L'L Teşrinievvel • ^Cnmhuriyet ' ' 1 SON TELGRAFLAO Atinadaki mülâkatlar M. Tituk:ko ile M. Çaîdaris çok mühim birer n utuk söylediler Xtna 21 (Hususİ) M. (Tİtuletko) Yunan hükumetmin misafiri olarak büyük Britanya otelinde ikamet ediyor. Romanya Hariciye Nazın öğle Bzeri Basrekili re Hariciye Nazınm zfyare* etmis, bu mülâkatlarda iki memleketi alâkadar eden bütün meseleW rSzden geçnHmMtir. GörüstneW M. Maksfcne«m rerdifri gğle ztyafetinde dahf de . T»m etm>«tir. Atina 21 (A.A.) öğleden sonra Madam re M. Tttulesko, Akropohı ztyaret etmişlerdir. Basvekil M. Çaidaris, büyök BrHaa • ya otelinde Mat 9 da M. Titulesko şerefine bir ziyafet rermiştir. Ziyafetten aonra bb kabul resmi rapumfstır. M. Çaldaris ziyafette sn sSzleri t 8 y lemistirj « Hususf btr «evfıtfte sne Kos gel • Vmh derken biHön Yıman mfllermîn hisnyatma terdhnan olduğuma emmim Şahsmızda sadece büyük ve mühim bîr idevfet adammı değil, herşeyden rrvel ve ba kadar nazik bîr zamanda, yakm aarkta genis bir suDı faaliyetine tesebbös etmiş olarak ib'mat ve snlh mu rahhasrm selâmhyoruz. Bu tlbarla vfl • cudünOs, gayretlerimîzm suUı lehine tanzhTMne musaade edecek olan r» nriîşterek meniaatlar karaumda ayni siya. •eti talrip etmek hususunda dost tki miPetm tradesmin timsalîni teskü et mektedîr. Dostumuz Türkive île sayani «ükkat bir takn've !s! yaphk. Diğer d«rletlerle d« dostluk ba*!anmn genis lettîk. Siz daha genfc Wr sahada suftçu bîr faalı'vet gösterdmiz. Gayretler re rn»nfaatlerimîz hicb» laman Jhbiâfa ffösemez. Onlarî tanzim ederek Av . rupatun btı knmmda inşa ebnekte ol • duğumuB emnlret şebeİcesfm daha *»kılaşhnnz. Ziyaretmfıin muştereken takip ediien gayeier icm çok faydalı olacagina kani olarak kadehîmî, Ro • manya Kralı Hazretlerinin serefine, 1>5. vük Romanya miUetmîn refahma kal dmror, Madam Tituleskonun ve zatıâlinizm serefine ve refahma içiyorum.» M. Tıtule«ko bu nutka cevap rererek demiftir kiı « Baırekfl Efendi, sSzlermiz Yu» nan muietinm hissıyahm ifade ediyorlarsa, benim minnettarlığuna Roman . ya milletinîn de iştirak ettiğîne tnam • m . Yunan Romanya dostluğu yıkv lamaz. ÇnnkS IM yenidîr, ne de değişen birşeydir. Balkanlarda sulhun tan. simİRde ne Romanya ne de Yunanls • tan •goist rayeler takip etnMtnekte dırıer. fıtedigrmiz ş*y, yaphguna feda kârlıklardan dolayı arbk ebediyen en kat'f şeküni ahnış olan hadutlanmu içinde, emsali gSröImemi» bîr buhrandan kvtulmaJc. saUn bir halde çahf maktr. Hudutlanms 9zcrinden bö Hin kormu devletlere kardesce el oratıyonw. TBrk Yunan misakı birim na» zanmuda YunanistaM bfiyülten r* yoluntj şaşirms olan beşeriyeti aeUmete rötSren veflrftn* akıllı yolu gotteren bir fedakârldc nSmune«{ re bir akıi •• hikmet hareketidtr. Sulh yohmdaki tefrild mesaimizin btrçok »emeıeler maddf harek«Ü«rle kendni ıtotterece Jkint, kani olarak kadehtmi Relsieam h v HazretleHnln şererm* W bövfik Yonm mflletmm refahma v« sahftlmtm saksf aaadetme kaldmyonan.» Ziya#ette» aonra parlak bir Ksmi yapılntHbr. Şehirde mbaft ş«r<Aıe yaDilmsbr. kabd Kral Faysalın gizli mektupları Faysal Fransa nın emperyalist Rusya ile Amerika siyasetinden sikâyet ediyor Bana kalırsa Fareler ve bizL atbuat CemiyettoİB rarhgmdan ben ayda bir kere, aidai verirken re yJda bkr kere de, balostma ugrarsam haberdar oi« rum Bu cemiyet güzel bir mefhumdan ibaretrir. Her meslektaş gibi fSrma«n« ben de baglıymı re arada bîr, hariıı, vanut nesefi resfle'erle şnunun perde . sine akseden ba «Sker» dokwnak b> temem. Zararsız olmaftm regane meziyeti gibi telâkki ederek en zayıf bir teakât ısıgı altmda sîKniverecek olaıK ba gölgeyi kendî KaTme bırakıp geçe Bosün eembetin muharrirlere da ğitıbn l.«diyesinden bir tane de bana «£#r Gö»el bîr M«tf>fmt Atrtmtm. Geeen sene de bövle bir e«er nes • redilnvsti. Bu sene, Avrupa almtnaKlan gibî, eemiyetin yılba»mdan birkac ay errel bunu yetiştirmesini beğen • dim. Fakat kitaba arinci bir balaf bcnl güldürdü: Mejer bu geçen senanm al manaSı imis. Tam dokuz ay «onra e*. miyet bize bu eserden birer tane hediy* •dirorl Hafarladım: Geçen sene bu ahnanak çdctıgı rakit Hakkı Tank B e y d « 1 * tane de muhajrîrlere gondmıtesini re hakkmda yazılacak yazılardan kkabm satısı hesabma istifade edilebüeceghtl söylemistim. Lutfetmediler. Hakkmda gazetelerde çok birşey de yazılmaiMf re kitan ta satılmam» olaeak ki okkaya v*Wlm«den ervel bize de bVer tane iletmisler. Tesekkür olunur. Bu hedıyenin dokuz ay sonra doğmasmt başka türlU izah edemiyorum. Yahut, cemiyet dokuz ay sonra muharrirlerln de fareler kadar hibarkm oidufuBU a«lamış ve kitabı onlarm dişlerinden kur. tararak bizlere yollamıstır. Akılhca k> Çftnkti en müthU münakkit farelerdir re bir kıtabt mahvetmek içm dişin kalemden daha te*irK oMuğunu sesaizce ispat ederler. Korkunç re «erimM malılukW! KimbtUr yeni matboat abnanaklarm kemirmek için 1934 yıhm ne «abvstzlıkk beküyorUr. Muhtırasmda Garp devletlerinin Araplara hiyanet ettikleri hakkmda Türkler tarafından Suriyede Rusya Japonyaya karşı propaganda yapıldığını söylüyor müttefik mi anyor? lerdir • birçok vukuata sebep olduğu. tngîtiz ifga] kurvetleri tark mmta . Vaşin^ton 21 (A.A.) M. Ruzvelt ile Kalmin yolda; arasmdaki mn . haberahn nefri kararlaşmutn'. Bu muhaberat Sci memleket arasmda tieart mönasebetiere yol açacakhr. V« Sor yet Rusyanm îstrkbaMe tanmacagmı Bununla beraber resraf mehafil bu • nun Sovyet Rusyanm fimdiden tanra • man deroek olnnyacajhnı kaydetmek. Udir. Va^irurton 21 (A.A.) M. Ruz salt île M. Kalenm arasmda teati ediler mektuolar Bearedamfatn. 10/10 tarihinde M. Ruzvekin ya« dıfı mektupta eıcümle şonlar rardır: «Bir a«rdanberi aralarmda an'anev? d.ortluk rabıtalan olan üd buyuic devletin doğrudan dogTuya munasebetlerde bolunabümeleri içm vasrtaTnra olamamalan Mranî teetsfiftür. Ba gavrîtabtî razİTetin mtMc&Her eMdİdir. Falaft Kal dejrrldfr re üd mfflet arâııla mev. eut mC«lcun«r «n<*Jt «îosfame bîr »8 rBvme 3e hallediIebiGr. E&er slr de ayn! tHofo% ıscncT. bıvzaK M W H I » ncı vnevn arasmda müzakere donanma Samimî telgraflar Mö«yö Titulesko iki teîgraf gönderdi Ankara 21 (A.A.)' Rotn«nya Hariciye Nann M. TMilesko memleketimizi terkederken UzımkSprü 'den Ba?vekü tsmet P a n Harre*l« rîle Hariciye VekiK Tevfik Rü««i Beyefendiye afafidakl telgrafian gSnlamet Pafa Hazretterine ölçüler kanunu Yeni kanun senebaşmda tatbik edilecek Ankara 21 (A.A.) ölçüler kammu ile bu kanunun tatbikı hakkındaki ölçüler nizanrmamesinde yazılı aşarî metre sistemi ölçülerin 31 bi . rinci kânun 1933 tarihinde tama men ve memleketin her tarafında mecburi olarak atbilri tcra Vekilleri Heyetînce kararlaştınlmiftır. Bu tarihten sonra metre «istemine uygun olmıyan re ölçüler kanunu ile nizam namesme göre muayene ettirîllp damgalattmlmış bulunmiyan öiçü lerin kullanıbnan r« yapılıp Mtilmasî yasaktir. Halkin re alâkah olanla • rm son daktkada metre sistemrne uygun ölçüler tedarik edememek reya ellerindeld ölçüleri muayene «ttirip damgalatmak Içtn rakh bulamamak yüzünden sıkınti ve güçlük çekmeme»I için şfandfden hazırhğa başiama • lan I**ımdir. Ankara. Hüsnfl kabtıltmazden dolayt bhkere daiıa btttün kalbimle teçekkür feder ve tah idevletierfle tanışmafa tnuvaffak oldujnm îçin çok mes'ut öidu&rnna fHmat buyurmamn rica *ylerhn, en biiyiik hî*1«rimle. Ttiulesko Tevfik Röştö Beyefendi Hazretlerîne Ankara» TaHdyedeıi aynlırken mazhar olÜuSum hötnö kabukJen dolayı mem . Jeketfan re fahsım namına zatı devletlertne derfaı minneVtarlıfınn ifade «tmek irterun. Hakkmda goaterilea »ayitiz dostluk nlsanelerindem zîyadesile mütehattU oldum. Ve muahe» dei resmiye ile tahtrm edilmif olam Türk . Rumen dortlujıınun bundan elbott» korvet . bolacaftma ithnat buyurmanızı rica ederim. Gazi Mu<tafa Kemal Hazretleri nezdinde hayranlık re saygı hislerime tercüman blmanızi rica eylerim. Meveddetli dostluğuna ttimat edtniz. Kazanç verrsi femyiz komisyonu Ankara 20 Sabık Manisa mebn»u re Bina rergileri temyiz ko . misyonu azasından Kemal Bey Kazanç vergîsi temyiz komisyonu re • islîğine tayin edflmiştir. lelcet arasmda meveut meselelerî go rBnwck 8zere tavfn edeceginn buttin mfimemifleri kabul etmekle bahtijrar olaeafm. BSyle bir mBzakerere l«ti rak zayet tabu olarak. müstakbel fa. auyetler içm biçbir tarafı baglamrya calilu1. ralcsıt memnunıyet renct btr netkeye ranlmak hususundald samimî arzuyu gSsterecektîr. Böyle bir g8rnştnentn on memlevet nalınnm men * faati için iyi neticeler vereceÜni ömk •dyorum.» Kalenin yoldas şa yoMa oerap rer. mîftirt «Kaydettigmtt gayrltabît rariyet yalmz alâkadar lci devletin menfaatleri için detü, ayni aamanda kartfdthk un•urumı artvarak dünya sulbu isiran saglamlafmacmt güçleftirerek m «ulhu bomnk istiyan kurretlere eesaret re rerek beynebnilel vaziyet için de menfi bir teaire sahiptir. Sovyet hükumetmin Bn memleketi alâkadar eden ifleri go. rüsmek üzere Amerikaya mumetsü göndermesi teklifmizt memnuniyetle kabul ediyorum. Lttvinof yolda* Sovyet hükumeti nrâmessili olarak gelecektir.» Paris 21 (A.A.) Echo de Paris ga. zetesinde «Pertinaln» Ruslar tarafında olduğu kadar Amerikalılar tarafından da büyük değmkükler oldugunu yan • yor re diyor ki: «Şimdiki halde Sovyet hükumeti, butün dünyayı altüst etmek niyetinden raz geçmistir. AmerikalıUra geünce buhran dolayısile müstetna muvaffa Idyetlerhm kendileriiM telkm ettiği gurur re azametlertni bırakmışlardır. katmdan çekilir çekümez, Fransızlar mezkur nuntakayı isgali askerl' altı • na aknağa tesebbüs etmişlerdir. Bunun içm evvelâ Zahlede tahşidata başlamıslar, Merçiyun