Camhartyet '• 28 Nisan ı9?3 = Şehir ve memleket haberieri dair : MARTA MAK KENNA . 1 5 Sivasîicmal Vaşington'daki müzakereler Ve Cenevre konferansı Silâhlart bıraktna konferansı, paskal* ya tatilinden sonra tekrar faaliyete baş* ladı. Fakat ciddî surette ise girişemedi. Çünkü gerek bu mesele, gerek diğer cihan meseleleri hakkmdaki esas müza kereler Cenevre'de değil, Vaşington'da cereyan ediyor. Zaten silâhlan bırakma konferansı küçük devletlerin itirazma rağmen asıl paskalya İçin değil, belki Amerika'nın payitahtında büyük dev ietler arasuıda cereyan edecek müza • kerelerin vereceği neticelere intizaren uzun bir müddet tatü edilmişti. Bu müd det kâfi gelmediğinden Cenevre'de kat'î müzakerelere henüz girişilemedi. Her nedense Fransa hariç olarak diğer garpli büyük devletlerle Amerika cihan meselelerinin Cemiyeti Akvam meelislerinde, silâhlan bırakma konferansı gibi konferanslarda halledilme smi istemiyorlar. Cihan meselelerinin evvel beevvel kendi aralarında kararlaştınbnasına, bU&hare diğer küçük devletlerle temasa gelmmesine, bu suretle meclislerin, konferansların emrivaki karşısuıda bulundurulmasma ta raftar bulunuyorlar. Malum dörtler misakı da bu arzunvn devamlı bir usul ittihaz edümesi için ileri sürülmüstü. Bu misokın çabuk çabuk tahakkuk etmiyeceği ^nlasıldıktan sonra Vaşington içtimalan tertip edil mişti. SOâhlan bırakma ve mtıahedelerin tadîli meselelerüe Rusya meselesinm halli işi şimdi büyük devletlerin en zi yade salâhiyettar ricali arasında Ame rikan payitahhnda görüşülmektedir. Vaşington'da her şeyden evvel siyasî meseleler görüşülecekti. Fakat Amerika'nın birdenbire doların beynelmilel kıymetini altınla teyit etmekten vaz geçmeğe karar vermesi paralann istikrarmı müttefikan temin etmek meselesinin murakeresini diğer meselelere tercih ettirdi. Bu mesele hakkında aşağı yukan bîr itflâf hâsıl olacağı anlaşıldığından diğer meselelere geçfldi. Bu meselelerin basında Fransasnın kendi silâhlarmı bırakmak ve mağlup devletlere tam müsavat vermek için şart koymakta ısrar ettigi emniyet mese'esi vardır. Fransa'nm istediği kendisile tngiltere ve Amerika'nın bütün cihana hükme decek bir heyet teşkil etmeleridir. Fakat Amerika Avrupa'da ve deniz aşın yerlerde yeni taahhütlet altına gir meğe taraftar değildir. Emniyet ve selâmet temınatınm yalnız Kellog mi»»kuıın geniş bir surette tefsir ve izah edihnesi 3e takviyesine mütemayîldir. Fransa teminat meselesini bir tarafUn Vaşington'da müzakerede iken, diğer taraftan Cenevre'de tngiliz plânı nın konuşulması dolayısiîe müttefSderi ile birükte yavas yavaş neri sürmeğe başlanuşbr. Lehistan bir taarruz vukuunda devletlerin derbal istişarede bu • lunmalan için bir misak aktini ve Amerika'mn dahi bu misaka dahil olmasınt ehemmiyetle teklif eylemiştir. Fransa da böv'e bîr misakı umumî komisyonda teklif edeeegini büdirmişur. Bundan başka Fransa mütekabil muavenet msakmı tanzim edecek komiteye tesekkülü zamanında serdede ceği tek'iflerm esasiaruu da şimdiden ortaya koymuştur. Bu