20 Temmuz 1932 Bir fen mucizesi Trenler telefonla sevk ve idare ediliyor Bu suretle bir çok kazaların, tüyler ürpertici faciaların önü alınmış oldu Fen, tatbikat sahasmda, bir asır danberidir, dev adımlarile ilerliyor Onu akıllara şaşkınlık verecek bir ytikselise götüren beşer zekâ ve aklmm, mucizeleri gün geçtikçe teaddüt etmektedir. Son posta ile gelen Avrupa ga zeteleri simendifercilik sahasmda gösterilen yeni bir muvaffakiyetten bahsetmektedirler. Bu muvaffakiyet trenlerin telefonla sevk ve idaresine müteallik bir yeniliktir. Fransız mütehassısı M. Paul Bochin trenlerin en kalabahk zamanlarda bile telefonla nasıl sevk ve idare edîlmekte oldu&unu »bzile görtnüştür. Bunu şövle naHedivor: «Trenlerin hareketini telefonla sevk ve idare eden her nâzim me murun, tanrı karsısında, b!r elektrik saati, ve «eçecek bütün trenlerin bir grafiği buluntnaktadır. Bu grafikte, yolcu ve esya trenlerinin bütün ha reketleri kara, yejil ve kırmızı çiz • gilerle Uaret edilmistir. Memurun sağında, her sarı, birbirî ardınca i«itmeğe yarıyan bir difizör, solunda da her istasyona imdat işareti vere bilmek icin de bir anahtarı muhtevî kücük bir masa vardır. Memur, gavet mahirane rakam tertibah sayesinde, her istasyonla otomatik bir surette münasebet tesis ettnektedir. Memurun pöjjrsünde bir mikroplastron aleti, eli altında cemberli. numaralı bir yaprak kâğıdı vardır ki onun üzerine trenleı^ hareketlerine ait aldığı malumatı işaret edecektir. Memurun elindeki bu grafikle, gözönündeki grafik birbirinin ayni olmak gerektir. Arada bir fark görülürse, demek ki trenler gecikecek, yahut bazı hâdiseler veya kazalar vuVu bulmuş olacaktır. Bu sayede, memur gerek gecikmeden, gerek kazalardan derhal ha berdar plaçaktır. " Gaf metnurlarilft tren naziflılân arasında tahut nâzîmlarîa gar memurları arasındaki muhaverefer çök kı»adır. Lüzumsuz nezaket kelimelerî, selâmlar, vedalar hazfolunmuştnr. tzahat kat'i.seridir. Cevap bazan tek bir mersi kelimesine münhasır Zjtmhariyet' Bursa'da Yaz hayatı Cuma günleri Bursa'da bir tanıdık bulamazsmız Orta Asya'daki kuraklık Konferansı aynen neşredîyoruz Beyefendi Ebureyhani Biruni'nin bh* eserinden bahisle kuraklığın vâki olmadığmı isbat etmek istediler. Daha evvel kurakhğın vâki olduğunu kabul ettiler. Fakat ondan sonra" kabul etmek istemediler. Eburey hanı Biruni'nin o kitabını gördütn. Fakat muhterem muallimin bahsettikleri Ebureyhani Biruni'nin ese rinde kuraklığın vâki olduğunu iddia ettiğini anlıyorum. Eskiden bir deniz vardı diyor. O deniz şimdî ne olmuş? Bu yatak değiştirmiş bir ırmak olabilir. Zeki Velidi Bey de öyle kabul ediyorlar. Fakat Orta Asya'da bazı irmakların yatak de ğiştirmesi orta Asya'da kuraklık olmadığı hakkında nasıl delil teşkil edebilir? (Ebureyhani Biruni) demîş ki (Deşti Beyva) da eskiden hurma ağalçarı yetiştirmiş. Peki, şimdi niye yetişmezmiş. Yağmurlardan, feye zanlardan, tufanlardan dolayı mı, yoksa kuraklıktan, tabiatin müsaadesizliğinden dolayı mı? Hurma ağalçannın nesli neden kurumuş? Her halde Elbiruni'nin bu kaydı büyük bir dava teşkil etmese de gene yalnız tabiat müsaadesizliği hakkında bir hüküm vermeğe çığır aça bilir. ""Pek yakında o havaliyi görmüş ve oralarda tetkikat yapmış olan