ile Hasbeyya araMnda a«. kerl *evkiyattan başka hiçbir faydası olmıyan bir *o»e yapmağa mübaferet etmişlerdir. Bu bareketler sark mıntakasmdaki abaliyi heyecana getirmis, ve Fransız . larla Suriye ahaliti arasmda rak'alar başlamısttr. Bundan aonra Fransn kıtaatı ann z n Muaüakayı iagal etmişler ve şark mmtakasmda »ilâh taharriyatma baş lanuslardır. Fransız kıtaatı Zahle askeri kumandanuıın idaresinde idi. ŞaHc mmtakası ahalki bunu haber afanea Fransudara taarrnza karar rer . mislerdtr. Gtyabımda bana vekâlet eden biraderm Emir Zeyt hemen taarruzun 3nünü aknak üzere maJıalIi vak'aya koşmuftur. tşin garibî, Franstzlar sulh muahedenamesine muhalefet attiklerini rti . raf ettikleri halde müsebbipleri teczi ye ehnemekte inat göstermişlerdir. Bilâkis, bir müddot sonra Ceneral Delâ. mohm kumandasında kuvvetler izam edilerek pek vâhi sebeplerle Balebek şehrini ifgal etmifler re M ki*i öldür • müplerdir. KLEMANSONUN VAtTLERt: Bu esnada ben Pariate bulunuyordum. Ve orada, tngiliz Hariciye Nezaretinin delâlet re tavassutile Fransızlarla cere. yan eden müzakerelerin neticesi ola rak, Klemanso ile 27 tesrinİMni 919 tarihinde mutabık kaldık. Ve bunu telgrafla biraderim Emir Zeyde bildir . dim. lttifaknn» su idi: 1 Fransızlar Bukayı iagal etmiyecekler re buna mukabi] biz dahi Bu. kadan çekilecegiz. 2 Mezkur mmtakada tngiVz, Franau re Araplann Urtirakile jandarma teekilâb yapüacaktır. Fransa Hariciye Nazın M. Ptfon mezkur ittifakm bir nüshaum biraderim Emir Zeyde bildirmek üzere Şamdaki Fransa Btibat zabki kolonel Kusa göndermistir. Ve mezkur ittifak mi'cıbinee bareket edümek üzere ittifakm diğer bir nüshasuıın Ceneral Gnroya gönderil . mis olduğu Fransa Hariciye Nazm nm telgrafında zikredilmistir. Bunun üzerm* biraderim, Ceneral Gurodan ktifak mucibinoe Fransa as kerierinin Bukayı tahliye etmesini ta lep etmiftir. Halbuld Ceneral Guro, Fransadan böyle bir emir almadığım •oylüyerek meseleyi birkaç hafta sal lanvf, re Bukada yeniden arasi ifga . line devam etmiştir. Bundan maada, Suriyedeki Franıa idarei askeriyesi ParUten biraderime gönderdiğim telgraflan zapt ve mahvetmekte ve bu suretle Şamda hükume . titnle muhabereye roâni olmakta idi. Bu suretle Buka re havalisi birçok harekâtm merkezi kalmış, re Fransız dü«nanlığı gktikçe artmağa başlamıştır. AVDETtMDE VAZlYETt NA • Fransada hökumet fırkaları arasmda ihtilâf Paris 21 (A.A.) Radikal re sosyalkt gruplan reUleri, evveBd aktamdanberi iki grubon muşterek bareket . leri için deram eden müzakerelerin devam etmesinin lüzumsuz olduğuna kanaat getirmişlerdir. Görünüşe bakıhrsa, hükumetm me • mur maaşUrmdan re hutusî maaşlanndan yüzde altıdan dokuza kadar ten . kihat icrası hakkmdaki teküfi üzerinde hükumet ekseriyetinin başlıca iki grupu arasmda bir anlasma yapılmamısiır. raz ferahlamıştı re kendinde çalış • ma kuvveti buluyord'u. Uç gece • lik uykusuzluk onun sinirlerini germiş, vücudüne muvakkat ve asabî bir mukavemet hassası vermişti. Dükkâna gittiği zaman Tanaş ta, ötekiler de onu merakla re muhab • betle karşıladılar. Sıhhatine dair birçok sualler sormuşlardı. Fakat Salih kısa ceraplar verdl, yalan söyledi. Mükemmel uyuduğunu anlatmıştı. DUkkâne ilk gelen müşteriyi ti . raş etmek istemişti ve muvaffak oldu. EIi biraz tkriyordu ama, u* turayı zararsız kullandı. öğleyin bir çorba içmek için dışarı çıktı, dük kâna geldiği vakit arkadaşlan de . diler ki: Seni uzun boylu, kelli felli, pırlanta yüzüklU bir bey aradı. Salih biraz şaşırdı, sonra orauı larım silkerek: Hadi be... de*, benim öyle kalantor tanıdığım yok. Bu kim olabilirdi? Kalfaların ta Bir deniz faciası Titulesko Kobe 21 (A.A.) Şimdi haber rerfldiğine göre tayfuna tutulmuş olan Yashimamaru vapuru batacaktır. Fakat içinde yangm çıkmanuştır. 59 kisi gatptir. Boğulanlar arasmda iki kadın var • dır. Her ikist fngüiz bahriye zabitle . rinm kanlandır. SIL BULDUM: 14 kânunuevvel 920 de Beyrata vâsıl olduğum zaman vazi . yeti gene epeyce muvafık buldum. Is • kelede beni birçok zevat ve âyan i» tikbal etti. Bunlara Fransanm, ve Ceneral Guronun hüsnü niyetlerinden emm oldugumu sSyledbn. Halbuki bu «evattan bazılan, Fran • sanm hüsnü niyetinden emin obna . dıklaruu, re yapılan harekâtın hangi maksatla yapıldığmm meçhul ohna dığını, ve Fransanın şark mıntakasm. da daim! harekat re isyanlann vuku bulmasmı arzu etti|i™, çünkü bu vasıta u le re silâh kuvvetile sark mıntakasram umuru idaresine kansmaya hak kaza nacağını sdylemişlerdir. Bundan maada Fransız zabitlermın tatbik ettikleri tar» idarenin ki ekserisi simalî Afrikadan buraya gelmişrifine göre Tahir değil, Mahmut Beyi de tanıyorlar, başka da Salih buna benzer adam tanımıyor. Yarım saat sonra dükkândan i. çeri bu adam girdi re Salihi sor du. Bir Ukemlede oturan serseri, ayağa kalkarak: Benim, dedi. Işık arka»ından geldiği için yüzü biraz karanbkDta kalan bu ada ma bütün dikkatile bakıyordu: E. ret, böyle bir adam görmüşlüğü rar gibiydi; fakat... Bir türlü... Şahsını çıkaramıyor. Ne isitiyorsunuz? diye sordu. Adam etrafma bir göz gezdirdi: Evvelâ bir tıraş olayım, dedi, sonra seninle hususî konuşmak is terim. Salih koltufu çekti ve tıraş et mek için adamı oturttu. Artık onun yüzüne bakmıyor. dolapfcan peş^ kir çıkarırken düşünüyordut «Kim bu herif? Görmüşlüğüm var ama tanıyamadım.> Zaten çorbayı iç tikten sonra vücudüne ve beynine nu anladım. Askerle ahali arasmda hâsıl olan bu vukuat bilhassa Cebeli Lübnan, Mer • ciun, Tel Keleh, Iskenderun, Harim, Cesri Şugurda tadat edflemiyecek de . recede çoğalmıştı. Ben bu vukuatı haber alır almaz hemen adamlarunı ahalinin teskini ve Fransızlara dostluk ibraz etmelerini te. min için o havaliye gönderdim. Bu esnada Türklerle Kürtler, bede vî aşiretlerinden birini, Fransızlan Ur fadan çıkarmak için kendilerme yar dım etmeğe kandırmışlardı. Aşiret re isi bana felip reyimi sovdu Ben m& nı oldum. O da sözümü dı'n'ed". P u < fekildeki mü.îahalem ben; tebaamın hoşnutsuzluğuna maruz bırakmıs, ve Fran. sızlarla anlasarak vatanıma hiyanet ettiğim zannını vermtştir. Fransızlar dahi bu vazıyetin farkma varmıslar ve Ceneral Guronun kalemi mahsus müdürü, Cenerale gönderdiği bir raporda şöyle demistir: « Emir Faysalın gıyabmda hükumeti idare eden «Müdafaai vatan» komitesi hâlâ ahali beyninde tam istiklâl propagandası yapmaktadır. Bu komhe Emir Faysalın Pariste Fransızlarla Htifak ettiği takdtrde ona dahi mukave . mete karar vermiştir. Faysalm bu se . ferki istikbal merasimi eski isHkballere nazaran pek renksiz ve sönük kal • mıştır. Ahali, Faysalm Suriyeyi Fransızlara satrığını zannetmektedirler. Mü. dafaai vatan komhesi Faysala muartz olan çalısmağa hazırlanmıştır.» TÜRKLER VE FRANSIZLAR: Sark mıntakasmdaki arazmin anzalanm, muvasalatın zorluğunu, kabailin serkeşliğini bilenler hali galeyanda bulunan ve Fransalara taamna susamıs ahalinin ne derece müşkülâtla teskin edileceğini takdir ederler. Hatta ben biz. zat Halebe gittim. Franstzlarm en n yıf bir zamanmda, muhafız kıtaatm bin kişiyi geçmediği bir zamanda; Kilikyada Fransızlarla muharebe eden Türklere yardun etmek üzere haıtrlanan çeteleri durdurdum. TÜRK PROPAGANDASI: Her yerde hosnutsuzluk arhyordu. Mütare. kenin aktinden sonra bir buçuk tene geçtiği halde kuvveden fîle çıkan birşey yoktu. Bir taraftan Fransızlar emperya. lizm siyasetine devam ediyor, diğer taraftan Türkler de propaganda yapıyorlar, adamlanm sehirlere gönderiyorlar, yanyana harbettikleri halde garp devletlerinin Araplara hiyanet ettiklerini i . lân ediyorlar. (Nitekim Syle oldu yat Cumhuriyet) Suriye ve Irakm ikiye tak. sim edileceğini söylüyorlar, Araplann Türklerle beraber emperyalist hüku metlere sflâhla tmıkavemet etmeleri 16zumunu ileri sürüyorlardı. Halbuki ben ayn avn herkese sabre. derlerse emellerme nail ©laeakkuını söy. lüyordum. ISTlKLÂLİN İLÂNI: 8 mart 920 tarihinde Şamda toplanan heyeti müessesan kongresi Suriyenin istiklalini ve benim Suriye Krallıgına iclâshni ilân etmiştir. Kongrede hüküm süren düşün. ce su idi: Eğer rtilâf devletleri vaklerin. de sadtksalar, ve taahhüdatlarmı infaz etmek fikrinde iseler mflletin anucunu tasıyan kongrenin verdiği karan tas dik ederler. Yoksa, kongrenin kararmı reddelerler ve milletin arzusunu yabaı»a atarlarsa o vakk Türklerin doğru söylediği meydana çıkar. MECLİSİ MÜESSESAN: Suriyeyi hakküe temsil eden bu meelisin gayri . meşru olduğu söylenmişti. Halbuki M e c lis kanunî bir sekOde millet tarafından intihap edilmiş ve Suriye ahalismm ha> kikî mümessili bulunmuştur. intihap iki dereceli ve eski Türk ka. nunlanna tevfikan icra edilmiş, bu suretle (S0) meb'us çıkmış ve bunlara kabail ve din reislerini temsil eden ( 3 5 ) meb'us daha ilâve edilmistir. bir gevşeklik gelmiştj. Pefkiri müşterinin yüttüne ge çirirken yüzünü aydınlıkta ve ya kından gördü. kaşlarım çatarak düşündü: «Vay ölüsü kandilli... Gö . züm bu herifi ısınyor be... Kim ola bu?» Ben seni tanır gibi oluyorum ama... dedi. Müşteri hem kibirli, hem de ahbapça bir gülüşle güldü: Hem çok iyi tanırsm, hem <îe tanımazsın, dedi, hele şu tıraşı bi tir de sonra, vaktin varsa biraz çı • kar, konuşuruz. Yoksa geceleyin bu. luşuruz. Salihin gözleri burgu gibi müş terinin yüzünü oyarak dolaşıyor, kvlaklan onun sesinde bafızaya îpucu olaeak aşina bir perde anyor du.Birdenbire iğüdi ve müşterinin öteki kulağma baktı. Yılan görmiiş gibi sıçramıştı: O, o, ta kendisi, o, vallah o, billâh o, tallah o, anasının ölüsünü öpsün ki o, ta kendisi, o, vay canına, ayağile geldi ha, ne yüz. PEYAMl SAFA Tekirdağ valisı Tekirdağı ValUi Azmi Bey »ehrîmize gelmiş, evvelki gece Soryet bahriyelileri şerefin* Toka*byan da rerilen ziyafette bulumhıktan sonra dün tekrar Tekirdağraa gk miştir. Mumaileyh oradan yann ardet edecek olan Macar Nazınnı karşılayacakhr. <~ \ Yeni edebî romanımız Engerek Düğümü MuharTİrit François Marlac (Fransıjs Akademisinden) «Sabahsız Geeeler» tefrikan»» b*. mek üzeredir. Onun yerine garp ede . biyatmm bellibaşh eserlerînden WrL ni tefrika etmegi düsündük re Fran sa Akademîsine yeni mtihap olunan François Mariacm . birçok dfllere tecrihne edibniş bulunan «Engerek Du. ğümü» ismîndeki meshur romaanm derce karar rerdik. Bir aile faeiasını tasvir eden bu e»er, însan ruhunun ulvt ve sefil taraflannı birlikte şerheder. Avni kahraman'ann şahsiyetlermde L yili§e ve kotülüŞe dogru mkişaf eden zıt istidariarını hayret verici çarpumalanm görüriiz. Bu eseri Peyami Safa tercume et . mütir. Ashna tamamile sadık kalmış, hatta müellifin uslubumı bile cüm . lelerinin yapısmı bozmadan dilimîze eevirıneğe muraffak olmuştur. Buna raSmen hicbir tere&me kokusu tanrnu yan bu romıuun tahMleri ince oldu. §u kadar sade re sade olduğu kadar da sürüklevicîdir. J Tefrika: 8i SERVER BEDt Sabahsız Geeeler Salin cevap vermedî. Odadan çıkb ve apartıman kapısma gidinciye kadar, gözlerinî buzlu camı üstünde kırmızı bir ışık göninen karşıki odadan ayırmadı. Annesi bir ara lık kaybolup gelmiş ve para getir • mişti. Salih Sstemedu Beraberce merdiven başına kadar yürüd'üler. Nezahet oğluna parayı kabul ettirtneğe çalişıyor ve yalvarıyordu: Al, diyordu, paran yoktur, nereden olaeak? Salih bir berberm yanında çalıştıgmı söyledi. Kadın buna çok M • vinmişti. Merdiven başında bazı malumat aldı. Salihin çalıştıgi dükkânıh adresini v e Mahmut Beyin tstanbulda, Beyoğlu merkezîod'e oldugunu öğrendi: GH uyu evde, oğlum, yann ben seni gelir, görürüm. Dedi, Salih i lnıeakladı. Yollarda zorla yürüyor, halsiz likten dizleri bükülüyordu. Gene de odasına gidip yatmak istemedi. Bir •abahçı kahresinde oturdu. Kollarmı masanın üzerine çörekliyerek başım üttüne koymuçtu. Gene göz. leri yan açık, tamamile uyumadan, dalıyordu. Sabahleyin iki çay içti ve sokaklaıd* dolaştı. Odatuıa dönmek ni • yetinde olmadıği için, dükkânın açılma saatini bekliyordu. Fakat i> görebilecek mi? Bu halsizlikle ua. tura tutmak? Ne yapacağmı bilmîyordu; fa • kat, nedense, dükkâna gitmeği canı çekti. Ondan evrel başka bir ber • bere uğradi, traş oldu, başını yı • kattı ve bol kolonya ile uyalattı. Bu le? Ne »uratla? Ne ivtiyor? Ta ken« di»i, o, doktor, doktor Maclt, o, babası, hakikf babası! «Hem çok iyf tanırsm, hem âe tanımazsm» ha?.. Vay köpoğlu!.. Niçin gelmiş?.. Dur hele, dur, aman Salih, aman to»u num, sabır, dur, dur bakabm, te lâş yok, usturanı bile, tıraşını yap, şu herifi dinle, bakalım neler yu • muHliyacak, belki de onu kansı gönderdi, Salihin anası, olur ya, he. rif aklısıra gönül almağa gelmiştir. Hımm... Evet... Gönül... Aklınra.. Doktor dedi ki: Burada çalıştığma pek m«m> nun oldum. Sonra adeta dişlerinin arasmdan ve öteki kalfalara isittirmemek gay retile ilâve etti: Sen bîlmezsin ama ben »#nt severim. Mabadi var