20 Şubat Camhariyet' Ş ON TELG RAFLAB Alman siyasetinde bir gaye: Avusturya'nın Alman ya ile birleşmesi Alman Başvekilinin yakında Avusturya'ya gideceği söyleniyor, Avusturya'da siyasî değişiklikler bekleniyor Vfyana 19 (A.A.) Sosyalkrterm naşiri efkân olan Abend gazetesi, bir takıra sayialardan bahsetmektedir. Bu şayialara göre, Hhler, 5 mart intihabatandan sonra Avusturya'da bir mtihap propagandası yapmak yahut hiç olmaz•a burada NazTlerm bir ıçtknamda nutuk soylemek üzere Avusturya'ya gelmeği düşünmektedir. Resmî mehafflde bu mes'ele hakkın3a malumat olmadığı beyan edflmektedir. tamamen ele geçirilmesmden bahsedilmekteds. Bmnetice. «Bu vazrfe yalnız hüsnü nîyetle veya muahedelerin yeniden tet. kiki 3e veya diplotnasî yolu ile ifa edflebflecek bir vazife değildir, bunu başarabPmek için geride hakikî bir orduya ihtiyaç vardv. Aknanya'nın haricî siyasetinîn büyük gayeleri şunlar « dır: Flandre, Bohemia, Baltık memlekederi, Avusturya, Transihranya ve Carinthie'deki Alman camialannm AImanya'ya avdeb*. Prusya'ya gelince: Ona dusen vazife, şarka ve cenubu şarkiye doğru mustemleked bir devlet olmaktan ibaret olan tarihî rolünii oynamaktv.» den • mektedir. itilâflan ile tayin edihnis olan Avus turya siyasetmin arhk taldp edüemiyeceği ve Avusturya'nm Almanya'ya te veceuh etmesmin tam zamanı oldugu kanaatine vâsıl olmuş oldugunu yaz maktadır. Dollfusse kabinesinin, ba tadil yapılmak uzere istifa edeceği rivayet olun maktadır. Millî Müdafaa ve Emniyet Nanrlannm yerine Alman ittihadı taraftan Nazi'lerin Heimwehremlerin Hmadını haiz zevat getküecektir. Boğaziçi Evliya Çelebi 4 Yazan: RUŞEN ESREF Hde Kireçburnu'nda, Abdnlhak Şinasi'nin güzel bir tabirince crüzgârlar nehâ gibi akardı». Omer Seyfettin de bir hikâyesinm bahar ıbkugmda ask derdme tutulan kahramanmı buranın J»t hava dusu üe tedavi ettirmisÜ... Çünkü o kaoramanm cenuba bakan köşkünde, galiba Çiftehavuzlar'da bahar üerlemisken burada, simale bakan Kireçburnu'nda «ağaçiar çiçek ğ ç a r çiçek ^ ^ Il i yeşermemistL Kdebek, kuş filân yoktu. Hiç dinmiyen bir rüzgâr tabi atin ezeli hiddeti gibi durmuyor, din lemniyor, habire esryordu.» O kadar ki, Omer Seyfettin cburau hakikaten kutbu şnnaliden kopanlmış bir parça» diyecek kadar mubalâgaya kapılmısa... Çelebrnm Buyiİkdere'de gSsterdiği zahitçe peyizajlar göz önüne, eskiden Vatikolpos, yahut Megas Agros dedikleri bu yerde Justmien'in yapbrdıgı küçfik küiseyi değil, orada paskalyanm ük haftasmı devletmin erkânı, halln^m kiban ve zengini ile geçirdiğini değfl, söyle seyler getirirdi: Çeşmesi ile, loblesini işaretliyen nakısh ve yosunlu mermeri üe bir açık hava tmmaTgâh!, Yanıbasmda ç g basmda i da, yerine guney geçmiyen çmarh, ka•akh, servili, salknmöğütHi çnnenhlcler... Bir kenannda, renk renk bezden kumbedimsi tavanlı, içleri yumusacık silteli ökiiz arabalan, o yuriir sedirler... Dizüstü oturmus, uyuklaya uyuklaya gevis getiren boncuk gerdanMdı ökiiz ler... Takkeli erkekleri, binislerini bellerine yumru yumru sokup çesme baş • larma çömelmis te ellermi yıkayan; yaşmaklı feraceli kadmlan halılar ve eh ramlar üstüne sini kuran «teferrüç ehilleri»... Bentler'de, Yuşa'da, Beykoz, Çubuklu, Goksu çaynlarmda nice esleri gorülen safa obekleril... Çelebi, ber köy gibi BByukdere'nin de evlerini, hamamlannı, camüermi, idare tarzmı saytp dokerdi... Fakat ben dik korularm, kat kat bahçelerin ait kenarlarma dızibniş yalılar önündeki nhtımda beklesen ceviz renkli, beyaz renkli gondoüan ozlerdim. Isterdhn ki onlara bineyim, ruya sanılacak gerçegi seyre gıdeynn. Arfak Sanyer'e varmeaya kadar, bStün yamaçlan hmdalddarla örtülii kar nld ıss» sahue bakardım. . Sanyer'de Çelebi derdî ki: «Her sene tstanbul haBa bu sehirde sohbet e dcrler»... Asagı yukan üpkı simdiki gibi... Buraya fetihten önce Mflton dediklerini de söylemezdi. Şimdi Mezarburnu dedüderi yere vaktile Simasburnu dediklerini söylemezdi. Eski Grek de» nizcileri için hususî bir ibadet yeri olan Vemts Meterisiya mabedi o çıkmtmm üzerinde idi. Çarşısmda Sanbaba lâ • kaplı bir yabr olduğu için Sanyer den diğini de söylemezdi, «tskender Kara denizie Akdeniz'i birbirine kavnştur mak için iki denizin arasını hafrettirirken bu mahalde altm madeni bulup buraya bir şehir kurdurmus. Ismmi de Şehri Fondra komuş» derdL Köyün arkasmdaki içerlek yamaç hkta yer yer karşıbJdı yükselen ağaç • bklan ozlerdim: Her birinin bir başka adı olan o serin su başlan... Çocukken bazdarmm bahçelerinde incesaz duyduğumuz, kafesler arasmda hannn göl geleri lapndasbğmı sezdiğimiz sular... Çelebi, ba sa başlarmı anlatmazdı da şimdi bodur pırnallar arasmdan yer yer kmnna topraklan 3e koyu tirse kaya kesmeleri görülen madenleri öğerdi... Sanyer'den çıkardık: Börekçi dük kânlan, ekmekçi fmnlan fle; Işportalardaki balıklarma teneke kaplar içinde ikide bir, çiçek sular gibideniz suyu serpen yaygaralı balıkçılan Yaylan pamuk yığmlannın Sstunde bozuk bir saz gibi öten haüaçlan 0e; Birbirine sokulgan boyalı boyasız abşap evleri Qe sayfiyeye taşmmış bir ıs tanbul içi mahaflesi kılıklı Sanyer'den... Çelebrde YenmahaHe yoktu. Os tünden bakılmca hem Karadeniz agzı, hem Yeniköy ve Çubuklu açıklarma kadar Boğaz'ın en geniş 3d yakası gö rülen Funldak bahçesinde de durmazdı. Orada, Adalarm yalçm yarlanm andı nr uçuruma bakmazdı. Görmezdi so, nhhmsız, yaîtsız girinti çıkmhlarda ç» kJlarla nasıl uslu oslu oynaşıyor. O kasırlaran, canulerint, hanlanm, çesmelerini, yalıîarmı saymakla tüketemediği mülkî, b'carî BoğazrçTni San yer'de bitirirdi. Eskiden de Bo£a ıicı nm otoralar kısmı barada bherdL Eskiden FenerMer bfle fcurada idi. O zaman buradan karsıya da bpkı Halic'm ağrmda olduğu gibi zindr gererlermiş. Çelebi btmlan söylcmeltsmn dogru ca askeri bir Boğaz mmtakasma geçerdi. Bütün ba ardı arası kesîknez Türk mamctresmi düşmandan kornyacak kalelere giderdik. RUŞEN EŞREF ... 1 3 SAN'AT VE EDEBİYAT Münir Nurettin konseri Münir Nurettin Bey, daha Glorya sak nesinde görüneü Ud ayı geçmediği halde, kendisini özfiyen tstanbul halkt, yağmara, çamura bakmadı; geçen çarşamba akşamı gene konser salonunu tamamfle doldurdu. Genç muganninin en kötS havalan, nrtmalan ve iknsadî buhranı yenen cazip sesi, halkm san'attan anlamadığmı ve cıplak bacaklı opereüerden başka hiç bir şey istemediğini iddia eden münasebetsizlere yeni bir ders daha vermiş oluyor. Program gene üç losnndan mürek kepti: Birinci ktsnnda, tamamile veya oldukça klâsik eserler; Orind kunnda, biraz daha hafif ve yeni şarkılar; üçüncü kısnnda haDc türküleri vardı. Sas heyeti gene üç kişiden mürekkepti: Me» sut Cemfl, Ruşen Ferit, Artaki. Birinci kısnnda, ürinci defa olarak, Dedenin Kân Natık isimli 24 nn»*""n üstüne bestelenmiş eserierini dinledOc. Evvelce de yazdığun gibi, Dede'nin ba kân, compsition itibarile Türk musi kisinin bilhassa tetkike değer yegâne abidesidir. Taksim gibi serbest yara bşlarda büe makamdan makama geçmek, sonra da fashn delüi olan makama dönmek ne kadar güçtür, bilirsiniz. Kar gibi mazbut bir usul ve ika sahan içinde yirmi dört makamm birinden otekine ek ve teyel yerlerini belli ebnedeı geçmek; her makamm şhresini, edasna vermek; bir mısra içinde bütün bir lâhin cümlesini tekemmül ettirerek hususî bir seyirden karan boknak, dahiyane kelimesmi kollanmamak için söylerim, yüksek derecede bir terkip kabSiyetine bağbdır. Düsününüz ki ba kârm meselâ nmarvent mtsnunda «note sensible»,' rasttan gerdaniyeye doğru çdcarken «fa diez» olduğu halde gerdaniyeden rasta doğru inerken gene tabü halrâi muhafaza ^i"*^' lâzondn* ve b&tün bir minör tahavvülü btr mısra içine sığdınldıktaa sonra, krsa bir ara nağme köprüsünden hambaşka bir makama geçflib Sana da Oâve etmeli Id ba kadar mu sanna ve marifetli bir eserde son'ilik • ten eser yoktur ve bütün makamlar, hususî tabiatlerini, ruhlannı kaybet miş değildirler. Münir Nurettin, ba eseri şahsi rtrfl le» lerle ve « sabdfvise» nagmelerie zenginleştirerek, bazan Ruşen Ferid'in kemençesindeki incedk seslerden fark edemediğimiz harikab bir incelikle o kar. Ekserya bizun *»*ıg*ıtıtıtıı»«»l«» mu • > kayese edflen bir Tauber'in hançerest, ba «subdhrision» lan, yani ince ses bolumlerini çjkarmaga asla moktedir de • ğfldir. •• Programm gene birinci kummda bohman Dede'nin Hicaz bestesi, ayni teknik mükemmeliyeti haiz ohnamakla be» raber, yanık ve neş'eli tabiati itibarile belki daha eazipti. Programm ikinci kısmmda Mes'ot Cemü'in şiddetle aHnşlanan enfes tambur taksimi ve cÇamhca» türküleri içinde Münir Nurettin ve Ruşen Ferit Beylerin gene şiddetle alkışlanan ara taksimleri istisna edilirse güzel eser pek azdu Belki haDomnı musiki haricinde kalan baa sebeplerle neş'elendiren kantoya zer «Şişli Hanmn» sarkdan, egl meclblerine yaktşan hoppa vi zmlhlardan başka bir şey değildir. ÜçüncS kısmda «Eninean» havaat gibi çok eski ve maruf, «Çraar» havan gibi son zamanlarda pek taammüm ettiği halde canhhgı ve cazibeshu daima sakhyan halk türküleri vardı. Geçen konserde bulunmadığı için kendisini çofa aratan Artaki Efendi, ber kmmdan ziyade bunda, mızrabmm krvdcnnlanm yükseltti. Ruşen Ferit kemençede hizatma irişOemiyecek bir yaraücıbk ve icra seviyesine çıkıyor, her konserde b3yük bir mkişaf merhalesi aştiğmı gösteriyor. Onu bilhassa tebrik ederim. M8nir Nurettin Beye konserlerini bir iki aydan fazla geciktinnemasini rica ederken Mes'ut Ceml'in taksimlerini fazla Iatmasım, Artaki Efendmm de küçSk birer grizgâhla kalmamasmı isteriz. Alman haricî siyctsetinin gayeleri Berlin 19 (A.A.) Almanya'nm haricî siyaseanm gayeleri, Çelik Miğfer'10er teşküâtmm fikirlerini yapan birgazete tarafmdan izah ve tesrih edil miştir. Mevzuubahs makalede, Çelik Miğ • fer'liler muhariplerinm iştirak edecek • leri harekâbn büyük sevkülceyş gaye • lerini bilmeleri lâznn gelmekte oldu • ğunu yazmaktadtr. Makale Irttsadî ve dahüî siyasetteld isbTızaratm şekil ve ahengîni göstermekte, Versay muahedennin tahribinden, FransızLeh Heke • monya'smm ortadan kaldırdmasmdan, şark hudutlannda Almanya'dan kopa • nlmış olan bütün arazinin istirdadmdan, askeri ve iktntd' hukuku hükümra Silâh kaçakçdığı meselesi ve Almanlar Avasturyada riyctsi değişiklikler mi? Berlin 19 (A.A.) Çelfc Mîgfer»lüerin nafiri efkân olan Kreuz Zeitun, Hirtenberg mes'elesi dolayuile Avusturya siyasetinde heyecan oyandıracakdeğişiklikler olacagmı yazmaktadır. Avustorya Hemmehrenieri üe roevcot munasebeüeri malâm olan bu ga zeteye nazaran M. DolKuM'ün Laasanne Berlm 19 (A.A.) wolff ajansm • dan: Rirtenberg süah kaçakçdığı mes'elesme müteallik olarak Fransa ve tn giltere tarafmdan Viyana hukumetineverflmiş olan nota, Berlin siyasî mehafilinde elim bir hayret ve intibt tevlit ehniştir. Siyasî mehaffl, bu nota ile köçuk devletlere karsı kabaca muameleedihnekte olduğu mutaleasmdadır. 14 senedenberi suahlarmı tahdit etmektaahhultermi yerine getirmemi» olan devletlerin böyle bir teşebbüste bulunmaga kalkışmalannın anlasılmaz bir sey olacağı beyan ediliyor. Avrupa'da kış Siddetlendi Bir çok yerlerde münakalât durdu Parîs 19 (A.A.) Kar, mebzul surette yagmaktadn*. Fransa'nın bir çok yerlerittde ve bilbassa Douarnenez (Brîtanya) da şiddetli bir «o, guk hüküm sürmektedir. Orada bir çok senelerdenberi bu kadar fazla kar yağd'.fı gorülmemistir. Madnt 19 (A.A.) Mebzul mrette yağan karlar, Avila yakinindeki bir çok kasabaiarm etraf ile alakasını kesmistir. Bilbao muıtakasında munakaiât durmuştur. Varşova 19 (A.A.) Varsova civarında yollar, kesif bir kar tabakası ile örtülmüstür. 100 den fazla otobfis, yolda kalmıstır. Atina 19 (Hususî) Yunanîs tan'm muhtelif kasaba ve koylerinden Dabiliye Nezaretine gelen telgraflarda kışın gayet şiddetle bü * küra sürmeğe başladığı ve şknali Yunanistan'da kann devam efcmekte olduğu bildirilmektedir. Fırtma ve kar tipiskıin şiddetinden Yunanis " tania Adalar arasında vapurlar iş Kyetnemektedir. Pek çok vapurlar kuytu maballere iltica eyleınişler Borçlar mes'elesi Sade Avrupa M. Roosevelt Sir Lindsay Için değil! ile bugün görüşecek Londra 19 (A.A.) M. Roosevelt, bu aym 20 sinde harp borçlan mes'elesi ile dnamn rktısadî var/yeti hakkmda Srr Lindsay ile görüşe cektir. M. Rooseveît, M. Sthnson'a Ha rîciye Nezareti muvafık gördtiğü takdirde Sir Lîndsay5! Nevyork'a muvasalatinda kabul edeceğini bildirmîştir. M. Litvinof emniyetin teşmilini istiyor. Moskova 19 (A.A.) Cenev>»uen bildiriliyor: M. Litvinof Terki Teslihat konferansmm siyasî komisyonou içb* mamda Avrupa devletleri içm kuvvete muraacatin men'i mes'e!es3e gene Avrupa devletleri arasmda bir mnavenet misakı akti hakkındaki tngiliz teklifin deki Avrupa keltmesinin çdcanlmasmı teklif etmiftir. M. Litvinof demisfa'r ki: « Yanız harpten değil, diger bir devlet hakkmda her nevi şiddet hare • ketinden vaz geçmenm de BriandKellog misakına iştirak etmis olanlar tarafmdan tahriren tesbifa' lâzandır. Zira beynelmîlel bn vesikanın mahiyetini ancak böyle bir beyanat temin edebüir. 'Ankara'da isfanbul Ifsesi mensupları cemiyeti Ankara 19 (Telefonla) Buradaki Istanbul lisesi mezunları ve mensuplan toplanarak bir cemiyet teskil etrrnşlerdir. Dil Cemiyetinde dOn yapılan içtimalar Ankara 19 (A.A.) Türk Dfli Tetkik Cemiyetinden: Türk Dfli Tetkik Cemiyeti umumî merkez heyeti umnmi kâtip veküi Celâl Sahir Beyin reisliği altmda toplanmıs, vuayetlerden gelen ve derleme faaliyetlerine ait malumat veren kâğıtlar birer birer gözden geçirilerek icap eden kararlar verümiş, derleme fişlerinde açılan hanelerin tarifler dairesinde doldurulmıyanlanna rast gelindiğinden fişlerin bütün hanelerinin defterin basmdaki tariflere göre doldurulması Iüzumunun bütün vilâyetlere tamimi de aynca kararlastınlmıştır. Umumî merkez heyeti çarşamba günü saat 17 de tekrar toplanacaktır. Dün luğat ve ısblah kolunun ıstılah merkezi de toplanmıştır. Bu içtimada şim diye kadar seçilmiş olan 13 ihtisas bölüğünün reisleri hazır bulunmuş, ko lun bası Celâl Sahir Bey toplanmaya reislik etmiştir. D0 ıslahı islerini Finlandiya, Macaristan ve Almanya'da hangi usullerie yapıldığı hakkmda hulâsalar yaphnlmasi, başlıca luğatlann taranarak öz türkçe kelimelerinin işlenmesi, türkçenin söz üretme ve söz birlestirme sekillerinin