OSM ANLl M PARmp RIIUGUN DA r Camharîyet 24 Eylul ı932 MAKTUL VEZlRLER TT Bîr Şehir ve memieket haberieri Geç kalmış bir tedbir Gazeteler yazıyorlar: Şehir cL varında yapılan bazı katranlı şo. selerin bir kaç ay sonra bozuldu. ğu, tamirleri için bir çok para sarfermek zarureti hâsıl olduğu görülmüş. Bu yollarm parke olarak inşasına imkân yokmuş. Gene katranlı yapılacakmış. Ancak sür'atle bozulmamaları için tetkL kat icra olunacak, her metro mu. rabbaına isabet edecek katranın miktarı fennen tesbit edilecekmiş. Bu satırlar katranlı şoseler in. şaatına icap eden tetkikat ve tec. rübeler tamamen yapılmadan baş. lanıldığım gösteriyor. Her metro murabbaına isabet edecek kat . ranın miktarı fennen evvelce tesbit edilseydi de şoseler vakitsiz bozulmasa ve bu kadar masraf havaya gitmeseydi daha iyi ol . maz mıdı diye; Siyasî icmal Buğazlar mes'elesi Boğazlar mes'elesi tekrar fiara. retli münakaşalara kapı açtı. Bu mes'ele hakkında Romanya ve Sov. yet matbuatı arasında iki, günden. beri gayet hararetli bir münakaşa cereyan edîyor. Mes'elenin tekrar mevzuu bahsolmasına bu defa Ro. manya matbuatı sebebiyet verdi. Lehistan ile Sovyet'ler arasında ademi tecavüz misakınm aktolunması üzerine Romanya kendisini büyük bir tehlikede görmektedir. Fakat gariptir ki Romanya yalnız Sovyet'ler tarafmdan değil, Boğazlar cihe. tinden dahi kendisinin tehlikede bu. lunduğunu zannedfyor. Bu müna . kaşaya dair Türkiş* Post refiki . mizde bir çok tafsilât neşredilmiş . tir. Bu tafsilâta nazaran sakıt Çarlık hükumetinin Boğazlan kendi kon trolu oltına almak için beslediği emel ve hulyaları şimdi Sovyet hükumeti besliyor imiş. Romen gazeteleri Çar. lığın beslediği emelin husule gelme. mesine vaktile Avusturya . Maca . rıstan devletinin mâni olduğunu kay. dederek şimdi Boğazlann emniye . tini Romanya devletinin deruhde eylemesine lüzum gösteriyorlar. Sovyet Rusya'sına Boğazlara hâ. kim olmak emelini atfeden Bükreş mehafili siyasiyesinin ve Romen ga. zetelerinin neşriyatına karşı bilmu. kabele Sovyet gazeteleri şiddetli neş. riyatta bulunmakta, Boğazlara hâ. kim olmak fikrini ve asıl Romanya. nin arkasında gizlenmiş büyük bir devletin beslediğini beyan etmekte. dîrler. Kızıl ordunun naşiri efkârı Kras. naya İvezda gazetesi Romanya'nın malî muzayekasına rağmen Köstence civarındaki harp limanınm tah . kimatı mütemadiyen ilerilediğini ve burasmm cFünyanm en büyük üssü . bahrilerinden biri olacağını kay . dettikten sonra bu üssübahrinin Ro. manya filosu için değil, belki Ka . radeniz'de haıekâtı hasmane baş ladığı raman büyük bir devletin istifadesi için olduğunu ilâve etmek. tedir. Sovyet askerî gazetesinin beya. natına azaran Boğazlan kontro lunu ele almağa Romanya değil. belki bu devletin arkasında gîzlenen ve Avusturya . Macaristan'm siya . setini tevarüs etmek istiyen bir d"evleti muazzama deruhde etmek istiyor imiş. Boğazlar üzerinde komşumuz iki memieket arasında cereyan eden bu münakaşa şayani hayrettir. Boğaz. lar Türkiye'nindir ve Türkîye'nin can damarlarıdır. Türkiye istiklâl harbini yalnız lzmir'i kurtarmak için yapmadı. Bu harbin en büyük he. defi şüphesiz memleketimize tam bir istiklâl temin etmek idi. Harbi nmu. mide yüz binlerce şehide malolan Çanakkale'nin kahramanca Tnüda. faası harbin biziın için en büyük ka. zancıdır. Boğazlar demek, Tüıkiye'nin ha. yat ve mevcudiyeti demek tir. Ciha. nm en birinci askerî devletlerînden biri olan Türkiye mevcut bulundukça Boğazların üzerinde her hangi ec . nebi bir devMin hâkim olmasma imkân yoktur. Binaenuleyh komşu. larımız arasındaki münakaşa bey . hudedir. Bu mes'elede söz sahibi yalnız Türkiye'dir. Yazan: Eczacıiarın Içtirnaı Bundan sonra eczacıya farmokolog denecek Türkiye Eczacılar • Farmokoloğlar birliği dün saat ikide Halkevinde senelîk kongresini aktetmiştir. Dünkii kongreye şehrimizdeki bii tün askerî ve sivfl eczacılar Utirak etmiş, Anadolu'daki eczacılar da kendilerini lemsil için buradaki arkadaşla , rından bazılannı tevkfl etmişlerdir. Kongre riyasetine muallim Esat Bey seçildikten sonra bir senelik rapor o kunmuş ve hesap müfettişleri tayin edflmiştir. Bundan sonra nizamnamenin tadili hakkında verilen takririn müzakeresine geçihniştir. Bu takrirde «eczacı» isminin «Farmakolog» şekline tebdil edilmesi isteniyordu. Bu mevzu için ilk söz alan Müeyyet thsan Bey şunları söylemistir: « Biz kendi kendimize Farmakolog deraeğe çaltşırken herkes ve hiikumet bize hâlâ eczacı demekte ısrar ediyor. Farmakolog ismini hükumetin resmen bize vermesi lâzımdır. Aksî taktirde Farmakolog ismini kendimİ7 söyleyip kendimiz dinliyeceğiz. Herkes zize gene eczacı diyecek!» Amerika'lı bir Âlim sehrimizde M. Moro harf inkılâbîmizi çok takdir ediyoı Meşhur pedagoji âlimlerinden Amerika'lı Mister Moro bir kaç gün. denberi sehrimizde bulunmaktadır. Eserlerile kendini bütün dünyaya tanıtmış olan bu büyük terbiyeci memleketimizde Türk maarif sistemi ve irfan hayatı hakkında tetkikatta bulunacaktır. Mister Moro kendisile görüşen bir arkadaşunıza şu beyanatta bulun muştur: < İstanbul'a bundan evvel bir çok defalar geldim. Hatta geçen yaz mevsimini de burada geçirmiştim. Ankara'ya gittim, orada bazı Vekil. lerle ve Baş vekil İsmet Paşa ile gö. rüştüm. Yeni tahsil sisteminizi iyi buluyorum. Yeni harfleri kabul etti. ğinizin ertesi senesi yani 1929 da gene burada bulunuyordum. Şimdiki alfabeniz çok kolay öğrenilecek bir tarzda tertip ve tanzim edilmiştir. Esasen Büyük Gazi'nin en mühim inkılâp eserlerinden biri olan bu. günkü Türk alfabesinde meselâ tn. giliz ve Fransız alfabelerinde olduğu gibi bir çok tafsilâta ve lüzumsuz kaidelere tesadüf olunuyor. Belki bugün aranızda okuma bilmiyenler çoktur. Fakat alfabeniz sayesinde bunlar okumayı kolayca öğrenebi. leceklerdir ki bu, gelecek nesil için çok ehemmiyetli bir mes'eledir.» Mister Moro memleketimizdeki Amerikan mektepleri hakkında şun. ları söylemistir: « Buradaki Amerikan mektep. lerind'e tasfiye yapılmıyacak, yalnız kontratı biten muallimlerin yerlerine yenilerî almmıyacaktır.» Amerika'lı âlim iktisadî buhrandan da bahsetmiş, buhranm bilhassa maarif hayatını sekteye uğrattığmı, bu yüzden Amerika'da bir çok mu. allimlerin işsiz, talebelerin de mual. limsiz kaldığını söylemistir. Mister Moro bugünkü iktisadi va. ziyetin insanların ruhu üzerinde yıp. ratıcı tesirler yapmış olduğunu iddia ediyor. Kendisi rfünyanın eski tabiî halini bulması için uzun bir zamana ihtiyaç olduğu kanaatindedir. ihtilâl patlamıstı, yeniçeriler ilk defa olarak isyan ediyorlardı Bu teklif ve davetten İkinci Mu. rar'ın ranı »ıkıldı. Biz, mahza vaktimizi rahat ve huzor içinde geçirelim deyu taht ve saltanat ı oğlumuz Mehmet Hana terkettik. O da, bizim (nesli pâk) imizdendir. Hariçetn jelme değildir. Padişahlık kendine lâzım ise, din ve derleti »ıyanet etisn. Diye haber gönderdi. Saltanata tekrar avdeti, Utemedi. Fakat vaziyet çok ciddî idi. Her gün (»erhat beyleri) inden gelen haberier, devletin ne büyiik tehlikeye raaruz kaldığını gösteriyordu Müttefik düşman ordulan, (Varna) ya dojru ilerliyordu. Bu vaziyeti ıslah edebilmek için ikinci Murad'm »altanata avdetinden başka hiç bir çare yoktu. Saltanatın zevkini alan genç padişahın, tahtmı f eda etmek is. tememesine rağmen onu ikna ettiler. İknaa çalısanlar, Veziri azam Halü Paşa ile Şehabettin ve Saruca Paşalar ve bir de o tarîhte (kazasker) olan (Mevlâna Hıurev) ve Halil Paşa en başta bulunuyordu. İkinci Mehmed'in ağzmdan ba bası İkinci Murad'a bir mektap gönderildi ve bu mektupta; (eğer sal tanat size müteallik ise, düşmanla rın define mübaşeret etmeniz (farzı ayın) dır. Yok, eğer saltanat bize taalluk ediyorsa, (ülülemr) e itaat lâzımdır.) olmaz, derhal Halil Paşadan mti kam almak isterdi. Fakat buna, babasının elân hayatta bulunmsı mânidL Babası, ancak Halil Paşanın dirayet ve kiyasetine güvenerek ona tahtını ve saltanatını terketmişi. Halil Paşa da vaziyeti biliyor ve genç padişabın kendisine karşı beslediği ademi memnuniyeti pekâlâ his»ediyordu. Tekrar saltanata kavuşan ikinci Mehmet, artık yavaş yavaş babasınm athtma yerleşiyor ve kendi namma (sikke) kestiriyordu. Fakat talih, nedense Sultan Mehmed'e yar oimuyordu. Tekrar tahta cülusunun üzerinden pek az bir zaman geçtneden bir gece bütün Edîrne ufuklarında; Yangın var... Diye feryatlar koptu. Şehrin en mühim ticaret merkezinden, volkanlar gibi alevler yükseliyordu. Edir ne'nin bütün servetini sinesinde sakIıyan (Bedesten) ile, buraya mücavir Bundan sonra söz alan idare heyeti olan çarşılar, ateşler içinde yanıyorazasmdan bir zat ta demiştir ki: du. Ateş, o kadar anî surette zubur « 40 senelik «Kâni» olor mu «Yaetmiş ve o kadar çabuk etrafı istilâ ni». Bu isi halletmek için bizzat kendimiz eylemişti ki, bedesten kâhyası (Hoca causmalıyız. Hükumet tabip dedigi Kasım) ile diğer bedestenciler bile halde doktorlar kendilerine doktor dikurtulamıyarak insafsız alevler içinde cayır cayır yanmışlardı.... Ay yor ve halkî da buna alışhrıyor. Halni zamanda müthiş bir ihtilâl de pat buki doktor doktorasını almış adama derler. Biz de bu uğurda çalışa çalışa lamıştı. Müessisleri olan Orhan'ın kendimize Farmakolog dedirtebiliriz.» devrinden bugüne kadar şayani hay Takriri veren zat ta Eczacı Farmaret bir itaat ve inkiyat gösteren (Yekolog isminin davavekili avukat, tabip niçeri) ler, ilk defa olarak isyan etHudutlarda vaziyet gittikçe ve doktor demek kadar güliinç bir sev olmişlerdi. BM hal, o tarihe kadar göhamet ke*bediyordu. Münakaşa e rülmüş ve işitihniş şey değildi. (Kırk duğunu bunun doğrudan doğruya Fardecek zaman geçmişti. tkinci Mumakolog şekline ifrağı lâzım geldiğini yeniçeri, bir kıl üe çekilir) darbımerat, derbal hareket etti. (Çanakkasöylemistir. seli, bu ocak efradınm âmirlerine ve le) ye geldi. Buradan Rumeli sahidisipline olan merbutiyetlerine karşı Hayli uzön sSren içtima ve müzakere line geçmek istedi. Fakat, müttefik söylenmiş bir sözdü. Yeniçeriler, ve neticesinde cemiyetin ismî «Türk Fardüştnan ordusuna meıuup olan (Flozir (Şehabettin Paşa) nm evinî basmakologlan Birliği» seklinde olmasi raroa) Kardinalmın gemileri Bo. mışlardı. Paşa, bir takrip ile kaçmış, takarriir etmiştir. ğaz'ı tutmuş, oradan kuş bile geçir. S^tan Mehmed'in (Kavak) taki miyorlardı. Murat, geri döndü. MarBundan sonra tarife ve perakende sarayma can atarak ancak bu su mara sahijrad^ bir kavis çevirerek sabş mes'eleleri müzakere edilmiş ve retle hayatını kurtarmıştı. tsyan e Karadeniz boğazt civarındaki (Isheyeti idarenin bu işi tetkik etmeshıe kendcr Boğazı) ndan geçti, o zaman den yeniecriler, (Buçuktepe) ye çık lcarar verilmiştîr. mışlar, oradan sehri tehdide baş (Güzelcebi*a.r). deniLen (Anadolu Dünkü kongrede bundan baska yeni bİMrı) na geldi. Halil Paşa, her ih lamışlardı. Sultan Mehmet şaşmnışsene idare heyeti intihabı yaoılmıs ve tı. Osmanlı tahtını kuvvetli bazulatimale karşı bu geçidi tutmuş ve Bidepocular encümeninden Ali Rıza, rı üstünde taşıyan, iğri kılıçlarile zans donanmasile askerini KaradeMemduh, Necip. Cemal. Kâzım. eczaOsmanlı «altanatına kışverler ve ülniz'e çıkarmatnak için (Güzelcehicılar encümeDsnden Hüseyin Kâzım. keler kazandıran (yeniçeri) ler,in »ar) m karşı sahiline de toplar koyVi Kemal, Feyzi, Nail Halit, Celâl. isyanı, şimdi Osmanlı taht ve saltadurmuştu. 'voratuvarcılar encümeninden Münür natının, korkunç bir tehditkârı ol tkinci Murat, buradan Rumeli Sahin, Servet, muavinler encümeninder muştu. sahiline geçerek, doludizgin (EdirNazif, Na;l. memurlar encümeninden * ne) ye geldi. Tekrar tahta geçti. Arif, Cerriî ve N?"t Beyler aza olarak Halil Paşa ile İshak Paşa, derhal tkinci Mebme'de, »altanattan ayint'"hap edihniülerdir. ikinci Murad'a haber uçurdular. nlmak pek acı gelmişti. KendUini tdare heyeti nizamname mucibince Murat, bu haberi alır almaz, durup »altanattan ayıranra Halil Paşa olbu beş encümenden birer kisi intihaD duğunu pekâlâ biliyordu. Halil Pa dinlenmeden Edirne'ye geldi ve saedfek merkez heyetini teşkil edecektir. şa y a bir şey söyletnedi. Nasıl olsa rayına bile uğramadan doğruca giinün birinde bu taht ve saltanat (Buçuktepe) ye giderek asilerin ortamamen onun olacaktı. O zaman tasmda yorgun ve bitap bir halde Halil Paşadan tabiî bunun hesabını atından indi. soraeaktı. (Koca Murad) ı gören asiler, derUııV^panı köprüsünün tamir edi hal onun etrafını ihata etti. Murat, lerek yeniden açılmasına karar veonların şikâyetlerini dinledi. Şikâ İkinci Murat, az bir zamanda orrildiğini yazmıştık. Tamire başla du*unun nevakısını ikmal ederek düş yet, tamamen oğlu İkinci Sultan Meh met aleyhinde idi. (849 H.) mak için 932 bütçesinin tasdik edi man ordularını (Varna) önünde karBunu esasen Sultan Mehmet te lerek Belediyeye tebliği beklenmekşılamıştı. Müthiş ve kanlı bir muhahissetmişti. Babası, (Buçuktepe) den tedir. Belediye köprü tamirine mukrebeden sonra, parlak bir zafer kazandı.. Kralların başları kesildi, mız. sarayma gelirken istikbale çıkan tazi paranın bir kısmım yol inşaa Mehmet; raklara takıidı. (Avrupa'da bir tek tında sarfedilecek paradan münakale Siz hali hayatta iken bize paTürk bırakmatnağa yemin eden) düşyapmak suretile temin edecektir. Bu man ordularından eser kalmadı. (Bi dişahlık münasip olmaz. tamir için 12,000 lira lâzım olduğu Dedi. Murat, oğlunun yanına (Sa zans) tmparatoru bile korkusundan tahmin edilmektedir. Balat atelyeruca Paşa) ile (Molla Hüsrev) i ter(Bizans surları) içine kapanarak sinde tamir edilecektir. fik ederek derhal (Manisa) ya avTürk'Ierden (af) ve (aman) talebine başladı. detini emretti. İkinci defa olarak saltanat zev. tkinci Murat, bu büyük zaferden kinden ayrılan Sultan Mehmet, kalsonra tekrar «altanattan çekildi. bi mahrumiyet acılarile sızhya sız. Tahtı gene oğlu İkinci Mehmed'e bı. Belediye, inşaat amelesi, usta, lıya eski vilâyetine avdet ederken; rakarak (Manisa) ya avdet etti. İkin. kalfa ve işçiler hakkında bir tali (Mabadi Var) cî Mehmet, ikinci defa padişan olür matname hazırlanmaktadır. Tali matname mucibince işçiler cemiyetkalan mfTspfeplr'"^ devam etmişlerdir. lerine kayıt edilerek ehliyetlerini isBu müsabaka çok zevkli olmuştur. Neticede Hüseyin, Mahmud'u yenmiftir. bat edeceklerdir. Bu suretle inşaat Koç Ahmet'le Hayrebolu'lu Meh • işlerinde çalışmaktan menedilen ecBundan tanı met A!i de evvelki günden yarım kalan V nebiler de murakabe altında bulu üç sene evvel 4 görese devam etmişlerdir. Koç Ahmet nacaklarından çalışamıyacaklardır. teşrinievvel 1929 sayı hesabile galip ilân edilmiştir. Uzunköprü'Iü Hüseyin ile Koç Ah tarihli nüshamızda 13 yaşında bir met finalda karşılaşblar. Uzun bir güçocuğun orta tahresten sonra ikisi de çok yorgun diiş Türk Turing ve Otomobil kulübü tiiklerinden hakem heyeti bunlan besili bitirdiğini idare heyeti ressamlanmızın tstanrabere bırakhrdı. Miikâfatı aralannda yazmıştık. Bu taksim ettiler. gün dâ ayni zeki bul'a ait tablolarını Avrupa'nın en Başta Manisa'h Rifat ile Mandıra'lı ve çahşkan yavmaruf seyyah şehirlerinden biri olan Ahmet karşı karşıya gelmişlerdir. Bu runun 16 yaşında Nice'de teşhir ettirerek satılmalarını iki pehlivamn karsılasması hakikaten İstiklâl lisesini temine karar vermiştir. çok caıİD olmuştur. Rifat, hakikaten ikmal eyledi^'ni hasta oldugu icin arkadasına pesetmishaber veriyor'". tir. Adapazar'lı Cemal ile Bulgar'yah İstiklâl lisesini ik Mehmet Süat Ef Molla Arif, saatlerce güreşmişler, bir mal eder etmez Darülfünuna yazılan Boğaziçi'ni daha cazip bir hale netice alamamışlardır. Hakem heveti Mehmet Süat Ef. maarif hizmetkân Cnmlarm çüresine nihayet vermis, fa koyarak fazla seyyah celbedebilmek lcat kendilerine derece vermemiştir. bir babanın oğludur. Babası Şahin için Turing kulübün delâletile Ye Başm iki galibi Kara Ali ile Mandıra'lı zade Salih Ef. evvelce Membaı Füyu niköy ve Sanyer'in muteber zeva 'Ahmet baspehlivanhk için tutuşmuş zat isminde bir mektebin müessis ve tından mürekkep bir komite teşek lardır. Bunlann müsabakası da çok camüdürii idi. Babasını tebrik ederken '/.ül etmiştir. zip ve heyecanlı olmuştur. Netı'cede bu zeki ve çahşkan yavruya Darül Bu komite içtimalar aktederek Kara Ali, Ahmed'i kfindeden ataskn fünunda da ayni muvaffakiyetlere Ahmet pesetmiş, bu suretle Kara Ali bu hususta müzakeratta bulunacaktır. gene başpehlivan olmuştur. mazhariyetini temenni ederiz. Soruyoruz? Rana Bey geldi Inhisarlar Velrili pazar günü avdet edecek tnhisarlar ve Gümrükler Vekili. miz Ali Rana Bey dün Ankara'dan şehrimize gelmişlerdir. Ali Rana Bey, kendilerile görü o şen bir muharririmize, İstanbul'a bazı hususî işlerini takip için geldik. lerini, bu meyanda icap ederse fn. hisarlar ve gümrükler işlerile de meşgul olacaklarını, pazar günü An. kara'ya dönmek istediklerini söyle . mişlerdir. Bartın'da at koşusu tecrübeleri yapılırken Bürhan isminde 15 yaşında bir çocuğun bindiği at düşmüş, üzerinde bağlı bulunan Bürhan at tekrar koşmağa başladığı zaman on beş metre kadar sürüklenmiştir. Genç binici baygın bir halde kurtarılmış fakat nezfi dimagî neticesinde bir koluna felç arız olduğu görülmüştür. Bürhan Efendi evvelki gün tedavi için şehrimize getirilmiştir. ©ırrBR Feci bir kaza Ağaç yeiiştirilecek Belediye şehir dahilinde ağaçsız bulunan yerlere dikflmek üzere mühim miktarda fidan yetiştirmeğe karar vermiştir. Bakımsızlık yüzünden kurumağa yüz tutan büyük ağaçlann da dalları bu danacak kökleri temizlenecektir. iskândaki suiistimal Iskân dairesinde meydana çıkanlan suiistimalden dolayı 11 memur tevfik edUmiştir. Evrak henüz müfettişliktedir. Yeniden bir kaç kişi isticvap altına aluunışbr. Tahkikat bitince bunlar mahkemeye verileceklerdir. Sofya'dan bir profesör Dil Kurultayına geliyor Dil Kurultayına hariçten iştirak için de müracaatler ahnmaktadır. Bu meyanda Sofya Darülfünunu profe sörlermden M. Agop Matosyan da kongreye arzetmek üzere bir tez hazırlamaktadır. Senelerdenberi Erraeni'lerin de aslen Türk ve türkçenin ana dil olduğu hakkında neşriyatta bulunmuş olan profesör Matosyan, bu tezinde Türk'ler in Avrupa medeniyetinin esaslarmı kurduklarmı ilmî bir surette müdafaa etmektedir. Pofesör bugün Bulgaristan'dan şehrimize gelecektir. Bir italyan diplomatı sehrimizde Roma'da son kabine tebeddülüne kadar Hariciye Müsteşarhğı yapan ttalyan meb'uslarından M. Fani bir kaç gündenberi geztnek maksadile sehrimizde bulunmaktadır. M. Fani iki üç gün sonra Rodos'a ve oradan da memleketine dönecektir. Unkapanı köprüsö M. Andersen aitli Muhtelit Mübadele komisyonu bitaraf reislerinden M. Andersen Cenevre'de toplanacak olan Cemiyeti Akvam içtimaında memleketi olan Danimarka'yı temsil etmek üzere dün akşam Avrupa'ya gitmiştir. inşaat amelesi hakkında talimainame Biçki Mektebinde bir sergi acıldı MUHARREM FEYZt Bahriye Mektebi Atina ziyareti haberi Yunan'lıları sevindirdi Dün gelen Atina gazeteleri ya . kında Türk Bahriye Mektebi tale . besinin Adalardenizi'nde bir seya. hate çıkacağını ve Atina'yı da zi. yaret ed'eceğini yazıyorlar. Bu ha. ber dost memlekette büyük bir mem. nuniyet uyandırmıştır. Etno» gazete. sînde şunları okuyoruz: « tki hükumet arasında hâsıl olan itilâftan sonra verilen bu karar Yunan efkârı umumiyesinde derin bir memnuniyet uyandırmıştır. Yu. an'hlar bq ziyaretleri Türk Yunan itilâflarını tatbik için en mükemmel ve en amelî bir tedbir olarak telâkki ediyorlar. Daimî temas ve mütekabil tanış. » a kadar iki memleketi yekdiğe . rine sevdirecek hiç bir vasıta yoktür. İki memleketin askerî talebesi arasında bu temasın tesmili fevkalâde bir ehemmiyeti haizdİr. Çünkü bu ziyaret iki milletin aralannda artık hiç bir harp çıkmıyacağına kani ol. duklarını gösterir. Türk . Yunan milletleri, ancak kendi hürriyetle . rini müştereken müdafaa için harbf girişebilirler.» 16 yaşında liseyi ikmal eden bir genç Türk ressamlarının istanbul'a ait tabloları Boğaziçi'ni daha cazip yapmak için Sergiden bir köşe üe viezun hammlardan W grup r «Türk Kadmları di kiş ve Biçki mektebi» nin sekizinci yıldönümü mü nasebetile Vezneciler'deki mektep binasında bir sergi açılmıştır. Sergi on gün devam edecektir. Burada talebenin eseri olan kostüm, tuvalet, masa örtüleri, elişleri ve saire gibi bir çok zarif eşya teşhir edümiştir. Ayni zamanda bu dev reden mezun olan yirtni iki Kanıinin da şehadetnameleri verilmiştir. Şeha Sahure, Nebahat, Saadet, Necmiye, detname alanlar; Iffet, Cavide, Mü Fatma, Tacünnisa, Mediha, Saime, rüvvet, Aliye, Saime, Muallâ, Samiye, Nigâr, Meliha ve Ulviye Hanımlardır.