Camhariyeİ Dil anketi 40 numaralı liste Yazan: M. TURHAN Ankara 23 (A.A.) T. D. T. Cemiyetinden verilmiştir: Karşılıklan aranacak arapça ve fasrça kelimelerin bO numaralı listesi şudur: 1CERBEZE 7CİHET 2CESARET 8CİNS 3CEV 9CÎNSİYET 4CEVAP 10CİRİM cirmSCEZA ÎlCİSİM cum6Cezim 12CÜRET Czm 13Cürüm cürmListede çıkan kelitnelerden manaları birden fazla olanların her manası içm ayrı karşıhklar ileri sürülebilir. K<ırşıiık gönderen zatların gönderecekleri karşılıklardan manaları duyulmuş vc isitilmiş olmıyanlan hangi kaynaklardan aldıklarını göstermeleri rica o lunur. Dolar neden düşüyor? Ortahğa yayılan korku ve endişe bertaraf edilmedikçe itimadın avdetini beklemek boştur Bir kaç gündenberi Avrupa borsalanndan gelen haberler dolann yeni den dfişmeğe başladığmı bildiriyorlar. Bunun sebebi nedir? Rozvelt idaresi 12 milyonu geçen Amerikan işsizlerme if bulmak meselesini halletmek için 8,5 milyar Türk lirasına yakın bir masraf ihtiyar ederek Jbüyük bir nafîa programı tanzim et • meğe ve kredileri büyük mikyasta tezyit ve tevsi eylemeğe kalkışmtstır. Amerika bükumetinin bu muazzam program etrafmdaki düşünceleri sayi olunca bu kadar paranın, devlet bütçesmin muazzam bir açık vereceğmi, açığm ancak enflâsyon yapılarak, yani karşılıksız para çıkanlarak kapabjacağmı düsünen yüksek malî mehafil endişeye düşmüşlerdir. Ve son hâdise iste bu endiselerden doğmustur. Taymis gazetesinin Nevyork muha biri gazetesine gönderdiği bir telgrafta Amerika hükumetinin evini yakmak pahasma kuzuyu kızartmak demek olan böyle hatalı bir harekette bulunmıyacağını söylemekte, dolar kıymetinde vukua gelen sukutun umumî telâkkilere nazaran geçici olduğunu anlatmakta, yüksek malî mehafilin enflâsyon hususundaki telâs ve asabiyetini göstermesi itibarile sukut hâdisesinin manidar olduğuna da isaret etmektedir. Rozvelt hükumeti Amerika'da her türlü fırka ihtilaflanndan azade olarak iş basına geçtiği sıralarda hem Amerika efkân umumiyesmden, hem de matbuattan büyük müzaheretler görmüş • tür. Fakat bir takım büyük masraflar ihtiyannı istilzam eden yeni yeni ka • nunlar çıkanlması üzerine son zamanlarda muhalefet temayülleri uyanmağa başlamıştır. Hükumetin icraatmı şündiye kadar bütün kalplerile tasvip edenler arasında bile Mister Rozvelt'in son kararlan endise uyandırmağa başlamıştır. Ortada kongrenin enflâsyona taraftar olduğu şüphelerini takviye eden emareler de vardır. Amerika'da çiftçileri himaye etmek maksadile ahiren bir kanun çıkanlmıştır. Bu kanunla, Ziraat Nazırına mahsulâtı arziye fiatlannı di lediği gibi tayin ve tesbh etmek salâhiyeti verilmiştir. Şiddetli protestolara rağmen bu kanunun Amerika Âyanmdan geçmesi kongrenin enflâsyona taraftar olduğu etrafında uyanan şüpheleri ziyadeleştirmiştir. Bımdan maada Amerika Âyamnda geçenlerde bir teklif yapılarak hüku metin çiftçileri kurtarmak için karşılıksız para çıkarması lâzım geleceği ileri sürülmüştü. Bu ve buna mümasil hâdisat gerek dahil ve gerekse hariçte son zamanlarda müşkülâtla tesis edilebikniş olan umumî itimadı tekrar sarsarak dolann düşmesine sebep olmuştur. Bu yüzden ortalığa yayılan korku ve endişeler tamamile bertaraf edibnedikçe ticaretin devamh bir surette salâh bulması ve mkişaf etmesi için elzem olan emniyet ve itimadın tekrar avdetini beklemek boştur. HAYRETTİN ŞÜKRÜ ıtAinro Bu akşamki program ANKARA > 13,30 Ankarapalas'tan nakfl (or kestra) 18 Muallnn Zeki B. idareandf musiki mektebi korosu 18,40 Gramo* i on plâkları neşriyatı 19,10 Gitar solo (Sadri Bey) 19,40 Bir konferans 20,10 Ajans havadisleri ve hava raporu. VlYANA : 18,05 Hafif musiki parçalan 1 9 , 1 ? Konferanslar, hatvadisler ve mgilizce ders 20,40 Halk konseri (iki piyano ile) 21,40 Haftahk tefrika ve havadisler 22,15 Orkestra musikisi 23,35 Havadisler 23,40 Dans havalan. . »« BUKREŞ : 1 7,05 Askeri orkestra konseri 18,03 Havadisler 18,20 Konsere devam 19,05" Konferans ve havadisler 20,05 Kuartet 21,05 Konferans 21,20 tkı piyano ile konser 21,50 Havadisler 22,05 Hafif musiki parçalan. BUDAPEŞTE : 18,05 Tsigan orkestrası 18,55 Kon ferans 19,20 Opera orkestrasının konseri 20,20 Almanca ders 21,05 Koro ve orkestra ile Liszt'in bİT oratori osu 23,05 Konferans 23,35 Hava disler ve gramofon plâklan 24,20 Şarkılar. VARSOVA : 18,05 Piyano solo 19,05 Konfe rans 19,25 Havadisler, hafif musiki ve muhtelif program 20,50 Havadisler 21,05 Budapeşte'den 23,40 Gramofon plâklan neşriyatı 24,05' Dan • sing. ROMA: 21,05 Havadisler ve gramofon plâkları 21,20 Şarkılar (kadm sesi) 22,05. Muhtelif program. 23,05 Konferans 23,20 Radyo orkestrasının konseri. PARtS (Poste Parisien): 20,05 Cazbant 20,35 Konser 21,0! Sıhhî musahabe 21,35 Konser 22,45 Gramofon plâklan neşriyatı. BRÜKSEL I (Franz) : 20,05 Gramofon konseri 20,20 Mu sahabe 20,35 Havadisler 21.05 Akordeon solo 21,20 Fantezi program • 21,50 Mandolin solo 22,20 Musaha be 22,35 Cazbant 23,05 Havadisler 23,1 5" Cazbant devam ediyor. ŞİMALl İTALYA RADYOLARI: 1 8,1 5 Plâklar 21,50 Edebiyat saati 22,05 MuHtelif konser 23,05 Bir komedi ve gramofon plâklan 24,05 Havadisler. 24 Nisan 1933 99 Cem, ava çıkmıştî, ne bulursa avlıyacaktı, Mari şaşkın bir keklik gibi önüne çıktı, elbet tutulacaktı! On iki muhafız, bir türlü ayılamıyan muhterem şövaliyenin başında hal kalanmışlardı. Ona yardım etmek bahanesile yorgunluk çıkanyorlardı. Uç Türk beyi, Cem'in nedimLeri de, sanki efendilerini uçan kızla yalnız bırakmak ister gibi orada kalmayı tercih etmişlerdi. Onlar, bu beyler, görüşü ve sezifi kuvvetli adamlardı. Şehzadenin bir kızı gemi azıya alan attan değil, kartallar ağzından da alabileceğini biliyorlardı, fakat «e deb» e riayeti unutmuyorlacdı. Frenk kızile Cem'i yalnız bırakmayı bir nevi «terbiye borcu» sayıyorlardı. Cem, karmakarışık düşünceler geçiriyordu. Taşıdığı yük, bir taraftan vicdanma ağır basıyordu, bir taraftan da yüreğini oynatıyordu. O ağır basışla bu oynayışın zıt akisleri ise Vs,...• 4olasıyordu. Geriden gelenleri, bu vaziyette, beklemek mi iyi idi? Yoksa, biraz evvel düşündüğü gibi, şu pamuk yükü didikleyip te şövaliyeleri üzmek, incitmek ve acı* ya bulamak mı münasipti? Ne vicdanını susturabiliyordu, ne kafasını. Ikisi de dileklerini kulağına haykırıp dururî»rlardı, bir erkek için yarı baygjn brr kadın, nihayet bir hastadır. Hastalardan öç almak. öölüye tükürmek kadar çirkindir. Cem, bu çirkinlikten uzak kalmak istiyordu. Fakat şu sarı kız. dö Büsson'un, Blanş For'un yeğeni idi. Onlar, kendisini siyaset pazarında tnüzayedeye koymuşlardı, Haysiyetini şuna buna pey sürdürerek satmaga savaşıyor lardı, bu namert hareketi, o nabekâr insanların namusuna çamur sürerek cezaJandırmakta bir nevi adalet vardı. Cem, bu adaleti de çiğrniyemi yordu. Mari'nin, a t yele»ine karışan dağınik »arlarından ucan koku, yarı ka" pah gözlernden sızan mavi ısık, solgun yanaklarında titriyen genc ruh, dudakiarında hâlâ pülen yakut renk te Cem'in sinirlerine hitap eden müfsit birer lüğattı. Fatih'in ORIU bu ten kelin\elerinin girnah istiyen »esile vicdanma yava* yavaş dilsizlik geldiö"'nl sezivordü. tste bHyle bir sırada Mari gene ağzını açtıtC cv...'it.ı ntrfuü ?*»>>T » Prens dedi benî ortnana gStürün! Simdi Cem'in vicdanı susmuş, kafa»ı susmuştu. yaln>z sinirleri isitivordu ve kızın bu yalvaran sesinden yepveni bîr ufuk doçarak şehzadenin gozlerini kamaştırıvordu. Yat«V>aslarındaki orman, zaten efsunlu bir frzlilik vadoden enpin bir kucak j?iM koUarın> acıo onları bekliyordu. Cem'in tereddüdü, o kucakta sezdiği büviilü kudretten ilerî gelivordu. Oraya giderse dallardan, yapraklar dan. sulardan, ciçeklerden ve kus lardan tazjik sröreceğini sanıvordu. Onların, ormanda yaşıvan bütiin o güzel liklerin dile «elio kendisine bi»* şevler, tamiri müskül .«eyler yaptıracaMarından kovkuvordu. Fakat Mari'nin bizzat orayı, o büvülii kucağı istemesi üzerine tereddüdü silind «Vebali onun boynuna!» dedi ve at'nı ormana çevird". Biraz sonra bayjrm kız, yeşil yaprak'irdsn bi r îilte üzerinde uzantnıştı. Bay «Iinhğını gidermeğe savaşıyordu, Cem de yambaşında ona soruyordu: Nasii matmazel, korkunuz geçti, değil mi? Mari, gözleri gene yarı açık, dudakları yar güler, cevap veriyordu: Geçmedi prens, geçmedi. Hâlâ korkuyorum. Amma yaptmız ha. Artık korkacak ne var? Şimdi eğerde değil siniz, çimendesiniz. Çimen, şahlan maz ki! Cem, bunları söylerken biraz iğilmişti, kelimelerle beraber nefesini de ki2a hissettiriyordu. Mari, bir erkek ciğerinde ısınan bu havayı te neffüs etmekten ürküyorrauş gibi başını yana doğru çevirdi, mırıl dand': Evet, at iUtünde değilim. Lâ kin bir aslanın yanındavım ve yal nızım. Korkmaz mıyım? Cem'in kahkahası, Mari'nin sarı saçlannda kapandı, kızın naz mı, niyaz m; ifade ettiği pek de belli ol mıyp.n telâşh bir kaç sözü sehzade nin dişlerine çarpıp eridi. Ormanın şu kuytu köşesinde artık münakaşa yoktu, muhavere yoktu, mücade le yoktu. Ağaçlar, dalları nı kıvırarak aşkın sessizlikte can lanan belâgatini dinliyorlardı, kuslar gaçalarınt sıkarak imreniş lerini haykırmaktan çekiniyorlardı. Biraz ötedeki kaynak, köpüklerini mısralaştırarak minimini dalgalar dan bu maceraya tarih yazıyordu. Cem'in atı, kulakları dikik, bir seyler düsünüyordu! Biraz sonra Cem, parmaklannı taraklastırarak Mari'nin saçlarını dü~ zeltirken sormuştu: Aslan sandığınız adamın bir kuzu olduğumı gördüniiz, değil mi? Kız, biraz dalgm ve biraz kırgin, cevap verdi: Ne kuzu, ne kuzu. Kurda tas çıkarıyor, parsa ısırma dersi veri yor! Demek sizi incittim! ıncindim demem, diyemem. Çünkü bu, böyle olacaktı. Siz ava çıkmıştımz, ne bulursanız avhyacaktmiz, ben saskın bir keklik gibi öniinüze rıktım. Elbette tutulacaktım. Müsaads ederseniz sözünüzu düzelteyim: Siz avlanmadınız, avladınız, ağa düsen benim, hatta yüreğimi apaçık saçlarrnızın içinde çır pınır görüyorum. S'z bunu da his setmivor musunuz? Evet, saçlanmın arasında bir seyler seziyorum. Fakat bu, sizin yiireğiniz de^il. kemendinizdir. Ben, beni b^fr'adıtfinızı jrörüyorum. O halde karsıhklı bir bağlanıs var demek. Bu, askın en güzel bir nümunesidir! Mari, gözlerini Cem'e çevirdi, uzun U7un baktı: Satonuzdan ayrılırken söyle disiniz. tarif etti&iniz. bana da kabul ettirmek istediğiniz ask, bu mu idi? Her ask budur Mari. Kuzunun melemesi, atın kişnemesi, aslanın gök remesi nasıl değişmezse askın da sesi değismez. Kann renyi. günesin şekli, giilün kokusu nasıl ebedî ise askın da rensri, sekli ve kokusu öyledir, değişiklik kabul etmeT. (Mabadi var) Yeni karşıhklar Liste: 36 TEBCİL: Yücelme, mutlama, kutla ma, TEBEYYÜN: Açıklanma, bellileşme, anlaşılma, TEBLİĞ: Bildirme, yetiştir me, ulaştırma, TEBŞİR: Muştulama, «müjdeleme», sevindirme, TECAVÜZ: Geç me, atlama, aşma, sarkma, TECERRÜT: Ayrüma, sıyrılma, ayıklanma, elçekme, TECESSÜM: Gövdeleme, bellilik, görüm lülük, TECESSÜS: Yoklamak, gözlemek, sinsmek, TECRÜBE: Denemek, sınmak, görgü, TEVİL: Çevlrme, değiştirme, Tİ CARET: Alışveriş, kazanç, verim. Çengelköy 28 inci raektep muallimlerl *•* TECESSÜS: Araştırma, TECESSÜM: Gövdelenmek, TECRÜBE: Deneme, denıetme, TEVİL: Uydurma, TİCARET: Alımsatım, TEBCİL: Büyüklemek, TEBEY YÜN: Açığa çıkmak, TEBLİÖ: Yetis tirmek, yetiştirilmek, TEBŞİR: Sevlnç sözü, TECAVÜZ: Geçmek, TECERRÜT: Soyunmak, çıplak olmak. Üsküdar 39 uncu mektep muallinüeri *•* TEBCİL: Büyütme, agırlama, TEBEYYÜN: Anlaşma, TEBLİĞ: İriştirme, ulastırma, TEBŞİR: Muştu, müjdeden, TE CAVÜZ: Aşma, atlama, TECRİT: Yal uızlık, ayrılma, TECESSÜM: Göz önüne gelme, TECESSÜS: Araşıtınna, TECRÜ BE: Deneme, sınama, TEVİL: Değljştlrme, TİCARET: Alışveriş. Üsküdar 30 uncu mektep okutucuları *»* TEBCİL: Yükaeklendirmek, büyültme, ağırlama, TEBEYYÜN: Belirtme, açığa çıkmartma, meydana koyma, TEBLİĞ: Bildirme, erlştirme, götürme, TEBŞİR: Müjdeleme, iyiligi bildirme, TECAVÜZ: Sarkmtılık etme, varına dolanmak, TE CERRÜT: Ayrılma, aralaştırma, TECESSÜM: Göz önüne koyma, TECESSÜS: Araştırma, gözetleme, yoklama, TECRÜBE: Sınama, deneme, TEVİL: Evirme, çevirme, gözleri deglştirme, TİCARET: Kârlanma, kazanma. Üsküdar 46 ıncı mektep mualliırüeri *•* Vaşington mülâkatları I vaziyetinm eski haline getirilmesi yolunda ilerleme adımlan atılaca Ingiliz Bafvekilinin nutka ğını umdurmaktadır. Vaşington 23 (A.A.) M. Mak M. Rozvelt ile M. Makdonald fidonald matbuat millî kulübü tara ~ at düşkünlüğüne işsizliğe bir nihafindan şerefine verilen öğle ziyafeti yet vermek için anglosakson mesai bittikten sonra söylediği kısa bir nuiştirakinin ehemmiyeti üzerinde mutukta iktısadî sliâhların azaltılması tabık kalmışlardar. işinin ve para meselesini halledecek M. Rozvelt ile M. Makdonald bubeynelbilel bir itilâfın bütün dün gün Potomaç ırmağında yapacakları yayı refah yoluna götürebilecek ilk bir sandal gezintisinde görüşmele zarurî çareler mahiyetinde olduğu nu kaydetmiştir. rine devam edeceklerdİr. Bu gezinti ve konuşmada da başka hiç kimse M. Makdonald, telsizle her tarafa yayılan bu nutkıma şu suretle devam bulunmıyacaktır. Gezinti esnasında yapılacak görüşmelerde müsbet ve etmiştir: kat'î kararlar ahnması beklenmek «Dünya iktısat konferansımn en tedir. büyük gayelerinden biri demokrasi tki hükumet reisi arasında dün esasına dayanan hükumet sistemi gece yapılan müzakere neticesinde kurmak ve korumak ve kurtarmak millî paralann istikrar ettirilme»! olacaktır.» meselesinin müzakeresine tngiltereBu sözlerden sonra M. Makdonald nin muvafakatı tamamile temin e iktısadî mahiyette bir Kellog misakı dilmiş gibi görünmektedir. Ingilte ~ yapılmasim tavsiye etmiş ve demişti r ki: re'nin, harp borçları meselesi hak «Amerika'nın altın esasından vaz kındaki Amerikan bakımını da ka geçmesi beynehnilel bakımdan çok bul ettiği muhakkak sayılmaktadv. nazik bir vaziyet husule getirmiştir. Bu Amerikan bakımı, harp borçlaFakat buna karşı bir şey yapılamaz nnın bütün dünyayı alâkadar eden ve hiç bir kimseyi muahazeye de imiktısadî meseleler dizisinde ancak kân yoktur.» ikinci derecede ehemmiyetli bir yer Ziyafet bittikten sonra M. Mak tuttuğu, kambiyolann istikrarı ve danald Beyazsaray'a dönmüş ve gümrük manialannın ortadan kal M. Rozvelt ile yeniden müzakereye dınlması maddelerinin en esaslı megirişmiştir. seleler olduğu merkezindedh. Bu esnada mütehasaıslar da îngiliz elçiliğinde bir toplantı yapmışlardır. M. Makdonald dün gece Beyazsaray'da verilen resmî ziyafette bulunmuştur. Siyaset ve diplomasi âlemine mensup bir çok yüksek kimseler de bu ziyafete davetli sıfatile iştirak etmişlerdir. M. Makdonald yola çıkmı* bu lundHığu sırada M. Rozvelt'in altın esasını bırakmak yolunda aldığı karardan dolayi îngiltere'nin bir gü ceniklik duymadığmı ve bir muka bele bilmisil fikrine düçmediğini de açıktan açığa bildirmiştir. (Birinci sahifeden mabait) Şefkat pulları Nisamn 20 smden 30 uncu günü aktamına kadar postanelere verilecek adi mektuplara 1, taahhütlü ve kıymetli. mektuplara 2, telgrafnamelere 3 k u r w luk ve kartlara 20 paralık (H^/eietfa Şefkat pulu) F « F ^tmlması 1947 numaralı kanun iktızasmdandır. Muhterem halkunızm posta kutularmı atacaklan mektuDİara bu pullardan da yapıştırmalarını hatırlatırız. Yonl Resimli Şark TEBCİL: ülulandırma, TEBEYYÜN: Meydana çıkma, TEBLİĞ: Eriştlrme, bildirme, TEBŞİR: Müjdelemek, TECAVÜZ: Geçmek, sarkıntüık etmek, TECERRÜT: Soyunmak, ayrüma, TECESSÜM: Göz önünde canlandırma, TECESSÜS: Araştırma, TECRÜBE: Deneme, sınama, görgü, TEVİL: Evirip çevirme, TİCARET: Ka zanç. Üsküdar 24 üncü mektep muallimlerl *•• 29 numaralı mayıs nüshası üç renkli gayet güzel bir kapak içinde: Misyoner lere cevabınuz, 23 nisan çocuk haftası, Londra İstanbul otomobil şosesi, Türk feministlert Marsilya'da, geçmişten geleoeğe, gökten düşen taşlar, toprak altında hayat, ökse, kısmet, tumalar, Rusya'da halk mahkemeleri, maymnularda zekâ, ve saireyi muhtevi olarak intişar etmiştir. Matbuatımızm bu taymetli mecmuasını okuyuculanmıza bilhassa tavsiye ederiz. tngiltere'yi terkeder Rus heyeti Londra 23 (A.A.) Londra'daki ticaret heyeti azası Moskova'ya gitmek özere bu sabah saat 1 1 d e Londra'dan aynlmıslardır. Heyet reisi M. Ozersky yakında tngiltere'ye dönmesi ihtimali olup olmadığı hakkında sorulan bîr suale verdiği cevapta bu hususta bir mütalea ileri $üremiyeceğini söylemistir. M. Ozersky bir rapor hazırlamakta olduğunu, Moskova'ya vanr varmaz bu raporu hükumete tevdi edeceğini de ilâve etmiştir. Japon Sefiri dün Ankara'da vefat etti Ankara 23 (A.A.) Japon bü yük elçisi M. İsaburo Yoshida, bir roüddettenberi tedavi.altında bulunduğu Sıhhat Yurdunda bu sabah saat 9 da vefat etmiştir. Muhitine kendisini pek sevdir miş olan müşarünüeyhin ölütnü Ankara mehafilinde derin bir teessür uyandırmıştır. Hasta, Ankara'nın en hazık dok torlarından baska, İstanbul'da bu Iunan Türkiye'nin en namdar dok torları da davet edilerek baktınlmıs, gösterilen büyük ihtimamlara rağ men maalesef kurtarılamamıştır. Müteveffanın hastahğı hummayi tifo idi idi. TEBCİL: Büyük saymak, TEBEYYÜN: Belirme, açığa çıkma, TEBLİĞ: Eriştirme, TECAVÜZ: Öte geçme, sarkıntılık, TE CERRÜT: Ayrılma, soyunma, çekilme,TECESSÜM: Kabarma, TECESSÜS: Giz liyi araştırma, TECRÜBE: Deneme, görgü, TEVİL: Sözü değiştirme, TİCARET: Alım. satm. Çubuklu 37 inci mektep muallinüeri Liste: 37 ZABIT (ZABT): Ellerini tutma, zorla alma, iyi tutuş, düzenlik, saklayış, söz tutuş, çabuk veya bez yazış, saklayış, toplayış, ZÂP: Çelimsiz, anlamamazlık, anlamayış, gevşeklik, ZAFER: Üstünlük, üs tün oluş, kazanış, ZAM: Katraa, yapıştırma, arttırma, çoğaltma, ZARAFET: İn celik, yakışıklık, güzel yüzlülük, ZARAR: Eksik, yok edlş, elden çıkış, ZARURET: YoksuUuk, sıkıntı, ister istemez yapma, ZEM: Yermek, yerilmek, kınamak, kınanmak, kötüleyiş, çekiştiriş, ZEYL: Etek, alt, is, sonu, salınma, ZİHİN: Anlama, bilme, saklama, ZİLLET: Aşağüık, alçaklık, ZİMMET: Borç, üst, üstünde kalan. üstiine alma, koruma. Eyüp 36 ıncı mektep İ. Hakkı *•* Liste: 38 AHMAK: Sersem, şaşkm, ussuz, AİLE: Ev şenliği, çoluk çocuk, AKİBET: Son, en son, en sonunda, ÂLİM: Bilici (bilen), bilgiç, AR: Namus, ARIZ: Söna gelen, ekleme, takılan, yanak, ARIZ A: Düzğün süz, bozuk, bozuntu, ARİZA: Küçükten büyüğe verilen, ARZ: Bildirme, anlatma, dilek, ASİL: (Asl): Dip, kök, temel, içyüz, soy, AZİL: (Azl): İşten çıkarüış, düşüş,, AZİM: (Azm): Yapacağım demek. üste düşüş, AZİZ: Yuce, büyük, yükssk, ulu, AZAP: Sorgu, soruşturma, işkence. Eyüp 36 mcı mektep İ. Hakkı ^m GLORYA'da MUNiR NURETTiN KONSERİ 3 mayıs çarşamba akşamı verilecek olan mevsimin son konseri. Fiatlar: 75 100 150 200 kn roştur. ( 2397 ) Sinema ve Vaşington 23 (A.A.) M. Mak donald ile M. Rozvelt'in dün akşam başbaşa yaphklan konuşma geç vakte kadar sürüp gitmiştir. Bu görüşmede Amerikan ve Ingiliz müşavir lerinden hiç biri bulunmamıştır. Bununla beraber sonradan öğre nildiğine göre M. Makdonald ile M. Rozvelt beynelmilel malî ve ti carî meselelerin hepsini gözden geçirmişler ve kendi bakımlanm açık tan açığa biribirine anlatarak kar şılıklı bir anlaşma sonuna varmış lardır. Bu anlaşma, rfünyanın iktısadî Başbaşa mükâleme Yunan Başvekili mayıs sonunda gelecek Ankara 23 Yunan Başvekili île Hariciye Nazın Ankara'y» *"** ' yıs nihayetinde, yahut haziranın ilk haftasmda geleceklerdir. Mütehassıs işçi aranıyor tstanbul'da Beyoğlu'nda Feridiye Nizamiye sokak No. 9/13 te kâin fabrikamıza celbettiğimiz koton sistemi HSL ve Hilşer ve (k) modeli çorap makmelerinin sureti istimaline bihak • kın vâkıf ve yeniden ehliyetini müsbit vesikalan olanlara fazla ücretle istih • damı arzu edüdiğinden bu gibi ehli yeti haiz olanlann ehliyetnameleri ve Türkiye Cumhuriyeti tebaasmdan ol duğunu müeyyet nüfus tezkerelerini hamilen ve müstacelen adresimize müracaat etmeleri ilân olunur. (2394) Sahibi: Rafael Eluaşvüi Atina'da mübadil mallarının satışı Atina 23 (Hususî) Dünkü nazırlar meclisi kararile millî banka tara fmdan icra edilen mübadil emvalmin sahş fiatlan haddi itidalde görülmediğinden tatil edilmiştir. Avusturya Başvekili Berline mi gıdıyor! Berlin 23 (A.A.) Taegliche Rundchau gazetesi Avusturya Bas vekili M. Dollfuss'ün Berlin'e gide ceği hakkında Viyana'da dolaşan dedikodulan neş'esizlik ve öfke ile karsılamaktadır. Bu gazete diyor ki: « Müfrit milliyetçilere karsı her çareye baş vurarak mücadelede bu Iunan bir adamın Berlin'e gitmesi vakitsiz ve yakısıksızdır. M. Dollfuss, takip ettiği entrika siyasetine karşı Alman hükumetinm aldığı vaziyeti lâyıkile anhyamamktadır. M. Dol Ifuu'ün Italya'dan Almanya aleyhine istifadeye kalkısmak hususundaki son tesebbüsü Berlin'de vaktile kendisine dost olan bir kaç kisiyi de kendisfnden soğutmuş bulunmaktadır.» Romen seyyahlarının Gazi Hz.ne gönderdiklen bir telgraf Bursa 23 (Telefonla) Bursa'ya gelen bir Romen seyyah kafilesi şehrimizden ayrılırken Gazi Haz «•etlerine fu telgrafı çekmiştir: *Bir Romen seyyah grupu Türhiye topraklarım terkederken kısa bir müddet zarfında her tarafta ve bilhassa Bursa'da edindiği en mümlaz intibalarla mütehtusU olarak Rei n hükâmet Gazi Mustafa Kemal Hazretlerine tazimlerini refeder. Yasattn Büyük Türkiye Camhuriyeti, yafann Büyük Gazi*. Taksim'de T Ü R K s nemasında 27 nisan perşembe akşamı GALA MüSAMERESi olarak ZAVALLI Muazzam fransızca dram: ANNECiÖiM sinemasında MÜTEHASSIS ÎŞÇt ARANIYOR İstanbul'da Çarşıkapı'da İskende Boğazı tskilip sokağmda 1/3/5/7 numarada kâin fabrikamıza celbettiği « miş koton sistemi HSL ve Hilşer ve (k) modeli çorap makinelerinin sureti isti maline bihakkın vâkıf ve yedinde eh liyetini müsbit vesikalan olanlara faz la ücretle istihdamı arzu edildiğmden bu gibi ehliyeti haiz olanlann ehliyet nameleri ve Türkiye Cumhuriyeti te baasmdan olduğunu müeyyet nüfus tez kerelerini hamilen ve müstacelen adresimize müracaat etmeleri ilân olunur. Sahibi: Mihael Çikvasvili (2393) Ruhlarda en temiz hisler uyandıran ve baştanbaşa aşk ve şefkat mefhu munu tasvir eden bir saheser (23Q9) Bu perşembe akşamı G L O R Y A İBEKÂRLIK MACERALARH ADOLPHE MENJOU MiNA 60MBELL JOAN MARSCH |(2398)| Mükemmel eserin baş rollerinde