11 Temmuz 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1

11 Temmuz 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DOKUZUNCU SENE No. 29*7 Bnhlp • e Baçrıurıarrifı v YUNU8 I İDAREHANESİ: BuyaBnnnınraıye karşısııda daıreı oabsusa Telgraf: İstaobul Cumburiyet Posta kutınu: N° 246 Bpşmuharrlr :22366 Tahrlr müdürU :23236 t 2047% fdare mudurU 22365. MatDaa Telefon: Cu m h u r iyet * PAZARTESî 11 TEMMÜZ 1932 ABONE ŞERAlTl | MÜDDET; fTÜRKİYE İÇİN | HARİÇ İÇİH.j Seneligi : 1400 Kr. [ 2700 Kr. 6 Aylığı 3 Aylığı | 750 Kr. i 1450 Kr. ! 400 KrTl 800 Kr. 150 Kr. Kövlerde ilk tahsil Nasıl olmakdır? Her yerde ilk tahsil nasıl olmaiıdir mes'elesi, bizde dahi elbet bir gün gelip uzun uzadıya ve enine boyuna tetkik olunacak çok mühim bir mes'eledir. Denilebilir ki bu bahis millî talim ve terbiyenin büyük bir faslını teşkil eder. Fakat bilhassa onda 78 nisbetinin köylü ve çiftçi olduğundan bahsettiğimiz Türkiye köylerinde ilk tahsilin nasıl olaca cağını düşünmek, mes'elenin ehemmiyetini çabuk anlamağa medar olur. Türkiye'de ilk tahsil klâsik bir şekil ile yeknesaktır: Şehirde ayni ve köyde aynidir. Bu tahsil okuyup yazma öğretir ve biraz da umumî malumat verir. Tahsilin bu kadarı ve bu şekli dahi elbet biitün biitün faydasız değilse de köylüye nisbetle daha ziyade nazaridir, ve devamlı amelî fay> dalar vermek kabiliyetini haiz değildir. tlk bakışta bedaheten anlaşılır ki köylü çocuğuna verilecek millî talim ve terbiye onun hayat ve maişetini düzeltecek ve yükseltecek amelî bir şekli dahi haiz olursa elbet bu şekil köylü hesabına da, devlet hesabına da en ideal şekil olur. Bu noktai nazardan hareket olununca ise köylerdekî ilk tahsil mekteplerinin bir nevi amelî ziraat enstitüleri şekline inkılâp etmesi lâzım geleceğini derhal anlarız. Buna nazaran her köy ilk tahsil mektebi lâakal on dönümlük bir a razi içînde olmalıdır. Bu on dönüm, on hektar, yani yüz dönüm olsa daha iyidir. Mektebi ihata eden bu arazi, üzerinde muallimlerin çocuklarla beraber çalışacakları tatbikat saha larıdır. Köy Bk tahsil mektebinde kıraat ve imlâyı Sğrenen her çocuğun ondan sonra okuyacağı dersler, ayni zamanda tarlada tatbikatını dahi göreceği ziraat dersleri olacaktır. Her mektepte bilhas«a mıntakanın ka biliyeti ile alâkadar ziraat madde leri daha ziyade itina ve ihtimama mazhar olur. Köy ilk tahsil mektebinin bir iki ineği, bir iki kısrağı vardır. Bu hay vanların yonca ile beslenmeleri ve ineğin sütünden kaymak, yağ, peynir istihsali usullerinin en kolay ve en müterakki şekilleri orada görülür. Köy ilk tahsil mektebinin on beş yirmi kovan arısı vardır. Bir tek kovanın bir aileye bir yıllık balı nasıl verdiği orada görülür. Köy ilk tahsil mektebinin tavukhanesi ve kuluçka makinesi vardr. Çok yumurta veren cins tavuların nasıl bakıldığı ve nasıl üretildiği orada görülür. Köy ilk tahsil mektebinin arazisinde yetiştirîlen yemiş ağaçlarınm bakımları ve muhtelif şekillerde üretilmeleri ve çoğaltılmalan çocuğun çok büyük merakla takip edeceği derslerdendir. Hububat ve sebze ziraatinin en modern şekilleri yalnız köylü çocuğu için değil, biitün köy için ve bütün mmtaka için üzerine titrenilecek nütnuneler olacaktır. Köy ilk tahsil mektebinin hesap ve hendese derslerinin tatbik sahaları ziraat işleridir. Köy ilk tahsil mektebi nihayet çocuklara bütün ziraat istihsalâtının kıymetlendirilmesi derslerini de verecek ve bu meyanda en basit işlerden biri olarak ambalaj ve sevkiyat usullerini de öğretmiş olacaktır. Bu mektebin biraz masraflı bir mektep olacağım kabul etmek lâ zımdır. Fakat bu masraf pek çok bir şey değildir. Dediğimiz gibi hakikaten birazdır, ve en çoğu tesis masraf ıdır. Böyle bir köy mektebi bir kere tesis olunduktan sonra idame masarifinin çoğunu kendi hasılatından temin edebilecek bir mektep olur. Böyle bir mektepten talim ve tedris namına istediğimiz şey leri beş senelik ilk tahsil müddetine sığdırmak kabil midir?.. Tereddütsüz cevap verelim k! evet, hatta bol boluna.. Bu, amelî enstitü payesine yükseltilmiş bir ilk tahsil mektebidir. öyle ki memlekete menfaatli olmak hu susunda hiç bir darülfünun böyle bir ilk tahsil mektebi ile boy ölçüşemez. Türkiye'yi dünya memleketleri içinde emsalsiz cennet yapacak ilk tahsil usulü budur. Onun zor olan tarafı masrafında değil, böyle bir müesseseyi idare edecek muallimlerdedir. Tecrübe içm üç dört vilâyette üç dort tane böyle ilk tahsil mektepleri açabiliriz, ve şimdiki halde bu Hariciye Vekili Cemiyeti Akvama gidiyor nsız Takımı * * * "¥T ı • ! • â~% • rı . , • , • • Hz. İstanbul'a ne günü ha reket buyuracaklar? Ankara 10 Gazi Hz. çar samba veya persembe günü Ankara'dan İstanbul'a hareket edeceklerdir. Reisicumhur Hz. nin İstan bul'dan Yalova'ya gidecekleri tahmin olunmaktadır. Başvekil Pş. îstanbul'a geliyor Ankara 10 (Telefonla) Başvekil İsmet Pş. Hz. Ankara'dan ayın 18 inde fstanbul'a hareket edeceklerdir. endik! 1i»"..,,...,,,,.,,.,,.,.,,,.,,,,..,,..!.,,. ^ 5 Kuruştur ^ Nüshası her yerde Bravo çocuklara ? nıifn,,. n n ,, n ı I ,, l l l I I 1 1 I 1 1 I 1 I 1 1 1 I I I I I 1 1 I I I I I I I I I 1 I 1 I I I B I I I I I f I I I İ I I I I I I I l l l l l l H İ Tevfik Rüştü Bey Cerniyeti Akvamın 18 temmuz içtimaında hazır bulunacak Cemiyeti Akvanıda Ağa Han da lehimizde Beyanatta bulundu Ankara 10 (Telefonla) Heyeti Vekile bugün kısa bir içtima aktetmistir. Bu içtimada haricî mes'ele . lerin görüşüldüğü tahmin oiunmaktadır. Hariciye Vekilimîz salı veya çarşamba günü buradan hareket ede cek, Cemiyeti Akvamın 18 temmuz tarihli celsesinde hazır bulunacaktır. Alâkadar daire müdirile diğer murahhaslarımız Cenevre'de bulunduklarından Vekil Beye refakat edecekerin fazla olmıyacağı tahmin edilmektedir. Takımımız, cidden güzel bir oyunla galip geldi! Fransız'Iar bu defa çok favullu ve tekmeli bir oyun oynadılar Takas heyeti Atıf ve Cemal B. ler Av rupa'dan döndüler Ağahan Franstz zevcesüe berâber îki memleketin araarında bazan ihtilâflar çıkmış olmasına rağmen iki memleket münasebatınm daha zi • yade dostane mahiyette olduğunu anlatmıştır. Ağa Han bundan sonra demiştir ki: « Şimdi bu münasebet ve rabı • talar, cihan sulh ve müsalemetine hizmet eden bu müesseseye her iki memleketin de aza olması itibarile devamlı ve sabit bir şekil almakta (Mabadi 4 uneü sahifede) Ağa hanın nutku Taymis gazetesinin Cenevre muhabiri, Cemiyeti Akvam meclisinin 6 temmuz sabahı Türkiye'yi cemi yete davet için aktettiği içtimada tngiltere mümessilînden sonra Hindistan namına Ağa Han'ın da söz söylediğini yazmakta ve bu sözleri nakletmektedir. Ağa Han, nutkunda, Hindistan'ın tarihi bir çok asırlardanberi Türki ye'nin tarihine merbut bulunduğu ve Güzellik Kraliçesi dün akşam hareket etti Kraliçe saat 9 da gitmesine rağmen büyük bir kalabalık tarafından teşyi edild^ Bir kaç ay danberi muh telif memle ketlerle Tür kiye arasmda takas esasına müstenit mu • kaveleler yap mak üzere Avrupa'da bulu • nan ve Ziraat Miisteşarı Atıf Beyle haricî ticaret of i»i mü • ciri C«mal CeyJen Murekke^ takas heyeti dün akşam geç vakit Loyyd Triestino vapurüe lta! ya'dan sehrimize gelmiştir. KENDİ KENDİMİZt TENKİT: Franstz taktmtnm kaJesine penaltıdan gol dlurken Fransız takımile Galatasaray Fe de sahaya çıktı: Hüsamettin • Bürnerbahçe muhteliti arasmda dün han, Yaşar . Suphi, Nihat, Kemal Fadördüncü bir müsabaka daha yapıldı. ruki küçük Necdet, Alâettin, LebleBu müsabakada Fransız'Iar 13 mağ bi Mehmet, büyük Necdet, RebiL lup oldular. Maç esnasmda takımda bazı te Fransız takımı, muhtelitin canlı ve beddüller olmuş, ikmci devrede Bürgayretli oyunu karşısında bundan ev han'm yerine Tevfik oynamış, oyu velki üç maçta olduğu gibi serbest nun sonuna doğru, Kemal Faruki, bü. ve hâkim bir oyun oynamak imkânını yük Necdet'in yerine geçmiş, onun bulamamış ve nihayet mağlup ol yerine de Reşat girmiştir. Muştur. Fransız takımı, bu defa bazı küBizim muhtelft, takviye edilmîş bir çük tadilâtla sahaya gelmişti. Kalede Galatasaray takımı halinde şu şekil(.Mabadi 4 üncu sahiMe) Tren faciasına sebep ne? Köylüler, rayların üstüne, yassılaşsm diye demir mi komuşlar? Nafıa Vekili Hilmi Beyin beyanatı Ankara treninin Pulatlı ile Beylikköprü arasmda uğradığı f eci kazayı dün tafsilâtı ile yazmıştık. Kazanın sebebi, dün de kaydettiğimiz gibi, henüz anlaşılamamıştır. Devlet Demiryolları işletme müdürü Abdullah Bey evvelki gün haza mahalline gitmiş ve tahkikat icrasına başlamıştır. Demiryollar idaresinin alâkadar erkânından biri dün facia hakkında şunları söylemiştir: « Kazanın hakikî sebebi henüz taayyün etmemiştir. Şimdilik kazada vefat ed'enlerin miktarı da kat'iyetle söylenemez. Vaziyet vagonların enkazı kaldırıldıktan sonra meydana cıkacaktır. Parçalanan arabalar vinçlerle kaldırılmaktadır. Hatlar yeni ve mükemmeldir. Bu Çizmeden yukarısı Müstakil namı altında çıkmıs bazı meb'uslann zaman zaman yumurtladıklan bazı cevherlere bakılarak Cumhu riyet Halk Fırkasının çok geniş bir demokrasi hesabına dahi olsa gostermiş olduğu semahate acımamak elden gelmiyor. Zaten fırkanın bu müsaadekârIığı sıkı biı tetkik ve tahlil neticesinde doğrusu siyaset prensiplerine dahi uy gun düşemezdi. Ezcümle müstakil Izmit meb'usu yaftasını taşıyan Sırrı Bey millet kursü •îünden daha ziyade nazari dikkati celbetmek maksadını ıstıhdaf ettiği an laşılan gelişi guzel sözlerinde ılme ve hakikate karşı gösterdiği mubalâtsız lıkla bize fırka haricinden dahi meb'us gelmesini temine matuf olarak yaptı ğımız işin kar helvası mahiyetinde bulunduğunu mütemadiyen ihtar ediyor. Mumaileyh meb'usun tenkit vadisindekî hemen her sözü kendisinin hep çız meden yukan çıkar bir halde buhınduğunu göstermekten hâli değildir. Geçen gün kooperatifçiliğin aleyhinde bulunmak için okumadığı bir kitap tan istişhat ediyordu. İnsan bilmedıği bir işe nasıl dil uzatır? Ondan sonra ormanların tahribini mevzuu bahseden dedikodulannda dahi baştan aşağı çam devirmekten başka bir şey yapmamış olduğu hayretle görülmüştür. Meb'us, iler turat yeri olmasa dahi söz söylemesin demek istemiyoruz, muhali temennî mahiyetinde olacağı için bunlarda biraz ilim ve mantık bulun masmı düşündüğümüz de yoktur. Ekseriyetle çizmeden yukarı çıkan bu sözIer karşısmda hatınmıza gelen hep Nasrettin Hocanın kar helvasıdır.'" J Malum a, kardan helva yapan Hoca: Ben icat ettım ama ben de beğenmedim! Demiş. Rareketten bir kaç dakika evvel vagonun penceresinde 1932 Güzellik Kraliçesi Keriman Halis H. dün akşam saat 9 da Sirkeci'den hareket ed?n ekspresle Brükel'e gitmiştir. Vaktin geç olmasına rağmen istasyon hıncahtnç dolmuş, Kraliçe çok hararetli ve samimî bir şekilde teşyi edilmiştir. Daha 8 buçuktan itibaren bir çok kimseler Kraliçeyi görmek için istasyonda toplanmağa başlamışlardır. Dokuza doğru toplananlar büyük b kesafet peyda etmistir. Trenin hareketine yirmi beş dakika kala K^ali çenin gelmekte olduğu haberi orta lığa yayılmış, başlar istasyon kapısma çevrilmiş, nihayet Kraliçe üzerinde sade ve fakat çok zarif kül renginde bir kostüm tayyör ve başında beyaz bir bere olduğu halde görünmüş o anda istasyon binasını kuvvetli bir alkış sesi kaplamıstır. Kalabalığm arasmda bekleşen ga Keriman Halis H. Pederî Halis B. le Wö»A;ii. zeteciler ve gazete fotoğrafçıları dermiştir. hal Kraliçeye yaklasmak istemişler, Teşyie gelenlerin tezahüratı tren fakat izdihamdan buna kolayhkla hareket edinciye kadar devam et muvaffak olamamışlardır. Kraliçe miş, bir arahk pencere önünden kaykendisini ihata eden halkın arasm bolan Kraliçe gene kesilmek bilmi • dan zorlukla alınabilmiş fotoğraf makinesinin karşısına getirilmiş, re yen bir alkış sesile eski mevkiine iade olunmuştur. Trenin hareketine simler çekilmeğe başlanmıştır. takaddüm eden kampana sesleri işiKeriman Halis H. bundan sonra tilmeğe başlayınca yapılan tezahürat gene bir alkış tufanı arasmda vagoazamî dereceyi bulmuş, katar «yaşa» na girmiş ve pencerenin önüne gel sesleri, iyi seyahat temennileri, al IMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIHIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIİIİIIIIIIIIIIIII kışları arasmda yavaş yavaş gardan kadarlık eleman bulabiliriz. Mes'eayrılmıştır. lenin ehemmiyet ve azameti o zaman Kraliçe; kendisine selâmet ve mudaha iyi görülür. İMabadi 3 üncü sahifede) YUNUS NADİ Nafia Vekili Hümi Bey no rağmen trenin yoldan çıkması çok gariptir. Muhakkak haricî bir sebep olması lâzımdır. Yol üzerinde dolaLutfen sahifeyi çeviriniz Hele şükür, tarihî evrak çıktı! Tarih kongresi Ankara tarih kongresinin dünkü içtimaına ait tafsilât ve Riyaseticumhur umumî kâ tibi Hikmet Beyin çok mühim konferansı beşinci sahifemiz • dedir. Ay'ardanberi gümrüklerde sürüne sürüne hakikaten tarihî evrak olan eski vestkalar^ dün gumrukten çiktıktan sonra ^ Bulgaristan'dan iadesinden sonra iiç aydır gümrük antrepolarında bekliyen tarihî evrak, Vekâletin kararı üzerine, nihayet dün Müzeler mü dürlüğüne ieslpa edibniştir. Tarihî evrak 53 çuvalda 997 ki * Iodur. Müze müdiriyeti tarafından| Sultanahmet'teki devlet hazinei evrakına kaldırılan bu vesikalar yakın^ da tasnif edilocektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: