Mart Cnmhuriytt' SON TELGRAFLAR I bana kalırsa Kadın erkekle bir olabilir mi? Balkan bîrliği meclisi llk içtimaında hükumetlere hitap eden bir beyanname neşrini kararlaştırdı Bükres 18 (A.A.) B*'kan birlif tneclisl dün Romanya meb'uslar meclUi reUi M. Pop'un reisliği aîtında toplanımshr. Her memleket murahhasian kendi raporlannı okumuj • lardtr. Meclis, M. Papanastasiu'nun teklifi üzerme Balkan birliği fîkrf • nin her gün biraz daha üerlediğî hakkmda milLî gruplarm rnüttefik kanaatini blr kere daha beyan eden bir karar sureti kabul etmijtir. Bi| kar?rda deniliyor ki: «Balkan mîlletlerinin selâmetini bîlhassa Avrupa'nm bugün geçir * mekte olduğu vahim hâdiseler tçinde, siyaset ve iktısat ve tesanüdün de bıılunduğu kanaatînden îlham a* lan Bftlkan konferansı grupları anlaşma ülküsü yelandakf gayretlere devama azmetmf»lerdir. Bu elde edilmesi iein hükumetlerin si yaset adamlarının, matbuatm ve münevver bütun viedanlann yar dımı lâzımdır. Meclis, bu maksatla, Balkan konferansı kararlannın ve taleplerinin tatbikini bütün mehafüden ve bühassa hükumetlerden rica eder. Sulhü sağlamlastırmak ve milletlerin birlik çalışmasinı te»ki • latlandırmak iein iflere lüzutn vardır. Sözler, ne kadar cesaret verici olursa olsunlar sulhü ve mukadde ratlarınm iyileşmesini istiyen Balkan milletlerinîn emellerini ve bugünkü ihtiyaçlarını yerine getirmeğe kâfi değildir.» MeclU bu karan kabul ettikten senra bir Balkan ticaret odası ku * rulması için proje yapılmas) hakkındaki teklifi müzakere etrnistir. Amerıka'lılar, Münir Nurettin. Metut Cemil, Fahrettin Karim, ömer Hayyam, Çallı ibrahim Amerika meclisinde, «kuru re>« jim» denilen içki yaşağının kaldırılması teklifi alkışlarla kabul edilmis; fakat, kuruluktan birdenbire sululuğa jr«çilra«mcii için olaeak, şimdüik biraya isin vçrmişler. Yakında HkBrlere, daha sonra «araba vc konyağa, en tonunda da viskiye doğru tekâmül edcecek olan bu müsamaha bir terakki başlatifieı eayılabilir. E5er, su ve sütten başka içki yüzü gönnediği için emzikli çocuklarm kursaklarına dönen Amerikan midesine birdenbire 50 d*recelik isnirtolar inseydi, bütün Amerika'hlar, son gtinlerde muvazenesi bozulan dolar gibi sarho? olurlar, düşer kalkarlardı. Doktor Nadire Sadi Hanımın fikirleri «Kadınların iradesi bazen erkekten de kuvvetlkür. Bir erkek, bir kadmdan mükemmel dayak yiyor! Doktor, operatör, kadm hastalık lan mütehassısı Nadire Sadi Hanım «imal Türk'lerindendir; tıp tahsilini Moskova Darülfünununda yapmış, uzun müddet tzvnir'de bulunmuş, Memleket hastanaai mfcmuasına makaleler yazmıshr. Şimdi de «Kapalı kapı arkaıında» isimli içtimaî ve »ıhhî bir eser tercüme ediyor ve kitap halindt çıkarmıya hazırlanı Insanlıgın sesi! Dün, Peyami Safa, «Medeniyetin se»i> diye bir yazı yazdı. Arkadasım, bu yazısında radyonun kendisini geoe yarısından sonra rahatsız ettiğinden şikâyet ediyordu. tnsa nıp uykusn geldiği ve göz^Ieri tatlı bir uyuşuklukla kapandı^ı zanian, uykusunu kaçıran ses medeniyetia degil ya sevgilinin sesi de olsa, dinleamez. Uykusu kaçık genç sevdalılar darılma«ınlar ama bu, böyledir» Bugün, ben de medeniyetin sesinden, radyodan bahsedeceğim. Yirminci asır zakâsının yarattığı eserlerrfen ikisi, tayyare ile radyo, ktm bilir, kaç milyon yaşında olan te parlak dünyamııda, hakikaten büyük birer inkılâp yapmiflar, iki«i de zaman ve uzaklık mefhumlannı ortadan kaldırmıslardır. Memleket vc krt'a, deniz ve Okyanus gibi oegrafya ayrtlıklarını hice indirmît, hükâ* met ve devlet hudutları gibi »iyasi duvarları tanımamış, yıkmiflardır. Tayyare 30 sene evvelki 80 gtin* de devri âlemi, bugün sekiz günde yapacak bir kudrete erisraiştlr. Radyo ise milletlerin, hayır, insanIarın sesini bîribirine duyuran, ta nıttıran, onlan b'ribirine yaklaştıran, ısındıran bir mucizedir. önü nüzdeki küçiicük kutu, artık sîzin, kulağınızdır, insanlığm sesini dinliyen kulağınız. . Bu kulak sayesiade dünyanm sesini dinliyorsunuz. Aknanya'nın natkunu, İtalya'nın operasmı, Avu»turya'nın operetini, Fransa'nm reklâmını, Macaristan'ın çigan musikisiııi, Rusya'nın komünintlik davasmı, Cezayir'în yalelli* •ini, tstanbul'un gazelini birer birer, hatta bazan ikifer ikişer ifhtyor«n~ nuz. Sesini duyduguntu bn nailletler, memleketler, inaanlar, geilerinizin onünde canlanıyer, onlarm farkılan, sözleri, feryatlan, id4i*>* lan, dilekleri ile raütehas«U ve alâ~ k«dar oluyersunuı. Radyo, KaNag* lannı, çölleri, Okyanus'lan afarak insanları biribirine yaklastıran, ısındıran ve az çok anlastnran bir vasıtadır. Bana oyU geliy«r ki •U&Vları bıraknsa kenferanslannda» (iUa. »iyade radyo, ınsanlıgın artık Muturulmak imkânı olmıyan M»îdir ki dftnyada en kuvvetli sulh âmiU eiacakbr. «. Dahilî İstikraz Kayda ait izahname bankalara göndçrildi Ankara 18 (Telefenla) 933 dahilî îstikrazına aît mukavele Maliye Vekâleti Ue Merkez Bankası arasında imzalandıffindan kayıt mya • melesine ah izahname hazırlanarak bankalara gönderilmiştir. tzahna * meye göre kayıt 1 nisanda yapıla cak ve tertipler A. B. C. Umini taşıyaeaktır. H«r tertip 20 taliTİle ayrılmiftır. Tam tahvil 60 lira kibarî kıymettednr. A. B. C. ttrtiplerJnin yirmiser lira lık her tahvili tam tahvil in ttçte irini terosil ettiğinden o nisbette ikramiyeye hak kasaoacaktır. A tertibinin ihraç fiatı yüzde 95 tir. Yani ?0 lira itibarî kıymette olan bir tahvil 19 liraya satılacaktır. Diğer tertipj/yin ihraç fiatı ayrıca tesbit edflecektir. Her tahvilin bir lira kıymetlî 20 kuponu olacaktır. Kupanlajvn faizi her sene 16 njsanda ödenecektir, H«r aene verilecek ikramiye asağıdaki miktarda ola caktir. Bir Une 30,000, bir tane 15,000, ijç tane üçer bin, beş. tane 909, 289 tane 120 Iiralık ki ceman 94,34 lira kazananlara dağıtılacaktif, tkraıqiy« adet ve miktarlan ber ıen« ayni olacaktır. tzahnameye tah" viller için 20 senelik bir itfa plânı raptediloıîstir. Fransa'dan imdat İstiyen Alman'lar! Paris'e giden sosyalist aderleri mi var? Berlm 18 (A.A.) Wolff Ajanw bOdiriyer: tyi ve dogru malâmat alan mahfillerd« «gylendigine gör«, Dahiliyc Nazm M. Frick'iıj «Alman parll^nentolannda artık hiç bir komunitt bnlonamaz» yolımda verdiği talimatm tatbiki Almanya'daki muhtelif hiikuntetlerin kendi ta^bbnslerme btrakılacaktır. Muhtelif hüknmatlerin parlâmento lanndan kamünistler zaten çıkanlmif ve uzakUfhnlnu^tır. Prmya'daki ko • nHİnistlerm millet meclisinden, eyalet meclislerinden, her türlii meclislerle kulüplerden ve Belediye meclislerinden uzaklasbrıhp çtkanlman hakkmda bir emirname neşredilme»i beklenmektfdir. Bu karara sebep. komunistlerin dev • lete karçı dfişman bir vaziyet ahnif plmalandır. Bu tedbir, hSkumetin istinat et^iği ekteriyetin bir kat daha kuvvetleıune «İBe yardnn edecektir, o suretle ki, bu ekseriyetin ancak sosyal demokratlann istirakile hmul bulabüccegi bir çok şehirlerde artık bu iftarake İ3zum kal • mıyacakhr. Karbruch 18 (A.A.) Freiburg'da Baden Diyet •osyalitt meb'uslartndan Muttbaun'un araçtırma yapmak için evinc giden polis memurunu oljiurmesî inurine Baden Diy«t Meclumin bütiin sosyalUt ve komânist meb'uslarile Bad«n de oturan bütün Rayiftag tesyaüst •a koreünkt meb'uslar va intihap li»Ulerine iumleri vaıılmu olan biHon komünistler fimdilik tevkif edilmişlcrdir. Baden'de bütün sosyalist yazılan ve meemualan yasak edilmistir. Mürtecilerin Mııhakemesi Çorum 18 (Husu«i) Çorum Ağırceza mahkemeti toplandı. Heyet Afif Beym riyaseti altinda elmak ümek üzere aza Hasan, Hakkı ve cumhuriyet müddeiuraumUi Tahsin Beylerden teşekkül etmişti. Bugftnkü celsede, evrakj tamam lanaa, türkce ezan aleyhiadc bulun•naktan suçlu Rasîh hoca Uticvap edildi. Isticvap esnasında maznun 73 yasında olduğunu söyledi. Bu cihetin anlasılmasi için Mudumu'da bulunan bazı (ahitlerin ifadelerinin alınmuı için muhaketne 25 roarta 1 •rakıldı. Sosyal dmohratlartn bir tekzipi Berlin 18 (A.A.) Sosyal dcmokrat fırkası, ecnebi memleketlerde çı • kan ve bir çok Alman sosyalistleri li • derlerinm Rhur'un tekrar ifgal edil • mesinî istemek üzere Paris'e gitmif olduklanna dair olan haberi protesto etmektedir. Bu fırka, 1932 senesindenberi bu ifgale karsı mticadele etmis oldu • gunu hatırlatmaktadır. iktısat Vekâleti mühim bir lâyiha hazırlıyor Söz derleme fişlerini tasn'f edecek heyet Vahset! Never» (MerkeıîFran»a) 18 A. A.) Bir takım can;ler, belediye meeHsi »zasından bir ihtiynn yaka Uyıp tepelemisler, petrola bulam'r lar ve yakmıslar ve ?pnra ortadan kaybulnıustardır. Ankara 18 (Telefonla) Törkçe JÖZ kitabı için açıUn eaketi bir an evvel ikmal ve gelecek fişleri tasnif et mek için Maarif Vekili Reşit Galip Bevin riyasetmde teşekkül eden komisyon bugün ilk içtimamı yaparak çalısma tarzlarnu tetbit ve a » ara»ında vazifeleri takshn etmistir. B. M. Meclis'nin bayram tatili Ankara 18 (Telefonla) Meclisin martın 25 ne doğru bayram tatili yap • ması çok muhtemeldir. Anatolu tfhvilfttt n ç»n Nadire Sadi Hanım, yalnız bana verdiği cevapjarla değil, vücudünün sağlam yapjsije, ke»kin, parlak, delici bakiflarile, »ert ve cesur konu susile de erkekle kadm arasındaki farkı inkâra muvaffak oljınlardan dır. Beni tertetniz ve bembeyaz bir Bu tedbir yerindedir. ameliyat «alonuna aldı, yazı masaımın başına oturttu, anketi büyük *»* Sanirm, bizim mueannilerimiz bir alâka Ue takip ettijmi «öyledikten sonra; arasrnda ilk 8nce kuru reüm Evvelâ bütün «uallerinizi »öyilân eden zat Münir Nurettin Bey leyhtlz, dedi. dir. Ağzma icki değil, «igara bi. îki tarafın iddialarını anlattım. DinledL Fikirlerini inzibat altına alle koymaz. Eskiden hanendelcdı ve anlattı: lerimiz iein rakı, notadan daha Kadının viicut kuvveti, f izik lüzumlu br şeydi; biıe nara ile kuvvet, bîr terbiye mes'elesidir. Şe$razel arasındaki farkı hissettirebirde kadınlar bedenf terbiye gor medtkleTİ için daima zayıf dUçÜyorbilen hanendeler pek sayılı idilar. Anadolu'da . ki ben orada çok ler. geadim, çok rastladım ve görcVm Çeçenlerde, gazeteler, Me«ut bir kSylü erkeğm bir «küzü varsa, Cemil'in de YesilhiUl Cemiyttionun ntind ökiizü de kadındır. Bazı ne yazıidığını biraz hayretle ilân erkelder kadınlan işci olarak Irallanır, kendileri de sabahtan aksama ettiler. Ben de bu haberin a«lı olmadığım kendisrnden biraz rnem kadar kahvelerde otururlar. Bunun için vücutça kadınlardan daha zayıf nuniyetle oğrendim. Çünkö Rodüf«rİMr. Arabistan'da bulundum. m« ve Yunan medeniyetUrind«n Orada da ayni kal. Bir kadm, başızamammıza kadar gelen ve en nın üatüade bir t«lğraf direği tafir. Şkndiki medeniyet, fimdiki içtimaî çok, san'atkârlarla mütef ekkirler hayat, febirierd* kadım bkr eğlcne* tarafından muhafaza edilen bir vatıtası fibi yetiftiriyor. Burada ka* an'aneyi dostumun bozmaÇa hak dınlardan nanl vücut kuvveti bekkı da yoktur, ilrtidan da. Ancjerllersiaiz? tki çocuk, «rk«k v« kız ayni b«d«nî terbîyeyi alsalar ara • ka'lılar da buna muvaffak olalannda fark olmaz. madılar. Münir Nurettin fîbi, Şimdi ruha geleKm. Ben bunu hanceresi en kıvmetli altın mada terbiyeye ka^lıyorum. Şehir kızdenleri değerinde olan bir mulan, daima, nedenta hep ince ruhlu ^anni iein sSylenecek çey yok olmak için terbiye edilirl«r: Resim, tur; fakat bir san'atkâr. Fahretntosiki, şiir, tiyatro, bal«t, rakis... öyrendtkleri fey hep budur. Bunlartin Kerim Beyden zivade önser la mefgul okluldan için ha«aa»iyttHayyam'm »özünü dinlerse maleri fazla mkisaf ediyor. öyle bir zyrdur. Nitekim bu en büyük Adevb^de yasıyoruz ki, Çin'de, kadıncem şairi asırlardan «onra A«lar, otnuzlannda silah ta>irlarken, ya'nın ortasmdan Amerlka'ya da karlar üzerinde donarlarken, art(k bu bahis üzerinde fazla durmak müsesini duyurdu. nasip olur mu? Mes'ele a^rkâr. Fantezi ile ciddivetin, »övle Nadire Sadi Hanım çok tertipli mek tarzı ile mutlak hükümlerin •Bylttyordu. HUlerile fikirleri ara farkını anlamıyan bazt doktor • nndaki müvazene, tezinin ifrat ta~ larımız, son münakaşalarda olraflarmı gizliyecek kadar mUkem • meldi. Bazan müthis seyler sSylediğl du|u fibi, srene kabarmaaınlar. halde *e»lni hiç yükaehmedi. MeseBurada I&tife ettiğimi »öyiemek 11: benim için pek îpttdaî bir mec trade* mes'elesine gelelim, deburiyet oluyor. Fakat Çallı ibradi. Erkek kadmdan fazla îradesine him taraftarlan da sözlerimi cidsahip olduğu sSyleniyor. Fakat bakm, ben bütün tuallcrinizi terbiye dî telâkki etmekte serbesttirler. mes'elesine bağiıyorum, benee bu da PEYAM1 SAFA bir terbiye mes'elesidir. Hakikatte bir çok erkekler, kadının iradesi altmda yasarlar. Siz de pek çok duymuşsunuz: Bîr erkek, kadmdan mü~ k«mmel dayak yar; defil mi? Azdır. Artık, bence dayak yiyen «rkeğe erkek, dayak atan kadına da kadm denmez. Bunlar hayvanî seriye dahil mahluklardır. Ankara 18 (Telefonla) tktuat Bu sözleri Nadîre Hanıma d«ğil Vekâleti tesviki sanayi kanununda haiçimden söyledim. Zira, belki de li hazıra göre ve sanayi müesseselenni Hiraz etmekten korkmuştum! hakikî surette himaye için tadilât yapDoktor, operatör, kadm hastalıkmak ticere ehemmiyetli tetkikat yapmak ları müehassısı ve muharrtr Nadire tadır. Yakında Medise bir lâyiha tekSadi Hanım devam etti: lif edecektir. Ruı ihtilâlinde büyük bir irade : sahibi olduğunu göstermis kadınlar vardır. Meselâ Klera Setkin. Bu kadm e zamandanberi istiklal mahkeAnkara 18 (Telefonla) meleri reisi olrauf ve eli titremeden bul'da Anadolu tahvili tının sebepsîz idam kararları vermiştir. Almanya'olarak düşmesi üzerine maliyece ted • da Roza Lüksenburjj. Bunlar tarihe birler ahnmıstır. Nadire Sadi fT. geçmişlerdir. Fakat sehir kadınla nnda irade zâfı, muhk ve terbiye tesirlerinden olur. Nadire Sadi Hanım durdu. Dtis man olduğu «fark» lardan birini daha arayan zekâsı oraya buraya ko» suyerdu: Hah... dedi, fiziyolojik fark. Bu gÜKel. Beni alâkadar eder. Siz kadınlar için ne diyorsunuz? Ayda üç günden yedi güne kadar hasta ' dırlar, muntazam eahşamazlar de raiyor musunuz? Ben bunu bir doktor olarak hiç kabul etmem. Çünkü kadının ayda bir kae gfm iein geçirdiği fiziyolojik hâdlse, onun kuvvetine, ruhuna, iradesme hiç bir zarır vermeB. Bilâkia, eger kadn bu tafhalan geçirmezse hastadır. Anor mal'dir. Halbuki erkekler, diyebiU rim ki, her gün, her saat hactadırlar! Hayretle doğruldum: Neden doktor hanım T Zannederim, bunu okuyan anlar. Hayretimin ve marakinun devam ettlğini görünce Izaha mecbur oldu: Çünkü erkekler, gördükleri her kadm karsı sında iradelerini kaybe d e r l e r . .*,>»fr» j«'4v**w<*$( it*jt mn»»ws Sanayii himaye Ooktor nanimın bü Irahı pek te Hmî degildi. Kadtnına, erkeğine, yerine göre değisen gayet hu>uM bir incizap halini kanun haline soku yordu. Nadire Sadi Hanırn, kadınlarm b»l gibi asker olacaklarınt d~ söylüypr, diyor ki: Muhakkak. Lehistan'da kadm ordulan vardır. Rusya'da, Kerenski (amanmda bile kadınlar orduya g'rmişlerdir. Ya bizinn istiklal harbi?.. Evli misiniz Nadire Hanım? Evet. Hem doktorluk, hem de ev îşlerini nasıl beraber yürütüyorsunuz? Mükemmel. Ben Tıbbiye'nm V.irinçi sınıfında iken kocam olan *.rkegi sevdim. Sevmek tabii bir aey değll mi? ve o sınıfta }ken evlendik. O günden bugüne kadar evlenmek benim tahsilime, doktorluguma, anaIığıma tnâni olmadı. Bugün on ya sında bir oğlum var. Üc lisan hilir. Onu kendim emzirdim, kendim bü yüttüm. Demek yapabiliyorum. Bu da irade meg'elesi değii mi? öğle • • ye kadar evime, çocuğuma bakarım, sonra ifhnle gücümle ugrasırım. P. S. Yunanisian KuLlıfla tföğra m ı Oidiıor? Attna'da etkan Venizelist Patris gazetesi mevkii iktidarda bulunan Çal daris fırkası gazetelerinîn gizli bir memnuniyetle kraldan ve krallıktan bahsetmelerinden »ikâyet ederek bun< lann vann ihtimal krallık • cumhyriyet münakasalanna da bafhyabileeeklarini, M. Çaldaris'in sjmdiden müteyakkız olması lâzım geldiğmi yasmaktadır. Yeni vergiler Atina 18 (Hususî) Hükumet bütçenin tevıini için yeni vergiler ihdasına hazırlanmaktadır. Hlikumetiıı bu najırlığı kalk aı»rb|de fena bir tetir bırakmı«hr. Btitua h«« kumet rüesasının intihabat esnasmda söyledikleri nutuklarda yeni vergiler ile ahaliye bar olmıyaeaklarmı beyan ettikleri halde şimdiden vergi ihdasma kalkışmalan Atina'4a günün nqünakasa mevzuudur. Âyan n\ec\iti lâğvedilmiyor Atina 18 (A.A.) Tatina Ajans bildiriyor: Başv«kU M. Çaldans matbuata be • yanatında hükumetin âyan meclisinî kaldırmak, memurlann azü •• nakle • dilmemesini ılga ve nazırlann mes'u • liyetlerine dair olan kanunu iptal etmek İstedigi ve hatta bu hususta karar verdiği haberini kat'iyyen tekzip eylemiş» tir. Ne ahlâksu adammıs bu! Bir türlü rahat durmuyor. Ben mes'eleyi hiç bilmiyormufunı gibi yaparak hayretle hem enun, hem de Hicran'm yüzüne baktıra. Onun yüzünde de endişe vardı, fakat anatmın yüzündeki Sfkeye nau> kabü, onda şeytanî ve kadınca bh* sevince benzer işaretler görür gibi oldum. Yahut bana öyle peldi. Tekrar ikiijne de ayn ayn dönerek: • Niçin beni çağmyor? diye sordum. Hicran gözlerint önüne iğmisti. Annesi de, benim sualim üzerine çıkan yeni mes'ele karsumda sasırdı. öyle ya... Bana ne diyecekler? Aç«alar bir türlü, gizleıeler bir türlü! Devam ettim: Baksanıza. . Telgraf çekiyor, ntühtandir divor. Acele bhr şey var demek, benden bir sey istiyor! Halam: MmhaJİ ingiljz ve Fransız nazıriarının Londradaki millAkatları Londra 18 (A.A.) Ticaret Nezaretinin neşrettiği bir tebliğde bildirüdiime göre Eransız Maliye Nazırı M. Bonnet, M. Runcinaan'ı ziyaret etmistir. tki nazır dünya iktısat konferan*ı proğramınm iktısadî kısmı hakkında samimî surette görüsmekte devam etmislerdir. Beni ciddî bir korku aldı. Gecekî rüyaları ve sabahleyin içime doğan fena duygulan da hatırlaymca: «Gitmem!» diye düyyndüm. Fakat, en ehemmiyetsiz şeylere mana veren ben, kalfanın dünkü sözlerini de duyduktan sonra, avuka tm davetini nasıl tefsir etmelivdim? Meraktan ölüyordum. Bugiinlerde Hicran'a, kendime, bu eve ait mes'elelerde çok tıassasım. Beynîm alabura oldu. Yatakta duramadım. fırladım, kalktım ve bîraz sonra ha!a nun odaeına koştam. Hicran da orada idi. Telgrafı okudum. Hicran büyük bir telâsla yanıma gelerek kâğıdı eHmden aldı, o da yüksek sesle okudn. Hala Hanım telâsla ayağa kalk • miştı: Sakın gitme oğlum, diye ba * ğirdı: Yüzünü i>ir endişe ve öfke bulutu kaplamıstı. Ağzından çu sözler kaç MiUi tefrikamız : 1 Yazan: SÇRVER BEDt Hep Senin İçin! söy'edikierini kendime tekrar ediyprdurn: «Bir tuhaf hali var. Pek dalgm. Benimle de konusmuyor.> 3 0 gece biras daha rahat uvumustum, fakat rüyamda bir kaç kere ve bir kaç sekilde avukatla boğustum. Bazı o çı'dınyor, benim üstlime atılıyordu, bazı da ben kaçırıyor, ona •aldmyordum. Aara yerde de hep Hicran'm gölgesi vardı. Ertesi sabah içimde kckuya benzer duygularla uyandım. lnsan, en ziyade, âsık olduğu zamanlar ^<r rüyamn tesiri alfanda kalıyor. Çünkü insanın haya • tmda her seyin manasi artıyor: Niçin bana dün sofrada Hicran öyle baktı? Niçin kalfaya o sözü söyle mif ? Niçin ben dün gece hep sol tarafıma yatmısım? Niçin Kevser Ha Yoksa... Kızını ona vermeğe ni " îti mi var? l«te, o vakit te ben çıl4mnm ve alimallah hepsini yaka ~ rım. Kalfa doğruldu: Ne o, Muhlis Bey, dedi, yüzü•\e kan eıktı. » Bir sey yok. Ne oldu, şirketttn çıktm mı? Mektun'an yanlıs mı göidermissin? Kin söyledi sana? Küçük hanım. Ne dedi? «Son günlerde bir tvhaf hali ar. Benimle konusmuyor. Pek dal|pn. Mektuplan yanlıs (Bdermis. Çıkarmıslar şirketten.» dedi. Ha... SeJhîn aieyhine dava da açılıyormuş. Benim deffl, slrketin aleynîne. Gene daldım. Hicran'm kalfaya nım avukat hikâyesmi benden giz ledi? Niçin beni bugün sofraya çağırmadılar da kahvalfıyı odama gönderdiler? Niçin beni hilâ hasta sanıyorlarsa bu sabah keyfimi sormadılar? tşte, sabahleyin, yatağın içinde, ehemmiyetli 've ehemmiyetsiz her şeye mana vererek düşünüp duru yordum. Her gün saat yedide vatak* tan kalkmak âdetim olduğu halde, yapacak iş olmadığı için o gün saat ona kadar yataktan çıkmadım. ts sizlîk bana daha ilk günde çok sıkıcı geldi. Bütiin b«r gün bombos! Nasıl durabilirim? Hem bu sekilde evde kalmaktan da çok sıkılıyor ve Hicran'a bile görünmek istemiyer dum. Saat ona doğru besleme kızi Fatma, elinde küçük bir kâğıtla odama girdi: «• Size bir telgraf var, Şunu imzalayınız! dedi. Telgraf mı? O da nesi? Ne tel ğrafı bu> Kimden? Aklıma iBcSnce babam geldi. Hasta filân olmasın! Kâğıdı imzaladım. Biraz sonra telgrafı getirdiler, açtım. tınzayı gö rünce saşırmıştım; Avukat I Bu telgraf ı avukat genderiyor! HayroU? Hemen okudum: Sanki tekrar okumakta fayda varmif gibi, bu davetin sebebini tahrain etmek için telgrafa bir kaç defa göz gezdirdim. AUahallah!.. Bu adam benden ne istiyor? GBnderdiğim mektubun üzerinde Hicran'a yardığım elkabı görünce beni tam rakip telâkki etti de isitni bitirmeğe mi karar verdi ? Tehdit mi edecek yoksa ? Ya üstüme silâh oekerse?.. Herif vaktüe delirmiı. Yapar mı yapar. Son zamanlarda ask cinayetleri çoğaldl. Acaba hayatıraın son jfününü mü yasıyorum? Avukatın yazihane»ine gidersem olabilir ki iki saat sonra ben bu dünyayı görmea olaeaiım. Dünya umurumda değil, fakat Hieran'ı gSremiyecegimi «Bugün ogteden evvel beni yoı» * hanemde görünüz, mühimdir*