11 Ekim 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

11 Ekim 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kendisine veliaht arıyan rejisör King Widor bir erkek çocuk dünyaya getiremediği için karısı Eleanor Bordman'dan ayrıldı Atina Olempiyatları... Semih'le Haydar 3 üncii ve ikinci oldular Kenarları cımbızla yolurmuş, ınceltilmiş kalınca bir yorgan tiresi gibi kalmış kaşları çatılıyordu! rtrtmalart* jüminln almanca ıe iransızca versiyon lan mümessilleri bir arada: Emil Yanings ve Charles Boyer Erkek çocuk doğurmadığt için kocası King Wida „,. ..cndisTn den ayrılmağa kalktığı sinema Yudtzt Eleanor Bordman Hollyvood 28 eylul (Hu. Mu.) Işte size gürültülü bir ayrılma vak'ası daha.. Vakıa bunlarınki diğerlerine nazaran daha ciddî bir sebebe istinat ediyor. Meselâ geçenlerde gönderdiğim bir mektubuma mevzu teşkil eden Rolph Forbes'le Ruth Chatterton'unki gıibi sırf bir pijama mes'elesinden, zuhur etmemiştir. Çocuklan, hususile erkek çocuklan olmaması bu talâkı meydana getirmiştir. Evet altı seneHk karı koca, Hollyvoodt* 1îeı*e*e ideal bir çift gibi nümune olan sinema artisti Eleanor Bordmaıi' He^'Tnaruf rejisör King Widor işte bu yüzden ayrılmağa kalktılar. Çoğunuz bilirsiniz ki rejisör King VVidor evvelce meşhur «Kadın» kordelâsınm mümessilesi Florence Widor ile evli idi. Karısının hoppaca ve hafifmeşrebane hareketlerin'den muğber olarak, o zaman henüz saf ve masum Eleanor Bordman'ı aevdi ve 1926 da onunla izdivaç ettî. Altı senedir zahiren mes'udaae bir hayat yasıyorlardı. Fakat meğerse gayet derin bir endişe bu ailenin temelini için için kemiriyormus. Nihayet bu ıztırap geçen hafta açığa vuruldu ve bir çok sırlar meydana çıktı. Hem de ne garip tesa • düftiir kî King Widor'un bıraktığı karjsı Florence Widor ayni hafta içinde yeni kocasından bir erkek çocuk dünyaya getirdi. Şimdi anlaşılıyor ki King Widor da, Eleanor Bordman da senelerden beri üoktorlara taşımyorlar ve neden çocuklarının olmadığmın sebebinî anlamağa çalışıyorlarmış. Mütehassulann kimisi kabahati erkek. te, kimisi de kadında bulmuş. tlâç, tedbir kâ etmemiş. Ayrılma karanna bakilırsa her ikisi de doktorlardan hangi tarafın haklı olduğunu katiyetle meydana çıkarmağa karar vermişler gibi görünüyor. Bu bir talâktan doğacak iki izdivacın haber ve tafsilâtını da size yakında veririm zannediyorum. Yalnız Florence VVidor'un tam bu sırada bir erkek çocuk dünyaya geiirmesi King Widor'u müşkül vaziyete düsürdü. Vaktile ondan da çocuğu olmadığına göre kabahat onun sırtına yüklenecek gibi.. Bu münasebetle gerek King WiÜor'un, gerekse Eleanor Bordman'ın hususî ve san'at hayatlarmdan bahsedelim. «Büyük resmigeçit» in mübdîi, «Hallaluya» nın rejisörü 1894 senesinde Teksas'ta doğduğuna nazaran bugün 38 yaşmdadır. Babası manifatura tüccarlanndandı. Evvelâ San Antonio'da Askerî akademide, sonra da Maryland enstitüsünde tahsil gördü. Mektebi bitirdikten sonra nraharrirliğe başladı. Kısa hikâyeler yazdı ve bir müddet te fennî bahislerle