esaslar cebir ve kuvvete müracaat edBmiyeceğine dair umumî bir beyanname ile harbm men'i çarelerini tesbit edecek umumî bir mukavelenin akti, taarruza oğnyacaklarm yardnn almak hukukunun tasrihi, bir kontrol komisyonunun teşkilidir. Ve'hasıl beyneîmflel müzakereler fl« silâhlan bırakma konferansı en naz3< bir safhaya girmis bulunuyorlar. MUHARREM FEYZt Ikl k o n t e r a n s . . . Dün verilen ziyafette yüzlerce yavm bulundu, Marta nihayet İntelliçence Service teşkilâtı azalığıErgani hattmı yapmakla oyunlar oynandı ve geç vakte kadar eglenildi nı kabul etti ve Lucelle'den talimat aldı! memleket ne kazanacak? • bm. değil midim? akkal anne! * lardaHasta bakıcı bir hasta kadın Bura bir çiftlikte vardı; Roalers'lc aeyyar zerzevatçılık eden bi' ihtiyar kadınla tanısmıştık. Alman neferleri pek hoşlarına giden bu kadına «bakkal anne» ismmi vermişlerdi. Bakk?\ arme haftamn ekaeri gimlerinde, şehir haricindeki koylerden topladığı yemisleri ve zerzevaüan, küçük bir eşeğm çektiği arabasma yfikler ve kapı kapı dolaşarak bunları satardu Alman kıtaatram kantin denîlen hususî lokanta ve bakkaliyelerine yemiş satmağı taahhîit etmiş olduğu için Alman'lar, ihti yar kadma bir seyahat vesikası vermişlerdi. Bunun sayesinde istediği saatte istediği yere gidip geîebiliyordu. Tak • riben 70 yaşlarmda olan bakkal anne nin gümüş gibi beyaz saçları ve bir mektepli küçük kız gibi kırmızı yanaklan vardı. Lucelle'nin ecrarengiz liyaretinden üç gün sonra, gene bir sabah gece nöbetinden çıkrtuş, evimize gidi yordum. Yolda bakkal anneye rasgeldim. O mutadı veçhüe yolun kenarında hem ihtiyar eşeğini sürüyor, hem de eski bir halk şarkısını mınldanıyordu. Beni görünce, ince ve alaycı sesile: Bonjur matmazel, diye bağırdı. Kolanda bir sepet vardı. Yanuna yaklaşarak söze devam etti: Hava soğuk değil tni? Fakat sabah gezmtisi yapmak için tam havast. Şu fasulyelerimin güzelliğine bakın mat • mazel! Hem bugün, gayet ucuzjreriyo rum. Bizim evin öniine gelmiştik. Genç bir hixm«tçimiz vardı Zerzevat alraaa için onu çağıracaktım. Bakkal anne iğuerek tepetini kapmm önündeki sahanlığa koyda ve yüdırun sür'atile avcuma bir şey suaştırdı. Benden başka kunse • nin işitemiyeceği bir sesle: Odanızda yalnızken okursunuz, dedı. Hismetçi ku gelmisti. Ben koşarak merdiveni çıkhm. Odama girdim. Kaoıyı kilitledim. Kadmtn elime sıkıştırdığı şey, gayet mahirane ve epey kanfik sekilde bükülmüş küçük bir kâğıtn. Heyecan ve meraktan thriyerek açtım: ^^ . *Bu akşam saat dokuzda Ztveve • zeele yolu üzerinde tağ kolda ikinci çiftliğe gidiniz. Orada rizi bekliyeceh olan Lisette'i isteyiniz.* mektubun bütiin mubteviyatı bundan ibaretti. Birdenbire ba mekto • bun Berlin karakoneoloslan tarafından tertip edihniş bir tuzak olman ihtimali akluna geldi. Fakat, ne olursa olsun bir defa çiftliğe gitmek tehlikesini göze aldırdım. Bu, Lucelle'nin bir mektubu olduğuna gÖre, her ne pahasma olnrsa olsun, gidip kendisini görmek mecburiyettnde îdim. ona bakmağa gidiyordum. Çamurlar soğuktan donmuş olduğu için kolayca yüriiyordum. ötede beride, eüerinde fenerler Alraan askerleri gidip geliyor lardı. Bana ebediyet kadar uzun görünen bir yüriiyüşten sonra, rtihayet tar lakun bjrakıp yola aüadım. Etrafı görmek için ihtiyaten, gideceğim çiftliğin ilerisinde yolun îistüne çıkmıştım. Gsri dönerek çiftliğe doğru yürüdüm. Bu kısa mesafevi katederek duyduğum heyecatı, o aksamki ha'ecanlarımın en büyüğü ve siddetlisi oldu. Çiftlifin arka kanısını gizlicc ve korka korka çalarken, bu defa hayatı mm tehlikede olduğunu hiuedivordum. Ya k&rşıma karakoncoloslar çıkarsa... Kapıyt çaldım. Kapı hafifçe gıcırdıyarak aralandı. BosTik bir ses sordu: Lisette'i «örmeBe geldim. Sözüme bir homurtu mukabele etti. Sonra, taslarm tistünde kamya vakla • şan takonve (riirültü'eri isittim. Kapı açıldı. tçe'ide karanlık bir koridor g'â • rfinüyoTdn. Kapının açılan kanadile beraber duvara yaslanrnıs bir insan ha yali pörönüvordu. Ben girmekte te reddüt ediyordum. Bhdenbire bir el elimi yakalıvarak beni içeri çekti. Arkamdnn kanıvı kaondı ve beni sür'»tle stiVfiküyerek karan'ık bir merdivenden vukarı cıkıırdı. R^hberim kar*ımıza «re len kapıyı açarak beni los bir odava sokta. Ocakta vanan odunlann bafif ee aydınlattigi bu odanın oencereleri kaltn »frdeler'e nmsıkı örtülmüstü. Luclle ocaem Önunde arkag'nı ateşe dönmüs. dnruyordu. Yanında bir genç kız vardı. Bo genç kız, bana rehberlik eden msan havn'i idi. LuceHe ona: Pie'ette dedi, siinheli bir ses Uitir isitmez hemen bize haber ver, kız çıktı, yalnız kaldık. Yavrom seni görduğfime çok memnı«n o'dnm. Şuraya ateşin yanma otur, bakayim. Lucel'e beni oturttuktan sonra, kendisi de bir sandalye alarak karşıma otnron. Marta,dedi. Bugünden itibaren, kendi arzunla casus oldun. Memleke timizi işgal ve idare eden bu menfur dii«mana karsı ealiMcaksm. Sen de şim ı di benim jribi, lngilizMerin tstîhbarat ve ! casusluk hizmetlerini gören tntelligence | Serv'ce tesk'îâtmın azasmdarsm. Ara i sıra, bası emirler alacaksın ve bu emir } lerî bfiton «rayret ve kabflivetin'e ya | pacaksın. Roulers hastsnesindeki va • ; zifen do'avsile, her rütbeden düşman | askerlerfle daima temas halindesin. Al İ man kılaahnm harekAhnı mükemmelen ; ogrenebilirsin. Diğer öğreneceğin sey ler de şunlardır: A«kerî ordusfâh'ann mevkfleri, kıtaatm tecemmü'.eri, topçu mevzüeri, Ievazun ve mühimmat deoolarmm yerleri ve içindeki mevat... Hulasa, cephe yakininde askerî bir garnizonda her gün olup biten ve askerlikle alâkası olan her şeyi öğreneceksin. Alacagtn emirleri yaptıktan başka, bütiin bu topladığın askerî haberieri de bildireceksin. Askerî haberieri bildirirken bir noktaya nazarı dikkatini celbe • derim. (Mabadi var) karrer gazetenin bir an evvel nesrini temtn için teşebbuse girisilmesi de karar altına almmısttr. Beynelmilei Talebe Birliğinin 5 mayısta Vened : k'te toplanacak kongreye MOlî Türk Talebe Birliğinin de işti rakine dair teklifine henüz cevap ve rilmemiştir. Heyeti idarenin gelecek içtimaında bu hususta bir karar verilecektir. Birlik, Bulgar Talebe Birliğine ve diğer Bulgar talebe cemiyetlerine birer mektup gondererek Razgrat hâdisesi münasebetüe, teessürlerini bildirecek tir. BeynelmOel Talebe Birliği salnamesi içİD de Türk Talebe Birliğinden bazı malumat istenmiştir. Bu da yakrada gön derilecektir. Amerika Tarih Cemiyeti tarafından dünya sulhu hakklnda hazırlanmakta olan bir kit»o mönaseberile de Türk Talebe Birliğine bir mektup gelmiş ve Türikey'de sulhun teminine çalışan cemiyetler mevcnt olup obnadığı sorul muatar. Buna da verilen cevaota Tür kive'nin bastanbasa, en büyüğünden en kucueüne kadar sulh taraftan olduğu ve binaenaleyh bunun için ayn cemi • yef'p' te«kil;ne lüzum bile görülmedi gi V>îldiri'mi»tir. Birlik, bir gençlik marşı vücude getirmek üzere müsabaka açmağı karar* lashrmuhr. Bundan başka talebeyi, talebe ol mıyanlardan ayırdetmek lüzumu hissedilerek Darülfünun ve yüksek mektepler telebeleri icin mfişterek bir kasket şekli tesbrt etmek üzere Birliğe merbut mektepler cemiyetlerinden birer nümune isienilmiştir. Bunlann bir kısrm Birliğe gönderil • miş ve tetkike başlanmıştır. Mülkiye Mektebi talebesi dün Galatararay Lisesi konferans salonunda bir müsamere tertip etmistir. Müsamerede talebe tarafından bir konser verilmjş ve DarülHuıun müderrislerinden İbrahim Fazıl Bey «eski ve yeni istikraz siya • setferi ve 1933 ikramiyeli istikrazı» mevzulu bir konferans vermiştir. İbrahim Fazd Beyin konferansı tbrahün Fazd Bey bu konferansında Osmanlı İmparatorluğunda Kınmdan Harbi Umumiye kadar ahmış sene zarfmda aktedilen ve miktan 350 milyon liraya baliğ olan istikrazlan ve istikraz siyasetini tenkidî bir tahlile tâbi tutmuş ve sözüne şöyle devam etmistir: « Bütce açıklannı kapamak ve eski borc faizlerini ödemek için istikraz yapmak siyaseti Osmanlı împaratorluğunu iflâsa götüren malî bir siyaset olmuş ve mem'f l !' ı ' : • • • • j^. vazenesini ancak bu sayede idame edebilmiştir.» Fazıl Bey bundan sonra cumhuriyet devrinin maliye ve istikraz siyasetine geçmiş, tsmet Pş. Hz. nin memleket bütçesini tevzin için Lozan'dan başhyan mücabedelerini hahrlatmış, mcm • leketin Osmanlı hükumetinm bırmktığı ezici borc mirası altında kalmaması için tsmet Paşanın Lozan'da istikraz mokavelelerini yeni sartlara tevfik ettirmek prensipmi ecnebilere ne suretle kabul ettirdiğmi ve bunun neticesi ola* rak 1928 ve müteakıben geçenlerde imsa edilen 1933 itilâfile haricî borçlar yüküntin ne suretle memleketin malî kabiliyeti haddine irca edildiğini izah etmistir. Hatip müteakıben, tsmet Paşa hükumetinin yorganımıza göre ayak uzatmak ve bütçe açıklan için istikrazdan kaçınmak siyasetinde ne kadar ısrar ettiğmi ve bunda ne derece muvaffak olduğunu göstermiştir. Bu siyaset yalnız maddî masraflan adi va* ridatla kapamak ile kalmamış, şimen • difer masraflan gibi fevkalâde masraflar da vergi ile kapatılmak suretile müstakbel nesillere misal olacak millî vazif e ifa ettiğini izah etmistir. Fazıl Bey en sonra 1933 ikramiyeli istikrazma geçerek demiştir \âi « Düne kadar memlekette umumî kayit suretile bir istikraz imkâm yoktu. Çünkü tasarnrf yoktu. Bugün memlekette tasarruf hesaplannm lâakal 4050 mi'von liraya çıkmış olduğundan, bütçe açıklannı kapamak için değil, umuru nafia için bundan istifade etmek mümkün ve elzemdir.» Bundan sonra istikraz maksat ve şerait itibarile tahlil edihniş, bununla umumî ve hususî menfaatin mezcedilmis olduğunu izah etmistir. Fazıl Bey nihayet hükumetm cesurane bir adun atarak umumî kayit usulüne müracaat etmekle halkm vatan • perverliğine, menfaatmi idrak kabili yetine itimat gösterdiğini ve buna mukabele etmek te halkm vazfesi olduğunu söylemiştir. Çeviren: ABİDİN DAVER Küçüklere danslı çay! Çocuk baloaundâ damede n mektebi kızları Çocuk haftasınm beşinci günü olan dün de çok giizel ve neş'eli g«çmifttr. Hafta münasebetüe dim «aat üçte Hiznayeietfal cemiyeti tstanbul merkezi tarafından Maksim'de bir dansh çay siyafeti verilmifta*. Ziyafete isiirak eden yüzlerce ço cuk saat altıya kadar eğlenmistir. Bu müsamerede muhtelif oyunlar tertip edilmiştir. Bu caeyanda Azerbaycan orkestrasuun iftirakile millî oyunlar oynanmvştır. Saat tam beşte evvelce tertip edilen piyangonun kesidesSne baf lanmi'ş ve miniminiler bir çok kıy metli hediyeler kazannuslardır. Bundan sonra Selm* Hanım bazı dans numaraları göstermiş ve Tamburî Refik Beyin idaresindeki ala turka orkestra çok giizel bîr konser vermiştir. Bugün de sekiz ilk mektebin if Halkevinde yapılan Gürbtiz ve guzel Ç tirakile saat ikiden itibaren Gülha gürbüz ve güzel ço cuk musabakasında ne parkında çocuk oyunlan ve mü~ cuk müsabakasında blrinci çıkan yamrusamereler tertip edilecek; beden ha jnuvaffakiyet kaza lardan Metin Avni I nan yavrulardan biri reketleri yapılacaktır. '^cyBBveöi© v a Bir kâtip baııldı Beyoğlu sulh ceza mahkemesi zabıt kâtiplerinden Enver Bey, dün, öğleden sonra müddeiumumî Kenan Beyi makamında görerek memuri yeti hakkında söz söylemek istemiş fakat üzerine fenalık gelerek düşüp bayılmıştır. Bayılan memur, tabibi adlî Enver Bey tarafından ayıltıl mıştır. iMlaarfll'ta ve Ecnebi mektep'er taîebes.nin bakaioryası Maarif Vekâleti bu sene yapılacak olan bakalorya imtihanltrına ecnebi ve ekalliyet liselerinden mezun ta~ lebeden iştirak edecek olanların bir listesmi istemiştir. Mal rif idaresi bu Hsteyi tanzim etmeğe başlamıştır. ilk macera Akşam olunca ilk macerama atddım. Karakoncoloslar tarafmdan yakalan mamak için de yolumu değiştirerek tarlalar arasmdan yürüdüra ve bir saatte çiftliğe vardım. Göğsümün içinde kalbim öyle bir çarpıyordu ki yerinden hrIıyacak sanıyordum. Alman jandarmalan, akşamm bu saatinde beni böyle kfflarda dolaşırken görürlerse onları aldatacak yalanı da zihnimde hazırlamışsına gelince; bu arkadaşlarımız hâdise mahallînde sırf, Birlik tarafından ihzar cdüdiği şayi olan nümayişin mahiyetini anlamak için bulunmuşlar ve hatta Türk gençlğini mes'ul vaziyete dü?ürel>ilecek olan bîr takım müfrit hareketlere de mâni olmuşlardrr. Bu noktaları bütün veaikalarüe Cumhuriyet mahkemesinin yuksek huzurunda isbat edecekler ve Millî Türk Talebe Birliğinin şuurlu insanlar tarafından idaTe edildiğini efkâri umumiyeye anlatacaklardır. Bu aon nümayi8 hâdisesi münasebetile yüksek tahsil gençliginin bir takım muzır fikirler, yabanet teşviklerle hareket ettiğtni hna eden neşriyat ta yapılmısto. Gençliği temsil eden bir teşekkül olması itibarile millî Türk Ta lebe Birliği bu neşriyab şiddetle red deder. Tam cumhuriyetçi, koyu milli yetperver, tam kanun sever fertleT den teşekkiil eden bugünkü nesle her hangi yabancı bir tesirin nüfuz edebileceğini, cumhuriyetçilikten. milliyetperverlikten, kanunperestlikten ayn bir fikrin telkin edebileceğini kabul etmek rnünevver gençliğe en ağır bir isnatta buloamak, iftira etmek demektir. Millî Türk Talebe Birliği, bu körii iftiralan şiddetle reddetme&i en büyük hizmet lennden biri sayar.» Heroincilere dair tahkikat Heroin kaçakçılığı yaptnaktan suçlu olarak mevkuf bulunan Bernard Blamental, Niko Camadani, Yorgi Camadani, Estelyo, Mircan ve Kosti Efendiler, dün tekrar birer Utida ile altıncı Utintak hâkimliğme mü racaat ederek kefalet vermek su retile serbest bırakılmalannı iste mişse de reddedilmiştîr. Heroin kaçakçılığına ait tahkikata devam edilmektedîr. Şahitlerin dinlenmesi bitmek üzeredir. MOIettşferin konferansları tlk tedrisat müfettislerinden bazı zevat vaki olan davet üzerineyakında Bursa'ya giderek terbiye nıevzulan etrafmda muhtelif ko# ^ranslar vereceklerdir. Hâmit Sadi Beyin konferanst Darülfünun müderrislermden Hâmit Sadi Bey tarafmdan da Darülfünun coğrafya enstitüsünde Malatya Ergani yolunun ehemmiyeti hakkında mühim bir konferans verilmiştir. Hâmit Sadi Bey bu yolun ticarî ve tarihî ehemraiyetinden bahsettikten sonra dem'ştir ki: « tleride Anadolu'nun en islek yolu bu yol olacaktır. Bugün hükumetimizin inşası için istikraz yaptığı hat ta bu yol üzerindedir. Bu yol Samsun Srvas Malatya Ergani Diyarbekir yoludur. Kısmen demiryollarfle döşenmis olan bu yol çok mühim bir transit yolu olmağa namzet görünüyor. İtalya, orta ve garbî Avrupa'yı, şimalî Afrika ve şarkî Akdeniz memleketlerine ve Süveyş kanalma bağlıyan yollann üzerinde bulunması ve munakalâta tavasstıt etmesi sayesinde ikhsadî muvazenesini temîne muvaffak olmaktadır. Türkiye'nin iktısat tarihj tetkik edilecek olursa bu memleketin de ancak büyük b'caret yollanna güzergâh olduğu zamanlar servet ve refah yüzü gördüğü anlaşılmaktadır.» Kananika Taksim abidesini genişletmeği teklif etti tstanbul'da bulunmakta olan Taksim abidesi heykeltıraşı M. Kanonika Belediyeye yeni bir teklifte bu lunmuştur. Heykeltraş Taksim meydanınm büyüdüğü ve abideyi küçük gösterdiği kanaatindedir. Binaena leyh abidenin iki tarafmdaki nöbetçi askerleri ayırıp iki taraflı biraz ileri alarak üzerlerinden abideye bağlanan bir tak yapmak ve onun üstüne de bir hilâl koymak tasav vurundadrr. Teklif Belediyece kabul edilirse eylulde gelerek tadilâtı yapacaktır. 