! Cam^nfrfvet S^SSSSJ^Î 20 Mayis 1933 Borçlar itilâfnamesinin esasları Taksit verilemiyecek vaziyete gelinirse hükumet diğer alacakhlara yapa cağı muameleyi Osmanh borçları hâmillerine de tatbik edecektir [Dünkü nüshamtzda Saracoğla Sükrü Beyin PaAste imzalanan borçlar itilâfnamesine dair beyanatının İlk ktsmtnt nesretmiştik. Bugün de ait taraftnt dercediyoruz.1 < 1928 mukavelenamesinde, Osmanlı borçlanna teminat olarak, tstanbul. Galata, Haydarpaşa ve Samsun gümrük dairelerinin varidatı mutlak mahiyette bir rehin olarak gosterilmiş bulunuyordu. Yeni mukavelename bu sâhada, maziye nazaran, bazı yenilikler arzetmektedir. Bu kabilden olarak evvelâ Samsun sjümrüğü rehinden çıka rılmı?tır. Bundan başka, bir de, rehin olarak pösterilen gömrükler, birbirinin ardınca üç sene zarfında vasatî olarak, yıl taksitinin kâgıt Türk liralarile ifade edilen mukabilinin yüzde 100 ünden fazla varidat temin edecek olurlarsa, hükumetin, bu üç gümrük dairesinden bir veya ikisinin rehinden istirdat et mesi. itilâfname ile kendisine bir hak olarak tanınmıştır. Bu üç gümrüğümüzün, varidat itibarile hiç te müsait bir sene olmıyan 1931 32 senesi zarfındaki hasılatı takriben 24 milyon lirayı tuttuğuna, halbuki senelik taksit miktan da takriben 6 buçuk milyon kâğıt Türk lirası olduğuna göre, rehin olarak gösterilen üç gümrük dairesinden bir veya ı'Uisinin üç sene sonra istirdat edileceğine simdiden muhakkak nazarile bakılabilir. rinde kullanılmasından, münhasıran maIt servisle muvazzaf olan müesseseler meclise karşı mes'ul olacaklardır. Bu itibarla denilebilir ki malî servisle muvazzaf olan buyük bankalardan biri, herhangi bir vadeye ait tediye karşılıklannın teessüsünden sonra iflâs etse, veya hâmiller herhangi bir sebep tesirile alacaklannı tahsil edemiyecek bir vaziyette kalsalar, hükumet o vadeye ait tediyelerini tekrarla mükellef tutulamıyacaktır. Umumî mahiyette tedbirler gibi, mes'uliyete mtiteallik hükümlerde maziye nazaran ilk defa olarak yeni itilâfnamenin memieket lehine kaydettiği güzel neticelerden biridir. miryollan tahvillerinin birinci şıkta alacaklan ikramiye ve amorti miktarla nnın ikinci şıkta da faiz olarak tamamen verilmesi mukarrer olduğuna göre, bilhesap kıymete esas teşkil eden un • surda bir değişiklik yoktur. Hatta bu tahviller, 1928 mukavelenamesindeki vaziyete göre de, diğer istikrazlara nazaran hiçbir şey kaybetmemişlerdir. Çünkü 1928 mukavelenamesinde ikramiyeli Rumeli Demiryollan tahvillerine tahsis edilen meblâğ 168.000 lira olup bu meblâğ artmamak ve eksilmemek şartile 48 sene müddetle tediye edile cekti. Bu istikrazın tediye akçesi sadece Fransız frangı olduğu, ve Fransız frangı da beş defa sukut etmiş bulunduğu için istikrazın senelik taksiti, 168.000 liranın beşte biri olan 33.000 altm liradan ibaret bulunuyordu. Bu defa ikramîyeli Rumeli tahvillerine mukabil verilecek olan tahvillerin yalnız faizi, tam 30.000 altm liranın mukabili olan frank miktandır. Görüyorsunuz ki. ikramiyeli Rumeli tahvillerine. 