iviayıs J Hitler gençlik teşkilâtı fHEM Beyefendi Hazretleri! Fransa 4 ler misakı için Alman neslini kurtardı Türkün spordaki şerefini yükseltmek vazifesi hâlâ karar veremedi Dün sokaklarda dilenen gençler bugün bedenen SON TELGRAFLAD Bana kalırsa NALINA MIHINA Cenevrede müzakere devam ediyor, Fransanın mukabil projesinin metni gazetelerde çıktı Londra 26 (A.A.) Reuter ajan • •mın bir telgrafmda dört devl«t misa kınm hnzalandığı hakkmdeki haberin doğru oimadığı bildhilmektedir. Misakm yapılmas» isinjn gecikmesi Fıansantn Hvazlanna, bilhassa sağ cenah gazetelerinin, Comite des Forgese tâbi gazetelerin gösterdikleri muhalefete atfedilmektedir. Bu gaoeteler, ecnebi memleketlerden bu misak hakkmda gelen haberleri bir taraftan başka renk ve surette ve miibalâğalı bir seküde gös • termekte, diğer taraftan Frantanm bu misaka iştirakîne mânJ olmak için Fran•ız hiikumetine karşı gayet şiddetli bir lisan kull^nmaktadrlar. feransınm söratle yeni bir mukavelename hanrlıyabilmesi icm îngiKz projesini esas ittihaz ederler. Bu yeni mukave lename miktarlarda hakflu tenzilâb ve alâkadar eden bütün mesaili, ezcümle bilâhare yeniden tenzilât icra edüebilmesi için tadile müsait maddeleri havi olacakbr. Almanya ernniyet usulünde müsavahn fasılalarla elde edilebilece ğini kabul eder. Madde 4 Âkit mjHetler Avrupayı alâkadar eder. Bütün mesaili ezcümle iktisadî meseleieri birlikte müzakere hususundaki azimlerini beyan ederler. Bımlara d«îr teklîf ohmacak çareler Miüet'er Cemiyetine gitmeden aranabüecektir. Madde S Bu itilâfname tasdiki tarihinden itibaren 10 sene için akto • lunmustur. Eğer 8 inci senenin bitamına kadar akitlerden hiçbirisi diğerlerine çekileceğmi büdirmemis olursa mukavele müddetsiz olarak tecdit edümis ad d olunacaktır. Bu takdirde akitlerden her biri iki sene evvel haber vermek şartDe muka • veleve nihavet verebilir. Madde 6 tşbu mukavelename tasdik edflecek ve musffddak nüshalar teati olunacaktır ve Milletler Cemiyeti raîsakı mucibince en yakm bâr zamanda cemiyetler medisine kaydetthOecektir. Camharîyet '• AVRUPA MEKTUPLARl 1 ür ve medenî milletlerde uşaklar bile kölelik muaşeretinden kurtuimuşlar dır. AHahtan başhyarak müdürün« ve mümejryizine vanncıya kadar derece derece birçok büyüklerin abdi,bendesi, hakipayı, kulu, kölesi olduğunu söyliyen Osmanh Türkünden farkıraız ne dır? Evvelce de yazmıştım: «Bendeniz», «âcizleri», «zatı âliniz»... Hâlâ dilimizin ucuna geliyor, hâlâ belki bir itiyat şuursuz luğile bu köle tevazuunun içindeyiz. Ağır başlı yazılarda bile görüyoruz: «Profesör filân beyefendi Türk ta«awufu hakkındaki eserlerinde...» Yahut «filân beye fendiye», hatta «filân bevefendi hazretlerine» bir ithaf. Kitap ve makale başlıklanndan, metinlerinden, gazetelerimizin hergünkü havadis edebiyatına kadar her yerde bu Oscnanlı terbiyesi. Fransada bir makale neşr^dip te içinde «Son Ekselâns snir Baudelaire Hazretleri buyurmuşlar dır ki.. » diven ?öreme78İniz. Resmî ve gavet mahdut bir muhabereye inhisar eden bu unvanlar, hiçbir medenî milletin umumi ve tabiî konu^ması na, yazısına kanşmaz. Bu kölelik muaseretine tâbi olmaktan uşaklan bi'e haysiyetli bir cemiyet meneder. Türk sade bir adamdır ve bütün efendiligi oradadır. Bize yer öpmeyi ögreten sarayı yıktıktan sonra muaşeretini yeni Türkiyede vaşatamayız. Artik «beye fendi» ve «beyefendi hazretleri» kalmıyacaktır. Enderun efendi sine yol n« vakit görünecek? Her halde pek yakında. Fakat, zatıâliniz ister bu fi kirde olunuz, irter olmayımz beyefendi hazretleri! PEYAMl SAFA ve fikren çalışan kıymetli birer vatandaş oldular Fransanın mukabil projesi Mütearrız Kime denecek? Berlin mayıs (Hususî) Umumî Harpten sonra her yerde olduğu gibi Almanyada da işsizlik ve yoksuzluk baş göstermis, bu sebeple geçinme yollan daralmıstır. Alh milyon gibi muazzam ve korkunç bir issiz insan kütlesinin mevcut bulunduğu bu memlekette, ef radı ailelerini geçindirmek kaygu suna düşen aile reisleri bilhassa son senler zarfmda çocuklannı ihmal etmek mecburiyetmde kalmışlardır. Almanyada gençliğin terakki ve inkişafı için muayyen ve esash bir proğram ve buna mütedair bir çok kanunlar mevcut bulunduğu halde bir taraftan yoksuzluk, diğer taraftan sabık idarenm ihmali yüzünden işsiz gençler istedikleri gibi bir yol tutmuşlardı. Fakat, memleketin yannki sahipleri demek olan bugünkü gençliğin inhitata doğru yürüdüğiinü gören ve bu acı vaziyet karsısmda bağn yanan Nasyonal sosyalistler, daha resikâra geltnezden evvel, memle kette başıboş kalan gençliğe lâyık olduğu ehemmiyetî vererek bir çok siyasî ve malî mevania rağmen gençlikle çok ciddî bir surette meç^ul olmağa başlamıslardır. Alman Nasyonal sosyalistlerî, bilhassa tahsilini ikmal ed«rek is yapma çağına gelip te is bulamıyan ve Havza 2 6 Gaai Hz. Havzayı flk ~~"Cenevre 26 ( A . A . ) SOâhlari aıaltbütün vakitlerini sokaklarda geçirdefa 25 mayıs 1335 tarihinde teşrif etma konferansı urmımî komisyonu mümek tehlikesine maruz bulunan miflerdi. Bu tarihî günün 14 üncü yılteamz tabirinin tarifi hakkında dün gençleri bir araya toplamakla işe komisyona verilen projeyi tetkik et dönümii, dün, büyük merasimle tes'it girişmişlerdir. mişb'r. edildi. Havza bastan aşağı donanmısb. Almanyanın hemen her şehrin Askerî kitaatm ve balkın istiraküe geçit M. Dovgalevslri, bu projenm umu de teessüs eden (Gönüllü Işçiler Birresmi yapıldu Her yer sevinç ve n«s'e mî bir tatbik sahası bulmasmı dilemişlikleri) issiz kalan genç erkek ve içindeydi. Havzaya silâhlarile birlikte tîr. ŞiE ve Leh murahhaslan projeyi kızlan bir araya toplamislar ve bunAnkara 26 (Telefonla) Borçlar gelen birçok köylüler de büyük tezahürkabul etmişlerdir. * lan yaş, seviye, tahsil derecesi ve itilâfname« ile Bütçe Encümeni maz • lerde bulunarak hükumet konağtna gkBununla beraber M. Eden bu prokabiliyetlerine göre ayırarak hep batası MecHs matbaastnda tabolunmakmiflerdir. jede gösterilen tarifin lüzumundan çok sini hükumete ve belediyelere ait iştadır. Yarm meb'oslara tevxi edilecek, KÖylüler, Gazi Hz. nin Havzaya gelfazla kat'î ve otomatik mahiyette oldulerle tavzif etmişlerdir. pazar ve pazartesi günü müzakeresine ğunu, taarruza takaddüm edecek hal ve (Freiwilige Arbeitdienst) nami diği gün bu silâhlann kendilerine mem: şartlarm bu projede kâfi derecede heverilen bu isocaklannın i»» ^alan ba«Ianacakbr. leket müdafaası için verlidiğmi, onun saba katıbnamış bulunduğumı soyle • gençlere ve binnetice ict waivata kurduğu cumhuriyet ve kahraman or> Bütçe Encümeni, mazbatasmda aktemisb'r. yapmakta olduğu hizmet çok bü dusu yanmda bu silâhlara ihü'yaç kal • düen iHlâh uzun boykı tahlil etmekte, yüktür. M. Eden sözüne devamla projede ileri madığını, vazifesini bitirmis olan silâhneticede aynen kabulü lâzim olduğunu Nasyonal sosyalistlerin son jrali surülen miyarlann Milletler Cemiyeti lann kendilerinden tekrar teslim alıbildirmektedir. biyetleri daha ziyade tevsi edilmiş meclisi yahut bir karar vermekle mü narak depoya konulmasmı söylemişlerve her noktadan imkân nisbetinde kellef olacak diğer bir beynelmilel hedir. Köylülerin hepsi silâhlarmı hüku takviye de olunmustur. Bugün cok yet için alelâde takdir ve hakem unsurmete teslim etmişlerdir. Londra 26 (A.A.) Londrannt muntazam bir makine halinde is larmdan başka birşey olamıyacağmı cenubu «arkisinde Wimbledon civaliyen bu tesekküller, senclifci yük ilâve etmiştir. setlemek için cok ciddî bir faaliyetnnda bulıar kuvvetil* isliyen bir M. Eden basit vak'alar ve hallerin le ve hükumetin son derece stkı kontren yoldan çıkmışhr. hiçbir tarife lüzum ve ihb'yaç göster trolu altmda çalısmaktadırlar. Bu kaza neticesmde 5 kisi olmüs, mediğini kaydederek Milletler Cemi Işsiz gençler için tesis edilen bu Eskifehir 26 (Hususî) tkinci zeli aâır «urette yaralanmj«tır. yeti meclisinin hüküm ve karannda tais ocaklannda gençlere yalnız iş zele gece yansmdan sonra saat 3 bumamile serbest kalmasını istemisb'r. gördürülmekle iktifa edildiği zan çukta oldu. Bundan başka üç defa da Cenevre 26 (A.A.) Silâhlan azahnedilmesin. Bu Ocaklann zensrin ve hafif sarsmtı oldu. HaHc sabaha kadar ma konferansı umumi komisyonunda muntazam bir programı vardır. tş uyumadı. Sabahlevkı yaptığim tahkittalyan murahhası, süâhlan azaltma ocaklannda bulunan gençlere her katta istasyon ve crvarmdaki kârgir Nüshası S Kurustur sabah jimnastik yaotınlır, sınıf ve hakkmda üeride yapılacak mukavele» bmalann bacalan yıkılmış, duvarlan san'atı n« ise ona göre is gördürü nin her memleketin menfaati ve hususî kumen, fakat ehemmiyetK surette çatTürki e lür ve değerli tnuallimler tarafm vaziyeti esasma dayaranası gerek olduÎ n 9 îçİB lanus olduğunu tesbît ettim. Dükkân dan ders verilir. lşsizler günün proğunu toylemiştir. larda meşrubat siseleri, kahvelerde bargramına göre akşamları ocaçın si Senelik 1400 Kr. 2700 Kr. daklar düşüp kınbnıstır. tnsanca zayiat nemasına, tiyatrosuna veya konse Alb aylık 750 1450 yoktur. Adapazan Türk Ticaret Ban • rine gider ve bu suretle issiz gençEskişehir 26 (Hususî) Saat Üç aylık 400 800 ler muntazam bir mektep hayatı ya19,10 da yeni bir zelzele oldu. Fa • kasmm duvarlan da catlamıştır. Bir avlık 150 Yoktur sarlar. kat haf if geçti. Bahaettin Paris 26 (A.A.) PetH Parisien gazeteskıe göre dörtler misakmdan mül • hem olarak Fransa tarafmdan verflen mukabil proje şudur: Madde 1 Âkit hükumetler ken dflerine ait bütün meselelerde bilâîsti •are hareket etmeği ve sulhu muhafaza için aralannda ve MüleÜer Cemiyeti kadrosa dahilmde miisbet bir teşriki mesaide bulunmaği kabul ederler. Madde 2 Miüetler Cemiyeti mî sak maddelerinin ve ezcümle 10 nncu 16 mcı ve 19 ımcu maddelerin ledel • haee Avropaya tatbfld için, Milletler Cemryetinin salâhiyettar heyetleri taraMüzakere devam ediyor fmdan ittiha* edil«bilecek kararfar mabiıız kalrnak şartüe, bu maddelerde Cenevre 26 (A.A.) ttalyan mu • mezkur nsulleri müessir ktlabOecek surahhası Baron Aloisi, dörtler misaktnm rette vaki olacak teklifleri kendi ara akti hakkında Fransız Hariciye Nazın larmda tetkik etmeği taahhüt ederler. M. Paul Boncour ve küçük itilâf hü • Madde 3 11//12/932 tarihli kakumetleri hariciye nazvlarile uzun uza» rarlan teyit ederek sîlâhstz'anma kon • konosmustur. '"iımıııııiHllllllllnııifilıılllfflTflimnrf Alman gençllğl Lider Hltleri selâmlarken • Ocaklara devam eden issiz gençler iki kısımdır. Aileleri olanlar aksamları evlerine gider, olmıyanlar da ocak binasında kahrlar. tssiz gençlerin iaşe ve ibateleri ocak tarafmdan temin edildikten baska gençlere ufak bir ücret dahi verilmek • tedir. Bu ocaklarda gönüllü olarak çalısan gençler kendilerine hariçte bir iş buldukları takdirde ocağı terke debilirler. Fakat uzun müddet issiz kalan ve bu gönüllü iş ocaklan tesis edilmeden evvel öğle ve akşam yemeklerini işsizlere mahsus hükumet lokantalarındb meccanen yiyerek ve hiç bir kayde tâbi olmaksizın başıbos olarak gezmeğe alışmış olan bazı issiz gençler, ocaklardaki sıki inzibat altmda yaşamak istemedik • lerinden ve gönüllü olduklan için istedikleri zaman ocağı terkederek tekrar, ahştıkları serseri hayata avdet etmektedirler. Bunu ehemmiyetle nazarı dikkate alan şimdiki millî Alman idaresi, Gönüllü tşçiler Teşkilâtını, Mecburî tşçiler Teşkilâtı haline koymayı tasavvur etmektedir. Bu usul kabul edildiği takdirde, badema ocaklarda çalışmağa mecbur tutulacak issiz gençler hariçte kendilerine emrn bir is bulmadıkça ve buna dair ocak idarelerine teminat göstermedikçe ocaklardan aynlamıyacaklardır. Her gün biraz daha tevsi ve takviye edilmekte olduğunu yukarıda anLattığım bu gönüllü işçi ocakla nndan maada, şimdi de (Hitler Gençliği) namile ve (Reich) hükumetinin himayesi altında gayet şumullü ve yeni bir gençlik teşkilâtı daha tesis edilmiştir. Her şehirde tesis edilen ve nim askerî olan (Hitler Gençliği) teşkilâtma (mektep çocukları dahi dahîl olduğu halde) 10 yaşından 21 yaşına kadar her Alman çocuğu aza olmağa mecburdur. Bu teşkilâtta gençlere beden ve askerlik terbiyesi talim ve tedris ettirilmekte ve gençlerin gürbüz ve bilgîli olarak yetiştirilmesine çalı sılmaktadır. Memleket gençliğinin ifade ettiği hak'kî manayı pek iyi kavnyan bugünkü genç millî Alman idaresinin tesis ederek himayesine aldığı bu çok faid'eli teşktlâta bütün gençler büyük bir sevinç ve hevesle dahil olmakta ve Hitler ünifcmasını lâbis bu'.undukları haîde sokaklar da kollarını gururla havaya kaldi rarak Fasist usul'le biribirlerini selâm'amaktadırlar. Bundan çok kısa b'r zaman eweline kadar, bilhassa Berlin sokak larmda sık sık tesadüf edilen dilenci gençler artık bu sayede görünmez olmuslardır. Düne kadar sokaklarda dilenen gençler bugün memlekete faideli birer vücut olarak bedenen ve dimağen çalıştırılmaktadırlar. Memleketimiz gençliğinin terak ki ve inkişafı için Büyük Gazimizin her vesile ile senelerdenberi bize Tanımıyorum! vrupanın güreş ustası Macarlarla güreşçilerimizin yapbklan maçlan gördüm. Sonbaharda, Türk takımınm şampiyonluğile neticelenmi» olan Balkan güreş bjrnuvasmı da eyretmUtim.O zaman bir noktaya dikkat etmish'm: Rakiplerimizden hiçbiri, hiçbir Türkün sırbnı yere gebVememişti. Çoban Mehmedi ilk güreşinde yenen altmda inliyen rakibi değil, o macı idare eden ecnebi hakemrn kasti ve açık bir haksızlığıydi. O maçta galip çtkanlan Rumen tebaası Macar ağır güreşçisi, habersiz kazandığı bu galebeden herkesten ziyade hayrette kalmışb. Diğer maçlarda güresçilerimiz, rakiplen'nin çoğunu sırtını yere getirmek suretile yendikleri halde mağlup olanlan da sadece sayı hesp.bile mağlup oldular. Bu defaki küreşlerde güresçilerimiz, Macarlann karsısmda ayni muvaffakiyeti gösteremedüer. Sırtlan yere ge lenleri de oldu. Sonra, Balkan şam piyonluğu müsabakalannda asla yenümemiş olan bazı güreşçi'erimiz, budefa, ermeydanmda, hiç göriinmediler. Bunlardan bazılannın yasamak için çalışmadan, Türkün şerefi için güreşmeğe vakit ve kuvvet bulamadıklan anlaşıldi. Türkün nvllî sporu olan güreşte yüzümüzü akeden bu delikanhlara bakmak, onlan adamakıllı hima«e etmek Iâzımdır. Avrupa ve Amerikada «Türk gibi kuvvetli» darbimeselmi yaratan eski Türk pehlivanlan, devirlerinin bfiyüklermden, zenginlerrnden çok himaye jjörürlerdi. Her zengin bir pehlivan beslerdi. Havzada Gazı günu Cenevre konferaroında 15 mayıs büyük tezahü* ratla tesit edilecek Borçlar itilâfı Yarın Mecliste müzakere oîunacak GSresci, idman edebihnek için vakte, kuvvetmi muhafaza edebihnek îcm gıdaya, yaşamak içrn paraya muhtaçbr. Bunlar, kendisme temin edihnelidir. N'bayet iki düzine amatör güreşçiye if bulmak imkânsız btrşey değildir. Halbuki bazı dairelere, zorla yerleştirdiğimiz birkaç sporcuya, spor düşmanı bir takım âmirler, «ben spor filân bilmem» diye eUerrnden gelen müskiilâtı nkanrlar, idmanlara devam ebnelerine, ecnebi memleketlerine gitmelerine mâni olurlar. Fakat sonra da, r""selâ. kendi akrabalrmdan g^nç bir haşannın, yahut yaşk bir tembelin devamsizlığma göz yumarlar. Son maçlan seyredenler arasında Gümrük ve tnhisarlar VekiE Rana Bey de v«rdı. AŞabevimizi gö'ünce, 25 sene evvel demir jribi pazılarile koca jrülleleri kaldıran Galatasarav talebesi Rana Efendi habnma geldi. Biz küçük smıflar talebesi, omı ve diğer meshur jimnastikçi ağabeylerimfzi hayranhkla seyreder, on'ann çelik gibi vücutlerile iftihar ederdtk. Rana Bey, birkaç güresçimıze pekâlâ, kendi emri albndaki dairelerde yer bnlabilir. Sonra, nice zengmlerimiz var kî at besliyorlar, otomobil koşturuyorlar, poker ve bakarada binlerle lira errtiyorlar iiâ, ilâ... Kimsenin hususî havatma, zevkine kansmak aklımız^an bile geçmez. fakat isteriz ki zenginlerimizde de biraz SDor zevld, spor askı uyansm, birçok kimselerin calısbğı şirk«tV'nde veva müesseselerinde, on'ar da, birer tanecik jrüreşçi ve diğer sporcuva işversinler. Soorculan himave etsmler, ve on'ann muvaffakiyetleriJe sevinsmler. Türkün ermeydanmdaki şerefini yüksek hıtmak, zenginlerimize teveccüh eden bir vazîfedir. Bu vazifelerini yapar^arsa SDorcularm şükranmı, ha'km muhabbetini de kazanmıs olurlar. ingilterede bir tren kazası Eskişehirde siddetli Zelzeleler oldu Cumhuriyet * y Abone • şeraiti* Eskişehirde zelzele oldu işaret ettiği birçok yollar simdi burada da tutulmırş bulunmakiadıı*. Bugünkü genç Almanyanın mu zaffer Başvekili Hitlerin, silâhsız ordusu ile hiç kan dökmeksiz'n yaptığı büyük inkılâba hakikî bir gözle bakacak olursak, kısa bir zaman zarfmda kurulan bu millî makinein memlekete çok ciddî ve faideli iş!er görmek azmiyle çalışmakta oldu ğunu anlarız. İHSAN YILDIRIM Kimdir o kadın? Kendisi şikâyet etmedikçe hüviyetmi size bildirmeğe mecbur değilim. Hakkım da yoktur. Zabıta bir şikâyet olmadıkça hiç kimsenin hususî hayahna müdahale edemez. Ben memleketimin kanunlannı bi • lirim. Sizin aradığınız adam tzma ronun katilidir. Ben bu isimde bir kadın tanımıyorum ve size derhal isr>>»t etmeğe hazırım. Bu sözleri kendime büyük bir em niyetle, nararetle, mükemmel bir taIâkatle söylemiştim. Komiser du • rakladı. Hemen ilâve ettim: Yanlış bir muamele yaparsanız mes'ul olursunuz! Komiser, benm sözlerimi hayretle ve büyük bir dikkatle dinliyen memurlardan birine emir verdi: Ne idi o hizmetçi kannın ismi?.. Marika mı nedir? Getirin onu bura Milli tefrîkamız t 72 Yazan: SERVER BED1 Hep Senin İçin! Yeniköye ölü gibi gelebilmiştim. Karakola girdiğim vakit ayakta duracak halde değildim. Beni getîren polis, büyücek bir sofada, başka memurlara teslim etti: Ben komiser beyi göreyim, dedi ve merdivenlerden çıktı. O kadar yorulmuştum ki yere oturmak istedim. Memurlardan bîri ayağile beni dürterek: Burada oturma, kalk, içeri gel! dedi. Bir kalem odasma gîrdfk. Orada 'da oturacak bir sandalye yoktu. Yeniden bir ihtara maruz olmaktan çekinerek arkamı duvara dayadım ve bekledim. Gözlerim kararıyordu. Nihayet dizleırim kendi kendîne kınldı ve yere çSk&p oturdum. Başım önüme düşmüştü. Bir iki defa kendimi kaybeder gibi oldum ve ayıldım. Biraz sonra beni yerimden kaldırdılar ve komiserin odasına götürdüIer. fçeride bir kaç sivil ve resmî polis vardı. Komiser bir kanapenm üstünde uzanmiş, sigara içiyordu. Ben içeri ghince ayağa kalktı, sigarasını söndiirdü ve bir adım karşıma gelerek beni tepeden tırnafra kadar süzdü: Adınne? dedi. Muhlis! Parmağını yüzüme doğru sallıyarak bağirdı: Bana bak! Sorduklanma harfi harfine doğru cevap vereceksin. Bir kelime uydurursan gözünü patl^ti nm! Biz herşeyi biliyoruz. Ne ka • dar doğru söylersen hakkında o ka dar b,ayırh olur. Sen o karıyı evvelden tanıyor mıydın? Sabahatten bahsetmek istediğini anladım ve titriyerek sordum: Evvelden ne demek? Evvelden... Yani cinayetten evvel. Tanıyordum. Aranızda bir münasebet var mıydı? Nasıl münasebet? Senin metresin filân mıytîı? Hayır! Doğru soyle! Hayır! Uzat iki elini de! tki elimi de uzattim. Komiser parmaklanmı, avcumu, bileğimi mu ayene etti. Gömleğimin ve ceketimin koluna baktı. Ustümü başıtnı tetkik etti. Hangi elinle vurdun? diye sordu. Hayret ve korku ile yüzüne ba kıyordum. Komiser bağırdı: Bıçaği hangi elinle tuttun? Ne pıçağı? Komiser göğsümden kaktı: Uğraştırma, dedi, bıcağı hangi elinle karmm göğsüne sapladın? Ben bıçak filân saplamadım. iki yakamdan da tuttu ve beni sarsarak: Baksana bana, dedi, ne sen zahmet çek, ne bize çektir, inkânn beş paralık favdası yoktur. îzmaro dana ölmedi Kendini toplasın, her seyi anlatır. İnkâr edersen hapı yuttun! Komiser tzmaro diyince birden bire anladım ki bu işte bir yanhslık var. Hemen dikildim ve kendimde buiunduğundan hiç iim't etmedi ğim bi'* kuvvetle havkırdım: Ben Îzmaro filân bilmivorum. Ben kimseye pıçak saDİamadım. Komiser bir adım ereri çekildi. beni tepeden tırnağa kadar bir daha süzerek kollarıri kp^aıxturdu: Sen Izmaroyu tanımıyor mu sun? Ulan! Beni eşek yerine mi koyuyorsun? Komiser büyk bir öfkenin şişirdiği gözlerini üstüme dikerek haylnrdı: Ulan, demm ithaf ettin de şimdi inkâr mı ediyorsun? Demin ben bir şey itiraf et • medim. Bu kadinı tanıdığını söyleme din 'mi? Ben tzmaro ieminde hiç kimse tanımıvorum. Demin bahsettiğin kadın kimdi ya? timaro değil. Kim ya? Durakladım. Sahane bir yalanm sırası o'duğunu hissetmist'm. Sabahati boğduğumu itiraf ederoezdim ya. Baska bir şey bulmak lâzımdı. Ben, dedim, bu aksam sevdi .ğim bir kadmla kavsra ettim ve suratına bir tokat attim. Burnu kanadı. Beni onun için yakaladınız sandınr (Mabadi oar)