6 'Cttmhitrivpt 23 Eylul İ9İ2\ Ahmet Rasim'in cenazesi, son&uz bir hürmet, derin ve umulmaz bir acı arasmüa metfenine emanet edildi yorsanız, gülünüz» demek istiyordu. IBîrind sahifeden mabait] İztirap, elle tutulacak bir hale gelMuhittin ve yaver Naşit Beyler ayrıca miş gibiydi. Bir yandan Ahmet Refi'i bir motörle geldiler. götürüyordunuz, Ahmet Rasitn'öğle iizeri, binlerce kişiyi bulan in makalesi olan eski bir kalabahk, yürekleri büyiik kayıbın agazete parçasını yüziine gözüne cısile yanarak, Ahmet Rasim'in Heysürerek ağlıyordu, bir tarafta beli'de bir yokuş üzerindeki evinin Ahmet İhsan Bey 49 senelik arkaÖnünde toplandı. Kapısına küçük bir daşının ayrılığına yanıyordu, ta ilermerdivenle çıkılan bu tek katlı evcide, Hüseyin Rahmi Bey, bir ağaca ğezin, minimlni sofasında, büyük üsyaslanmış sessiz sadasız, sanki gü tadımızın tabutu, hazırlanmış beklilümsiyormuş gibi, göz yaşları döküyordu. Her tarafı rengârenk çiçek yordu. Mezarın başından bir türlü lerle, sonbahar çiçeklerile donatıl • ayrılmak istemiyen Darüşşafaka'h miftı, o kadar donatılmiftı ki, tabutun yavrurların hıçkırıkları büsbütün tahtalan bile görülmüyordu ve bu çi yürekleri paralıyordu. çekler, mütemadiyen dökülen göz Bir aralık Ahmet İhsan Beyin sesi yaflarile sulanıyor gibiydi. duyuldu. Bu müthiş teessür altında Onun biitün hayranları, tavaf eder gücünün yettiği kadar Rasim'den gibi tabutunun etrafında dolaştılar, bahsetti. Onun «çalıştnak, doğru ve durdular, hatta beklediler, ayrılmağa vefakâr olmak» tan ibaret addettigi kıyamadan beklediler: hayat f elsef esini anlattı: Onun güzel yüzünü bir kere da« Bu iyi ruhlu İstanbul çocu ha göremez miyiz? dîye ağlaşıp, yal ğunun ebedî ayrıhğı, İstanbul için de. varanlar oldu. matbuat için de, insanlık için de büAhmet Rasim'in büyük kerimesi yük bir kayıptır. Onu kaybetmek Eeni Rasime H., ailenin geride kalan büçok yakmıştır» dedi ve hıçkırıklarla tün efradı gibi, bu müthiş ayrılığın tıkanarak sözlerine devam edemedi. sızılarile evin önünde toplanan bin Bundan sonra Darüssafaka müdülerce kişi gibi şaşkın ve perişandı. Bu rü, eski bir Darüşşafaka mezunu sıande Gazi Hz. namına, Hikmet Beyin fatile, Darüşşafaka'h Rasim'in me taziyetleri muztarip ailenin göz yaşzarı başına »elerek, talebelerine onlarını hafifletti. Hikmet Bey: dan bahsetti: « Reisicumhur Hz. değerli ba « Yavrularım, dedi, bu muhte banızm Öîümile çok mütealümdirler. rem ölü 56 sene evvel sizden daha Beyani taziyet ederim» dedi. Şükrii Naili Paşa, meb'uılar ve diger heyet kücük bir yasta. ağacından koparı • lan bir dal gibi, annesinin kucağınler ayrı ayrı taziyette bulundular. dan koparılarak, sizler gibi yüzlerce Maarif Vekili Resit Galip ye Dayetim arasına katılmıştı. O, gecelerhiliye Vekılı^ükrü Kaya Beyler nace, Darüşsafaka'nın kahn duvarları mına da Istanbul Valisi Muhittin Bey arasında gizli gizli ağladı, annesinin a'.lenîn acılarına iştirak etti. hasretile yürekleri dağlandı; fakat o Bu sırada, merdivenin sahanlığınaziz ve sefkatli yurttan gene ağlıyada sUr bir ses duyuldu. Bu ses, iyi rak aynldı. ruhlu, iyi kalpli, simdiye kadar kim • Müdür Bey, yavrularına, yarın seyi incitmiyen. büyük yazı ustası ve inkıl4l> çocuğu İstanbul meb'usu Ahhepsinin de birer Ahmet Rasim kadar met Rasim':, ebediyete teşyi eden yurtlarma merbut, faydalı, özlü ve lere: temiz olacakalarını söyliyerek nut . Onu nasıl biliycrsunuz? İyi bilkunu bitirdi. Matbuat Cemiyeti nadiğinizi her zaman, her yerde haymına Refik Ahmet Beyin sözlerinden kıracak mısmız? diye soruyordu. Bu sonra, ustamız topra£ile ve çiçekleri suallere ta vürekten çelen seslerle verilen cevaplar arasındâ/uslaniızın çi !e başbaşa bırakıidı. llcybdî, gunbaharın en güzel; façekli tabutu kapıdao çıkaxıT<dı.~ Tabut kat bizim için en acıklı gününün ışıkomuzlara değîi, havaya TcaTdınlan elları içinde idi. Ahmet Rasim'in senelerin üstüne alındı. lerce evvel gene Heybeli'de, böyle bir Reiskumhur Hz., Halk Fırkası, Matbuat Cemiyeti, İstanbul Belediye sonbahar gününde yazdığı gibi karşi sahiller, nef is bir tablo halinde uzasi ve gazetemiz namına gönderilen çelenkler önde taşınıyordu. Sağlı sol nıyordu. O bütün hayatmda Heybelu brrer dizi Darttaşeiaka ve Deniz li li'nin tadına ve sonbaharın sevgisine se«i taleb«si cemaati aralanna almış kanamadı, bir sonbahar günü Heybelardı. Polis mitfrezesi de arkadan ge li'de, gözlerini hayata yumuncaya Hyordu. kadar bu sevgiyi söyledi, yazdı ve Cenaze UIGÂZI Deniz lisesinin cabesteledi. nisinde kilındıktan sonra kafile metşte onu dün, böylece, en sevdiği zarhğa do&ru Herleni. Heybeli'nin bir günde en sevdiği yere gömdük. Çam lizaanma bakan sırhndaki me • MEKKİ SAtT zarhkta, k&pıauı sa^ında feir yer, henüz kazslmifb. Ahmet Rasim'in çi çekli tabutu buraya iadirîldt. bütün çelenkler de tabotnn uzerine atıldı ve iste onun s»n gîmünde fcîîe tekrar 'athjı sarkısında oldugu jrfbî, u»iatoorakfc^; îkamet^âhi da gonlü Zafranbol Bartın yolunda çok feci «Jönâmnışrı. bir otobüs kazası olmustur. Şoför RıfGüftesini de fiestesini de kendi kı'nın idaresindeki otobüs Bartın'a giVaptıgı bu şarkıyı Ahmet Rasim, son derken yolda bir çamurluğa saplan günlerinde bu toprak parçası için ha mış, devrileceği esnada âni olarak dızırlamıştı sanki •• • şarı atlıyan mualiim Ömsr Lutfi Bey «Yar güldik, bettim bahtım uyandt otof'i'ün altında kalarak ölmüstür. Evim, gönlütn çiçeklerle donandı Gören cennet sanıp, saştı, înandı Evim, gonlum çiçeklerle donandı.» Bartm'da Yahya usta isminde ihtiBu şarkıyı, küçük oğlu, Osman Be yar bir adam komşusunun damına çıka ye tekrarlatıyor, dinledikçe göz yaşrak sokağı seyretmek sevdasına düş • ları döküyor, çok sevdiklerinden ay müs, çatıda müvazenesini kayhederek nlması yakın olduğuna daha evvel üç kat evden düşmüştür. Yahya Efendi kendisi ağlıyor, fakat etrafındakilesayanı havret bir tesadüf eseri olarak re: Efganistan Mamulâtı KabiFde bir yerli maüar sergisi açıldı İngiliz filosu Varna'da Bulgar'lar filoyu büyük merasimle karşıladılar I Devlet DemiryolJarı İlânları Haydarpaşa kömür tahmil ve tahliyesinin kapalı zarfla münakasası 8 birinci teşrin 932 cumartesi günü saat 15 te îdare merkezinde ya • pılacaktır. Tafsilât Ankara ve Haydarpaşa veznelerinde beşer lira* ya satılmakta olan şartnamelerde yazılıdır. * ** Haydarpaşa geçitte bulunan 182, 184, 186 dükkânlar alenî müzayede ile icara verilecektir. Müzayede 9/10/932 tarihine musadif pazar günü saat on beşte yapılacaktır. Talipler tarihi mezkurda Hay darpaşa İşletme Müfettişliğinde hazır bulunmalıdırlar. Bu hususta faz« la malumat almak istiyenler Haydarpaşa gar müdürlüğüne müracaatle buna müteallik şartnamelere 15 kuruşluk pul yapıştınp ihzar etme leri ve iki yüz lira teminat akçesile müzayede gününde îşletme makamında hazır bulunmaları ilân olunur. * ¥ Bfr mualiim ezildi Sofya 19 (Hususî) Amiral Totenham'ın idaresi altındaki Ingi. liz filosu Bulgaristan'ı da ziyaret etti. Burada tngiliz'lere gösterilen hüsnü kabul, ne Fransız filosuna ve ne de İtalyan filosuna gösterildi. Başvekil M. Muşanof, Harbiye, Ma. liye ve Nafıa Nazırları tngiliz filo. sunu Varna'da istikbal ettiler. Mi. safirlere fevkalâde bir nezaket ve hüsnü kabul gösterdiler. Kral Ami. ral ile filo zabitanını yemeğe ah. koydu. Amiral ile bir kısım zabitan ve efrat hususî bir tren ile Var. na'dan Sofya'ya geldiler. Misafirler burada da pek mühtesem bir surette istikbal olundular. Kendilerine muh. telif ziyafetler verildi. Bütün Bulgar matbuatı bu ziyaret. ten sitayişle bahsediyorlar. Hatta bazı gazeteler, daha ileri giderek İngiliz, Fransız ve ttalyan filola. rının Bulgaristan'ı ziyaretlerinin maKubü mamaralarmdah: Babur Şıtftn nasını tahlil ediyorlar, büyük d»v . mesçidi {bütün mermerdendir) letlerin Bulgaristan'ı kendi taraf . Kâbil (Hususî) Burada, istik . larına celbedebilmek için gizli bir lâl şenlikleri münasebetile bir yerli rekabet hasebile çalıştıklarını, Bul. mallar sergisi açıldı. Sergiyi gez . diğim zaman itiraf edeyim ki, hayret garistan'ın ve Bulgar sevahilinin ar. tık düveli muazzama için büyük bir içinde kaldım, fakat bir taraftan da kıymeti haiz olduğunu söyliyorlar. kardeş milletin sanayi sahasmdaki Sofyctda garip bir hâdise kabiliyet ve meharetini görerek if. Bulgar Dahiliye Nazırı 25 taharri tihar duychım. meıtıuru ile bir kaç şube müdür mu. Sergide, bir memleketi haricî ma. avininin azli için Sofya polis müdümulâttan müstağni kılacak her şey rüne emir vermiştir. Ayni zamanda var: Mensucat, hah, kilim, tüfek, bunların yerine kendi fırkasma men fişek, silâha müteallik bilcümle alât sup bir o kadar gencin tayin edil . edevat ve malzeme, tahtadan oyma melerini istemiştir. Dahiliye Nazırı elişleri, masalar, sandalyeler, itri . polis müdurüne emrini müsteşar ile yat, kokulu tuvaiet ve çamaşır sa . göndermistir. Pakat polis müdürü bunları, meşin ve deri isleri, Kanda. bu memurlar ile şube müdür mua . har taşı ve Lâcivert dedikleri bir vinlerinin kıymetli memurlar olduk. nevi taştan mamul çiçeklikler, ye. larını, kendisi o makamda bulun . mislikler, kutular, vazolar, kibrit ve dukça kat'iyyen hiç birisini azlede. saire... miyeceğini müsteşara bildirmiştir. Gerçi bu mamulât Avrupa'daki Müsteşar keyfiyeti Dahiliye Nazı. emsali kadar nefis değilse de, hiç rına anlatmış, Dahiliye Nazırı müs. şüphe yok ki Efganistan'ın intiyacını teşarı yeniden polis müdurüne göniyi ve temiz surette karşılar; kald'ı dermiştir. Fakat polis müdürü gene ki bu sanayiin günden güne terakki eski kararında ısrar ettiği için Da. etmekte olduğu da görülmektedir. hiliye Nazırı Kraldan kendisinin az. Efganistan'da en çok ihraç edilen Iini istemiştir. mevat halı, kilim ve Karakul tabir Azil emri henüz Kral tarafından ettikleri astragan deridir. Yazık ki bu sene ihraç olunan bu deriler buhhnzalanmadığı için polis müdürü ran münasebetile satılamamış, Lond. vazifesine devam etmekte ve DahL ra ve sair merkezlerde stok olarak liye Nazırıtun emirlerini yapma . kalmıştır. makiadır. Azledilmek istennen ta. Biraz da, Kâbil'deki gece haya . harri memurlarından bazıları yeni tmdan bahserfeyim. Burada bulun. tayin edilen bir şube müdür mua . duğum şu günler, Efgan mületinin vinine hücum edip kendîsini iyice istiklâl senliklerine tesadüf ettiğin. hırpalamışlardır. Şimdi bu yeni mü. den, Kâbil'in geceleri de cidden rev. dür muavini sokakta ve makamında naklı oldu. Oldukça geniş bir mey. yeni bir tecavüze maruz kalmamak dan olan Çemenihuzur'un yanından için yanında iki polis memuru bu. geçen büyiik cadde bir çok takı za. ferle ve binlerce elektrik ampullerile lundurmaktadır. MEMDVH TALAT süslenmişti; bu suretle cadde çok hoş bir manzara almıştı. Göl sahi . KARİLERİMİZE KOLAYLIK. linde, gece yarılarına kadar havaî fişekler atıldı, eğlenceler yapıldı. Hele bu şenliklere tesadüf eden meh. tabın fevkalâdeliği de mevkiin le Hususüe vİlâyetlerdekİ bir çok taf etini bir kat daha arttırmıç, bura. karilerimiz gazetelerini munta • ya temaşasina doyulmaz bir tablo zaman kendi adreslerine alabil halini vermişti. mek için bizden bazı kolaylıklar is Bu defakî eğlenceler arasında gö. temektedirler. Bu aziz karüerin rüîen bir yenilik te Hindistan'dan ilk defa olarak getirilen bir sirkin Kâ. arzulannı yerine getirmek iizere bil'e kurulmasıdır. Sirk Efgan'lıların Cumhuriyet için aylık abone usulü hayli rağbet ve alâkasını celbetti ve ittihaz etroeğe karar verdik. Ay • çadır dolup dolup boşandı. /. C. lık abone bedeli yalnız Hattm Diliskelesi Vezirhan kısminîn tamîratî münasebetile ana hat yolcu ve muhtelif katarlarımızın ve dolayısile Haydarpaça Ban* liyö katarlarımızdan bazılarının vakti hareketlerinde tadilât icra e dilmiştir. 26/9/932 tarihinden itibaren tadilâta uğrıyan katarlarımızın takip edecekleri vakti hareket saatleri aşağıda gösterilmiftir. Haydarpaça Eskişehir kumı 1 No. h Anadolu sür'at katarı her gün Eskişehirden hareket 1 50 H. Paşaya muvasalat 10 25 Köprüye muvasalat 10 55 (Vapur) 3 No. lı Toros sür'at katarı pazartesi, persembe günleri Eskişehirden hareket 11 37 H. Paşaya muvasalat 19 20 Köprüye muvasalat 19 55 (Vapur) Eskişehre muvasalat 18 24 7 No. lı Adana muhtelit katarı cuma, 8 No. lı Adana muhtelit katarı cuma, Cumartesi, pazar salı çarşamba günleri Pazar, pazartesi, salı persembe günleri (Vapur) Eskişehirden hareket 8 30 Köprüden hareket 9 10 H. Paşaya muvasalat 18 55 H. Paşadan » 10 15 Köprüye muvasalat 19 35 (Vapur) Eskişehre muvasalat 21 17 2 No. lı Anadolu sür'at katarı her gün Köprüden hareket 16 10 (Vapur) H. Paşadan » 17 40 Eskişehre muvasalat 2 38 4 No. Iı Toros sür'at katarı Cumartesi, çarşamba günleri Köprüden hareket 9 35 (Vapur) H. Paşadan » 10 15 Adapazar • Arifiye kısmı 111 117 121 1 3 119 her gün her gün her gün her gün 123 pazartesi ıpersembe her gün her gün 125 Adapazar hareket 2,45 Arifiye'ye muvasalat 3,05 6,20 13,00 14,10 6,40 13,20 14,30 114 122 110 120 her gün her gün her gün 15,40 16,00 118 her gün 20,50 23,40 21,10 24,00 [ 112 124 pazartesi her persembe gün her gün 14,50 3,25 6,55 13,32 Aıifiye'ye hareket 0,25 15,10 Adapazar'a muvasals.t 0,45 3,55 7,15 13,52 Haydarpaşa Pendik kısmı 22 katar 34 katar Köprii H. 16,18 16,38 21,30 21,50 Haydarpaşa M. Haydarpaşa H. Kızıltoprak Feneryolu Göztepe Erenköy Süadiye Bostancı Küçükyah Maîtepe Kartal rYunus Pendik M. 10 10 10 13 10 10 10 10 10 10 11 11 11 11 19 00 20 25 33 37 42 47 50 55 58 05 14 18 21 21 17 10 17 17 18 18 18 18 18 18 18 18 18 18 23 30 45 45 58 02 07 12 * M M •Mİ 15 20 23 30 39 43 46 Aylık abone üç kattan düşen ihtiyar Boişeviklik Yeni Rusya'ya dair yazılmış eserlerin en mükemmelidir. Tercüme Haydar Rifat Beyin kalemile aslma tam bir sadakatle ya pılmıştır. Tarihin en mühim bir inkılâbını derin bir ihata ile şamildir. 200 kurus. Şafak kitaphanesi. 150 kuruş... tan ibarettir ve tabiî peşin olarak gönderilmek iâzundır. Bu usul idarece fazla mesaiyi icap eden külfetli bir meşgale olduğu için abonelerînin inkıtaa uğramamasını istiyen karüerimizin paralannı idareye vaktinde yeti • şecek veçhile döndermekte devam etmeleri iktiza edecektir. mendilini çıkardı. Alnında biriken ter tanelerini sildi ve sonra ilâve etti: Vans manzara korkunçtu. Kil daha dün ambalajından çıkardığımız heykellerden brri ile öldürülmüştü. Başı bir yumurta kabuğu gibi ezil mişti. Heykel de hâlâ yanında duruyordu. • Cesede dokundunuz mu ? Hayır. Ölü olduğunu anlamak için lüzum yoktu. Ne yaptınız? Doktor Blis'e seslendim. Onun mesai odasına salonun bir köşesindeki demir merdivenle çıkıhr. Cevap aldınız mı? Hayır! Bu hal beni bütün bütün ürküttü. Katledilmiş bir adamın yanında bulunmanın tehlikesini hatırlaymca hemen oradan sıvışmağı hayırlı buldum. Ya! Vans yeni bir sigara yaktıktan sonra sordu: Kendinizi sokağa atınca gene rahatlıyamadınız, değil mi? Evet. Katü ben değildim. Şu halde neden korkacaktım. Biçareyi orada öyle kanlar içinde yatar bırak « Siz gönlümü şadetmek isti ölümden kctrttılmus, yalnız burnu yırtılmıs ve bir kpburga kemieî kırılnvstır. 10 42 10 04 8 47 17 45 10 07 10 45 8 50 \ Yunus 17 49 10 49 10 11 8 54 Kartal 17 58 10 58 10 20 Maltepe 9 03 .. .. .. 9 10 Küçükyah 18 08 10 30 11 08 Bostancı 9 13 18 12 11 12 10 34 9 17 Süadiye 18 17 10 39 11 17 Erenköy 9 22 18 21 11 21 10 43 Göztepe 9 26 19 45 18 24 10 46 11 24 Feneryolu 9 29 19 48 10 48 11 26 18 26 Kızıltoprak 9 31 19 51 18 33 10 55 11 33 Haydarpaşa M. 9 38 19 58 18 38 11 03 11 38 20 03 Haydarpaşa H. 9 45 18 55 11 20 11 55 20 20 10 05 Köprii M. Değişiklik yalnız Haydarpaşa Eskişehir kısminda olup diğer kı simlarda halen tatbik edilen vakti hareket tarifeleri 26 eylulden sonra da aynen tatbik olunacaktır. Ana hat trenlerinin ara istasyonlardan vakti hareketleri istasyonların ilân tahtalarına yazılmıştır. Keyfiyet muhterem halka ilân clunur. '. Pendik H. mw 37 17 42 T , , 39 19 03 19 06 19 10 19 20 .. .. 19 30 19 35 19 41 932 senesinin en güzel zabıta romanı: 2 13 temmuz cinayeti Yazan: S. S. VAN DİNE Korkunç bir vaziyette idi. Kurri'nin içirdiği konyak onu teskin edecefi yerde büsbütün heyecaniandır mıştı. Sahi mi söyliyortunuz, işte fena bir haber! Vans tabakasını uzatarak ?lâve •tti: Bir «igara buyurun. Şu yanı nısdaki koltuğa oturtnaz mısmız? rahat bir koltuktur. Londra'da iken almiftım. Niçin bu kadar müteheyyiçsiniz? Van»'m gösterdiği lâkaydî Skar. let'in Uzerinde bir müsekkin tesiri yaFtı. Gösterilen koltuğa oturdu ve bir sigara yaktı. Kîl'in katledildiğini kimden duydunuz? "~ B«« kMidim gördüm. Başmı •• zerek oldürmüşler. Ne müthi? ma«Tercüme eden: ÖMER FEHMİ zara! Ne ile ezilmiş? Cesedi nasıl oldu da kesfettiniz? Skariet biraz sakin olun ve mes'eleyi bütün tafsilâtı ile anlatın. Skariet bir kaç dakika cevap vermedi. Zihnini toplmağa çahşıyordu. Tahminen kırk yaslarında, iri yapılı bir adamdı. Alnı çıkık, çenesi yu İçeri girdim. Aralığı geçtim. varlaktı. Çehresinde senelerce güneş Asrai atikayi ihtiva eden büyük save rüzgâr altında kalmış. sert iklimlonun çelik kapısı da aralıktı. Fakat lerde yaşamış bir adam manrarası v u kaoı ekseriya açık dururdu. Mervardı. Başı tamamen cıc'aktı. Namusdivenleri indim. Salonda biraz ilerlelu, dürüst bir insan olduğu anlaşılı dikten sonra ta nihayette yerde bir yordu. cismin yattığını gördüm. Bunu 3welâ Vans hakkınız var, dedi. Bili Mısır'dan getirttiğimiz bir tabut sanyorsunuz ki şimdi doktor Rüs'in hedım. Salon pek az aydınlıktı. Gözlesabına çalısıyorum. Onun ilmî tahar rim karanlığa ahşmca bunun Kil olriyat ve tetkikatına yardım ediyo du^ınu anladım. Yüzü koyun yerde rum. Evim müzenin bulunduğu so yatıyordu. Bayılmış sandım, koştum. kakta, bu sokağm kösesindedir. Bu Skariet sözünü keserek cebinden sabah saat on buçukta müzeye gittim. Her zaman bu saatte mi gidersiniz? Hayır, bu sabah biraz geç. kal. mıştım. Dün gece asari atika tahar riyatı için yapılan son sefer hakkındaki raporu hazırlamıştık. Devam ediniz! Müzenin her zaman kapalı duran kapısı aralıktı. Bu hal tuhafıma gitti. Maamafih uzun uzun düşünmedim. Kapııı çalmadan îçeri girdim. Madem ki kapı açıktı, zili çalıp Brus'u rahat siz ecmek manasızdır Kim bu Brus? Doktor Blis'in uşağı. mak ta muvafık olamazdı. Sizi hatırladıra. Doktor Blis'i tanıyordunuz. Bizim işimizi de biliyordunuz. Bu hususta bana güzel bir nasihat verebilirdiniz. Biliyorsunuz ki ben İngi liz'im. Bu itibarla Amerika'nın ya bancısı sayılırım. Bu memlekette bir cinayetle karşılaşıldığı zaman ne yapmak münasip olacağını pek bilemi yordum. Onun için doğruca buraya geldim. Skariet izahatını bitirmişti. Müte heyyiç bir nazarla Vans'a baktı ve sordu: Bu gibi işlerde teamül nedir? Vans hâlâ lâkaydisini muhafaza ediyordu. Sigarasının dumanlarını seyreder görünerek cevap verdi: O kadar güç bir şey değ'l. Vak'aya göre değişir. Telefonla ka. rakola haber verilir. Pencereden sarkılarak imdat istenir. Yahut sadece cesedi bir başkasının görmesi bek lenir. Bunlann hepsi de ayni neticeyi verir, meselâ şimdi bakın ben birinci şekli tercih ediyorum. Vans yanındaki telefonu açtı, adliye sarayını istedi ve müddeiumumî ile konuşmağa başladı. Markam. sen misin? Ne fena hava değil mi? Markam sana bir haber. Kil katlolundu. Cesedi Blis müzesinde. Bu mes'ele seni alâkadar eder mi? Ne dedin? Kafasını bir heykel ile parçalamışlar. Evet pek korkunç. Ben şöyle bir dolaşmağa gideceğrm. Benimle gelirsen pek iyi yaparsın. Seni evimde bekliyorum. Vans telefonu yerine koyarken Skarlet'e döndü: Müddeiumumî beş on dakikaya kadar buraya geiecek dedi, zabıta ite müdahale etmeden evvel şöyle bir gidip görelim. Vans'ın çehresinde biraz evvelki lâkayt ifadeden eser kalmamıştl. Sokak kapısı aralıktı dediniz, değil mi? Peki bilâhare cesedi görüp te Blis'e seslendiğiniz vakit başka bir kimse cevap vermedi mi? Hizmetçiler de işitmediler mi? Zannetmem. Onlar bodrum katındadırlar. Sesimi ancak doktor Blis duyabilirdi. Tabiî o da mesai odasıoda bulunması şartile... (Mabadi var)