1928 mukavelena mesile, ve prensip itibarile tesbit edilen haklarda değişiklik yapılmış değildir. Eski tahvillerin yenilerle tebdili esnasında her istikraz tahvillerine mukabil verilen yeni tahvil nisbetlerinde, ikramiyeli Rumeli tahvillerine 40 franklık bir miktar tayîn edilmiş olmasına gelince. unutulmamalıdır ki: 1 Diğer tahviller 550 franklık olduğu halde, ikramiyeli Rumeli tahvilleri 400 frankhktır. 2 Bu 400 frank. 1881 tarihli Muharrem kararnamesile 180. 36 franga tenzil edilmiştir. Filvaki 1903 tarihli tevhidi düyun, bu tahvillerin piyasadan 240 franga kadar mubayaa edilebileeeğini karar altına almıştı. Fakat Pariste toplanmıt olan taksimi düyun komis • yonu, devletlerin ikramiyeli Rumeli Demiryollan tahvillerinden mütevellit borçlannı tayin ederken, bu vaziyeti muhafaza etmekle beraber, beher tahvili 180.36 frank hasebile tesbit etmiştir. V Keza düyunu umumiyemiz arasında ikramiyeli Rumeli Damiryollan tahvillerinden Türkiyenin hisaesi olan 6.302.756 liralık meblâğm 1928 mukavelenamesinde tayinf de gene beher tahvil 180,36 frank hesap edilerek tesbit olunmuştur. 3 Diğer istikrazlann tediye akçeleri meyanında florin ve isterlin gibi kıymeti yüksek paralar mevcut olduğu halde, ikramiyeli Rumeli Demiryollan tahvillerinin tediye akçesi yalnız Fransız frangıdır. 4 Diğer istikrazlann. 1928 mu • kavelesine tevfikan, seneler geçtikçe, palye itibarile taksitleri arttığı halde, ikramiyeli Rumeli Demiryollan tahvillerinin palyelerden istifade etmeleri yolu kapalı bulunmakta idi. 5 1928 mukavelenamesinde, ik ramiyeli Rumeli Demiryollan tahvillerinden maada Fransız farnklı borçla nn, daha ilk palyeden itibaren, yüzde 50 den başhyarak yüzde 145 veya 150 ye kadar tezyit haklan olduğu halde ikramiyeli Rumeli Demiryollan tahvilleri bundan mahrumdur. tste bütün bu anasır nazan dikkate almarak, ikramiyeli Rumeli Demiryollan tahvillerinin bulunduklan hukukî vaziyete istinaden kendilerine di&er istikrazlar nisbetinde hak vermek iktıza etseydi yapılan hesaplara göre, beher eski tahvil için 40 franklık değil, yalnız 16 franklık yeni bir tahvil vermek lâzım gelecekti. Bu rakam pek küçük olduğu cihetle, ikramiyeli Rumeli Demiryollan tahvilleri için bu hukukî vaziyetin istilzam ettiği cüzî miktan vermektense, bu tahvillere mukabil verileeek yeni tahvillerin kıymetini, iki tarafın imzası altında bulunan prensip iti lâfının tesbit etmiş olduğu 30.000 liranın esas ittihazı suretile, bulmak daha makul ve bu istikrazın hâmilleri için de daha müfit gröriildü. Bunun en büyük sebrbi, bu istikraz hâmillerinin esasen 1928 mukavelenamesinde kâfi derecede fedakârlık yapmiş olduklannı takdir etmiş bulunmaktan ibarettir. Görülüyor ki, diğer istikrazlar tahvillerine verilecek taksit miktan uzun süren bir pazarhk mevzuu olduğu halde, ikramiyeli Rumeli Demiryollan tahvillerine verilecek taksit miktan üzerinde aşağı yukan hiçbir münakaşa olmamış, 1928 mukavelenamesinin bunlar için tayin ettiği miktarla, prensip itilâfının ve nihayet son itilâfnamenin tesbit ettikleri miktarlar hemen hemen birbirlerine müsavi olarak kalmışlardır.