3 seneye mahkum oldu Tarlabaaı'nda Dimitri isminde bi" risini bir gün evvel kendisfne yum ruk vurduğundan müteessiren bıçakla öidüren Mehmet Şaban Efendinin muhakemesi, dün tstanbul Ağırceza mahkemesinde intaç edilmiştir. Şa ban'ın bir gün evvel Dimitri tara fından dövültnesi, ertesi gün de tekrar birbirlerine tesadüf ederek dö vüsmeğe başlamalarında bîr tahrik eseri görülmüş ve yaşı da nazarı itıbara alınarak suçlu Şaban üç sene ağır hepse ve bin lira tazmmat itasına mahkum edilmiştir. CelâlBey Atina'da (Birinct sahifeden mabatt) « Yüksek bahri an'anelerine tevfikan Yunanistan tstanbul'daki Balkan ticaret odası yanında tesis edilen bahri kısmm dahilî nizamnamesinm Sbzarmda mtiessir surette yardım etmistir.» H&san Beyin bütün hitabesi ve bühassa son kısmı hararetli bravo seslerine ve alkışlara boğnlmuştur. Hasan Bey tarafından kullanılan lisanm sarahati ve Türkiye heyeti mu rahhası reisinin kanaat ve muhalesah bütün murahhaslar üzerinde derin bir mermumiyet uyandırmıştır. istatistik ve tetkik şubelerinin nakli Şehrimizd'eki giimrük istatistik ve tetkik şubelerinin Ankara'ya nakli için etnir gelmiştir. tstatistik subesi Başvekâlet istatistik umum müdür lüğüne raptedilmiştir. Tetkik subesi de Gümrük ve tnhisarlar Vekâleti tetkikat müdürlüğünde çahşacaktır. Turing KIDp kongresi Turing ve otomobil kulübü heyeti umumiyesi pazar günü 3,5 ta Perapalas salonunda toplanacaktır. Ankara'da bir konferans Ankara 27 (Telefonla) Yann Halkevinde Hukuk Fakültesi pro fesörler meclisi reisi Cemil Bey ta rafından rfahilî istikraz hakkında radyo ile de neşrolunacak bir kon ferans verilecektir. Bahri kısım projesi kabal edüdi Atina 27 (Hususî) Bahrî konferans dünkü içtimaında Yunan heyeti tarafmdan tanzim olunan Balkan ticaret odası bahri kısmı dahilî nizamna mesi projesini müzakere ve kabul eylemiştir. Talebe Biıiiğinin muhtelif :<irar.aii Talebe Birııgı idare heyeti dün toplanarak Bulgar takımile maç yapılma • roan hakkında Futbol Federasyonuna yazılması bararlasan mektubu hazıria • miftır. Mektnpta, iki memleket genç • liğiniıı henoz asabı gergin oldoğundan bir hâdiseye meydan verilmemesi ma vafık olacagı izah edilmiştir. Bundan başka Brrlilt namma çikanlması mo • deraet ettiler Çamlıca'da iki köşkü birden ai gorta bedeline tamah ederek yak maktan suçlu olan fırıncı Yakup E" f endi ile zevcesi Feride Hanım ve yeğeni Nazım Efendi hakkında bir müddettenberi Ağırceza mahkeme •inde görülmekte olan dava dün neticelenmiş ve her iki köşkün yan masmda kast eseri sabit görüleme diğinden suçlulann iiçünün de beraetine karar verilmiştir. Hasan Beyin beyanatı Atina 27 ( A . A . ) Atina ajansı bıldiriyor: Türk heyeti murmhhasası reisi Hasan Bey gazetecilere beyanatmda bir Türk Yunan ticaret muahedesinin pek yakmda yapılacağı hususunda nikbinlik göstermiştir. Ekmek narhi 1933 Güzellik Kraliçesi Nazire Hanımın şerefine dün Tokatlıyan'da hususî bir çay ziyafeti verilmiştir. Resmimiz çaya iştirak eden lerden bir grupu göstermektedir. tstanbul Belediyesindent Nisanın yirmi altma çarşamba gününden itibaren ekmek sckis francala on fiç kuruftur.