muhterem arkadaşımız Hikmet Beyefendi Efganistan büyük elçiliğinde bulunduğu sıralarda yaptığı tetkikat arasında bu söylenen sahada bugün hurma ağaçlarının bulunduğunu biraz evvel bana söylemişlerdi. Bundan 900 yıl evvel kökünün kesilmiş olduğunu söylediği bu ağaçlarm bugün orada veniden türemis olduğunu öğrenmekle Elbiruni kabrine şadolabilîr. (Gülüşmeler). Muhterem muallim Zeki Velidi Beyefendi ihtisas sahibi olmıyan seyvahların şaşaalı, parlak, gürültülü kesiflerle âlemin gözü önünde büyük rnanzaralar açmak ve bu manzaralar arasında kendi şahsiyetlerini bir şöhret olarak göstermek sevdasına kapıldıkları noktasından söz geçirdiler. Fakat bunun bizim tezimizle ve iddiamızla temas ve alâka noktasını görmüyorum. Çünkü biz hiç bir. zaman bu gibi seyyahlarla istişhat et mek mecburiyetinde veya tecrü besinde bulunmadık. Kendilerinin çok mesgul oldukları seyyahlardan biri Almanya'da bir yevmî gazeteye bir makale yazmıs ve onda, Orta A«ya'ya gittim, orada kuraklık gördütn demiş. Böyle demiş olması ve sureti umumiyede doktor Trinkler'in gazetede yazmıs olduğu makale bizi alâkadar etmez. Rafael Pumpelli de' nilen zatm kablettarih devirlere ait kısımları iyi bildiğini, fakat tarihî devirlere ait kısımlar üzerinde mütalea beyan edecek kuvvette olma dığını ifade buyurdular. Fakat böyle münhasıran indî bir hüküm için bu kuvvet ve iktidarı hangi mikyasa istinat ettirdiklerini ve Rafael Pumpelli "!n t»rihî devirlerdeki kuraklığa ait teu < ve mütalealarını ret veya nak'• zedebilecek deliUeri bize ifade buyuronadılar. Fıkat ben kendilerine arzedeyim ki Rafael Pumpelli bu Orta Asva hakkındaki tetkikatını ve neticelerini yazarken kendisinin Orta Asya mevzuu etrafında ta 1860 tan haslıyan ve 43 sene devam eden tetkikatmdan maada heyetin başına geçtiffi zaman 600 den fazla eser, van ; asağı. yukarı Orta Asya bahsi etraf'nda bütün d'inyada yazıl mıs olan eserlerin mühimlerinden beL ki hemen hepsini, okumuş olduğunu raporunun mukaddemesinde görmek mümkündür. Binaenalevh bir adam velevki simdi içimizde bulunmasın, velevki ölmüs bulunsun, bizim ana yurt dediğimiz bir sahada uzun zahmetler ve meşakkatlere katlanarak" tetkikat yaptnıs ve bizim kendimizin maalesef yapmağa muvaffak olamadığrmız mesaiyi bütün ağırlığı ile yüklenerek çalışmış bir adam îcin indî bir hükümle yakısıksız bir karar vermekten ben kendi hesabıma iç tinap ederim. Aurel Stein'in İnner moust Asya isimli eserinde bu kuraklığa ait kısmın kendilerinde mevcut olduğunu söylüyorlar. Bu eser müteferrik formalar veya ortAsmdan yaprak çıkarılarak tedvin edilen bir eser değildir. Zeki Velidi Bey nasıl bulmuşlar hayret ediyorum. Çünkü eser baştan nihayete kadar bir küldür. Cemiyetimiz (6250) frank mukabilinde tam bir takım tedarik etmiştir. Bunun içerisinden kendi lerini alâkadar eden bahsi aynca elde edebilmiş olmak büyük bir şanstır. Fakat böyle de olsa eserin yalnız bir iki formasını okuyup üst Lutfen sahifeyi çeviriniz frenıertn sevk ve îdaresini sandalyesinde oturarak telefonla temin eden Nâztm kahnaktadır. Bilfarz bir marşandiz treni her hangi bir istasyonda bazı vagonlart bırakarak bir diğerinde bafka vagonlar alırsa, trenleri sevk ve ida • reye memur olan nâzim bundan derhal haberdar oltnakta, yolcu ve eşya vagonlannın hareketlerini, trenlerde husule gelen tahavvülleri pevderpey elindeki grafiğe kaydetmektedir. Nâzim ayni zamanda treni bekliyen istasyona, trende yolcu olup olmadığını, haber vermekte, bu sayede istasyon memuru yeniden vagon takmak lâzım gelip gelcnediğini evvelce haber almış olmaktadır. Nâzımlar iste böylece. gündüz ve gece, bir dakika durmadan bütün trenlerin ve bütün makinelerin hareketini sıkı bir nezaret altında bulundurmaktadırlar. Bu sayede, ekspres katarlarına yol açmak için eşya trenlerini sevk ve idare etmek, istasyonlarda trenlerin hareketlerinde hrti zanuızlık olmamasını temin eylemek, tyenlerdeki boç mevkilerin *ay«smı v&ktinde istasyon şeflerine Jbildinn«k gibi müşkül işler, bir makine intîzatnı ile görülmektedir. Bu şekil, bittabi bütün kazalara mâni olamıyorsa da, her halde, her gün, yüzlerce kazanın önüne geçmektedir.» Milyoner uşak! Efendisini alacak icin mahkemeye verdi Paris'te milyarder bir Arjantin'li ile yol verdiği uşağı arasında çok garip bir dava cereyan etmiştir. Işin tuhaflığına bakınız ki, davayı açan Arjantin'li karunun uşağıdır. Hiz metçi Santini efendisinden 89,000 frank alaegk dava etmiştir. Bu muhtelif tarihlerde efendisi hesabına yaptığı masrafların, ehemmiyetsiz bir bakiyesi imiş. . Arjantin'li karun, uşağının cebindeki masraf defterini görüp, teferruatını gözden geçirince tepesi at mış. . Masrafların bazılarını nak • ledelim: Hanımın et suyu masrafı ayda 1200 frank, çamaşırcı masrafı 4500 frank, sayısı dokuza çıkan köpeklerin aylık masrafı 6305 frank imiş. Arjantin'li karunun beş aylık sigara masrafı 7295 franga baliğ olmuş... Bir el fırçası 70 frank ve ilâh diye deftere kaydedilmiştir. Bu fahiş masrafları gözden geçiren Arjantin'li milyarder, uşağının hilekârlığma kanaat ederek o da ayrıca bir dava açmış Hatta, onu hırsızlıkla itham ederek bankada uşağı namına yatırılmış 900,000 franga haciz koydurmuş. Nasıl uşağı beğendiniz mi? Bankada dokuz yüz bin frankhk mevduatı olan bahliyar uşak!... tki tarafın hukuku, Paris'in en yüksek avukatları tarafından müdafaa ediliyormuş. Hatta meşhur avukat Marcel Kohn'un kuvvetli ve parlak müdafaası uşağı kurtarmış, mahkemece beraat kararı verdir mış!... Kundura Kralı Bata, sis yüzünden düşerek ölmüş.. Prague 19 (A.A.) Bata'nm ölömü hakkında Çekoslovakya mühendislerile ve Yunker Alman müesseseleri mühendislerinden müteşekkü bir komis • yon tarafından yapılan tahkikat bitmiştir. Fakat tahkikat neticeleri henüz neş redilmemiştir. Praver Presse, diyor ki: Tayyareden sukut, pilota istikametini kaybettirmiş olan sis yüzündendir. Sis, sukut mahalli müstesna olmak üzere 20 metre irtifada idi. Sukut ma • hallinde ise «s yere temas ediyordu. İhtimal, pilot, sisin altından geçmek istemiştir. Mel. Diplaraku meğer bir Papazı iğfal etmiş imiş! Atina 1 8 930 Yunan, ve dünya güzeli Matmazell Diplaraku'nun erkek kıyafetine girerek Aynaroz'a gidip manastırları dolaşması büyük dedikodu uyandırmıştı. Yunan güzelini bu suretle Aynaroz'a sokan genç bir papazdır. Hâdise duyulunca papaz mesleğinden ve Aynarozdan koğulmuş, rahip te Matmazel Diplârako'nun kendisini iğfal ettiğini söyliyerek Krajiçe aleyhinde hapis •e naktî tazminat cezalarını