~ Camhuriyef SON TELGRAFLAP Bana kalırsa J Bir tasvir kaşısında vvelki gün Cumhuriyette oku • muf olacağınız bir muhabir mektubunun kısa bir parçasını buraya almama izin veriniz. lpsala muhabirimiz, mensup olduğu kazayı re ali»t ve müstehzi bir kalemle, şoylece tasvire girişmiştir: «tpsala, ufak bir tepe kuytusuna ku rubnuş 14 bin nüfustan ibaret küçük bh kazadiT. Evleri umumiyetle k«pıçten ve sazdan'dır. İçinde ve dısında muntazam yolu yoktur. Sokaklan toz. çamuT ve gübrelerle doludur. ıçerisinde be« bakkak iki ahçısı. iki kasabı, bir sürü de kahvesi vardır. «Kasap, eti rasgeldiği yerde keser; dükkân önünde toz, toprak içinde sa tar; ahçılarında bir kaptan fazla yemek bulmak ve bulundugu takdiTde de ye mek mıimkün degildir. Tavanlan hasırdan olan bu dükkânlaıda. dumanlann yükselmesile harekete gelen örümcek ağlarının uçuşunu »evretmek actubi seb ai âleme ilâve edilecek şeylerdendir » Gene muhabirimiztn temin ettiğine gÖre bu kazada eczacı yok, doktor yok, üstelik sıtmayı hastalıklann panzehiri sananlar da pek çoktur. Bu tasvir karşısında nikbin bir Cumhuriyet muharriri şu satırlan yazabilir: «Hayret etmiyelim. Imparatorluk Tür ' kiyesi bize tas taş üstünde kalmamış yıkık bir memleket bıraktı. On sene var ki yeni rejim, bu viran Türkiyeyi imara çalışıyor. Altı bucuk asuda yıkhmıs bir memleket altı buçuk senede yapılamaz. Fakat tpsalaya kerpiç yerine be ton, çamur yerine asfalt, sıtma yerine sıhhat gireceği gün uzak degildir. Nitekim o kazanın bugünkü kaymakamı, tpsalanm riiyasını uyuklıyan bir beyin den bayata çık*rm«k için olanca ener • jisile uğraşıyor.» Bedbm bir Cumhuriyet muharriri de şu satvlan yazabilir: «Bulnar lâf. Bir memleket lâfla imar edilmez. On sene var ki Türkün kulagı yaln» bol vait • lerle dolmuştur. lpsala kaymakamı bugün iyi çahşıyorsa, on yıldnr kaza böyle bir adamdan niçm mahrum bvakılnuftır? Ya böyle kıymetli bir memur bu • lunmasaydı n* olacaktı? Eski devirlerde de bazı kıymetli valiler, mutasar • rrflar girdikleri yeri imar etmişlerdi. Bunlar tesadüftür. Metodu olan bir rejim, mukadderatHM tesadüfe bfraka • maz.» Dörtler misakının vereceği neticeler İtalya Başvekili M. Musolininin Fransîz ve Alman Başvekillerine gönderdiği telgraflar Paris 17 (A.A.) Havas ajansı bildiriyor: M. Daladiyer diin M. Musoliniden şu telgrafı slmıştır: «Dörtler misakmın îmzası münasebetile hakkımda söylemiş oiduğnnuz nazik sözierden dolayı teşekkür etmekle bahtiyanm. Fransa hükumetinin ve bilhassa zah âlnizin göstermiş oiduğunuz s&mimî ve dostane teşriki mesai geniş bir anlasma zihniyefaie yapılan müza kerelerin muvaffakiyeti ve misakın tedricen halletmeğe çalısacağı meseleler içtn çok kıymetli olmuştur. Roroa misaki neticelerinin doğuracağı iki memleketm dostluğu ve daha umumî bir şumulü haiz feyizfi bir tesriki mesai hakkmdaki düsüncelerinize tamamen istrrak ediyorum.» Roma 17 (A.A.) Başvekil Hitlerin telgrafma M. Musolini şöyle cevap verdi: « Dörtler misakının imzalanması munasebetile hakkımda söylemiş ol • duğunuz dostane sıfatlara teşekkür e • derken, hararetli müzakerelerin mes'ut bir neticeye varmasmda, teşebbüsümün gayelerini anlayış hususunda zatı ali • nizin ihatasile Almanyanrn teşriki mesaîsinfn esash sebeplerden birini teşkil ettigini teyit etmekle bahtiyanm. tki devlet arasında mevcut dostane münasebetler 4 devlet arasmdaki Roma misakımn meydana getirdiği teşriki mesai havası içinde tekâmüle yeniden vesile bulacakhr.» İspanya ile siyasî ve iktısadî münasebatımız Diin akşam Ankaraya giden Madrit sefirimizin verdiği şayanı dijdcat izahat Birkaç gün evvel şehrimize gelen Madrit sefiri ve Muhtelit Mübadele Komisyonu Türk murahhas heyeti reisi Şevki Bey dün akşamki trenle Ankaraya gitmiştir. Sevki Bey hareketinden evvel ken disile görüsen bir muharririmize şu beyanatta bulunmuştur: « tspanya ile olan siyasî münasebatımız çok dostanedir. Arada halle dilmeğe muhtaç hiçbir mesele yoktur. Yalnıı geçen sene yapılan muvakkat ticaret mukavelesinden evvel iki hükumet arasında zuhur eden bir noktai nazar farki dolayisile bazı Türk tüccar • lanna ait 5 6 mtlyon franklık meblâğa İspanya hükumeti tarafından vazıyet edilmişti. Orada bulunduğum müddet zarfmda bu mesele ile alikadar oldum. Cereyan eden müzakerat neticesinde Türk tüccarlarma ah bu para kendilerine iade edilmege başlanmışbr. Ba dema Türlf'vp^en lsoanyaya vâki olacak ihracatın hiçbir kavit ve memnuiyete tâbi tuiulmaması takarrur etmistir. Hâlen tspanya bizden yumtırta, pamuk. kereste almakta ve buna mukabil bize baslıca pamuklu mensucat satmaktadır. tspanvadan son zamanlarda elektrik cihazi fabrikalan yapıldıktan sonra îspanyoüar memleketimize elektrige mütea?lik alât ve mevat ta göndermeğe başlanuşlardır. Yazm burada kalarak komisyon iş* lerile meşgul olmak üzere tstanbula geldim. Bu akşam Anakraya giderek Başvekil tsmet Pasa Hazreterini ve Hari ciye Vekilini ziyaret edecek, kendilerine tspanya ile olan münasebatmuz ve Muh tHEM NAL1NA MIHINA Belediye bir vazifesini yapıyor Maten diyor ki... Paris 17 (A.A.) Maten gazete • si, 4 ler misakının hazırlanmasındaki yardımından dolayı M. Musolininin Frapsıı Başvekiline gönderdiği telgrafı mevruu bahsederek diyor ki: « M. Musolini Fransa Başveki • lini tebrik ederken misakın akti keyfi • yetinin neticesi olarak Fransız • ttalyan munasebatmda husule gelen salaha ve ik' memleket arasında daha umumî ve şümullü ikinci bir teşriki mesai imkânma açıktan açığa telmih etmektedir. Bununla beraber bu sözleri ttalya • ntn misak haricinde Fransa ile siyasî mahiyette doğrudan doğruya bir itilâf aktetmek arzusunda olduğu manasmı çıkarmak dogru değildir.» Madrit tefirimiz Şevki Bey telit Mübadele Komisyonuna ait işler hakkında izahat vereceğim. Muhtelit komisyondaki işlerin bitirilmesi için çahşılmakatdır. Bütün işlerin ne zaman bitecegi hakkında kat'î bir • şey söylenemezse de yakında ikmal e dileceği muhakkaktır. Garbî Trakyada 150 bm tngiüz 1i rasınm tevziatına ait işler tamamen ikmal edilmiştir. Gömülcüne Tâli Mübadele Komisyonu hâlen bu husustaki mukavelenm beşinci ve yedinci maddelermde yazılı (bilftU vazıülyet olanlann hakkı) meselesmi intaç etmeğe çalış • maktadır.» «MNummııııllllllUIIIUIIIUIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIHHUIIIIIII Londra Konferansmda Hitlerin yeni Bir nutku Mübadele işleri Şeker mselesi işinck , «İmanımız bayrağımızm < yeni safhalar üzerinde yazılıdır!» Londra 17 (A. A.) Konseyin raporunda mevcut dünya şeker istihsalâtımn tanzimi için mevcut tavsiyesî bugün istihsalâtın tanzimi ve sürümü tâli komisyona verildi. Konsey bir miktar şeker istihsal eden ve ihtiyacına kâfi gelmek ü zere büyük* miktarda şeker hhalârı yapan memleketlerin, isithsalâtını bugünkü,.,$eviyede tutarak ithalâtı azaltmaği' temin ermesini,* " Bütün. îhtiyaclarını tatmîn edecek sekeri yapan ve bazan da ihracat yapan memleketlerin îhraeat yap mamağı taahhüt etmelerini, Ve mevcut beynelmilel şeker anlaşmasına iştirak etmiyen devlet lerin ibracatlarını bugünkü seviveden çıkartmamağı taahhüt etmelerini tavsiye ediyor. Laypzig 17 (A.A.) Başvekil Hitler bir nutuk söyledi ve ezcümle dodi ki: « tnkılâbımız mucizedir. BeDci şimdiye kadar yapılmı» olan inkılâplann en iyi organize edilenidir. Fikirlerimn ve inanışlanmız hemen bugünden yanna tahakkuk edemez. Asırlarca terbiyeniıj ve batıl itikatUnn kökleşirdiğini yıkmak güçtür. Fakat imanımız bayraklanmı • Realist bir Cumhuriyet muharriri ise zın üzerinde yazıhdır, milletm bu fikirşu satvları yazabilir: «Evet, biz impa • de yetismesi ve yükselmesi için çahsa • ralorluğun bakımsız bıraktığı topraklan cağiz.» on senede imar etmiş olamazdık. Harp] lerden ve uStilâllerden çıkmış bir milletiz. Çalışıyon». Herşeyi yoktan var edemeyiz. On sene içinde bu harabe lerin icfnden mamur bh Amerika cık Sofya 17 (A.A.) Bulgar Baş. masmı bekliyen hayalperest bedbinler vekili M. Muşanof evvelce de yap • cesaretimızi lnrmasınlar. Fakat, insaf, mis olduğu gibi eski başvekil ve hagene bu on senedenberi şu kazacığa riciye nazırlarile bütün fırkaların bir doktor, bir eczacı yamagı, beş on mümessillerini davet ederek Bulgapaket kinin ve iki ahçı dükkâmnın ta Japonlann bir teklifi ristanm bevnelmilel vaziyetini anlatvanındaki örümcek ağlannı alacak bir Londra 17 (A.A.) Japon mumış ve fikirlerini sormuştur. Başvetavan süporgesi gönderemednc mi? tnrahhası dolayisile himaye usulü mekil bu toplanti hakkında Bulgar asan, yurdun birçok taraflarmda, böyle selesi hakkmda tetk'kat yanan tâli jansma su beyanatta bulunmuştur: kaç tpsala daha bulunduğunu düsün komisyona menşe markalan hakktn« Bütün fırkaların mümessil • dSkçe arada bir ümitsizliğe düşse ye • da bazı mütalealar teklif etnv?tir. leri müzakereye geidiler. Bulgarisridir. Kusura bakmıyahm. Bedbinleri Bu teklife göre Japon murahhas tanın büyük ve umumî menfaatle • sustarmak^ansa onlan söyletmek ve ce< neyeti ticaret esvası üzerinde bunrine herkesin candan sahip oldufruvaplarmt vermek gerek. Bu cevap bir ların nereden çıkıp geldiğinin gösnu memnuniyetle gördüm. Serdolukelimeden îbarettir: tş!» terilmesi mecburîyetinin beynelmilel nan mütalealar hükumetin takip eEğer, muhabirimizin pek methettiği decegî sîyaset hususunda cok kiy • ticarete mühim bir engel olacağı yeni cevval tpsala kaymakamı, bedbinmetli bir yardim olmuştur.» mütaleasındadır. Bu mecburiye • lere bu kısa cevabı yetistirmekte acele tin neticesi satışlarm ecnebi ticaret ederse ve memleketm öteki Ipsalaları eşyasının zararına olarak ehemmi • da bundan geri kalmazlarsa ümit, siyaSimla 17 (A.A.) Hindistari uyetlî sirrette azalması şeklinde te • mum valisi, Gandiye verdiği cevapta: st edebiyattn boş bir sözu olmaktan çıkar, en meyus kalplere bile girer. celli edebilir. «İtaatsizlik hareketinin durması için doğrusu bu. hükumetin müzakereye girişemiyeceğini PEYAMt SAFA cünkü bu hareketin kanunsuz olduğuBerlin 17 (A.A.) Yeni Reyiam nu« bildirmiştir. kanunu, parlâmento usulünün kaldınlmasmdan sonra, mühim meselelerde halBerlin 17 (A.A.) Wolff ajansi km reyini almağı istihdaf eden eeki cer Sarrebrük 17 (A.A.) Nolks bildiriyor: men an'anesini yeni bir sekilde ihya Silâhlan azaltma konferansı reisi M. rrime gazetesinin verdiği bir lıabere etmek fikrinden doğmuştur. Bu kanun göre Alman hükumeti Rayiştağ Henderson, bu sabah Berlme gelmiş, mucibince hükumet tasavvur ettiği şu istasyonda tngilir elçismm mümessfli ile meclisini yakmakla zan altına alı veya bu tedbiri tasvip edip etmediğini nanlann müdafaası isinin ecnebi konferanstaki Alman basmurahhası M. millete »orabilecektir. Karar reyiama avııkatlan tarafından deruhde edilNadolni tarafından karşılanmıştır. istirak edenlerin ekseriyet reyile veri mesini kabul etmediginden bu iş için M. Henderson, bugün sabahleym Ha lecektir. Binaenaleyh Weimar kanunu eSarre avukatlarile müzakere yapılriciye Nazın Baron Von Nörathı ziyaret sasisinin mümkün kıldığı Ballotajı bunmaktadır. etmistir. dan böyle tatbik etmek kabil degildir. Yeni bir rekor Pesinde! Yeni Gümüş Paralar hazırlaniyor Tayyareci Post Mosko Evvelce yapılan tebliga tm tatbikına başlandı! vaya vâsıl oldu.» Berlin 17 (A.A.) Tayyare ile sekiz gün, 15 saat ve 51 dakikalık devriâlem rekorunu elde tutan, ve bu rekorunu kırmak için cumartesi sabahı 10,15 te Nevyorkian uçan tayyareci Post dün saat 12,30 da Berlinde yere inmiş ve altı bin kilometroluk bu mesafeyi 25 saat 40 dakikada almıştır. Tayyareci vakit kavbetmemek için gazetecilerle görüşmemiş ve iki bin kilo benzin ile 100 litre yağ aldıkta*! sonra 14,15 te Königsberge uçmuş ve geceyi geçirmek üzere orada saat 18,40 ta yere înmiştir. Kanigsberg 17 (A.A.) Volf ajansı bildiriyor: Vücudünde büyük bir yorgunluk duymasından ve havanın da fena lığmdan dolayı dün aksam Kön>a;sbergte yere inen tayyareci Post bu sabah saat 6,45 te şark istikametinde uçup gitmiştir. Moskova 17 (A.A.) Amerikan tayyareci Post bugün saat 14,20 de burada karaya inmiştir. Ankara 17 (A.A.) Yeni giîmus paralann darbma başlanılmak üzere buîunulduğundan kanunla muayyen müddetten sonra tedavülden menedilecek olan eski gümüş paralann halk elirde kalıp zararlannı mucip olmamak için bir mecidiyenm 37 kuruş hesabile devlet alacakianna mukabil kabulü Heyeti Vekilece takarrur etmiş ve key fiyet Reisicumhur Hazretlerinm vüksek tasviplerine iktiran eylemiştir. Bu hususta evvelce yapılmı» olan tebligah umumiyenin tatbikina baslanılması Maliye Vekâletince telgrafla malsandıklanna bildirilmistir. ünkü gazeteler, Belediyenm seb' ze ve yemise nerh koyacağını yazıyorlardı. Çünkü meyva ve sebze ticareti yapan kabzımallardan bazıları, bahçe ve bostan sahiplerine vadesiz ikrazatta bulunarak mahsulün idrakinden evvel bahçeleri kendi men faatlerine göre haraca kesmekte imiş ler. Bu yüzden meyva ve sebze fiatlan kontrolsuz kalmakta ve kabzımallar da bunlan diledikleri fiatlara satmakta iraişler. Halkı mutazarrır eden bu hale karşı Belediye yaş meyva ile sebzeye nerh koymağı kararlaştırmış... Bu haberi okuyunca Hay Allah razı olsun! dedim. Bu karardan benim gibi memnun olacaklar da pek çoktur, sanırım. Sebze ve meyva fiatlannın çok yüksek olduğuna ve bu işte ihtikâr yapıldıgına zerre kadar süphe yoktur, ama bu fiat yüksekliğinden ve ihtikârdan kabzunallar mi, yoksa perakendeciler mi mes'uldür, bilemem. Geçen gün Köpriide Adalar iskelesi ile Kadıköy iskelesi arasmdaki yemiş çilerden birine bir kayısı sordum: Yüz Vuruş, dedi. İki okka et fiatına bir okka kayısı olur mu hiç? Adi bir kırmın erik sordum: Otuz kuruş, dedi. Bütün fiatlarm hatın sayılır dere cede düştüğü bir zamanda yemiş ve sebzenin ates pahasına satılması hiç doğru degildir. Sonra hergün değisen fiatların bi linmesine de imkân ohnadığı için ye mişçilerle zerzavatçılar halkı fena halde aldatıyorlar. Eskiden Belediye sebze ve yemiş fiatlannı toptan ve perakende olarak hergün halka ilân eder.ii. Herkes te azçok bir fildr edinirdi. Belediye, sebze ve meyvaya azamî fiat koytnak ve bu fiatlan hergün ga zetelerle ilân etmekle şimdiye kadar, her nedense, yapmadığı bir vazifesini ifa etıniş ve halkın fahiş surette aldatılma$ına mfni olmus olacalrtır. Fazla paraya muhtaç olan işleri yapamıyan Belediyemiz, böyle parasu yapüabilecek işleri başanrsa halka karşı mecbur ol • duğu hizmetlerin bir kısmını yapmış olur. Bulgar Başvekib'nin beyanat 20 orta mektep Daha açılıyor 4 orta mektep te liseye tahvil ediliyor 6andin'n hareketi kamınsuzmuş Moskovadan hareket! Moskova 17 (A.A.) Tayyareci Post saat 17,12 de Moskovadan hareket etmistir. Litvanyalı tayyarecilerin akıbeti Almanyadaki kanun ingiliz Faşistleri Londra 17 (A.A.) Fasist tngiüs îttihadına mensup 1000 kisilik bir a'.ay, 5İyah gömleklerile Londra sokaklarımn başlıralarından geçmişlerdir. Gençler arasında 100 kadar kız da görülüyordu. Hiçbir hâdise olmamıstır. Ankara 17 (Telefonla) Bu sene 20 yerde yeniden orta mektep açılacak, 4 orta mektep te liseye tahvil edilecektir. Gerek lise, ge « rek orta mektepler için memleketin muhtelif birçok yerlerinden Vekâ « lete müracaatler yapılmakta ise de, Edirne 17 (A.A.) Birkaç gün denberi siddetli bir sıcak dalgası hü • bu taleplerin tervici bina vaziyeti, nüfusun kesafet derecesi ve mual küm fiirmektedir. Maamafih, mebzui limlerin bulunmaması gibi sebep yağmurlu havalardan sonra başhyan sılerle ancak önümüzdeki seneler kacaklar çiftçiyi çok memnun etmistir. bil olacaktır. Bu sene Kars, Yozgat, Pancar mahsulünün bu sene çok iyi Denizli ve Kütahya liselerile, Ay olacağı tahmin olunuyor. Koza mah sulü de iyidir, fiatlan 75 ile 130 ku • valık, Bartın, Osmaniye, Develü, Düzce, Simav, Elbüstan, îskilip, KarJ5 arasındadır. raman, Mardln, Zile, Edremit, Ho« pa, Akhisar, Gelibolu, Ünye, Bafra, Erbaa, Biga ve Niksar orta mek • Frankfort sur l'oder 17 (A.A.) teplerı açılacaktir. Volf ajansı bildiriyor: Edirnede fazla fakat yerinde sıcaklar! M. Henderson Berlindt Rayiştağı yakanların muhakemesi ingilterede hava manevraları Londra 17 (A.A.) 166 bombardıman tayyaresinm istirakile yapılan hava manevralanna dün aksam Birmingam mıntakasında baslanmıştır. Tııçkırıyorum.. Sonra gidişini düsünüyor. Belki artık gelmez diyorum. O zaman içimde balkona koşmak onu çağırmak arzusu canlanıyor. Daha sonra onu bir daha görmiyeceğime kendi kendime yemin ediyorum. tnsanlar yalnız birbirlerini değil, kendi düşüncelerini de kendi istediklerini de anlıyamıyorlar.. Kendilerini de avutmağa, aldatmağa çalışıyorlar.. İşte ben de ne yapacağımı bilmiyor, ne istediğimi neden korktuğumu bir türlü anlıyamıyor, onu bir daha görmiyeceğim diye hayatımda ilk ya lan yemini kendi kendime ediyor ve ertesi geceye kadar bu yalanı bir hakikat olarak kabul ediyorum. Fakat gece odama çekildiğim zaman hervakitki gibi soyunup vatmıyor, yabancı bir misafir gibi bir köşeye büzülüyor, içimde acayip bir ürkeklik, yerimden kıpırdanamıyacak kadar büyük bir helecan var. Küçük bir çocuğu dağ basın»' bıraksalar, Kovnovaya bir hamlede uçup ffelmek için Nevyorktan havalanan Lk • vanyalı tayyareciler Brandenburg eyaletinde Solden civarmda yere düfmütlerdir. Cesetleri bu sabah tay • yarelerinin enkaz yığını altında bu lunmustur. Tayyare bir çam ormanı nın üstünden geçerken düamut ve bir agaca çarparak parçalanmifbr. Zabıta, tayyarecilerin bir çayır üs • tünden uçmakta olduklan zan • nma kapıldıklarmı, zannetmektedir. «bekle birazdan seni kurtlar gelip kapacak» deseler bundan başka bir şey hissedemezdi. Bu her tarafı kapalı odada herzamanki odamda niçin bu kadar korkuyorum. Bunu hiç düşünmüyor, dikkatle etrafı dinliyorum. Birden korkunç bir ses çınlıyor. Saat biri vuruyor. Silkinip kalkıyorum.. Beni göriinmiyen bir kuvvet idare ediyor, sürüklüyor. Ne yaptığımı bilmeden balkonun kapısını itip dışarıya çıkıyorum. Dün geceki gibi o da orada sigara içiyor. Hiç tereddüt etmeden yanım a atılıyor. Bonsuvar Süheylâ Hanım, sizi bekliyordum; diyor. Birden şasırı yorum. Zâfımdan bu kadar emin olması beni utandırıyor. Büyük bir kabahat islemis gibi basım önüme düsüyor. Hık bir el yavaşça çenemden tutuyor, başımı kaldırıyor. tlk defa onun gözlerile karşılaşıyorum.. Derin bir uçuruma bakmış gibi basım dönüyor. Gözlerimi kapıyorum. Sı » cak bir nefes yüzümü yakıyor. Ku Cumhuriyet Nüshası 5 Kuruştur JTurkiye Harîç Senelik «400 Kr. 1700 & Altıayhk 750 1450 Üç aylık 400 80Q Bir ayiık 150 yokhır lağımda tatlı bir ses Süheylâ! diye inliyor. İki kuvvetli kol vücndümü sıkıyor. Son bir gajrretle çırpınıyorum.. Bırakınız, birakınız. Bu yap tığınız çok fena.. O, bu çocuk »ikâyetine aldırmı yor, ayni sıcak sesle: Niçin Süheylâ? diyor. NiçinJ fena?.. Beni hiç mi sevmiyorsun?| Benden süphe mi ediyorsun?. Söylei seni inandırmak için ne yapayım.. Seni çılgıncasına seviyorum. Sen beni değişftirdin. Bana sıcak, kaynar bir can verdin. Seni görmeden ewelki hayatımın manasızlığı, soğukluğu beni titretiyor. Beni reddetmek, karlar arasında yırtık elbiseleri ile titriyen bir biçareyi parlak alevlerîn karşısında yumuşak sedirlerîn üs tünde ısıttıktan sonra kapıdışan atmak gibi olur. Söyle senin okşamak için yaratılan küçücük ellerin bu kaı dar zalimane bir hareketi yapabi • lir tni? Mabadt var şeraiti İ '?'" 'Ç'n Büyük hikâye: 23 Yazan: Perihan ömer Oölge Çiçeği O geceyi yeniden yasıyormuş gibi bir hali var. Siyah gözleri hayret edilecek derecede irileşiyor ve parhyor. Burun delikleri açılıp kapanıyor. Yüzü gitgide renkleşiyor. Helecandan kabaran göğsünü kollarile sıkarak devam ediyor] o da bir şey söyle meden bana bakıyor. Sonra daha yaklaşıyor. tlk defa isittiğim sesi: Bonsuvar Süheylâ Hanım, sizi çokmu korkuttum diyor... Gene sesîmi çıkaramıyorum. O sıcak gecede dişlerim birbirine çarpacak kadar üşüyor, titriyor, ellerimle çıplak omuzlanmı örtmeğe çalışıyorum. Ellerimi tutuyor beni kendine doğru çekiyor.. Elleriniz buz gibi.. Bu sıcak gecede üşuyor musunuz? Heyecanımı anladığı için utanı yor, geri çekilerek: Hayır diyorum. Fakat bu hayır o kadar değişik boğuk bir sesle çıkıyor ki devam e • demiyorum. Benim yerhne o söylüyor: Üşümüyorsunuz ama asabîsî • niz, sizi benim küstahlığım sinirlendiriyor değil mi? Ama bilseniz, sizi ne kadar çok sevdiğimi bilsenîz; böyle düşünmezdiniz Süheylâ Hanım.. Büyük bir aşkı yalnız taşımak, bil • ırezsiniz, ne kadar giiç.. Ben yirmi gün belki size pek kısa görünür. Lâkin bekliyen bir asir kadar uzun tebessümünüzün dum... Benden niz... âşıka her saat bir gelir. Ben de sizin tesellisini bekliyorbunu esirgemeyi • Gülümsiyerek iğiliyor, dikkatle gözlerime bakıyor. Yüzütne alev yaklaştırmişlar gibi geriye siçnyorum.. Kollarımı korkunç bir şeyi itmek ister gibi uzatıp Gidiniz, diye bağırıyorum.. Hiç aldırmıyor. Bileklerimi yakahyor, beni kendine doğru çekerek daha yavaş bir sesle: Süheylâ, diyor, Süheylâ! Seni çok sevivorum! Niçin benden kor • kuyorsun? Beni ahlâksız mı zannettin? Ben sana böyle olmadığımı, seni birkaç günlük eğlence için değil çok yüksek bir aşkla sevdiğimi isbat edeceğim. Bileklerimi bırakıyor önümde iğilerek, bonnüi, diyor. Balkonuna atlıyor.. Ben de odama giriyor sabaha kadar karışık hisler, helecanlarla çırpınıyorum. Bazan bu geçirdiğim vak'aya inanamiyacağım hoş bir rüya gördüm zannedeceğim geliyor. Bazan sebepsiz bir acı kalbimde kıvranıyor. Ne fena, ne fena diye