> Bir Türk zabiti mezarından haykırıyor «Millî mücadelede çalışanlar derecelerine göre mükâfatlarını almışlardır. Garilla harbi de Büyük Gazinin emirlerile yapılmıçtır.» (Birinci sahifeden mabatt) ve »öylemek için münasebet te düşmedi. Fakat Maarif Vekâletmde miicahedei milliyenin tarihini yazmak üzere bir komisyon teskrl edildiğini haber aldım. Gerek ben vr gerekse Kâzun Karabekir Paşanın esnayı muhakemede (kuvvayı milliyenin tesekkülü anında memlekette yegâne kuvvet ben idim) demesi beni alelâcele hatıra defterlerimden o vakitki menakıbıma ait bir hulâsa yaz • mağa mecbur etti. Efkân umumiyenin bazılan belki el'an Kâzun Karabekir Paşayı Ermenistan fatîhi olmak üzere tanır. Fakat fatihliguı teferruatına, daha doğrusu strnna vâkıf değfldirler. Gazi Paşa mücadelei milliyede çalışanlann hepsine derecesine göre mükâfatını, hakkını verdi. Lâkin Kâzım Karabekir Paşa her şeyi giz • ledi. Her şeyi ben yaptrm, dedi, iştn içinden çıktı. Çünkü her şeyi kendisine az gören Karabekir Pş. n n kuvvetini tanzim için ona vakit kazandmuı, karşı sındaki düşmanm kollannı ve ayak lanru demir zincirlerle bağlayıp ona zafer yollanm açan avami] ne idi defterim anlatır. Kuvvayı milliyenin tesekkülü anında bile Karabekir Pafftnın «bu işi başanrsak ne âlâ, aksi takdirde Halilin yanma kaçanz» dediğmi meclisinde bulunanlann hepti bilir. Lutfen boş za • manlannızda defterimi okumamzı rica ederim. Gerçi efkân umumiyenin de bunu bilmesi faydahdır sannediyorum da, bentm buna bizzat teşebbüsüme hem askerliğim mânidir hem de tefahur gibi btr şey ;ıkar ld bundan çok korkanm. Ne yepmak lâzım geliyorsa ifasma tavassutunuzu muvafık bırlduğum için cür'etimin ve tasdiîmin af buyurulman istirhamile lâyezal hürmetlerimi a n ve takdim ederim. Binbaft Halü Adrea: tstanbul Askert matbaa müdür muavlnl sabıtcı Evvelâ Gazinin meşhur emrini ver • miş olduğu tarihin 29 mayu 335 ve Erzuruma vardığı tarihin de 3 temmuz 335 olduğunu hatrrda tutalon. Sonra gene bazı yerlerinin khsesmi dercet tiğimiz hatıra deftermi gözden geçire • lim: Binbaşı Halil Bey defterinrn mukaddimesinde Şarkta Ermenilere karşı hareketleri hazırhyan ve kolaylaşhran *• millerin ve vak'alann mühim bir kumını neşrettiğini yazmaktadır. Merhum 1334 senesinde Kafkas tslâm ordusunu teşkil etmek üzere Kafkasyaya giden 7ürk zabit kafilelerinin birincisfnde idi. Kafile Tebrize geldiği zaman Nahçuvan ve havalisi kumandanlığuıa tayin olundu. Mayis ortalarmda vazifeye bealadı. 1335 kânunusanisi sonlannda, y«ni mütarekeden bir ay kadar sonra, dönüp ordusuna iltihak etti. Bu sırada Nahçuvan ve havalisinde kazandığı nüfuzdur ki kendisine 335 senesi temmuzundan 336 senesi hazi ranına kadar Ermenistan ordusunun hiç kımıldamıyacak gibi kollanm v« ayak *», •' u» Ct, Halil Beyin çete harbi ya pmak için Kâzım Karabekir Paşaya gön. derdiği telgrafın klişesi çuvan havalilerini Ermeni ordusuna işgal ettirdiler. Nahçuvan ve havalisine jeneral Şolkonun kumandasında tak viye edilmiş bir fırka geldi. Bu fırka Nahçuvan ve Noraşin kasabalarını ve şimendifer güzergâhi'e geçitleri ve hâ« kim noktaları işgal etti..» O taraflarda daima temasta bulunan Halil Bey bir aralık Ermeni fırkasının bir emri yevmisini haber alıyor. Fırka bu emri vermesinde şöyle diyordu: 11 inci nrkadan bir ay Erzuruma izmli gelmis olan orada yanma verilen Edip Efendi iznini geçirmiştir, diye nrkadan istendi ve fırka karargâhmda hapsolundu. Ayni zamanda kendisi de Kâzım Ka Boçrtar ve hâmiller meclisltri hirleştirilecek Aian bulundurulmıyacak . 1928 mukavelenamesi, rehin olarak gosterilen varidata nezaret etmek üzere, meclis tarafından bir ajan tayinini derpiş eyliyordu. Her hafta gümrük idar»miz meclis aianına, rehin olarak gö«terilen varidatın haftalık gayrisafi yekunile bir hafta evvel Osmanlı Banka*ına, borç için, yatmlan miktan bildirrnekle mükellefti. Yeni itilâfnamede rehin olarak gosterilen gümrük dairelerinden cibayet olunan rüsumun gayrisafl hasilatinı gösteren cetvel. salâhiyettar daire tarafından, aydan aya, doğrudan doğruya meclise gSnderilecek, ve ajan namı altında hiçbir ecnebi memur bulunmıyacaktır. Buna mukabil hükumetin meelis nezdindeki komiseri baki kalaeaktır. Umumi mahiyette tedbirler Yeni itilâfname, istikrazlara müteallik mukavelenamelerin hiçbirinde gö riilmiyen bir hususiyet göstermektedir. ki. bu da umumî mahiyette tedbirler maddesinin hiikmüdür. Bu madde aynen diyor ki: «Hükumet, Türk devletinin haricî [ aiacaklılarının cümiesine tatbik edilmek üzere umumî mahiyette tedbirler ittihaz etmeğe lüzum gördüğü takdirde, hü kumete sırf banka avansı mahiyetinde yapılmış olan avanslann alacaklılan hariç olmak üzere, yeni tahviller hâmilleri. hâl ve istikbalin difer haricî a lacaklılan arasında en müsait muameleye mazhar olandan daha az müsait bir muameleye tâbi tutulamıyacaklardır. İfade itibarile hayli çetin olan ve yazılması haftalarca süren bu hükmün manası şudur ki, hükumet günün birinde borçlannı kısmen veya tamamen ödiyemiyecek bir halde bulunacak olursa, diğer alacaklılanna yapacağı muamele T\\% aynını hSmillere de yapacaktır, elverir ki, bu vaziyette herhangi bir alaeaklıya gosterilen daha iyice bir muamele hâmilierden de esirgenmetin. Her nekadar hükumetin bu hususta dilediği tedbirleri ittihaz hususundaki hakkını takyit etmek gayrikabil, ve diğer alacakhlara tatbik edilecek muamelenin hâmillere de teşmili tabiî ise de, nihayet mevcut bir mukavelename hükümlerinin muvakkaten tatili mahiyetinde olan böyle ağır bir tedbire hâmillerin simdiden muvafakat etmiş oimalan yeni itilâfnamenin mütebariz vasıflann dan birini teşkil etmektedir. 1928 mukavelenamesi mucibince hâmillerin temsili ve menfaatlerinin kaynlması iki teşekküle havale edilmiş bulunuyordu. Bunlarm birincisi, eski Osmanlı tmparatorluğunun taksime uğnyan düvunu umumive meclisi idi. Buna kısaca borçlar meclisi denilirdi. ikincisi de, eski Osmanlı tmparatorlugunun talfsime uğnyan düyunu umumiyesinden diiyunu müvahhide ile ikramiyeli Rumeli Demiryollan tahvilleri istikrazlanndan meada diğer istikrazlar hâmillerinir meclisi idi ki buna da knaca hâmiller meclisi ismi verilirdi. Borçlar meclisi, biri lngiliz, biri Fransız, biri Türk, biri ttalyan, biri de Osmanlı Bankasınca