uğraştı. Az zaman zarf ında Amerika'nm en meşhur hikâ» yecileri sırasına geçti ve bu sırada 'da sinemacılığa intisap etti. Mevzuu kendî buluyor, senaryoyu kendi yazıyor, rejiyi kendi idare ediyor ve basrolü de gene kendisi oynuyordu. Biraz para topladıktan sonra kalkıp Newyork'a gitti ve orada mensup Oİduğu bu muhtelif san'at şubeleri hakkında tetkikatta bulunarak malumatını genisletmeğe çalıştı. Bu sefer yalnız sinaryo ve reji işlerole mesgul olmak üzere Hollyvood'a döndü. Çünkü âmiyane tabirle bir çok karpuzun bir koltuğa sığmıyacağını anlamıştı. General Film Company ona hususî bir stüdyonun idaresini tevdi etti ve King Widor orada elektrikçi çıraklığından başlıyarak operatörlüğe ve saireye dair staj görrfü. Ondan sonra mükemmel bir rejisör olarak meydana çıktı. King Widor orta boylu siyah saçlı, kestane rengi gözlü bir adajmdır. Sporlardan en ziyade tenisi sever. Sinemadan çekildikten sonra gayesi hayatnu tiyatroya hasretmekti. Eleanor Bordman 1898 senesi ağustosunda Filadelf iya'da doğmustur. Filadelfiya kız lisesmde tahsil gördükten sonra reklâm resimlerine modellik etmekle i?e başladı. Bu meslek kendismi tiyatro artistliğine mel resim yapar. Saçları açık san ve gozleri yesildir. Haftanın filimleri iiıtiras fırtınaları Elhamra ve Melek'te «Ihtiras Fırtınaları» Emil Yanings ve Charles Boyer tarafından çevrilmiş bir karakter f ilmidir. AJman'ca kopyasmda Yanings'le beraber An. na Sten oynamıştır. Bu Elhamra'da gösterilecektir. Fransızca kopyasında Charles Boyer'ye son defa bir ötomabtj kazasında yaralanan Fransız artisti Florelle refakat etmistir. Malum ya hikâyeler, romanlar ve piyesler ekseriya mevzularını ya pek yüksek, yahut ta pek düskün insanlann hayatından alırlar. Orta tabaka san'atkârların ve muharrirlerin fazia nazari dikkatinı celbet. mez. tste «Ihtiras fırtınaları» nın tasvir ettiği macerada da gene düşkün adamların içtimaî sefaletlerinden bir çok safhalar gösteriliyor. Senaryo Alman muharriri Hans Muller tarafından yazılmıstır ve gayet ba»ittir: Bumke henüz hapisaneden çıkmıs bir hırsız çetesi reisidir. Serbesiisini elde eder etmez faaliyete başlamakta gecrkmiyor. Adamlannı bir bankayı soymağa gönderiyor. Bankada yangın çıkı • yor, Bumke tam zamanında yetişip binbir ölüm tehlikesîni göze alarak adamlarımn hayatını kurtarıyor. Görülüyor ki Bumke pek öyle herkesin zannettiği kadar fena adam değildir. Onu bu derekeye düame . ğe sürükliyen belki de determinist bir kuvvet ve muhhidir. Nitekim son serbestisinden istifade ederek namuslu bir adam olmak ihtimalleri mevcutken sevdiği kadınm arzularını yerine getiremiyerek onu elinden kaçırmak korkusu Bumke'yi tekrar bir çok denaetlere sevkedi yor. Anja için her «eyi göze alıyor ve ona hediye etmek üzere çaldığı kıymettar bir kürk yüzünden tekrar hapisaneye tıkılıyor. Emil Yanings bu kordelâda, şimdiye kadar yarattığı rollerden büsbütün başka bir şahsiyet ibda eyliyor. San'atkârlık kuvvetinden ziyade tabiîlikte meharetinden isHfarfe ediyor. Charles Beyer de fransızca versiyonda kendi ithafı veçhile üstat addettiği Yanings'in isrine iktifa etmistir. Anna Sten ile Florelle bir âşıka merbutiyet hissedemiyecek kadar erkeklere fazla düşkün âmiyane tabirile fındıkçı kadın rolünü iyi yaşatıyorlar. Senaryo mantıkî tertip edildiği gibi reji de giizel idare olunmuştur. King Widor'un kübik bir karikatürü sevketti. Hatta Laurette Taylor'Ia birlikte son derece muvaffak olmus musikili komediler temsil ettiler. Fakat Eleanor'un birdenbire sesini kaybetmesi onun sahneden çekilip hayatını sessiz sinemaya hasretmesine sebebiyet verdi. Bir müddet f igüran olarak yüksek sınıftan şık kadmlar şahsiyetini temsil etti. Bilâhare de mühim rollere çıkmağa basladı. Sesli filim icat edilince kıraat ve inşat dersleri aldı.Bu suretle hitabet kabiliyetini fazlalaçtmh. Yhon Gilbert'le beraber oynadığı Tolstoi'nin maruf eseri «Canlı Ceset» teki muvaffakiyetinî bu suretle temsil etti. 1926 da King NVİdor'Ia evlendiği zaman muvakkaten artistlikten çekilmiş ve kendini evi ile bahçesine hasretmişti. Fakat yukarıda zikrettiğim veçhile seslî ve sözlü filmin keşfi onu tekrar san'atkârlık hayatına girmeğe teşvik etti. Maamafih sade aile kadınlığına hasri vücut eylediği zaman da yenî yeni bir çok şeyler öğrenmekten hali kalmamış, tezyin san'atı, eski yazılan okumak ve tanımak ilmi ile mesgul olmustu. Sesli sessiz meşhur filimlerinden bazıları şunlardır: «İzdivaç budur! > «Dilsiz mahkum» «tpek elbtseli günahkârlar» «Bir kızın hayat yolus> «Daîrei fâside» «Canlı ceset» ve saire. Eleanor sporlar içinde en ziyade tenisi, golfü ve yüzmeği sevmektedir. Giizel piyano çalar ve mükem İstanbul'da Balkan mü sabakalan yapılacak İkinci teşrinin 3 ve 5 inci günleri İstanbul'da bir Balkan GrekoRomen güreş birincilikleri müsabakası ya pılacaktır. Müsabakalara güreşçile rimiz, Romen, Yugoslâvya, Bulgar, Yunan güreşçüeri iştirak edecekler dir. Müsabakalar umumiyet itiba rile çok ehemmiyetlidir. Güreşlere dair bugünlerde tafsilât vereceğiz. Bitişik arsada top oynuyor. kadar kalmıs kaşiarı çatılıyor; göz Genç kız bir koşu yukarıya çıktı. Ieri üzüntü ile gölgeleniyordu. Annesinin yatak odasına girdi. Ça Annesinin: maşır dolabının kapısmı açtı. Elini Dünya hali bu!.. ölüm var, bohçalarm altına uzattı. Olduğum hastalık var!.. yerden beni çekti, aldı. Diye ayiardanberi harcamağa kıAnnesi, babası aylardanberi beni yamadığı paradan artan bu son İL katlamağa bile kıyamamıştı. O, bükrayı da kim bilir nasıl bir göz karartü, büktü; bir daha büktü; bir daha tısı ile çaldıktan sonra, bir genç kız büktü... Göğsünün en gizli köşesine için bu kadarcık üzüntü, bu kadar soktu, sakladı. Sonra odadan fırladı. cık azap artık çok görülemezdi. Mut Basından kasketini sıyırdı; sofanın laka yaptığına pişman olmustu da bir kösesinde duran sedirin üstüne ondan kıvranıyordu. Şimdi tekrar an* attı. Arkasından mantosunu çıkar nesinin odasına girecek, beni gene dı. Onu da merdivenin tırabazan eski yerime götürecek, bohçalann larına asmak istiyormuş gibi fırlattı. altına yerleştirecekti. Mantonun parmaklıklardan asağ; Olduğum yerden genç kızın sn kaydığına, merdivenlere doğru sar gizli çarpıntılarını duymak kabildi. kıp kaldığma dikkat bile etmedi; Dinlemeğe başladım: Atletlerimizden Atletlerimizdei kendi odasına girdi. Gramofonun iğnesi bitmif, ona Haydar Semih iğne.. Manikkür kutusunda tırnak Göğsünün o en gizli köşesinden Atina 10 (A.A.) Üçüncü Bal. cilâsı kalmamış, bir sise ondan. . beni çıkardı. Şöyle bir baktı. Sonra Greta Garbo'nun, Billi Dov'un yeni mektep çantasının bir gözündeki efkan Olempryat oyuniarı, bugün Ati. kartpostalları gelmiş. Geçenlerde de lâtun renkli mektup zarfılarınının na stadyomunda başlamıstır. böyle Villi Friç'in, Ramon Novaro'artist resimlerinin arasına sakladı. Bu olimpryatlara 5 millet iştirak nun yeni resimleri geldiği zaman biPencereye doğru gitti. Camı açtı. etmistir: rer taoe aJmıya kaima<dan hep«i Komsuların penceresine göz gezdir Bulgaristan, Romanya, Türkiye, satılıp bitmişti. O zaman ne kadar dikten sonra yatağının başucunda Yugoslâvya ve Yunanistan. üzülmüs, ağlaraalı olmustu. Bu se duran gramofonu kurmağa bas Stadyom tribünlerinde 40,000 se. fer mutlaka buniardan birer tane alladı... malı .. Peki ama, şu bir tek lira hangı Bu gramofonun nasıl alındığmı yirci yer almıştı. Atletlerin geçtti, sa. geçenlerde söz arasında duymustum. birine yçtecek?.. Dahası var: Cuat 15,40 ta baçlamıştır. Her taraftan ma günü bes altı arkadas, hep be Büyük annesi bir gün komsuların şiddetK alkışlar kopmuştur. En baş. raber sinemaya gitmek için sözles dan birine anlatıyordu: ta Bulgar takımı geliyor ve onu Ro. mişlerdi. Lem'i Bey de onları bekli ...Hastalandr; ölüyor, sandık. manya, Türkiye, Yugoslâvya ve Yuyecekti. Bu Lem'i Beyi ah bir görse. Gece gündüz granıofon sayıkhyordu. nanistan takımlan takip ediyordu. niz... Hani benim çeyizimden kalma büŞakaklarından asağı sarkan üç Hepsi de millî bayraklarını tasıyor . yük bakır mangal vardı ya, iste onu, parmak sakalı, ensesine doğru uza sonra bir kaç parça daha ufak tefeği lardı. nan kıvırcık saçlarile trpkı tspanyol, sattık ta bu çatgıy: aldık. Şimdi, saAtletler, stadyomu doiastrkt&n İtalyan artistlerine benzer!.. Haydi, bah akşam, gıcırtısına başımız da sonra yüzleri hükumet erkânmm bu. hep bearber toplanıp derse çahfaca yanmıyor ama, o zaman hızır gibi lundnğu tarafa doğru olmak üzere ğız, diye bir bahane bulmak, böyle imdadımıza yetiştî. Daha o gün kı sahanın orta yerinde yer aldılar. likle evden kaçamak yapmak güç zın gözleri açılıverdi. Ertesi günü de Hükumet erkânınin etrafmda bir bir şey olmasın... Peki, ya o günkü yataktan kalktı, büsbütün iyileşti. masraflar?.. Arkadaşlarının hepsi Ne çare!.. Sağolsun da... çok ecnebi ve Yunan'lı zevat ve dudaklarını boyuyorlar... Hepsi saçAnnesi de: bîlhassa ecnebi memleketlet sefirleri larmı kıvırtıyorlar. Kendisi onlardan Zamane çocuklan ayol... Kim buiunuyordu. geri kalacak değildi ya... Ne olursa bilir hastalığı da yapmacık mıydı, Atletler, yemin ettfler. Reis M. olsun bir kutu (ruj) almagi ne za. neydi?... mandanberi istiyordu. Saçlannı da Rinopulos, hoş geldmiz, d'edikten Diye söyleniyordu. kıvırtacaktı. Sinemaya gitmek için Genç kız gramofonu kurup bir İssonra oyunlar başlamıştır. de para lâzımdı. Bu bir tek lira ile panyol tangosunu gıcırdatırken pek İlk günün neticeleri: bunların hangi birini yapsın?. düsünceli görünüyordu. Kenarları 100 metre. Dudaklarını büktü: cımbızla yolunraus, inceltilmiş, in ~ 1Trangouaıis (Yunanistan), 11 * (Mabadi var) celtilmiş te kalınca bir yorgan tiresi 1/10 saniye; 2 Manticas (Yunanistan), 3Semih (Türkiye) Umumî in. tiba, Semih'm daha iyi kosabileceği lairinci sahifeden mabait] merkezindedir. Semih, bütün kabi . yım. İlle o yahudiler... 10 kişi birlik olurlar, bh*isi avcuna üç kuruş paliyetini, 100 metre fmaline sakla > toplarken dubaları delerler. Yakar ra sıkıştınr. Üç kurustur ama hep on Iar, mâni oluruz. Dubalara motör, maktadır. Müddeti: 11 5/10 «ani . luk... <A1 ifte on kuruş» der. Sen onkorkuluklara otomobil çarpar. Bun yedh*. ları sayıncıya kadar 10 yahudi köplara bakarız. Nihayet döşetneleri 800 metre. söküp götürmesinler diye göz kulak rünün yansını boy^arlar. Var işin 1 Passi (Yunanistan), 2 daki. yoksa arkalanndan koş... İki kişi oluruz. ka, 2 3/5 saniye; gelirler «işte iki kuruş» derler. «İki» Dubalar üstünde yatanlar mı?.. 2 Stavrinos (Yunanistan), diye bağırırsın. İki buyandan, iki oHayır onlar burada bulunmaz. Bu 3 Tucan (Yugoslâvya), 2 da. yandan geçer. Kelli felli bir efendi köprüye rağbet etmezler. Sapa mı kika, 4 saniye. yanına yaklaşır «bozukluğum yok. geliyor, ne? Gülle atma. Yirmi param var. Ne olur b'ırak ta Biz 105 köprü tahsildarı idik. 18 1 Kleut (Yugoslâvya), 13 metgeçeyim» der. Bırakmazsan olmaz. tanemize ikramiye verdiler. Çıkar re 37,5. dılar. Bir kısmımızı seyrüsefere, mu Bıraksan tehlike büyük... Şaşırırsın. 2 Boutsouk (Romanya), 13 Ne tehlikesî mi? Bir defa bir dilenciyi hasebeye falân dağıttılar. Geri ka metre 19. yirmi para ile geçirdiniz diye 9 kişiyi lanlarımızı da muhafız yaptılar. İk3 Spahic (Yugoslâvya), 13 metbirden çıkardılar. Meğer dilenciyi ramiye alanlar ihtiyıarlardı. Hepsi re 10. bir müf ettiş göndermiş. sakattı. Köprü tahsildarlığı yapmak, 10.000 metre koşu. altı saat kutu boyunda, ayaküstü Sonra ya gazeteler... Her bahane 1 Manos (Yunanistan), 34 da. durmak kolay mı efendi? Kimisi ka~ ile bize çatarlar. Karikatür yapar kika, 25 2/5 saniye; sığından, kimisi bacağıadan sakat çatarlar, yazı yazar çatarlar, resim 2 Renadt (Romanya), 34 daki. landı. Ben bile o yüzden yarı alil koyar çatarlar. Zaten bizim başımı ka 28 saniye; kaldım. Tahriri nüfus yapılacağı güzaV bu işleri hep gazeteciler açmadı 3 Koren (Yugoslâvya), 34 da. nün gecesi bir arabadan köprü mü Iar mı? Az kalsm ekmeksiz kalıyorkika, 42 saniye. ruriyesi alırken otomobil çiğnedi. duk. Bereket köprü muhafizlığına... Bayrak yaarşı, 4X400 metre. • Sarhoş şoförün biri üstümden geç Son günlerde köprü sökülecek de1 Yunan takımı, 3 dakika, 35 ti, gitti, diniz, ödümüz koptu. Ama ben tnan3/5 saniye; Köprü tahsildarlığı mı, muha madıtn ya, arkadaşlar inandılar. Bu2 Romanya takımı; fızlığı mı iyi? Vallahi her ikisinin de radan günde 10,000 araba ile oto 3 Yugoslâvya takımı. îyi ve fena tarafları var. Kolaylı mobil geçiyor, efendi, nasıl kalkar Yüksek atlama: ğına muhaf ızlık daha kolay ama pamış! îşte bak görüyorsun ya, gene 1 Papanicolau (Yunamistan), rası az. Eskiden 45 lira alırken şimtamire başladılar. 1 metre 80; di 25 kâğıt veriyorlar. Ihtiyar sustu.. Köprüden gelen ce2 Haydar (Türkiye), 1 metre Sonra kış geceleri o karda fırtına kiç seslerini ta gözlerme kadar yayı75; da nöbet beklemek zor şey... lan menunm bir tebessümle uzun u3 Mantelos (Yunanistan). zun dinledikten sonra ilâve etti. Köprü tahsildraliğının eğlenceli İlk günün neticesinde kazanılan Bizim velinimet bu köprü, aman tarafları çoktu. İnsanın canı sıkıl puvanlar: kalkmasm! mazdı. Fakat o daha güç işti efendi. Yunanista 38 puvan Az mı çektik? Hangi birisini anlataCEVAT FEHMt Romanya 20 » IIIIIIIIIIIIIMIIIIinilllllllllllllMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIMIIIIIIII mıııııımıııııııııııııııııııımıımı Yugoslâvya 18 » kulübünün sahasında Bulgar'ların bir heyet huzurunda kur'a ile fikirtür Türkiye 10 » tanzim olunacak ve ertesi hafta')in birînci takımı ile karşılaşmış ve bu Bulgaristan 3 » itibaren müsabakalara baslanacak takımı sıfıra karşı bir sayı ile yen tır. miştir. İştirak etmek îstiyenler cuma ve Ayni kulübün ( B ) takımı gene pazar günleri saat 14 ten 18 e kadar ayni tarihte Şişli sahasında Pangaltı mahfilin C. H. Fırkası Beyoğlu kaza Ermeni takımını bire karşı üç sayı merkezindeki idaresine müracaat ile yenmiştir. Ieri. Eski köprü gençleşiyor Güreşler "Ping pong,, müsabakası Kayıt devam ediyor Faküite ve yüksek mekteplerde talebe kayıt ve kabulüne devam e. dilmektedir. Hukuk fakültesine *imdiye kadar 200 kadar talebe kay . dohnuştur. Buralar arasında pek çok kız talebe vardır. KOçOkpazar takımının iki muvaffakiyeti Küçükpazar Gençler Birliği birînci takımı geçen cuma günü Bulgar Cumhuriyet Gençler Mahfili spor şubesinden: Mahfilin spor şubesi bu sene büyük bir (ing pong) müsa bakası tertip etmiş bulunuyor. Müsabakaya azalar ve hariçten istiyenler işirak edebilirler. İki kategori üzerine tertip edilen müsabakaların birincilerine mahfil tarafından va zolar verilecektir. Müsabıklann kaydısa teşrinievvel 30 uncu pazar günü akşamına kadar devam edilecek ve teşrinisaninin 4 üncü cuma güü Mersin'de grup mflsabakaları Mersin 10 (Hususî) Mersin grupu müsabakalan Antalya, Çu kurova, Diyarbekir, Konya, mıntakaları arasında yapılmaktadır. Kur'a neticesi Konya Çukurova ve Antalya Diyarbekir cuma günü kar şılaşacaklardrr. Çukurova Konya üç üçe berabere kalmıslardtr. Oyun on bsşer dakikahk iki haftaym da ha temdit edilmiştir. Pazar günü müsabaka yeniden yapılacaktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: