22 Aralık 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

22 Aralık 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Camhuriyet' A Klf • FAVDAL» B;LG;LER Petrol Petrol yanabilen sulu bir tnaddedir, biliyorsunuz. Dünya üze rinde tabiî bir halde Amerika, Rusya, Hindistan, Romanya, Galiçya ve Meksika'da bulunur. Gerek göl halinde, gerekse yer altında muhtelif derinliklerde bulunan petrol hemen yakmak için kullanılamaz. Onu evvelâ topraktan ayırıp toplamak, sonra da tasfiye etmek lâzımdır. Göl halinde olduğu zaman top lanması kolaydır, lâkin yerin altında ise onu yüze çıkarmak için icap eden tertibatı kurmak lâ zımdır. Bu tertibatın iptidaî tarzı şu şekildedir: Bir buçuk veya ild metro enliliğinde bir kuyn kazılmağa başlar. Bu kuyu tabiî an cak bir kişinin girip çahşabiime 'ÇOCUKLAR.. Menfaat ve irade Bir kız tanırım ki annesini çok sever. Fakat annesinin hiç bir dediğini yapmaz. Annesi zamanına göre mütemadiyen şu söz leri tekrar etmek mecburiyetin • de kalır. Kızım haydi yatsana.. Kızım haydi kalksana.. Kızım piya* noya çalışsana.. Hayır.. Söz geçirmenin imkâ nı mı var? Nihayet zavallı kadın çocuğunu karsısma alıp şu suretle idarei kelâm etmeğe mecbur oldu: Yavrum, dedi, her hangi dediğimi vakit geçirmeden yapacak olursan her defa«ında sana on kuruş vereceğim! Kızın gözleri parladı. Annesi çocuğunun en hassas damanna dokunmustu. Artık hiç bir sözü Hindistan'da eski Dehli şehrinde Nağdi isminde bir adam vardı. Bu adam oldukça saf olmakla beraber az zamanda büyük bir servet yapmıştı. Bu paralarla büyükçe bir mağaza açmış, aile hayatinda insana yiyecek, içecek, giyecek, ısmacak namına ne varsa hepsini satıyordu. Nağdi ayni zamanda servetils gunır getirmemiş, fakirliğinde sürdüğü hayatı terketmemişti. Onun için dükkânında da tıpkı bir hizmetkâr, bir uşak gibi çalışıyor, en ağır işlere bile koşu yordu. Yalnız bir kusuru vardı. Parayı çok seviyordu. Ona adeta can verecek derecede âşıktı. Demink' *3fif ettieirrîz K»v?tına da ğı yukan tasvir ettiğimiz vazi yeti sebepti. Bir gün Nağdi dükkânının önünde durup müşteri beklerken ne görsün, uzaktan muhtesem bir fil üzerinde azametli bir adam geliyor. Nağdi içinden: Bu mutlaka bir mehrace olacak, dedi, ah şunu nasıl etsem de dükkânımdan alışveriş etmeğe sevkeylesem.. Bu benim için bütün memlekette bir şan olur • du.. Filân mehrace Nağdi'nin mağazasından alışveriş etmiş.. Neseref! Bu f ikrini tatbika koymak için hemen filin önüne geçti: Aman haşmetli Race haz • retleri, dedi, bu fakirin dükkâ f»u Malum ya birincikânunun 24 fl hınstiyanlann dinî Tjayramıdır. Bunun adına Noel diyorlar ki Isa'nın doğduğu güne tesadüf ediyor. Bu dinî bayram münasebetile herkes birbirine, hususile anneleri, babalan, akrabalan çocuklara hediyeler verirler. Bu hediyeleri çocuklann geceleyin ocak yanına bıraktıklan ayakkaplarının içlerine veya yanlarına koyarlar. tşte küçük sinema artistleri de Noel hediyelerini »ine müsahtir. Petrolun bulunduğu yere göre bunun derinliği 200 metre kadar olabilir. Bu iş vaktile insan kudret ve kuvvetile yapıhrdı ve senelerce sürerdi. Halbuki şimdi makine li sondalar marifetile pek az zamanda vücude getirilmektedir. Hatta bunlarla Silezya'da oldu ğu gibi 1500 veya 2000 metre derinliğe kadar iniliyor. Ayni zamanda etrafı da yıkılmaması için demir potrellerle örülüyor. Bazan bu kazılan ku • yulardan petrol kendiliğinden öyle bir fazla yukarı çıkar ki adeta bir fıskiyeden fışkıran *uya benzer. Bu fışkırma bazan arzın yüzünden 50 metre kadar yukanya yükselir ve boşuna etrafa serpilir. Maamaf ih bu şekil pek nadirdir. Ekseriya petrolu yeryüzüne çıkarmak için tulumbalar kullanılır ve bu vasıta ile büyük depolara sevkedilebilir. Oralardan da tasfiye kazanlanna gönderilir. 15 veya 20 santimetre kutrunda borularla bazan yüzlerce kilometre mesaf elere naklolunur. Bu nakil mes'elesi için de bazan tu lumbalar kullanılır, banzan da muhtelif mevkilerde ısıtılarak kolayca kayması ve akması te min edilir. Petrolun tasfiyesi şu suretle olur: 130 yahut 140 derece hararete arzolunarak içinden, yağ, parafin, vazelin ve diğer mad deler ayrılır, bu suretle petrol saf bir hale gelir. Petrol bu hale geldiği yerler den büyük depolu hususî vapurlarla diğer memleketlere taşınır. Mukaddes kitaplara inanmak icap ederse petrol ta Adem babamız zamanındanberi malumdur. Halbuki hakikatte ancak on sekizinci asnn sonuna doğru keş folunmuş ve o vakittenberi istihsalât her sene artmıştır. 7 49 uncu ilk mektep 2 mci sınıf No. 38 Hasan Tahsin. 8 (Pertevniyal) lisesi 478 Şevket 9 tstanbol muallirn mektebi 277 CemiL 10 Davutpaşa iskelesi Kasapilyas mahallesi No. 7 Fethiye. 1 1 Aksaray Gureba Hüseyinağa mahaUesi Çmgıraklı Boctan sokak Orhan Sıtkı. 12 Topane Mustafa Arifzade aparhmani Andon Mara. 13 Kadıköy Pazaryolu No. 31 Hayrünnisa Kenan. 14 Beyoğlu 17 inci ilk mektep No. 166 Mustafa Ahmet. 15 Getnlik ük mektep No. 8 Lutfi. 16 24 üncü ilk mektep 176 Ali. 17 Trabzon mzibat zabiti Ab • dülkadir Beyin oğlu Nejat. bulmuşlar, «eviniyorlar. Birincikânunun bilmecesi ihmal edilrniyor, her emri ve her tavsiyesi vaktinde yapılıyordu. Heyhat, yavrunun bu hali bir taraftan annenin hoşuna gitmekle beraber diğer taraftan da meyus olmasını mucip ohıyordu. Bir güri kızına içini dökmek ihtiyacını hissetti: Kızım, dedi, eyvelce ne söylesem hiç birini yapnruyorduı». yurmaz mısınız? Adam bir iki defa filinin başını çevirîp yoluna devam edecek oldu. Fakat Nağdi bırakmadı. Nihayet istemiye istemiye: Pek âlâ alalım! dedi ve büyük bir ailenin bir aylık yiyeceği, içeceği, giyeceği ve yakacağına ait şeyleri filine yükîettirdi. Nağdi içeriye döndü, kâtibine ber malın fiatına yüzde yüz zammederek bir fatura çıkarmasını söyledi. öyle ya bir mehraceden bu kadarcık kâr etmezse olur mu? Fakat tam faturayı getiripte adama vereceği ve paralan alacağı sırada filin üstündeki hayvamn kulağına bir şeyler söyledi. Nağdi'nîn kendisi bir tarafa, daya dığı merdiven bir tarafa yıkıldı. O vakit Nağdi bir taraftan: Hırsız var.. Dolandıncı var! Diye bağınyor, diğer taraftan da düştüğü yerden kalkmağa çalışıyordu. Etraftan koşup gelen diğer mağaza ve dükkân sahip leri: Yahu, dediîer, bu adam meşhur sahtekârın biridir.. Böyle azametli azametli dolaşır, kendine mehrace süsü verir ve her • kesi dolandırır.. Nağdi ağlıyarak: Ah.. ah, diyordu, bunlan söyleyip te yarama tuz ekrneyin.. Ben bu işe kendim talio oldum.. Malum ya meşhur darbı mesel dir: Az tama cok zivan sretirir! •ııııııııııııııııııııııııııııınniKnıııınıııınnııııııııınııııııırıııııııııııııııııııııııınıııınııııııııuıııııııııııııııııııııııııiHiiMHiııııııııııııınııııııııiMiı Bilmeceyi helledenler Şu görduğünüz reslmde 19 tane (K) İle başlıyan Isim vardır. Bunlan aşağıdaki cetvele yazıp doldurunuz. Doğru halledenlerden blrinclye öeş Jlra. iklnciye bir Iş Bankası kumbaraa, uçuncüye Foto Etem'de 6 kart ve bir ağran dlsman resim çıkartmak hakkı takdlm olunacak, diğer yuz klşıye îaydalı ve muhtelif hediyeler verilecektir. Her hangi mukaf at kazananlann ve bilmeceyi halledenlerin resimlerl de bize fotoğraflarını gönderdikleri takdlrde gazeteye basılır. Cevaplar lkindkânunun birinci ?ünune kadar «Cumhuriyet Çocuk sahıfesi muharriri> adreslne gönderUmelidlr. Hal suretlerl dalma gazeteden kesilmiş yandaki cetveller üzertne yapılmalıdır. Bu şartlara riayet etaüyenler hediye kazanamazlar. Bilmece cetveli ı2 34 5 6 78910 11 12 13 14 15 16 17 18 191 Şimdi ise köriikörüne itaat edi • yorsun. Fakat bu itaat doğrudan doğruya bana değil, on kuruşun hatırına hürmeten.. Kız kızardı, gözlerini yere indirdi ve ağlıyarak annesinin kucağına atıldı: Kumbarama attığım bütün paralan geri veriyorum, yalnız beni affet! Dedi. Annesi bir taraftan yavrusunu okşıyarak, diğer taraftan başını manalı manalı salhyarak cevap verdi: Yo..o.. Aramızda muayyen bir kutrat mevcut olduğu için şimdiye kadar aldığın paralar senindir. Yalnız unutma ki bu dünyada sade menfaat gayesile değil biraz da sevgi ve vazife hissile hareket etmek lâzımdır. Küçük okuyuculanm siz de bu kıssadan alınacak hissenin tabiî farkına vardınız değil mi? Çok çocuklu aileler Umumî harpten sonra muhakkak ki dünyanın hemen her tarafında çocuk do«uranlar azaldı. nııııınınınııınmmıımııııınıııııııntııııiınııııııııııııınııııııııııııınıııınnıiınıııııııııııııııııııııııııııuımnııınııııııııııi!iHnınııniMiıı *? ik Bflmeceyi doğru halledenlerden bize reshn gonderenlerm resimlerini basmağa de < vam edîyonız. Soldan itibaren sıra ile: 1 Düzce veznedar Nîyazi Beym oğlu Sezai. 2 Aydtn (7) yedi eylul mektebi talebesinden 61 Emine Riikzan. 3Darüttalim caddesrade 93 nnmaralı hanede Hatice. 4 YugosIavyVda Pristine'de Hasan HOseyin. S Uskiidar Ahraediye'de TembeDer sokak 28 Meliha. 6 Nlşantası'nda Maçka kara • kol sokak 144 Ali oğlu Enver Yaramaz çocuklara bazan süprüntü parmaklığı hapisane olur. I Buna rağmen ötede beride çok fazla nüfuslu aileler de eksik değildir. Meselâ şu fıkrayı dinleyin: Ge* çenlerde Berlin'de bir hayır sa • hibi en çok çocuklu ailelere en yüksek lokantaların birinde bir ziyafet vereceğini ilân etmiş. Bir çok talipler çıkmış. Bunların W çinde yalnız on çocuktan fa%I«. evlâdı olanlar lokantaya kabul edildiği halde 300 kişilik salon dolmuş. Demek ziyafete oturdan fazla aile iştirak etmiş.

Bu sayıdan diğer sayfalar: