12 Nisan 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

12 Nisan 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

= Cttmhuriyef' S ON TELGRAFLAQ r ^^"^ ^^"^ ^^"^ ^ ^ ^ ^ ^ 1 ^ ^ " I Bana katırsa Yesil Hilâlciler bileL Lehistan'da Almanya aleyhine nümayişler Alman tnağazalarım tahrip, gazetelere tecavüz ettifer, Alman sefiri Polonya'yı protesto ettî U (A.A.) Almanya'nın Vasington sefiri tarafından protesto edilen Lodz'da Alman'lar aleyhinde yapılan taşkıniıklar hakkında alınan malumata göre niimayişçiler Freie Presse gazetesinin makinele rini kirmışlar ve Alman lisesine de girerek bütiin krtaplan v« sıralan üst ü»te koyarak ateş vermişlerdir. Poznan 11 (A. A.) Gençler Breslavu'da Leh'liler aleyhinde vuku bulan hâdiseleri protesto için Alman gazetelerini yakmağa teşebbüs et mişlerse de polis mâni olmustur. Katowîce'de vali ve Ksbunde mümessfflermi kabul ederek Alman'lar aleyhine her türlü nümayisleri menedeceğînî vadetmiştir. Valî bu nücnayişlerin Braslavu'da Lehistan aleyhinde yapılan hareketlerin sebep olduğunu kaydetmistir. Bir çok nümayisçiler, Alman mağaza ve dükkânlannın hemen hepsine birden girerek Alman gazete leri îstemişler, bunlan alır almaz yakmışlar, bir takım başka eşya daha çalmışlar, mağaza ve dükkinla rm levhalarmı kirıp parçalamışlardır. Zabıta, nümayis biftikten sonra tnüdahale etmiştir. Berlin 11 (A.A.) Diin Lodz'da yapılan ve pek ziyade ifrata varan Alman aJeyhtarhği dolayisile Al manya'nın Varşova elçisi, Lehistan hükumeti nezdînde bu ifratkârane hareketleri, Alman bayrağına karsi yapılan hürmetsizlikleri protesto etmeğe ve Alman bayrağmm himayesi için kâfi teminat istemeğe memur «dilmiştir. Lodz'daki Alman konsolosu, da ~ ha diin Lodz voyvodasına müracaat ederek Alman konsoloshanesi önün de vulnı bulan hâdiseler dolayısile teessüf Ierini beyan etmiştir. Yapılan tahribat Graudenz (Lehistan'da) 11 (A. A.) Wolff Ajansı bildiriyor: Vaşîngton Konferansı M. Venîzelos'a Hücum! Makdonald ve Heryo ya Yunan Maarif Nazîrî şidkında hareket ediyorlar detli beyanatta bulundu Londra 11 (A.A.) M. Makdonald, Avam kamarasında Amerika'ya rouayyen bir itflâf aktini müzakere için git • tneyip beHci tng3tere ve Amerika'yt a'âkadar eden meseleler hakkmda gö rüşmek üzere gitmekte olduğunu tasrih etmistir. Londra 11 (A.A.) Baevekü Makdonald Amerika birlesik hükumetleri 3e yapuacak miizakereleri idare etmek ü zere yakmda Vanngton'a gideeektir. Hariciye Nezaretinin daimî müstesan Robertvans£art ile diğer üç hükumet *t*«unı kendisi fle beraber gideceklerdir. Atina 11 (Hususî) Maarif Nan n M. Turkuvasüis gazetelere ver * diği beyanatmda M. Venizelos'un Plastras hareketmden dolayı müc rim addedilmesi lâzım geldiğini söylemiştir. Maarif Nanrmm bu beyanah bütün siyast mehafilde derin bhr teessür uyandırmıstır. Atina 11 (Hususî) Basvekil M. ÇaUaris Maarif Nazınmn M. Venizelos aJeyhindeki beyanatına tees ~ rfif etmis ve bu beyanatra hükuraetm fikrine a»la terdiman olamıyacağım söylemiştir. Basvekil, Maarif Na • zinm bu beyanatından dolayı tnua • haze eylemiştir. M. Herrio'nun Amerika »eyahati Parâ 11 (A.A.) M. Herrio, Va • »mgton'a gitmek uzere 17 nisanda De De France vapuruna binecektir. Amerika'da içki yasağının kalkması ve Amerika'lıların hudut suz bir bîra banyosuna daLiıaları üzerine bir Fransız muharriri soruyor: Allah Allah diyor, peki, neden on bir sene evvel Amerika müntehipleri, gene bugünkü kadar sevinçle ve coşkunlukla içki yasağına rey vermişlerdi? Ve kuru rejimden doğan fenalıklan sayıyor: İçki sevgisi azalacağına arhnış; halkta isyan duygulan gelişmiş ve büyümüf; kaçakçılık denilen millî yara açıldıkça açılmış ve isleyip durmuş; haydut luk alıp yürümüa; kanuna karşı riayetsizlik çoğalmış; memleketin nüfuzu azalmış; ahlâk namına türlü ahlâksızlıklar yol almış ve umumî oUun, hususî olsun bütçe muvazenesizliği baş göster miş. Bu satırlan yazan Fransız muharririnin içkiyi çok sevdiğine hükmedecek değilim; fakat iç kiden ziyade memleketini sev diğini iddia edebilhim. Çünkü Amerika'da kuru rejim ilân edildikten sonra, Fransız şampan • yası ve sarabı, en büyük satıs pazanndan mahrum kaldı. Şimdi, biz Türk'ler de, bilsek ki Ame • rika'da içki yasağı tamamile kalkhktan sonra Amerika'lılar biz den de bol bol rakı alacaklardır; Yesil Hilâl Cemiyetinden Mazhar Osman ve Fahrettin Kerim Beyler bile ağız değiştirerek diyeceklerdir ki: «Nasıl oluyor da Amerika gibi koca bir fen memleketi, üzümün, hele tzmir fizumünun besliyici hassasını bu ana kadar anlamadı da bizim o canım ra kılanmızı içmedi?» hatta ilâve edecekler: «Yalnız kaçakçılığa, haydutluğa, kanuna karşı riayetsizliğe, türlü ahlâksızlıklara ve bütce muvazenesizliğine karşı degil, bütün akıl ve sinir hasta Iıklanna karşı da en mükemmel deva rakıdır.» Buhran adama neler «Sylet • Fırka programında kooperatif ler olan KâKbi Umumimjz Recep Beye fendinin 16 teşrinievvel 1931 de Istanbul Darüîfünunuîtdaki konferansmdan buraya kooDeratife ait kısmını alıyoruz. Bu kısa izahta kooperatifçüiğimizm ana hatlan vardır: «Fırka programimn dikkate değerü bir tarafı da kooDerattfçiliğin yeni prensiplerimtz arasmda mühim bir yer al. nrııs olnıasıdır. Programda kredi ve isHhsal kooperatifierinden bahis vardır. tstihlâk kooperatirleri şimdtlik premipFakat, vazîvet böyle değfldir. Ortaler arasına a'mmamıs ve bunun revacı da Türk înkı'âbı namına söylenen »özhususî tesefcbüslere terkedamisnr. Ko ler ve ona atfedüen nazan'yeler vardır. operMifçiiîkte takip edilen bu s m dünHalbuki; Türk inkılâbmı yapanlannyanm normal kooperatif telâkkSertne herkesçe malum bir düsturu da vardır de uyftimdur. ki, ana hatlarını ancak Cumhuriyet Halk Ziraî kredi kooperatifierinden müs • Fırkası proerram!nda aramak mecburitah.<ü küçük çiftçiler lehme büyük ne • • yetmdeyiz. Bımun harictnde hiç btr tah ticeler umuvoruz. Bunlann çoğalması lil ve münakaşa Türk mlcıiâbtmn nsmma çtftçivi kendi kredi ihtiyacım kendi ta • söz sövlemek salâhtyetmi knnseye versamıflan semeresinden ucuz faizle ve memiştir. kolaylıkla tenrn etmek faydaaına kaYtrkarda bahsetHğimrz neşrfyatta ga vusturacaktrr. Bundan başka ziraî krerip bdduğumuz bir dhet te bu kim • di kooperatifleri sayesinde mîllî bir sermaye toolanmıs, toprak mahsuHermm selerm ortada sanki böyle hiç program maliyet fiartrm yüksek bv dereceye çı ve prensin yokmu* gibi hareket ederek Türk inkılâbımn ideolopa» dive kendi • karan gayri mesru fafzciHk 3e mücadeleedümis ohcaktr. Istihsal kooperatifleri liklerinden ta müiktvetm reddine kadar bir taraftan müstahsillerm yamtz istahaal dayanan fikirler uydurmalarıdtr. Koo için ihtıyacı olan vasttalan tüccar vasıperatif meselesfnde Türk mkilâbına attasile olmaksmn tedarik edecek ve dî fedüen asılsız »özler de bu meyanda ğer taraftan ziraî mahsuHeri ekseriya yazımtzra mevzuımu teşkO edîyor. uzun bir zincir halmde kadetnelenen Evvelâ, bİ7Ûc kooperalifierm tâccar mütevaıssidann delâleti ohnadan sata • ve emaf tasflye ediierek o n t a t i verinecaktr. Bu suretle mü*tahsfl mahsuKmün gebVilmeai lâzrm geldiği ve tüccar 9e istihlâk piyasasmda veya fliraç nlceieesnafm isçiyi, koykrvü roemuru kurt gifindekt fiatmdan azamî iatifade edecekbi içinden ve sel gibi dışndon harap et. tir. ttği tamamtle yanhf ve aedsndr. Bu iki erns kooperatffin bekâmö'G ve. MaamafOı, kooperatifctliğİ bizim fornihayet btriîlder halmde teşriki mesani müBerimn v e pıemipleıinıiı dıstnda anTürktye nufuranun. 6cte Idstni teskS layıp •öynyenferden bu fHcri ihizam edenfer boiunabilîr. Biz bizân Cumhuri eden toprak möstahsJlerine mahsulle • rini ocuza maletmek ve faoia kârla satyet Halk Fırkannm progranaıdald Ira • nmk gibi muhira ftrydalar temin eyüye». operatırcuıkten DaliMuıy m us w f n i p dan ofarak DQ nıevfUU nraDwea etien *• cektJr. KoopeFatırcMK nİQvnn ıwacRiı svr * ien fB'Ka prensipıernraz buuuuıı ıcinde best ticaret fücrüe teeruz haJmde görençalifmağ« davet ediyoruz. Esasen ba prensıuler harictnde olaralc nen suruıen* ler vardır. tstihsal ve »atj« kooperatif . JerıuRi çoğafaram ve unmnfJcşnneM gerçı b a s fHdrlerrâ ihnt mahrreti de yoktur. tücrarlann mustahsiflerin menfaati a • Metelft, koopemtfflerm. doğma« i e n leyhine fazla kazanç yapmafon yohna evvelâ •ermayedarn ?Dcude grfmcıi lâzmn getaıgı ve •onrft MiıiJBveuaf ve mu kapar. Fakat unubnamek icap eder ki,bütün dünyada kooperatiflerin bw a«ra cadele etmek ian kooueı alifleı iu doğacağı fikrfnde hiç bir flmî eaaı yoktur. • yaiciAşan uzun btr omrü osnasma rağ men asd buyük ticare» mlcnafı da bu son Her halde Türkive'de kooperatifler hiç mmr içmde vuku buhnu«tur. Şu halde • bir vmkit fikirlerme kiraz ettfldetimzm kooperaıtifçfloc bcaren* büsbütün orta tariC.atnicIeri fekilde mücadele r a « U « olmıvaeaklardir. • > • *«r». • dan kaldrmak değil, befld oıra meşru. • .» bir kâr il* îkfîfava sevketmek ve mem B k d e koopeıWÜfteı muşteıefc ve fer^fi8Wrnen multııu dt menfaatlerm ber*b*rce irtih«*ni te» getirecegi faydayı yetiştiren 3e memle M I eden muesseseierdVa ket haricmde setan arasmda makul bir Wasında tetanddü kuvvedendireeek vanJsbette takstm etmek gayeaane hiz sıtalardo. Bilhessa, ziraaC kooperatiflemet eder. tstfhsal ve satıs kooperatif • ri bu tarife tamamtle de uygundur. Balerinin bfiyük ihracat klermi bczzat idakooperatiflerde rekabet değü fstihsal re edecek kemaJe ırelındKi ı ı ç n uzun vasttalarmı kuvvetlendvecek teaanüt unzamanlara ihtiyaç vardır. Bu takdirdesurlan dolodur. de bagünkü ihracat ticaretine konan serFırka programrada lAunt kooperatifmayeJer gene kooperatif dmnda kala lerinin ilk sıraya siınmM bu içtknaî kacak müstahsfl'errn mallan üzerinde çar ideleri ihtiva etmekle beraber başkaca hsa". Bu sertnayelerin di^er ticaret sa • çok dddî iktısadî saruretkre de dayanhahnnda Rİemesi v e yahut satu koo • maktada. Bu saruretlerin basnsda menvperatiflermin mıAıtaç olduğu kredîvi leketimizde iatihaaün tefkSâttan hemen temin yo'unda mesru br fan ve kâr 3 e tamamile mahrum buhmtnamdan meyçalısması kabüdir. dana geJen vaziyet vanhr. latihaaKn hBundan ba.«ka menrüeketin pek çok tihlâke her zaman tokaddüm ettiğine isterinde kendine çalışma snhası bula • şüphe yoktur. Kooperatifçilîk noktai nacak olan «rmayenin en nihayet ken zarmdan da aamatMmız ziraat koope • ratiflcjTnin inldsaf ettiği ve ehemtniyet dîsine ziraî ve stnaî tstihsal s'halarmda kârh isler bulacağı da tabudir. kesbetu'ği bir devirdir. Fırkanm takitı ettffi devletcajc mefCenevre'de BeyneknOel meaai burosu humunun yanmda kooperatiflerden de kooperatif şubesi mudürü Dr. (Faugubahsedilmesi bazı sukefehhümi'ere yol et) beyneunM kooperatif hareketienaçmıshr. Bw fikirl«ri tashih icin Fırkanu • nin tetkikinden bu neticeye vamvytır.zın tasavvur ettiği kooperatrfcüiği tarif Istihlâk kooperatiflerinm »tihsıali de tetti&'Tniz çerceve icinde mütalea etmek dare edemyeceği aoia^tlmaM üzerine kâfdir. Her iktısadî fasliyeti yalna devadnd d«vir olarak t^âkki edfen top letin iştiça'i sahasına alan ve kooperatif tano mağazalan devri nihayet buîmuş, zihrn'yetmde koüektîvizme triden yol Tİraat kooperatiflerile uyuşulmak zaru. larla Fırkarmzın biç ba aiâkası yoktur. retleri meydana çıkmtştır. Zaten miHiyetçi ve aHeci bir tefekkülDetnek kı; fırka prograntnntzdaln koolan Fırkamızm umumî evsafı bu teiâkoperarifçHik sistemi nrnftî ihtiyaçkinmıza kiye musait ohramMc lâzım gelir..» tamamile uygun olmatda beraber dünALÂATTİN CEMİL ya istihaleJerme de aykın değild». Türk mkılâbmm vücode getirdiği koopera • tifçüik prensipleri Cumhuriyet Halk FırMadrit 11 (A.A.) Maarif nazırı, kasının programlan tahH edüerek or • profesör Aynisatyin'in bir îspanyol Dataya konn'abihr. rülfünunu müderrisliğini kabul etmesi Son zamaniarda flmî salâhiveti mevsuk olmıyan bazı kimse'er Türk inkılâbma atf?n dev'e»»!'"