Gazi Klod Farer mülâkat Tardır. Bu muhakkaktır. Filhakika dımağlan bir takım hissiyatı ihti * vaftilinden Arabistan vahalanna karaskâranenin telâtümgâhı olan kimdar milletimizin kaibi, kıymetli dosselerm telâkkilerile ve bir takım batumuza karşı aynl hissi muhabbet tıl zaniar ile hakikati tebdil ve hakTe takdir île dareban etmektedir. kı itfa etmek mümkün değildir. BuEfendiler; Mösyö Klod Farer gün e kadar kâmatta buna imkân Türkiye'nm hakikaten ve cidden bulunmamıstır. Bütün bu fecayiden dostu olduğunu pek barîz bir suretsonra milletlerin vicdanlarma mü te isbat etmiştir. Memleketimiz racaat olunursa şüphe etmem ki nemühlik dakfkalar yaşarken, mille • cîp ve hakikaten medenî olan mil tîmiz zulumlere maraz bulunurken, letler* bu siyasiyetçüerîn icraatt dünyanın bütün adaletsizlikleri üzezalimanelerini tel'in ve takbih et • rimize hücum ederken bu zulme mektedirler. Henüz mütereddit gökansı semalara yükselen ulvî bir ses, rünenler varsa ben onlan da mazur msanî bir sada işitiliyordu. O sadagörüyorum. Çünkü Türkiye hak mn sahibî huzurunda bulunduğu kmda her gün icat edilen müfteri muz aziz dostumuz Mösyö Klod Fayahn mahiyeti asliyesmi anlamağa rer'dir. gene o devlet adamlannın mevcu Efendiler; însaniar adetlerinî, ahdiyeti manidir. lâklarını, hislerini, temayüllerini, Efendiler; Türkiye halkınm bütün hatta f ikirlerini tenmiye ve terbiyef akru zaruretine ragmen, gizli veya de içînden çıktığı ve içinde vetiştiği aşikâr düsraan ellerile bugün içine heyeti içtîmaiyenin temayülâtı u " atılmıs bulunduğu girivenin bütün mumiyesinden kurtulamazlar. Fa dehşetine ragmen üç senedenberi kat bazı büyük hilkatler vardır ki mukadderatını eline alarak idarei onlar yalnız mensup oldukları he • hükumette gosterdiği kabiliyet v« yeti îçtimaiyeye karşi değil, bütün kudret, şu gördüğünüz çocukları insaniyete karşı kalplermi ve ruh • (haznr olan mektep çocuklanna i*alannı ayni halde tutarlar. tşte Mosret ederek) münevver ve vatana lâySKlot Farer bu büyük insanlardan yık yetiştirmek için umuru maarifte biridir. gosterdiği kabiliyet memleketimizin Dostumuzun bundan başka da hemen kâmilen hali muhasarada bubir hususiyeri vardır. Kendi pek ne* lunmasma ragmen muhafazai mev cip olan, hürriyet ve istiklâli bütün cudiyet için asıl olduğuna kani budünyaya tamtmak için kanlar dö " lunduğu umuru iktısadiyenm tanziken, înkılâplar yapan büyük bir milminde gosterdiği kabiliyet, şarkta letîn güzide evlâtlanndandır. Türve garpta muvaffakiyatı tevali eden kiye ile ve Türkîye halkı ile bu kave edeceğinde kimsenm şüphe et idar kalbî alâkalara malik olan bir metneti lâzım geien nrantazam vp zatın Türkiye'yi bugün yasadığı er muazzam ordular teskilmde gosterlemli dakfkalarmda yakinden ziyadiği en büyük kabiliyet ve kudret ret etmek istemesine zaten mttzar düşmanlanrmzm ikinci noktai na zarlannda da, yani bu milletin kaolunurdu. Dostumuz bu dakikayı biliyeti hayatiyeden mahrum oldtı pek güzel takdir etmiş ve hakîkaten ğu hakkmdaki zanlarmda da ne kaümit ve intizar edildiği gibi tstan dar aldandıklannı isbata kâfi delâil bul'dan sonra buraya gelmek zahdeğil midir? Fakat efendiler; Garmetîni îhtiyar buyurmuştur. Dostu bin bazı zalim ve hakikati göster muzun fstanbul'da geçhdiği bes, on memek içm gözlermi kapıyan siyagün zarfında basıl ettiği intibaati setçileri bu hakîkat karsısmda baş bilmem. Fakat tstanbul'da henüz çevirmek istiyor; necip Fransız mfldüşmanlann süngüleri ve tehditleri letintp. bu hakikati idrakte goster altında yaşıyan o zavallı, o bedbaht diği yüksek misali görmek istemi vatandaşlanmızm kalplerindeki hicyor. raniara elbette temas etmiştir. Bir Efendiler; varlığım idrah et Türk dostu için bu temann hasıl emis olan, hürriyet ile esaret 'ar deceçi intibaahn pek elim ve dertktnt takdir eden, olümü esarete nak olacağinı kabul ettnek lâzımdır. İBirtncl sahifeden mabatt) 21 Kân«nuevvell932 *Cumhuriyet' Samih Rifat'a Ait hatıralar Bir mektup ve bir şiir.. Hakimiyeti Milliye, Dil Kurultayında sesini bütün dünyaya duyuran, en yüksek idealinin başıf.et geçtiği günlerde ebediyete karışan Samih Rifat Beyin bir mektubunu ve bir şiirini neşrediyor. Bu mektup, Muallim Afet Hanımefendiye yazılmış, şiir de büyük Kurtancıya karşı şairin duyduğu yüksek duygulan ta«vire tahsis edilmiştir. Merhumun en değerli yadigârlarından olan bu mektup ve şiiri aynen deTcediyoruz: Ankara: 18 mart 930 Muhterem Muallim Afet Hanımefendiye «Efendun. < istiklâl mücadelesinin zaman za man ruhuma ilham ettiği değersiz sö>leri bir tarafa kaydetmek lutfunda bulunacağmızı tepşir etmişb'niz. Arbk bunlar büyücek bir khap teşkil edecek kadar birikmiştir. Yeniden de yazıyorum ve ömrüm oldukça da yazacağun. Mücadele esnasında Büyük Gazi üç dört arkadaşunla beni hususî hunayesOe ihya etnüşti. Geçen gece onun nafiz ve ilâhî bakışları karşısında kendi kendime düşündüm ve ağladun. Samimi göz yaşlarunı şu perişan neşidemle size gönderiyorum. Bir gün tensip buyuracağuuz şekilde onlan matbuata da tevdi ederiz efendim.» En derin hürmetlerimle Samih Rifat ANKARA MEKTUPLARI decektir. Garbin bazı hükumetleri Türkiye ile hali rauhasamadan çıkmak istemediği ve Türkiye'nm mübarek topraklanna saldrrdığı düş manı takviye ve teşvikten feragate razı olmadığı halde guya dünyanın en bitaraf hükumeti imiş gibi memleketimiz içinde zabitlerini dolaş tirtnak suretile tahkikat icrasını ileri sürüyor. Şayam teessüftür ki diğer hükumetleri de bu teşebbüse teşrik yollannı bulabiliyor. Dünyada bundan daha mantıksız, daha cür'etkâ rane bir hareket tasavvur edemiyorum. Dünyada müstakil brr devlet tasavvur olunabilir mi ki umuru dahiliyesine henüz düşman sıfatmı haiz olanlann değil, dostunun dahi müdahalesine müsamaha edebilsm? Eğer o ricali siyasiye asırlardanberi müstakil yasamış, istiklâlin timsali oltmış ve bugün yeni bir intibahı millî ile azmü imanı ve aşkı istiklâli yükselmiş Türkiye halkınm, Türkiye devletinin, istiklâlini tanımamak ve tanıtma mak istiyorlarsa biz bunlara karşı hayretle mukabele ederiz ve bu ricalin gafletine bütün cihanın na zarı istiğrabmı davet ederiz. Aile ocağında inkılâp Türk kadını, iktisat sergisinde gördüğümüz modern ev tekniğine sahîp olmalıdn Zavallı milletimiz; esir olmağa razı olmadığı icin en büyük cezaya mahkum bvlunayar: l • dam... Hayır, efendiler, hayır;. bütün cihan emin olsun kt bu millet idama, imhaya devil ihyaya müstahaktır, elyaktır. Türkiye Büyük Millet Meclisi deruhte ettiği bu vazifei tarihiveyi kemali muvaffakiyetle ifa ediyor ve en yüksek zaferlerle itmam ve ik • mal edecektir. Ankara ikösât sergîsî manzaralarîndan: 1» kumbarasî Ankara: 17 Kadın 3chsat sergisinin en manah, en iddiah ve o nbbette muvaffak olan paviyonundan aynca bahsa lüzum görmenuzin sebebi bu pavyonun aile ocağı içinde büyük bir inkılâp yapacak bir ev idarest ststemmi temsO etmesidir. Fılhakika sergi zairinin befld dört bef dakikadan fazla tevakkuf etmekte bafayda ve menfaat bulannyacağı bu pavyon ev idaresmin teknflc esaslara istinat ettirildiği bir tedris ststeminin komprime şekünde ve gelip geçici bir zair kütlesme karşı teşhir edflebilecek surette hulâsasıdır. Ev idaresi teknİği tabiri beBd anlafdmaz bir tabtrdir. Fakat her seyin makineleştiği, insanuı tabiatteki bütün eşya ve hâdiselere tekmk vamtasüe tahakkSm ederek onu kendine tâbi kıldığı ve bu suretle az çalısma ve az masrana azami netiee aldığı bir asırda ev idarestnin de bu bflgi ve vasıtalar mecmuasından istifade etmed kadar tabiî bir sey ola maz. Bu suretle ev idaresi de, evin her ; türlü hizmet ve ihtiyaçlan da rasyonelleşmis, iktısadileşmiş bulunuyor. Bunun çok büyük ehemmtyeti vardır. Çünkü gerek ferdî îktısatta ve gerek ırâUi ik tısatta yalnız tasamıf, tek taraflı bir biriktirmedir. Bu biriktirmenin iki kath olman için isnhsalde olduğu gibi harcamada dahi kolayMt, ucuzlı* remn •»mek sarttır. Lüzumsuz harcamamak ne kadar lânmsa harcarken de en az bir harcama yaparak dolayısile biriktirmek te lâzımdır. tşte ev idaresinde bunu temin eden vasıtalara ev tekniği diyoruz. Sergi modern tekniğin ev işlerine tatbik şekiileri hakkmda bize zengin misaHer veriyor. Kadınm evde çok nuk • yasta kullanacağı kumaşlardan tutun da mahrukata ve gıda maddelerine kadar mütenevvi maddelerin mahiyetlerini,^ kullanma kıymetlerini ve onlardan en iyi istifade tarzuu gösteren bir çok levhalar görülüyor. Meselâ bunlardan birisı mahrukahn beher kilo itibarile ihtiva ettiği kalori miktan ile bu maddelerin her birinin verebOecekleri müsavi miktarda kalorinin maliyet fiatlannı gös teriyor. Bu levhaya göre odun en pahalı mahrukattandır. tste bir levha ki yalnra kadını ve aile reismi alâkadar etmekle kalmıyor, bir üctısatçıya da, bir ormancıya da kendi davalan için en kuvvetli bir delil veriyor. Bu Ievhadan anlıyo ruz ki odon kuüanmak, yalnız orman servetini tehrip etmek, toprağı yağmursuz bırakarak istepleştirmek demek değildir, ayni zamanda aile ocağmın ateş ihtiyacmı en pahalı şekilde temin et v mektir. Pavyonun diğer bölmelerinde ev gıdalannm secilme ve kullanma tekniği, onlan sabn ahrken nelere d i k a t edi leceğini eösterrn levhalar ve nümunelerle canlanduılmış. Bu levhalar ve nümuneler ancak birer flcir vermeğe yaramaktadır. Fakat bir sistem halinde birbirine zincirle bağlı parçalardan mü teşekkil olan asıl tekn3ı bir bilgi ve ihtısas mevzuudur ki onun bütün sümulile öğretildiği yerler lsmet Paşa Enstitüsü ve emsali meslek mektepleridir. tdeal Türk kadını, muktesit ve modern teknikle mücehhez Türk kadını orada ye tişecek ve gittJkçe çoğalarak Türk evinde yaşama şartlanm değiştirecek... Pavyonu gezmeğe devam edelim: tşte bir köşe: Giyinmenin intîhabı, giyinmeden maksat, kir ve leke temiz lemesi, eski elhiselerden istifade şekU hakkuıda fikir veriyor. Diğr bir köse: Kadın kendi evinde her seyi mevsiminde ucuz tedarik ederek baska mevsimlere nasıl sakhvabnir, bunlar RÖsterilmis. komünist propagandaasıdır. Türkiye'ye bir iki defa gelip gibnis, burada, Al manya'da tahsil etmiş, bir Türk gen cile de tanışarak onun'a birlikte Ana • dolu'y» geçmiş, barlarda dansözlük ve garsonluk eder görünerek propaganda yapmak istemiş ve nİhayet zabıtamız tarafuıdan vakalanarak mahkemeye verilmiştir. Ağırceza mahkemesi dün bu kaduıı da 4 seneye mahkum etmiştir. ŞOkran Kurtaran bir zafere asırlar acıkmıstr Vatanda gÖTÜİmemiş bir kahraman çıkmıştı. Gidip göreyim, dedim, yüzünü doya doya; Koştum, tam on yıl evvel, geldim Anadolu'ya. Bir gurbet hastasıydım, âciz, kimsesiz j düşkün; I İçin için ağladım yattığım handa bir gün() İstiklâl yollarmda, düşmanla vuruşarak Ölmek için lâzımdı, yemek, içmek yaşamak. tnsanlar diyordu: Git! Mezarlar diyordu: gell... Baktrm, bana uzandı cihanı kavrıyan el. Artık ben de cidalin, canlı bir askeriydim; Onun gittiği yolda, onun emirberiydim. Ey büyük kurtancı! yalnız sendin o zaman Bütün «aavaşanlan ayak üatünde tutan En acı »efaletler kemirirken bu yurdu, HCT düşen, yaralanan sana <yetiş!> diyoTdu. Sen ümit ve teselli dağıtan bir kudret tin; Güçlüyü savaştırdm, düşene imdat ettin; Her ne tarafa donsem sana yaklaşıyorum! Bilsen ruhumda nasıl bir minnet taşıjrorum. Sevgili vatanıma benzedin nazanmda: Şükranlarım kaynıyor hayat damaılanmda. Beni de onun gibi esirgedin, yaşattın; Kanştı hayatıma, büyük. tarihî adm. Oğluma isim verdim. <Gari Kuloğlu» dîye; GStürsün evlâtlanm bu sıytı ileriye. Gazi Kuloğullan ebedî bir nam olsun! Seni unutanlara bu vatan haram olsun! 15 mart 930 : Ankara Dumlupınar sckağı (1) İlk mücadele senelerinde Ankara'da Taşhan'dan başka bannacak yer yoktu. O muhitte senelerden, astrlardanberi bu zavallı milletin talihini elinde ttttmuş ve onun mukadderatile oynamış ve sonunda kendisini terkedivermis bir takım bedbahtlann bulunman da elemli bir şeydir. Eğer dostumuz Klod Farer seyahatlerine tstanbuVda hitam verselerdi, bu teyahati natamam kalmtş addetmek zaruri olurda. Türkiye'nm bugünkü hakiki manzarasını görmek için böyle esaret altında bulunan değil, hürriyetini muhafaza etmekle bahtiyar olan bir mahite gelmek lâzım g»Hvordu. r Efendıler; Türkiye halkı asırlardanberi bür ve müstakil yaşamış ve istiklâli bir Iâzimei hayatiye telâkki etmiş bir kavmin kahraman ev lâtlandır. Bu millet istiklâlsiz yaşamamıştır, yaşıyamaz ve yaşamıya caktır. Fakat bu milletin talihini e l" Ierine alan bir takım insanlar keyfî ve müstebidane sui idarftlerile, onun hayatmi imhaya kastetmis düşmanlann icradan hâli kalmadığı nüfuz ve tesirat ile adeta onu şaşırtmış lardı. Milletimiz istiklâline vurulan darbeler ve mevcudiyetinde açılan rahneler karşısında göz yaslan döküyordu. Dostu ile düşmanmı tefrik edemtyecek bir hale getirilmişti. Bu manzara karşısmda elim düşünce lere raüstağrak kalmıştı. tşte milletimizm bu bali istiğrakını, son bir darbei imbâkâr vurmak fırsatım bekliyen düsmanlanmız vesile ittihaz etti ve aıu lâzımm hulul ettiğine zahip oldular. Karar verildi, hareket başladı, artık maskeler abldı. Türkiye parçalanacak, Türkiye balkı e»ir, sefil ve perişan edilecekti. Maksut bu îdi. Bu gayei zalimaneye vasıl olmak için hahr ve hayale gelmiyen her türlü tedbire înüracaat edildi ve babusus Garbin bazı hükumetleri, bazı ricali siyasiyesi bunun böyle olmasmda urar ediyordu ve el'an ediyor. Bu tarzı hareketlerini, bu ısrarlannı cihan nazannda mazur göstermek ve batta kendi mületle rînin gözünden gizlemek için tevessül etmedikleri tedbir kalmadı. Her tirrlü müfteriyatı icattan daha ko lay bir şey olamazdi. Çünkü Türk'ler vahşidir, zalimdir, icabatı me deniyeyi azh ve kabule gayri müsteittir, tarzında esasen vahşileruı, esasen zalim ve müstevlilerin haksız icat ettikleri bir formülü terennüm ederek efkârı umumiyeyi iğfale kalkıştılar ve bu teşebbüslerinde muvaffak olacaklarmı zannettiler. Başka tedbire tevessüle lüzum görmüyorlardı; çünkü Türkiye'nin kabiliyeti hayatiyedem tamamile mahrum olduğunu farzediyorlardı. Bu zanlarında tamamea aldanmış Efendile; aziz ve muhterem dostumuz Mösyö Klod Farer'i memle ketimizin sulh ve sükuna mazhari • yetinde kabul etmekle çok müf tehir olacaktık. Eğer bugün buna muvaffak olmamış bultmuyorsak bu husnstaki kabahat bizde değildir. O takdhde ona memleketimizin her kösesmi göstermek, her kösesinde ketnalî tevekkül ve masumiyetle ve fakat kalbinde büyük bir hnanla, âli bir hissi gurur ve istiklâl ile tarlalarmi süren, koyunlanm güden vatandaşlan yakından tamtmak isterdim, o vakrt muhterem dostumuz tercih eyliyen ve bunu her gün Türkiye'yi ve Türkiye halkım daha filen isbat edegelen bir mUleti çok sevecek idi; ve böyle bir mil behemehal imha arzuyu zalima İetin istiklâline taarruz edenlerm ne kadar bihis ve ne kadar bimsaf nesine düşmek kadar .dünyada olduğunu daha dertn bir surette takvahşet tasavvur clunur mu? dir edecekti. Düsmanlarımız matsatlanna beEfendiler; samîmî dostlar sevdikhemehal vâsıl olmak için her jrün leri tarafından bir işkenceye mah yeni vesileler icat etmektedirler. kumdurlar. Bu işkence sevdiklermm Çünkü bunlar behemehal Türkiye'dertlerini dinlemektir. Kıymetli dosyi baştan nihayete kadar harebazatumuz bu dakikada o vaziyette bura çevirmek, burada yaşıyan masum lunuyor. Pek çok arzu ederim ki bu halkı kadın ve çocuklanna kadar acı hakikatlerm müfessiri oimaktan en vahşi işkencelerle, en gayriinsaise dostumuza şetaretbahş sözler nî tecavüzlerle katlettirmek istiyorsöyliyeyim. Fakat bizi mazur gör lar. Bunun için bir taraftan mukadsünier, biz hayat ve istiklâli icin müdes topraklanmıza saldırdıklan kuvcadele eden ve bu kanlı mücadele vetlerm idamei vnhsetini temine çamanzarası karsısmda bütün cihanı lışıyorlar, bir Uraftan da Türk'ün medeniyetin bihis kaldığını görmekasalet ve masumiyetini idrak âsannı le dilhun olan insanlanz. göstermeğe başlıyan milletlerin efkârını teşviş edecek bin türlü iftira ve eracif icat ediyorlar. Bu pek mahirane bir taktik (tactique) İzmlr Llsesinden Yeüşenler Cemlyetlntir. Bunu askerler çok kullandıklan den: için bilnrhn. Fakat bunu askerler Cemiyetimlzln senelik kongresi 23/12/ muharebe meydanmda düşmana kar932 ctuna günü saat 14 te merkez Halkeşı ku'lanırlar. Düsmana karsı diyovlnde toplanacagmdan bütün İzmlr'll arrutn. Halbuki garbin bazı ricali sikadaşların teşrifleri rlca olunur. yasiyesi, bazı hükumetleri bunu kendilerine dost zannedenlerî, kendilerini insaniyetperver, adaletper ver zannedenleri, kendilerini amili sulh ve sükun telâkki eyliyenleri iş( Blrind sahifeden mabait ) gal ve ifrf al etmek için kullanıyorlar. gayrhnevkuf olarak yapılan Recai, HikEfendiler; düşmanlarnmz Türkiyemet, M a l l oğlu Kemal, Mehmet oğlu nin hıristiyanlara zulmettiğini, ya^ Remzi, Şükrü oğlu tbrahim Efendiler lancı bir Yavel'în iftiranamesini Heri ve Hayri zevcesi Emine Hanımdı. sürerek cihanı medeniyetin efkârmı Mahkum olanların isimleri duçarı tesevvüş etmek istiyorlar. Muhakeme neticesinde bu maznunTürkiye'nin davasındaki kudsiyeti, lardan 17 sinin komünistlik tahrikâh Türkiye'nin hakkını teslitne müte yapbklan sabit ohnus ve maznunlar mayfl olanların noktai nazannı başmuhtelif cezalara mahkum edümislerdir. ka cihete tevcihe çalısıyorlar. Bütün Bunlardan Mehmet Rusen oğlu Meh • bu müddeiyat bir sürü kizip ve ifmet Emin Efendi 7 seneye, Mes]ut oğlu tiradan ibarettir. Başka türlü de oTalât ve Cemal Efendiler 4 der sene 8 er lamaz. Yeni Türkiye devletinin idaaya, Zeynelâbidin oğlu trfan, Danyal oğre mes'ulivetini deruhte etmis olan lu Ramiz, Ahmet oğlu Tete Hüseym, Türkiye Büyük Millet Meclisi bütün Salim Toraman Osman, Molla Y?kup icraatmdan tarihe ve mdeenivete oğlu Osman 3 er sene 4 er aya, Hü karşı hesap vermekte bir an teredseyin oğlu Salih, Mahmut oğlu Mehmet düt etmez. Çünkü bu hesapta alnı Nuri, Fehmi oğlu Nihat, Hüseyin Efendi ak olarak tamamen muzaffer çıka oğlu Selim Sım, Hayri oğlu Rıza, Mehcağında «iiphesi yoktur. Fakat ge met oğlu Ahmet, Mustafa oğlu Niza çen sene înebolu'yu, beş on gün evmettin Efendiler, Faik usta ve Madam vel de Samsun'u bombardıman edeVilda 4 er seneye mahkum olmuşlar, rek ayakJatrnak üzere düşmanla mütebaki 18 kişi de suçlan sabit ol rm teşkil, teçhiz ve tesvik ettikleri madığmdan beraet etmislerdir. anasnı murırranm mülâhazatı as keriyeye tâbî tutulmasında bir kaAdliyede evvelden alınan tedbirler bahat varsa o kabahatin faillerini Komünistlerin, haklanndaki karann Türkiye'de. Ankara'da değil Atma'tefhimi üzerine taskınhk yapacaklan evda ve belki daha büyük bir payi velden hissedildiğinden gerek Ağırceza tahtta aramak lâzımdır. saionunda, srerek koridorlarda ve adliye ile tevkifhane arasmdaki yolda ev Surasını kat'î olarak beyan ede veMen tedbirler alınmıstı. rim ki Türkiye Büyük Millet Mec Muhakemeleri hafı olarak yapıldığı Ui hükumeti milletten aldığı en meşhalde karar alenî olarak tefhim edihnif ru salâhiyetlerle devletin mevcudiAğirceza salonunun kapılan acdmış yet ve istiklâlini muhafaza ve temin hr. için, her müstakil millet ve devlet Hâdiseyi nasıl çıkardılar? için tneşru olan haklannı, salâhi Karann tefhiminden sonra salonda yetlerini Viperva istimal eder ve e Ankara ikttsat iergisin'dfe Ipeiâş Burada basât ev konserveciUği görülü • yor. Bu konservednk b'cari değildir. ET için düşünülmüş ve en sade, en kolay metotlara müstenhtir. Bir başka ko>ede ev kadınmm evinde yapabileceğî makamalann, şehriyelerin, eristelerm envaı teşhir edilmiş. Şu duvardaki levbalan beraber okuyalım: Sebse »oy makta kolaylık, yerieri sflmekte ko laylık, çamaşu yıkamakta kolaybk. V« bütün bunlar resimlerle izah edihTHŞ. önünden geçenler bile bu enstantan* görüşten istifade edebiliyorlar. Şuray» bakm: Bir şeker sandığmdan, bir gaz sandığından kadm elüe ne zarif ve ne ucuz eşya yapılabüiyor. Şeker sandığı boyah, cilâlı bir dolap olmuş. Gaz san dığı da mükemmel bir lâvabo... Serginin büfesinde ucuz ve mfinhasıran yerli maddelerden yapılmış pastalar satılıyor. Büfede bu neKs pastalar» den birini yerken mektep idaresinin yerfi üzümlerden, incirden, fınddrtan, bademden ve sair maddelerimizden yapılabilecek pa«taların envaını bir ki • tap halinde neşrederek yabancJ memleketlerm kendi maddelerine göre yapılmış reçetelerinden bizi kurtarmağ» karar verdiğini memnuniyetle öğreniyoruz. Hulâsa kadın iktisat sergisi israf et miyen, yerH malı kullanan, yerli eşya ile evini ve hayatmı süslemesin» bılea Hrtısadî kadınm bir millet iktısadındaki mühim rolu neler olabfleceğini göstererek lsmet Paşanın son nutkundaki fikn maddeleştirmiştir. tdeal Türk kadını, Türk millî İktısadının beklediği, Tfirk Cumhuriyetini idare edenlerin görmek istedikleri kaduı, işte düşünüsünü, emegini ve yüksek bOgisini sergide gördüğümüz kadındv, bir keKroe ile serginİB kadmıdır! , Kadm iktisat sergisi Maarif Vekâle • b'mizin kadınbğımızı yetiştirmek yolundaki gayretlerinin ne büyük muvaffa « kiyetlerle tetevvüç ettiğini isbat etti. Bn muvaffakiyetin rakanVa ifadesi şu istatistikte ne güzel görülüyor: tsmet Paşa Enstküsüne devam eden talebe adedi: İlk sene 28, 3rinci sene 53, üçüncü sene 80, dördüncü sene 699 bu sene 847. Son iki senedenberi mektebin Türk mütehassıslar elıle idare edıldiğini bfl mek bu istatistiğin manasını bir kat daha arttmr. Bize bu kadar iyi ve mükemmel bîr kadınhk nesli yetistirenlere teşekkür etmek millî bir vazifedir, kanaatindeyir. AÜ SÜREYYA izmir Usesi mezunlarma Mahkum komünistlerin taşkınlığı bir gfirültüdur baslamıs (kahrolsun) ve (yafasm» sesleri birbirine karısnushr. Koridorlarda... Muhakeme salonunda başlıyan bu münasebetsizlSc üzerine, müddeiumu milik derhal zabıt tutturmustur, fakat komünistler koridorlarda nümayişlere devam etmişler, ortalığı gürültüye boğmağa başlamışlardır. Fakat bir sey yapmağa muvaffak olamıyacaklarmı, hele etrafta bulunan halkm kendilerine aldıns etmediğini görünce yatısmışlardnr. Hâdiseye derhal müddeiumumilik vanyet etmiş, zabıta tarafuıdan aynca tahkikata da başlanmış, zabıtlar tutulmus, tefevvühatta bulunanlar hakkmda ka • nunî takibata başlanmıstır. Müddeiu • mumjlik aynca tevkifanede de tedabir ahnış ve mevkuflan tecrit etmiştir. Hak' lannda zabıt tutulanlar 1012 kisidir. Müddeiumuminin izahatı Müddeiumumî Kenan Bey hâdise mü nasebetüe,, dün akşam bir muharriri mize su izahatı vermiştir: « Bunlann taşkmlık yapacaklan evvelden teemmül edildiği için, mâni olacak şekilde tertıbat alınmıstı. Hâdi se çıkaranlar hakkuıda kanunî takibata başlanmıstır. Hapisanenm dahflî nizamnamesi mucibince haklannda venlecek karar da aynca tatbik edilecek tir.» Umuma mahsus meccanî lisan kursları C H. F Kadıköy kazaraerkezindeumu«| ma mahsus meccani lisan kurslan açü{ mıstır. Kurslar 1 îklncikânun 1983 ten tibaren başlıyacaktır. Kayıt İçin koy'unde Kumluktakt Pırka binasınd»1 pazart«si ve salı gunleri saat 17 ü» kadar muracaat edllmeaL 4 seneye mahkum olan Madam Vilda kimdİr? Vilda ismindeki kadın, beynelmilel zabıta tarahndan tanmnuş meshur bir