CamKunyeİ Ecza deposu sahipleri tekrar muhakeme TEFR1KA. 15 Yazan: M. TURHAN edüiyorlar Güncü Hanım, Nayman merkezinde binbir hikâye tlâç ihtikârı meselesinden mah • yaratan, dokuz genç at uşağını birer birer süzdü! Fakat tercüman o sekiz ayn diK konusup ta sekiz at uşağının birbirile anlasmasını temin eden adam, seyircilere gülünç değil büyük görünü yordu. Çünkü o, Nayman lehçesile de pek güzel türkçe konuşuyordu. İşte onun anlatışiledir ki ahırlar önüne toplanan halk, bu seyislerden kiminin Çinden, kiminm Tibetten, kirnnm Bozktr üstlerinden, krmmm Hazar denizi bbylanndan gelme olduğunu anlamışlardi. Bizzat ter cüman kendlsinin de on bir aylık yol Vutan bir yurttan getirlidiğini söylüyordu. Bu vaziye* ve bu sözler, bir taraf%an a t usaklannı Mogol elçilerinden daha cazip bir hale getirdiği gibi Temoçm bakkinda da müph«m bir saygı temin ediyordu. Hemen her Nayman çocuğu, ihtiyarsız, o finlü Mocol beyinin böyle uzak yerlerden tutsaklar elde edebilmestndeki ka • n»ık sırn düşünüyordu. öyle ya. On bir aylık yollar aşan ve oralardan canh, cannz ganhneıtler getiren bir beyin olmasi tcmsuklu bir kudret sahibi oltnasi lâzım gelirdi. Gerçi o bey, daha dün denilecek kadar yakin bir zamanda Naymanlarla müt %efiklertnin onünden kaçmıştı. Fakat herkes, bu kaçışm gökgürültüsünden korkan Mogollann suya girmeleri yüzünden oldugumı bilyordu. Su at ttsaklan hikâyeai tse Temoçinin en uzak mesafeleri asan bir kudret tafidığra* gosterdiginden ahırlar önünde toplanan Naymanlarm yüreğmde 6nun içtn bir sevgi dogar gibi olu yordu. Dokuz teytsin sekiz avn dH komıştağu Köslük nanla Güncü Hanımin da merakını gıcıklıyan bh* h&dise olmuştu. Hele Gtmcü, erte«i gün elçilerle yapacaği görüsmeyî bile unutacak kadar bu tahaflığa alaka göstererek gün doiar dogmaz, dokuz at uşagııu birden huzuruna getirmiştî. Bunlar, bütün tırtsaklar ve bütün sevisler gibi yan çıp'lak biçarelerdi. Ne başlannda bork, ne strtlannda kürk var . dı. Kılsız deriden kolstız birer gömlek ve nasıl bir kuma^tan yapıldı • gı belir»iz kısa birer dotı tasıyorlardı. Âyaklanndaki cank, parçalanmıstı. Fakaft bu aciklı krlıksızhk icinde hemen hepsi diri, dipdiri gençlerdi. Boyunlannda bir öküz boynunun bükülmez kudreti çevreleniyordu, koliarmda tunç bir lcuvvet gerinivordu. Dizlermde birer çam kökü dayamklığı görünüyordu. Yalnız tercü man. ank bir adamdı, ya*ı da geç khvdi. Fakat kirli bir kırmızılıkla öVtülü olan gozlerinde kudretli bir hastanm küskün bakısı yaşıyordu. Tüysüz yiizünde merak uyandıneı bir ağırlık parlıyordu. Güncü Hanım, Nayman merkezinde bmbir hikâye yaratan bu dokuz at usağinı b'rer bîrer süzdü. Gençlerin hepsi, saglam yapılışlarile dikkatini nyandırmakla beraber bilhassa f az laca alakalandi. Arkadaşlan gibi yan çtplak bir kılık taşıvan bu genç, çok beyaz tenli idi. At kasağisîle de gfle çıkacak kadar koyu bir kir ta baka»i bu çencin görünen yerlerfni sarmıstı. Fakat tenmdeki beyazlık © lrfr arasmdan da yer yer serpîİTnis beyaz benler gibi g'ote earptyordu. Usttundeki krlstz deri