Şe ve kooperatif . çiliğe uas fcö. ,j air nesriyata devam etmek*edirler. Eğer bu neşriyat ve propagandalar inkılâbımızı tzah eder şekiîde ve doğrudan doğruya onun namına yapılmamts o'saydı biz'm buna bu sü • turtlarda bir diveceğimtz olmaz ve bunlan nihayet fikir hürriyetinin bir tecellisi gibi telâkld ederek munakafalarına İHEM NAL1NA MIHINA Betaet rökorui I Kurban bayranumn ilk günü 5 nban çarşamba günü idi. Bugün tam hafta « sıdır. Düne kadar aradan yedi gün geo> tiği halde, hemen ber gün bir iki bayram tebriki ahyorum. Diin sabaha ge* ünciye kadar, zâhir, dostlar geç hahr lamrtlar diyip geçiyordunu Fakat diin sabah, yani bayramın yedinci günü da bhr tebrik kartı aknca, merak ettim* Pulun üstündeki damganuı tarihine baktım: 541933. gönderen de Taksina meydanmda Pertev apartonanmda oturan bir zat olduğuna göre, «ster bir* kutuya alhhnıs, ister Bevoğlu postanesi> ne verilmi» olsun, bu tebrik kartı Be yoğlu'ndan Çemberlitas'taki evkne tam yedi günde gelmiş oluyor. Pazartesi günü aidtğmı diğer bir tebrik karhnın da gene bayramın birind günü tstanbul postanesine verildiğinj üzerindeki damgadan anladan. O d% Yeni postaneden ÇemberEtaf'a alb gün de gebnis oluyor... îstanbuTun muhtelif semtleri arasmd çanta tasıyan motodkletH posta müvez» züeri Beyoğlu'ndan Çemberlitaş'a bef dakâcada gelebSrler. Ayni mesafet tramvayla yanm «aat, yaya olarak U kestirme yollardan nihayet kwk dftkika sürer. Yempostaneden ÇemberHtaf ita bir ceyrekulc yoldur. Bu kadarcık kısa mesafeleri bu m e t hıplar nasd olmuş ta alb ve yedi günde katebnisler? Eğer bu mefctuplan kaplumbağa, hatta bukaletnun denSen ve be» dafdfcada ancak bir adon atabilef acayip mahluk getineydi, gene bu kada geç kalmazdı. Alh yedi günde devriâlem seyahati yapılan bir aürat asruvda bizim mek • tuplarn on beş daJdkabk, yanm saei « Uk mesafeleri alh yedi günde katetme • krihdeki hflaned ben, bir tnrlü atJry». rnadnn. Posta idaresi bu betaet rökorunu nasıl kimseye kapurmadığHiı an « tabrsa tenevvur etmis oluruz. Kış yolunu şaşırdı! Bir çok yerlere kar yağ dı, soğuklar şiddetlendi! Çorum 11 (Hususî) 24 aaattir Çorum'a şiddetlî ve'raÜlasız kar yaf* maktadır. mez! Ufak'ta Usak 11 (A.A.) Bir baftadan beri devam eden siddetli soğuklar 4 dan sonra bu gece »abaha kadar kar yaidı. Amerika'da hazırlıklar Vashtgton 11 (A.A.) M. ecnebi mumessülerinm Vasington'u ztyareticri raasında, gümüs maden fiabnm ıslahı ve buğday istihsalinin kontrolu meseleterinin de görüsüleceğmi beyan etmistir. Vasington 11 (A.A.) Hükumet, irtısat konferansuun toplanmasmdaa evvel yapuacak olan müzakereler için son derece faaliyetle hazırlanmakta ve hariciye nezareti 3e hazine nezareti mötehaansları ve tarifler komisyonu azası arasmda mütemadiyen noktai nazar teatisinde bulunacaktırlar. Amerika'nın evvelâ büyük müstahsn devletlerin mütekaddim bir itilâf viicude getnerek ba itilâfı sonradan müs tebiik milletlerin tetkikine tevdi etmek arzusunda olduğu söylenmektedir. Tefecilerle mücadele HuB, İçin kanun yapılacak Ankara 11 İkbsat V e k S Celâl Bey tefecilerle mücadele içm yakmda millî, ecnebi bütiin banka müdurlermi, icraz ve istflovz muameJâh fte mesgul rooeMeaeienn nnmessMİenıiAy banyer m leri Ankara'ya davet edecektir. Bu iç thnada tefecHerle mücadele için hazırlanacak kanun lâyihaaınm emhn hakkmd* görüsülecektir. Vekâlet memk • kette alman faizler hakkmda yaptıgı bir tetkik neticeundv büyük bankaiann bir sene için aldıklan yüzde aelmt facze mukabil tefecSerm ayda yüzde 10 faiz is • tedJklerini aTYİanmyfar. Hazalanacak lâyihada fatz miktan senede yüzde do kuz mhayet yüzde 12 olarak tesbrt edtlecektir. Tefecfler bu hatden fazla faiz afarlana bu faiz mârtannm münkn bir kısmmı vergi olarak hazineye verecek • lerdir. Tefecfler muamelelerin» gizîiyecek olurlar ve fahiş faiz aurlarsa S teneye kadar a ğ r hapts ve ağr. para ce zasma mahVum ediiecekterdir. PEYAMl SAFA Mançuri'de harp gene nüksetti! Nevyork 11 (A.A.) Japon lnrr • vet!*ri Lengkuv'u Eaptetmislerdir. Cin seddi üzerndeki Jaoon ınevzüeti kuv» vetli bir surette tahkim olunmuttur. Tokio 11 (A.A.) Dfin büyük Çkı sedHi bovunca dort noktadan Ravet siddetli muharebeler o'muştur. Cfcn'liler, iki defa SaHochıVo'daki mevki'erinden r. Japon'lar, Cm'lTleri büyük set bovunca top menziH nerisme sümv»§e tzmir'de tzmir 11 (A.A.) Bir müddettonberi iyi gidea hava, dün ansızio bozulmuştur. Devamh surette yağ mur yağmağa başladığı gibî yükselc tepelere de kar düsmüs ve Karşıya* ka sırtlarına kadar tzmir civann " daki bütün tepeler karla örtülmiii tür. Bu sabah havanın açılmasına. rağmen oldukça kuvvetli bir sogulc dalgası hüküm sürmektedir. Yunanistan'da Mağlup Çin Mareşalı geliyor ltalya'ya Çorum'da mahkum Olan sof talar Çorum 11 (Hususî) Agırceza mahkemesi bugün Rados'lu Ali ve Ilya* hocanın ve Amasya'h sLmitçi Osman'm muhakemelerine devam ederek bitirdL Maznunlann suçlan sabit olduğundan Ali bir sene,tlyas 8 ay, Osman 13 ay hapse ve bir o kadar emniyeti umumiye nezareti altinda bulundurulmalanna karar verildi. tlyas'ın yası küçük oldugundan mahkumryetinin 6 da biri indirildi. Emre Hastm Şanghay 11 (A.A.) Çm kuvvetieri Başkumandam Chang Hsuch Liang, Cin' lflerin geçen ay Jehol'da uğraıın» oldukkuı hezhnet üzerine istifaMm vermktL Mumaileyh, bugün ttalya'ya hareket etmekte olan ttalyan bandmJı Conte Rosso vapuruna bmmiştir. Kendîsine refikası ve çocuklan refak«t etnvktedir. Atina 11 (Hususî) Mora şfbÜı oeziresrnin bir çok yerlerinde, Pafcras taraflarında siddetli kar fırb " naları hükümfermadır. Düsen kara çokluğu üzüm mahsulüne çok zarar vermistir. Kayseri'de Kayseri 11 (A.A.) Çok götel «Jden havalar birdenbire bozmus, sid « detli soğuklar baslatmstır. Dün gece denberi fasılalı olarak kar yağmaktadır. Muallim.er için bir sigorta sandığı teşkil ediliyor Ankara 10 Maarif Vekâleti muallimler için bir sigorta sandığı kurmak iizere yeni bir lâyîha hanrlanraktadır. Lâyihaya göre muallimler sandığa maaşlannın yüzde biri nisbetinde iştirak edecekler, vefat eden her mualUmin ailesine 1000 Hra verilecektir. 6özö bağlı satranç oynıyan adam Çanktrı'da Çankn 11 (A.A.) Dünden basItvan kar bugün öğleye yakm kesSmif br. Kar Hgaz'da hîr kanşı bulmustur. Müthiş spSıJt ye fırtma devam ediyor. Singapur 11 (A.A.) Halihazırda bir devri âlem seyahati yapmakta olan dünya şaoanc sampiyonu doktör Akkhme, gözleri bağlı olduğu halde ayni zamanda 10 yerli oyuncu ile satranç ovnanus 9 unu yenmiş, yalnız bir Çinii olan 10 nuncu oyuncuya yenilmiştir. rini kime anlatsam, tereddüt etme den, çildırdığma hükmedecektfr. Fakat bana yaptığı itirafa ne diyelim? Hicran'ı ve annesini korkutmak için rol yapacağını bana açıkça söyle * medi mi? Bakti ki ben ona bu meseled'e hiç bir dostluk göstermek niyetinde değilim, belki o rolü bana da yapmağa karar verdi. Bu pek mümkündür. Fakat, ne yalan söyliyeyün, bu sefer onun rol yaptığına bir türlü hükmedemiyordum. Çünkü herif habire zirvaladığı halde a kıllı olduğunu, rol yaptığını iddia ediyor. Sahtekârhk eden insan sahtekâr olduğunu iddia eder mi? Bir de bu seferki halleri, geçen sefer yaptığı rollere hiç benzemiyor. Hem geçen sefer de çıldırmamıs olduğu ne malum? Belki hep aklını kacı nyor da rol yaptığını ileri sürüyor. Bütün deliler öyle imis. Hep akılli olduklarını iddia ederlermiş. Peki... Mahkemedeki haline ne diyelim? Adalet huzurumfa • ne mantık! O Ayinşıtavn i izmir'de iki nuSus memmru tevkif ed.ldı Bu tahtil ve izahı programm her bah ian yaprlmış olan teklife muvafakat etsinde tam ve kâmâ bir surette yapmış mis olduğunu bildirmiştir. ne çene! O ne mükemmel müdafaa idi! Hos, bazı deliler varmış ki yalnız bir meselede şuurlannı kaybe derlermiş; başka her meselede si zin, benim gibi akıllı imisler! Meselâ bir deli iddia eder ki «ben devenin şarkı söylediğini gördüm. Nota da biliyordu ve önüne hangi notayı koysanız bülbül gibi okuyordu.» der. Aksini söylerseniz çıldınr. Bu deve hikâyesi haricinde o zavallı pek akıllı adamdır. Her seyi mantıkî düsünebilir. Bütün dava hep o devededir. Belki bunun gibi avukat Şükrü de hep kadın meselesinde çığırından çıkıyor da başka meselelerde şuuruna sahip oluyor. Eğer böyle ise ne yapacağız? Elinden bir kaza çıkması ihtimali var mıd'ır? Niçin olmasm? Bir deli bal gibi adam öldürebilir. Benim bildiğim böyle üç dört vak'a vardır. Gene bir kadm meselesinden dolayı bir deli, arkadaşı ma silâh çekti ve kurşun tesadüfen başkasmı yaraladı, sakatladı. Bir de, Şişanekarakolu'nda miyd'i, nerede idi, kibar bir aileye mensup delikanlı, bir rum kızına mı, yahudi kızına mı ne tutuldu da zavallıyı cadde ortasmda rovelverle öldürmedi midi? Bunu herkes bilir. Gazeteler büyük büyük resimlerle yazdılardı. Ço...k! Böyle nejer hatınma geli yordu. Ellerim arkamda, kaldnrı mın üstünde ağtr ağır yürüyerek bunlan düşünüyor: «Olur mu olur!» diyordum. Bir kaç defa Hicran'ın kanlar içinde yerde yatan vücudü gözlerimin önüne geldi ve bir oto mobile athyarak Şehzadebaşı'ndaki eve koşmak, bir kale gibi onun önüne geç mek istedim. Avukatın ben den evvel eve giderek bu cinayeti hemen yapması ihtimalinden kor kacak derecerfe vehimler içinde idim. Hayır! Ne olur ne olmaz! Ben bu vaziyette Hicran'ı kat'iyyen yalnız bırakamazdım. Zaten onun yanm Izmir 11 (Hususî) Nufns memurIarmdan Zeki ve muakkm hafız Tahir Efendiler nüfus »leriode '' vaptıklanndan tevkif edildiler. dan ayrılmamak için daha ehem miyetsiz bahaneler bile kâfidi. Bir taraftan o Nedim meselesi zihnimi kurcalıyordu; Hicran'ın hep yananda bulunmalı ve bu rivayetin bir iftira olup olmadığmı yakmdan anlamaiıydım; sonra bu avukat, ister bir deli, isterse münasebetsiz küstahın biri olsun, her hangi bir teşeb büste beni karşısmda bulmalidır. Âlâ. Şehzadebaşı'na gideceğim ve Hicran'ın yamndan ayrılmıyacağım. Peki ya babam?.. Onu idareye ka rar verdim. Kabil mi bu? Sakallı mantara basar mı? Şimdilik onu düsünmiyelim. Dosdoğru halama girtim ve de dim kf: Avukatı evvelâ yazihaae»inde aradım, bulamadım. Mahkemeye gittim. Orada akh basmda, güzel güzel müdafaasını yapıyordu. Halam bird'enbire köpürdii: Mabadi VĞT Millİ tefrikamız : 30 Yazan : SERVER RED1 Hep Senin İçin! Kaçıyorsun değil mi? diyordu. Kaçıyorsun! Rezil! Alcak! Bak sana göstereceğim. Sana da, metresin olan o kiza da, anasma da göstere ceğim. tki elini de gözlerime yaklastıra rak bavada salladı: Şu elleri görüyorsun ya, dedi, iste bunlar sizlerm canrmza kıyacak. Vuracağım sizi, keseceğim, boğacağim! Hem beni deli sandıklan için mes'ul de olmıyacağıtn! Fakat ben maanlarm en akılhsıyım. tnanmıyan beni mahkemelerde, müdafaalarımda görebilir! Deli rolü yaparak he pinizi öldüreceğim. Kurtuluş yoktur! O zaman bana böyle mektuplar yaztnanm ne demek olduğunu iyice, mükemmel anlvyacaksın, efendi, haydi simd4 defoll Soluğu dışarda aldım. Kapı, ar kamdan, müthis bir gürültü ile ka panmıstı. Kaldırnnm üstünde bir dikili taş gibi saplandım, kaldım. Ne yapacaktım şimdi? Bu adam »ahiden çıldırdı mı, yoksa bana da mı col yapıyor? Eğer sahîci deli ise benim için baba evini terkederek Hicran'ın müdafaasma kosmaktan baska yapılacak sey kalmaz. Değilse, palavracı bir herif için ortalığı telâsa vermek, Hicran'ı korku içinde ya?atmak, babamla aramı aç mak, belki de büyük bir kavgaya mecbur olmak manasız. Fakat bunu nasıl anlayayım? Doktorlar da dahil olduğu halde herkes onun vaktile cidden delirerek timarhaneye girip çıktığına kanidirler. Bu halle

Bu sayıdan diğer sayfalar: