5 Mart l* 3 SON TELGRAFLA6 I Bana kaiırsa Camhariyet' ANKARA MEKTUPLARI: Hitler Almanya'nm Hâkimi mutlak ı! IBirind sahifeden rruibait) meciisince kabulü Kroll Theoter onünde birikip toplanmış büyük bir halk kalabalığı tarafmdan alkıslanmıstır. Başvekil, baTkona çıkarak soyiediği kısa bir nutukta bjr^cl merhaleye vanlmıa ol drâann bPdirmisLjkmci dilsgin gerçekletjrümesi îçîn mflJetin sadakat ve ve fakârl& göstermeshıi istemistir. M. Hitler, ba ikind dileğin, Alman mületin«. eski bürriyetini, büyüklüğiinü ve ferefinj yenklen kazandımukk olduğunu da kaydehnUtir. hükumete tam salâhiyet Te mezuniyet verümeu hakkmdpki kanuntm meciisce kabulü diktatörluk idaresine kanuna uygun bir şekfl vermistir. Merkez fırkası •e Bavyera haTkeılan da ba kenond»*» yana rey vermek surelite ba diktatorlui'» mnv*f»kat etmis oluyor'ar. rWJm 24 (A. A.) Volif Ajansı Başvekil Hitler dün ReicstaS'da hu'rnrn*tin programmı izah ederken beyneT»nneI stvasete de temas etmigtir. BaşvefcTftn Jmricî sivaset hakkindaki nutkn suih, silâh bmlnraı ve milletlerin mntavaah esasma mmtenît Avnıpa is oı+»k'ıem<?a savani dikkat bir tezahür teskfl etmektedir. Nuttrk, Alman hük&metinin harpçu nivetleri h»kkm<*»V{ tahrikâmiz baberleri cn mües«îr b»r sekiide tekzrâ etmektedir. BisveV?1, A'nnn mfllerfnîn t»4aw;1 dün ya fle sulh ietnde ya*amak istediğine bldirmi* ve demîştir ki: € Bunanla beraber beynetmilel monase)>ette galro Te maJfc'âp teri ebedivven devam edemez. Umumî iktisadî Mâkete çare bulunabflmek içîn üç şart lâzrmdır.: 1 Şivasî zrmaradarlarm sükun ve Sstflcrarm idamesi için gayrimahdut o toriteleri. 2 Bevnelmfleî rtimadm ve cihan îktısadiyatı teskflât ve idaresinde müs • terek prensipîerin tekrar tesisi için buyük, mfletler tarafmdan sulhön tekeffüolan münasebat hakkında demistir ki: «Miişkülâhn henüz ısrarla devam ettiği sıralarda dahî bu müşküllerin izaleai îçin çalışacağız. Bununla beraber galip mağlup prensibi üzerine itilâf kay'iyen imkânsızdır.» Basvekil, Fransız Alman münasebat md a itilâfın kabili tanakkuk ol duğu hakkmdaki kanaatini izhar etmiş ve Almanya'nm her iki memleket için ehemmiyeti olan dostça münasebat arzu ettiğini söylemiştir. M. Hrtler Sovyet'lerle münasebattan bahıederek demistir ki: cMilü inkılâp hükumeti, Sovyet»Iere karsı müsbet bir siyaset takip edebilecek vaziyettedîr. Komünizme karsı mucadele dahilî bîr mes'eledir. Ecnebi müdahalesi kat'iyen gayri kabili müsamahadır. Almanya'nm diğer memleketlerle olan devlet münasebatı ba mucadele üzerine teair icra etmemelidir. Almanya diğer memleketlerle ve bilhassa kendi kendine iktisadî menfaatlarla bağlı bulundugra devletlerle olan münasebat a biiyiik bir ehemmiyet atfetmektedir. Almanya, beynelmilel bükiîmlerle tekeffül edilmis olan ekalliyetler hususunu daima müdafaa edecektir. Almanya beynelmilel iktisat konferasıni bararetle selâmlamaktadır.> M. Hit'er haricî borçlardan bansederek, iktisadî kıvmetlerin değiş mesi yeni sartlann kabuliine müncer olacağım bunun saroriliğini söyle miş, buhranm izalesini ve Avrupa'mn selâmetini ancak tesriki mesainJn lemistir. M. Hitler Rayistap'daki nutkunda dahîlî siyasetten bahsederken 1918 den beri olan seyleri bahrlabnış, Rayistar'a karsı suikastte balıman'arın şiddetle cezalandınldığim ve hfiku metîn çabuk ve kat'î mudahalesile bütün Almanva için felâketaver bir hareketin inkisafma mâni oldu&unu •Sylemi'stir. M. HHler demîştir ki: «Hükumet kat'iven federal memlelcetleri kaidırmak tasavvurunda değildir. Fakat Reich içmde teVmil siyasî miiesseselerin müsavi olmasmı îstiyoraz. Texkî1Âtı esasive kanıınu nun tecdidi hakkında bizzat miUet tarafmdan karar verilmelîdir. MMletîn içinde bulundu&u nazik vaziyet dolayisile monar<inin ihyası müna kasa edilemez. Hükumet nvlletin manen salâbtm istemektedîa. tktısat sahastnda bükumet hususî te^*»Sbüshe mözahere edecektir. Koylü her halde kurtanlacakhr. tssîzier ordu~ su isle ortadan k»ldınlmak lâzımdır. Almanya'nm eihan münasebatına muhtaç oldu*nnu bilen hiîkâmet ihracntın a«la dösmam de*ildh".> Basvekil büknmetrn hie brr soretle Ravısta$'ı kaldırmak niyetmde olmadıfrim fakat araleyan vaziyeti doIayı«Ue îctima d<»vre.«İTt"n devammda favda fformediğnıi bildirmiş tam salâhiyetler'kanuntiTvdan ya'itz b»">ıtt ehemmiyette tedVirler için istifade Fikir çarpışmaları! «Kadın erkekle bir olabilir aıi?» anketimiz, umduğumuz dan fazla alâka uyandırdı. Bir iki lisemizde, muallimler ve ta lebe arasında canlı fikir çarpışmalarına sebep olmuş. «Türk» lisesindeki münakaşaları bugünkü sayımızda okuyacaksınız. «Kadın BirliŞi» denilen dumansız ocaktaki hafif kıvıhcımlardan ziyade, öğrenme çağındaki erkek ve kadın, genç ve dinç kümeler arasında gördüğümüz bu davranış ve kımıldanıslar içünizi açıyor. Her hanei bir fikir me«'elesini ateşten bir çember içine alarak buyük bir davanın daima s&* nuk ve karanlık kalan noktalan üzerine biraz alev, biraz ışık damlatan genclik için bu münakaşalar, beylik derslerden ziyade faydalı olurlar. Zekânın sporu yerine geçen bu mübahaseler, gençler arasında fikir maçlanna da sevgi ve hevet uyandırarak, canlı bir zihin terbiyesi yerine gecerler. Mekteplerimizde sık sık tek rar edilen müsamereîeri iki şiir ve üç monologdan ibaret pro STamlarile, birer varyete mahiyetinden kurtarmak lâzimdır. LiseIerde kuru kuruya okutulan ru hiyat veva içtimaiyat desrleri, muallimler ve talebe aras*nda yapılabilecek buna benzer fikir kaifilaçmalan sayesinde, bîr türü tarif, ıstılph ve mefhumjpapaganbsından çıkanlaııç olur'ar. Ben, Namık Kfmal gibi, hakikat yıldırunınm fikir çarpısjnalarmdan çıkaca^ını yahut çıkmıyacağı nı iddia etmemi yerine ve sıraşına sore çıkar da, çıkmaz da; fakat bu münakafalardan zekânm idmanı lehine pek çok şeyler Cik?b]leceğfne de eoninim. Mektep, kürs'i kar.Msmda sırayı cevapsız ve dilsiz bırakan zoraki bir mzıbat yeri değildir. PEYAMI ŞAFA Mevduatı koruma işi Yeni lâyihaya tasarruf mevduatını korumak içîn konan hukümler kâfi değildir Bundan evvelki yazımda [ 1 ] mevduatı koruma Iâyihasının belH baslı hükümlerini tahlil etmiştik. Bugün tahlilimize devam ediyoruz. Lâyihada bankalann tasarruf mevduatından kasalannda buLundu • racaklan hazrr para nisbeti diğer mevduat nisbetleri dairesinde tayin edilmiştir. Ancak bu nisbetler gayri kâfi olduğu gibi tasarruf sandıkla n n a nazaran çok zayıf bir teminat teskil etmektedir. Kanun lâyihası tasarruf sandıkları kanununun 11 inci maddesine tevfikan tnezkur ka nunun ahkâmını kabul ederek hü kumetin mezuniyeti ile müstakil tasarruf sandıklan veya tasarruf servisleri vücude getirmiyen bankalann tasarruf mevduatı kabul edemiye ceklerini tasrih etseydi, tasarruf er babmdan bankaya para yatıranla husasî idare ve belediyelerin teşkil edecekleri tasarruf sandıklanna para yatıranlar ayni teminatı bulmus olacaklardı. Çünkü tasarruf sandıklanna efrat ve müesseseler tarafmdan yanılan tevdiat devletin zıman ve kefaleti altmdadır. Tafarruf mevduatı kuraş, kuruş bhiken ve ekseriya fakir tabaka tarafmdan birîktîrilen paralar olduğu i«in dev'et bu paralan her rBrîü istismar tehl ikeleTtne karsı ken. di kefaleti altma almıs ve bunun için de sandıklan tasarruf mevduahnı kullanmalrta serbest bırakma mıstn*. Tasarruf kanununa gore mevduattan hükumetin nizamname ile tayin edeceği kısmı gene hükumetce gosterileoek bir bankava yatmlacaktır. (Bu banka şimdilik ancak Merkez Bankası olabilir.) Geri kalarnn yansı hazine tahvilâtı ile devletin kefaleti altmda bulunan tahviiât veya meskuk ve resmî ayarlı külçe altın mukabilinde umuma, diğer yansı da sağlatn ve paraya çevrilmesi kolay menkal teminat karnlığı oiarak nafi teşebbüslerde kullamlmak üzere hususî idarelere ve belediyeere ikraz edilebileeekttr. Halbuki yni lâyihada bankalann tasarruf mevduatı devlet kefaletine konmadığı gibi bankalar ba mevduatıh lâyihanın tayin ettiği nisbetler haricinde kalan kismını kullanmakta serbest bırakibanşlardir. Bir kaza merkezinde teşekkül etmis küçük bir bankanın tasfiye edildîğmi farzedelim. Ba bankaya 100 Hrahk tasarruf mevduatı yahrmış olan bir fert ba yüz liradan lâyiha mucibince Merkez Bankasma yatınlmasi l&zun gelen . ki mevduatra vadesiz olması halmde yüzde otuz fhtiyat paranın yüzde yirmisi, yani 6 lira ve mevduat bir seneden fazla vadeli ise 2 llradır hntiyazh olarak tahsil edecek, ge risi için bankanm diğer aiacakhlan nrasında gurameye iştirak ederek banka mevcudile matlubatmdan hissesîn« düseni alacaktn*. Gorülüyor ki tasarruf mevduatı tasarruf sandığına veya bankaya yatinlmakla mahiyetini değistirmediği ve bu mevduatm korunmasi için gözonünde tutulacak içtimaî zaruret her iki tarafta da aynen mevcut olduğu halde teminat noktasından büyük farklar vardrr. Bu farklan kaldırmak lâzimdır. Şayet bankalardaki tasarruf mevduatının devletçe tekeffül edilmesi devlet taahhüdatmin hududunu çok genisleteceği ve hele bankalardaki tasarruf servislerinin ilk b«s senelik zararlarmm tasarruf sandıklan kanunun ikinci maddesile yapıldığı gibi hususî idarelerle belediyelere tahmiline imkân bulunmadıih mülâhazalan bu farklann kaldırılmasma mâni teskil ediyorsa kısa bir müddet zarfmda vüâyet ve belediye leri birer tasarruf sandıJh açmaAa mecbur ederek bankalardaki tasarruf mevduatrara ba sandıklara dev v rini ve dolayısile bugün takriben 40 mHyona baliğ olduğu tahmin edilen tasarruf mevduatmın tasarruf kalemi sokop çıkardı, bir kâğıdm üze rine bir seyler yazdı, yazdı, sonra ka • ğıdı bana getirdiı Bakmız, dedi, burada Hicran is • mmin harfleri var: H, i, e, r, a, n!.. Her harfin kenannda ebçet besabîle rakamlan yanlı... Görüyor musunuz? Kağtdm üstüne arap harflerile karaIanmn ecis büçüş, kargaak borgacBC bir sürü yazılar ve çizgiler gorüyordum: Evet, diye mmldandım Şundi de şuraya bakmız: Ş harfi so, rakarat da şa... K harfi şu, rakamı da şu; r harfi şv, rakamı da şa; i harfi şu, rakann da şu...Yekun çektim. Bakmız, hanımefendi, yekunlara bakmız!.. Kâğıdı gözüme sokuyordo. Ne yekun gorüyordum, ne bir şeyl Basjrm geriye c«»Mp duvara yurarak: Evet, evet! Dedim. Bakmız, kayin valideciğhn efen • dim, bakmız! Yekunlar müsavi! Evet! Hicran Şükru! Hicran Şükru! Gördünuz mu? Yekunlan müsavi! Epçet sandıklan nizamnamesile tayin edilecek yüzde miktarmın ki bu da her haîde To50 den aşağn olmıyacaktır. Merkez Bankas^nda toolanma sıni temin etmek lâzimdır. Millî bankalan tazyik etmemek için bu kadar ileri gitmek doğru gorülmese bile her halde tasarruf mevduatı husu sunda tasarruf sandrklan ile bankalar arasında nisbî bir beraberlfk, teminatta nisbî bir benzerlik temin edHmesi zaruridir. Kanun lâyiha ?:nm tasarruf a mü • teallik teminat hükümlerinden bîri de bir bankanın sermayesinin beş mislinden fazla tasarruf mevduatı kabul edemiyeceŞi haVkındaki sarahatidir. Tasarruf mevduatınm kasa* da muhafaza edilecek hazir para nisbetiçoğaltıidiğı ve plâsman ma halleri tahdit edüdiği takdirde bu kayde bittabi lüzum kalmaz. Fakat tasarrufun himayesine ait prensip lerde tadilât yapıimadığı takdirde çok lüzumlu olduğu âsikârdır. Bankalar için alelumum tevdiat ashabı lehine konmuş olan nv'him kayitlerden biri de üç milyon Iiraya kadar sermayeli küçük bankalarm hükmî veya hakîkî bir şahsa verebilecekleri paranın a7amî mik tarının kanunla tayin edilmiş ol • masıdır. Lâyihada ipotekli ikrazlarla umumî hizmetleri ifa eden müessese ve idarelere, imtiyazlı şirketlere yapılacak ikrazlann azamî haddi sermayenin yüzde otuzuna çıkabileceği gosterilerek bu nevi ikrazlar daha az tahdide tâbi tutulmuştur. Büyük bankalar için tahdidat kon • mamıştrr. Lâyiha yukandan beri saydığimız şartlan yerine getiren bankalardan başka hiç bir müessese ve ferdin mevduat kabul edemiyeceğini de ay~ nca tasrih etmektedir. Evvelki ve bugünkü izahlanmız dan da anlaşılmıs olacaktır ki ka nun lâyihası haddi zatmda büyük bir ihtiyacı karşılıyacak, iyi bir tekliftir. Ancak mevduat saiıiplerinin menfaati ile bankalann menfaatıni telif noktasından bazı hükümlerini genişletmek lâzım geldiei pibi tasarruf mevduatma ait hükümlerinde de taftarruf sandıklan kanunu ile az çok bîr müvazene tesisi zaruridir. Bu ufak tadiller de yapıldığı takdirde meydana gelecek kanun, memlekette emniyetli bir kredi mekanizmasının ve bir bankacıhk sistemmin köklesmesinde cidden müessir bir rol oynıyabilecektîr. r NAL1NA MIH1NA Vatanaaşlara türKçeyi öğretmek için Perşembe günü, dil işi için toplanaa gençliğin düşanceleri ve kararlan ara* sında gayrimüslim vatandaşlara türk • çeyi öğretmek ve bunun için bilfiil çahşmak arzusu da var. Ekalliyet ve ecnebi mekteplerindeki türkçe hocalan, gençliğin bu arzusunu yerine getirmeğe çahsmakla beraber, bu güç işi yalnız mekteplerle başarmak kabil ohnadığma göre, münevver Türk gençliğmin ba sahada vazife alması, tabiî çok faydalı olacaktır. Şehhde, gavrimüslimlerin fazla bu • hmdupu semtlerde ve münasip saatlerde açüacak knrslara vatandaşlanminn devam edeceklerini ümit etmemek için hiç bir sebep tasavvur olunamaz. ÇfinkB türkçe öğrenmekte fayda ve kâr vardir, zarar voktur. Bu suretle Türk diimi bümiven Türk vatandaşlanna onn öğretmek kabil olur ve bugünkü garip vazivet ortadan kalkar. Vaziyet, mes'uliyeti maziye ait obnakla beraber, hakikaten garİDtir. tçinde oturduğu, yaşadığı memleket ve vatanm dilini bihniyen bmlerle vatandaşm mevcudiyet» garip değîldir de nedir? Geçen gün bir yerde söyle bir fatu» gördüm: «Ycutik htmlin verilmi» üe kamtu ıa, 3 Bordarm ve tamirahn ilgası.» r Bu garip oğhı garip ve manasız fa» turayı tstanbul'un en büyük mefruşat ticarethanelerhıden biri, resmî mSesse* selerhnizden birine vermisti. Düşündöm, taşmdım, bu cetrefîl ibareden hîç bir şey anhyamadım. Niha • yet, faturayı alan zat izah etti de an* hyabîldhn. «Verüen kumaş 3e kaplanan yas • hk» demekmiş! Yukandaki saçmaya türkçe ve onu yazan kız veya erkeğe türkçe bfliyor diyebilir miviz? HaHa bu gibilere Türk vatandası diyebilir mîyiz? Darülfünun gencliğînin, gayrimüslim vatandaşlanmıza türkçeyi öğretmek içfn çahşmağa karar vermiş olması, ba Hibarla çok güzel ve yrindedir. Ehrerir ki sözde kahnasm ve genclik Halkevlerile birlikte çahşıp, uğraşıp bu işi başarsml Almanyafda yeni bir idam şekli Beriîn 24,<A.A.) Volf Aiansm Sanr USkâmet «ya*t suclar hakkmda fevkal&J^Jur lcamm çıkaııııağı düfün «nektedir. Ba yeni kanona sivasî »uçlar yapaniar için asma suretile idam cezan kon»<~akhr. Amerika yahodilerinin bir teşebbüsB Neryork 24( A.A.)On bm kadar vahrdi be'edive dairesine giderek Alman ya'dalri yahudilere karsı yapılan hü eumlan protesto eden bir vesikayı be • lediye reisi M. O. Brien'e vermitlerdir. Bir çoğu tngüiz üniforması giymis olan ba yahndfler, Alman esyasına ihtiyarî bovkot vapılman teklifmi de ileri <ur> tnmlerdir. Da rü D ö n u mıda f YOîsekMuallim mektebinln çayı Yüksek Muallim mektebt talebesmi ve mezunlarmı bir araya toplanmak gayesile tertîn edilen çay 2 6 mart parar günu saat 16,5 ta H»lkevinde verüe • eektir. Tertip heveti tstanbul'da bulunan ve adresi bilinen bütün mezunlan ba çaya davet etmistir. Adresleri bi • linmiyen mezunlarm da çaya istirakleri tortip heyeti tarafmdan rica edümektedir. mektedirler. tleride plânları yapılarak tetkik olunacak ve ne olduğu anlaşılacaktır. Kuyu ağzı movakkaten kapattınlmiştır. Çorum barosu dağıldı Çorum (Hususî muhabirimizden) Barodan çekilen avukat Arif Hik met Beyi bir avukat arkadası daha takip etmiş olduğundan baromuzun resmî bir mahiyeti kalmamıştır. Dava vekilleri tnuhakerae kabul edi yorlar. Maamafih baroyu teşkil eden ve kalan avukat beyler baronun tekrar tesisi için faaliyet sarfetmekte ve kanunî adedi doldurmak için kendilerme avukat arkadaşlar aramaktadırlar. Baromuzun tekrar teessüs e^i itmit edilmektedir. ALt SÜREYYA izmir'in aitında bir nehir buîundu tzmh'de Sineklî'de Abbasağa tarlası üstünde Kadife dağmın sark eteğindp 60 santimetre genişliğinde bir deük bulunmuş ve bu deliğin içine müze müdürü Salâhattin Beyin nezaretinde Ballıkuyu mahall«*si muhlan tsmail Efendi dalgıç elibsesi giyerek girmiştir. Etrafı harçsiz taşlarla yapılmış olan bu deliğin derinliği 28 metre dir. t o n d e bir buçuk metreye yakın su bulunmustur. tsmail Efendi suyun dibinde karpit Iâmbasile dolaşmış • tır. Bu mecra doğrudan doğruya Kadife kalesinin içine girmektedir. tsmail tfendi dağm icinde 200 metre kadat yürümüştür. Bu yol kemerli dir, duvarlann bir kısmı kayada o yulmu% bhr kısmı da yontma taşlar Ia yap.lmıştır. Yalnız üst kısmındaki kemerinde harç vardır. Bu yolun aksi cihetin de ?0 metre ilerîde bir toprak çöküntüsü olduğundan daha ileri geçile memiftir. Bunun ne olduğu şimdiden kat'î surette tesbit edilememiştir ve alâ ~ kadarlar tetkik edileceğini söyle hesabüe Hjcran benim kanm oluyor, hammefendi! Birdenbire kan beynime nçramışh. Şu m&nasebetsiznı zoruna bak; deli rolü yaparak, beni halamm yerine koyarak, eocet hesabile kızı elimden ahnak k • byor! Bende yutacak göz var mı? N* cıfear ondan? Piye banrdnn. Bu dönvada Şükrü sade sen değilsin ya?.. Kâmahn bütün «Şükru» leri epçet hesabile Hicran Hannna sahip çıkabririer! Vay efendim, vay! Ben mi soylemi shn ba lakırdm?.. Aman AHah!.. Avukat bir kÖDÜrsün, bir köpürsün, bir kopürsün! tkimi'in arasmda duran koHuğu yakaledığı gibi havaya kaidırdk Basnma vuracak sandım ve korku 0e ellerimi yukan kaîdırdım. bağırdım: Değii, de?il, yan'ıs söyledim, epçet hesabile Hicran senindir! Derh»! sükunet buldu, sandalyeyi yere indirdi: Ha şoyle, dedi, hanımefendi riyaziyata biraz hürmethüz varsa Hicran litler, nutkunda neler söyledi? Berlin 24 (A.A.) Volff ajan amdan: M. Hrtler, Rayiçla&'da »öy Iedifri natukta difer Kırşehir'de mahkum olanlar Kırşehir'e tabî Çiçek dagı kaza sında Tayyare Cemiyetine ait 35,400 lirayı zimtnetlerine geçiren sabık kaza kaymakami Pertev, cemiyet veznedan Hüseyin Avni, tahsildar '•'^durrahman Efendiler muhtelif müddetlerle hapis ve tazminat cezalanna mahkum olmuslardır. Fransa bir çok Sefîrlerîni değiştiriyor nflllfnmmnıııınıuıiHiımn Adana'da et yökseldi Adana'da, kasaplarm müracati üze rine Belediye etin okkasma 5 kuruş zammetmistir. Etin ba suretle 55 kuraşa çıkması sarfiyaa azaltmttbr. Yeni Adana gazetesi, kale kapuundaki 4 kasap dükkânmdan 3 nün kaoandığını, açık olanm da günde iki gövde et sarfetmekte oMarânn varmaktadır. Japonya herkese Mevdan okuyor Nevyor 24 (A.A.) M. Matsnoka Nevyork'a gelmişUr. M. Matsuoka, Japonya'nın hiç kimseye bas varmdaı^ım ve vurmıvacağmı, çünkü Japonya'nm ne Amerika'nm ne de ber hangi başka bir milletin emrine tabi hükumet olmadığnu soylemistir. Ankara 24 Fuhşu murakabe al tma almak maksadile memlekettn ih tiyaçlan göz onünde tutularak yeni bir nizamname hazirlanmıstar. Nîzamname hazirana kadar mer'îyet mevkiine ko • nacakbr. Yeni nizamnamede umumî evlerin muayyen şartîar dairesinde açıla • bilmesi ve bir!e?me ev'erîle, tek basma fuhus hakkmda hukümler vardbr. Paris 24 (A.A.) Fransız orta elçileri arasmda bir takım değişikiikler yapılacakhr. Mfinih elçisi M. Dormes • son'ım Viyana orta elçiliğine, Bükreş'teld Fransız elçisi M. Puamc'nun Budapeste orta elçiliğine ve Budapeste el • çisi M. Devienne'nm Bükres orta elçilipîne tayin edilecekleri soylenmektedir. Yugoslavya Romanya Belgrat 24 (A.A.) Ayan meclisinin bugün öğleden sonraki toplanmasında azadan M. tvkoviç «Demirkapı» ya yapılacak genri seferleri için Yugoslavya ile Romanya arasmda aktedüen mukavele hakmda üahat vermistir. Hükumet namına soz alan Münakakalât N&zın M.Radivoleviç bu mukavelenm Romanya üe Yugoslavya ara sında çıkan ehemmiyetli bir mes'eleyi sona erdireceğini söylemiştir. Meclis bu mukaveleyi ittifakla kabul etmistir. Bundan sonra reis, bugünkü toplanmanm bittigini söylemiştir. Ben köseye o kadar büzülmüştüm ld hiç kımıldamaya mecalhn yoktu. Avukat bağırarak sualinin son kelîmelermi tekrar etti: Ayırmıyacaksmız değil mi? Hayır, diye mmldandım. BüsbütSn üstüme geldi ve elimi yakaladı: Hanımefendi! Dedi, verroiz elinhâ öpeyım, veriniz, veriniz, tesekkur ede» rim, oldu, iste o kadar, oldu, ben yalnız bunu istiyordum. Elimi sapur supur opüyordo. Havretler içinde sordum: Ne oldu? Olan nedir? Hicran ve ebçet! Dedl Hicran ve ebçet! Antal aptal tekrar ettim: Birdenbire elimi bırakb ve gozierhnhı içine bakarak put gibi hareketsiz durdu: Anlamadınız mı, hanımefendi? Hayır! Bir »çrayısta masanm basma kosta. E'ine bir kalem aldı, hokkaya batmyorum zannaderek bir kahve Danz.j ayan meclisi tenkis ediliyor Yeni men'i fuhş nizamnamesi Cumhuriyet Abone, şeraiti • Senelik Altı aylık Üç aylık Rir avliW Nüshası 5 Kuruştur Danzig 24 (A.A.) Cenevre'den donen M. Zichm ayan mcelisinin ten siki için Milliyetperver Sosyalist mümessHlerOe mözakerelere baslamıstn*. /Va • xf ler mamaileyhin ayan reisliğinde kalmasma itiraz etmektedirler. 1400 Kr. 750 400 1S0 2700 Kr. 14S0 800 Yoktur Milli tefrikamız : Yazan: SERVER BEDl Hep Senin İçin! Avukat, omrumde hiç görmedi gim bir ofke nöbetile avazı çıktığı kadar bağınyordu: Hayat ha?.. Hayat benim yumruğumun altinda bin parça olur! Hanımefendi! Akrep bürcü saman yolunun üstünde çarlston oynamaz, emm olonuz! Fakat o beğenmediğiniz kannca, ağzındaki saman çöpünu bırakarak altı silindirli koca lokomotifi yutacaktnr! Bana doğru yaklasıyordu: Hayat! Hayat! diye bagırdı, nerede bilettiniz onu? Kimin kılıcmdan daha keskindir o ki benim fimidîmi kessin? Hanımefendi! Yetmif bin balta, ayni zamanda, ümidimin en ince teli üstüne mseler, f e n e on« kesemezlerl Fakat ben s«rç« parmagunm tırnagile aüei muhteremenizi yetmiş bin parçaya bölebilirim. Siper yaptığım koltuğa kadar geldi ve dlzini oraya koydu. Koltuğun kenarlannı tutarak sarsıyor ve bağınyordu: Söyleyiniz bana!.. Epçet he~ sabile Hicran kelimesinin harflerinden ne yekun çıkar? tste bütün muamma orada, hanımefendi!.. Epçet ve Hicran, bu iki sözü daima yanyana düsününüz: Epçet ve Hicran! Sonra dizini koltuktan çekerek gene doğraldu; bu sefer parmaklarmı gözüme sokacakmıs gibi ellerini yüzüme yaklaşbrarak dedi ki: Hanımef*>ndi! Hanımefendi! Hicran ve ebçet! Bunu sakın hatınnızdan çikarmayinız. Vadediniz bsna! Hicran'ı ebçetten aymnıyacaksınu değil mi? benimdir. Ellerimle sinek kovar gibi yaparak bagifduıı: Senindir, gk! Verdim, senindir aenntdhr! Avukat birdenbire tabiî hanni aldı, şiddetli hareket^er yüzunden borusan elbisesini düzelttSrten sonra ellermi pantolonunun cebine koydu, gülerek dedi ld: Görd&n mü hazret! Sen Kevser Hannrım yerinde ol da Hicran'ı bana verme bakayım! Yerini hayrete veren korkum yavaş yavaş azalıyordu. Demek herif çıldtr mamıs, rol vapıvormus. Haydi ctk oradan, dedi, köşeye busülme! Adam akıHı yüreğin oynadı, yüzün sapsan. Doğrusu korktura! Gördün mü ya?.. Sen ki Hicran'n» annesi değilsin, rol yapıyorsun, sen ki benim rol yaptığımı da bilivorsun; sen korkarsan bir de o kadmı düşSn. Mabadi «or