19 ^^^H^^^^^^^^r ^^^r ^m^r ™ • ^ı Mart Î93S Paraları patron verecek! | « ( Lokantanm üst katında yalnız onlar vardı. Dört arkadaştılar. Tıkabasa kannlarını doyurmus lardı. Düğün çorbasmdan sonra tavuk kızartması, derkn midye 'dolması gebnis, bunlan birer pîlâv ve birer kaymaklı kadayıf takio etmisti. Yemek arasmda bir kısmı rakı, bir kısmı da şarap içtnislerdi. Yemekten sonra gar •ona parası hesap görülürken verilmek üzere dört paket te Yenice sigarası aldmlmıştı. Artık keyif tasnam olmuştu. Hesap gör menin tam sırası idi. Masanın etrafında dört dönen garson da bunu anlatmak istivordu. Hesap pusulası istendi. Yekun tam 6 lira on kuruş hıtmuştu. 80 kuruş da sigaralann parası, etti altı doksan. 10 da crarsona bahsiş... Tam yedi Iîra. Garsona verilecek paranın miktarı bu suretle tesbit edildikten sonra mühim bir müşkül ile karşılasıldı. Paraları kim verecekti? Birisi elini cebine attı. Yanındaki bağirdı: Vallahi olmaz, ben vere ceğim! O cüzdanını çıkardı. Bir baş kası haykırdı: Paraları benden başkasınm vermesine razı değilim! üçüncüsü keseve davranırken dördüncü müşteri yerinden fır ladı: yatında ilk defa olarak rasladığı bu tarzı tediyeye dudak bükerek razı oldu. Garsonun gözleri bağIandı. Körebe oyunu başlamıştı. Fa kat iste o sırada hic beklenilmiyen bir sey oldu. Dört müşteri den dördü de salopun ayn ayn köşelerine daoılacakları yerde bir arava geldiler ve avaklarının ucuna basa basa merdivene doğru yürüdüler. aşağı indiler. Be • reket versin bu mızıkcılığı şröz • leri baSlı olan garson farkede medi. Bir kaç dabıika bekledi. Sonra: Oldu mu? diye bağırdı? Yahu oldu aıu, diyarum size? Şu müşteriler ama da kurnaz seylerdi, ha! Bulundukları istikametler belli olmasm diye ses bile cıkanmyorlardı. Garson iskemlelere carpa carpa salonda dolaşmağa başladı. 1 ıstanbul Porsası kapanış fiatları 183 933 NUKUT Alış Sterhn I Dolar 0 Fransız fr. W Lim 20 Belçika fr. 20 Drahroi fO Isvlç fr. 20 Leva I Fllorin 20 Çek koroou I tsveç kroou 1 Avustoryı Şil I Peçete 1 î Satı; 73 i İki mevsimlik sayfiye kirasına mal olacak ev Zingal şirketi taksitle yapacağı evler için faaliyete geçiyor Büyük bir kitap: Bir inci Türk Tarih kongresi Konferanstar, Mazakere zabıtlan Cumhuriyet devrinde tedoin o Ivnan Türk tarihinin menşelerini, intanlık medeniyetindeki yüksek mevkini tayin eden Büyük Tarih kongresinin konferan* ve mâzakereleri aynen eereyan ettiği se killerde zabtt ve tesbit olunmak suretile ahiren 630 büyük «ani felik retimler ve haritatarla müzeyyen ve mücellet büyük bir ki tap olarak çtkartlmışttr. Birnei Türk Tarih kongresi yal ntx tarih ile uğraşanlarm değil, hemen her Türk'un harzican edineceği cidden büyük bir earrdir. Matbaactlık ve Negriyat TSrk Anonim Şirketi idarehanumden alınmah üzere yalntx İ A U kurttftur. Taahhütlü posta ücreti 32 huruştur ve müfteriye aittir. 7£6 206 167 215 1I2.Î0 34,50 813 ıro 218 24 83 110 37 *4 15 48,50 21 il Mark Zloty 20 2ı î I 1 1 Lei Dlnar Rnble 52 46 935 8* ?6 8^ 120 ?9 96 17 30 fO 34 23 İ5 44 97 33 223 Yen Türk altiBi Meddiye 1 Banku. O; B. ÇEKLER Londra New Tork Paris MHano Brukscl Atina Centvre Sofva AmsteTdam Stokholm Vıyan» Madrit Berlln Varşo\a Budapejte Bükre? Beigrtt Yokobam* Açılı rü8,2i 0,47549 I2.r6 Kapanif 730 0,4:60 ı:,c6 3,3«5 81,71 ?.4S4'i' 66,945 1,1.62 15.965 4.2575 5,60 81.635 66,885 1,17:9 O oyunculan anya dursun a • sagıda kasa basmda oturan patron müsteriler lokantayı terke deli on bes dakika olduğu halde hâlâ aşağı inmiyen garsonun ne yaptığını merak ehneğe basla mıştı. Nihayet dayanamadı. Dört müsterinin indikleri merdivenden ayaklannın ucuna basa basa yu> kan cıktı. Gördüğü manzara karşısmda o kadar şasırmıştı ki ses fmkân yok, ben rlururken bile cıkaramıyordu. Fakat şiş senin vermen na^ıl olur? man bir adamdt. Gürültü etme E ne olacaktı? Bu böyle de • mek istemesine rağmen avaklan vana edemezdi. tçlerinden biri eldösemeyi gıcırdatmıstı. Gözleri bet hesabı görecekti. Fakat mesbaSlı garson bu gıcırtıyi işitti ve el« i«te o birini tayinde idi. yıldmm suVatüe o tarafa koştu. Nihayet müsterilerden biri en tste oyun artık bitmişti. Ele gemakul tarzı halli buldu. çirdiği vücude sımsıkı sanlan *ar Şu peçete ile garsonun gözson muzaf fer bir kumanjdan edası lerini bağlanz. Hangimizi evvel ile haykırdı: hıtarsa paraları o verir. Yakaladraa. Paralan sen Bütfin arkadaşlar bu teklifi vereceksin. Haydi sökül bakalım! muvafıkjrö^diler. Garson da haNaJdeden: ömer Fehmt :.\M ?.5975 4,2525 S.hO 1,9923 4,2t75 3.875 .0.9» 34.9175 ».1784 IO9.S0 '.985 4,24 3.88 79,65 34,95 %•* (089,50 Moskovı ESHAM Açılı? \ş Baokast hamll. A Şlm. 60 o/o Tramvay BomoDtl Nektar Terkos Aslan çbnento II IST1KRAZLAR Açilif Isükraa DahiU Şark gimeodjferl Ddynnn MUT, Günırük Saydı Bagdıt Aşkerlye Kapaniş Zingal Orman Şirketi gerek halk gerekse memleket için çok faydalı bir takım yeni tesebbüslerde bulun* maktadır. Bunlardan en fazla alâka uyandıranı sayfiye yerlerinde iki mevsimlik sayfiye kirasına mal olacak ve bedeli taksitle tahsil edilecek ahsap evler yapmak için va~ ki olan teşebbüstür. Zingal sirketinin geçen sene tesis ettigi ahsap intaat şubesi ilkbahardan itibaren faaliyete geçecek, sayfiyeler ve kamp evleri insasma başhyacaktır. Bu evler 700 4000 liraya mal olacaktır. Şirketra diğer teşebbüslerine ge* lince onların en.mühimlerini de kısaca anlatahm: Eskidenberi kapı ve pencere imalîne yanyan iyi cins athtanın mem* leket dahilinde yetismediğind'en fi* k&yet ediliyordu. Zingal Şirketi şimdi kapı ve pencere imaline mahsus mavi markalı hususî keresteler çı kartmaktadır. lnşaat kersetesine Zıngal şırketının taksitle yaptıraciğı İJü katlı ucuz ahsap sayfıyelenn resmı kınnızı marka ve betonarme insa atta kalıp için kullanılan kerestelere de yeşil marka vurulmaktadır. Şirket parke tahtası yapmağa da baslamıstır. Şimdiye kadar ecnebi parkesile kaplanacak bir metre murabbaı yer 6 liraya mal olmakta iken Zingal parkesile ayni şey üç liraya yapılacaktır. Şirketin seri mobile şubesinde de ucuz ve sağlam ev esyası hnal edilmektedir. tzmir, 1932 senesine kadar Ro man'yadan her sene 26,000 metre mikibi ambalaj kerestesi ahrdı. Bugün bu ihtiyaç bafta Zingal Şirketi olmak üzere yerli müstahsiller ta ~ rafından temin olunmaktadır. Şirketin on kiloluk sandıklar içinde sattıği odun kömürü de çok rağbet bnlmaktadır. Bu sandığm fiatı 60 kurustur. Bu kömürler hilesiz ve temiz olduğu için çok rağbet gör mektedir. Hayırlı bir jfardım Türk Tayyare Cemiyeti Doğancılar Subesi Reisliğind *i: 1 Üsküdarda 15, 19, 21, 30, 46 ıncı ilk mekteplerle Kız San'at mektebi talim heyetlerinin subemiz tarafından tevzi edilen ftfre zarflarüe para top lamak hususunda cemiyetimize karşı gbsterdikleri yüksek alâkaya arzı sük ran ederiz. 2 Idare heyetimizce taKmatna mesi mucibince işî>u hasılâttan şube mire teıkolunan aidattan ayni mekteplerde mevcut fakir taîebeye derteT ve kalem tevziine karar verilmiş ve 288 fakir taîebeye yardım edilmiştİT. Yardım edilen talebeler şunlardır: 1 5 inci ilk mektepten 19 uncu ilk mektepten, 21 mci ilk mektepten 30 uncu ilk mektepten 46 ntcı ilk mektepten Kız San'at mektebindeı 148 40 48 56 48 48 \50 59.35 5.15 58 59 Konferans Tıp Talebe Gmiyetindfcn: Cemîyetin tertîp ettiği konferans seriıinden %âxıcin 20 mart pazuteai günfl a u t 18 Am Halkevi konferans saionunda terbiye müderrisi tsmail Hakkı Bey tarafmdan verüecektİT. Mevzu: «Cemiyet ve genç!ik> br. Herkes gelebilir. Rus âlimleri geldiler (Birinct sahifedetı mabatt) tki profetor, hükumet tarafmdan Tokatlıyan otelmde misafir edilmislerdır. Rus dil mütehassıslanna, dün öğledea sonra Darylfünun Edebiyat Fakültesi reisi Muzaffer Bey refa katüe Darülfünun, muallîm tnektebi, Halkevi ve d;ğer bazi müesseseler srezdirHmistir. M. Samoüof dön bir muharriri • mize fu beyanatta bulunmuştur: « Otuz sene ewel talebe iken fstanbul'a geldim ve hususî »urette ders aJarak üç ay zarfında türkçeyi oğrendim. Sonra Leningrat'ta elsinei sarkiye mektebîne devam ett>m. Hâ* len lisan akademisi azasındanım. Müt«addit sevahatler yaparak türkçenin muhtelif şivelerini tetkik et • tkn. Bu otuz sene zarf ında Türkiye biiyük inkılâolar geçirdi. Şvohesiz bunlann en mühimmi tarih vc lisan inkilâpUtndır. Bunun için şhndiye ka* dar yaphfrımız iki kongre netieesinde çok mühim ilim mes'eleleri mevzuu bahsolraustur. Tarib ve lisan mes'eleleri Türkiye'deki yeni hayata en eiddî surette bağhdırlar. Sovyet Rusya'nın ilim adamları bu mühim inlnlâD hareketlerinizi ferkalide ehemmiyetle talrip etmiılerdir. Bixhn buraya gelişimizden mak »at medeniyet tahastnda yeri büyük olan