ve ayağindaki yıpranık don çıkanhp atilsa, ortaya sfit gibi beyaz bh* vücut çıkacagına şüphe yoktu. Bu gencin de başi hraşli idi, bi yiklari larpıkh. Kendisini dört kaşh bîr delikanli sribi »ösfteren bu kesîk bıyıklann sarıhğı ayrıca dikkat uyandırıyordu. Hele alnı ve burnu tam bir hususiyet taşıyordu, bakıslarında hanlarda ve hanzadelerde bulunmı yan bir efendilik vardı. Güncü, uzun bir lâhza, bu genci gözden geçirdi ve ilkin de ona sordu: Adın ne babayiğH? Sağır mı»tn, yoksa türkçe büm i v o r m u s u n •• • i Cengiz Han İlâç ihtikârı r Roman ve hikây» Nahit Sım Bey arkadaşımız (Var . lık) mecmuası neşriyat »erisinden ol mak üzere bu isimde bir e»er neşrettL Roman ve hikâye tekniği, roman ve hikâyenin muhtelif kı«ını ve nevileri, bizdeki roman ve hikâyelerin, mevzuun mahiyeti ve tarzı teşrihi itibarile kabul edilmiş şekillere ne dereceye kadar uy. gun olduklan gibi bahisleri ihtiva e den bu eser, vaktile ve fasıl fasıl mecmualarda intişar ederk^n, büyük bir alâka uyandırdığı gibi birçok münakaşa. lan da mucip olmuştu. Muharrir bu münakaşalara veıdiği cevaplan da esere ilâve etmiş. Pek çok fikir ve san*. at meselelerine temas eden ve garp edebiyatına ait birçok misalleri do ih « tiva eyliyen kitabma ancak 30 kuruş gL bi bir fiat koymuştur. tstanbulda Ikbal ve Muallim Halit, Ankarada Akba kü« tüpanelerinde satılan bu güzel eaeri bütün edebiyat ve türkçe hocalanna ve tekmi! münevver genlçiğe hararetle tav« siye "deriz. Lehistanın yeni gümrük tarifesı ve ihracatımiz Aramızda bir ticaret mukavelesi bulunduğu için çıkarılan şayiaların asılsız olması lâzım gelir Polonya hükumeti 11 teşriniev vel 933 tarihinden itibaren mer'iyete giren yeni bir gümrük tarifesi çıkarmıştır. Bu tarifenin tatbikından maksat Fransa, Çekoslovakya, ts . viçre, ttalya, Ingiltere gibi memle • ketlerle Polonyamn yeni sartlara göre ticarî anlasmalar yapmak is temesidir. lngilizlerle Lehliler arasında bir müddettenberi devam etmekte olan ticarî müzakereler ilerlemekte ve iki memleket arasında bir iki ay zar. fında yeni bir rtilâf akti memul bulunmaktadır. tngiliz piyasaları Lehistan için günden güne ehemmiyet kazanmakta, hali hazırda tngiltere, Lehis • tanın ihracatı umumiyesinin % 20 sini çekmektedir. Fransa ve Çekoslovakya ile Le. histan arasında yapilacak ticarî anlaşmalann da ehemmiyetleri bü yüktür. Zira, bu memleketlere Lehistan hükumeti tarafından verilecek her hangi bir gümrük müsaa desinden en ziyade mazhari müsaade milleıt esasina istinaden diğer memlekelerin de istifade etmeleri tabiidir. Binaenaleyh, Lehistanla Avrupa memleketlerinden bazilan arasında elyevm cereyan etmekte olan müzakeratm bilhassa ahdî ta . rifelere müteallik kısmı bütün Avrupaca yakından takip edilmek tedir. Yeni tarife ile birlikte Lehistan hükumeti bir de Lehistana khali menedilen eşya listesi neşretmistir. Ticareti hariciyenin sureti umumiyede tahdidine müncer olan güna gun tedbirler karsısında ihracatııu baslıca ziraî mahsulât ile ham mad. delere inhisar etmekte olan Lehis tan gibi