27 Temmuz 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

27 Temmuz 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

# Cnmhurîyet SON TELGRAFLAR «^=^ BİR Çivrilde zelzele devam ediyor, beş sarsıntı oldu Yeniden 43 ev, 10 ahır yıkıldı, halk lcorku içinde evlere giremiyoı Denizli 26 (A.A.) Çivrilde ze! • «ele fasılalarla devam ediyor. Dün ve bugün flrisi çiddetli ve üçü hafif ol mak üzere beş sarsıntı olmuştur. Bu sarsmtılar neticesi Çivril merkezinde ve alb köyünde 43 ev, 10 ahır, yıkılmıştır. Halk korku içinde ve kâmilen dı • şardadır. Açıkta bulunanlar için vilâyetçe tedbirler ahnmış ve Hilâliahmerden 110 çadır daha isenmiştir. vam eden ve simalden cenube doğru gelen bir hareket olmustur. Zelzele ayni günde mülhakatta da duyulmuştur. Hasarat yoktur. | i | | i ' İHEM Üç iddianın kıymeti MÜNAKAŞAi bağlıdır ve ötekîne benzemez. Fransıı ihtilâlinden bir dereceye kadar ilham almış olsa bile 10 temmuz, yahut Cumhuriyet inkılâbımızın ona benzemetnesi aleyhlerine bir delil olamaz. Hürriyet inkılâbınm «saray ve ona istinat eden diplomatlar» tarafmdan yapılmıs olduğu iddiasma ne buyu rursunuz? Bu iddiaya göre tttihat ve Terakkiyi kendi aleyhine ihtilâle sevkeden AbdülhamHtir; Pariste Ahmet Rizayı himaye (!) eden ve bütün Avrupada saray aleyhinde yapılan neşriyatı körükliyen Abdül hamittir; el altından Enver ve Ni yazi Beyleri dağlara çıkarıp hürriyet ilân ettiren ve gene tttihat ve Terakkinin eKle kendini nihayet tahtmdan mdiren Abdülhamtttâ*.31 mart, kan. h bir kösekapmaca oyunu, bir «po litika gösterişi», bh* süngü eğlencesidir. Şaşmıyalım ve demiy«|nn ki Sultan Hamidin canı tahtından in mek istiyor idise lttihat ve Terakkinin eline ve Gazi Hazretlerinm erkânı harbiye reisi olduklan Hareket Ordusunun süngülerine ne lü zum vardı ? Kendi ayağı yok mıydı ? Görüyorsunuz ki birinci iddianın kıymeti bir kelimeden ibarettht Saçma! NALJNA MIHINA Reisicumhur Hz.nin teşekkürleri... Yalova 27 (A.A.) Reisi cumhur Hz. 10/23 temmuz ve Lozan bayramlan münasebetile bircok zevattan aldıklan tebriknamelerden dolayı teşekkürleri nin iletilmesine Anadolu Ajansını tavsit buyurmuşlardır Eskişehirde Eskişehirde cenuptan şimale doğru gayet hafif bir zelzele olmustur. Zelzele gayet hafif geçmiş, pek az kimseler tarafindan hissedilmis ve on bef saniye kadar devam etmistir. ; Lozan sulhu ve Rus gazeteleri Moskova 26 (A.A.) Tas AJann bildiriyor: Sovyet gazeteleri Lo zan muahedenamesinîn onuncu yüdönümüne büyük bir mevki ver • mişlerdir. tzvestia gazetesi Gazi Mustafa Kemal Hazretlerfle tsmet ve Fevzi Paşalar Hazeratmm hâkimiyeti milliyede çıkan sözlerini ve Hari ciye Vekili Tevfik Rüştü Beyin makalesini hâvi Anadolu Ajansının telgrafmı« Müstakil Türkiyenin Zaferi» başlığı altında neşreylemektedir. 10 temmuz inkilâbmı sahte, gayritabiî ve gayrimiUî bir hareket addeden Sadri Etlıem Bey, evvelki gün bana verdiği cevapta, kendisi için kullandığım Usandan şikâyetle yazısına başlıyor v# diyor ki: «Yazi ile yapılan tecavüze tecavOzle cevap vermek benim şianm değildir. Kendimi mümkün olduğu kadar bu O* • manh aderînden kurtarmağa çalı şıyorum.> ve «Şahsıma aft olan meseleleri bizzat Peyami Sefa Beyefendi ile karsı karşrya konuşacağım.» Sadriden bahseden yanmda kendisi hakkmda şu tabirleri kullan mıştım: «Bizfm Sadricik bermutat zoraki bir tesbih ve istiare san'atile... Hürriyete veristirip dunıyor du.>, «kulaktan kapm a bazı tabrr Ierden ve iddialardan başka hiçbir ilmî teze dayanmadan kalem yü • rüttüğünü bildiğim bu sevhnli ar kadaş> Tecavfi* veya Osmaniihk bu satırlann neresindedir? Bilâkis, bana karşi pek samimî senli benll olduğu halde, makalesinde her îsmim geçtikçe «Peyami Sefa Beyefendi» de mek suretile bu arkadaş, sahte bhOsmanlı nezaketi, bir Enderun b«yi lisanı kullanmış ve iğflip redmgo tunun kuyruğunu salliyarak, Snflnt! ilikliyerek, yerden selftm vererek konusmuş oluyor. Ben bu «beyefendi» gîbl tabrrlerm dilimize Osmanlı tnuaşeretfnden bulasmış olduğunu daha geçenlerde, bu tütunda yasmıştım. Müdafaa ettiğim bir fikrin zaferi Afyon Karahisarında Afyon Karahisarda sekiz saniye de • irmi dört temmuz, Türkiye için uğurlu ve hayırlı bir gündür. Lozan sulhunun nnzalandığı gün. de, hayli zamandır kapalı olan hayırlı bir müessese, Zeynepkâmfl hastanesi de açddı. Zeynepkâmfl hastanesini kuran MısırF merhum prenses Zeynep H. efendi de haynlı bir kadındı, zevci Şurayi Devlet ve Ahkâm Adliye reisi merhum Kâmil Paşa da hayırlı bir insandı. Veznecilerde Darülfünun Fen fakühesi olan bina da Zeynep Hammm konağıdır. Pren . « ses Zeynep, Mısır valisi ve Hıdivi Meh« met Ali Paşanm kızı idi. Türkiyede birçok aile, hâlâ, onun Mısırda bıraktığî evkaftan maaş alarak geçinirler. Şimdi, Belediye tarafmdan tekrar açılan has . tane de, işte bu hayırperver prensesle zevcinin eseridtr. Italyan filosunun avdet seferî İtalya Macaristan münasebatı Tayyarelerden biri bozul Macar Başvekili Mösyö du. Inmeğe mecbur oldu! Musolini ile görüşüyor Nevyork 26 (A.A.) Balbonun bütün filosu Şediaka inmtstir. Şediak 26 (A.A.) Jeneral Balbonun idaresindeki Italyan hava filosu Ternöv ve Soal Harbura git. mek üzere Amerika saati ile yediyi kırk geçe Şediaktan havalanmıştir. Filo Şoal Harbura geldikten sonra Avrupaya dönü* yolunu kararlaş tıracaktır. Nevyork 26 (A.A.) Jeneral Balbonun idaresindeki hava filosuna dahîl deniz tayvarelerinden biri Prince Edouard adasında Capet • raverse civarında denize inmeğe mecbur olmustur. Tayyare ve için«fekilere hiçbirşey olmaımştrr. Roma 26 (A.A.) Macar Baş . vekili M. GömbS» yanmda Hariclye Nazın M. Kanya bulunduğu halde buraya gelmiş ve istasyonda M. Musolinî tarafmdan karş:lanmıştir. Roma 26 (A.A.) M. Musolini Macar Batvekili M. Gbmbös ile Macar Hariciye Nazın M. Kanyayı kabul etmiş ve uzun uzndıya görüşmüştür. M. Musolini Macar Basvekilile Hariciye Nazmn'n ziyaretlerini ia. de için bu akşam Macar murahhas heyetinin bulunduğu binaya gide • cektir. Diğer taraftan mütchassıslar a • rasında iktisadî mahiyette görüş . meler yapılacaktır. Simdiki halde yürütülen mütalealnr ttalyan ve Macar nazır'\n arasmdaki konuş • malarm hakikî manasını açıkçı anlatmağa müsait değıldir. Bununla" beraber siyasî nvahfiller bu görüs melerin en ehemmiyetli nokta«ınin İtalya ile Macaristan arasındaki münasebetlerden ibaret olduğu ftkrmdedir. Çünkü îtalvamn Macaristanla iktısadî bir yaklasma elde etır.eği istediği soylenmektedir. ttalyan mathuarı bu komışmalar hakkındaki vezılarda dörtler misakinm bugünkü meseleleri Macar Başvekilinm bundan onceki sevahati zamanında olduğundan çok müsait bir vaziyetie tetkike imkAn hâsıl ettiğini kaydetmektedir. Bilhassa Messagerv diyor ki: cDörtler misakı vaklaşma ve anlaşma hususunda müteaddit teşeb. büslere imkân vermek suretile beynelmilel aiyasî havayi cezrî bir surette değiştirmiştir.» Gazet del Popolo gazetesî de şu satırlan yazmıştır: «tki Başvekil dörtler misakınm doğurduğu beynelmilel yeni vaziyet itibarile hususî bir ehemmiyet kazanan ve müşterek menfaatle ilişiği olan bir takım meselelerin tetkikine başlamıştır.» Almanyada mühim bir kanun Hastalar ve deliler kısır yapılacaklar Yeni Bursa jandarma kumandanı Bursa 26 (Telefonla) Bursa ja darma kuraandanı, Şarkî Anadolu jandarma kumandanlığı mülhaklığma, Muş M'Iâyeti jandcrma knmandam Nurettin Bey d« Bursa jandarma kumap • danlığma tayin edilmijlerdîr. Hindistanda bir suikast Kalküta 26 (A.A.) Kalküta ile Faridbur demiryolu arasrada Bengale valisi Sir John Andersonu götüren trenîn geçeceği sırada bir bomba patlamtstır. ölen yoktur, rarar ehemtniyetli • dir. Amerikada işsizlere iş Vaşington 26 (A.A.) M. Jo mfon on binden fazla patronun M. Ruzveltm iktısat programına müzaheret va dinde bulunduklarmı beyan etmistir. M. Johnson bu suretle 1 eylulden evvel beş altı milvon işsize iş tedarik edileceği mütaleasında bulunmuştur. Muhtelif sanayi şubeleri tarafmdan verilmiş olan sanayi kanun lâyihalan Riyaseticumhur dairesine gelmiştir. Nafıa Vekili Adanada Adana 2 6 (A.A.) Nafıa Vekili Hilmi Bey bugünkü trenle Malatyadan sehrimize gelmiştir. tstasyonda Bele • diye reisi, Fırka Reisi, Vali, Kumandan halk tarafmdan kalrşılanmıştif. Vekfl fcey Belediye reisi Turhan Cemal Be • yin evmde misafirdir. Vekfl bey, öğ • leden sonra vilâyeti, Halk Fırkasmı, ku' mandanlığı, Belediyeyi, ziyaret etmiş ve bazı hususî ziyaretleri kabul etmistir. Vekfl Bey şerefine vali konağmda bğ • leyin, Belediye tarafmdan da gene bu akşam Belediye bahçesmde akşam ziya feti verilmiştir. Vekil Bey perşembe gii' nii Mersine hareket edecektir. Yeni bir denizaltı gemisi Tarante 26 (A.A.) Smeraldo denizaltı gemisi büyük bir kalabahk huzurunda denize indirilmiştir. Rusyada bir idam kararı Moskova 26 (A.A.) Divanı hap, geçenlerde İaroslavlde bat mıs olan salopenin kaptanı Andrivî idama mahkum etmistir. Diğer maznunlar muhtelif hapis cezalanna mahkum olmuşlardır. Yazılanmı takip eden muhterem ka. rflerim hatırlarlar ki birkaç sene evvel, csanatoryom mu, konservatuvar mı?» diye bir mücadele açmıstım. Allah rahmet eylesin, veremden ölen zavalli mes'ul müdürâmüz Agâhın da yardımL le Belediyeye karşı yaptığnnız bu mü cadelede muvaffakiyetin nihayet bizde kalmış olduğunu, Zeynep Kâmil has» tkinci iddianın kıymeti ı Bir potanesinin açılması münasebetile hatn* « Ihika gösterişi olan 10 temmuz haladtm ve aziz karilerhne de hatırlatmak rekerl Türk milletinin hayatına hiçbtedim. bir şey ilâve etmemişse Gazi Tür Üç sene evvel, muhterem Belediye kiyesi onun bayrammı niçin yapı • reisimiz, her nedense bir musfld sev yor? Devahniçin tatil ediliyor? dasma tutulmus, lstanbulda muhtesem Hürriyet namına niçin birşey kazabir konservatuvar binası yapmağa kalkîf* nılmamışhr? Mesrutiyet senelerinde Mevzuuntuza gelelhn. Sadri Etem ti. Ben diyordum ki musikiden konservt* saray ve onun istibdadı aleyhine yaBev üç iddiada bulunuyor: tuvar binasmdan evvel sıhhat ve sanapılmadık hareket ve yazıimadık ya1 10 temmuT mkılâbı Fransa Berlin 26 (A.A.) Havas ajan • toryom lâzımdrr. Konservatuvar, bîna întilâlf gibi bir sınıf mücadelest maH n mı kalmıstır? Osmanlı hanedanı sından: Ayın 14 ünde yapılan na • 3e kaim bir müessese değildir. Herhan. nın en şevketll ve en dehşetlisi Absulü olmad'^ı içm mkılftp sayiimaz. zırlar toplantısmda dün neşredfl gi bir binada konservatuvar açuabüir, dül hamlt tahtından indirilmiş ve a10 tenunuı înkılabı aynen Sadri Emiş olan kısır yapılacaklar hakkın • ve san'atkâr yetistirilebilir. Buna har •* tem Beyin tabirlerile «Osmanli tm • leyhinde herşey soylenmiştir. Hür daki kanun kabul edilmiştir. canacak para fle ya bir verem sanator. j paratorluğunu korumak için sarayin riyetin bircok nimetlerini mkâr et • yomu yapılmah, yahut ta mevcut bhw< Kanuna göre aptallık, Schizop • s*k bile, halkın saraya karşı nefre ve ona istinat eden politflcaeılann lardan birinde açılmalıdır. Muhittm Behrenie, sar'a, sarsaklık, cinneti miltmin bu ifadesi ve bu galebesi bir ve dlplomatlann hareketidir.» yefendi, önceleri konservatuvar yaptırterakkiye, körlük, sağırlık ve vücut kazanç değil midir? örfî idarelere 2 Bir «politika gösterişi» olan mak fikrinde ısrar etti, fakat bereket sakatlığı hastahklarile malul olan gelince, 31 mart, Trablus, Balkan bu hareket Türk mrlletmm haya • versin ki musiki askı çabuk gecti, Cer « erkek ve kadınlar hastalıklan îrsî harpleri, büyük muharebe gibi müttına hiçbir »ey ilâve etmemisth. rahpaşa hastanesinin yeni kısmında bir veyahut ağır bir ş«kilde is« kısır ehiş maceralar ve içeriden, dışandan Hürriyet namına kazanılmıs bir da • verem paviyonu açttrdı, Erenköyünde diieceklerdir. yüz bin tenlikeye maruz memleketva da sayılmaz. Gene Sadri Beym bir verem sanatoryomu açhrdı, skndl te normai vaziyetin muhafazasi koKanun bircok kimselerm kendi tabiriie «çünkü bütün mesrutiyet Zeynep Kâmil hastanesini de açtnrdu lay mıydı? Hem de bangi inkılâp liklerinden kısır olmaği istiyecek • senelerinde hürriyet diye 8rft idare Konservatuvar da tıpkı benim iddia «U lerini tahmin ettiğinden, bu hastatanıdık. Cemal Paşamn sakah, En • • meselâ Fransız ihtilâli • üç bes setiğim gibi Beyoğlunda bir binaya nak ne içinde hedefine vasıl olmustur? lıklardan birisile malul olanlann bu ver Pasanın kilıcı parlamento de • ledfldi. Görüyorsunuz ki ikmci iddianın vadide müracaatte bulunabilecek • mekti.» Elbette bu sanatoryom ve hastane * da kıymeti bir kelimeden ibarettrr: lerini tasrih etmektedir. Mahkeme 3 Yeni Türkiyenin Osmanh lerin açılması şerefi, Muhittin BeyefenSaçma! bu taleplere verilecek oevapları testmparatorluğile hiçbir alâkası yokdiye aittir. Çünkü bizim ekseriya, bof bit edecektir. Bu «irsiyet» mahke Uçüncü iddianın kıymeti: Yeni tur. Yunanlılar ve Buigarlar o dev> yere «azimkârlık» diye alkışladığımız mesi, reis olarak bir hâkim ile irsf Türkiyenin Osmanlı tmparatorluğu lete nekadar uzaksa biz de o kadar «inat» a kapılarak evvelâ konservatu. fizyolojî kanunlan mütehassısı ve ile hiçbir tarih bağı yoksa ve biz o yabancıyız. Gene Sadri Bey aynen van yaptırabflirdi. Ben de, beş on yazi tahlîf edilmis bir doktordan müte • devlete Yunanlılar, Sırplar, Bulgardiyor ki: «Tiirkiye Cumhuriyeti Osdaha yazdıktan sonra emrivald karsı <•< şekkil olacaktır. lar kadar yabancı isek, demek ki manlı devletmden bir ihtilâlle ay • smda nihayet susar, arasıra, fırsat buh Mahkemenin tahkikat emredebilbir Osmanlı barbi olan Çanakkale nlmıştır. Nasıl bircok miHetler Os dukça bir çekiç daha vururdum. Fakat^' mek üzere hususî salâhiyeti olacakbize ait bir zafer değildir. Şehitle manh tmparatorhığıma isyan ede • bir tarafta, konservatuvar binasmda tetır. rini niçin ziyarete gidiyoruz? Ma • norlarla sopranolann, kemanlarla vi « rek millî hekiannı almıslarsa, Türk • demki Osmanlı devleti ile hiçbir amilleti de, kendisini yabancı milletMütehassis doktor şehadet etmeyolonsellerin ahengi birbirne karısır . lâkamız yoktur ve bizim tarihimiz lere karşı müstemleke yapmak istiğe mecbur ve meslek esran kaydinken •anatoryomsuzluktan, hastanesiz « 24 temmuzdan başlıyor, o halde yen Osmanlı tmparatorluğuna avni den hariç tutulacaktır. Temyiz mahlikten ölen zavalhlann enmleri de yü « Çanakkalede olen Osmanlı şehitleri şekilde isvan etmiş ve bir ihtilâlle kemesi kat'î karar verecektir. reklerimizi yakmakta devam ederdi. bize orada ölen Ingiliz kadar uzakkendisini Osmanlı devletinden kur • 18 yaşmdan aşağı olan sağıriar Hisli ve makul bir insan sıfatfle Muhit tır: yahut ta 1 4 53 te tstanbulu alan tarmiştir.» Sadri Etem Beye göre tm Bey, zevkinin sesmi susturdu, vicda. ailelerinin talebi üzerine, kendi muFatih Sultan Mehmetle 1918 de tsbizim tarihimiz 24 temmuzdan, yanmın sesmi dinledi, evvelâ hastalari vafakatieri olmasa bile kısır yaptı . tanbula gelen Mareşal Franşe Desni Lozan sulhurdan başlar. Ondan kurtarmağı, sonra opera dinlemeği münlabileceklerdîr. pere arasında hiçbir fark yoktur, evvelki Türkiye tmparatoriuğu i!e nasip gördü. j Amelp*şıt masraflan devletin hasöyle mî? hiçbir mürasebetimiz yoktur. Sadri tahklar için koyduğu bütçeden ödeOnun içindir, ki müdafaa ettiğim fîk. Etem Bey bu iddiayı o kadar cesaretLozan Türk tarîhinde pek şerefli necektir. rin zaferinden büyük bir iftfhar duy ^ le söyliyebilmiş ki makalesinm çift bir merhaledir; büyük bir devrin «Conti? ajansı bu hususta bir izahmakla beraber, bu zaferin şerefi, ona sütun ve 36 pun'uluk büyük başlığı başlangıcıdır; fakat bh «re'si tarih» name nesretmektedir. Ajans, »Kısır tahakkuk ettiren Belediye reisimize ait şudur: «Bİ7İm tarîh 24 tenrrıuzdan değildir. Bizim tarihimiz on yıl evvel yapmak> ile «Hadim etmek» arasınolduğunu söylüyor, kendisini tebrik ve başlıyor.» Lozanda değil, binlerce yıl evvel daki farkı gözetmek icap ettiğini teşekküre lâyık görüyorum. Orta Asyada başlamıştır! yazıyor. Birinci iddiamn kıymeti: 10 temCumhuriyet inkılâbı bir süzgeç Kısır yapmak ameliyesi erkek ve muz hareketi, büyük Fransız thti • tir* Osmanlı tmparatorluğunun tekadın için, zararsır bir amelivedîr. lâli gibi sınıf