t reşirinevveî 1932 Kurultav perşembe günü AcabaYunus Emrenin mi m e S a i S İ n İ b İ t İ r e C ek k Bursa'da bulunan bir mezar ve kitabe [Bırınci sahifeden mabaıH £<ııznamenin 5 ve 6 ıncı maddeleri MEMLEKET MEKTUPLARl Sıvas sıhhî ve içtimaî cojjrafyası Sıhhat ve tçtimaî Muavenet Ve kâleti neşriyatından olan bu eser neşredilmiştir. Çok faydalıdır, tav • siye ederiz. Elektrik şirketinden: i tstanbul'un Kurtuluş Bayramî münasebetile Türk Anonim Elektrik Şirketi, yangın veya cereyan kesilmesi tehlikelerine meydan vermemek Üzere, bütün yeni tesisat ve tesisatın muayene ve kontrol edilmesi lüzumunu muhte rem abonelerine arzeyler. Şirket, her halde 24 saat evvel haberdar olmak şartile bu mua yeneyi parasız yapmağı deruhde eder. Halkın ve müesseseleriri menf aatine taalluk eden şu mes'elede bu fennî ve elzem ihtiyatın ihmal edilmemesi temenni olunur. yah muharriri sözlerine şöylece de vam etti: « Bazen yamaçlardan inen sır malı çepkenli kızı sevdim, bazen «İpekiş» in bir kelebek kanadı gibi mce ve zarif dört metrelik kumaşına bürünmüş, rüzgâr mı onu uçuruyor, o mu rüzgârı sürüklüyor, bellî oln.ı yan şehirli güzelleri sevdim...» Üstat bu giizel cümlelerden sonra, çıpiak türkçenin, öz türkçenin mü d'aasım yapacağını beyan etti. tn gilizce, fransızco, lâtince, almancayı imlâ ve gramer itibarüe tahlil etti. Yunus'un orada yattığım gösteriyor Bursa 20 (Hususî muhabirimiz . den) Şehrimizde Yunus Emre'ye ait bir mezar taşının bulunduğunu evvelce telgrafla bildirmiştim. Dün bu mezar taşının resmini almak için (Emir Sultan) a gittim. Emir Sul. tan; dördüncü padişah Yılcfırım Be. yazıt zamanındanberi Bursa'nın bir mezarhğıdır. Buraya Bursp.'nin (Karaca Ahmed) i dense yeri vardır. Yunus Emre'ye ait m<*zar ve mezar taşı, işte bu mezarlığın garbinde (Kara Abdurrazak) mahallesinin daracık bir aralığı içintfedir. Meza. rın üstünde türbemsi bir bina mev. cuttur. Binanın anahtarı Emir Sultan camii imamı İsmail Hakkı Efendide imiş. İmam efendiyi evinden bir çocukla çağırttım. (70) yaşında bir ak sakallı olan bu zat bastonuna dayana dayana yanıma geldi. Beraberce tür. beye girerken lsmail Hakkı Efendi bana Yunus Emre hakk;ndaki riva. yetleri anlatıyordu. Rivayetin biri şu imiş: Mısrî şeyh'erinden Niyazi Efendi cuma namazı kılmak için 1143 tarihinde Emir Sultana giderken yanındaki müridine (Bura dan Yunus'un kokusu geliyor!) de. miş. Asalarile orasını eşmişler.. Mey. dana iki mezar çıkmış. Mezarın biri Yunus Emre'ye, diğeri de müridi Âşık Yunus'a aitmiş.. Hemen bu me. zarları ihya etmişler.. Diğer bir rivayete göre de Yunus rerıt Celâi Beyin krokileri Emre'nin bu mezarı bir nazargâhtan izah etti. Bunları istîhlâf eden edeibaretmiş . Mezarın üsündeki tür . biyatı cedidecilere geçti. Divan şe killermin bu suretle ortadan kalk beye gelince: Bu türbemsi binayı Sağdan sola doğru: Birinci sırada Abdülhâmid'in hemşiresi Cemile Sul. Abdülhak Hâmit, şair Mehmet Emin. tanın kerimesi yaptırmış. Cemile Sul. ikinci sırada Hüseyin Cahit, Abdullah tan romatizmasını tedavi için Bursa Battal, üçüi'cü sırada Hasan Fehmi. kaplıcalarında bulunurken guya rü Ubeyd'i"ah. dördiincii sırada Faik Ali vasına üç gece üsrüste Yunus Emre ve Besim Atalay Beyler. rraiş... Cemile Sultan bundan kork . .us. Ertesi gün Yunus'un mezarım tığını, nazimda soneler, türlü türlü sormuş, arayıp bulmuş.. Derhal mealafranga şekiller çoğaldığını, nesir zarın üzerine, türbeye benzer bir sahasmda da küçük hikâyeler ve robina yaptırmış.. Hikâye bu kadardı. manlar görüldüğünü söyledi. İçeri girerken ne görsek beğenir. Ali Canip Bey cruhu eş'arım» sersiniz? Türbenin etrafı tam bir mez. levhalı bir siiri misal olarak okudu, bele halinde... Tavuk tüyleri, tavuk saz şairi Aşık Hasan'm bir şiirlni de okuyarak ikisi arasında mukayeseler pislikleri ve daha çeşit çeşit müzah rafatla tfolrmış.. Ortada Yunus Em. yaptı. Edebiyatı cedide nesrinden de re'nin mezarı görünüyor. Sağında bir iki parça aldı; sonra bu parça Âşık Yuus'un, solunda da Kara Ab. ları asırlarca evvel yazılmış düzgün, tatlı ve açık türkçe nesir parçalarile durrazak nam zatın... Yunus Emre' nin mezarının tam karşısında (Ya mukayese etti: « Asırlarca evvel yazılan bu par hazreti Yunus Emre) yazılı bir lev. çalar Servetifünuncuların gafletinî vazih surette anlatıyor kanaatindeyim, dedi. Ne tanzimatçılar, ne Servetifünuncular esas itibarile bu uydurma lisanın mânasızlığından ya kalarını sıyıramadılar. Merhum Ahmet Rasim'm her kalem sahibinin millî bir zevke tâbi olmasmdan bab> setmesi üzerine Servetifünuncular kıyameti kopardılar: (Millî bir ku lâk, millî bir göz vardır demek ne kadar sahih ise millî bir zevk vardır demek te o kadar doğrudur!) diye tnillî zevkin varlığını inkâr etti ler ..» Şimdiye kadar yapılmış olan müzakere kâfi görüldü. Beşinci ve altıncı maddelere geçildi, Reşat Nuri Bey kürsüye geldi. özlü sözler (1926) dan (1931) e kadar altı sene her ramazan Agâh Izzet Beyin (Davu'c'ar. II hamlar) başlığı ile gazetemizde neşredı len fıkralan bir arada clarak: özlü sözler İsmile kitap halinde çıkmıştır Bu kitabı karilerimlze tavsiyeye lüzum gormuyo ruz. Çünkü bu fıkralan herkesin vaktile gazetemizde seve seve okuduğuna emin bulunuyoruz. Bu fıkralar intisar tarihlerine bakıl maksızm (Özlü Sözler) de mevzuları iti barile tasnif edilmiştir. Bu kıymetli kitabı herkesin alabilmesi için yalnız 25 kurus fiat konulmuştur. Kitapçılardan ve müvezzilerden arayınız. Bolşeviklik Yeni Rusya'ya daır dünyanın en maruf eaericiır. « Hayat kanunları ve fen gös teriyor ki her zihayat kendi bünyesine , hariçten girmek Utiyen ve gir«n her yabancı cismi çıkarıp atmak mecbu riyetindedir. Dil bahsinde tekmülcü değil, inkılâpçı olmalıdır. Arapça, farisçe cTilimizin hayat kabiliyetini taz. yik ediyor, onu dilimizin bünyesinden atmak lâzımdtr. Bunu atacak el, düşman dritnavtlarını Boğaz'ın mavi su. larmdan tutup ata n eldir, düşman sürülerini toprakiarımızdan sürüp çıkaran, milletin irfan ve temeddün ka. biliyetlerini takyit eden her şeyi kaldırıp atan, evlerin kafeslerini kaldıran, kadmların peçelerini atan eldir. O eldir ki yüz binlerce evlâdını kaybeden memelekete nüfusunun yarısını ihda etti. Dünyada naziri gö rülmemiş harf inkılâbını yaptı.» Halit Ziya Bey, alkışlar arasında ve bu "büyük inkılâpları yapan Gazi fTazretîerini selâmlıyarak kürsüden indi. Toplantıya 15 dakika fasıla ve rildi. kincî celseyi Maarif Vekili Reşit Galîp~Bey açtı ve sözü Ahmet Ce . | vat Beye 'verdi. \ Ahmet Cevat Bey, bir asır içinde tanzimat ve tneşrutîyet isminde in kılâbî iki devir geçirdiğimizi, her ikisinde de şuurlu ve yahut az çok şuurlu, hatta suursuz bir dil siyaseti takip edijerek bazı neticeler ahndığını, bu neticejerin bilinmesi, tetkik olunmatı ve yapılan hataların tesbiti Kurultay i^in çok lüzumlu bulunduğunu »öyTfyerek bu mühim hataları izaha glrî.ti: « Tanzimatçılara göre «lisani azbülbeyanı osmanî» iiç lisandan mü. teşekkildi. Onlar, Osmanlı tarihini İslâm tarihinin muhteşem bir rüknü sayarak öğünürlerdi. İslâmî bir mil. TTyetçîlîk te tanzimatın bütiin ilerle. me hareketlerini menetmiştir. İnkılâp ların bayrağında iki renk, iki boya, iki yüz olmaz. Mekteplerde arapça. nın tesbih tesbih emsileleri manası olmıyan bir dua olarak çektirirlerdi.» ! Ahmte Cevat Bey meşruiyet devrindeki hatalı dil hareketlerini de sa. yarak sözlerini bitirdi . Dil bahsinde tekâmiilcü değil, inkılâpçı olmalıdır Bolşeviklik Butun taıihi, siyaseti, içtimaiyatı aîpkadar tder. Emre'ye ait olduğu yazısından anlaşılcm mezar kitâbeH üe türbede bulunan bir levha Dr. Semiramis Ekrem H. Çocuk hastalıklan mUtehassısı Beyoğlu Mektep sokak Telefon B. O. 2496 Bolşeviklik Haydar Rifat Beyin kalemile tercü me olunmustur. 200 kurus. ha asılı... Bu levhanın resmini al . dıktan sonra dışarı çıktık. Yıkık dö. Nöracteni, kük bir duvarın ortasına tutturul . zaflyct re muş mermer bir kitabe gördük. Bu Chlorose kitabe 1143 tarihli idi. Kitabeyi ho. ca efendi ile birlikte okuduk. Hoca «jjirsizlık ıcin yefiâne deva kanl ihya eden Ç I D f i p H F S C H I F efendinin yazıyı heceliyerek çok ağir în munta'"" ' " 'afmdan tertio edilnustır. » J l I W r ULJVlııt okuduğunu görerek (Bunu ilk Teşrinievvel 1 1 5 ine kadar defa mı okuyorsunuz ?) diye sor dum. Meğer hoca efendi 70 senedir onu şimdiye kadar merak edip oku. mamış... O da bugün benimle bera. ber ilk defa okuyormuş!.. Kitabede Fransızca, ingilizce, almanca, itahanca, ispanyolca V S. şu yazı var: BiR MECCANî TECRÜBE DERSİ ALINIZ. KANSIZUK Yeni kurslar açılıyor 3 7 3 SIROP DESCHIENS. PARIS BERLiTZ MEKTEPLERiNDE Ahmet Cevat Beyin konferansı t Asü sude gevher hafc Yedekçizade Cudu keremile yekta zatı cihan pesendi Rağbet edip nevhabı ihyaya küdt himmet Üçler makamm ihya etti gören beğendi Evvelki Yunus Emre, Âsıfc yunus ikinci Üçüncü Abdürrezzak uşşakı serbülendi Hayratı paki olsun makbulü kurbü barî Ola fefaatüe banisi behremendi İlham olundu geldi bir zat dedi tarih Üç kabri küdı mamur liüâh Ali Efendi 1143 Kitabenin son cümlesi de epçet hesabile 1143 tarihini vermektedir. Yunus Emre'nin Anadolu'da daha bazı mezarları olduğu söyleniyor. Yunus'un bunlardan hangisinde yat. tığını kat'iyetle bilen yok.. Karagöz'e bir abide yapılmasınm mevzuu bah. solduğu şu günlerde büyük Türk şairinin de düşünülmesi lâzım gelmi. yor mu?.. MUSA « Dilimiz ıstılah ve kelime cihetinden çok noksandır, bu boşluklar kendiliğmden dolacaktır; fakat beklemeğe vaktimiz yoktur.» Dedi. Sözlerini alkışlar arasına bitiren Reşat Nuri Beyden sonra cel se tatil olundu. Ankara p Hacı Bayram caddesi a i a H B H ^ İ ^ ^ ^ H i Istanbul Istiklâl caddesi | Devlet Demirvolları İlânlan 29/9/932 tarihine musadif perşembe gününden itibaren 35 No. lı banliyö katarınm vakti hareket cetvelinde atideki şekilde tadilât icra edilecektir: Pendik H. 16,59; Yunus H. 17,02; Kartal H. 17,06; Maltepe 17,15; Küçükyalı Mürur; Bostancı H. 17,25; Süadiye 17,29; Erenköy H. 17,34; Göztepe H. 17,38; Feneryolu H. 17,41; Kızıltoprak H. 17,43' Haydarpaşa M. 17,50; H. 17,58; Köprü M. 18,15 tir. Keyfiyet muhterem halka ilân olunur^: = .' M';> Sılaya gidecek mektep talebesinin Devlet Demiryollarî üzerinde % 50 tenzilâtla seyahatine müteallik D. D./7 numarah yolcu tarifesinde her sene mayıs bidayetinden eylul gayesine kadar gösterilen tenzilât müddetinin teşrinievvel gayesine kadar yani bir ay daha tem dit edildiği ilân olunur. *** Inhisarlar Umum Müdürlüğünden: Faik Âli Beyin bir itirazt Bu sırada Faık Ali Bey söz alarak kürsiye geldi: « Ahmet Cevat Bey Servetifünun edebiyatının Abdülhâmid'in teşvi kile olduğunu söyledi, doğru değil dir» dedi. Ruşen Eşref Bey: Faik Âli Bey yanhş anlamıştır. Ahmet Cevat Bey, Servetifünun e debiyatından değil, Abdülhami'din teşvik ettiği kıymetsiz neşriyattan bahsetmiştir; dedi. Celse o n dakika tatil olundu. Ali Canip Bey meşrutiyetten sonraki cereyanları da tahlil ettikten sonra «istikbal Türk'ün ve türkçe nindir» sözü ile konferansrnı bitir di. Ali Canip Beyden sonra. Reis Kâzım Paşa, programin dördüncü maddesi üzerinde konuşulduğunu, şimÜçüncü celse, Kâzım Paşa Haz retlerinin riyasetind'e açıldı. Ali Ca. ' diye kadar söylenen sözlerin azayı nip Bey kürsüye gelerek konferansına tenvir etmiş olduğunu, bundan sonra basladı. , asıl Dil Cemiyetini nizamnamesi okunacağını ve progratn üzerinde Ali Canip Bey siyasî tanzimattan sonra Türkiye'deki yazı vaziyetini ı münakaşa edileceğini beyan etti. Ali Canip Beyin konferansı medenî bir türkçe olacaktır.» Reşat Nuri Bey garp'lilerde bulunan bir çok kelimelerin türkçe lu gate geçmiş bulunmadığını, bunun binlerce mefhumunun türkçede karşılıksız kalması demek olduğunu söylüyerek, bilhassa tercüme işlerinde çekilen müşkülâtı anlattı. Misal ler getirdi: 13259 numarau Kararname muclbince ya başabaş takas ve yaHut bedeli Türk parasile tediye esasına göre 12/10/932 çarşamba günü pazarlıkla aşağıda cinsi ve miktarları yazılı eşya satın alınacaktır. Nev'i Miktarı Reşat Nuri Beyin konferansı Kırmızı Tipo Mürekkebj 400 Kilo Reşat Nuri Bey konferansına şöy,v Yeşil » » 400 » le başladı: Kahve » » 300 » « Türk dil inin asrî ve medenî Kurultay mözakereleri fhtiyaçları nelerdir? Kurultay pro Kırmızı Lito, » 200 » perşembeye bitıyor gramının beşinci ve altıncı madde Kahve » » 140 » Kurultay bugün saat dörtte leri ortaya bu mühim mes'eleyi attı. Kırmızı otomatiK » 450 » toplanacak ve çalışmasını perşemb< Bugünkü yazı türkçemiz, düne nisYeşil » » 800 » akşamına kadar bitirmek üzere mü betle çok inkişaf etmişir; fakat buBeyaz » » 200 » günkü medeniyet âleminin ihtiyaçla zakerata devam edecektir. rına yetecek bir tarzda değildir. Ben 600 » Sıra malı san yıldız toz Bir düzeltme bu ihtiyaçlafa bir yazı işçisi olarak Taliplerin şartnameyi görmek için her gün ve pâzarhğa iştirak için Kurultayın pazar toplanışında o göz atacağım. Türkçemiz, diğer meae % 7 1/2 teminat akçelerini hamilen o gün saat 15 te Galata'da kunan ve Sosyalist Sovyet Cumhu denî lisanlardan her hangi biri kariyetleri ittîhadı merkezi icra komite Mubayaat komisyonuna müracaatleri. dar zengin olursa, tam tnânasile si ilim şubesi reisliğinden gelen tebrik telgrafma imzası dünkü gaze temizde yanlışlıkla Stalin olarak yazılmıştır. Halbuki telgraf mez kur şube reisi Spelkov Yoldaşm imzasını taşımaktadır. Stalin Yoldaş değildir. Yanlışlığı bu suretle düzeltiyo ruz. mek istemez misiniz? Bu imkân dediğiniz şeylerin Allah belâsını versin. Polis müfettişi sabırsızlanıyordu: Benim en büyük arzum şu boyunbağı iğnesinin sahibi olan herifle beş dakika kadar sohbet etmek, sonra raporumu yazmaktır. Ben bir ipucu yakalayınca onu bırakmam ve bunda da aldanmam. Orası muhakkak. Vans şayani hayret derecede sabırlı davranıyordu. Fakat bir delilin sıhhhatini kontrol etmek lâzım değil mi? dedi. Bu sırada salonun kapısı telâşla açıldı. Hat'ın muavini Smitkin zabıta doktoru Doremus'a yol gösteriyordu. Doktor merdivenden yuvar lanırcasma indi. Asabî, zayıf bir adamdı. Hepimize ayrı ayrı baktı. Bonjur efendiler! diye bağırdı. Sonra Vana'a hitap etti: A Mister Vans siz gene mi buradasınız? Nerede bir cinayet olursa hemen yetişiyorsunuz. Müzeyi gözden geçirdi, saatine baktı ve telâşlı telâşlı mırıldandı: Vay canına yemek vakti gel . Darülfünun Emanetinden: Teşrinievvelin 6 ıncı perşembe günü (KURTULUŞ) bayramî sebetile Taksim'de yapılacak geçit resmine iştirak etmek üzere DA RÜLFÜNUN talebesinin o gün saat dokuzda Darülfünun meydanuv da hazır bulunmaları ehemmiyetle ilân olunur. öyle olsaydı bu kadar kan akmazdı. Bu hükmünüz kat'î mi? Şimdilik öyle! Doktor hırçınlaşıyordut Maamafih hakikati ancaK retnı meyitten sonra anhyabilirsinizl dedi. Müddeiumumî de söze karıştı: Fethi meyit raporunu »ür'atle alabüir miyiz? Ceset morga nakledilir eidiltnez. Hat: . Siz yemek yiyinciye kadar ce ' set morgta olacaktır, doktor! dedi. Buraya gelirken cenaze otomobilinin gönderilmesini istemiştim. O halde kaçayım. Doremus, Markam ile Hat'ın ellerini sıktı. Vans'a uzaktan selâm verdi ve çıktı gitti. Bu sırada Hat pek meşgul gözü Göremiyorum. Zannedersem küyordu. Yere çömelmiş, cesedin yadarbe arkadan gelmİE. Kolları açık nındaki kan birikintisini dikkatle gözyere düşmüş ve bir daha kımılda den geçiriyordu. Elektrik lâmbasını mamış. çıkardı ve onunla da Iekenin her taVans sordu: rafını muayene etti. Zihni bir şeye ölümün bu darbeden evvel vu takılmıştı. Koku alan bir av köpeği kuu muhtemel değil mi? gibi başı yerde dolambaçlı deroir Hayır! merdivene doğru yürüdü. Burada doktor. Doktor Kil'in cesedine doğru yak laştı. ölüye lâkayt bir tavırla baktı. Gene ayni lâkaydî içinde: Her şey tamamen bitmiş! dedi. Zannederim, doktor. Diz çöktü, maktulün evvelâ ellerini, sonra bacaklarını kımıldattı: öleli ancak iki saat olmuş! Hat cebinden büyük bir mendil çıkararak cesedin yanındaki Satemet heykelini tuttu, bir kenara koydu: Heykeli parmak izleri karış masın diye mendil ile tuttum, dedi. Nasıl doktor bir mücadele vukuuna delâlet edecek izler var mı? Doremus cesedi sırtüstü çevirdi. Yüzünü, ellerini, elbisesini dikkatle gözden geçirdi ve kısaca cevap verdi: 932 senesinin en güzel zabıta romanı : 10 13 temmuz cinayeti Yazan: S. Ş. VAN DİNE Anupu mu? Garip tesadüf... A nupu, Anulis'in Mısır lisanındaki ismidir, değil mi? Demek ki sizin ceddiniz şu köşede duran çatal sakallı biçimsiz heykel ha! Hani dudaklarını sıktı, cevap vermedi. Vans lâkayt bir tavırla yeni bir sual sordu: Her ne ise bunun ehemmiyeti yok... Ha hatınma gelmişken so rayım. Ş u Sakmet heykelini rafların üstüne siz mi koydunuz? Evet. Dün ambalajından çıkarıştk Rafiarın perdelerini kapıyan da siz misiniz? Evet, doktor Blis öyle istemişti. Rafların içi karmakarışıktı. Henüz tasnîfe vakit bulamamıştık. Vans düşünceli bir tavırla Skar Vans bilmem neden memnun ol • muştu. Kil'in sabah karanhğı buraya niçin geldiği anlaşılıyor, dedi. Ga nimetleri gözden geçirecekmiş. Sonra Hani'ye döndü, sesini tathlaştırarak sordu: Tercüme eden: ÖMER FEHMÎ Dün akşam müzakere esna sında Blis'in Mister Kil'e telefon etlet'e döndü: tiğini hep duydunuz, değil mi? Doktor Blis'in Mister Kil'e te Evet hep duyduk. lefonda söylediklerini bana noktası Mısır'lı endişeli bir vaziyet almıştı. noktasına tekrar edebilir misiniz? Gözucu ile Vans'a bakıyordu. Fakat hepsin: söyledim, zanne Zannedersem hepiniz de Kil'in diyorum, azizim. raftaki eşyayı görmek için erkenden Skarlet Vans'ın bu mes'eleye verdiği ehemmiyete hem şaşıyor, hem de raüzeye geleceğini tahmin edebilirdiniz? sinirleniyordu. Eğer bu şekilde soracak olur Malî raporun saat 11 de hazır samz «evet» demeğe mecburum. Haolacağını söyledi ve o saatte buluş kikat şudur: Doktor Blis yeni asari mağı teklif etti. atikayı görmesi için Mister Kil'i er Yeni gelen eserler hakkında ken gelmeğe teşvik etmişti. ne dedi? Hat,Vans'ın maksadını anlamı • Bunları bir kere görürse memyordu. Asabileşerek: nun olacağını anlattı. Kuzum Mîster Vans, dedi siz Peki bunların yerini de söyledi doktor Blis'in avukatlığını mı deruhte mi? ertiniz? Onu kurtarmak için bu ka Evet, uçtaki rafa, şu perdesi dar yorulmanıza şaşıyorum. yan çekilmiş rafa konduğunu haber Hat iyi bir detektif böyle yapverdi.