Âgustoı Camhariyet TBLJŞ RAFL^AP || It U GIPII Ne istiklâli? Yazan: KÂZIM NAMİ let bütçesinden idare olunan darülfünunlar, nihayet profesörlernin ilmî otoriteleri sayesinde istiklâl sahibi ol. muşladır. Bu istiklâl, ekseriyetle, bir kaç asırlık bir an'anenin mahsulüdür de. Yoksa, doğrudan doğruya devlet bütçesile idare olunan bir darülfünunun, hele ilmî mahiyeti de münaziunfih ise,. istiklâl iddiasına kalkıştığı ancak bizde görülen garabetlerdendîr. Devlet, her hangi bir müesseseye para veriyorsa, o müessesenin, milletin iradesi d&hilinde işlemesini murakabe altında bulundurmak mecburiyetindedir. Bu murakabe, tabiatile yalnız malî murakabe değildir; müessesenin vazifesini hakkile yapıp yapmadığını araştırmaktır. Bu itibarla/ da İstanbul Darülfünunu istiklâl iddiasında bulunamaz. (3) Devletçilik prensibini ele alalım: Türkiye Cumhuriyeti, C. H. Fırkasmın idaresindedir. Biz, haddi zatında, tek fırkalı bir devlet değilsek te, bugün filen bir fırkaroız vardır, Türk hükumeti de bu fırkanın hükumetidir. Şu halde iktidarı elinde bulunduran ekseriyet fırkasının programındaki prensipler, Türkiye'mizde ta mamı tamamına tatbik edilmek lâzım gelen prensiplerdir. Pek iyi biHyoruz ki bu prensiplerden biri, bence pek mühimmi, «devletçilik» tir. Bazı kimseler devletçiliği hemen hemen iktisadî sahaya . o da kısmen • şamil addetmektedirler; halbuki ben kelimeyi, bütün şümulile alıyorum, en doğru hareket te budur; çünkü bir hükumet, hem halkçı, hem inkılâpçı olur da devletçi olmaz olur mu? Nasıl halkçıhk, inlnlâpçıhk şamil bir manada alınıyorsa, devletçiliği de öy. Ie almak zaruridh*. Bu itibarla/ devletçilik, ilmî sahaya bile şamil olur. ©ÜNÜN AKSLERi Veremle mücadele La dame aux cametias'nın türkçeye tercüme edildiği gün, verem, şair ve romancıların en ince mevzuu, tazelerin ve gençlerin en lirik süsü olmuştur: Dudaklarını, ciğerlerinden kopmuş bir kan damlasile kızartamıyan güzeller, rujsuz kahnış bir zamane kızı gibi, cemiyet içine çıkmaktan utanırdı! Bu heves, evlerin tahta cephesinden kafesler ve kadınlann soluk yüzünden peçeler kalkıncıya kadar sürmüştür. Artık, Türk kızı ve Türk genci, hasta ciğerleri, kansız çehresi, boğuk öksürükîerile değil, geniş omuzları, bakır teni ve gür sesila öğünüyor... Artık, kalemler için, ay, müteverrim bir kızm soluk yüzü ve sonbahar, mevsimlerin sanatoryomu değildir! Artık, veremden korkuyoruz, veremden kaçıyoruz, veremden kurtulmağa çahşıyoruz .. Iste, Veremle Mücadele Cemiyeti de, faal'yetini artt'rmaja, hastalıkla daha esaslı boğuşmağa karar vermis.. Veremle mücadele ne demektir? Veremle mücadele, açbkla mücadele, işsizlikle mücadele. pa halılıkla mücadele, ihtikârla mücadele, cehaletle mücadele tozlu yollarla mücadele, çamurlu kal dınmlarla mücadele, hasılı bü tün bir hayatla mücadeledir... Bu korkunç mücadeleyi, bes on bin liralık bütçesile yapmağa çalışan mukaddes cemiyet! .. Sen, bir hayır, bir şefkat, bir sıhhat müessesesi değil, hiç bir efsanenin yazmadığı esatirî bir kahramansm!... YJUSUF^ZtYA Arada bir sorulur: Niçin bir gazetelere bazı beyanatta bulunmuştu; bu beyanat üzerine tstanbul Dazafer edebiyatımız yok? rülfünunu müderrislerinden bazıları, Çünkü hâlâ o heyecamn için anonimlik arkasına saklanarak, Dadeyiz. Kurtuluş harbinde oğul rülfünunun isiklâlinden bahsettiler. larını kaybeden anafar ve baba • İstiklâl, istiklâl! Artık senelerdir Dalar, onlar ve biz, hepimiz, gözürülfünunluların ağzından düşmiyen Zonguldak 27 (A.A.) Bugün bu kelime, hezelî bir mahiyet aldıîAnlarını sunarlar.» müzü yumunca hâlâ vadileri saZonguldağ'ın Gazi günüdür. Gazi laşılan bu zatlar bilmiyorlar ki: «İsAyni zamanda tş Bankasmın kuran barıt dumanlarını ve xafakta Hz. nin Zonguldağ'a şeref verdikleri tiklâl verilmez, alınır.» ruluş gününe tesadıif eden ve Gazi pembeleşen, öğleyin sararan, babüyük günün birinci yıldönümy, millî Hz. nin kömür mıntakasma şeref Bu istiklâl iddası, üç sebeple, çütıda kızaran süngü parıltılarım bir bayram olarak tes'it edilmek teverdikleri bugünü tes'it etmek üzere rüktür: 1) İsiklâl ilmindir; 2) Da görüyoruz; hâlâ bir sabah karandir Şehir donatılmıştır. Gazi günü maden kömür işleri şirketi bir senlik rülfünun devlet bütçesinden sarfe komitesi tarafından yap.Ian proglığında patlıyan iki yüz topun tertip etmiştir. Saat 3,30 da 500 diyor; 3) Devletçilik prensibine uyram veçhile meb'uslar hükumet rükişilik bir kafile trenlerle Baştarlar aksi sadası kulakîarımızda uğulmuyor. esası ve memurlar, askerî erkân, C. mevkiine gitmişlerdir. Burada yeni duyor; hâlâ bir varmış, bir yokBu üç sebebi biraz tafsil edelim: H. F. ve Halkevi mensupları, bütün parkin açılma resmi yapıldıktan son mus gibi efsanevî bir kayboluşla (1) Darülfünun ilim müessesesiteşekküller Halkevinde toplanmış • ra maden mıntakasındaki şenliğe, dir; bu itibarla istiklâl, Darülfünutopraklarımızın üstünde zerre lardır. Gazi Hz. nin iskelemize ayak iştirak eylemişlerdir. Halk coşkun nun değil, ilmindir. îlim, beşer zihbastıkları saat 11,20 de merasime haline gelen düşman ordusunun sevinçler içindedir. Şenlikler yapılniyetinin en yüksek faaliyetidir. Mebaşlanmıştır. Fırka Reisi Mithat Abir tığ haf if liğile süzülüp dağıhşı mış, jnuhtelif eğlenceler tertip olundenî dünyada âlimler, ister Darülfükif Bey bu büyük günün unutulmaz muştur. gözümüzün önünden gitmiyor. nunda kürsü sahibi olsunlar, isterse hatıralarmı anlatan çok heyecanlı bir silâhların namluları hâlâ nutuk söylemiştir. Gazi Hz. ne FırRus mütehassısfarı Aydın'da Adeta toprak hâlâ kanla ıslak Darülfünun haricinde başiıbaşlarına sıcak; ka Reisi Mithat Akif Bey ve Belebulunsunlar, faaliyetlerinde, uaulleAydıi 27 (A.A.) Yeni açılacak rfiye Reisi Nihat Bey tarafından nıemve Kocatepe'de kahramanların rinde daima salâhiyet sahibi, daima fabrikalar için Anadolu'da tetkikat leket namına şu telgraf çekihniştir: müstakildirler. Zihnin faaliyeti, hiç yapmakta olan heyet İzmir'den şeh gölgeleri hâlâ düşmanı silâhtan «Bugün Zonguldak Büyük Cum bir kayıt ve şart tammaz; ona hiç bir rimize gelmiştir. Mütehassıslar Fili fazla ürkütüyor. hur Reisimiz Gazi Mustafa Kema bukağı vurulmaz. İlim, kendi yerini be'li Hacı Süleyman mahtumlarınm Büyük şeyler yakından göriiî • l'in kendi topraklarına ayak bas kendi yapar; âlime verilen mevki de pamuk ve yag fabrikasını gezdikten mez. 26 ağustos 1337 yi yazmak tığı kutlu günün derin ve de'imli ancak ilminin eseridir. Binaenaleyh, sonra meb'usumuz Adnan ve Ticaret duygusu ile coşkundur. Kurtuluş ve bazı memleketlerde darülfünunların için en aşağı yarıtn asır uzaklaşOdası reisi Halim Beylerle birlikte yükselîş yolunda Türk idealinin en istiklâli, oralarda yapılan ilimlerîn Kocaeli pamuk mıntakasında tetki mak lâzım. Biz daha o tarihî anm gür ve kamaştırıcı ışığını tasıyan ulu istiklâlidir, ilim yapan âlimlerin iskatta bulunmuslardır. Heyet bu sa içinden çıkmadık ve o zafer, bir Gazi'ye bütün Zongruldak'lılar eniçli tiklâlidir. Şimdi bilmek İsterim ki bah otokarla Nazilli'ye hareket et çok neticelerile şu saniyeye kadar duygularla sonsuz değim ve saygı tstanbul Darülfünunu ne ilim yapımiştir. uzuyor. yor? Orada kürsü sahibi olanlardan, Henüz bu zaferin muhitini çiilmî salâhiyet, ilmî istiklâl sahibi kaç kişidir? Kendine has ilmî bir tavrı, zen geniş daireleri kavnyacak bir usulü olan, bir icadm, bir nazakadar zihnimizde hakikî bir terriyenin, bir usulün kâşifi var mıdır? kip yapmağa muktedir değiliz. Müellif değil, oldukça anlayışlı bir Her mucize kadar bir muamma kafa ile tercüme yapabilen müter olan bu zaferi her sene biraz dacim kaç Rana B. memlehaları da Lort Rotermer'in ifsaafr ha anlıyoruz ve hissediyoruz ki orijinali tanedir? Darülfünunumuzun değil, talebeye tedris edilecek klâsik kitaplardan bir kütüphatam bir kavrayış, ancak bizden tetkik edecek kıyametler kopardı ne değil, bir camekân doldurabilir sonrakilere nasip olacak. miyiz? Bütün bu suallerin cevaplan fzmir 27 (A.A.) Sehrimizde buZaferi yapan nesillerden, yazBudapeşte 27 (A.A.) Saint • menfidir. Şaz, kaide teşkil ede lunmakta olan Gümrük ve înhisarmasını da beklemek fazîa clmaz Eticnne Jacının, şimdi Macaristan'ın mez. lar Vekili Rana Bey refakatlerinde Legitimiste mehafilini heyecana dumı? Binaenaleyh ilmî noktai nazardan, Vali Kâzım Paşa ile İnhisar Umum süren bazı alım sahmlara mevzu teşPEYAM1 SAFA İstanbul Darülfünununun istiklâl idmüdürü Hüsnü ve ihracatçı Zonguldak'ta Gazi günü şehirde büyük tezahüratla tes'it edildi, halk bayram yapıyor Zaf er edebiyatı M. Malş, memleketine giderken, Dün înhisarlar Vekili Aydın'da Macar tahtı Müzayedede tüccarlarımızdan Topçuoğlu Nazmi Beyler olduğu halde dün Aydın'a giderek inhisarlar teşkiiâtile n»es;rul olmuşlar ve ayni zamanda h*.t t>orunJaki kooperatif teslsat ve teakilâtını da ziyaret ve tetkik etmişlerdir. İzmir 27 (A.A.) Şehrimizde bulunmakia olan Gümrük ve İnhisarlar Vekili Ali Rana Bey Anadolu Ajansına berveçhi ati beyanatta bulunmuşlardır: < Aydın'dan avdetimde tzmir gazetelerini okudfum. Hepsinde tevhit münasebetile bir çok memurla rın açıkta kalacağının yazılı olduğunu gördüm. Benim tarafımdan hiç kimseye bu yolda beyanat vaki ol muş değildir. Tevhit muamelesinden dolayı memur adedinin azalması tabiî ise de bu yüzden açıkta kalması zarurî olan memurlardan işe yarı yanlann uzun müd'det açıkta kalması varît olamaz. Bunlar büyük bir idarede her an zuhuru tabiî olan mahallere yerleştirilir. Ehil ve muktedir olan me murlarımızın beyhude telâa ve en dişeye düşmeleri ve bu gibi asılsız neşriyata ehemmiyet vermemeleri ieap eder.> İzmir 27 (A.A.) Gümrük ve İnhisarlar Vekili Ali Rana Bey akşama avdet etmek üzere bu sabah Camaltı memlehasmı tetkike gitmislerdir. Vekil Bey ya^n sabah Vali Kâzım Paşa ile birlikte Foça'ya gideceklerdir. Aydm 27 (A.A.) Gümrük ve İnhisarlar Vekili Rana Bey rafekatlerinde înhisarlar Müdiri Umumisi Hüsnü Bey ve İzmir Valisi Kâzım Paşa bulunduğu halde Aydm'a gelmiş ve istasyonda Valimiz Fevzi Bey ve erkânı hükumet tarafından istikbal olunmuşlardır. Vekil Bey Karapmar mcir depoiarmı teftis ettiktn sonra otokarla îzmir'e avdet eyle mişir. kil ettiği zannediliyor. Filhakika Lord Rothermere'nin Devli Meyl gazetesinde neşrettiği bir makale, bu tacın siyasî bir grup namına Macar vatanperveri Rakosi tarafından bir kaç sene evvel kendisinin teklif edildiğini teyit eylemektedir. Bu tafsilâtı öğrenerek fevkalâde heyecan ve hiddete düşüren Macar Legitimiste'leri, Macar tahtını bu suretle teklife kimin cesaret etmiş olduğunu bilmek istemekted'irler. Meşrutiyet taraftarı harekeie iştirak eden Macar Hiristiyan Sosyalist fırkası Macar tacıntn şeref ve haysivetinin bu suretle payimal edilmesini protesto içm bugün Gyoer'de içtima edecektir. Muhakkak olan bir şey varsa o da İngiliz Lordunun bu ifsaatmın, Deyli Meyl gazetesinin açtığı sulh muahedesinin tekrar tetkiki husu sundaki mücadeledenberi büyük bir nikinam kazanmış olan Lord Rothermete'nin haysiyet ve serefinin halk arasmda yayılmasına lıizmet etmiyeceğidir. İzmir'de bir kaza Asansör düştü 6 kişi yaralandı İzmir 30 (Hususî) Bugün saat on ikide asansörde feci bir vak'a oldu: öğle vakti 6 polis memuru yemek için evlerine gitmek üzere asansöre binmişlerdir. Asansör 10 metre yükseklikte iken teller kopmuştur. Kaza neticesinde Keçeciler merkezinden Halis Beyin ayakları kınlmış, diğer polis efendilerin de belleri zedelenmiştir. Makinistler tevkif olunmuştur. Devletçi bir hükumet, Darülfünunu kendi başına bırakamaz: çünkü ilmî spekülâsyon yapıyoruz diye hükumetin prensiplerini yıkıcı fikirler» de neşredilebilir. Hükumetin, Darülfünunla çok sıkı alâkadar olması zaruridir. Bu sıkı alâka, Darülfünunun istiklâl ini tamamile manasız kılar. diası varit değildir. Bundan dolayıdtr ki, bugünkü şart lar (2) Bir çok memleketlerde darül ' altında, tstanbul Darülfünununun isfünun devlet bütçesine yük değildir. tiklâl davası tamamile yersizdir. Şahsî teşebbüslerin mahsulü olan, ilArtık sorabilirim: Ne istiklâli bemî otoritesini tanıtan Darülfünunlar yefendiler? az değildir. Doğrndan doğruya devKÂZIM NAMİ Nazüer'le Merkez muza Berlin 27 (A.A.) İyi malumat alan mehafile göre, jeneral von Schleicher, şahsen böyle bir kombinezona girmeği reddetmekte ve Nazi'lerle merkez fırkası arasında bir koalisyon yapılmasının kat'î surette aleyhinde bulunmaktadır. Mumaileyh «riyaset kabinesi» nin hali hazırda arzu edilebilecek yegâne tarzı hallolduğu telâkkisindedir. Merkez fırkasile müzakeratı takip ve idare eden M. Gregor Strasser, «Karabvi» müzakeratın safahatın • dan malumattar etmek için dün Münih'e hareket etmiştir. M. Strasser'in, merkez fırkasile bir itilâf akti maksadile kendi f rrkasmın îdare heyeti nezdinde bütün nüfu zunu istimal etmekte olduğu da söyleniyor. Vemar 27 (A.A.) Thuring eyaleti diyet mecIUi, eyaletin yeni kabine aıasmı tayin etmiştir. Kabine hepsi nasyonalsosyalist fırkasma mensup olmak üzere 3 nazırla 4 devlet mSsteşarntdan ibarettir. izmir'de Zafer bayramı ZEKl DO&ANOĞLU Ankara 27 Darülfünun ıslahatına büyük bh ehemmiyet verildiği malumdur. Söylenildiğine göre mevcut şubelerden Üizumsuz addedilen lerden bazılarının lâğvı ve gençlere matlup derecede mkılâp ve cumhuriyet akideleri aşılıyacak bir terbiye şu besinin ihdası tasavvur edilmek tedir. Hukuk ve Tıp Fakültelerinin asrî bir hale konulması, müderris lerin liyakatlerine itina olunması, bilhassa Türk diline fazla ehemmiyet verilmesi mevzuu bahistir. Lisan mes'elesi ile Türk Dili Cemiyeti meşgul olacaktır. Darülfünunda terbiye şube Jeneral San Jurjo Sanfander'de si mi ihdas edilecek? Daesso'da hapsedildi Madrit 27 (A.A.) Hükumet son dakikada Jeneral San Jurjo'nun Santander vilâyetindeki Daesso askerî kalesine nakledihnesine karar ver miştir. Jeneral dün saat 3 te refakatinde polisler olduğu halde otomobille askerî hapisaneden ayrılmıştır. Saat 13,30 da hapisane müdürü, jeneralın gelmiş ve hücresine hemen hapsedilmiş olduğunu bildirmiştir. Madrit 27 (A.A.) Bu son gün Ierde Madrit'te, bilhassa polise yeni bir fesat hareketi hazırlanmakta ol duğuna dair imzasız bir takım tehdit mektuplan gönderilmiş olmasmdan dolayı, bazı ihtiyat tedbirleri alın mıştır. Posta, telgraf ve telefon dairesi bilhassa nezaret altında bulundurul maktadır. Çünkü burası asilerin başlıca hedeflerinden birini teşkil etmektedir. tspanya'da ihtiyat tedbiAeri F'lonuiE Trabzon'da Trabzon 27 (A.A.) Vali filo muzu ziyaret etmiştir. Vali Yavuz'a çıkarken top atilmak suretile selâmlanmışır. Filo kumandan ve zabitam şerefine dün akşam parkta Belediye tarafından yüz kisilik zîyafet verildi. Filonun bando orkestrası halk içm konserler vermişth*. Bugün de askerî kumandanı filo kumandanını ziyaret etmiş ve ayni merasimle karsılan mıştır. Bugün akşama kadar Trabzon halkı filoyu gezdiler, saat 16 da zabitan yurdunda askerî kumandanlık tarafından filo şerefine bir çay ziyafeti verilmiştir. Trabzon 27 (A.A.) Uç gündenberi limanımızda bulunmakta olan filomuz bugün Rize'ye hareket et miştir. İzmir 27 (A.A.) 30 Ağustos Zafer bayratnmda Dumlupınar'da ya pılacak merashnde şehrimiz namına bulunacak Ticaret Odası, ve Belediye, C. H. Fırkası ve İzmir esnaf ve amele birliklerini temsil eden heyetler seçilmiştir. Heyetler 29 ağustosta İzmir'den hareket edeceklerdir. Yeni polis tayini yok Ankara 27 (Telefonla) tstanbul polislerinin Anadolu'ya nakledilecekleri hakkındakî haberi Emniyeti Umumiye müdhiyetinden tahkik et thn. Yeni kanuna tevfikan icap eden nakiller yapılmıştır. Yeni başka bir şey yoktur. Adliyede febeddülât A Maarif Vekili teftiş seyahatine çıktı Ankara 27 (Telefonla) Hâkimler arasmda yapılan tebeddülât lis tesinin yann tasdiki âliden geleceği tahmin edilmektedir. "Tınaztepe,, Gemlik'te Maverai şeria'da vaziyet Kahire 27 (A.A.) Füistin'den gelen ve Hicaz kıtaatınm Maverayi şeria'da iki memleket hududu üze rinde tngiliz kuvvetlerîne karşı bir harp yapmiş olduklarına dair olan haberler tekzip olunmaktadır. Gemlik 25 (Hususî) (Tınaztepe) mufırîbi limanmııza gelmiş, Bursa Valisi Fatin Bey tarafından ziyaret edilmiştir. Akşam belediyede muhrip gemimizi idare eden kumandan Bılâl Ankara 2 6 Maarif Vekili Esat kumandan ve zabitam şerefine bir Bey Adana, Maraş, Gazi Ayintap, ziyafet verilmiştir. Yeni ve kıymetli Mersm, Silifke ve isparta havaligemimizi idare eden süvari Bilâl sinde 15 günlük bir teftiş seyahatine Beyle diğer zabitanımızm kibar ta çıkmıştır. Avdette Çankm, Kasta vurlan muhitimizde büyük bir tesir monu, Bolu, İzmir, tstanbul, ve Edirbırakmaktadır. Reşit Süleyman ne'ye gidecektir. Cumhuriyet Abone • şeraiti • Senelik Altı aylık Üç aylık Bir aylık Türkiye için Kâbil'de darülfünun Kâbil 26 Efgan Şahı Nadir Han bir darülfünun tesisine karar ver miştir. Darülfünun KâbilV 5 kilometre mesafede, Darüraman'da yapıla caktır. rıda çalınan bir Rus romansını din liyerek bir kere daha ağladı. Sık sık italyanca mısralar, piyeslerden ve romanlardan parçalar okuyordu. Bir iki defa bar kadınlarına mahsus hareketler yaptı. Arada bir vücudünün bütün «tik» leri hep birden harekete geliyordu: Gözleri sık sık ve şiddetle kırpılıp açılıyor, çenesmin altmdan boynuna doğru uzanan seğirme f ası lasız devam ediyor, omuzları sîlki niyor, ellermm parmakları bir îâstik top mmcıklar gibi açılıp kapamyor, dizlerî birbirine vuruyor ve uçları yeri oyan ayaklarmin topukları havada kıvranıyordu. Tercüme ettiği piyesten bir parça daha okudu ve gene ağladı. Bîraz sonra kendisinden daha mes'ut kadm olmadığmı söyliyerek, nihayet menetmeğe rnecbur kaldığım sesli kahkahalarla gülüyordu. Bir aralık uyur gibi kendinden gecti ve uyanınca birdenbire nerede olduğunu hatır Iıyamadı ve bana sordu. Haydi, Vildan, dedim, seni apartımanına «ötürüp bırakavnn. Hariç icm 2700 Kr. 1450 800 Yoktur 1400 Kr. 750 400 150 Bir Tereddüdün Romanı Peyami Haydi, geHyoruz. Fakat o ko ridora çıkan iki kapıyı da iyice kapat, kilîtle Kimse geçmesin. Yalnız cazbandın arkasındaki kapı açık kalsın. Sen merak etme hiç. Muvaffakiyetle arka odaya gir dik. Kırmızı bir kanape, iki koltuk ve bir masadan, bir de kırmızı abajurdan ibaret eşyasile burası, bir ev odasına da benziyordu. Vildan buraya gelince bir kor ku duydu, gözlerini iyice açarak et rafına bakındı. Cazbant başlar baş lamaz ocnuzlarını silktî: •«Her şeyi ne çok düşünürüz! Dedi. Garsona tenbih ettim: Sakın arkadaşlar gelecek olursa Garson ghtikten sonra Vildan sordu: Bu odalar ne îçindir? Bir barm içine ev mahremiyeti sokmak için. Vildan oturamıyordu. Odada bir kaç kere döndü, dolaştı, korku ile kapıdan dışarı başını uzattı. Hiç böyle bir yerde bulunma din mı? Diye sordum. tstanbul'da, ilk defa. O halde sana pek yabancı gelmemelî. Ben de ona hayret ediyorum. YaDancı geliyor. Neden acaba? Sen hayatında her şey yapmış bir kadmsın. Fakat hiç bhine alışa mamifsın, hiç birinds ihtî'sas kazana CUMHURlYETin edebi tefrikası: 44 çok. Bunlar bizim memlekette adeta nasile zevce olmadm; sevdin, fakat yekpare bir aşıkın olmadı, bir çok hâ bir sınıf teşkil ederler. Hem de hepsi asil dediğhniz ailelere mensupturlar. diseler en büyük ihti*asın billurunu Sus! Ben yalnız olmak uterdim. kırdı; seyahat ettin, fakat sende bir Hiç kimse bir zümreye mensup seyyah melekesi teşekkül etmedi; bir çok hafiflikler yaptın, barlarda, ba olmaktan kurtulamaz. Bununla bera lolarda, tiyatrolann kulis aralarında, ber içlerinde en tipik örnek sensin. yaşadın, fakat bir kokot pişkinliği Çok hızlı gidiyorsun sen. elde edemedin; edebiyatı çıl Bizim sonumuz ne olur? nrasıya sevdin, fakat bir saFakat cesur bir cevabımdan o katır yazı neşretmedin; ço • dar ürktü ki hemen gözlerini sımsıkı cuklara bayılıyorsun, fakat ana ol * yumdu: & madın; her emelin, her gayenin bü Söyleme, dedi, haydi, içelim. yüklüğünü ve güzelliğini anhyorsun, tçti, çok içti. Bir kaç defa yerin fakat hiç bir emlin ve gayen yok; den kalktı, sıçnyarak söz söyledi, bir çocuk safhğiie cn basit yalanlara gene oturdu. Bazen haşı önüne düşüinanabilirsîn, fakat hiç bir şeye iman yor, gittikçe beyazlaşan yüzünde hiç etmiyorsun. bir hareket kalmıyor, sesi çıkmıyordu. Birdenbire avucunu ağzıma ka " Cebimden defterîmi aldı ve içine sonradan bir türîü okuyamadığım incepadı: Sus! Dedi, seni Makbet'teki ca cik ve karmakanşık yazısile bir şeyler yazdı. Saçlarmdan şiddetle bir kaç dılara benzetiyorum. Tüylerim ür * periyor.. Zekânın aynasmda kendimi tel kopararak defterimin içine koydu, fakat biraz sonra bu hareketini be korkunç görüyorum. Ben senm gibi insanlar tanıma ğenmiyerek saçlarmı aldı ve yere attı, üstüne hırcın avaklannı bastı. Dısa İtiraz etmedi. Apartunamn kapısına gelinciye kadar, soföre yolu tarif etmekten başka bir kelane söyleme mişti. Merdiveni çıkmasına da yardım etmiştim. Kendi dairesinin önünde bir elile anahtan sokarak kapıyı açarken öteki elile elimi tutuyordu. Kapı açılınca: Gel, dedi. Bu daveti evvelce tahmin ederek otomobilde kendi kendime kararımı vermiştim. İmkânı yok. Son zaman larda, içimde azan facia duyg bu gece, bu kadm, mücessem bir halde temsil ediyordu. öyle sanıyordutn ki, işte ben, böyle bir gecede, böyle bir kadma tesadüf edeceğim; ihtirasların böyle bir hızı içînde böyle bir karanhk sokağa ve karanhk aoartımana geleceğim; bir kadm suretini alan o facia beni elimden böyle çeke cek ve böyle bitirecek. Hayır. Hayn, dedim. Ve ormandakine benzer bir vak'anın önüne geçmek için ilâve ettîm: (Mabadi var)