dilimizdeki yabancı şekiller ile karşılastınlması hakkmda umumî merkez heyetnin verdiği kararlar ıstılah merkezine bildirümiştir. Merkez reis vekilliğine cemiyet umumî ihtisas bölüğü reisi profesör Cemü Bey ve kâtipliğine Büyük Erkâni Harbiye 10 uncu şube müdürii askerlik başlangıç, onu, korkutmuşa benziyor. Sesimi tatlılaştırmağa çalışıyorum: Kara kış, birden bire bastırdı... Para elimde, kömür alamıyo • rum... Bu harap evi ısıtmak ta kabil değil... Hastasm, üşüyor • sun... Bu şartlar altmda, sağlam insanlar da hastalanır... Çok değil, onümüzde iki, iki buçuk ay var... Kış bütün zehrini, bu aylarda döker... İşte bu, iki, iki buçuk ayı geçirmek lâzunL. Kömürsüz kalırsak, ne yapanz? Her tarafı kar bastırdı... Safacılar geçmi • yor... Ya, Allah etmesin, bu fırtma günlerce, haftalarca sürerse... öyle ya bi linmez ki... İşteo vakit halimiz dumandır. Muzehher, cevap vermiyor, sözümü kesmiyor, korkak korkak bakarak dinliyor. . Devam ediyordum: Bakahm fikrimi nasıl bulacak • sm?.. Şu kış, zehrini dökünciye kadar, bir busuk, iki ay, sen, bir hastanede yatsanL. Müzehher'in rengi sapsan oldul kor Bandırma'da bir Mürteci mahî.um oldu Bandırma 18 On gün evvel türfcçe ezan aleyhinde bulunan kebapçı Mustafa dün muhakeme edil miş ve bir sene hapsme, o kadar da etnniyeti ujnumiye nezareti altında bulundurulmasma karar verilmiş ttr. Rıhtım Ş'rketi davası yeniden görülecek fzsnîr 19 Rıhtım Şirketi da vasına ait evrak temyizden geJmiştir. Temyiz heyeti umumiyesi Yur dan'la, Iv Gifre ve Pere'nm mahkumiyetlermi tasdik etmekte ve m u lâhatgüzar Galip Beyin beraatini ve Gat Franko Beyin mabkumiyeti karannı nakzeylemektedir. Muhake • meya yakmda tekrar başlanacaktır. Sovyet heyeti murahhasası, b ü AvAnkara 19 (Telefonla) Bugün rnpa memleketleri için diğeri Avrupa saat dörtte Halkevmde Ankara Itsesi j harici memleketler için olmak Szere almanca muallimi doktor Şükrü Bey • 3d turlu tefsiri kabul edemez. Eger elitarafmdan Ankara • mektepKlerine mizde yabıız Avrupa devletleri içm bir «DiIcOik, Avrupa'da dü düzeltilmesi» tefsir olursa bu Avrupa memleketleri mevzulu bir konf erans verilmistir. içm mütemmhn bir emniyet teskil edebilir. Fakat Avrupa haricî mem'eketlerin zaranna olur. Bundan başka bir AvruParis 19 (A.A.) Âyan meclisi pa devleti yakın bir Avrupa devleti tamaliye encümeninin ittihaz etmiş oldu rafmdan değD, Avrupa haricî bir devlet ğu tedbirler, memurlarla belediye müstarafmdan da tecavuze maruz kalabi tahdemini, departmanlar memurlan ve lir.» sabık muharipler arasmda büyük bir M. Litvinof, bu beyannamenin mu galeyan uyandırmışhr. kaveleden evvel imzası lâzınt geldiğini Memurlar federasyonu, memurlara üave etmis ve çünkü, ban memleket karşı «Âyan meclisinin tahrikâtta» bulerde hükumetlerin uzun muddet devam lunduğunu söyliyen bir beyanname neşetmediğini ve mukaveleyi imza eden retmiştir. bir hukumetin beyannameyi imzadan Seine muallimleri ve htdemah unrai«tinkif edebileceğini soylemistr. miye memurlan komitesi de birer be • yanname neşrebnişlerdir. Lima 19 (A.A.) Perou tayyare Memurlar bütün sendikah teşkilâtlan leri ile Kolombiya filotillası arasmda bu teşküatlarca tayin edflecek şerait alyeni bir muharebe olmuçtur. Iki Kolombnda pazartesi günü (Yann) işlerin kısbiya ganbotu hasara uğramıştır. men tatil edilmesine müteallik bir emir Bir dilcilik konferansı izmir'de verem mOcadele cemiyeti kontjresi Fransa'da malî mes'eleler îzmir 19 (A.A.) Şehrimiz verem mücadele cemiyetinin senelik kongresi yapılımşhr. Murakıp ve idare heyeti raporlan okunmuş, idare heyetmin bir sene zarfında yapbğı işler takdirle kar şılanmıştır. Bu raporda cemiyetm ve» remle mücadele işlerinde muhtelif sahalarda ne suretle çalıştığı izah edilmiştir. ihtisas bölük reisi binbası Yusuf Adfl B. seçilmişlerdir. Bölük reisi şimdiye kadar olan çalışmalan hulâsa etmiş ve faaliyetlerde tereddüt eden noktalar hallohmmuftur. Istılah merkezi 4 mart cumartesi günü tekrar toplanacaktır. Nesriyat kolu da dün toplanarak kolun çalışma ve teşkuat programını müzakere etmiş ve kararlaştırmıştu*. Kol cemiyet tarafmdan bashnlacak bültenm en son baskı şartlarmı da kararlastırarak umumî merkez heyetine bfldirmiştir. Gazetelerde dil köşeleri açüması hakkmda yazılan tamimin gönderildiği de kola bildirilmiştir. kak korkak bakan gözleri, bir an, be • beklerine ateş gösterilmiş gibi parladı; başmı doğruhtu: Beni, hastaneye mi yabrmak istiyorsun, ağabey? Sesi ve bakışlan, kızdınlmış çeük gibi. Nasd oluyor da bu sesle, bu bakısla erimiyorum ? Yok, yanlış anlama... Ben, seni, zorla hastaneye yabrmak istemiyo rum... Sana soruyorum; şayet istersen.. Müzehher'in başı yastığa düştü; sesi ve bakışlan söndü: Sen, nasıl istersen ağabey! Bana danldın mı, Muzehher? Muzehher, öksüriiyor... Oksürüyor: Bana, bir şey sorma... Sen, nasd istersen? Nasıl münasip görürsen! Susmak mı, devam etmek mi daha muvafık? Hayır! Susmalıyım... Müzehher'm şimdiye kadar böyle sert bakhğmı görmemiştim! Muzehher, bir an isyan etb*; sonra asfl bir tevekküUe mukadderata boyun Pero'da harp PEYAMt SAFA neşretmiştir. Sabık muharipler mfllî konferasyonu, Paris caddelerinde bir protesto nümayiş ve alayı tertip etmek tasavvurundadır. cıkanrun? Hastaneye nasıl götürürüm? Bu korkak kararsızhklannla, Müzehher'i öldüreceksin, Macitl Son yastığı, son şüteyi de satar; bir kapalı otomobil getirir, hastanenin yolunu tutarsm. Tipiden, otomobiDer, arabalar işlemiyor... Peki, bu tipi, dinmiyecek mi? Surse •ürse, kaç gün sürer? Muzehher, bir seyler rmnldanıyor... Kendi kendine mi konuşuyor? Yoksa sayıkhyor mu? Muzehher, öksünneğe başladı... öksürük durdu, mınlb başladı... Usulca yorganm kenarmı çektim, kulak ka • barttım. Muzehher, kendi kendine soyleniyor: ı A a seyler, Harak, fakat gerçek!» Bunu, benim yalanlanm için söylüyosun, Muzehher! ve beni, uyudu, uyuyor zannederek mınldanıyorsun! Benim, uykumun da yalan olabileceğinî, yalandan, uyuyor gibi yapacağımı hiç dü • sSnnıüyor musun?... Demek ki, bana, hâia itimadm var? Londra 19 (A.A.) Portsmouth futbol takımı, Racing kliibu bire karsı yedi sayı ile mağlup etmiştir. Teşekkür ederim, Muzehher 1 Bak, Muzehher, ben, bir şey düşünüyorum. Ne düşünüyorsun ağabey? Ellerim, pantolunun ceplerinde, o • dada ağır ağır dolaşıyorum: Kış, fena bastırdı, yavrum. Bu, böyle olmıyacak... Muzehher, yorganm arasmdan ba şinı yan çıkarmış, gözlerini kırpıştın • yor: Böyle olmıyacak, ne? Onun önünde dunıyorum: Kış... Senin hastalığm... Sonra bu harap ev... Muzehher, korkak korkak bakıyor: Ne demek istiyorsun, ağabey?.. Sözlerinden bir şey anhyamıyorum... Yatağmın kenanna oturuyorum: Bir, bir söyliyeyim, ne demek istediğimi, o zaman anlansm... Yalnız, beni, hatınna hiç bir fena, yanhş fikir getirmeden dinliyeceksin... Muzehher, cevap vermiyor... Bu Rasing klObün birhez meti Ankara 18 Buraya gelen, bi » rinci umumî mufettis Hilmi Bey yakında Diyarbekir'e nareket edecek ve marbn birinci günü vazifeune başlıyacaktır. iğdi. Bir saniye süren bakıştald agır ithamdan, ne yapsam, ne yansam. lcen dimi kurtaramıyacağtm. Muzehher, açık açık: Niyazi'yi, yeta mektebme ver • din!. Şimdi de beni hastaneye atmak isti yorsun... Fakat niçin, neden?.. Ben, ba so^ak odada, ttessiz mans«lna kar* sısında, kan hlkure tüküre o'ti/kcn şiİtâyet ediyor muyum? Senden bir fe dakârlık istiyor muyom? Sütümü, yu « mnrtamı vermedi/m günler, sesimi çıkanyor muyum? Beni, hastaneye atstcaksm.. Orada o'di'ğümü büe duym«yacaksm!.. Beni, bastanede anyacak m.'sm sanki?.. Evet, NıyazTyi fidip gör> düğün, aradığın gibi!.. Sana, yük olda» ğbmuza büiyorum. Lâkin biraz dişlnî tık... Benden, yakmda kurtulaciksml.. Bırak beni, kendi yatağımda, ne de olsa ailemm kokusu sinmiş bir bava içinde oleyimt Müzehher*în sfikuiıindan. ^Ieyhîrts verihniş olan bu müthış, msafr.tz karan anladunl (hiabadi acr) Birinci Mufeit şi Umumî TipiJDindi! CUMHURlYET'in tefrikan: 81 MAHMUT YESARİ fflazehher, başmı yastığa koydu, gözlerini kapadı. Bir şey soyiemiyor... Evet, bir şey söylemiyor... üstümun, başmım ıslakhğı, koşebaşından eve kadar olan kısaak bir mesafede ıslanışa benzemiyor... Madem ki palton ıslak; neye mangal kenanna getirip kurulmuyorsun ? Evde, Müzehher'in odasmdan başka yerde ateş yanıyor mu? Bunlar, budalaca yalanlar, Mack! Bu yalanlar, belki de Müzehher'i oyalamıyor, kızdınyorl... Gece yansı, uyandnn... Yorganın arasmdan bakıyorum; kar, pencereleri bürümüş... Demek ki tipi devam ediyor... Bu tipide, Müzehher'i, nasıl sokağa Dfyor!