J Cwrmhartyet ^ •" ^ ^ ^ ^ ^^^^~ ~^^^» ^ ^ ^ ^ ^ ^^»i^^" ^^^^^ ^^^^^^^^r~ ~^m^r ^^L 19 ^ubat Kurşuni şapka giymeyiniz! İ # ( Iunuyordum. Bu şeylerin ceplerime kasten konulduklarmda şüphe yoktu. Benimle bu şekilde kim lâtife edebilirdi. Barselon'da tanıdığun pek azdı. Farzı muhal böyle bir adam bulunsa bile benimle eğlenmek için daha az kıymetli şeyler intihap etmesi lâzım gelîrdi. Çünkü ben bun • lan kaybedebilirdim. Su halde demek ki bir tuzak kurulmuştu. Peki ama maksat ne idi? Bu tuzaği kuran ne yapmak istiyordu? Düşündüm, taşındım, nihayet en saLim volu gene karakoia müracaatte buldum. Komiserin önündeki gazete yıgını bu sefer daha kabarıktı. Ben içeri girince basını kaldırdı. Beni tanıdı, zannederim. Cünkü kordonlan meydana cıkannca kaşlarmı kaldırdı. Yanm yamalak tsoanyolcamla mes'eleyi anlatmaea çalıştım. tnanmadı &ını omuz silkişinden anladım. Bana hic bh* cevap vermeden kâtibi ile tnüşavereye başladı. Kâtip benim kleptomani denen hastalıkla malul olmaklığım ihtimalini ileri sürdü. Komiser bu ihtimali kabul etmise benzemiyordu. Canım sıkıldı. Mukâletneye kanstım. Böyle bir hastalıkla malul olmadı&imı söyledim. Sustnaklığımı emrettiler ve tekrar aralannda konu«mıva basîadı'ar. îsîttiğim bh* kac kelimeden tevkifîmin mev zuu bahsoldugunu nnladım. Nihayet komiser bana döndü: Efendi, dedi dışarı çıkınız ve nir daha buralarda eöri'nmeyînız. Size verebilecegim en iyi nasihat budur. Disan ciktnn. Canım çok sıkıîı yordu. Ak«ama kadar caddelerde Afcşam olur» ra otele dondîiŞöm zaman ceplertmde ne bulsara beg«nirsmîz... Sayayım. Sekiz para çantan, ikî cuzdan, 5 saat, flci aTtm kalem... Bunlan yatafcnnm ttstün« serît» te karnlarnM gectiğim zaman akhnn nasıl orup ta oynatmadıginıa hâJâ şaşarnn. O aksam hara bozdu. Dört gün miHemadfyen yagmur yaf dı. Sokaklarda acık bavalardaki kalabaiıktan eser yoktu. Dort gün otele ceplerim boç olarak dondün. Baştma gelen musibeti hele sükur atlatmi^nn. Cr «aretlendim. Tekrar polis« gitnıeyi ve mes'eleyî son bir defa anlatmayı kurdum. Dört gunluic fntmadan sonra be~ sinci gün bava acti. Herkes pibi ben de erkenden soka&a çıktım. Bu hava tebeddülü bana bir nezleye malol mustu. Sık sık eebimden mendilinri çıkararak burnumu siliyordum. Ge ne böyle bir ihtiyaç sırasında cebhnden yere gQm3ş bir kronomerre düst€. Yoîculardan biri kronometreyî yerden aldı, bana verdi, üstclik şapkasım çıkararak beni bir de kemali ibtiramla selâmladı. Kronometreye baktım; kapagnun üstünde tspanya hanedanı kralisinm arman vardı. (Yann bkecek) Nakleden: ÖMF.R FEHMl ANKARA MEKTUPLARl: Yer»l Barselon'a geleli henfiz bir hafta oJmustu. Bir ikmdi üstü sokaga çıkraıştım. Caddeler müthiş kalabalıktı. Sanki bütün sehir halkı evlerinden dısan uğramıslarcb. Barselon'a hiç gittiniz mi? Git medinizse gene tavsiye etmem, gitmeym. Ben omrümde düencisi ba kadar bol memleket görmedim. Mübarekler hem de o kadar yapıskan seyler ki elierinden kurtulabilene aşkolsun. Bir köse başında bunlardan biri 9e burtm buruna geldkn. Kazaya rızadan baska çare yoktu. Para çantamı çikarmak üzere elimi ce bnne attmu Çantayı alırken par maklarnn yuvarlak, madenî bir ckme takıldı. Benim cebhnde boy le bir şey yoktu. Çıkanp baktım. Şimdiye kadar görmedigim, sahtp olmadığım bir aitın saat. Şasirıp kaldun. Ba altın saat cebkne nasıl girmisti? Acaba sababtanberi ge zip doJastığım yerlerden bfrinde yanhşlıkla alıp cebune mi atmıştıın? Hayır, hayır böyle bir yanlışl'ğa îmkân yoktu. Ben deli değUdım, ya!.. Saatin kapağına, içine, her tarafına baktım. Ne bir marka, ne de Irasusî bir isaret vardı. Acaba kalabalıkta birisi saatini kendi cebi diye benim cebicne mi koymustu? Besbelli öyle olacak, dedim. ŞaskınTıgım yavas yavaş geçmeğe başladı. Saati ne yapacağımı düşüne düsüne yoluma devam ettim. Bir ara arka eebimden mendilbni çıkarmak is tedim. Mendili arıyan elim gene yabana bir râme dokunmasm mi? Bu ]>ir para çantası idi. Benim olmıyan, »enim olmasma hnkân olmıyan bir para çantası... Pırlanta ve zümrütlerle müzeyyen bir kadrn çantası... Bu sefer adam akıliı aptallastım. Ne oluyordu, rüya mı görüyordum? Hayrr uyanıktnn. Acaba haatalanmif mıydıtn? Hayır ba hueast* da bariz bfr alâmet yoktu. Adam akıllı sinirlenmistim. Mes'eleyi gidip en yakın polU merkezine haber rer raeği kararlastırdım. Poiis merkezinde gazete mütale«sına dalmıs olan komiıer pek mes>gul görünüyordu. Ancak ara sira basını kaldırıp o sırada söyledighn •özleri dinlemejre vakit bulabili yordu. Sözleripr Hhirince saatle rantayı elimden »ldt, üzerinde (bulunmuı esya) yazılı bir dolaba koydu. Sonra çıkıp gittnekliğimi başile içaeet etti. Çıltm&dım. ttiraz ettim. Benim basıma gelen vak'a bu sekil muameleyi irap ettirecek kadar basit değildi. Hikâyeye yeni baştan basladım. Fakat fayda ertnedi. Komiser bu sefer emrini daha ciddî bir sekilde tekrarladı. Karakoldan çıktım. Barselon'lu do^tlarımdan biine gidetek derdi mi söyledim. Adamcağız beni hay retle dinledi. Şimdiye kadar böyle bir şeyi ne gördüğünü, ne de duyduğunu söyledi. Aynlırken yüzüme öyle garjp, acıyan bir nazarla baktı ki kendi kendimden korkznağa basladım. Ertesî sabah şehirde mutat sabah gezintisini yapıyordum. Sokaklar gene bir gün evvelki kadar kalabalıktı. tzdibamm arttığı bir dört yol ağzmda bir ara bir elin vücudutne teaıa« ederek süratle sıyrıldığmı du yar gibi oldum. Mutlak bir yankesiei tarafmdan yoklanmışiım. Üzerimde çalmacak bir şey obnadığı için ilkönce meraklanmadım. Fakat sonra garip bir hissin tesiri altında ellerim ceplerime gitti. Sağ cebhnde bir paket içinde on kadar çok güzel ve kıymetli saat kordonu buldum. Bu müşahede karşısında evvelâ çıl drracak gîbi oldum. Sonra bu müt his maammayi bal için yeni bir yol bularak biraz sakmleştim. Ne ben hasta idim, ne de bu saatier, çantalar, kordonlar benim cebime yanlıslıkla konuyorlardı. Ta biri benhnle I&tife ediyor, yahut ta ben bir tozaga düşüruimek iizere ba • Köy terbiyesi İnkılâp terbiyeciliğinin belkemiği olan köy terbiyesi ıslah ve tevsî ediliyor Ankara (Husosî) Türk hıkdaİMnra tabiî muhit hakkında aldıgı basit ma • lumatın hayatta işine yaramadıgım göyapacağı, yapmağa mecbur olduğu buruyor. Bunun içindir ki büyük şehir ve yük işlerden biri de Türk köyünü uyankasabalara yakın, simendifer veya sose dırmaktr. Çânkü bütün inkılâp dava üstündeki köylen'n bu medentyet vası • laramz ve ba davalann toptan ifadesi olan ileri bir mtllet olmak davamn, hal talanna komsuîuktan senelerce bir şey kazanamamalarmm ve insana yeis vekrmızm dörtte üçunS bagnnda barm ren manzaralarmdan kurtulamamala • dıran Tfirk köyönün uyanmastna bağ nnın sebebini Türk köyünün kabiliyet • lıdır. sizltgînde de?ü, terbtye sistemimizin Tirk maarifî bu haldkati çoktan sezhayata ve millî ihtiyaçlara intıbak ededi. Bunanla beraber onun m3îî bir dava memesinde aratnalıdır. haKnde ve berkestn anlaytp alâkalanaKöyün millî iktısatta müsbet bir ktycağı şekilde ortaya ablabihnesi içm mamet oknası, toptan yuksek verhn al • arif makinesimn basına Turk köyünü ması, ihtiyaçlan genişliyerek millî sa • içinden tanıyan, gençliginin en iyi yılnayie pazarlaşması gibi millî iktaat helarmı Türk koyüne vermiş olan bir in • deflerine varmak için köye behemehal kuapçnHn geçmesini bir çok terbfjre sağlam bir istihsal terbiyesi vermeğe mes'eleleri içinde ükönce d e akhgı bu mecbun». Köy mektebi yalnız ntmsal mükim mes'efe, hallmde haklcaten gesahasmda değil, bütün hayat sahasmda ciktiğimiz hayatî bir iştir. Köy teıbiyesi köyün kdavuzu ve köyde mkılâbm si • done kadar geregi gibi mBhimsenroearlarma uygun, ileri teknige dayanan mis, hayalî bir hal şeklme bağ'amnak yepyeni bir hayatm kamcasa olacak istenmişti. Köyun istedigi 30.000 bocaur. nın her yıl bmi, bin bes yüzü yetistirilerek köylerde o kadar mektep açıl • Maarif VekıTnnizİn köy terbiyedne ması dSsünülmustG. Halbuki bu hal vermek isteaîgi t«n*kamet te bodur. çaresi hem çok samana mubteç, hem de Resk Galip Beyin ba sahada alacaumumî ve hususî bütçelerm tahammül gı tedbirlerin tafcilâtmı ancak önümüzedemiyecetderi kadar majrafh idi. Ba deki aylarda öğTenebiIeceğiz. Bununla husutta bir ffldr edhnnek için mek • beraber yukanda izaha çalıstığnnız hateprir köylerde yapılacak mekteplerin reket noktalarma gene bakarak genç ve yahıi7 binalan içm en az 2000 Era he azimkâr Vekflin maarifimizi memlekesabile (kerpîç bina) 6 8 mflyon ve ta 1in hakarf ihtiyaçlarma oydarmak, termamlanrnt? bir ük tahsfl muaffim kadbiye teşkilâhndan mktlâbm istediği yükrosn için de maas olarak senede 45 sek veıuııi ahnak husosunda movaffamilyon sarfetmek lazrnı geldigim, bana IrîyetK bir yola grdİğine smdİden nökmukabil vîîâyetlerin her yıl maarire medebiüriz. ayırabildikleri paranm 1520 milyon ALl SÜREYYA arasmda sıkısıp kaldıgmı dusSnmek kafidir. Eğer daha iyi bir çareye baş vu • mbnasaydt, Türk köyunön oyandnl niMi davan btı gıuısle yıııııif <J4UE se * (Btrtnei tahlfe&en mâbatt) nede degfl, befld bir aarda bile gSç sînde Türkiye'ye gefanek, hSkumet rîeahalledılebnirdi. Gnizle gorüsmek, icap eden etoderi yapMemuuuı yetle gorayomz kı ReşK mak ve sonra da kitabsm yazmak ba Galip Bey, köy terbiyednm inkılâp dasasandald karanm kovvet buldu. valarnmzla sdn rabıtanm meydana koyTarkiye hakkmda yazacagun eser reduktan sonra ba ısm koyıeranmn va • sflcalara nmstentt bir roman olacaktn. zryetlerine ve her türKi maddt knkân* Eserde, TSrldye'nin 12 sene hemen falarm çerçevesme oygun pratSc bir bal suasa bir sarette nasd harbetngi, ba çaresini de bulmaga muvaffak oltnty,, «arplerden sonra istiUafini temin içm tor. Ba çare koy yatılan kurmakhr. yeni bir harbe nasıl katlandıgı tafsfla Koy yatılanntn pmnTeketıu iutıyaç tfle anlafılacaktır. Eserlerdeki npleri, larmı nasıl noktan noktasma karsdryan buyüklermiz, inkuapçuarnm, g«nç mfi bir buluş oldugo uzun ozadrra isbata henditler, harbeden askerler, mörtedler, mobtaç değildir. Koy çociAlamuu dort mületi şahsî menfaatleri ugruna alet etbeş köy&n ortannda buiunen ve mek • mek ktiyenier ve Türk kadra tefktl tebi olan bir kSyde koy tarafmdan kenedecekuV. dilerine aynlacak bir bmada kendî eş • Amerika'daki bui tabHer, e»erimî yalarmt getirerek yttıp kalcacakiar, rusçadan ingilizce ve almancaya tercüme ana ve babalarmm gönderdîkleri çry ve nesretnıegi kabul etmislerdir. erzakı pişinp yiyecekler ve Rİmduzleri Buradan lzmir'e ve oradan da An mektepte okuyacaklardır. Ba sayede kara'ya gideceğim. Ankara'da bir müdbelki yüz sene mektep ve hoca yüzü det kaldrfrtan sonra dostum Maksrm görmesine imkân olmıyan dağınık ve Gorki'yi görmek üzere ttalya'ya gide • az nüfuslu köylernntz halc idaresinin en cefim. Şimdi kendisi ttalya'da bulun tabiî, en basit nnnetlerinden biri olan maktachr. okuma, aydmlanma ukueümlen arisk istifade edebncceklerdir. Memleketmn hakkında yazacagnn roman altı ayda bitirebfleceğimj ürajt Fakat derhal 3âve ede&n ki efer ediyorum.» tedns ve teroıye •ufennnmuı ıaflan oldujru gib' bmkılarak ilk tahsffin boMaraf R « edibmm srnıdiye kadar gSnkS rekli yapıhnak ve genısletihnek çıknuş ve çok »öhret kazanmu eserle istenseydi bu tahsüin köylerimjze büyuk rinm içinde bilhassa (Mükendis Metsi) faydaa' dokammyacak ve babsettiğimiz ismmdeki piyesi zikre sayandn. Ba pîgüzel tedbir mananm kaybedecekti. yes Moskova tiyarolarmda tam üç sene Maarif Vekilimtzm realİrt gorSslerinm oynanmışhr. ehemmiyeti iste bu noktada kendistni (Zaman, Mesafe ve Hareketler) ÜngSstermektedir. Filhakika Resît Gafip vanh Sç ciltfac bir romanı da vardır. BuBey koy tedrisatmı koyde i»e yanya non birinci dldı (Bir muasmn mektup • cak mGsbet bügileri ve köyün mubtaç Un), ü n c i dldi de (Kahramananm oldugu ileri tekniği verebüecek, koy fcnçliği) ismindedir. Bunlar nesredfl deki geri yasaraa t a m yerine modern nristv. üçüncü k n m henüz ç i m . m » tar. bir yaşama tarzmı afilıyabilecek bir sekle koymak istiyor. Bunlardan baska (tsoanya mektao BugfinkS köy terbiyesi köyon 3ıtiUn) ismindeki ifei ciltlik küçük hScâyeyaçlarma uygun degOdir. Köy çocuğu lerden mSrekkep eseri de çok rağbet ilk lahsü fle içinde yaşadıgı cemiyet ve kazanmısbr. UlkO Ankara Halkevlerintn çoktanberi beklenen mecmoası çıku ve ilk sayMi matbaamıza geldi. Samimî söyliyelim ki şeki! kibarfle çok temiz ve nefis mündericat itibarüe çok ruhlodur. Türk gençlerine »uurlu heyecanlar vermek, halkfdtk ve milliyetperverlik ideallerini telkin etmek için neşredilen ba yüksek değerli mecmaada Büyük Gazi ve fsmet Ps. Hz. nin el yazılarile raslü, koşe kâğıdma basılnuş resimleri, Recep, Necip Ali, Naşît Hakkı, Resk Galip, Behçet Kemal, Aydos'lu Sait, Akçora oglu Yusuf, Ragm Hulusi, Ağaoglu Ahmet, Mehmet Emin, Nusret Kemal, Kemal Zaim, Ali Sürevya, Reşit Saffet, B6r han Asaf, Zeki Fahir, Salm Murat, Sadri Etem, Mustafa Nihat Beylerin makaieleri vardır. Mfihfirdar rade izzet Bey vakfı Mütevenüiginden: Kadıkoy Kıztftoprak ZöhtS paşa mahallesinde Bafdat sad • desinde 47, 49 nuraarah kahve hane i!e oda kiraya •erilmek uze* re 13/2/933 tarihinden îtîbaren 6/3/933 tarihine kadar yirmi guı müddetle möxayedye vazedîl miştir. Talip dlanlar yfizde yedi buçuk tecminah muvakkateleri ile bîrlikte her gün Mülhak vakıflar kalemine re yevmi ihale olan 6/3/933 pazartesi grunü saat on bese kadar encumeni idareye müracaatleri. Beşiktaf 2 mci soflı nukuktant ^ Befactaşta Tesvadye mabaHesinde 2 ind karakol sokagrada 134 numaralı mSteveffa Mostafa Saflot Efendrye aJl hane aleni acık aıtüııua suretfle satılıga çıkannmstB'. Tapu kaydme nazaran oslSnâ'e hiç bf aynî hak tesis edilmemiştir. Kıymeti ma hammenesi 1400 &adır. Müzayedeye istirak için kıymeti mohanmenenra yüzde yedi baçuğu depo ediknek sarttn. Sabs 2 5 mart 93 3 tarihme oaasadif comartesi gunS saat 15 te Beşiktaf 2Jnd solh hukok mabkemesiaae iera «dilec*ktir. Fada tefsüât afanak istiyenlerİn 932/3 noraarah dosyaya OMracaat et meleri 3ân olooor. ' Besictas 2 ind hukoktaa: Nişantas'ında Tesvikiye camn Carşistnda 105 numaralı hanede mukkn iken 79932 tarihinde vefat eden tsmaH B. terekesine mahkemece vaayet edümistir. Tarihi nandan itibaren aababı matlup ve alâkadaramn bir ay ve ıntrascilarm 3 ay zarfmda Besiktas ikmd suDt bukuk mahkemesme mSracaatleri •• işba moddet gectikten sonra terekeden bir hak talep edflemiyecegi Oân olımar. Osküdar iera metuurlug undan; ^ Bir borçtan dolayı mahcuz ve parayS çevrilmesi mukarrer bir adet alafranga masa 3 pervane üç büyük masa elek * trik tesisatmm 272933 tarihine musadif pazartesi gonü saat 10 dan 11 e kadar üsküdar Kızkulesi parkmda acdc artfarma soretOe satılacagmdan talip' olanlarm mahalfinde hazo* balunacal memura naaracaatlen flân oranor. tstanbol 3 BacS iera daîrenadeat Mabcoz ve furubta mukarrer bnlunaj Cerrahpasa'da Hubyarı mahallesind^ Kocamastapasa eaddesmde 66 numaraı h marangoz dSkkânmda elektrikle mS teharrSc polonya ve serit makiueletiıurt 232933 tarihine musadif persembe gS mi saat 11 de birind aıtüııua suretila sahlacagmdan talip olanlarm mahaliinde memuruna mSracaat eylemeleri üari olunur. Zari: MShrSmB myi ettkn. Mezkur muhürle kimseye borcum yoktur. Yenî* smi hâkkettireceğimden zayfin hukmS olmadığuu ilân ederira. ÜAodar Çarsfcoya No. 116 bakkalîy* HactTosor DOKTOR Osman Şerafettîn Cağaloğlu Nurosmaniye caddesi No. 19 Telefon: 893 Muayene zamam cumadan maada öğleden sonra (Yenibahçe hastanesi) dahilî, sari hastalıklar mütehassi» Dr. Hafız Cemal Cumadan maada ber gün saat (2,30 dan 5 e) kadar tstanboTda Divanyolu'nda ( 118) namarab hasosî kabinesinde hastalarm kabul ve tedavi eder. Telefon İs. 22398 Kaddcöy bvinci solh mahkemeskt den: Erenköy'ünde HaKmaga sokağmda kâm H a a Nuri B. hanesinde sakrâ iken elyevm icatnetgâhlan meçfaul Feride ve Hayriye Hannnlara: Salâhattin Bey tarafmdan Erenkö • y*unde Sahrayicedit'te Halimefendi so» kagmda eski 21, 22 yeni 7, 7 ıroma ralarla murakkam mutasamf oldagunuz gayrimenkuHm izalei şuyuuna dair • • îeyhmize ikame olunan dava üzerine namnuza hnlâ ve berayi tebl$ gönde rilen davetnamelerrâ flnmetgahmnm meçhaliyetinden bahsüe bîlâteblig iade edilmesi hasebile bittaiep hakknnrda bir ay müddetle ilânen tebligat icrasma karar verilmis olduğundan tayin kJman 293933 tarihme mosadif çarsamba günS saat 10,30 (on boçok) ta Kadıköy brrinci sun hukuk mahkemesme gelmeniz veya tarafınndan nrasaddak vekaletname iıe bır vekil gondennentz ve ak» takdirde hakkmnda gryap karan ittihaz olonacagı tebliğ makacnma kaun obnak üzere Oân olı tlân Samatya'da tramvay caddesinde 322 No. h şerekd dükkânmu bütün eşyasile birukte şerekci Haul ostaya aabp parasmı aldıgKndan dükkânda alfckam kalmadıgı ve alâkadar olanlarm on bes gün zarfmda müracaatleri ilân olunor. Samatya Hacı Hüseyinağa roahallesinde 2 2 numarada Cemal. DahUiye matehaUttt Bir Rus edibi geldi Atina 18 (Hnsosî) Selânik'te komunistlerin içtimaını dagıtmak üzere jandarma ile aralarmda çıkan bâdise Szerine vefat eden yedi ve yaralanan yirmi komfinistm arkadaşlanndan mörekkep bir hayli komunist dun Dahiliye Nezaretinin onunde toplanarak arka • daslarmm jandarma tarafmdan öldu • rüldogunS iddia ederek bir çok numayişler yapmular ve Dahiliye Nezaretinin kapüanm zorlaytp içeri girmeğe teşebbfis etmişlerse de vaktinde yetişen ehemmiyetli zabıta kuvvetlerinin aldıgı tedabîr sayesinde dağıtılmıs ve elebasılan yakalannusar. DahOiye Nezareti resmî bir tebliğ çıkararak Selânik'te vefat eden komünistlerin; içtima maballinde husule gelen panik neticesi olarak inlntaı teneffâsteo öldfiklermi bildJrmiştir. ' cağımzi bilmiyordum. Artık ele geçtiginize ve kurtulamıyacagimza hükmetmistnn! Herkes, hâlâ, hayretten dört a cıbms gözlerle ona bakıyorlardı. Erkeklerden biri: Hayret! diyordu, elinizdeki bir tabaka idi ha?.. Fakat öyle bir tar nnız, oyle bir edanız vardı ki valiahi ben de elinizde tehlrkeli bh »ilân bulunduğuna emindim. Bh çok sesler y&kseldv Ben de! Ben de! Cinsröz bir koltuğa oturdu. ayak ayak üstune attı. etrafında mütebessim bir hâle teskii eden davetlilere hitaben dedi ki: Zabıta maceralarmm bir ku mardan farkı yoktur. Kumarda tebIikeye konan şey paradır, fakat bu islerde tehlikeve konan sey hayattır. Filhakrka size birisi poker oynarken blöf yaparsa, nihayet muavyen bir para kaybetmeyî göze alarak bu blöfe karsı koyabilirsmiz; fakat bi raz evvel bentm yatth^ım blöf saka KÖtSrür mü? Elimdeki tabakanm hem öldürücü bir alet olması ihtimali binde bir niabetinde mevcut bulunsa, Atina'da komOnist nOmayişi Tayyare Cemiyeti Mubayaat Komisyonundan: Şartnamesi veçhiie 202 top kuse kâğıdı satîn aiınacağından lalîp> lerin 20/2/933 pazartesi fünü saat 15 te mubayaat komisyonıma mi> racaatleri. . İstanbul Gümrükleri Başmüdürlüğünden r tstanburdaki srumrfikler içîn daktiloda da kuîlanıknak Saere 12 B» ra aslî maaşlı bir kaç kâtip alınacaktır. '*\ Lâakal orta tahsili bitirmif olmak ve memurin kanunundaki Tesaiki ibraz edebümek şartile talip olanlarm 21 subat 933 salı gfinS saat 14 te yapılacak olan müsabakaya iştirakleri, re müsabaka evvel vesikalarını Başmüdürlük muhasebe subelerine getirmeleri. Bunu sormamanızı rica ederim. Yalnız bize bir oda veriniz. Eğer bizden bir süpheniz varsa o odada biç bir kıymetli esyanın bulundurma ~ yınız. Isterseniz dısandan kapısım da kilitleyiniz. Yanm saat sonra biz apartımanının terketmeğe hazır olacagız. Ev sahibi mırıldanıyordu: Garip sey!.. Fakat ben biç btr şey anlamıyorum! Davetliler de hayretle bakıyor ve soruyorlardı: Ne yapacagınız orada? Cingöz esrarengiz bir gülüsle cevap verdi: Merak eden varsa, bekier, görür. Davetlilerden bir kaçı ev sahîbine döndüler: Haydi, Namık Bey, istediğini yapahm, bakalım ne yapacak? Namık Bey mütereddit bir vasi yetle dedi ki: Fakat ben bilmeliyim. Burası benira ikametgâhımdır. Her hangi bir gürültüye, hatta sızıltıya mey dan vermek istemem Cmgöz şu cevabı verdi Fakat beyefendi, asıl ilk vaziyette gürültü kopacaktn*. Eğer bu ricamı is'af buyurmazsanız aparhmaam merdivenlerinden tutunuz da kapı nın önüne kadar her tarafmda, hatta. silâh sakasına kadar gidebilecek büyük bh arbede kopmasi ihtimali pefc çoktur. Davetliler bagırdılart Dogru, doğru... tstediglni ys?> pıniz! Namık Bey düsundü: Bravo... Bravo... diye mmi dandı. Sonra Cingöz'e bakarak' sorÜâS Nasıl bir oda olacak bu? Cingöz omuzlannı silkti: Nasıl olursa olsun! Yalnız, beni ve arkadaslaranı alabilecek bkoda. Hizmetçi odası olur mu? • Hizmetçi odası da olur, lcral odası dal Namık Beyt Biraz müsaade! Dedi ve odadan çıktı. Bes dakika sonra geler*k: Buyurun, âeâi, oo!a nanrT v Cingöz Recai'nin harikulade maceraları Yazan: SERVER BEDl 59 Cmgoı îkram ettiği cıgaarlan yakarken dedi ki: Bana karşı gösterilen dürüst ve teveccüblkâr muameleden dolayı gerek ev sahibi Nanuk, gerek avu kat Nuri Byef endilere, gerekse birer birer tanımak serefine henüz nail ofanadıgım bütün hanımfendilere ve beyefendilere kendhn ve arkadaslar m namına tesekkürü bir vazife bilirim. Estafurullah! sesleri yüksel dL Bir kadın dedi kJr Recai Bey, mes'eleyi siz hallettmiz! Ben ba isin içmden nasıl çıka Mehmet Rıza gene ihtiyatla hare ket etmeSe mecburdırr. Emin olumız ki muvaffakiyetlerimin bir çoSunn, büyük bir kısmını bu neviden blöf lere borcluyum. Kadmlardan biri sordu: Ya Mehmet Rıza hayatını tehlikeye atarak ellerinizi yakalasaydı ne yapardmız? Hic! Beni tevkif edebnirdi. Fakat ümidimi hiç bîr zaman kesmem. Tevkifaneye kadar götürülü'p bir odava tıkılsaydım gene ümidimi kesmezdim. Ev sahibi ellerinı cebine sokarak Cingöz'e dogru yaklastı: Affpdersiniz. Recai Bey, dedi. Mehmet Rıza'ya sövlediğim seyleri size de tekrara mecburum. Kanunî vaziyetinîz evimd*» bundan fazla bu" lunmanıza mânidir. Artık o mabkeme oyvnunu tHkrar ehnem ! 7e de imkân yoktuT. Mehmet Rıza Beyin ded1«i v\\>\ hakikaten bu M<az da e*Iencedir. komedvadır. Fakat artık vaziyeti birar daha ciddî muhakeme * * * * « mecbnruz. "*"* Cingöz ayaga kalkiı: Hakkınız var, dedi. Necabetinize ve misafirperverlitmJze iltica ettigim dakikadanberi üç bes kere tekrar ettiğim gibi, benim ve arka daşlarımın burada bulunusutnuz tabiî bir bal değildir. Hemen devlet hanenizi terketmek mecburiyetmde bulunuyonız. Bir kadın bağırdı: Fakat şimdi buradan nasıl çıkacakimı? Onlar aşagıdadırlar! Cingöz ilâv etti: Hatta bu dairenin kapısı önünde ve apartıman merdivenlerindedirler! O halde? Cingöz ev sabibine döndü: Beyefendi, dedi, bu vaziyette yapılacak iki şey vardır. Ya zatı âliniz emir buyurursunuz, ben ve arkadaslarrm lıer türlü tehlikeyi göze aldı rarak buradan çıkanz. Artık dısanda yakalanır mıyız? Memurlarla saç saça, başbaşa mı geliriz ? Kıyamet mi kopar? Orasını bilmetn. Yahut Namık Bey müsaade ederler, ben ve arkadaşlanm bir odaya kapamnz, yarım saat kadar hazırlandıktan sonra çıkanz. Ev sahibi sordu: Ne gibi hazırbk;