14 Mart 1 f 33 AVRUPA MEKTUPLARt Paris Balkan Talebe Birliği Birlik reisliğine bir Türk talebe seçildi Paris 5 mart (Hususî muhabirimizden) Bu seneki kı şa şiddetli ol da denemez. Harta adam akıllı kar bi İe yağmadı. Fakat üç dört gündenberi m sanın ellerini, kulaklannı ve burnunun u cnnu morartan Halim Tevfik Bey oldukça kuvvetli bir soeuk var. Koyu kış avlannda tesadüf etmediği miz ba bal bizim gibi şehre henüz yabaneı olanlan bayli şasırttı, Pa nVliler bunu çok tabiî buluyorlar. Meğer her sene böyle olurmuş.. r Almanya da vaziyet İmparatorluk bayrağı resmen heryere çekildi (Btrinci sahifeden mabait) bayrağı çekilecektir.» Imza: Hindenburg Beriin 13 ( A . A . ) Bu sabahtanberi Siyah Kırmızı Beyaz bayraklarla Nazilerin sancaklan bütün nezaret binalannda ve Almanya'nın umumî bmaIannda dalgalanmakatdır. Yalmz askerî binalarda, ortasmda demir salip bulunan Siyah Beyaz Kırmızı harp bayrağı çekilmiştir. tahn'kâtçılardan sakmmız.» Karl Marks 50 sene evvel bugün ölen bu adam kimdi? Bugün Kar' Marks'ın ölümüniin üzerinden tam ya run asu geçmiş bulunuyor. Hayatın da, mütefekkirlerin «gayrikabili tatbik» addettikleri bir cemiyet şeklinin tesi üae çalışan Marj bundan tam 50 sene evvel ölmüştü. Karl Marks Bilhassa ikhsadî mes'elelerin münakasasmda adi sık sık anılan «sermaye» müeUifi, nazariyeleri türlü türlü tefsir ve hususile pek başka türlü tatbik edilen bir müelliftir. Fikirlerile hayat arasındaki tezatlar gün geçtikçe daha bariz bir şeküde meydana çıkmaktadır. Zehirli gazler afeti Ânkara'da gazlerin tesiratı hakkında ki konferansta tecrübeler de yapddı Ankara (Hususî) Orduevinde zehirli gazlere dair verilen ilk konferansı bildirmiştim. İkinci konferans ta ge çenlerde kimyager Nuri Refet Bey tarafmdan verilmiştir. Konferansçı ezciimle demiştir ki: K İnsan zekâsı zehirli gazleri 1915 ten sonra harp meydanlannda kullanmak çaresini aramış ve maatteessüf harp meydanlannda bîr silâh olarak istimal etmisb'r. Zehirli gazler büyük harp te iptidaî bir takım şekfller ve vasttaIarla en ziyade beş bin metroya kadar atılabilirken sonralan abhş şekli terakki etmiş ve bugün bu derece toplarla ve mancuuk vasıtalarfle yirmi üç bin metroya kadar varmışhr. Vâsi mikyasta ldtaller yapabilmek için bir kısım milletlerin sarfettiei mesai karşısmda diğer bir kısım millelter de daha yeni ve bunun gibi mühlik çarelerle mücehhez olmayı aradılar ve nihayet bu zehirli gazlerin yanında bir de mikrop silâhı yarathlar. Bu kunya silâhlanndan kurtulmak için yapılacak korunmalar iki kuımdn*. Biri aktif, diğeri pasiftir. Aktif korunmalar, teşkil edüecek tayyare filolarile doğrudan doğruya havalar müdafaa edilir ve düşmanm yaptığına mukabele bilmisil ohnak üzere onun gibi kendi şehirlerinde zehirli gazle kitallere geçilir. Bu bizim bahsimizden hariçtir. Passif korunmalar ise maske kullanmakla mümkündür. Bu gördüğünuz muhtelif cins ve sekfldeki maskeler gaz silâhlannın beşeriyete saldıran pencerelerini kopanr, onu felce uğrabr ve tesirlerini tamamen boğar, mahveder. Zehirli gazlere karsı bu maske ile mücehhez bir insan muhakkak bir ölümden kurtulur.» Konferansçı sözünün burasında lastikten bir maskeyi bir zabitin başma geçirdi. Maskenin ağiz isb'kametinde bir deliği vardı. Orava da müdevver ve âdeta iki avcun birleştiği zaman teşkil ettiği cesamette bir kutuyu vida tertibatı ile taktı. Maskeli bazît efendinin gözleri, bumu, ağzı havayi nesimî ile doğrudan doğruya temas etmiyordu. Konferansçı devam etti: « Vida usulü ile bu maskenin ağız isb'kametindeki deliğe takbğımız bu kutuya süzgeç derler. Süzgeç, maskenin hayab olduğu gibi maske ile mücehhez olan insanm da hayahdır. Bu süzgeç dahilinde bir kömürle bir kısım granü! vardır. Bu kömür, bOdiğîmiz fındık, ceviz kabuklanndan ve yahut erik, şeftali, kaysı çekirdeklerinden hususî bir şekilde imal edilmiştir. Maskeli insan ağzına takdı olan bu süzgecten icini çekerek kuvvetli nefes ahr. Teneffüs istikametinden cihazı teneffüsiye girmek istiyen zehirli gazleri kömür ve granül masseder. Süzgeç sayesinde maskeli insan zehirli gazlerden tamamen âri ve saf bir havavı teneffüs ederek hayatını kurtanr. Gözler istikametinde maskeye sızınbsız takılnmş olan gözlükleri görüyorsunuz. Maskeli zat bu camîartn arkasından ileriyi emin bir surette görüyor. Simdi bu maskeli zata gaz sevkedeceğim. Göreceksmiz ki o bundan baberdar olmıyacaktır. Bu şişe içinde gördüğünuz mayi göz yaşı akıtan gazlerdendir. Maahaza; bu mayi tecrübeler yapmak için hafif tertip edilmiştir. Bir gramın on binde biri nisbetindedir. Çok yakındaki gözleri müteessir eder.» Konferansçı açık şişeyi maskeli zatın ağzuıda duran ve teneffüsüne hizmet eden süzgeçe dayadı. Maskeli zat teneffüs ederken konferansçı soruyordu: Müteessir oluyor musunuz, gözlerinizde bir şey hissediyor musunuz, bununuzde yabaneı bir duygu var mı diyordu. Maskeli zat: Hayır, hayır, hayır cevabmı verirken cok rahat nefes aldığı görünüyordu. Konferansçı dinleyicilere teveccüh ederek; « Şimdi bir kere de gözleri açık bir tecrübe yapacağım. Bu tecrübe ile de bu mini mini şişe içindeki gazin tesirini blfiil göreceğimizden maskenin yaptığı hizmeti daha derin bir vukufla anlamış olacağız. Bunun irin icinizden bir fedai arkadaş davet ediyorum.» dedi. Bir anda müteaddit yerlerden muhtelif fedailer konferansçıya ilerledfler. En önde bulunan Şükrü Bey konferansçının önünde durdu. Konferansçı bu defa şişenin içine müdevver ve uzun bir cam soktuktu ve cıkardı. Siikrii Beyin burnuna yaklaştırdı. Şükrü Bey her zamanki gibi nefes alıyordu. Konferansçı sordu: « Basınızda bir şey hissediyor musunuz? Şükrü Bey cevap verdi; evet, bir his iki kaşlanm arasmdan beynime doğru yürüyor, şimdi iki kaşlanmm üzerinden kaş kuyruklanma doğru ilerliyor, şimdi gözlerimin uclan civanndan yanak kemiklerime doğru yayıbyor. Şimdi gözlerim yaşarmağa başladı, göz'erim yanıvor, yaşlar akıyor...» Konferansçı müdevver uzun camı daha Şükrü Beyin ilk cevabında çekmişti. Konferansçı Şükrü Beye teşekkür ve dinleyicilere teveccüh ederek devam etti: « Bu mahlul göz yaşı akıtan zehirli gazin en hafifidir. Filhaldka bu zehirli gaz simdi gaze maruz bulunan zatın söyledikleri gibi bir seyri mahsus tahbnda yayıldıktan sonra tesirlerini bir kaç dakika içinde icra eder. Bunun hafifi de, şedidi de ayni seyri yapar. Gaz beyne tesir yapmağa başlayınca göz yaşlan dökülmeğe ve insan aksırmağa başlar. Bittabi vâsi bir sahnei harpte ve yahut her hangi bir gaz mmtakasmda hava tabakalan teneffüs edilmek mecburiyeti karşısmda musap, gözlerini gittikçe yakan bu gazden kurtulmak için gözlerini kapar. Fakat bu kapamak fayda vermez. Gazden kurtulmak ya bulaşık olmıyan saf havaya cıkmak vey» maske kullanmakla kabildir.» ...Konferansçı gene masa üzerinde bulunan ve hakikaten usulu duran fldnci bir şişe aldı ve dinleyicilere gösterdi: « tşte efendiler, fosken denilen bu katil gazin geçtiği sahalarda hayat söner, ağaçlann yapraklan on dakikadt solar ve renkleri değisir, otlar kurur.» Konferansçı maskeli bir zabit üze • rinde bu gazi de tecrübe etti. Zabit mas> ke sayesinde hiç bir şey hissetmediğmi ve rahat nefes aldığını söyledi. Bu esnada salonda bulunan dinleyiciIerin kâffesi, uzun bir öksürük dalgasıle çalkanıyordu. Bu dalga beş dakika kadar devam etti. Hava tebdil edilmek için pencereler açıldı. Konferansçı diyordu ki: « tşte katil fosken gazi maskeli efendinin burnu dibinden maskesine girdiği halde onu müteessir etmediğini, fakat sizler ki ondan uzaktasınız, ancak salona yayılan pek az bir gaz miktan hepinizi dakikalarca Öksürttüğünü gördünüz. Tecrübe gazi olarak tertip olunan ve onun da he~aba vurulamıyan bir miktan hava tariküe cihazı teneffüsinizden ciğerlerinize girince sizleri ba kadar müteessir ederse kesif bir tarzda ablan bu mel'un gazin ne yapacağım pek güzel idrak edebilirsiniz.» Efendiler bu da tperit gazidir. Yen. ötekisi kadar vahşet nümunesidir. Kasıhcıdrr. Kasmdırdıkça kendi eüerimizle kendi vücudümüze yaralar actınr. Siner lerden sioerlere hususî cihazile püskürtme suretile ablır. Tavvarelerden şehirle raketlerle yağdrnlır. Bu gaz toz halinde havayi kaplar. Bunun idn de korunmak çaresi gene maske ile'berabta* gecenki konferansta gÖrdöğrunüz elbtselerie temiıı edilehüir. Böyle tperitle bulasık bir araziden gececek ordu vaman bir gaflet göstermiş olacaktır. Bir kar saat sonra böyle pis bir mmtakadan geçen ordunun kıy> met ve ehemmiyeti kalmaz. 7 saatte musaplan tedavi edümezse netice fecidir. Şimdi şu kristalin ucunda tperit denilen müthis gaz vardır. Muhterem dinleyicilerinu rahatsız etmemek icm bunu bizzat kendi vücudümde tecrübe yapacağım. tperitin temas ettiği yeri bir pamuk parçasile gayet hafif olarak temizlemeli ve müteakıben üzerine bu zehrin oanzehiri olan kireçkaymağı koymalı. Bir kaç dakika sonra bunu da bol su ile yıkıyarak temizlemeüdir. Yedi dakika zarfmda bu suretle yapılan tedavi kat'iyyen tehlikenm önüne geçer. Yalmz pamukla temizlerken çok hafif silmeğe dikkat ediniz. Zira basbrmak gayet hatalıdır. Bu basbnş ipertin daha çabuk cilde dahil olmasını ve kana geçmesini temin eder. Şuohestz ki o zaman yedi dakikanın nukmü olamaz. Efendiler, zehirli gazlerin bir çok envaı vardır. Biz onlarm kâffesini tanıra. Bundan sonra takip edeceğimiz fen terakkiyab bizi daima müteyakkız buInnduracakbr. Gazlerden ziyade korunmak şekilermi bilmek ve bu bilgfleri bütün memlekete yaymak, her ferde öğretmek lâztmdır. Sulbte sabunculuk sanayii, alkol sanayii, kükürt sanayii, arsenik sanayii, madenkömürü sanayii ile mesgul olan memleketler ileride muhtemel bir gaz harbine karşı her zaman hazır bulunuyorlar demektir. Elverir ki memleket müdafaası noktai nazarından bu sanayi himaye görsün ve mazhan mkişaf bulsun. Nazi davasında ölenler için Beriin 1.3 (A.A) Hitler, 9 tesrinisani 1923 tarihinde Lüdendorf ile beraber yapmıs olduğu hükumet darbesinin tenkili esnasında ölmüs olan Nazilerin maktul düşmüs olduklan yerdeki askerî şerefler mabedi önüne bir çelenk koymustur. Çelengin üzerinde su yazı vardır: «Maamafih galip geldiniz.» Belçika şark hududunu takviye ediyor Brüksel 13 ( A . A . ) Liberal fırkası millî meclisi, Harbiye Nazın M. Deveze'e sark hudutlannın müdafaasım hemen temin ebnek hususunda itimadı mutazammın bir takrir kabul etmiştir. Prusya belediye intihabatımn neticeleri Belçika'hlar tevil ediyorlar Brüksel 13 ^A.A.) Ingiliz gazetelerinden biri, Belçika'nın şark hu dudundaki kuvvetleri çoğaltmak için Burada 1930 da tesis edUen «Pahükumet tarafından oraya asker gönrîs'tekî Balkan Talebeleri Birliği» nin derildiğine dair bir haber yazmıştır. fi/"itT>cü Von*re*î peçen gT»n toolan • Brüksel raehafili, bu yazı dolayısile dı. Bu birlik cok favda'ı bir tesek yapbklan bevanatta sark hududuna kül. Gaye*i tabsil icin Paris'e ge 1 n gonderildiği ileri sürülen askerin hakikomsu mfllet ta'ebelerinin arasında katte 3 martta oradaki jandarmayı takviye için sevkedilen kuvvetten başka bir SFikrf v* ictimaî bir do<ttluk t^min etsey olmadığına, bu kuvvetin vazifesinin nek. T»"rkiye. Yuna^istan, Romanise Alman komünistlerinin huduttan iya, Sirbisan, Bulçaristan ve Arna çeri girmeleri ibtimalinin önüne geçmek îrutluk talebeleri araKnp«Taki dostolduğuna dikkati çeknaektedirler. !?'k rabıta^anm o kadar kuw«»»'endirmişler ki bir arava tonTand'k'an Hitler'in bir nutku saman BuIgarMıklannı, Srrp'lıkla Beriin 13 ( A . A . ) Hitler, mikro rmı ideta onutuyorlar ve bir tek fon önunde bir nutuk soyliyerek nasyoBsiiietten hnişler gibi samimî olu nalist fırkası mensuplanm yeni rejüni (reriyorlar. yalmz serefli desnl ayni zamanda vakarlı ^ Cemiyetm 200 den fazta azası ifrar. Geçen günkü kongre umumî i 8?. Fevetl i«*»re mtHSap edilecek W. <Balkan Talebeleri Birliği» nin tnffteraz? bmasmda toniandık. tçti •na saati her zaman olduğu gibi cantt*n bir dostluk bavası içinde geç kî. Eski idare heyeti reisi geçen sen»kî faaliy^tinm hesabım ver di. Bu arada B«lkan devletlerinin ve matbuatrnm bilhassa Türkiye hü kumeti ile matbuahnın büyük bir mânevi kıymeM haîz olan yardımla rından sükranla bahsetti. Bundan sonra intihaba gec<"'di. B'trada tab«üde bnlunan kıym»ili bir gene vart HaK m Tevfik Bey. Ken dSmf bötün bhHk azati da «evi»or. B'i s»neki beveti idare reisliğîne Halim Tevfik Bev intibao olundu. Halim Tevfik Bey alkışlar arasında knrsüye çıktı. Balkan talebelerînin Türk marabbaslanna gösterdiği teveccübten çok müteha^sis olduS'unu «öyledikten sonra Balkan devlet İMinin birlesmeleri hakkmda Gazi Hazretlerinin bir nt'tkundan heye carth parcalar okudu. Halim Tevfik Bey s^ddetü alkış lar arasında sözlerini bitirdiği za man bu vadîde rmumî bir münak>ı«a yapılmasmı istedi. Fakat buna lü xnnt görülmeden içtimaa nihayet verildi. HASAN VEHBt bir surette temsil etmeğe davet ebnistir. Muraaüeyh, ilâveten demiştir ki: « ^ tcra kuvvetlerinin mecmuunun tunsali demek olan makamm millî hükâmeb'n elinde bulunduğu bu anda mücadelemizin ikinci safhası başlamıştır. Bugunden itibaren the en mutlak , ve en korukörüne bir disiplin emrediyonım. Her türlü münferit hareketlerden çekinmek icap eder. Bugunden itibaren münferit hare • ket'er'e idaremİ7'n faa'îyetini veva ticaret hayatımızı bozacak olanlar, bîie • rekten millî hükumet aleyhine hareket ediyorlar demektir. Zira buşrün eümizde bulunan A'manya'nm her türlü hare • ketmden bizler mes'ulüz. «^we^ Arkadaşlar, 14 sene bueünkii A'manya için mücadele ettiniz. Mücadelemizin bayrağı resmen tanmmıştır. Bu size disiplîn ve itaatinizin sizi nerelere sevketmiş, sizi ne gibi neticelere kavusturmus olduğunuzu göstermekte • dir. Muzafferiyetimij o kadar büyüktür ki, adi ve miskmane bir intikam hissi beslememize imkân yoktur. Millî kalkınmanm diismanlan her hangi bir mukavemete kalkışacak olurlarsa hükumet onlarm bu mukaveme • tini hemen kıracak ve o zaman size icap eden emirJeri verecektir. Fakat komunist fırkanm te$kilât>mızın içine sokmus olduğu casuslardan, Beriin 13 ( A . A . ) Prusya belediye intihaplannda milliyetperver sosyalistIer hemen hemen bütün sehirlerde çok Karl Marks bütün tarihe materyalist ilerlemişlerdir. Elde ettikleri rey mik bir iktuatçı gözfle bakmış ve mürekkep tan sosyalist ve komünistlerin reyle içtimaî şeniyetleri hep ikhsadi âmillerle rinden fazladır. Bu fazlahk Hallem, izah etmeğe kalkmifbr. Bu müellife göWumpoftal, Singen ve Solinger gibi sare cemiyetler, istüual ve istihlâk vazinayi merkezlerinde de görülmüstür. Diyetlerine göre smıflara aynlırlar. Köylü ğer taraftan vtlâyet meclisleri intihabave işçi tarafmdan istihsal edilen madtında da milliyetperver sosyalistler büyük bir zafer kazanmişlardır. Milliyet • deler, yanlış bir tevzi ve müstahsilin aleyhine çıkan bir mübadele yüzünden nsrver so>va'i.*tler Brandeburg ve sarkî burjuva denilen tabakayı refaha ka • Prusya vilâyetlerinde mutlak ekseriyeti vuştururlar; bu tabaka, müstahsili is • elde etmislerdir. Hükumet fırkalan bir arada asağı Silezya'da, Sakîunya'da ve tismar eden tufeyli bir smıf «tşkil eder. «Sermaye» müellifinin tarihi vâkıalan Hanover'de mutlak ekseriyeti kazankendi tefsir edîşine göre, müstahsil sımışlardır. nıf, proletarya, asırlardanberi kendisini Diğer vilâyetlerdeki neticeler henuz esaret altında kıvrandıran iktısadî zinkat'î olarak belli değildir. Bütün bu ciri kırmağa her gün biraz daha yaklaintihababn bâriz vasfı ekseriyeti kato • şıyor. Günün birinde iktidar mevküne lik olan Vestfalya ve yukan Süezya gigeçmesi tarihî bir zaruret icabıdır. Müsbi yerlerde merkezcilerin mühim deretahsil smıf şuurlandıkça, hedefini daha cede gerilemis olmalandır. Sosyalistler iyi anladıkça, hususile milliyet farklan her tarafta kavbetmislerdir. Komünistne olursa olsun, her cemiyetteki işçi yılerin kaybettikleri reyler o kadar çok ğmlarile birleştikçe gayesine daha çadeğildir. buk varacaktn*. Avrupa ve Amerika'da esaslı tenkitIere uğnyan bu nazariye halk tabaka • Moskova 13 (A.A.) Provda «aları üzerinde tesir yapmaktan hâli kal • zetesi Otto Straser grupunun simdi Vimamışsa da ilmî kıymetini gittikçe kayyana'da çıkmakta olan gazetesinde betmiş ve ancak siyasî propaganda vaPrusya Dahiliye Nazın Göering'in Fransıtası olarak kuüanılmışbr. Buna rağsa sefiri Poncet ile yaptığı mülâkata damen, Karl Marks, kendinden evvelki ir çıkan haberleri mevzuu bahsederek sosyalist nazariyelerine daha vesikalı diyor ki: «Bu baberfere sröre M. Göerin» Frpn ve daha ilmî bir mahiyet verebilmiş büyük ikhsatcı ve mütefekkirlerden birisa • Lehistan koridoru mes'elesinde Aldir. Ölümünün yıldönümü münasebe manya'ya müzaheret ederse Ahnanyatile karilerunize «Sermaye» müellifinin nın da Ukrayna'nm Sovyet Rusya'dan hayahnı bildiriyoruz: aynlması hareketine yardım etmesîni teklif etmitir. M. Göering, simdiye kaMarks 1818 mayısınm 5 inci günü dar bir çck defalar Ahnan haricî siyaTreves'de doğdu. Bir Musevi ailesine setini idare eden adam ro'iinü oynamamensuptu. Bonsi ve Beriin Darülfünunğa calışmıs, fakat tesebbüslerinin heplarmda hukuk tabsil etti. Gençlik ara • sinde muvaffakiyetsizliğe uğramıstır. suıda hiddetli ve münakaşacı tavırlarile Lehistan koridoru mukabih'nde Ukraynazan dikkati celbediyordu. na'nm Sovyet Rusya'dan avnlması pl?nı 1842 de demokrat bir gazete olan Göring'ten çok evvel Recbberg tarafınGazette Rbenanc'in tahrir müdiriyetine dan yapılmı^tı. çağnldı. Burada Marks Prusya hüku • Alman militaristleri bir defa daha l'k metine şiddetle hücum etti. 1843 te gazete kapanldı. Bu arada Zenry isminrayna'ya gelmişler, fakat oradan çekildeki bir çocukluk arkadaşile evlenmiş meğe mecbur edümislerdir. Bununla olan Marks Paris'e gitti. Orada da raberaber Prusya Dahiliye Nezaretinde, hat dunnadı ameleleri birleşmeğe daneticeleri itifıarile Alman emoeryaiistvet eden bir takun neşriyatta bulundu. liği icin cok elim oîmus bir tecriibevi tek1845 te Fransa hükumeti tarafmdan rar etmek hususımdaki teklifuı cı'Jdiyetle hudut haricine çıkanldı. Marks bunun nazan dikkate ahnacağını ve bilhassa üzerine Belçika'ya gitti, Brüksel'de yerbu g'bi teîiliflerin Alman Sovyet müleşti. Artık sosyalist nazariyelerini bina^ebetlcrini dü'elteceğini zannedenler tirm'Vti. Bunları Proudhom'a karşı actıbulunabilmektedir.» ğı bir münakaşada neşretti. Bu eserin ismi «Felsefenin sefaleti» dir. 1847 de Engels ile beraber birinci proletarya enternasyonalini teşkil ettiler. 1848 de vuku bulan ikinci kongrede komünizm propagandası yapan bir gazete çıkardı. Bunun üzerine Brüksel'den de abldu Tekrar Fransa'ya gitti. Bu sırada Almanya'da ihtilâl çıkmıştı. Marks Kolonya'ya gittiği ve Gazette Rhenanc'i yenid?n tesis etti. 1849 da Alman ihtilâli bastırılınca Marks tekrar dışan çıkanldı ve Londra'ya gitti. Burada feci bir sefalete düştü. Ailesini kurtarabümek için Manahster'de bir fabrikada yirmi sene amelelik etb\ tkbsadî tetkikleri de ihmal etmedi. 15 sene fennî bir surette çalıştı. 1867 de esaslı eseri olan «Sermaye Capital» in birinci cildini neşretti. 1860 ta komünizm hareketi büyüdü. Marks tekrar faaliyete geçti. 1864 te beynelmilel işçi birliğini teşkil etti. Bunun basma geçb*. 1872 de bu birlik dağıldı. M»rks «Sermaye» yi yazmağa devam etti. AlmanlaAa Rtt&'lar arasında bir mes'ele Rıh'ım anfrepoîarının kiraları Hah tacirlerinin, Rihhm şirketi an trenolannda mutemadiyen artan kn'a lardan sikâyet ettikleri ve îstanbul Ticaret Odas»nm bu h"susta t^ebbüsHere giristiSi malumdur. tkhsat VekS'etinin emrPe Ticaret Odası Rıhbm sirketinin de fikrini alnıtsh Sirkete yazılan yeni bir tezkere ile bu kîralan indhİD indirroiyeceği son defa olarak bir daha lorulmuştur. Radyoda millî marş niçin çahnmıyormuş (Birinci sahifeden malwt) • Bize millî marş için doğrnJan r doğruya müracaat vuku bulm»dı ğı için cevap vermeğe lüzum görmedik. Yüksek Muallim mektebi talebe cinden bu mes'ele hakkmda mektup alan Mes'ut Cemil Bey, kendilerine, sirkette bir memur vaziyetinde olduğu için, doğrudan doğruya sirket müdirile temas etmelerini bildirdiği halde henüz bize hiç bir talebe geime miştir. Bittabi bu talebe, veya abonelerimizden biri müracaat etse Iâzım gelen izahatı veririz. Sirket abonelerin arzulannı mümkün olduğu kadar tatmine çalışmaktadır. Milli marşımizı merasim günlerinde radyo nesriyatına ilâve edivoruz. Bunun plâğı zirketimizde mevcut olduğu gibi böyle bir sey için masraf olacak diye yapmamak düsüncesi de varit olamaz. Gençlerin vatanî hislerini tabiî bulurum. Ancak ben sahsan, her günkü radyo programmda millî marsımızı bulundurmağı mu vafık görmüyorum. Çünkü birane lerde ve diğer bazı lâübali muhit lerde bunun lâyık olduğu hürmetle karsılanmamasi ihtimali vardır. Buna meydan ver mek istemiyoruz. Esasen Rus'larla Alman'Iann millî marslannı radyoda dinletmeleri daha ziyade bir propaganda mes'elesidir. Biz, ancak şirke* meclisi idaresi kararile millî marşı programa i!âve edebiliriz. 45 gencin arzusu üzerine bövle bir sey yapmak imkânsızdîr. Mes'ele idare meclisimize havale olunmustur. tdare meclisimiz bu ay içinde toplanarak bunu tetkik edecek, millî marsı programımıza koymak icap edip etmediği hususunu kararlasbra caktır. Meclisi idare karanna gore hareket edilecektir.» CUMHURfYET: Radyo müdiriyeti t^.r?*ır^»T ve:'en i"hatı havli aa.rip bulduk. Müdür bey, gençlerin millî marşın çalınması hakkmdaki talep ler ini tam bir kırtasiveci ruhile «vaki olmamis» telâkki ediyor. Çünkü mektup doğrudan doğruva müdiriyete değil de Mes'ut Cemil Bey vas'tasile müdirivete yazılmış îmiş. Mes'ut Cemil Bey bu mektubu mü * diriyete verdiğine göre mes'ele yoktur. Sonra müdür bey, sirket, abone • lerin arzulannı mümkün mertebe tatm'ne '•alışır. diyor, faVat »»'îasından da 45 genc<n arzusu ile millî marş çalmamaz diye ilâve ediyor. Halbuki millî marş mes'elesinde bu 45 imzalı mektup yalmz 45 gon cin değil, umumî ve millî bir irzu nun ifadesi ve tercümanıdır. Sonra, bütün dünya radyoaln neşriyata başlarken yahut nihayet verirken millî ingiltere ve Fransa'da rakı sarfiyatı artıyor Avrupa'nm muhtelif memleketle rinde, bu arada bilhassa tngiltere ve Fransa'da rakı sarfiyatı seneden seneye artmaktadır. Gerçi buralarda rakı içen'er diğer içkfleri kullananlara nis betle pek eh^mmiyetsiz bir miktarda tw de, bxr miktar yavas yavaş çoğal maktadır. Bu «ebenle tnnitereMen Yunan ve Bnlgar rakılan ÎCTI yeni talep lerde bulunulmu«tur. Bizim Yıman ve Bulgar rakılanndan çok nefis o'an ra kıianmızı satmak için lnhisarlar müdi riyK umumiyesi de çalıssa fena o'maz. italya zeytin yagfarı için yeni kararlar verdi ttalva'da Fasist flcbsadî şubesmin zeytirfilik merkez komisyonu son günlerde mühim kararlar vermistir. Bu kararlann bizi alâkadar eden kısımlannı hulâ saten kavdedivoruz: 1 Ecnebi zeytmyağlanna yüksek gümr&k retmi konubnan. 2 Ticaret mukavelelerinde mevcut taze zeytin ithc'âtinın gümnik resminden mmf olduğu hakkmdaki kaydin kal 3 Yeni mnkav^Vîe t t ^ V n zeytrnvaHarmnı hariçte daha fazla istuiliktB'n temmL 4 Tasfiye oionarak bariee gonde • riimek fizere Hhal edüeeek mal'ann ttalf* emtfası mukabOinde ithal olunman. Fakat bu yorgun ve sefil havat yavaş yavaş bitivor, ciğerlerine musallat olan Müdür bey, Alman'larla Rus'Ur verem vahimleşiyordu. Manevî ıstıra • propaganda için millî marş calıyorbma maddî ıstırap ta kanşb. 1881 de Ur dîwo"! i«te biz •< bunun lc'* »»"'1 marş çahnmasmı istiyoruz ya! Millî çok sevdifi kansmı kavbetti. 1883 te marsı dahil ve harice karşı propa bü'"ük kızı öldü. Bu darbeler onu adamganda için çaldırmak lâzımdır. Hal akıllı teessü'» garketti. Havatı, art'k pek buki müdiriyet, radyonun bir propa manasız, pek gavesiz bir yiik ribi taşıganda vasıtası olduğundan bile müyordu. Zaten müteva'i bı»reketl»»rin yortegafil görünüvor. duğu, yıorathğı vücudü 1883 şubatında Gazinolar gibi lâübali muhitlerde yatağa düstü. Kendisini anyan soran hürmetle karşılanmaz diye milli mar yoktu. Arlıkla mücadele ede ede niha«ı çalmamak ise büsbütün garip bir yet kısa bir müddet daha ölmiyebüdi. fikirdir. Millî marş çalmırken diğer Ayni sene martmın 14 ünde, kendimemleket'erin gazinolannda ne yasini nasılsa ziyarete gelen bir dostu, opıhyorsa bizim gazinolanmızda da nunla konuşmağa muvaffak olamadı. ayni şey yapılır. Çünkü Karl Marks o gece, sabaha karşı Biz, radyo ile halka millî marsı ve nihayetsiz bir yoksuUuk içinde gözlerini millî marşa hürmeti öğretmek isti hayata yummuş bulunuyordu... yoruz.