MayüTOS * titbkıVUVı VC* • Memlekette 23 nisan ) Moda nedir? [Parufin zarafet ve edebîyat âletninde çok mantf bir kadtn »iması olan Prenses Bibesco <Vu> mecmuastna bu serlevha ile güzel bir fantezi yazmıştır. Onu iktibas ediyo yorum. H. /.] Moda, hem değişen, hem de yerieşip kalan bir şeydir. Ayni zamanda devrin bir aynasıdır. «Adam, bu da bir moda geçip gidecek!» diyenier acaba bu »özlerinin ne kadar yanlış olduğunun farkmda mıdır lar? Çünkü bir şeyin moda olması hali hazırdaki mevcudiyetini tasdik ve vakiile de mevcut olmuş oldu ğunu tekit ettirir. Kleopatra'dan ne kalmışsa, bizden ne kalacaksa, bunlarm hep&i zamanımızm modasını teşkil eder. Bir bakıma bulunduklan devirden sikâyet edenlerin haklan yok değildir. Fakat acaba bu son vapur, olmasaydı, o zavallılar nereye dîdecegler ve hangi vapur a bineceklerdi? Moda, sade terzihanelerin mu kavva kutularının icinde değil, her yerde ve her tarfata yaşıyor. Dün yadaki bütün yaratıcı san'atlann içinde halkolunarak bizi ilâhlarla akraba vaziyetine sokuyor Elbi seler gibi güller ve çiçekler de modaya tâbidirler. Kraliçe Josep hine [ 1 ] inkilerle bizimkiler biribirine benzerler mi hiç! Malmaison [ 2 ] gülleri yassıydı. Şimdikiler sivri ve yuvarlaktır. Çiçeklerin camekânlanna bakınız: Marcel Proust'un orşideleriyle bi zim devrimizinkîler arasında ne ka* dar fark var? Vaktile ecdadımızın pek sevdikleri kokulu burcak iki renkli ve küçiicük bir şeyken bugün koskocaman ve tek renkli oldu. «Champs Elyseis» de dadılarm sürüp gittikleri arabalara bakmız. Basık tekerlekli ve bizim çocukluğumuzdakinden pek farkh. Arabanm içindeki çocuk mesleesmin ayni şekilde kalmasına rağmen arabaların değişmesi, çiçekler gibi çocuk arabalan için de bir modanın mevcut olduğunu göster miyor mu? Hatta kitap kaplarının rildi üzerindeki tezyinata varıncıya kadar ruhun ve vücudün bütün tezahürlerî modaya tâbidir. Bazı tembeller de zannederler ki kendilerini vaktinde bu kadar heyecan ve teessüre düşüren moda tekrar dönmez ve daima yeniden vücude gelîr ve devirler modanın yalnız zamanlannı ifade ettiklerine kanidirler ki asıl güzellfkleri de bundan neş'et eder. 16 mcı Louis ile Pompee [ 3 ] zamanmın üsIupları ve Marie Antemette [ 4 ] ile Mısır'daki on yedinci Firavun sülâlesinin zamanı kadar biribirine u azktır. Buna rağmen muhakkak ki her şey devam ediyor ve hiç bir şey yeniden başlamıyor. Moda, ancak kendinden evvelki tarza muvafık şekilde gelirse mu~ vaffakiyet kazanır. Fakat bunun için ne evvelkinin ayni, ne de ondan büsbütün baska olmamahdır. Tıpkı iki çehrenin, iki gurubun yekdiğerine benzememesi gibi ayrılmah, fakat ikisi de insan yüzü, ikisi de güneş batması olması itibarile esaslan birlesmelidir. Moda, adeta aşk üzerine müesses gibidir. Çünkü bu bir tercih, beğenme, inhisar meselesidir. Her bahar, her yaz elbiseleri yenilemek kendi nazarile beraber başkalaırının gözlerini de memnun etmek demektir. Evvelce görülmüş olandan insanlarda tabiî bir bıkkınhk mevcuttur. Halbuki her yeni şey bir heyecan, bir hareket vererek onu gaşyeder. Gerek terzihanelere, gerekse resim, heykeltıraş eserleri teşhir olunacak yerlere ve edebiyat salonlanna, bütün fikir veya çiçek teşhir olunan salonlara herkes ayni şekilde davet olunur: Gördüğünüz şeyler karşısmda hayret edeceksiniz, mutlaka gelin! Ressamlar görüş hislerine tesir etmiş olan şeyleri gosteriırler ve bu gösterme kendi zamanlarile nıukayyettir. Halbuki moda her yerde ve her tarafta görünür. Çünkü onu sade roplar ve mantolar bahsmde aramak beyhudedir. Meselâ şemsiyeler için olduğu kadar, köpekler için de mevcuttur. Hani teyzelerimiz zamamndaki küçük köpekler ne oldu? Hiç nesil bırak madan mahvolup gittiler mi? Bizim gençliğimizde onların yerine Rus köpekleri almışlardı. Şimdi de Çin köpekleri moda. Evlerde beslenen kuşlann yerine de Japon balıklan kaicn oldu. Vakıâ modanın nasibi geçip gitmektir. Fakat J»iraz sonra dirilen bu ölü, [bir üslup, bir tarzStyle] şekline girmektedir. Bir devrin seciyesini, o devrin in«anlannın sahip olduklan şeyi, eskisinin zıtdı ve muhalifi olarak gör[1] Birlnci Napoleon'un zevcesi. [2] Josephlnein oturduğu yer. [3] 88 tarihinde Ronıa Konsulü IU 16 ıncı Louis'nin zevcesL Bir çoklanmız yazın sayf iyeye gittiğimiz zamanlar pratik haf if elbiseler tedarik et meği fazla bir külf et ve masraf addederek işi oluruna bağlamakta v« mevcut elbiselerle gezmeği kâr say maktadırlar. Halbuki bu müthiş ziyanlı bir usuldür. Fazla masrafla vücude getirilmiş şehir kıyafetlerini dağda taşta üzerek yıpratmak gelecek kış için iki üç misH paradan çıkma mıza sebebiyet ve rebilir. Şu numunesini koyduğumuz ceket ve rop hem ucuza çıkabilecek tarzda hem do çok •şirin ve pratiktir. Yazhk pratik kıyafetler c Rop seyrek dokunmuş beyaz tüvitten sade ve ba sit bir tarzda biçilip dikilmiştir. Ceketi beyaz üze rine mercan kır mızısı renginde geniş satrançlıdir. Boynunda beyaz bir eşarp iğne ile zarif şekilde tutturuiacak olursa serin havalarda göğsü rüzgârdan muhafaza eder. Sapka kâğıt cinsi Panamadandır. Üst kısmın etrafı 23 nisan ve çocuk bayramı memleketin her yerinde büyük tezahüratla kıdlıdandu Yukarıda solda, Zonguldakta, sağda Trabzonda, aşağıda solda BeypazanndOt mğda Bozüyükte ve ortadaki de Bursada yapılan tezahürlerden birer intiba.~ dört müntahap renkte kordelâ ile çevrrlmiştir. Beyazlı siyahlı yahut kahve rengi ve beyazlı ayakkabılar bu kıyaf etle çok iyi ğider. Ferağat timsali Bir muallim Çorum, ölen köy hocası içîn abide dikecek i Balıkesir vatan yavruları Yeni orijinal şapkalar r İki zarif model mıştır. Bunun iki yanı kesik kordelâaı o kesiklerden geçhilmiş şekilleri de mevcuttur. Aşağıdaki akşam şapkası uzun bir külâh şek Knde ve sarı lâme kumaştandv. Adinı «acem takkesi> koymuşlardır Başa giyildikten sonra herkes zevkine aörft ona J Bazı fazla orijinal ve züppevari şapkalar var ki onların modellerini bile koymıya elimiz varmıyor. Çünkü bunlar bizi daha sevimli, zarif, güzel gösterecek yerde çirkinleştiriyorlar. Fakat bir takımları da var ki orijinal olmalarına mübalâğalı tarzda yeni ve görülmemiş sekilde bulunmalanna rağ mea hepimize pek ziyade yakişacağı muhakkaktır. Resimlerine, basta duruş tarzlarına bakarak buna hük metmek gayet kolaydır. tşte size zarif iki model: Yukarıdaki gündüz sapkası tabiî ketendendir. Biraz uzunca tutulmu», ortasından kalmca mavi bir kordelâ ile bo' ğularak tepesi içeriye dogru bastınl | f^kli Termektedir. Baş tuvaletlerî Yeni saç düzeltme tarzları elbüelerine ve yüzlerine en iyi giden tarzı aramalan doğrudur. Şu yandan ve arkadan resmini koyduğumuz nümune de yeni yarablmış modellerden biridir. Dalgah hatlar sag taraftadır. Bütün saçlar genij şekilde ondülâsyon yapılarak »IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIII1IIIIIII1IIIIIIIMIIIIIIIIIII ııiıııııııııııııııııııııııiMiııııııııııınıııııııııııııııııııııııııııııınıııııııınumı Kadm saçı bugün adeta elbise" ve mantolarla birlikte seklini ve hatta rengini değistirmektedir. Bir çok hanımlar elbiselerinin renklerine göre saçlarım boyamaktadırlar. Haydi bu boyama meselesini fu zuli bir züppelik addedelim. Fakat düzeltme meselesinde hemşirelerim tamamile haklıdirlar. Her defasmda mek teçkil eder ve moda olan tarz hiç bir zaman sabit kalmaz. Çünkü göz alışır. tşte insaniyetin gayet müşkülpesent olan gözlerinin ihti yaç ve aırzularını tatmm etmek içîn onu bu ahşkanlıktan kurtararak ye geriye atılmış ve ense üzerinde hat* kalar tarzrnda toplanmıştır. Sol yaa nak üzerindeki kısımlar hafif şekilde ondülâsyon yapılmışhr. ni bir şeye alıştırmak icap eder. Medeniyetin başladığı günden itibaren vücud'e gelen yeni modalar adeta körlere görmek hassasını bahşeden kuvvet kadar zevk verici mahiyet tedorler. Prenae* Bibesco Çorum «Husu sî> Bugün cumhuriyet o kurlaruıa ve mefkureci genç Hğe kara bir haber vereceğim. Vi lâ ye ti mi zin Mecrtözü kaza • sınm Figani köyü m u a 11 i m i Memduh Bey öJ* dü. Memduh B* yin vefatı, lâlet 4 tayin bir mual Merhum Memduh Bey Ihnin krfan ordumuz içinden eksHişi değildir. Memduh Beyin olümü koycülük mefkuremizin en ferağat kâr, en fedakâr çocuklarmdan biri Memlekette kimsesiz yavrulara nin o mefkure sahasından bir daha bakmak şefkat ve taamülü gittikçe dönmemek üzere çekîlişidir. artıyor. Resimlerimiz bu şayanı tak Memduh Bey 1930 senesinde Izmrr muallim mektebinden mezun olarak Çorum vflâyeti Maarif müdiriyeti emrine verilmiştir. MuallimHğe baslamak üzere Çorum'a gelen bu genç, Çorum merkez ilk mekteplermden birine taym edîlmis, fakat genç muallim bunu kabul etmiyerek bir köy muallimliği tstemiş, merkezde kalması için vaki olan ısrarlan şiddetle reddetmiştir. Genç muallimin bu arzusunu takdir eden Maarif idaresi, nihayet kendisi içm Mecitözü kazasının köylerînde bir muallimlik inhilâl ettirmiş ve Memduh Bey Figani köyü muallimHğine tayin olunmuştur. Sevinerek tayin edildiği köye gi den Memduh Bey köy hayatmın Tepek6y kooperatlflnln senellk lçtlmaında mahrumiyetleri içind'e derin bir ask bulunanlardan bir kısım ve ferağatle çalışmağa başlamış. Az Torbalı cHususî» Tepeköy kozamanda mektebini iyi bir hale ge operatifinin senelik umumî içtimaı tirmiş, talebesini ilerletmiş, köyde 180 ortak ve kaymakam Sefik, Zihayat ve neş'e yaratmıştır. raat bankasi şeflerinden Behçet Köy kanununun, köy mu Beylerin huzurlarile yapılmışhr. Oallimini ihtiyar meolisi aza kunan idare meclisi raporunda koosından addeden maddesine sarılıp peratifin mıntakanm tohumunu ıs her içtimaa iştîrak etmiş ve köylü lah ettiğini, ortaklara ziraî istihsal yü yükseltmek için calışmiitır. Genç muallimi, bidayette anlıyamıyan için (40221) lira ikraz ettiği köylü, aradan çok geçmeden tama20000 küsur lira tahsilât yaptığı mile anlamış ve onun köy için, köyve halen çiftçinin hayvan sigorta lü için faydalı bir adam olduğunu meselesi için uğraştığı ve koope görerek hiçbir yardımmi esirgemeratifçilrk mefkuresinin tahakkuku miş, her iş için Memduh Beyin fikriiçin müdür Rifat Bey tarafından ni almış, onun delâletinden istifade köylerde konferanslar verlidiği ziketmiştir. Figani köyü, bugün bildi redilmistir. Eski idare heyeti ibra ğrmiz köylerden hicbirine benze edilmiş ve yeni heyet seçilmiştir. mez. Çok temizdir. Bütün köylü vaKooperatifin faaliyeti memnuniyetzife hissile meşbudur. Okuyup yazle kaırşılanmıştır. ması olmıyan kimse kalmamıştır. K. Gültekin Köyde temîz su, temiz yiyecek vardır. Köyde hergün Çorum bayiinden allimin cenaze merasimine iştirak gönderilen beş Cumhuriyet gazetesi etmislerdiır. satıhr. Şimdi köylü Memduh Bey için Durmadan çalışan ve bu mefkure bir mezar yaptırmağa çalıçmakta mesaisi uğrunda kendini ihmal eden dır. Bu gence karşı gösterilen alâ genç muallim hastalanmıştır. Bu ka gittikçe büyümektedir. Çorum hastalığından hiç kimsenin haberi daki mefkureci ilk mektep muallimolmamıştır. Gene muntazaman mekleri, Maarif idaresi öne dü;mü$tür. tebine devam etmiştir. Nihayet mekYapılacak mezardan başka bir de tebini taftişe giden mufettiş, mualköy muallimi namına bir abide dilimi vazifesi basında ve hasta bul kilecektîr. Bu abide için Mecitözü muştur. Onu, bir türlü bırakmak iskazası ve bütün vilâyet uğraşıyor. temediği mektebinden çıkaraeak Genç muallimin gene bir köy muÇorum vilâyet hastanesine yatır allimi olan genç hayat arkadaşına mıştır. Fakat Memduh Bey kurtu ve bütün mefkureci gençliğe tazi lamamış, ölmüstür. Bu acı haberi yetlerimizi arzederiz. alan köylü yaya olarak yollara düşüp Çorum'u bulmuş, ve genç muEmre Hasan dh* yardımlara lâyık gSrülmBş yav * rulan gösteriyor. Yukanda solda Kır* şehir Himayeietfalinin giydirdiği 91 çocuktan bir lasnu, sağda Gehze'd* yemek veriten yavrular görülüyor. Asağıdaki iki resim hürmet ve minnetl« amlması lâzım Bartın'lı bh tacirin sevindîrdiği yavrulardır. tnce Alemdar zade Faik Bey yalnız kendisi tam 80 yavruyu baştan aşağı giyindirmiştir. Tepeköy kooperatifi Bir senede neler yaptı? Nazilli köylerinde "ncak merasimi Nazillı'nın Esebeyli köyünde »ancak çekme merasimlnden bir intlba Nazilli «Hususî» Burada Halkevi çok mühim bir ise gnişmiştir. Bütün Nazilli köylerinde her cuma günü köylünün huzurile ve mera simle sabahleyin bayrak çekilecek ve akşamlan indirilecektir. Nazilli'ye bir saat kadar uzak üç yüz haneden ibaret Esebeyli köyünde bu meraaim ilk olarak yapılmış ve meranmde Halkevi heyeti erkânile orta mektep müdürü de bulunmuştur. Bütün köylü toplan mış, külliyetli heyet huzurile en yaşlı bir adam bayrağı çok yüksek bir huşu ile çekmiş, mektep çocukları bayrağa selâm durmuşlardır. Emineddin Bey bayrağın kıymetini, köylünün buna verdiği ehemmiyeti anlatmış.. Çok yüksek bir surette millî hisler uyanmış, ve köylü pek iyi ve canlı, duygulu bir gün yaşa mıştır. Her köyde Halkevi bunu tekrar edecektir. Lâpsiki'de kooperaiif faaliyeti Lâpseki «Hususî» Çardak'ta bir ziraî kooperatif vardır. Köylü nün ziraî ihtiyaçları bu müessese • nin yardımile temin edilmektedir. Halk bundan çok memnundur. Şimdi bir de balıkçıhk kooperatifi açılmak üzeredir. Kazada bu nümune lik kooperatif gibi kooperatifieri» çoğaltılması için çalışılıyor. ibrahttn ntuıut