bu inkılio neticelerile yakmdan alâkadar olroak ve onlardan ilim hesabma istifade etmek, ayni zamanda do«t îki memleketm Hmi münase • betlerml kurvetlendirmekttr. Henüz bir kaç »aattir tstanbıd'dayız. Muallim mektebini gezdüc, hocjılarla ve talebelerle tanıstık. Mü • essesede büyük bir terakki gördük. Bu bir kaç saat bize Türkiye'de medenî ve ilmi hareketler için gece gündüz devam eden mesai flc yeni Türk hükumeti tarafmdan ele alınan çok mühim işlerin tam bir muvaffakiyetle halledeeegi kanaatini verdi. Yarm akşam Ankara'ya gidlyo ruz. Orada Türk Tarih Tetkik ce miyeti ve Türk Dili TetkSc cemiyeti azalan, Maarif Vekâleti erkânile tarih ve dil i»leri ÜJsertnde temas larda bulunacagiz. tki memleket i lim müeMeseleri ve ilim adamlan arasmda yakmlatma ve beraber çahsma gayesi daha emin bir sw«tte tesnin edilmiş olacaktır.% TAHVİLÂT Açilis Elektrlk Şlrketi Tramvay . Ttinel Rıhtını . Anadoln C 0 Anadoln ( S ) Anadolu ( 3 ) Anado! Mumessll Kaptniş Ç 4?,80 42.80 49,50 42,70 4'.70 ASKERUK IŞLERt 325 ve 326 lılar sevk ediliyor Fatih Askerlik Şubesinden: 325, 326 doğumlu yerli ve yabano piyade efradile 327 doğumlu jandaT • ma ve mızıka efradı kâmilen sevkedi • lecekleTdir. 326 doğumlu ve bunlarla muameit goren ve kısa hizmet haklan reffedilen piyadeler de sevkedilecektir. Tam veya nısıf bedel vermîs oMk larla bu defaki celpte bedel verecek ler kâmilen sevkedileceğinden 9 nisan 933 akşamına kadar her gün saat 9 daı 12 ye kadar yevmi içtima 12 nisan 933 sabah saat 9 dadır. Yevmi mezkurdan sonra gelecekler hakkında muameie' kanuniye ifa edilecektir. Zayi tstanbnl tthalât Gomrügfin • den aldığun 31/5/1932 tanhli ve 35217 numaralı beyanname muhtevi yab H.M.G. markalı ve 5080 numaralı sandığa ait 467, 479 numarah gSmrSk makbuzunu zayi ettim. Yenisini çıka racağundan eskisinin hükroü olmadığı ilân o'unur. Hans VVaiter Fenstel, Galata Kuto Han 16/17 gideceksiniz ?. Faik lzzet, hiç sesini çıkarmadı. Cevat Rıza Bey de sözü uzatmadı; yürüdü. Otomobilde küçük bir el çantası vardı. Onu bıraktılar. Birer de kahve içtilrr. Tekrar çıktılar. Faik lzzet çoktan gitmistL Fener'e doğru ilerlediler. Hikmet Beyin köskiine gelince durdular. Cevat Rıza Bey otomobilden indi. Karısı içeride kaldı. Uzun boylu bir adam, aksa mm alaca karanhğında bahçenin ötesini berisini düzeltiyordu. Par maklığın arasından Cevat Rıza'yı görünce elîndeki isi bıraktı. Hikmet Beyin evi buraaı. deği] mi?. Evet efendim. Aziz Efendi, siz misinîz?. Evet efendim, benim!^.Si» polis memuru musunuz?. Hayır!.. Bahçivan türkçeyi rum sivesile konuşuyordu. Ya Girit'H, yahut ta Yanya'lı olacaktı: Yoksa gazeteci misiniz?. Diye bir kere daha sordu. Bir iki gündür polislertn, gazetecilerin gelip gitmesine alısmıs olmalıydı iMatodi w) 49,10 M. Mar'ın beyanatı Lisan akademisinra ikinci reisi ve Tarih akademisinin rebi olan M. Mar da sunları söylemistir: < Ben lisanlan tarih ve fikriyatla beraber ve Iisanın tarih ile birlikte tetkik ettim. Kırk senedenberi tarih üserind» tetkikatta bulundum ve neticede dü için yeni bir na~ zariye vazettim. Nazariyem mille tin harsını ve tarihini lisan tetkikatına esas yapmaktır. Yeni lisan nazariyesi noktasmdan memleketinizde tarih ve dil islerinde yapılan hareket ve gosterilen faaliyetler çok şayanı dikkattir. Türkiye'nin ilmî mkılâplarda tuttuğu yol benim nazariyelerime göre çok doğrudur. Bu gün Istanbul'da ilim adamlanmzla görüstükten sonra görüyoruz ki Türkiye'de de bizde olduğu gibi dil, kitaplardan değil, halk ağzrodan tetkik ediliyor. Bu usul çok semereli ve faydalıdır. Müteşebbislerini tebrik ederiz.» bu sefer nereye gidersen ben de beraber geleceğim!. Amma yaptın ha!.. Geleceğim, görürsün!.. Haydi canım, benim girip çıkacağrm yerlere bir kadıni da be raber nasıl götürttrüm!. tstersen gotürl. B«n adım a dım arkandan geleceğim!. Pek âlâ, gel bakalım ne olacak!.. Bir kere tadını alırsan artık her zaman gelmek istersin de ondan korkuyorumî. Sen istediğin kadar alay et!.. Bu sefer, peşini bırakmıyacağırn!. Yoksa benden füphe mi edi yorsun?.. Bu işleri bahane edip te senden gizli bir yerlere mi gidiyo rum, sanıyorsun!.. Onu aklıma bile getirmem!. öyle bir sey olduğunu anlasam ba sımı çevirip te bakmam bile!.. Tenezzül etmem!.. Sana bugün ne oldu Feriha?. Ne ise!. Söyle de otomobili hazırlasinlar. Hemen gidiyor musun^ Evet! Ben de beraber!. Pek âlâ, dedim a!.. Sen kork Zingal sirketinin taksitle yaptıracağı bir katlı ucuz ahşap sayfıyelerin resmi Alenî teşekkür Cuma günkü davetnne icabet etmek nazikliğinde bulunan ve hakkımda lutufkftr yazılar yazan Istanbul matbuatı erkânına kalbt teşekkürlerimin iblâ • ğına muhterem gazetenizin tavassut buyurraasım rica ederim efendhn. Dimltri Smirnof Sipahi Ocagı Riyasetinden: 17 mart 933 günü kongresi sülüsani ekseriyet hâsıl olamadığından toplantı 31/3/933 cuma günnne taük edilmiştir. Azayı muhteremenin mezkur giinde saat 14 te tesrifleri. Kadıköy ikinci solh huknk mahke mesînden: Kadıköy'unde Hasanpasa mahallesinin Bostanlar sokağında 151 numaralı hanede sakin iken vefat eden ve te • rekesine mabkemece vazıyet edilmiş olan Ahmet Tevfik Efendinin mirasçı lan varsa tarihi flândan itibaren Sç ay borçlularile alacaklılannm bir ay içinde mahkemeye müracaat etmeleri öân olunw. Yoo!. Hiç bir sey sonnıyacakıın!. Hiç bir şeye karısmıyacaksın!. Kadın öfkelendi: Canın isterse!.. Der gibi dudakelarmı büktü. Topkapı'dan çıktılar. Yeçilköy'e vardıklan zaman güneş batmak ü zere idi. İstasyona yakın bir kahvenin önünde durdular. Burası biraz da otele benziyordu. Şimendiferi kaçıranlar, yahut ta geceyi Yeşil köy'de geçirmek istiyenler burada kalabilirlerdi. Cevat Rıza Beyle karısı içeriye girerken kahvedekilerin hemen hepsi baslarını çevirip onları süzdüler. Bir köşede kısa boylu, ufak tefek bir adam oturuyordu. Yalnız o, büsbütün önüne iğildi, sankl kendini göstermemek istiyormus grbi elindeki gazeteyi açtı. Bu hal Cevat Rıza Beyin gözünden kaçmadı. Biraz dikkatlice baktı: Faik tzzet Beyi tanıdı. Eski meb'usluk arkadaşının bu saatte, buralarda bulunması ona bir tuhaf goründü. Hiç bir mâna veremedi. önünden geçerken aşınaIık etti: Vay tzzet Bey!. Buralarda ne anyoraunuz?.. Çekmece'ye eve mi KADIKÖY HAVAGAZt ŞtRKETt Bu pazartesi günii saat 15 te Kadı • köy'ünde Sureyya Paşa sinemast salo nunda verflecek olan amelî yemek ve pasta pisirme dersine bütün hammefendileri davet eder. madıktan, canın ııkılmadıktan sonra gel!.. Ferrha Hanım dısanya çıktı. Biraz sonra: Otomobil hazır!. Ben de hasınml.. Diye geldi. Arkasına bh* spor mantosu giy ~ miş, başına da küçük bir şapka geçirmişti. Cevat Rıza Bey karısını bastan ayağa kadar süzdü; gülümsemek ten kendini alamadı. Otomobile binerken gözüne bir paket ilisti' Bu ne?. Diye sordu. Hiç!.. Belki lâzım olur, diye aldım. Biraz ip, bir sise konyak, ufak tefek!. Cevat Rıza, durmadan gülüyor du: Meğer sen bu islere benden daha meraklı imissin!. Otomobili kendisi kullanıyordu. Köprü'ye indiler. Fincancılar yokusundan Beyazıt'a çıktılar; oradan da Aksaray'a doğru saptılar. Feriha Hanım: Nereye gidiyoruz? Diye aoraeak oldu. Macera romant 14 Nakleden: KEMAL RAG1P Gizli Eller Şimdi o da Cevat Rıza gibi gazeteeilik yapıyordu. Sermayedarlık aIeyhinde yazdığı yazilarda gizliden gizliye <Komüni*t» lik kokusu vardı. Cevat Rıza Beyi hîç çekemezdi; baxan bir mevzu etrafmda günlerce, haftalarca münakaşalar ederler, sütunlar dolusu yazılarla biribirlerine atıp tutarlardı. Cevat Rıza, her günkü gibi bu gün de gazeteye uğradığı zaman zabıta muhbirinin yazdıeı yazılan gözden geçirdi. Hikmet Bey de, kızı da hilâ bulunamamiftı. Yalnız Muhittin Hasmet için bir tevkif müzekkeresi çıkanlmtstı: Fakat o da mey danda yoktu. Aksama dbğru evine döndü. Kan• Feriha Hanım: ı Gene bugünlerde yeni bir iş pesindesin galiba!.. Diye karsıladı. Kocasının böyle maeeralara karışmasınt hiç istemezdi. Vaz geçirmek ta elinden g#lmi yordu. Masanın üstünde duran bir mek tubu gosterdi: Kapınm üstündeki mektup kutusuna atmıslar... Cevat Rıza, zarfı yırttı. Bir yapraklı kâğıdın üzerinde üç satıjr yazı vardı: «Sizm iyiliğinizi istiyen bir arkadasınız, kendinize ait olmıyan TSIC re karısmamanızı, hele Hikmet Beyle kızırnn ne olduklarım arastırmaktan vaz geçmenizi tavsiye eder.» Güimeğe basladı: Meğer benim iyiliğimi istiyen, beni düsünen insanlar varmıs ta ben onları tanımıyorum.. Yazık ki bu tavsiyeyi tutraak kabil değil!. Feriha Hanım atıldı: Bilirim, dedî, sen söz dinlenıezsin!.. Bir kere bir seyi aklına koy dun mu, dünya yerinden oynasa vaz geçmezsin!.. Onun için sana nasihat vermeğe kalkacak değilim. Fakat