talep eden iğfal davası açmıştır. Almanya'da siyasî fırka bolluğu Imerika otomobilcileri ziyanda Almanya'da teşriî intihabatın yakmda icra edileceği malumdur. Ahiren neşredilen cetvellere göre, intihabata tamam 27 siyasî fırka iştirak edecektir. Almanya'nın, sanayi, ziraat, fen, kitapçılık ve saire itibarile dünya milletlerinin başinda olduğunu biliyorduk. Fakat, siyasî fırkalarm Alman topraklannda b% kadar bol yetiştiğini yeni öğreniyoruz. Bu fır kalar arasında ne garip unvanlar taşıyanları vardır. Meselâ: 1 Ciddî Incilperest hınstiyanlar Nevyork 19 (A.A.) Ford müsftrkast, tesna olmak üzere otomobil sanayiinin 2 Alman milleti mücadele ftrbu senenin ük 3 ayına ait temettüü 1931 kast, •enesinin ayni devresine nazaran % 8 0 3 Alman birlikçi birliğî, nubetinde bir tenezzül göatennektcdir. , 4 Konumote fırkaşt ve üâahgl Bursa (Hususî muhabirimiz den) Bursa halkı şu bir iki senedenbri senenin bir iki ayını havadar yerlerd'e geçirmek suretile sıhhatine ehemmiyet vermeğe başlamıştır. Şeh. rin arkasını bir Seddi Çin gibi kuşa[Ankara Tarih Kongre • tstişhat edilen âlimlerin isimleri, tan Uludağ'ın şimalden gelen rütu sinde, Orta Asya'da tarih • eserleri, sahifeleri sarahaten zikrebetli havayı olduğu gibi şehrin üsten evvel ve sonra kuraklık dilmelidir, yoksa Rus âlimleri bir tünde hapsetmesi yazın burasını kâolup olmadığt mes'eleıi et ordu değildir ki hep birden bir kubuslar içinde bunalan bir cehenneme rafında Reşit Galip ve Zeki manda ile tevcih edilsinler ve bir döndürüyor. Halkın şehirden kaç Velidi Beyler arasındaki mtitez etrafında müttehit ileri, geri masına belli başlı sebep te budur. nakaşa malumdur. Türk tayürüyüşleri veya bir çevirme hareYazın her hangi bh* cuma günü Burrihi tetkik cemiyetinin vâsıl keti yapsmlar. Her âlim kendi basa'ya gelen yabancılar caddelerde olduğu neticelere taaruz eşına bir şahsiyet olmak itibarile bu cinlerin top oynadığını görürler. Buder bir noktai nazar serdegibi içtimalarda o âlimin kendisi nun da sebebi var: Buradaki is güç den Zeki Velidi Beyin konismile, eserile ve ihtisası ile mev sahipleri boş bir günü veya bh bay teransını millî tarihin ana zuu bahsolmak lâzımgelir. (Aurel ramı âdeta halatla çekerler. Daha ta. kökleri üzerinde cereyan eStein) in şahsiyetinden bir kaç detil günü gelmeden yemekler hazırladen ihtilâf ve munakasaları fa bahis buyurdular. Maarif Vekânır, otomobiller kiralanır. Pek uzak karsdtklı neşrederek haki letine gönderdikleri notalarda da yerlere gidilir. Onun için cuma günkatin tezahürüne meydan (Aurel Stein) den bahsediyorlardı. leri Bursa'da bir tanıd'ığını anyanın vermek üzere evvelki gün Fakat burada o notlarda yazdık eli böğründe kalır. Her gün işinin ba* aynen dercetmistik. Mantı ları gibi söylemediler. (Aurel Steşından ayrılamıyanlar şimdi Çekir kî ve müdellel esbap gösterin) in tstanbul'a geldiğini ve bir ge'ye fazla rağbet ediyorlar. Çünkü mek suretile Zeki Velidi Beyi likte çay içerken kendisine kurak burası artık Bursa'nın en yakm bir ilzam eden Reşit Galip Beyin lıktan bahsettiğini ve tarihî devirsayfiyesi olmuştur. Yeni türeyen konferansınt da bugün neşlerde kuraklık olmadığını mumai • sayf iyeler de var. Meselâ: Uludağ'ın re basltyoruz.'] leyhin kendilerine söylediğini an cenup sathı mailindeki Hüseyinalam, Reis Toplanma başlamıştır. lattılar. Gene ondan bahsederken Kirazlı, Soğukpınar ve şark sathı maSöz Reşit Galip Beyindir. (Aurel Stein) in tstanbul'a geldi ilindeki BabaMultan köyleri. Dağın Doktor Reşit Galip Bey Zeki ğini ve onunla beraber bir cami üstünde ise Kirazlıyayla, Dolubaba Velidi Beyefendi hakikaten çok avlusunda kütüphanenin açılması yoruldular, çok fazla zahmet ettinı bir saat kadar beklediklerini söykamp mahalleri. En yukarıda da ler. Uzun süren beyanatlarının bi lediler. Uludağ oteli . Fakat buralara çıkzün mevzuu bahsettiğimiz mes'ele Cami avlusunda bekleme mes'e mak biraz masraflı. Yani harci âlem etrafındaki kısmı bilhassa dolayı Iesi mevzuumuzu alâkadar etmediği değil... Bunlardan Hüseyinalam kösile temas ettikleri noktalar ve faziçin onu geçelim. Fakat (Aurel Steyünü bilhassa doktorlarla avukatlar la tafsilâtlı beyanat içinde kısa bir in) in kendilerine tarihî devirlerde Ortercih ediyorlar. Bu sene Hüseyinfasıl teşkil ettiği için ben de bahsi ta Asya'da kuraklık yoktur demiş olalan'da bomboş bir köy odasının uzatmak istemiyerek yalnız onlara masını bu (Aurel Stein) in en son krrası on Hradn*. Binaenaleyh Çe cevap vereceğim ve kısa kesmeğe ve en büyük 4 ciltlik bir eserinde kirge bunlara nisbetle ehveni şer • çalışacağım. Yalnız şunu itiraf edemüdafaa ettiği fikirlerle telif imkâdir... «Bursa Valisi Fatin Beyden yim ki bütün dikkatimle dinlemiş nını göremedim. Belki (Aurel Stein) Allah razı olsun» dlyenler yalnız olmama rağmen bu tafsilâtın için bu eserini bastırdıktan sonra tstanBursa'ılar değil; buraya gelenlerin den bizim bahsi alâkadar edecek bul'a gelirekn fikrini değiştirmi» ola hemen hepsidir desem a»la mübalâkısımları birer birer bulup kayde bilir. Çünkü yeniden, yahut ta bu ğa yapmış olmam. Çünkü: Muazdebilmekte epey müşkülâta uğra • müellif Orta Asya'da tarihî devir zam granit kütlelerini yardırarak dım. Binaenaleyh eğer verilen ce lerden sonra kuraklık yoktur der açtırdığı bir şose ile bize emsalsîz vaplarda bir noksan cihet kalacak ken kendi eserinde kuraklık olduğu bir cenneti tanıtmış ve ondan medeolursa o hususu dahi tamamlamakiddiasında bulunduğunu unutmuş • nî vasıtalarla istifadeye imkân verlığım için kendilerinin Iutfen ihtatur. mişth*. ratta bulunmalarını şimdiden rica Her iki ihtimalde de benim için ederim. mecburî ve zarurî olan cihet (Aurel Vali Bey; şimdi de Bursa'nın Evvelâ muhterem muallim, kabStein) in noktai nazarının Zeki Veimar plânını Çekirge istikanaetin lettarih devirlerde kuraklık oldulidi Beyefendi tarafından ifade edilde tevsi ve itmam etmeğe çalısıyovğu,<nkanaatinde bulunduklarını söydiği şekilde olmadığının tesbitidir. Şehrin oraya doğru tevessü ve inlediler ve tarihten sonraki devirlerTahrirî ve hnzalı ifadeler ve delil ktşaf etmekte olduğunu ve haJkın de kuraklık olmadığı noktai nazaler şüphesiz daha muteberd'ir. Çün•rt+..Ç* k »W>« fazu rağbet etti nnda bulunduklarını ilâve ettiler. kü onlar sabittir, şekil ve mahiyetleğini görerek U'udag yolunu büyük O halde mes'ele yan yarıya halle rini ve kalıplarını kolay değiştirmezbir kavisle Çekirjî'j'nin garbindeki dilmiş demektir. Aramızdaki ihtilâf ler. Size (Aurel Stein) in kitabmdan «Servinaz» bahçesinin yanından ve tarihten evvelki devirlere ait kısunBursa'nın en güzel manzaralarına ha da sulh ile neticelenmiş, tarihten son çıkarılmış bazı notların kuraklığa ait olanlarını biraz sonra arzedecekim bir mevi:ii<ıden gecirerek <Çong. raki devirlere ait kısımda da biraz ğim. re> civarında asıl yola bitiştirmek münakaşa ve musahabeye muhtaç Muhterem Zeki Velidi Bey Orta için nafıayı faaliyete geçirmiş bulukalmış bulunuyor. Bendenizin anAsya kurakhğı ems'elesini izah etnuyor. ladığıma göre kendileri bir noktada, mek için bilhassa (Bartold) un neşbelki bir çok noktalarda, fakat bir Hakikaten Uludağ'a giden yolu riyatı ile ihticaç ettiler. Şunu süphenoktada gayet vazıh olarak tarihî şehir dahilindeki d'aracık sokaklarsiz hepiniz bilirsiniz, (Bartold} bir devrede dahi kuraklık olmuş oldudan ve kaba manzaralardan kurtarjeolog değildir, bh tarihçidir ve mak lâzımdı. Bu işin önümüzdeki se ğunu söylediklerinden kendi ifadetarihte de muayyen bir devir ara lerinde bir tezat manzarası görülne zarfında bitmesme intizar olunasında çalışmış ve kendi sahasmda mekie beraber nihayet o noktada bilir. Yeni yapılacak olan bu yolun epey kıymetli sayılabilen eserler bıdahi ihtilâfımızın halledilmiş oia rakmış bir adamdır. Eserleri matekıymeti pek büyük olacaktır. Fv cağı ve tam bir mutabakat haKnde riyel itibarile zengindir. Fakat tez velâ: Çekirge'iin istikbaline ehemkalacağımız pek muhtemel bulunuitibaile bizce eselerinin hiç bir kıymiyet li bir surette müessir ve âmil yor. Fakat bazan da tamamen akmeti voktur. Ve Bartold hakkında olacağı şüphesizdir. Saniyen: Bansini söylediklerinden asıl fikirleri Zeki Ve ıJi Bej c^n^'i'i filân tarihyocuların ve şehircfe bir otomobil ni anhyabilmek müşkül oluyor. Dete, filân gazetede oı ;a As ı'da kugezintisi yapmak istiyenlerin îşine diler ki, Hunların muhacereti buraklık olmamıştır dediği için b.; ' .>• çok yarıyacaktır. Hem; bu mınta • lundukları sahada kısa bir zaman sıde yazılmış olması hususu bizi çok kada hava seyyaldir. Şimalden ve süren kuraklığın doğurduğu açlık fazla alâkadar etmez. Çünkü, bu Marmara'dan kopan rüzgârlar bu • sebebile olmuştur. Bunların göçleri muharrir Türk'lerin bilhassa mederadan; Nilufer vadisini takiben cekısa bir zaman sürmüş kuraklığın niyet sahasmda hiç bir rolü olma nuba geçiyor. Onun için bu havali doğurduğu açlığın tesirile olmuşsa dığını, Türk'lerin Orta Asya'daki Bursa'nın en sağlam ve temiz ha göçleri icap ettiren ve açlıklara semevcudiyetlerinin çok yeni zamanvasıa malik bir yerdir. Tecrübe et • bebiyet veren kurakhğın tarihî delara ait olduğunu, asılsız, nesilsiz mişler; Bursa'da tuzun bir gece i virlerde dahi vukubulmuş olduğu • bir kavim olduğunu isbat için çalısçinde strsıklam olmasına mukabil; nu kendi dillerile teyit etmiş oluyormış bir Türk düşmanıdır. Bunun en Iar demektir. Hunların muhacereti Çekirge'nin bu kısmmda kupkuru bariz delil ve vesikasını tarihten sonraki devirde vaki oldukaldığı görülmüş.. Esasen Nu haAzadan bir zat Doğrudur, Barğuna göre irat buyurdukları bu deva lide yeni yeni evlerin yapılması told alelâde bir Türk düşmanıdır. lil bizim iddiamızı takviyeye hizmet da bize bu noktaları sarahaten is • etmektedir. Kaldı ki, Hunların muReşit Galip B. Maruzatımın her bat ediyor. haceretine sebebiyet veren açlık ve cümlesini bir vesika ile tesbit ederek Uludağ'a gelince: Orası başlı bakuraklık buyurdukları gibi kısa bir arzettiğime emin olabilirsiniz. Her şına bir tabiat hazinesidir. tnsana açlık ve kuraklık değildir. Bu mabirhniz için bunu kolayhkla tesbit lumata memba olarak gösterdiklebir günde her mevsimi birden yaşaedebilecek kayıtları Bartold'un her ri Çin kitaplarına göre bu darlık ve Şehrin oraya doğru tevessü ve innasılsa bizim resmî makamlarımıztan bu muazzam eser; tabiatin elin bu açlık hakikatte uzun zaman sürdan biri tarafından tstanbul'a davet müş ve Hunlar arasında çok feci edilerek verdirilmiş konferanslan den bir çiçek karfar itina ile sitsıe ıztıraplar uyandırmış bir kıthktır. serisinde, ve Maarif Vekâletince ternerek çıkmıştır. Onun her zerresinO halde daha mebde'de aramızda cümeleri bastırılmıs olan bu kon de bir hasmet, her tepesinde bir hiç bir ihtilâf kalmadiğını söylemek feranslarda bulmak mümkündür. hususiyet gömülüdür. Buraya Ameve tarihten sonraki devirlerde dahi Bizim yüzümüze karşı söylemiş olrika'lılar bile fena ahştılar. Geçen kuraklık olmuş olduğu hususundaki duğu garezkâr sözleri ihtiva eden sene bir çok Amerika'lı profesör, kanaatlerini bizzat ifade etmiş bueser kitapçılarda ve Maarif VekâAlman ve Fransız'lar (Kirazlıyaylunmalan itibarile münakaşaya belleti külliyatı içinde bulunabilir. la) da müteadd'it kamplar kurdu • ki hiç devam etmemek dahi kabil AIıp okumak imkânına her biri lar. Beraberlerinde birer doktor da di. Bununla beraber beyanatları niz her zaman maliksiniz. Mevzuubulundurdular. Ve aylarca burada üzerinde bir geçis yapmak, toplanmuza donelim, arzettiğim gibi Barm&mızın maksadı noktai nazarın • kaldılar. Uludağ oteline de en çok told bir jeolog değildir. Biz kurakdan hepimizce alâkayı davet edecek ecnebierin rağbet ettikleri göriilüIıktan bahsederken 70 sene jeoloji bir hasbıhal teşkil edebilir. yor. Güzel bir şose, dağ başmda ile iştigal etmiş Raphael Pumpelly konforlu bir otel gören her ecnebi gibi bir profesörün eseri ve tetkikatı Koca Petro'nun Türkistan'da yapburaya babasının evine gelir gibi ile ihticaç ediyoruz. Biz oraya sırf tığı askerî hareketlerin tarihçesin rahat ve kaygusuzca geliyor. bu maksatla ve ilmî heyetler halinden bahsettiler. Bunlarla iştigal de sefer etmiş, imzaları altında .çHasılı Bursa'nın yanı başındaki ştmdiki mevzuumuzun haricindedir. serler bırakmış adamlardan bahseBu mes'elelerle uğraşan Rus âlim bu hazineden her milletm istifade diyoruz . Biz Sven Hedin, Huntinglerini, istişhat için zikrettiler. Ben • ettiğini görerek utikbal için ümitton, Aurel Stein ve ilâah . gibi denizce hakikaten cebrî mes'eleler leritniz artıyor. Yakm bir zamanisimlerin eserlerinin delâletile meyüzerinde konuşurken Rus âlimleri da Türkiye'de Uludağ'm umumî bir dana çıkıyoruz. tklim bahsinde böyle diyor, Fransız âlimleri şöyle tarihçi Bartold ile bunlara karşı çıtenezzüh ve hava teptili dağı oldudiyor ve bu hükümlerde bulunuyorkılamaz. (Alkışlar). Zeki Velidi lar demek doğru bir usul değildir. ğunu göreceğiıniz muhakiaktır. Tarih Kongresinde Reşit Galip Beyin Zeki Veîidi Beye verdiği cevap...