tayin edilen ^<»s azadan, hâmfller meclisi ise, üçiî Fransız, ikisi Aimtn, biri de Belçikalı olnrn'c iizere alh rzadan mürekkep bulunyord". Yeni itilSfname bu iki meclis yerine bir tek meclis ikame etmiştir. Yeni meclip, biri tngiliz, ikisi Fransız, biri Türk, biri Alrnan, biri Italyan. biri Osmanh Bankasınca tayin olunan, nihayet biri de nöbetleşe birer sene Fransız ve Belçikalı olmak Uzere sekiz azadan miiteşekkil bulunacaktır. Meclis, hükumetin üzerine aldıgı borcu her yıl eda etmekte oldujhınu hâmiller namina kaydü tesbit etmeğe, yeni tahvillerin servis ve itfasına müteallik muamelerle meşgul olmnğa, itilâfnamenin tatbikına ait her tiirlü tedbirleri almağa salâhiyettardır. Meslis, her altı ayda bir, borç servisi için hükumetten aldığı meblâğlann sureti ijttimalini gösteren bir hesap cetveli tanr / edip hükumete verecek ve hâmillere ilân edecektir. rabekir Paşadan emri ahire intizar «Nahçuvan ve havalisinde tathi • ratı kâmile yapılması emredilmek • tedir. Bunun için mukaddema def • teri gönderilen eşhası malume or tadan kaldınlmah ve yavaş yavaş maneviyatı kırmalt ve bu neyi icap ettiriyors'a yaptlmahdtr..* tslâmların Halil Beye müracaatı Taşnak hükumetinin emri bu idi. Halin neye varacağmı anhyan islâm'ar Halil Beye murahhaslar göndermeğe başladılar. Türkiy» Hükumeb' beHri şimdi bise yardım edemez. Fakat siz geliniz kftfidir. Istediginiz kuvveti toplryabiliriz, diyorlardı. O srrada Kâzım Karabekir Paşa on beşinci kolordu kumandanlığı 3e Er • zuruma gelmis idi. Kıt'asfle Karaköseye gelen Halil Bey kendisine aşağıda »ureti yanlı telgrafı çekti: On beşinci kolordu kumandanı Kâzım Karabekir Pş. Hz. ne Karaköse haziran 335 Pek mühim maruzatı şifahtyem ol duğundan âcilen celbfme müsaade ve emir buyurulmasım rica ve isürham e • derim. Nahçuvan ve havalisi sabık K. elyevm 18 inci alayda yüzbaşı Halil Bir kaç gün cevap almadı. Ayni mealde bir ikinci telgraf daha çekti. O zaman Erzuruma gelmesi için kendisine izin verildi. Hatıra defterinin bir par • çasını, Kâzım Karabekir Paşanın o zamanki haleti ruhiyesini göstermek için naklediyonn: tebliği aldı. O sıralarda Kâzım Kara • bekir Paşanın yazınuzm en başında bahsettiğimiz zâf ve tereddüt ânmda bulunduğunu, şüphesiz, hatırlıyorsunuz. Şimdi merhum Halil Beyi dinleyiniz: «... Ben şüphelenmeğe başladım. ve mutlaka atlatıldığıma hükmediyordum. Aklıma gelen başıma da geldi. îki üç güı sonra kolordu kumandanlığından gelen ikinci şıfreli telgrafta memuriyetimizder sarfmazar edildiği ve kıtaata verilmek liğimiz fırkaya emrediliyor. Fırka da bu emİT üzerine gene beni Karabulak denilen mevkide, hudutta bulunan bir bölük kumandanlığına tayin ediyor. Emri aldığim zaman çok canım sıkıldı. Aldatılmamalı idim> Halil Beyin bir tehdidi üzerine Buna bin türlü manalar veren, nîhayei aldatılmak suretile Erzurumdan KOVUIduğuna hükmeden Halil Bey, tayin e • dildiği bölüğe hareketinden bir gün evvel Kâzım Karabekir Paşaya şu telgrah çeldyor: On beşinci Kolordu Kumandam Kâztm Karabekir Paşa Hazretlerine Beyaztt temmuz 335 Vaziyet pek fena sıkışmışttr. Memuriyet veya mezuniyetime müsaade edilmediği takdirde buna kendi kendime cür'et edeceğîm mamzdur. Halil Halil Bey Ermeni tehlikesmi gözü 3e gördüğü için her ne pahaya olursa olsun, harekete geçmeğe karar vermiş ti. Hududa gittiğinin 3dnd gunu fırka kumandanı Beyazıda geldi. HaKl Bey ya o gün ya ertesi günü hududu geç • mek için hazırlanıyordu. Fakat buna mahal kalmadı. Çünkü, hemen fırka karargâhuıa gelmek davetini aldı. Gene kendîsini dinliyelim: «Fırka kumandanının huzuruna çık tığım zaman memuriyetimize müsaade edildiğine dair gelen emri fırka kumandanı okudu ve hududu geçinciye kadar hattı hareketimiz kararlaytınldu Beyazrttan gece hareket edecegiz, hududun tenha bir yerinpden geçeceğiz ki fİTar ettiğimiz anlaşılsın. Bilmem neden benin bu hareketimi hiç kimse beğenmiyor ve hele muvaffakiyetimizden hic,Jcimse emin olmadığı gibi adeta deliliğime hükmedenler de var. 1 1 inci fırkadan guya beş on zabit alacaktık. Bu, mümkün olmadu Ancak bİT zabit ile iki küçük zabiti güç halle alabildim. Mülâzimd evvel Edip Efen di de serbest bırakıldu.» itilâfnamenin mer'iyete girmeti için kallandaeak meblâğ itilâfnamenin mer'iyete girmesi için kullanılmak üz»;re, Türkiye ile hâmiller arasında, ve Türkiye ile Osmanlı borçlarından hisse alan devletler arasında, münazaalı ve münazaasız. mevcut olan ve borçlar meclisinin elinde bulunup yukanda bahsi geçen ceman 1 1 3 küsur milyon Fransız franklık bir meblâğ teşki! edilmiştir. Bu meblâğ şu unsurlardan mürekeptir: 1 Türklyeye iadesi lazımgelen 8,000,000 Frank 2 Son Oç sene zarfında tedlye ettiglnılz 1/3 lerden artakalan 69,000,000 « 3 İhtlyat ve Trablusgarp akçeleri 38.000.000 « Yekun 113,000,000 Bu meblâğdan: 1 45 milyon frank, hâmillerin yeni itilâfnameye iltihaklannı kaydü tesbit etmek üzere, iltihak kuponu olarak tevzi edilecektir. 2 Takriben 14 milyon frank, itilâfnamenin mer'iyete girmesi için ihtiyar olunacak tahvil tabı, tebdil ve saire gibi masraflarda kullanılacaktır. 3 Mütebaki 52 milyon frangın tek»bü! ettiği 465.000 altm Türk liralık meblâğ da, yukanda izah ettiğim gibi, Türkiyenin ilk altı senelik tenzilâtlı taksitlerini tamamlamaia tahsis edilecektir. Kâzım Karabekir Paşa verdiği müsaadeyi geri alıyor ... E rzııruma gittim, gece paşanın <^ îki tiirlü mes'uliyet Yeni itilâfnamenin tatbikında iki nirlü mes'uliyet derpiş edilmiştir. Birincisi, ihzarî safhada, eski tahvillerin yenilerle tebdili esnasında vukubulabilecek yanlışhklardan mütevellit mes'uliyet. tkincisi de alelıtlak yeni itilâfname ahkamını tatbikan vukubulacak tediye!er esnasında zuhuru mümkün yanlışlıklardan doğacak mes'uliyet. Evvelâ, tebdil muamelesinden mütevellit her türlü mes'uliyetten hükumet itilâfname ile tebriye edilmiş bulunmaktadır. Eski tahvillerin yenilerle tebdili esnasında vukuu mümkün herhangi bir yolsuz luktan dolayı, tebdil ile muvazzaf mali müesseseler borçlar meclisine karşı mes'ul olacaklardır. Şu halde bilfarz sahte tahvil süriimü gibi ayni tahvilin İki defa değiştirilmesine yol açabilen nerhangi bir yolsuzluktan doğacak mükerrer tediye endişeleri bizim için artık kat'iyyen varit değildir. itilâfname ahkamını tatbikan vukubulacak tadiyelerden mütevellit ikinci nevi mes'uliyeti de hükumet, diğer bir madde ile, üzerinden tamamen atmış bulunuyor. Hükumetin tediyelerinden mütevellit ve herhangi bir vadeye ait tediye karşılıklan meclis hesabmda teessüs ettiği dakikadan itibaren hükumet o vade için hâmillere karşı hertürlü borçtan kurrulmuş olacaktır. Bu paralann gerek muhafazasmdan, gerek kupon tediyelerinde ve itfa muamelele tkramiyeli Rumeli Demiryolları tahvilleri de itilâfa dahil Gazetelerde, ikramiyeli Rumeli Demiryollan tahvillerinin bidayeten itilâfname haricinde bırakılması takarrür etmişken, sonradan diğer borçlara kanştınlmış olmalanndan dolayı, bazı hâmillerin mutazarnr olduklan yazıl mışbr. Vaziyetin bu suretle tasviri hakikate uygun değildir. İkramiyeli Rumeli Demiryollan tahvillerinin itilâfnameden hariç bırakılması hiçbir zaman mevzuu bahsolmamıştır. Bilâkis bu tahvillerin borç servisi için senevî 30.686 altın lira taksit verilmesi. fakat bunlann yeni çıkanlacak tahvillerle değiştirilmiyerek eski tahvil olarak muhafazasi takarrür etmişti. Nitekim 14 birincikânun 1932 tarihinde imza edilmiş olan prensip itilâfı, diğer istikrazlann servisi için 613.463, ikramiyeli Rumeli Demiryollan tahvilleri için de, yukanda ftöylediğim gibi, 30.686 altın liralık daimî bir taksit tesbit etmiş bulunuyordu. Müzakerelerin son safha sında yegâne değişen şey, verilecek olan taksit miktan değil, sadece bu miktann adi olmuştur. Çünkü; prensip itilâfına göre Türkiyenin ikramiye ve amorti olarak vereceği miktar gene 30.686 lira olarak kalacak, fakat ikramiye ve amorti olarak değil, faiz olarak verilecektir. tkramiyeli Rumeli De Kâzım Karabekir Pa?anın Istlfaanı kabul ettlgine dair Halil Beye gönderdiği telgrafname nln klişesi Iarını baglamak, imkânını vermiştir. dairesine, paşanın yanına geldiğim zaHalil Beyin Nahçuvan bavalisindeki man Erzurum mevlcii müstahkem ve gerillesi şarktaki kolorduya, kendini dokuzuncu frrka kumandanı miralay kuvvetlendirmek için bu* sene vakit kaRüştü Bey de (Erzurum meb'usu Rüştü zandırmıştır. Hatta, merhumun şahklePaşa) geldi. Maksadımı anlattım. Esarini göstermiş olduğu üzere, Kâzım Kasen Ermeni mezalimine dair paşa her rabekir Paşa: gün rapor alıyordu. Böyle devam eder Eğer bu îşte muvarrak olamaz • se Ermenistanda bir tek islâm kalm\yasak, Nahçuvana kaçarız diyordu. cağmı ve Ermenilerin gitgide kesbi kuvMerhum, neşretmiş olduğu vak'alavet edeceklerini, bunun fenalığı bize de nn mühim vesikalannı sark cephesi kudokunacağını, binaenaleyh, Ermenistan mandanlığı ve eski on befinci kolordu dahilinde çetecilik yapmaklığıma mü kumandanhğı dosyalannda mevcut ol • saade etmesini ve bir kaç tane de zabit duğunu söyliyerek mukaddemesini bi • vermesini uzun boylu eöyledim. Bida tirmektedir. yette paşa galiba bu işi başarabileceği Halil Beyin geldiğini Erme' niler haber alıyorHaBl Beyin maksadı teslrilâtını ya • pmcıya kadar Ermeni kuvvetlerine mev cudiyetirt' hUsettirmemek idi. Fakat konduğu köyde şöhretmi duymuş olan halk nümayişler yaptı ve sonra ele geçirdiği düşman evrakı arasmda şu ra ponı buJdu: Mütarekeden sonra Erme nilerin karşı sında Tefennide maarif hareketleri l Tefenni «Hususîf Geçen sene iş programına konulan 8 köyde Maarif Vekaletinden verilen plânlara uygun şekilde mektep inşasına başlanmış ve ikmali kuvvei karibeye gelmiştîr. Geçen sene yanmıg olan belediye otelinin yeniden inşasına başlan mıştır. Pek yakırtta iıarası bitecek olan bu btna ile belediye mühim varidat elde edecektir. tktısadî buhrana rağmen memlekette hummalı bir faaliyet vardır. Halil Beyden mütarekeden sonra tekrar Nahçuvana gelmis olduğunu kendi ağzmdan dinliyelim: «Mondros mütarekesinden sonra Kafkasyadan avdet ettiğim zaman Be • yazıda geldim. Havanın kış ve yollann karla mestur olduğunu bahane ederek on birinci fırka kumandanlığı vasıtasile Beyazıtta kalmaklığım için ordu ku • mandanı Yakup Şevki Paşa Hazretle rinden rica ve istirhamatta bulundum. Bir hissikablelvuku beni oralardan u zaklaştırmak istemiyordu. tstirhamım kabul edildi ve beni de Beyazıtta bulunan alayın taburlarından birinin ma kineli bölüğii kumandanlığına tayin et • tiler. Ben daima Nahçuvan ve havalisi ile irtibatta bulunuyor ve muntazaman rapoT alıyordum. tngilizler Kafkasyada icraata başla dıktan sonra gerek Kars ve gerek Nah me inanmadı. Rüştü Bey (Paşa): Paşam isteıseniz beni gönderin, ben de gitmek isterim, fakat Halil Beyin bu işi daha ryi yapacağına şüphe etmeyiniz, Yalnız korkruğum bir nokta var ki tngilizler sizi tevkif ederlerse.. dedi. tkisi münakaşaya giriştiler. Ben ?*tık karışmıyordum. Yalnız bir aralık de dim, ki Eğer beni göndermekliğiniz müm kün olmazsa Erzincana ve hatta daha gerilere tayin edin de mezalimi işitmiyeyim ve görmiyeyim. Nihayet şu neticeye karaT verdiler: Maiyetime bir kaç zabit verecekler Beyazıttan gece çıkacağım. fırka derhal hakkımızda firar jurnalı verecek ve gıyabımızda muamelei kanuniye tatbik edilecek, muhabere için şifre tertip edilecek ve çok emin vasıtalarla muhabere edecegiz..» Fakat Halil Bey Beyazıtta Erivanda Erkânı harbiye riyasetine Nahçavanda Fırka Kumandanlığtna Noraşin 20 • 21 temmuz 1335 Pek aceledir: Geçen sene bu havalide Türk kumandanı bulunan miralay meşhur Halil Bey maiyetile bu gece buraya gelmiştir. Halil Beyin getirdiği veya getireceği kuvvet henüz malum değildir. Her halde suiniyetle geldiği anlaştltyor. Lâzım gelen tertibat alınmıştır. Liva Kumandanı miralay Karakisof Halil Beyin Kâzım Karabekir Paşaya çektiği telgrafın tarihi, arbk Mu» tafa Kemal Paşanın Erzurumda bulun duğu tarihtir. Binaenaleyh zâf ve tereddütleri izele edilmiştir. Bunu bilhassa not ettikten sonra hikâyeye devam edelim: Halil Bey tertiplermi almakta devam etti ve 20 temmuz 1335 te Nahçuvan çarşısında bir Türkün oldürülmesme tahammiil edemiyerek Ermenilerle muharebeye giriştJ. Ermenilerle muharebe Hatıra defteri bu genila safhasmm taf sflâtını sahifelerce anlatmakUdır. Düşmanın jeneral Şolkonun kumandasında 9,000 mevcutlu bir nrkası vardı. Ba nun bir alayı Nahçuvanda, iki alayı biz(Lutfen diğer tahlfeye geçtniz)