bir memleket için taahhü • datı hariciyesini ödey'ebilmek üze re lâzım olan dövizin tedariki gün. den güne zorlaşmaktadır. i Lehutanın yeni gümrük tarifen vm Türkiye Yeni Polonya gümrük tarifesinin bize menfî tesirî olmıyacaktır. Çünkü, Lehittanla aramızda bir ticaret kilâfı vardır. Bu itilâfname bundan birkaç ay evvel Büyük Milleft Meclisince tasdik edilmis ve mevkii mer'iyete konmustur. Mevcut ticaret muahede . sine nazaran: Kuru meyvalanmız % 66.5 İncir % 50,0 Ceviz ve fındıklar % 7 Zeytinyağlan % 46 Derecelerinde gümrük tenzilâ • tına tâbi olduğu gibi, ham deri, susam, hayvanalt kılları, tiftik gibi ihracat maddelerimizde gümrük resminden tamamen muaf tutulmustur. Şehrimizdeki bazı tacırlerin Lehistandan aldikları mektuplarda mr Sineroasi Sekiz at ufağına tercümanlık e • den gözü ağnlıkli seyis, yerlere ka dar igildi: Güneşm kızı izm verirse onun adını ben söyliyeyim, yahut soyle teyitn. Güncünün yiizünde derm bir hayret dolaştı, bir Çin prensi gibi zarif konuşan şu çelîmsiz ihtiyar bu mceliği nereden öğrenmişti ve Temoçin, böyle at uşaklannı nereden ve nasıl toplamıştı?.. Hasta gözlü uşağın kendisini güneşin kızı diye anması, onda yüksek bir terbiye bulundujfunu gösteriyordu. Temoçin, bu ayarda adamları at uşağı olarak kul lanacak kadar kayitsiz miydi, yoksa bu ayarda adamları ancak ahırda kullanmağa mecburiyet görecek derecede yüksek miydi! Naymanlarm güzel kraliçesi, bir müddet saskin durduktan tonra se • yisler tercümamna fu emri verdi: Kendi adını gene kendme söylet. Dili ne çesîtmis duyalım!... Tercüman, kesik »an bıyıkh gence, çince mi, hintçe mi olduğu anlasıl mıvan bir dille iki kelime söyledi, o da ayni dille kısa bir cevap verdi. Güncü Hanım ne söylesildiğini anlamadığı halde sansın gencm ver diği karsıhktan gene bir tat sezmişti. Sanki onun ağzından havaya düşen biricik kelimede, kendi iliğine bulasan bir seker tadı vardı. tşte bu hissiyetle tercümanı söyletti.. Ne diyor? Kendi dilile adını söylüyor! Neymiş adı? Sizin dilinizce «Sardoğan»! Temoçin bunu. Sardoğan diye mi çağırdi, yoksa öz adile mi! Tercüman gülümsedi: Aman ulu hatun! Temoçin bay, bizim gibi uşakların adını ağza alacak adam mı ? Biz onun sesini uzaktan duyardık, gökgürlüyor sanırdık. Hiç bulut ağzından insan ismi çıkar mi ki bizim adımiz, Temoçin Bayvn dilini kirletsin!.. Güncü Hanım, dudaklarını ı»ır • makla beraber bu mevzu üzerinde durmadı, sordu: Senm adın ne? Türkçe Tonra! Şu delikanlınınki ? Toygar? Yanındakininki Kargın, berikinmki Gücü, onun yatım dakinmki Yarga, berikininki Kar • mok, bhişiğide duranmki Yargoçak, en sonundakinin Boğmuk! [ 1 ] Tuhaf atlar, hele kendi dili nizde bu atlar büsbütün tahaflasıyor! Ne yapalım ulu hatun. Analanmız, babalarımız bizi böyle atlandırmışlar. Yurdunuzdan ayrılalı çok mu oldu? (Mabadî var) [1] Sardoğan: san doğan, Tonra: baş konu&u, kepek, Toygar: tarlakuşu, Kargın: Büyük rende, Gücü Karakıs, Yarga: irl plliç; Karmok: büyük karınca; Yargoçak: el değirmeni: Bogmuk: gerdanlık dcmektir kum olan ecza deposu sahibi Alber Niyego, Sahak Panosyan ve Dacat Derderyan Efendiler hakkmdaki karar, »uçlulara art satış defterlerinin ehli vükufa tertkik ettirilmesi. zabıt varakasında imzası bulunan • larin sahit sifatile çağırılmamaları yüzünden nakzed'ilmistir. Dün Sultanahmet birinci sulh ce. za mahkemesinde bu davaya ye • niden bakılmışhr. Maznunların vekilleri, ihtikâra esas tutulan, satısın, takibat icrası tarihinden evvel yapıldığını söyle • mîşler, esasen bu is yüzde on bes kadar kârlı olduğu için Temyizin nakz sebepleri varît görülerek bu. na ittiba edilmesini istemislerdir. Mahkeme, bu hususta tetkikat icrası için muhakemeyi baska bir güne bırakmışhr. gümrük tarifesinin bilhassa susam için kiloda 7,5 kurıx*a baliğ olduğunun bildirildiği yolunda içaa edilen haberlerin Türkiye müvaredatını alâkadar etmemesi icap eder. Lehistanın dtf ticareti Polonyamn ticareti hariciyesi ağu»tos 933 zarfında ancak 371 bin (90 bin lira) bir ihracat fazlalıği verebilmistir. İhracat 72,667,000 İthalât 72,296,000 Bir kadının göbeğine kızgın yağ döken haydutlar Mut kazasının Kjrvaka köyünde Aziz isminde birisinin yayladaki evine, gece üç sahıs girerek ev sahibinin kansına paraları nereye *aklad4gını sormuslar ve kadının bir şey söylememesi üzerine iskence etmeğe başlamışlardır. Haydutlar kadını çırçıplak soymuslar, kızgın demirler ve odunlarla kalçalannı, kasiğım yakmıslar, bununla da kan mıyarak göbeğine kızgın yağ dökmüslerdir. Kadıncağız nihayet paralann yerini söylemis, haydutlar da paralan alarak savusmuşlardır. Aziz Bey ve kayınbiraderi vak'ayi haber alınca derhal takibe geçmisler ve sabah leym bir dere kenarında yakalamıso lardır. Teslim olmak istemiyen haydutlar «ilâhla mukabele etmisler • drr. Bunun üzerine kadının kardeşî haydutlardan birini vurmuş, ötekiler de teslim olmuslardır. •***«'• Yakalanan şerirler Karaman AdIiyesin« teslim edilmiflerdir. Bu akşam saat 21,30 da FRANSIİZ TtYATROSUNDA Meshur piyanist ALFRED KORTOmm ilk gala kcnseri verilecektir. Salı aksamı veda konseri. M i L L E T tiyatrosunda Şehzadebaşı Naşit Bey Rejisör Karakaş ve Eyiip Sabri Beyler birlikte BU A KSA M Muhtelit ofis teşkil ediimiyecek Türk . Yunan ticaret mukave • lesi mucibince tesisi icap eden muhtelit ofis içm bir talimatname ha zırlamış, Vekâlete gönderilmisti. Türk Yunan mukavelesi teşrini . sani aonunda bîteceğinden, ofisin teşkilinden sarfı nazar edildiği anlasılmaktadır. Yekun 371,000 1933 senesinm ilk sekiz aylık ü. Türkçe ve edebiyat muallimi VasB halâtı ve ihracatı berveçhi atidir: Mahir Beyin Türk halkı arasında en çok' Milyon çeloti üzertnden »öylenilen ve sevilen manilerdeın öç yüy (4 çeloti bir Kra) 1933 senesinin sekiz ayı küsur tanesini bir araya toplıyarak ba Milyon çeloti Milyon llra eaeri vücude getirmiştir. *' îhracat 590 148 ö z Türk diline en ziyade erîcmmî . İthalât 522 131 yet verildiği bir sırada Türk halkı di • Lehte vaziyet 98 T? linde asırlardanberi soylenilen bu m'âniLehistanın sekiz ayhk mübadeleri bir araya getirmek cidden faydali lâtı bizim para ile 17 milyon lira bir istir. lehte olmuştur. Halbuki Lehiatanın Bu güzel manileri bütün okuyucularîdüyunu hariciyesi için ticaret bi • lânçosunun daha büyük bir bakiye mıza tavsiye ederiz. Istanbulda Resirru ile lehte kapanması lâzımdır. Bu te li Ay matbaası tarafından basılan bu min edilemediği için Polonya Devlet kitabın fiati 30 kuruşrur. Bankasmın döviz mevcudü müıtema diyen azalmakta, elyevm 75 mîlyon çelotiye düsmüs bulunmaktadır. Doktor Ahmet Aasim Beyin tarîrîr 1932 nihayetinde bankamn döviz riyaseti altında neşredilmekte olan Po. mevcudü 136 milyon çelotiyi müte • Hklinik ismindeki aylık mecmuamn 3 cavizdi. üncü sayısı çıkmıştır. Tıbbt ve içtimaî Türkiye Lehistan ticareti birçok kıymetli makaleleri ihtiva eden 1933 senesinin ilk sekiz ayında Türkiyeden Lehistana ihracat 38 ve nefis bir tarzda tabedilmiş olan bu bin lira, Lehistandan Türkiyeye ihmecmuayı bütün doklorlara, tıp mu ı racat ise 100,000 lira kadardir. Hiplerine hararetle tavsiye ederiz. önümüzdeki aylarda fazla miktarda susam ihraç edileceği ümit olunmaktadır. Nezihe Muhittinı Hanım GüzelÜk Bu rakamlara Triyeste tarikile Kraliçesi diye bir roman neşretmiştir. Lehistana giden ve oradan gene ayn: İRTİHAL •** tarikle buraya gelen mallar dahil ol. Şeyhüüslâm merhum Hasan Hayrulraadığından mübad'elâtımızın ha Jah Efendi hafidi ve »udurdan Trabzoni kiki miktarının bu rakamlann fev Mustafa Asrnı Efendizade Ahmet Ri . kinde olması lâzım gelir. fat Beyin mahdumu ve Hariciye Nazm esbala A«m Basri Efendinin biraderi Bartın kaymakamlıgmdan mütekait Metı roet Arif Bey düçar olduğu hastalık . Konismentolann ayni sekilde tan tan kurtulamıyarak rahmeti hakka kazîmi için beynelmilel bir proje ha. vusmuptur: Cenazesi bugünkü pazar gü zırlanmıs, Ticaret Odasına veril • nü Koskada Cumhuriyet caddesinde misti. Odada bir komisyon, projeyi Börekçi Ali sokağı 1 mımarah hanesin. tetkik etmektedir. den saat 10 boçukta kaldınlarak öğle naman Eyüpsultan camii şertfindc badeleda metfeni mahsusuna tevdi edi • Tutulan btr istativtiğe göre memlecektir. Merhum vatan ve mületine haleketimizden geçen sene 1944 halı dim vazifeperver laymetli mülkiye meihraç edilmistir. murlansnadandı. AUah rahmet eyle. sin. (8931) En gözel TOrk manileri Poliklinig mecmuası Güzeliik Kraliçesi Beynelmilel konişmentoların projesi Halı ihracatımız 22 ı o 933 Pazar gunü ıkşamı saat 21 de Tsimbul Belediyesi İ AMCA BEY vodvil 3 perde A T MI KISRAK MI takliıU komedi 1 perde Dans Bale • Duec Varyete Solo MELEK sinemasında şen, neşeli BU ELHAMRA yeni yıldız T A L A B İ R E L tarafından vahşi Afrikada cereyan eden aşk v e heyecan filtni büyük muvaffakiyetle d e v a m ediyor. (8925) 6 Ü L ve 6ÖNUL Komedi Halk fecesl III ııınuıı Akhisarda tOtfln plyasası Akbisar (Hususî) Tütün piyasa• açıfamftır. 1933 rekokesi 2,5 milyon U o tahmin edOmiftir. Bir Amerikan «rrupu gelerek tütün mubayaasına baslamışfar. Fakat, Akhisarda her sene tütün . lerin denk haline konduğu mevsimde m&stahstli endişeye sevkeden bir vaziyet vardır. Bu da tütunlerini satamayıp bekletmek mecburiyetinde kalan zür. ra için idarenm muntazam ve fennî şeraki havi bir amban bulunmamasıdır. Zür. ram senenm bütün ay ve günlerinde bi. tip takenımyen mesai sarfile meydana getirdtği tütün balyelerini muhafaza . îçtn totulan ambarlardan bir ktsmı fen. nî şeraiti balz degildir. Akhisar gibi mübim sayüan bir tütün merkezinde fnbİMtr tdaresmin matlup şerattini hâvi bir atnbar yaptvmasmı alâkadar ma kamdan rica ederiz. S. C. Millî Türk Talebe Birliğinden: 1 Ankaraya gidecek arkadaslar belli olmuştur. Listeler mektep. lerde asılıdır. 2 Ankaraya gidecek arkadaşlar evvelce ilân edildiği gibi sarkı ve talim kursuna geleceklerdir. Şarkı kursu bugün saat 5 tedir. Ta lim kursu bugün ve yarınki pazar . tesi v e öbürgünkü salı günü saat 4 te Universite spor sahasında olacaktır. Gelmiyenler haklarını kaybedeceklerdir. Ankaraya gidecek talebeler (ÇAPKIN KIZ) Büyük komedi filminde görmelisiniz B AB Y ANNY ONDRA'yı INAGANA Komiklerin kralı, sinemanm en şen artist S A R A Y (Eski 6!orya) S İ N E M A S I N D A .j M i L T 0 N 6u perşembe akşamından itibaren 2 saat kahkaha ^19 ÇIRIL ÇIPLAK tuhaf ve kahkahalı maceralaria doiu filminde göriinecektir. C L E M E N T V A U T E L'in eserinden muktebes ÇELİK ADA Fransızca sözlü muazzam jaheser Oynıyanlar : sinema8inm yeni muvaffakiyetini duy dunuz ma ? Bütün Istanbul bundan bahsedlyor (8922) sintn (ısında 24 teşrinievvel salı akşamı TURK PA U L MUNi edilen bir şaheser: Hanımefendi CHARLES BOYER JEAN MURAT 8915 Üskudar M (i R i E 6 L 0 R Y sizi bugün en son ve nefis komedisi < m Aydında bir cinayet Aydında vaktile bir meseleden dolayı hapse girmiş olan Osman isminde biri cezasını bitirip çıktığı zaman karısının, kendisi hapiste iken, baska birile münasebet peyda et tiğini ve bu üçüncii şahıstan hâmile kaldığını öğrenmiştir. Bu vaziyet karsısında Osman namusunu tabancasile temizlemek istemiş ve kan . sını öldürerek zabıtaya teslim ol • muştur. Cesedin muayenesinde kadının filhakika 8 aylık gebe olduğu tesbit edilmistir. taraf'ndan temsil filmini gfirmeğe A R T i S T i K MADAM ÇOCUK iSTEMiYOR Hâle sîneması Canavar yaratan dokfor Frankenştayn, ilâveten Tayyare Bayramı merasimi ve dünya haberleri BEN BİR PRAN6A KAÇAÖİYIM Fevkalâde bir filim. . . Şayani hayret bir şaheser . , , Harikulâde bir filim... Dehşetli bir dram . . . Enfes bir filim. . . Muazzsm bir şaheser . , , Korkunç bir vak'a . . . Hissî bir eser . . . Şaşılacak bir s e r g ü z e ş t . . . Misli göriilmemiş bir filirr.. . davet ediyor. llâveten: FOX JOURNAL S i N E M A S I N A (8920) Yarın maiinelerden itibaren Şehzadebaşında M İ L L î ve Ayasofyada A L E M D A R Foto Febüs Maruf fotoğraf san'atkarı Febös Efendi Beyoğlu pasajı karşısmdaki atelyesini Tokatlıyan oteli karşısına nakletmiştir. i başhyor. fcmsalınden çok guzel ve mükemmel olan bu filim Türk sinemacılık san'atinin bir bediasıdır. Söz Bir, Allah Bir Oyunlar gündöz Saat 246 gece suvare 8,15 10 dadır. En mııvaffakiyetli, eğlenceli Türk f Imi olan Sinemalarmda