mücadelesinin mah • fessüh eden maddelerini, saray hâsulü olmadığı için inkılâp sayılmazAjansı Conti şunu ilâve ediyor: lerînde teşhh* etsin; hem de bir mukimiyetini ve istibdadmı eleyerek, sa, dünyanm bircok inkılâplan, hat«Bu kanun ile Almanya, ırkm beallim olsun, mekteplerde bu zehiröz Türk milletinin hürriyetini, dilini ta bizim büyük cumhuriyet inkılâ • denî kıymetini yükseltmek ve tekâ ve tarihini süzmeğe başlamıştır. Böy lerini masum beyinlere şirraga etsin. bımız da inkılâp sayılmaz. Çünkü müî ettirmek hususundaki iradesini le değilse, biz mazisi, tarihi seyri olBen bunlann okuyuculanna acıbiz resmen sınıf mücadelesini red • mıyan, gökten înme bir millet miyiz? mam; göstermiş oluyor. Mesele bir tecrü • çünkü okumak ihtiyaridir. Fa^ dediyoruz ve inkılâbımızin böyle bir kat yandığım birşey varsa bu gibi . Görüyorsunuz ki bu iddianın kıybeden ibaret değildir. Zira mecburl mücadele ile alâkası olmadığını lerin ayni zamanda muallim olma meti de iki kelimeden ibarettir: Saç muanzlarımızin sıkışhkça önümü • kısır yapmak tneselesi bircok dev larıdır. Talebemiz için bu hezeyanmanın saçmasi! ze çıkardıkları C. H. F. proğramla letler tarafmdan düşünülmüş ve bu lan dmlcmemek ihtiyarî değildir. Bir fizikçi tasavvur edmîz ki su nna kadar • her yerde ilân etmiş buhususia bircok tecrübeler yapılmıs • Yarın Selâmî Izzet ve arkadaş buharınm sudan basıl olmadığım, lunuyoruz. Esasen muasır bilgiler hr.> larına da bir cevap vermeden evvel, sui generis yani kendi kendine ait tarafmdan muhtelif tenkitlere ve Conti Ajansı,' bir kânunusani 1934 tefshlere maruz kalan bu «sınıf» kebir maddft telâkki edilmek lâzım çel bugün, bu ayarda matbuat ve maarif mensuplan karşısında duyduğum' diğini iddiaya kalksm ve bu âlim den evvel «Sadiste» katillerin hadım Hmesi, mııanzımızın lugatında al büyük ve samimî teessürü yeniden taslağı, hem bir muharrir olsun, kaedilmesi hususunda bir kanun çıkadığı mana kadar basit değildir. ilân ederim. PEYAMİ SAFA ba ve kara cehaletini gazete sahifeHer inkılâp millî ve tarihî sartlara nlacağmı da bildiriyor. ağzımdan gayriihtiyari onun söylemek istediğini anladığımı anlatmak için çıkıyor. Yüzü tekallüs ederek soruyor: , Peki nasıl bu kadar eminsin? hâkim değilim. Karşundakilerin kuvveti altında haraket ediyor. Ne isterlerse onu yapıyorum. Başım yavasça önüme düşüyor, bir zaman konuşmadan duruyoruz. Lâkırdıya gene Talha başlıyor. Başımı kaldırarak baknyorum. Yüzü Niçin cevap vermiyorsun? dedünkünden daha soluk, daha me mek doğru değil... yus.. Sesi adeta uzaktan, derinden gelfr gibi hafif.. Söyle Meral doğru değil mi? Kimsenin bilmediği bir şeyi sen na Yanlış olduğunu ümit etmiş sıl biliyorsun?. Sakın bu, bir evham tim diye başlıyor. Ve düşünerek kedan ibaret olmasm? sik kesik devam ediyor. Babam bir cani değil, istiyerek hiçbir şey yap Hayır. mamiş, o da aşkm elinde oynamış bir Peki nasıl biliyorsun? Gördüm? j zavalli, fakat, senin için o, babanın katilidir. Senden af talep edemiye Nasıl gördün, anlat. Anlat.. ceğim. Çünkü, bunun imkânsızh • Gitgide yanaşıyor, gözlerini gözğını anlı yorum. Yalnız sana vade lerime dikiyoor, nefesini yüzümde diyorum. Bundan sonra hiçbir za hissediyorum. Mütemadiyen anlat diyor anlat.. Rüyada gibi anlatıyo • man beni görerek rahatsız olmıya caksın.. rum. Herşeyi, bütün bildiklerimi anlatıyorum.. Sendeliyerek gerile • Sürüklenen adımlarla uzaklaşı yor. Birden aklım başıma geliyor. yor. Olduğum yerde kahyorum. YaGene söylediklerime pişman oluyo • vaş yavaş gözümün önünde karan • rum, fakat imkânsız bugün kendime hk olmağa, kıvılcımlar uçuşmaya, çardak yerinden oynıyarak dönmeğe başlıyor. Kollarım gevşiyor, yanlarrnıa düşüyor, arkamdaki ağaca dayanıyorum.. Bir ayak patırdısı.. Şen bir kahkaha.. Doğruluyorum. Vahap gülerek soruyor. Ne o Meral? Böyle yalnız başına kediler gibi güneşleniyor musun? Yaramaz dün gece beni nekadar... Daha fazla dinlemiyorum.. Kelimeler uğuldıya uğuldıya uzaklaşıyor, son bir gayretle kendimi topluyor, etrafıma bakmadan koşuyorum. Ayni günün akşamı.. Saatlerdenberi odamda bir deli gibi dolaşıyorum.. Kulaklanmda hep onun son sözleri çınlıyor. « Bundan sonra beni görerek hiçbir zaman rahatsız olmıyacak sin» Bu ne demek?.. Onu nasıl bir daha göremiyeceğim. Başka bir memle kete mi gidecek?. O halde gene bir gün karşılaşamaz mıyız? Peki, niçin böyle söyledi? Ne demek istedi? Saatler geçtikçe, hava karardıkça beynim kanşıyor, sinir lerim geriliyor. Sayıklar gibi kendî kendime söyleniyorum. Nasıl olurîj tmkânsız!. Nereye gidebilir?. Ba < * basma mı söyliyecek?. Hayır, bunu yapmaz. Demek babası burada k L a« lacak.. ^ O halde kendi nereye gide * cek?. Gitse de bir gün tabiî buraya^j babasının yanma dönecek.. Hay Bir daha onu göremiyeceğim. Talha) sözünden dönmez.. Peki nasıl?.. Bnj den akhma masal geliyor.. Bir g bana anlattığı masal: GülümsiyereHj «hayatta mesut olmalı, yoksa yaşa< mak çok saçma olur» diyişini görü» gibi oluyor. Acı bir f eryadı bastır «s mak için ağzıma tıkadığım vum j ruğu bütün kuvvetknle ısırıyoru..ı. Acıyan elim gözlerimde, alnımdaii dolaşırken darlasan boğazımı yır tan bir ses kulaklanmda boğuk bo *, ğuk inliyor. Ya bunu yaparsa.. Ysij yaparsa?. Mabadi oar Büyük hikâye: 32 Yazan: Perihan ömer liölge Çiçeği Göz kapaklarım gene kapanıyor. füzümde gene o tatlı sıcaklık ben bütün ömrümde güneşten kaçmıştım.. Halbuki insam ne hoş bir ok sayışı varmış.. Bir yanağımda ha raret fazlalaşınca ötekini çevirerek epey bir zaman oturuyorum. Lâkin yanaklarım zevk alırken beynim ağnmakta devam ediyor. Silkinerek kalkıyorum. Bir iki adım ilerliyor, bird'en muralıyorum, Talha!... Bahçe kapısından giriyor. O da beni görünce saşınyor. Birkaç saniye duralıyor. Sonra ağır ağır bana doğru geliyor, önümde duruyor, ayağı nın ucile ufak çakıl taşlarmı itiş • tirerek kesik bir sesle soruyor: Meral, seni son defa rahatsız edeceğim. Benimle bir iki kelime konuşur musun? Beynimin ağrısile beraber işleme kuvveti de bir an duruyor. Ne söylediğimin pek farkına varmadan kekeliyorum.. Peki. Dün, sen bana bazı şeyler söyIedin.. Bu sözler beni çok düşün • dürdü. Söylediklerinden etnin mi sin? Hangi söylediklerim?.. Babanın Ha.. Evet.. Evet mi? Bu evet mi sözü ağzından öyle acı bir sesle çıkıyor ki birden şaşı nyorum. Ha evet, demekle onun sualine cevap vermiş oldugumu anlı yorum. Halbukî bu sözler benim

Bu sayıdan diğer sayfalar: