki bir mebdeden başhyamıyacağımızı soylemek mecburiyetindeyiz» Cumhuriyet rejiminin diğer bütün işleri arasında haricî siyaseti dahi devamlı ve musır bir takip fikrfnin mahsulü olan bir bütünlük teşkil eder. Yeni devletîn dış »iyasetinin •k temellerini dahi tstiklâl cidalinin menşelerinde aramak lâzımdır. Yeni Türkiyede her işin mebdei tstüılâc ve tstiklâl cidalinin ana fikirleri arasmda vücut bulmuş ve hepsi oradan yürüye. rek adun adım büyümüş, safha safha dalbndak salarak cümlenin ve cümlemizm hayret re takdirlerimizi celbe • den kemal derecelerine yetismîştir. Cumhuriyet repmimn asıl kaynağı olan halk hareketi, bu fikri ibda ve i dare eden Büyük Rei» ve Rehberin zihninde ve dilinde, vatanın bütünlüğünü Ve mflletin istiklâlini temin etmek ia . h'yen azim ve kararla başlamamış mt • chr? Mevzuu tstiklâl namma cidal olan bo hareketin bfle dahilî olmaktan zi • yade ve hiç olmazsa dahilî olduğu ka dar haricî bir mahiyeti bulunduğu meydanda değil midir? Filhakika Türk ih. tüâlî herseyden evvel halife ve sultanlan da beraberinde sürüklüyen haricî bir hutamet cihanma karşı flân edü • mı> bir isyan hukmünde idi. Yeni Türkiyenin dış siyaseti işte ta o dakika • îoan başlannş oldoğonda şuphe yoktur. Bilâhare Lozan nılhu ile bu haricî mfl. nasebetlerde yepyeni bir devre gîrfltlîcnne süohe yoksa da bînnefls Lozan kuHıu dahi Yeni Türkiyenin haricî si yasetinin başlıca zaferlerinden birini teşkfl ettiği düşünülür ve haricî siyasetimizin basmdan tomma kadar ahenkII bir vahdet manzarasmdan müterek. kip bulundu£a gozonünde tntulursa dif BÎyasethnizin yalnız on senelik hâdiselerile iktifa ederek bu mevzuu tamainile ifade edememiş olacağuraz anlaşıLr. Bizl Lozan neticesine goturen hari • fcî siyaset oadan sonra ancak hep ayni Istikamet özerinde inkisaf etmiş olmak basebile yeni rejimin hakikî dış siya. ietîni daha e»ki bir tarihten başlatmak bizee bu siyasetra bakikî ifade ve izahı noktasmdan onünden kaçdamaz bir zarurettir. Filbakika 19 mayu 1919 da Mustafa Kemalin Samsunda Anadolu karanna ayak basmasîle filen başla mış sayılan Türk tstiklâl hareketi, yeni Turkfyenm haricî siyasetine de o gün. iden itibaren vucut ve cereyan vermiş bluyordu. Türk tstiklâl ddalinin meyu•ane ve mecnunane bir ataklıktan îbaret blmayıp bilâkis derin düşüncelere ve %:ok esaslı kanaatlere istinat ettiğini gosleren ve samanla hakikat ohnus bulunan ba düşanceleri soyle tesbk edebilirizı I l t Ortada varlığîna kasdolunan Ve tstiklâli yok edilmek istenilen bir Türk mOleti vardu Gerçi galip dev letler ba suikastte Ktifak etmiş gibi gorünüyorlardı ama fenalıktaki bo vah 8et manzarası Türk mflletinden îtiraz kadası yükselmemesi yüzünden oyle g3rünüyorda. Hakikî bir itiraz neticesin«3e medenî mflletlerin bir miîleti imha fcuîkastmde ısrarla devamlarma hnkân blamazdı. Karaumzdaki düsmanlar yaL feuz zâhirde bir husumet ciham teskfl fediyorlardı. Tehlikeye düsen varlığmı Inırtarmak icm haykırarak kıyara ede fcek bir milletin bu sadasım makul ba lacak ve batta hüsnü telâkki edecek •niHetler çıkacaktı. Buna nazamn varlığmı kurtarmak için ayaUanacak Türk mîlletinm halUdeceği dava binntsbe mahdut muhasım kuvvetlerle carpış . mağı icap edebilirdi. Diğer büyük devletlerie hatta mücadele esnasmda dahi hakikî hak ve adalet hedeflerine mu • leveccih iyi ve esaslı münasebetler tefeis edebflmek Smitlerinden bükülliye rnahrum değfldik. 2 : Büyük milletlerden talihi ta. lOıimîze benziyen komşumuz Rusya ile daha o zamandan baslıyacak en samimf Ve yekdiğere mütekabilen muzahir münasebetlere girişmekliğimiz ihtimal haricinde değfldL Turkiyenin istiklâlini mahvetmiş garp âlemi inkılâpçı Rus yayı daha ziyade iz'aç edebilirdi. Rusya cephesmin emmyeti tstiklâl savaşı. aa atılan Türkiye için hayatî bir ehemmiyeti haizdi. Böyle büyük bir komfa milletin en ufak pürüzden âri em • niyetine istinat ederek büyük davaımn ve büyük ishnizi azamî huzur ve ra. hatla başarmağa gidebilirdik. 3 : Umumî Harbin felâketleri b « de dahil olduğumuz halde bütün m • sanlara baskalarmm hakkma riayet etmek dersini vermişti. Bu dersten kendî hukukumuz hesabma istifade etmek isterken baskalarmm hukukn hesabma dahi onn kendimize hareket düsturu vapmağa o zamandan en derin kanaatli bir akide halinde karar vermis bulunu. yorduk. Bu sartlarm tatbikahnda bilgileri • mize ve inanlanmıza mutabık olarak tecelli ve tevalisi giristiğimiz haklı ve mukaddes davanın tahakkukuna ha dim olmamak ihtimali yoktu. Nitekim öyle oldu. Medenî âlem Sıvas kongresînden ve hatta daha evvelinden, ta Erzurum kon. gresinden itibaren Anadolu hareketine karsı kulaklanm kabarttı. Acaba cid • dî birsey mi yapıyoruz diye bizi oralardan itibaren yoklamağa lüzum gö renler eksik olmamıshr. Ne yapıyor sunuz diyenlere gözümürü kırpmaksı . zm: tstiklâlimizi temine gidiyoru*. Diye cevap verdik. Bir manda ile uyusmağı düsünemez misiniz? Diyenlere bizi tam ve kâmil bir istiklâlden baska hiçbir netice nm tatmln etmesi ihtimali olmadığnu açık ve kat'î soyledSc. Bu sırada mülî ve mahaOî cepheler vatanın muhtelif köselerinde, daha ziyade kendi kendilerine, faaliyette idi . ler. Fakat kongrelerde vatan ve millet müdafaalarmm bi/iji esaslan konulmustu. Artık isabetli bir yürüyüsle bütün ba mudafaalan btr ve miliî kıl • maea doğru gitmek kabmstı. Goriilüyor ki ilk hamlede hedefi daha ziyade haric olan Türk isyan ve ih. tilâli dahilî tedbirlerini haricî siyasetm cerevanma îstikamet vermek için al • rras buonuyordu. Bizim marifet ve meharetimiz haricî düsmanlarm büyük . lerini onlarca haldkaten manasu bir harbe sürüklenmege mahal vermeksi . zin bertaraf etmek ve filen çarpışmaja mecbur olacağırmz kuvvetleri asgarî haddinde bulundormak noktalarma nruvaffakivetle dSdcat edebihnekte g8 . rüimüstür. Bu prensîplere nazaran 1920 senesi martmm 16 stnda tstanbulun fflî kgar li ve Millet Meclismm taarruza mann kalması üzerine Ankarada vekayiîn tnkisafmı bekliyen Millî Şef harekete geçrm'ş ve miDete verdiği isaretle yeni bir meclis yalnız bîr aylik bir fasıla fle Ankarada toplanmıshr. Bu btr aylık fasıla ise hakikî bir fasıla değfldir. Ar • tık o esnada dahi ddalm filivatı baslaımsrı. 23 nisanda toplanan iflt Turtdve Büyük MİHet Meclisf İse Türk mffle tinin bütün mukadderatmı ele almış boınnuyorduBu cidalin haricî siyaset noktasmdan tecellileri yukandaki esas kanaatlere tamamile tevafuk ederek cereyan etmistir: 1: Büyük komsmrmz mkılâpçı Rnsya Suralar hükumeti Türkiye Büyök Millet Meclisinl tebrike musareat et mekle beraber derhal ommla münasebet tesisine dahi geçmiştir. 2 : Hareketin dddlyet ve samfcnlyeti zâhirde mnhasunuıuı olan garp büyük milletleri arasmda dahi takdir ve teveccühler davet etmektea hâli kalmamışfar. 3 : Bize muhastm gibi görünen devleder bulunmasma rağmen bütün dünyada daha ziyade teveccuh ve mohabbetle karsılandıfımm gorüyor ve buna hakkmm bulunduguna anlryorduk. Bilhassa bütün sark âlemi bizi «zamî bir hayranlıkla takip ediyordo. tlk seneden ftibaren Ankarada Rusya • nmkmden baska Azerbaycan ve Efga. nistan sefaretleri kurulmuş bulunoyor, her taraftan murahhaslar geliyordu. Bu esaslara gore vekayun teselsfilunü süratle takip edebiliriz: Londrada kurulan bir «olh konfe • ransina Türk mületi namma yegâne s8z sahibi olarak Ankaranm istirak edebi leceğmi yüfcsek sesle ve mosnren hay kırdık ve sesimizl işittirdik. Londradan hiçbirsey çıkmıyacaŞnn bile bile ora . ya gittik, ve medenî âleme Türkün a zim ve kararmı anlattık. Londradan müspet netice almaımş olsak bOe o konferansta mücadele devam ederken 16 mart 1920 de Moskovada komşumuz Rusya ile ilk dostluk muahedesini aktediyorduk. Buna diğer bazı şark devletlerile aktettiğimiz muahedeler takio etti. Komşumuz Rus. ya ile bugün pek ileri olan dostluğu • muzun sağlam esaslan daha o zaman aktettiğimiz o muahede de mündemiçb'r. Bütün bir açık kalpiilikle aktolunmus olan o muahede her ilri milletin tarihlerine şeref verecek bir vesikadır. Muhasamattn bir safhasmda garp devletleri tarafından iki muhario rrdu arasmda 30 kilometrelik bitaraf bir mmtaka ihda. sile sulh müzakerelerine girişümesi hakkmdaki teklifi reddettik, ve kat'i muharebelere girişümeden Fransa fle eenup hududumuza aît muahedeyi ak tettik. ttalya fle de dosttuk. tngfltere ile ilânihaye düşman kalmıyacağımız • dan emindik. Nihayet Lozana giderek büyük davamızı Türk taribinde hicbir ıama» bir ^Camhartyef Yüksek Ziraat fakülteleri Bugün Ankarada 4 fakülte ve 22 enstitü açılıyor misli görüknemif bir istiklâl fikrile tam ve kâmil isttktâl neticesine isal ettik. Artık o zantana kadar filen muhasım olduğumuz Yunanistan da dahil olduğn halde bütün devletlerle kat'î müsavat ahkâm ve şeraitine mutabık bir sulh akte. derek hep dost obnuştuk. Filhakika Türkiyeye nisbetle Lozanm en fank vasfı bilhassa kaprtülâsyonlan kaldırmıs olmasmdadır. Sulhu tesis eden Lozan muahedenamesi bizimle diğer devletler arasmdaki münasebetlerin tanzimi noktasmdan aktolunacak muahedelere yolu geniş açmışfa. Bu yol üzerinde hep o ayni ilk kanaat ve esaslarmuza sadık kalarak yürümekte devamla bugün medenî ve muasir devletlerm kâffesfle mütekabfl hürmet ve emniyet şartlanna mutabık en eiddî münasebetleri tesis etmiş bu. lunuyoruz. Her sahada hukuknmuza riayet olunmasmı istediğimiz kadar btz de baskalarmm hukuktnta riayetkftr olmak prensibine şiddetle dikkat ediyoruz. Taktp ettiğimiz hakikaten sulh sİ • yasetidir, ve buna gerek kendi hesa bnnıza ve gerek dünya suDıu hesabma azamî muvaffatdyetle yürütmüs bîr mSIet obnakla iftihar edebiliriz. Sulh siyasetmde cok samimî olduğumuz ka. dar dostluklanmıza vefakârhk hususunda da en ufak sek ve saibeye mahal ver. miyen bir dürüstlükle dürüstüz. Bu yoldaki ciddî ve mütemadî mesaimizm verdiği büyük neticeleri anlatmak için ilk kara günlerde kendisfle dostluk tesis ettiğimiz komşumuz Rusya fle munasebetlerimizin çok samimî ve pek feyizli son mkisaflamn zikretmek yerine diğer komşumuz Yunanistanla bütün dun • yamn havret ve gıptasm davet eden bir sekHde dost olmoş olduğumuza s8y • Gyebiiiriz. Diğer pek çok devletlerle muhadenet, ozlaşma ve hakera, dostluk ve bitaraflık muahedeleri aktettîk. tkamet, ticaret ve Seyrisefaın, konsolosiuk, mücrîmlern tadesi, adlî mnzaheret mokaveleleri aktettik. Bazilan umumî ah kâmdan ibaret olsa bile ekserisi si • yasî mülâhazalara da istinat eden bn muahede ve mukavelelerin mkifafm • da en esaslı haklanrmz ve menfaatlerL m b büyük endisetnizi teskfl etmiş ol • duğu kadar baskalarmra haklarma ve menfaatlerme dîkkatimnt bize hürmet kazandırarak yürüyen bir âmil ohnuştur. Sulhun sfyaset sahasmda dahi tıpkı harpte olduğu gibi adeta adım adım yer kazanmak suretfle ve pek dîkkatli ol duğu nisbette de haysiyetli mesai sarfederek elde ettiğimiz neticeler azim memleketimizin dereee derece bfitfia muhitini baslıbasma bir sulh alemi yapacak vüs'at ve şümul peyda etmistir. tşte kısaca sayıyoruzt Rusye fle en satnhnî surette doatos. Yunanistanla bütün dunyamn mi • •al ittihaz edebflecegi bir dostiuk tesis ettik. Bulgaristanla ararmrda haDohıamamış esash hiçbir mesele kalmamış sayılacak veçhfle dostuz. Ivomşumoz fnınla dosuug uıuus deslflc haddini bolan bir dereee ve hiyettedir. Efganistanla da aynen ona bir dostluğun sahip ve muakkıbrrıs. Romanya fle dostuz. Yugoslavya fle dosduk moahede • mızı ımza etmek üzereyız. Macaristanla ırkî akrabahğı teza • nur ettıren DO* mmmuyctle aostns* Büyük ttalyan devletfle bütün de dikodulara rağmen aktedilen mutan • taa dostlugmuuı teodit ednmiştir. DünkB ve bagünkü kardeş memleket. ler olan Irak ve Suriye fle olduğu gibi büyük tngfliz ve Fransa devlederue de dostuz. Kendisfle harpte bertbaht ta otsa pek parlak sflah arkadaşlığı etmiş oldağumuz Ahnanya fle dostuz. ŞimaK Amerika Birleştk Cumhuriyetleri büyük demokrasismm teveccuh ve muhabbetme mazhariyede mnbabi yiz. Bugun Ankarada açtfma meratum yapüacak olan YSkfh Zhraaf v Bayiar FakBUeleri Bugün, Ankarada, yükeek ziraat tedVkatiIe mefgul olacak dört fa külte ile ziraat ve baytarhğın muhtelif fen şubelerme aît ytrmi iki enstitünün açılma merasimi yapılacakhr. Yüksek ziraat ve baytar ffl« .ı teleri Ankaradan Çanktnya j'<i;n yol ile Keçiören asfalt caddesi ara•mdakî geniş sahada bir ilim ve fen mahallesi halinde kurulmuştnr. FaküKelerin ve enstitü binalannm in şasında fennin en son terakkileri tatbik edildiği gibi gerek tedris usul ve vasıtalannm, gerek lâbora • tuvar ve enstîtü eşyalannm ve ge rekse tedrisatı yapacak hocalann mtihabmda üç dör senedenberi in kitasız bir dikkat ve itina gösterilerek bu müesseselerin memleketin ziraat sahasındaki yaratıcı ve ko • rucu ilme olan ihtiyacına tam ma nasile cevap vermeleri için bütün imkânlardan istifade edilmiştir. Fakiilteleria tedris heyeti, pro • fesör doktor Falkenin riyaseti albnda bulunan en güzide Alman ziraat profesörlerinden müte«ekkil • dir. Bu profesörlere refakat eden ecnebi muallim ve muavinler v« Türk asistanlar bulunacakra. Fakülelter, «Tabiî Uimler», Ziraat», «Baytar» v« «Ziraat san'atlar» namlannı taşımaktadır. Bunlardan Tabiî ilimler Fakttltesinin vazifesl bilâhare mtisap edeoelcleri ihtasa* şubelerine göre talebeyi ziraatçi veya baytar olarak kanrlamaktır. Ziraat Fakültesi nmaml ziraat tedrisatîle meşgul olaoabbr. Bu fakültesmin işletme bilgisi, hayvan ye • lîştirme, ekincilik, ağaç yeti^tirme, •a iktısatcıhğı. sütçülük, kimyayı ziraî, toprak bilgisi, nebatat ve hayvanat yetiştirmesî gibi saha • larda taharriyat ve tetkikat ile meşgul olacak dokuz enatküsü vardır. Baytar Fakültesinin yedi kürsüsü ve bir o kadar da müstakil enstitüsü orup bunlarda tesrih, dahiüye, cerrahhk, fiziyoloji ve saire gibi bay • tarlığın bütün mühmı şubeleri okutulacakhr. DSVdüncu fakühe, Fen Fakültesidkr ki burada kimyanm hurasi bir fubesini teckil eden Kİraî san'atlar ve şarapcıhk öğretilecektir. Türk asistanlar, btr müddet sonra ecnebi profesorlerin yerlerini işgal edeceklerdir. Fakat bunların muavin, muallim ve profesor olabilmeleri için kendilerinde esaslı bir Ankarada TavnkçaJak Enttitütü oc FdkSUdn* m*rbttt bağday Ucrubm itteuyona takım vasrflan aranacak, ori^ıal ve kıymetli etütler istenecektir. Yüksek ziraat fakülteleri, bilhassa harp sonu senelerinde ihtasasa doğru çok derinlesen ziraat ilimlerl tedrisatmı yapacaklar ve kendi lerine merbut easthülerle mem • leket ziraaıtinm bütün hususiyetle rini te*kik ederek bu hususiyetlere gore ilmt taharrilerde buhmacak lardnr. Bugünkü geri ve iptidai ziraat usullerimizi Mİah edebilmek için genis ve muhtelif fldimlere, muhtelif hususiyetlere ve çok mütenevvi mahsulâta malik olan Türk vatanının ilim noktasmdan yukand'an aşağıya esash bir tetkikine ihtiyaç vardır. Filhakika memleketin birbirinden farklı olan fldrm şartlan, toprağı, otu, nebatlarmın ve hayvanlannın bususiyetleri anlaşıldıktan sonradn* ki, modern ziraatin ve bayvancılığın istediği şartlan yaratmak için ibnî tiaharrUere girişmek imkâm hâsıl olabilir. tmparatorluk zamanındaki ziraat tedrisatı ziraat*, hayvancılığa ait umumî malumat vermek derecesinden ileri geçememiş ve fakat bu vadide dahi ameli bilgiler veremiye rek daha ziyade idare adamlan yetistirmişti. Halbuki bir memleket ziraatinin nlahı için işe evvelâ o memleketin tabiatini tetkik ile başlamak ve bunun için de buna muktedtr anasın yetiştirmek lâzımdır. Çünkü modern ilim tabiate zebun olan değil, tabiati her itibarla Jnceden inceye tanıyan ve onu mağlup eden Uimdir. Halen memleket ziraatinin bü • tun meseleleri halle rnuhtaç bulunmaktadır. Bilfarz bugün Anadoluda yetisen 150 cins buğdaydan gerek en yüksek verim verebilen ve ge • rek iklim şartlanna en ziyade uyabilen cinslerin d'ahilî ve haricî pi • yasalarm talep ettiği evsaf ve şerait te gözönünde tutularak taharrisi ve her iklim için bu noktalardan en mü sailt neviler bulunduktan sonra bunlann sistematik bir tarzda ıslahı icap etmektedir. Yalnız buğday zi raatinin ıslahı, ilmen halle muhtaç sayısız meseleleri ortaya çıkar • makta, çok dikkatli, çok saburane ve bu nisbetle de devamlı bir tetkik ve taharri mesaisine ihtiyaç göster mektedir. Memleketin pek çok mütenevvi mahsullere mal'k olduğu düşnülür ve Ka^vattcılığın millî iktısadınvi • daki bugünkfi mfihİm mevkfl ve ya* rm gestif mer'a ve yaylalanmızda, çok parlak bfar is*îkbale nafl ola • blleceği gözSnund'e totolursa, yüİD. sek ziraat ve baytar fakülteleri • nin deruhde edeeekleri büyük ve yaratıcı işin azameti meydana at • kar. Zhaî îstiksalimizfc ve nayvano» Iığomızm itamlelerini iki üç mi«Jh%> çıkararak bugün yanlış ve yersis bir teli&ki seklmde «riraat memleketb diye tavsif ettiğimiz Türk v a t a n n bakikî bir ziraat memleketi yapa • bümek için ilmin bissesme isabet e. den raühim vazifelerîn dan sonra ziraate ve hayvancılıgm bugünkü mutekâmü istUual vasıftalarmm tatbfkı suretiledir Id «ral i* ibsalde verim yükselecek ve millt *ây ea iyi şartlar dairestede kuila • nılmnf olacaktır. O zaman zirat k > * tihsal sahasmda şahtt olacağnmz hüa • lâp, gözlerimizi kamaatarack bir aza mede yurtta her gün mütezayh bir rw fah ve zenginlik doğuracakbr. Yük" sek ziraat ve baytar fakülteleri ba mkılâbm vatan topraklarma büyüfc ümhlerle attığnnız ilk tohumlandn"» Bu tohumlartn iyi seçihnesme îfcuıa edildiği kadar onlarra en iyi fe • rait içinde intaş etmelerine ve neşvü nema bulmalrma da dikkat «dfleceip» tir. Fakülteler yannki ilmî ziraaHn esaslanm kurmakla kalmıyarak mümasil iklim ve tabiat şartlanna malik olan bütün civar memleketler için yüksek derecede kıymeti haiz bb ilim kaynağı olacaklardn. Memlekete has hususiyetleri ilmî bir tetkik ve taharriye tâbi tutmuş olmak tti . barile de bugünkü ilme yeni ve orijinal ilâveler yapmak kudret ve ka» biliyetini gosterecekleri ktrvvetle ümit edilebilir. Cumhuriyet, yüksek ziraat faküJ telerini tesis etmekle memleketi, asv rî bir millei olmak yolunda giristi . ğimiz büyük savaşın muvaffakiyet içm zaruri olan bir merhalesine ulastırmış oluyor. Bu yüksek flint müesseselerini ancak Cumhuriye* rejimi gibi memleketin hakikî Oıtiyaçlanndan mülhem olan, memle * keti ve halkı tanıdığı kadar halk kjfal çalısan bir idare kurabilirdi. 11 milyon Türk köylüsünü, k5y terbiyesi ile atbaşı yürüyerek 11 mît yon kıymet yapacak olan bu ilim o caklarını ümit ve hararetle selâm • lanz. A. S. millet ohnalda iftihara hak kazannuş bnl unujvnB* Bu büyük neticeleri elde etmek i . çin kendi kuvvetimize güvenerek yü rBdüğümüzü soylemek istemeyiz. Gerçi ateşten çıkmış bir millet olmak ha • sebfle pek tabiî ve pek zarorî bir keyfiyet olarak varhgnmzm sryanetini her. şeyden evvel kendi kendimize güvenmekte arar, bflir ve bulursak ta bu kadar büyük neticeleri hiçbir maddî kuvvetm zora temin edemıyeceğmden de gaflet gostermeyiz. Ba büyük neticeler ancak ve bilhassa alelıtlak hak ve sulh fHdrlerine ciddiyet ve samimiyetle i • nantna neticesinde elde edflebilir. Ka. naathniz bu olduğu gibi metbtlanmız da bilhassa bu esaslardan flham ve kuvvet alarak yüromüştür ve yürümektedir. Avrupanm ve dünyanın diğer mtHetBiz sulh siyasetmde kuvvetin an lerile hep gerek siyaseten ve gerek ik . eak hakka hizmet ettiği kadar müessir tısadî münasebetler noktasmdan müteve ancak ba şartla pek müessir bir kud. kabil hukuka imkâmn azamî haDerinde ret olduğuna inanmış bir milîetiz. Sulh dikkat etmek şıarile hep iyi münasebet ve sflâh meselesinde ba akideleri kenler tesis ve idarne etmekte bulunduğu • dimize rehber yaparak yürüdük. Dünmuzu flâve edersek Samsunda Anadolu yayı kasıp kavuran iktısadî buhran iş • karasma ayak basarken Büyük Şefimizm Ierinde de mflletlerin varlıklarmı hu . etraffle düsünülmüş kanaatli progra • susî icaplarmı ihmal etmemekle beraber mmm tahakkuk etmiş ve etmekte ba . gene hak ve adalet prensiplerinin düs. lunan bütün neticelerini ifade etmiş olo turulâmei tutubnasmı hedef ittihaz eyruz. ledik. Cumhuriyet Türkiyesiran şim Yansmdan çpğunu Mflletler Cemİ • diye kadarki haricî siyasetini hulâsa eden bu sahrlar gittiğimiz yolun ilerisiyetine iştirakimizden evvel temin etmiş ni dahi tenvir edecek esaslan ayni za olduğumuz bu sulhperver mesleğe Milmanda verm's oluyorlarsa bu bahisletler Cemiyetinde de ayni samimiyetle te sovliyeceklerimizi tamam obnuş sadevam ediyoruz, ve diyebiliriz ki kenyabiliriz. di mesaisile cemiyetin gayelerini kendi YUNUSNADt en iyi tahakkuk e**irmiş bi»