2 4i, Ctttnhtnnyct' 28 Ağustos 1932 Şehir ve memleket habergerı Btıylk Türk . Hun Jmpa ratora <5f. ¥.. 205174) Siyasî icmal Kafkasya'da büyük bir demiryolu yapılıyor Birinci ve ikinci beş senelik plânlannda iktisadî ve askerî ehemmi yeti haiz büyük demiryollar için mühim yer ayıran Sovyet hükumeti şimalî ve cenubî Kafkasya'yı doğru bir demiryolu ile birleştirecek elektrikli yeni bir hattı kebir inşasına karar vermiştir. Yeni hat şimalî Kafkasya ile cenubî Kafkasya, yani Azerbaycan ve Kürcistan ve Ermenistan ile asıl Rusya arasındaki kara yolunu 100 kilometre kısaltmış olacaktır. Ce nubî Kafkasya'nın kısa bir yol ile asıl Rusya'ya raptedilmesinin iktisadî ve askerî cihetten büyük ohemmiyeti vardır. Evvel beevvel Sov . yet'ler, cenubî Kafkasya'da mevcut yollar ile yapılan nakliyata nisbetle yeni yol sayesinde senevî elli milyon ruble tasarruf yapabileceklerdir, Saniyen Kızıl ordu cenubî Kafkas ya'da az zaman içinde tahaşşüt edebilecektir. Orta Asya'rfa Taşkent ile Novo Sibiriski arasında Sovyet'ler tara fından büyük bir demiryolu inşa edilmesinden dolayı Hindistan'ın ve civar memleketlerin atisinden endiçe eden îngiliz'lerin cenubî Kafkasya'yı ve îran hududunu doğru bir hat ile asıl Rusya'ya raptedecek yeni bir hattı kebirin inşa edilmesind'en bir kat daha telâş gösterecekleri mu hakkaktır. Rus'ların îran'ı çiğniyerek Hindistan'a garpten yürümeğe hazırlandıklarını zannedeceklerdir. Fa.kat Rus'ların bu yeni hattı inşa etmekten maksatları askeri olmaktan ziyade iktisadî olması daha ziyade muhtemeldir. Çünkü yeni Kafkasya hattı kebiri gayet zengin kalay ve bakır madenlerinin bulun duğu havalid'en geçecektir. Maahaza Kafkasya'daki yeni büyük hat cihan siyasetinde daima nazari dikkati celbedecek ve bilhassa Sovyet İngiîtere münasebatında mühim bir âmil bulunacaktır. MUHARREM FEYZt Tercume, iktibas ve saire her türlü hakkı ma.h]ıı:dur Muharriri: YUSUF OSMAN Muallim Mektepleri Bu sene talebe cilmıyacak, mezun da vermiyecek önümüzdeki ders senesi nihayetinde kız ve erkek muallim mekteplerinden hiç bir talebe mezun olmıyacaktır. Çünkü 933934 ders senesinden itibaren muallim mektepleri yeni teşkilâta tâbi tutularak 6 scneye çıkarılacağından önümüzdeki ders yılında mezun olmaları âzım gelen talebeler beşinci sınıftan altıncı sınıfa geçeceklerdir. Ayni zamanda bu mekteplerin ilk üç sınıfına da artık talebe almma • maktadır. Halen bu smıfların tale beleri müteakıp sınıflara geçtikten sonra muallim mektepleri, orta mektep mezunu alan üç sınıflı lise haline \ geleceklerdir. Diğer taraftan birinci ve ikinci sınıflarda bulunan talebeler Edirne ve Balıkesir mekteplerinde teksif olunarak diğer mekteplerin bu «ınıfları kaldırılmıştır. Kokot ve Koket Akşamları çıkan ve işi gücü, dünyada mevcut olmıyan şeyleri haber vermekten ibaret olan pek ucuz ve pek bodur bir gazete dün de münasebetsiz bir saçma yu murtlamıştır. Dünkü nüshamızda Güzeliik müsabakalarına dair M. Dö Valeff'in bir makalesi mtişar etmişti. Bu yazıda M. dö Valeff Dünya Güzeli olan Türk kızının meziyetlerinden bahsediyor, ona bu şerefi kazandıran sebepleri Keriman Hanımm şahsmda tahlil ediyordu. Fransız muharriri Keriman Ha nimın en cazip, d*iğer kadmlarda az bulunan meziyetini koket ol mamasında buluyordu. Koket kelimesi fransızcadır. Türkçe tam mukabilini bulmak kabii değildir. Fransız'lar, sun'î vasıtalarla lüzumundan fazla zarîr görünmeğe çalışan kadınlara koket derler. Fakat bahsettiğimiz ucuz ve bodur gazetede dedikodu yaptnakla yazı yazdığını zanneden muharrir bu kelimeyi anlamıya rak kokot şeklinde sütunlarına geçirmiş ve soruyor; «Acaba Keriman Hanımın kokot olmayışı bu kadar şaşılacak bir şey midir?» Sonra bundan bir netice çıka rıyor: Demek şimdiye kadar Dünya Güzelî intihap olunan diğer kızlar kokottular... Kokot kelimesi de fransızca dir. Manasını yazmağa lüzum görmüyoruz. Yalnız şunu herkes bilir ki bu kelime ayıp bir kelimedir. Binaenaleyh, bilhassa gazete sütun • lannda, ölçü ile kullamlması lâzundır. Bu gazetede sütün sahibi olan muharrirler o gazetenin en eli kalem tutan mensuplarıdır. Böyle bir sütunun muharriri kokot ve koket kelimeleri arasmdaki manayı bilmiyecek kadar cahil olursa artık o gazetenin nasıl bir gazete olduğunu, ve böyle bir ga • zetenm yazılarına ne derece e hemmiyet verilmesi lizım geldiJinij Romanya'h Türkler Bugün gidiyorlar «Bİ2, kanımızın son zer resine kadar Türk'üz» Romanya'lı ITürk'lerden mürek kep bir seyyah kafilesinin bir kaç gündehberi şehrimizde bulunduğunu yazmıştık. Romanya'lı ırktaşlarımız bugün Romanya vapurile Köstence'ye döneceklerdir. Kafileye riyaset eden ve ayni zamanda Romanya'da Cemiyeti İslâmiye isimli tesekkülün reisi bulunan Salim Abdülhekim Bey dün kendisile görüşen bir muhanirimize Roman ya'daki Türk'ler hakkında şu izahatı vermiştir: « Romanya'da yaşıyan Tük'lerin hemen hepsi Dobrıca'da bulun maktadır. Burada tahminen 160 bin Türk vardır. Bobrıca ovahk bir yer olduğu için bütün Türk'ler çiftçilikle ve hayvan yetiştirmekle meşguldür. Romanya'da Türk'ler çok çalışkan bir unsur halindedir. Bu münasebetle vaziyetleri zamana göre iyidir. Romen rejimi Türk ekalliyetine karşı çok müsamahakârdır. Bütün Romanya, ekalliyetler içinde en ziyade Türk'leri sevmektedir. Yaşayış tarzımızdan ve hükumetin idaresinden son derece memnunuz.» Abdülhekim Bey bundan sonra Türkiye hakkındaki intibalarını anlatarak demiştir ki: < İçimizde bir çoklarımız Tür kiye'yi hiç bilmiyorduk. Büyük bir heyecanla ana vatanı görmeğe geldik. Bizi Türk bayrağının her za man ve en yüksekte dalgalandığı memlekette yaşıyan bahtiyar insanlar büyük bir samimiyet ve muhabbetle karşıladılar. Gizli sevinç göz yaşlarımızı mukaddes bir şey gibi içimizde sakladık. Hâlâ bu heyecanın tesiri altındayız. Burası ne güzel. Her tarafta türkçe yazı, türkçe konuşma var. Her yer her Türk kadar güzel ve cana yakın. Güzel ve Türk tstanbul'un görülmeğe değer her yerini, müzeleri, mektepleri gördük, hiç bir yerde bizden dühuliye almadılar. GördüğUmüz hüsnü kabulden çok memnunuz. Romanya'da harbi umumiden sonra irfan hayatı çok ilerlemiştir. Romanya'lı Türk'ler bu işte hiç geri kalmamışlardır. Romen Darülfü nunlarmın her şubesinde bir çok Türk talebe vardır. Çocuklarımız köylerde Türk mektepıerinde Türk harsile büyiitülmektedir. Kanımızın en son zerresine kadar Türk'üz. Buradan çok güzel intibalarla ve sık sık gelmek arzusile ayrılıyoruz.» Çin'lilerle karşı karşıya Mete'nin plânları ve tuzakları Cevirme harekâtı... Türk sevkuleeyşinin şah eseri 24 Hun'ların o korkunç ve şöhretli ordusu bu mu?. Casusiar, sevinerek imparatorun yanına döndüler ve dediler ki: « Hun karargâhına kadar gizliee sokulduk. Vaziyeti gözümiizle gördük. Mete'nin elinde, kala kala, cılız. askerden ve lâgar atlardan feoşka bir şey kalmamıs. Kendilerini yenmek için küçük bir kuvvet kâfidir. İfademizde yalan varsa her cezaya razıyız.y Hun ordusu, artık, köpürmüş, taşmış, gükrüyordu!.. Fakat zan nedilmçsin ki, Mete, gelişigüzel harbeden, işi talie havale ederek hesapsız ve puslasız yürüyen bir kumandandır. Bilâkis. O, hasmı istihfaf etmekten çekinirdi; tabiye ve sevkelceyş zaruretlerini zerre kadar ihmal etmezdi. Hele, harpte hud' anın değerini çok takdir ederdi. Onun içindir ki, çok ihtiyatlı gidiyordu. Hakikî kuvvetini düşmandan saklıyordu. Koca Mete, meydan muharebesinde, Türk harp usulünün mucizeli cevirme hareketini tatbi ka hazırlanıyordu. Malumdur ki, cevirme hareketi, Türk harp usulünün ve Türk sevkelceyşinin temeli ve saheseridir!.. Mete, mühim bir kuvveti, ceneral Sin'in kumandast altında öncü yapmıştı. Bu setir kuvveti, hem Çinlileri ald'atmağa, hem de çevireceği manevrayı kolaylaştırmağa yarı • yacaktı. Çin imparatoru; May . Yi şehri • nin düştüğünü, Ceneral Sin'in Hun* lara ittihak ettiğini ve Tay eyaleti ile Şansi'nin büyük bir parçasının kaybedildiğini duyunca, telâşa düştü. Vaziyetin vahametini anladı. Sara yın sehvetli dairelerinden çıkarak, Çin orduları kumandanlığını, is ter istemez ele aldı ve harekete gaçti. Çin kuvvetleri, önce, Ceneral Sin'le karşılaştılar. Çin'îilerin, sa • yıca üstünlüğü, burada, nisbetsiz olğu halde bütün hücumları kısır kald'ı. Ne çin askerinin fedakârlığı ve ne de Çin imparatorunun teşçii kâr etmedi. ÇUnkü: Çin'îilerin karşısında Hun siisartsi vfcrdı. |rorl<unf i, Çîn Miithiş hakikat: Fağfur, casusların getirdlği haberden çok memnun oldu. Hyungnuları ezerek defedebileceğini zannetti. Hele, Türk'lere karşı kat'î bir galebe çalarak, paytahta »an ve iaf erle döneceğini düşündükçe, sevinç ve böbürlenmesi arttı. Demek ki, Çin tahtında sülâlesi ebediyen oturacak, kendi adı da, tarihin yaldızh yapraklarına, büyük fatihler sıra sında kaydolunacaktı. Şan, zenginlik, zevk ve şehvet, hulâsa: Beşerî hırsları tahrik eder her şey onun olacaktı! Hasmet ve şöhreti, daha şarkta, gün doğusunda, deniz aşırı adalarda yaşıyan yecüç mecüç kavimlere ve şimal, cenup ve garpte oturan bütün dünya milletlerine yayılacaktı!... Bu parlak hayallere kapılan Kao Ti, düşmana tecavüz ederek bir dakika evvel zafere ka vuşmak maksadile çabuk hareket etmek istiyordu. Ancak, tecrübeli ceneralları onu ikaza çalıştılar. Hunların askerî meziyetlerini, kahra '"•"'•Marını, marifetlerini yakın d'an bilen ihtiyar bir Ceneral Fağ • fur*u teskin ederek dedi ki: « Bu casusların sathi keşifle rine inanmak caiz değildir. tki eycletimizi baştan başa muzafferiyntle ittila ettnıs Hun ordusunutt bu derece zelil bir vaziyete düştüğüne akdea ve tnantıkça ihtimal verilemez. Ta'rkler çok kurnazdır. Tedbirli davrana» rak bir tuzağa düşmemek lâzımdır. Daha sağlam bir keşif yapttralım. Her halde emrii ferman efendimi zindlr.» Kao . Ti, sabırsızlığına rağmen, hoşlanmadığı bu mütaleaları red dedemedi. Bu defa, keşif vazifesine en kurnaz cenerallerinden casusbası (umumî istihbarat müdürü) Lîeu King'i memur etti. Lieu • King Hun karargâhına doğru gizlice hareket etti. Oraya varınca, ayni zelil ve elîm manzara karşısında bulundu. O heybetli Hun ordusu bu perişan hale mi düşmüştü? Kurnaz casus başı buna ihtimal vermiyordu. Bu nun ustalıklı bir plân, can alıcı bir tuzak olmasmdan şüphelendi. İstiksaflarını daha ileri götürdü. (Mabadi Var) AyasofyaSultanahmet arasında park Ayasofya ile Sultanahmet arasmdaki meydanm park haline konması îçin yeni sene bütçesine tahsisat konmuştu. Yeni bütçs bugünlerde gelmek üzere olduğundan buna ait projeler hazırlanmıştır. Parkın ortasına ufak bir de havuz yapılacaktır. itfaiye giremiyen yollar Şehrin bazı semtlerindeki bir kısım sokakların itfaiye vesaiti giremiyecek derecede dar ve tehlikeli olma smdan dolayı bu kabii yerlerin tes bit edilerek icap eden tedabirin a lınması hususunda Belediye şubelerine emir verilmiştir. Karşı karşıya: Pazar yerlerindeki tartılar Bir kısım pazar yerlerinde ucuz fiatla meyva ve sebze satıldığı ve fakat buna mukabil noksan terazi ve dir hem kuIlaTiıldığı snlaşıldjğmdan pazar yerlerindeki tartıların daimî surette kontrol edilmesi için Zabitai Belediye memurlarına emir veril miştir. Keriman H. geliyor mu ? ( Birinci sahifeden mabait ) dir. Bunun ttzeıine İstanbul'a U» reket kararı verilmiş bulunmahdır. Her halde vaziyet bugün tavp.zzuh edecektir. sır&Iarını sarstı. Buna mevsimin şiddeti de inzimam etti. Sıcak çeltiklerde yaşamağa alışkın Çin'liler, karın çokluğu ve kışın sertliği yüzünden hayli zedelendiler. Hulâsa Çin taarruzu neticesiz kaldı. Var kıyas e t ! Yeni bir komisyon daha! Evkaftan Belediyeye devredilen suların varidatı henüz devredilmediği ! için iki daire arasında bu husustaki ihtilâf henüz halledilmemişti. Arada cereyan eden muhabere neticesinde yeni bir komisyon teşkiline karar verilmiştir. Hazin bir zîya Son Meclisi Âyan Reisi Rifat Bey vefat etti Mülga Âyan Meclisi Reisi ve esbak Maliye Nazırı Rifat Beyefendi uzun bir hastalıktan sonra bu gece irti hal etmiştir. Merhum en eski Türk hanedanlarmdan o lan Menemen ci oğlu ailesinin reisi ve AjaMüdiri Umum'<< Merhum Rifat Bey Muvaffak ve Hariciye Müateşarı Numan Beyef endilerin pederi idi. Daha yirmi yaşında iken hürriyet mücadelelerine atılmış, büyük vatanperver Namık KetnaPe intisap ederek onunla birlikte çalışmış ve daha sonra ona damat olmuştur. Memleketimizin en muktedir ve namuslu maliyecilerinden olraakla maruftu. Meşrutiyeti müteakıp bir kaç defa Maliye Nezaretini îdare etmiş ve bilâhare Âyan riyasetine tayin olunmuştu. Bütün hayatı pırlanta gibi temiz göçen merhum, 79 yaşında idi. Cenaze pazar günü Kalamış iskelesi karşısındaki ikametgâhından saa' 11 de kaldırılarak Karacaahmet'teki aile kabristanına defnedilecektir. Bu zlya dolayısile Muvaffak ve Numan Beylere ve ailesi erkânına bil " hassa taziyetler ederiz. Keşif kolu: HayretL. Maahaza, imparator îlk muvaf fakivetsizliklere rağmen askerinin çokluğuna güvenerek, ileri hareketine devama karar verdi. Fakat, hareketten evvel, Hun'ların küllî kuvveti hakkında sağlam malumat al dak gerekti. Yoksa bir tuzağa düşnıek, posu veya baskın felâketlerine uğramak ihtimalleri çoktu. Fağfur açıkgöz casuslarından bir keşif kolu tertip ederek Hun'lar hakkında gizlice sahih malumat getirmeğe me mur etti. Çin casusları Hyungnu karargâhına kadar girebildiler. Fakat, hayret!... Ortada cılız ve hasta askerden, bitik ve lâğar atlarla, bazı sürülerden başka bir şey yok!... Eylul maaşı ve üç aylıklar Memurinin eylul maaşı perşembe günü tevzi edilecektir. Mütekaidin, eytam ve eramilin üç aylıklarına ise cumartesi günü baş • lanacaktrr. Milâno'da çıkan haftalık ll Lecold İllustrato» mecmuası son nüshasmı dünya güzeliik kraliçelerine ve Dünya Güzeline tahsis etmiştir. Mecmua güzeliik kraliçelerinin Belçika'da ne suretle toplandıklarını, bunlar arasında hakikaten en güzel' genç kız olan Keriman Hanımın nasıl intihap olunduğunu uzun uzadıya anlatmaktadır. Yevmî ve siyasî bir gazete olan Dünya Güzeli ve ttalyan gazetelerı Yeni tayinler Kabataş Lisesi müdürlüğüne sabık tstanbul Kız Muallim mektebi müdürü Nuri, İstanbul kız orta mektebi müdür I loğüne bu mektep muallimlerinden Nazmi, İstanbul kız lisesi müdürlüğüne İs tanbul kız orta mektebi müdürü Zeki, Erenköy lisesi fizik muallimliğine sabık Kabataş lisesi müdürü Mahmut Beyler tayin edilmişlerdir. Yeni polis kadrosu Eylulden itibaren tatbik edilecek yeni polis kadrosunda 4154 üniformalı polis bulunacaktır. Bunların 107 si birinci, 150 si ikinci, 489 u üçüncü komiserdir. Aynca 50 tane namzet polis memunı vardır. Sivil komiserler bu yekundan hariçth. Jffecc Keriman Hanımvn <fi Lecolo tUustraU» isimli İtalyan mecmuasında çtkan resrni İl Jiornale d'İtalia'da da Türk ka dınlığmm son on sene zarfında göstermiş olduğu muazzam terakki ve inkişaitan bahseden bir makale intişar etmiştir. Gazete Avrupa'nm en mütemeddin memleketlerinde kadınlarm sahip oldukları hürriyete bugün Gazi rejimi sayesinde Türk kadınınm da malik olduklarmı, artık tpeçe*, «çarşaf» gibi kelimelerin tamamile unutulduğunu, Türk kadın» larının şimdi bütün mesleklere süluk edebildiklerini söyliyor ve bilhassa son tarih kongresine Tür kadın profesörlerin iştirakinden ehemmiyetle bahsediyor. İl Jiornale d'İtaliya makalesini şu şekilde bitirmektedir: «Keriman Hanım da diğer daha mühim sahalarda memleketlerinîn namını yükseltmiş olan Türk kadmlarından sonra, Türk ırkının güzelliğini dünyaya tanıtmış oldu.» sa muhabirinin mektubunu okuyorum. vayı neden 20 kuruşa satıyor? fstanbul'daki meyva satış fiatlarını en Sualine pekâlâ şu cevabı verebiliriz: iyi biîenlerin kendileri olduklarmı söy Çünkü şeker 50 kuruşa! ISyorum. Anlatmağa başlıyorlar: Hayat pahahdır ve halkın kuvvei iş Evet Bursa'da seftali 20 paradır tiraiyesi giinden güne azalmaktadır. Bir ve tstanbnl manavlannda 20 kuruşa sameyvac. günde on bes okka şeftali satılıyor. Fakat bu farkın âmillerini burada tıyor, farzedelim. Bunun okkasında 10 bulamazsmız. Meyvahoş'taki satış fi kuruş kazanmalıdır ki kendini ve ço atlaruıı gözden geçirelim. İki kuruşa cukların? doyurabilsin. Mahn satılamaşeftali, sekiz karsşa üzüm, 5 kuruM armasi çürümesi ihtimali vardır, dükkân mut, 3.5 kurusa elma almak kabiİdir. kîrası vardır, vergiler, resimler vardır. Şimdî siz diyebilirsiniz ki Bursa'da Deveye sormuslarî 20 paraya alınan şeftali Istanbul hâlin Boynun neden eğri ? de nirin iki kurusa satllıyor? Fakat düşünün ki bir köfe şeftalinin motör veya cevap vermış: vapurla nakllye parası, tayyare ianesi, Nertm doğru ki! köy parası, yazıcı parası, oktrova, muŞeftali pahalıva satıhyor. divelim. atnele, ardiye resim ve ücretleri vardır Fakat öct»«a satılan ne var ki... Manav ve bif küfe şeftâli Y«m> sahilinden ne yapsln? Meyvahos'a gelmek için 56 metre meEvet evvelce bv kadar kâr almazdı. saf e dahilind* 8 burtış hamal parası veFekat evve'ce satıS ta fazİA idi. Simdi rir. Bunlann msliyet flâtını okka batına tfurtde 15 okkâ sefteİ! satıyorsa o zaman bazan 60 para yükselttiğj olur. 30 okka satiyordu. 20 para ile 20 kuftı; âfâsıhdaki farHalkın kovvei fcttraiyesi asâhyor. kın burada hasll olfnadığını anladmlz. Bugtln meyva çok buidur. otlün İçin uBize hak veriyorsunüı, değil mi? cuz)uk var dîyorlah Havır. Ucuzluk yal9« hâldfe kabahftt perakendec!leJd«... nıs bütluktan de|ildir. İddîa edîyoruz. Evet 2 kurusa aldtkfen ?eftaliyi20 kv* Bu ssne meyva geçerı s«neki kadar olsa tvtf* Mtanlar oflfardtr. Fakât... Evet idi fiatlar gene geçetı senekinden dllşUk Wn Wf de fakatı var. Acaba anlar da olacaktı. kabahati! midlf? Bursa'da 300 ktife seftali veren bir Bfr iikembtrriyl! glder, torarsınıft! bahçenin sahibi ilk bahafda maftsuiü j^'er «ası! fldiyor? alivre olarak satmak istem<t, kön^!*'oe ?prbat. 1600 llra vermisler. fMt effnattiub. Bu bahcö «ahibi 800 kü*p seftallden 16 Utt> Paî&nuıt bol. karanmsai. Satış yok!^ AHah Allah palamutun bol olmasile Bir bakkâl fl#. V* pkmekci İle. tor ifbetnberinin »atıs vapamaitlaoı arasında ne münasebat var? Havır yanılıycrsunuz, se?57eci i!e, bir kH^duracı ve bir terzi ile knnn'smadım. F?kat eminim onlar da Mfinaaebet vardır. Çünlril isketnbecinin Mösterüeri oa, on beş kurusla karınlannı ayni esfeabı tmır^pvi ileri sareceklef! Hayat pahalı! doynran idmselerdir ve onlar 5 kuruşa fcoc* Wr pftiamut alıp yerk«n iskem Hayat pahalıIiRina sebep olanlar ieye para •enn<tx]«r. hayat pahahlıŞınfîan sikâvetçi! Gelir> de Bunon giMı siz bu muammayı hp'îedin! Defferdarlıkta terfi imtihanı 30 ağustosta Defterdarlıkta me murinin terfi imtihanları yapılacaktır. Hususî mekfepierin yemekleri Bazı hususî leylî mekteplerde taIebeye verilmekte olan hamur işi ve hamur tatlılarında kullanılan un ların bozuk olduğundan şikâyetler vaki olmuş ve bu hususta tahkikat yapılması alâkadarlara emir veril ' miştir. Kenan ve Kudretuüah Beylerin terfii fstanbul Müddeiumumisi Kenan ve üçüncü ceza reisi Kudretullah Beyler, ikinci derece hâkimliğe terfi etmişlerdir. Tebrik ederiz. istihbarat bfllteni tnhisarlar Umum Müdürlüğü bir istihbarat bülteni neşrine başlamıştır. Bültenin neşrinden maksat in hisar maddelerine bilhassa tütün ve içkilerimize dair hariçten ve dahilden toplanan sahih ve yeni haberleri alâkadarlara mur.tazaman bildir mektir. İdarenin gittikçe tekâmül ettirmek istediği bu bültenin ilk nüshası neşredilmiştir. Floş kaçakçıiarı İhtisas mahkemesinde filoş kaçakçılığile maznun olanların muhakemesine dün devam edilmiştir. Dünkü celsede maznunlar müdafaalarını yapmışlardır. Kana kan istivor Eyüp'te bir kahvede ömer isminde bir genci öldürmekle maznun Vehbi'nin muhakemesi dün Ağırcezada hitam bulmuştur. Müddeiumumî, Vehbi'nin on beş | sene ağır hapis cezasile tecziye edilmesini istemiş, davacı maktul veresesinin avukatı da, katilin, ömer'i taammüden öldürdüğünü, maktulün kanına kaa istediğini, mahkemeye hukuku şahsiye talep etmekle değil, kan almağa geldiğini ve Vehbi'nin idam edilmesini talep etmiştir. Hukuk tedrisaiı önümüzdeki ders senesi zarfında Hukuk Fakültesinde tedris ve im tihan sistemlerinde değişiklikler olacaktır. Profesör M. Malş'ın raporu haricinde Hukuk Fakültesi müderris meclisi tarafmdan hazırlanmış olan bir projede dersler, amme, hususiye, iktisat gibi zümreler etraf ında top lanmıştır. tmtihanlar da bu aekle göre ziimre halinde yapılacaktır. Proje, Darülfünun Divanının tetkik ve ka Mısır matbuat müdürö geldi Mısır Matbuat Müdiri Umumisi Ismail Bey bir kaç gün istirahat etmek üzere tskenderiye'den şehrimi/e gelmiş ve Mısır sefirine misafir ol muştur. Mısır sefiri ile îsmail Bey bugün Yalova'ya giderek bir kaç gün kalacaklardır. Seyrisefain Müdiri Umumisi Sadullah Bey sefir ile Mısır Matbuat Müdiri Umumisine Yaloya'da bir zi Başvekil Paşa dün de Heybeli'de kaldılar Başvekil İsmet Paşa Hz. dün Heybeliada'daki köşklerinde istirahat buyurumşlar ve bir yere gitmemişlerdir. Başvekilimiz akşam saat dörtte Dahiliye Vekili Şükrü Kaya Beyi ka