u i 24 Ha.îran 1932 SON Fransa tek başına kaldı! İstanbul: 3, Almanya ve îtalya'dan sonra İngiltere de borçlarm iptalinde israr ediyor Lusanne 23(A.A.)M. Hooverin telgrafı efkârı umumiyenin nazarı dikkatini tamirat konferansından kendi üzerine çevirmistir. Fransız ve tngiliz heyeti murah hasaları yalnız mütekabil noktai nazarlarını hulâsa erfen notalar tea • tisile iktifa eylemişlerdir. Ingîltere tamirat bedellerinin âcilen ve kat'î surette iptalini talep etmekte olduğundan prensip ihtilâfı mutlak olarak baki kalmaktadır. Fransa ise taahhütlere riayet sistemini muhafazaya çalışmak lüzumuna kat'iyetle kanidir. Londra 23 (A.A.) İngiliz gazeteleri Lozan'da ve Cenevre'de yapılan içtimalar hakkında mütaleatta bulundukları sırada M. Musolini ile M. Mac Donald arasmda teati edilen hararetli ve manidar telgraflardan ehemmiyetle bahsetmekte, bu tel grafların biitün dünyanın imar ve ihyasına ait mes'eleler karşısında îngiltere ile ttalya arasında mevcut tesanüdü bir kat daha teyit ettiğini beyan eylemektedîr. Türkiye Kraliçesi Bir çok müesseseler hediye hazırhyorlar iBırinci sahıfeden mabait\ dir. Bu itibarla bir haftadan fazla vakit kalmamıstır. Müsabaka gününü ve saatini aynca ilân edeceğiz. Tabiatin kendilerini güzel yarattığı Türk kızları için, beynelmilel bir müsabakada Türk güzelliğmi temsil etmek âdeta millî bir vazifedir. Müsabakada kazanamam endisesile tereddüde düşenlerin bu tereddüdünü de müsabakanın tanvamen hafi olması îzaleye kâfidir. Filvakî müsabakaya girenlerin isimleri ve resimleri nesredilmiyeceği gibi ha kemler de hüviyetlerini ve isimlerini öğrenemiyeceklerdir. SEYAHAT ÎNTİBALARI: 2 Amalar mektebinde [HEM NALJNA MIHINA Vazifemizin ağırlığı Bütçe müzakereleri teşriî usullerle idare edilen her memlekette, daima büyük ehemmiyeti haizdir. Çünkü kesenin ağzı milletlerin elindedir. Verdiği paranın nasıl harcandığını, vereceği paranın nereye harcanacağım bilmek ister. Bu itibarla, 932 büt • çesi münasebetile B. M. Meclisinde cereyan eden müzakeratın büyük ehemmiyeti vardır. Ne yazık ki gazetelerimizde bütçe etrafında cereyan Sehm Sırrı Bey Bulçar mekteplerıni ge eden müzakere ve münakaşalara dazerken mufetttşi umumiler ve bırincı ha büyük yer tahsis edilemiyor ve jimnaj muduru üe bırlikte daha fazla tafsilât verilemiyor. MemSotya, hazuan 932 leketin umumî hayatına taalluk eden Bu sabah Sofya ikinci jimnaz mü bu mesailin Greta Garbo'nun gözle rinden elbette çok daha fazla ehemdürü M. (Nicadimof) un delâletile Amalar mektebini ziyaret ettim. Da miyeti vardır... ha yolda düşünüyordum. Bir gün evDahiliye Vekili Şükrü Kaya Beyin •el gördüğ'üm dilsizler mektebindeki Dahiliye bütçesi münasebetile memçocuklar mı, yoksa bunlar mı daha bedbaht? Hâdiseler bunun cevabını lekette yapılan işlere dair verdiği makendiliğinden verdi. Dilsizler içinde Iumat arasında, çok canlı, çok atesli, hatta nes'eli co«Camı buz diye ağızlarına götürtn cuklara tesadüf ettim. Burası ise çocuklar var. Biz, böyle bir m«mle> içinden henüz ölü çıkmış bir eve ben kete tevarüs ettik ve bu hale gctirziyordu. ötede dilsizler mahdut he dik.* sözünü füphesix okumufsunuıdur. celerle bağrışıyor, yeknesak bir ahenkle ötüsüyorlardı. Beride ise hepEskiden cehalet derecesine miyar sinin yüsünü bir matem bulutu kap olmak üzere «elifi görse mertek sa« lamıstı. Dünyayı zindan ^ören bu ıa nır» diye bir söz vardt. Şiikrü Kaya Beyin verdiği izahattan sonra medevallı felâketcedeleri gördükten sonniyetsizlik derecesine mikyas olmak ra rüyet hâssasının insanlar icin ne büyük nimet olduğunu bir kat daha üzere de «camı görse buz sanır» d«mek lâzım gelecek... takdir ettim. Arkadasımla bir de o sUkutu ihlâ! Filvaki Hakâri'de camı görünce etmemek için mektebin içinde par buz sanıp ağzına götüren çocuklar maklarımızın ucuna basarak yiirUmevcut olması, Cumhuriyet idaresinm eski saltanat devirlerinden nasıl yorduk. bir memleket tevarüs ettiğini gö«teı> MüdUrün odasındayiz. Tanısma merasrminden sonra bir gazete muh meğe kâfidir. biri gayreti ile suallerîtni sıraladım. Memleketin muhtelif taraflarında Ögrendiklerim: medeniyetin iyiliklerind*n ve nimet* Müdürün adı Vasilof Stefanof idi. lermden az çok istifade ettikleri halElli yasında Sofya darülfünununun de, gene bir çok şikâyetler eden biı felsefe ve pedagojt subesinden memünerverler düşünmeliyiz ki Ttirkizun. Maası 5,500 leva. Yemesi, îcmesi ye'nin bir köşesinde camı gorünc* bu» sanan insanlar vardır. Ve bunve ibatesi mekteotr. Mektep ^'nası ların yanmda elifi görse mertek sadahîlinde üç odalı bir evi var. Biraz ingiliece ve aimanca biliyor. Körler; nan kimseler adeta birer allâmedir» talim ve terbiye etmeği Viyana'da öğ Şükrü Kaya Beyin sözleri, münevverlere vaıifelerinm ağırlığını gö< • renmîs. 1931 in 22 nisanında Vaşington'da termesi itibarile çok mühim ve diktoplanan âmalir terbiyesi kongresin*1 kate şayandır. Asırlarca bakımsız kalmış bir istirak etmis. Bu mektep açılalı 27 sene olmuş. tkî sene evvel 25 inci vıldö memlekete medeniyet g«tirmek, a sırlarca karanlıkta bırakılmış bir nümü senliklerin! yapmıslar. Mek millete nur vermek' lâmmdır ve bu, tebin tesîsî için memlekette zen«;in az çok hep yaptığımıt tenkit kadar olmus kimseler bUyük mikyasta hükolay bir is değildir. kumete muavenette bulunmu»lar. Bundan bir sene evvel Geor?e SavioGöztepe ve Erenköy'üne verilecek nof isminde bîr tüccar 3 milyon leva elektriğin bîr kaç ay geç kalmasl üzerine sabırsızlanarak «yaz şu elekvermis. Meraıtim salonuna büvük triği Allah aşkına» diyenlerin tazyik! mikvasta yağlı boya restnini asmış sn r lar. Mektebin senelik bütçesi 280 bin ile •r u istiyoruz» diye tenkîtkâr bir leva imiş. 27 sene zarfında 5.200 kör yazı yazmağı düşünüyordum. okuyup yazma ve san'at öfrrenmiş. Fakat Hakâri'de camı buz sanan Mektep leylidir. Zensrin çocukiarı vatandaşlarımız olduğunu öğrenince mektebe senede 600 ilâ 7.000 leva ve halimize şükrettim. Az çok mede • riyorlar, fakirler bedava okuyor. Yüz niyetten nasibedar olan büyük şe hirier ahalisi daha fazlasım îstemekde kırk nisbetinde meccanî talebe te haksız olmamakla beraber, o uzalc var. 8 yasından kUrük, 15 yasından büvüV çocuk almıyorlar Kız erkek yerlerde camı ilk defa gören vatanberaber tahsil görüyor. öğleye kadar daşları da düşünmek mecburiyetin ders okuyorlar, öğleden sonra san'at deyiz. Memleketin bazı tarafları bu ğreniyorlar.Müdürden lıaska aUısı ka halde kaldıkça diğer taraflanmn dadm olmak üzere on ikî muallîm var. ha çok tlerîlemesini istemek hod gâmlık olmaı mı? Muallîmlerîn aylığı 3,000 ile 4.000 leva arasında. 30 u kız olmak üzere mektepte 80 cocuk var. Ankara: 3 Iki muhtelit dün berabere kaldılar Ankara 23 (A.A.) Kongre kupası maçlarının üçüncüsü bugün binlerce seydrci huzurunda Ankara İstanbul muhtelitleri arasında yapıldı. İki takım şu şekilde teşkil olun • muşlardı. 4 Herriot Mac Donald mülâkatı Lozan 23 (A.A.) M. Herriot tamirat borçları mes'elesi hakkında M. Mac Donald ile ehemmiyetli bir mülâkatta bulunmuştur. İngiliz Hariciye Nazırt Londra'ya döndü Londra 23 (A.A.) Hariciye Nazırı Sör John Simon Cenevre'den tay,yare ile Londra'ya gelmiştir. Avutturya Başvekili, M. Herriot'nun nezdinde Lausanne 23 (A.A.) Avusturya Başvekili, M. Herriot ile görüşmüş ve memleketine âcilen malî bir yardım yapılması lüzumu hakkında izahat vermiştir. M. Herriot, hali hazırdaki müş külâtı tahlil etmiş ve Lausanna'da içtima halinde bulunan maliye mü tehassıslarına müracaat tavsiyesinde bulunmuştur. Mumaileyh, bu müşavereleri teshil için elinden geldiği kadar çalışacağını »öylemiştir. Ankara takımı Vasfı Emın HâUs Bılâl Hayrı Rıdvan Sehm, An Rıza, Sedat, Neızat, Ihsan Kraliçeye hediyeler Müsabakada Kraliçe intihap edilecek hanıma hediye vermek istiyen müesseselerimiz çoğalmaktadır. Gazetemizin pasaport ve yemek te dahil olmak üzere bütün yol mas raflan haricinde, Kraliçeye 500 lira takdim edeceğini yazmıştık. Türkiye güzeline hediye vermeği taabh'H eden diğer müesseseler şunlardır: tpekis: Bir tuvaletlik, Beyoğlu'nda Mihailidis kundura mağazası: Ismarlama bir çift balo iskarpini, Bursa pazarı müessesatı: İpek bir sabahlık, tstanbul'da Hamidiye caddesinde ıtriyat deposu Maks Faraci mües • sesesi: Zarif bir kadife kutu içinde Gerlain fabrikasınm tuvalet levazımı koleksiyon. Ethem Pertev fabrikası: Bütün nefis müstahzaratından güzel bir Kraliçenin tuvaletlerini ve sair elbiselerinî dikmeği de en güzide terzilerimiz taahhüt etmişlerdir. Bu meyanda Ertuğrul mağaxası fevkinde Azice Hanım terzihane sini de zikredebiliriz. Müsabakaya kaydedilmek için, her gün saat 10 dan 17 ye kadar idare müdîriyetimize müracaat edile bilir. Türkiye tebaası, hiç evlenme . miş, 1625 yaşında ve namuslu ol • mak kâfidir. istanbul takımı Aıni Husnu Ruhi Samıh Sami Suîeyman Şeref, Eşref, Hakkı, Aîâettın, Nıyazi Parayı Ankara kazandı. tstan bul'u güneş altına bıraktı. Saat 18,10 da maç basladı. Top biraz dolaştıktan sonra taça gitti ve bunu takiben Ankara lehine bir serbest vuruş verildi. Top ortada biraz dolaştıktan sonra Ankara kalesinin üstünden avut oldu. Pek canlı ve teknik bir oyun oynıyan Ankara'nın hücumları tstanbul kalesini tehdit ediyordu. 8 inci dakikada tstanbul kalesine vaki olan bir hücumda serbest vuruşu intaç eden hatalı bir hareket oldu. Atilan serbest vuruş kale önüne düştii. Ve Ankara sağ açığının müdahalesile tstanbul kalesine gol oldu. Pek çok alkışlanan bu gol tstanbul'u ha* rekete getirdi. Arka arkasina yapılan İstanbul hücumları müsbet bir neticeye varamadı. 26 inci dakikada tstanbul kalesine inen Ankara mühacimlerinin sağdan inkişaf eüen konbine bir hücumu neticesinde merkeze gelen topu merkez muhacim durdurmadan çok şiddetli bir şute tahvil etti. Ve top tstanbul kalesinin sağ köşesinden kursun gibi içeri girdi. 20 galip vaziyete giren Ankara muhteliti bu golden sonra artık hasımlarının hücumiarma karşı koymağa başladı. tstanbul takımınd» Şeref ile Eşref'in yeri değismis, Eşref sol açığa geçmîşti. Bu tebeddül 31 inci dakikada iyi bir netice verdi. tstanbul mühacimlerinin bir hücumunda sol açık çok sıkı bir şutla ilk tstanbul golünü yapb. S dakika sonra konbine bir oyunla tekrar Ankara kalesine inen İstanbul'lular kaleyi sıkıştırmağa başladılar. Sağ açığın ortalayısım merkez muhacim kuvvetli bir sutla gole t&hvil etti. Ve devre bu suretle bitti. On dakika istirahatten sonra her iki takım da bazı tebeddülât yaparak sahaya çıktılar. İstanbul bu devrenin ilk 10 dakikasında çok hızlı ve müessir oynadı. Bundan sonra AnkarVlılar bir çok tehlikeli hücumla istanbul kalesini sarstılar ve 22 inci dakikada Ankara merkez muhacimi kaleye çok kuvvetli bir şut havale etti. Top direğe çarparak geriye döndü. Bu esnada sağ açık yetiserek golü yaptı. Oyun artık çok sür'atli ce • reyan ediyordu. Hava kararıyordu. Nihayet 36 inci dakikada İstanbul ta • kımı sağ içi Alâettin'ir. ayağile iiçüncü golü yaparak beraberliği temin etti. Maç bu surelle 3 3 beraberlikle neticelendi. Yarın Izmir takımı oynamazsa istanbul ve Ankara arasında bir revans yapılması muhtemeldir. ttalya İngiliz tetanüda mnııııuRiMllffimilfflllllllllllll'aillilllllllllllllllllllMluiHinmn... Meksika'da Müthis zelzele Bir şehir sular içinde yıkılıp batı Mexico City 23 (A.A.) Cuyutlan şehrinin büyük bir kısmı şiddetli zelzelelerle müterafık ve korkunç bir tarzda yükselen sular tarafından yutulmuştur. Insanca büyük telefat olmasından endişe edilmektedir. Şimdiye kadar sular içinden 30 ceset çıkarılmıştır. Cenubi garbî sahilinin bütün imtid%4hnca pek mühim hasarat vuku bulmuştur. Manzanillo Te Tolina şehirleri de ayni zamanda harakâtı arziyeden çok müteessir olmuştur. Ottava 23 (A.A.) Dün saat 8,06 da (mahallî saat) şiddetli bir zelzele hissedilmiştir. Merkezi. Ottava'dan 2,800 mil mesafede ve Meksiko civarında olduğu tahmin olunuyor. Hâkimler Kanunu Hükumetin tadilini iste digi maddefer hangileri? Ankara 23 (Telefonla) Meclis, ruznamesine alınan bir lâyihaya göre hâkimler kanununun bazı maddeleri tadil edılmekted»r. Bu tadilâta göre 1609 numaralı kanun hükmünce hâkîm hakkında ilk tahkikat sırasında tevkife veya son tahkikatın açılmasına karar verilmesi dahi hâkimin nüfuz ve itibarına dokunan hall«*rden sayılır. Bir yerde b*ka« menauriyetînin nüfuz ve itibarına halel verecegi düşüncesile bu kanunun 17 inci maddesi mucibince 2 defa tahvil edilmiş olup ta 3 üncü defasında gene tahvili müstelzim hallerde bulunanlar hâkimlikten çıkarıhr. Temyiz hâkimlerinden birinin vazife ile alâkası olmıyan cürmünden dolayı hakkında takibat icrası ha • linde müddeiumumilik vazifesi Cumhuriyet müddeîumumisine, ilk tahkikatta Adliye Vekili tarafından havale olunacak reislerden birîne ve muhakemesi temyiı ceza h«yet> u mumiyesîne aittir. Cumhuriyet baş müddeiumumisi hakkında müddeiumumilik vazifesi Adliye Vekili tarafından havale olunacak reislerden biri tarafından if a olunur. Temyiz hâkimlerinden birinin vazife ve memuriyetine tealluk eden cürmünden dolayı ilk tahkikat icrası Adliye Vekâleti tarafından göste rilecek temyiz reislerinden birine, ve müddeiumumilik vazifesi de Cumhuriyet baş müddeiumumisine aittir. Emir Faysal gitti • ^ Ottava'da zelzele Kâzim Ps. geliyoı Ankara 23 (Telefonla) Millet Meclisi perşembe günü son celsesini aktederek dağılacak ve Meclis Re. isi Kâzım Paşa ayni akşam Istan bul'a hareket edecektir. İmtiyazlar kanununda Tadil edilecek iki madde Ankara 23 (Telefonla) Menafii umumiyeye müteallik imtiyazat kanununun iki madd'esinin tadili hakkında MeclUe gelen lâyihaya göre: 1 Muvazenei umumiye ve mülhak bütçelere dahil ve muka velenin akti tarihinde mevcut veya âtiyen ihdas edilecek her hangi bir vergi veya resim muafiyetini tazammün ve âtiyen bütçelerden tediyatı istilzam ederek verilmesine hüku metçe lüzum görülen imtiyaz mukavelesi Millet Meclisinin tasdikına arzolunur. 2 Mahiyeti ve mevzuu ne olursa olsun âdiyen aktedilecek muka • velelerde aktin icrası tarihinde mevcut olan ve aktin neticesinde mükellefiyet altma giren âkide terettüp eden vergi ve resimler devlet devairi tarafından der'uhte edilemez. İrtişa tahkikatı Neticelenmek üzere... Ankara 23 (Telefonla) Mec liste teşkil edilen 5 kişilik encümen irtişa evrakmın tetkikatmı bitirmek üzer/ cfir. Gelecek hafta vinde neticeyi büdirecek ve Trabzon meb'usu Hasan Bey de kendi noktai nazarını bildirecektir. Ondan sonra Meclis tahkikatına lüzum ol /• olmadığı hakkında karar verilecektir. GSrdüklerim: Not defterleri gibi kabartma nok sarfettikleri hallerinden belli idi. talardan mürekkep kitaplardan par Müdür bizi musikî salonuna gotürdU. maklarile voklıyarak gavet düzgiin ve Muallim 35 yaşlarında sarışın bir ama Sovyet teşrifat müdüra seri lektür yapıyorler. Hesap mes'ele idi. Kemanların, viyolonsellerin a Emir Faysal Hz. ne Sovyet hükuleri hallediyorlar. Harita mütalea e kordu çok sürmedi, kendisi de piya* meti namına şehrimize kadar refakat divorlar. Kızlar fevkalâde hesaD isi ile etmis olan Sovyet hükumeti Hariciye dantelâ ve saire isliyorlar, kroşe ya noya oturdu. Vals başladı, Şopen'i çalıyordu ve ne büyük bir maharetKomiserliği teşrifat umum müdürü pıyorlar, sepet örüvorlar. Erkekler le! Muzik bitince müdür bana: Florinski Yoldaş dün Odesa'ya ha kamıstan iskemle, koltuk, masa örüreket etmiş. rıhtımda şehir namına En çok sevdikleri musikidir. Her yorlar, marangozluk ögTeniyorlar, Vali Muhittin ve Hariciye Vekâleti akşam bir saat radyomu» işler. Nefe» piyano akort ediyorlar. Mektebin namına Tevfik Âmir Bey tarafından almadan dinlerler, dedi. yirmi dört kisilik bir orkestrası var. teşyi edilmiştir. Müesseseden çıkarken bir taraf tan Paydos zili çaldı. Körler muntazaBulgar'larm körlere karşı göstedikman bahçeye çıktılar. Dikkat ettim, devam clunacakhr. Bugünkü müzake gözleri açıkmıs gibi merdivenleri em leri bu alâkayı takdir ederken. diğer Ankara 23 (Telefonla) Spor kon rede Iskrim, Denizcilik ve Güreş fede taraftan sevdiklerini, dilediklerini niyetle indiler. Birbirine çarpmadan gresi bugün sabahleyin 9 da, öğleden rasyonları ile muhasebe raDorlan mü müebbeden görmemeğe mahkum olan koridorlardan geçtiler, köşeleri dönsonra 3 te ve gece 9 da başlamak üzere zakere edilmiş, kabul olunmustur. bu bîçarelerin hallerine acıdım. düler. Bir sakarhk veya salaklık üç içtima aktetmiştir. Gece celsesi on bir Kongrenin yarın mesaisini bitirmesi SELtM SIRRI yapmamak için ne büyük bir ceht buçuğa kadar sürmüstür. İçtimaa yarın muhtemeldir. (BMnd sahifeicr matait) Emir Faysal Hz. dün öğle yemeğini Perapalas otelinde yemişlerdir. Vali Muhîttin, Vali muavinî Ali Rıza ve Hariciye Vekâleti müdürlerinden Refik Âmir Beyler de yemekte hazır bulunmuşlardır. Emir Hz. saat on altıda Perapalas otelinden ayrılarak otomobille Seyrisefain rıhtımına gitmisler, buradan Çankaya motörile Palestina vapuruna gecmişlerdir. Prens Hz. rıhtımda bir müfreze asker tarafından teşyi edilmiştîr. Vali, Vali muavini, Polis Müdürü Emir Hz. ni vapura kadar teşyi etmişler • dir. Prens Hz. ne mihmandar tayin edilen Refik Âmir Bey kendilerine Batum'a kadar refakat edecektir. Emir Faysal Hz. Batum'dan Pehlevî limanı yolile Tahran'a gidecekler ve Tahran'da tran Şahı Hz. nin misafiri olarak üç gün kalacaklar, oradan Bağdad'ı da ziyaret ederek memleketlerine döneceklerdir. Spor kongresi Dün üç içtima yapıldı, kongre bugün dağıhyor CUMHURtYET'in tefrikast: 4 Çalınan Gönül SERVER BEDİ Onu kendine biraz ısındır mak için ne çektiğimi ben bilirim. Bununla beraber aramızdaki âşıkane münasebet bir arpa boyu bile ileri gitmis değildir. Sık Sık buluşup lakırdı edivoruz, o kadar. Daha doğrusu ben söylüyorum, o din liyor. Sevgilim Nebahat Hanım yaşlı bir maliye müfettisile evlenmisti. Bu dahi garip tabiatinin bir delilidir. Yaşlı, çîrkin, fakat sessiz ve nazik bir devlet memuru ki, evlendiğinin ü çüncü senesi öldü ve sevgilim Ne bahat Hanıma ciddî, hürmetkâr ve terbiyeli bir adamın hatırasını bı raktı. Çok esrarengiz kadındır, çok. Evvelâ hiç kimse, kardesleri ve annesi bile neden bu ihtiyar adamla evlenmek istediğini anlamamışlardır; sonra da, kocasının vefatındanberi dört sene geçti, bu genç ve güzel dul kadının yazın Erenköy'ünde ve kısın Fındıklı'da kendi başına nasıl ya şadığını hiç kimse bilmez. Ben evvelâ kızkardeslerile ta nışmıştım. Evli olan ikisi istisna ediIirse dîeer üçü pek kanı sıcak şey lerdi. Aralarında, küçük ask entrikalarile, şımarık bir çocuk gîbi ya sıyordum. Gezip tozuyorduk. Bana <vhaşi bir kızkardesleri o'.duğunu, hiç kimse ile görüşmediğini, hatta onlara bile sık sık gelmediğini» söylerlerdi. Pek ehemmiyet vermez dim. Bence isk eğlenceîrinde gaiDlerin hükmü yoktur. Elde ne varsa gönlünüzü onlarla eğlen ^irmeğe bakalım, diyordum. Sevgilim Nebahat Hanımı ilk defa olarak üc kı?kardeşinin heroher o turdukları Fazlıpaşa'daki evde, bir ilkbahar günü tanıdım. Bir bakışta anladım ki bu, bambaşka Çeşit bir kadındır. yalnız kızkardeslerine değil, tamdığım kadınlardan hiç birine benzemiyor: Pek ciddî bh şey ama, soğuk değil. Konusmuyor ama vkmıvor Ne düşündüğü belli olmuyor ama gene halinde bir samimiyet var. Yüzü gülmüyor ama içi gülüyor gibi. Daima ayak ayak ü^tüne atarak otv.ruyr.r. Daima ,başı dik. Ellerinir.. diz lerinin ve omuzlarınm hareketlerinde bir tereddütsüzlük görünüyor. Velhasıl erkek tavurlu bir kadın ama, kadınlığı da hiç eksik değii. Belki sevgilim Nebahat Hanımı iyice an latamadım, fakat şurası anlaşılır • sa memnun olurum ki ben bu kadı m ilk görüşümde fena halde beğendim. Az bucuk yağlıboya resim yapmak elimden gelir. Onun pek hoşuma giden bir pozuna hayran hayran bakarak dedim ki: Şimdi fırçam, paletim ve boyalarım yanımda olsaydı hiç durmaz, şu vaziyette resminizi yapardım. En küçükleri bana sitem etti: Biz o kadar yalvarırız da resmimizi yapmazsın, Nebahat abla ma sen kendin teklif ediyorsun, dedi. Bu kadınla kendileri arasında bulduğum farkı gizlemeğe bile lüzum görmedim: Doğrusunu istersen, dedim, ablan bana çok ilham veriyor Sevgilim Nebahat Hanımın, v* yüzü, ne gözleri, ne vücudü hiç kımıldamıyor, benim bu hislerimc karşı ne düşündüğünü anlatan bir kelime bile ağzından çıkmıyordu. Ben de bundan fazla üstüne düşmek istemedim. Nihayet dünyanın bütün kadınlarına: «Canınız ister seN diyecek kadar gencliğim ve kendime emniyetim var. Onun da canı isterse. Hem resim yapmak öyle pek de zahmetsiz bir şey değil. Bahis değişti. Ötekilerle gülüşüp konusuyorduk. Sevgilim Nebahat Hanım bir aralık bana doğru bir adım attı: Bir portre ne kadar zamanda yapılır? Diye sordu. Sizin durmaktaki sabrınıza göre değisir! dedim. Bir ay sürer mi? Sürmez. Bu aylarda boşum. tki günde bir iki saat durursanız on bes günde, belki daha evvel biter. Fakat şunu söyliyeyim ki atelyem yoktur. Alâtimı alıp istediçiniz yere gelirim. Sevgilim Nebahat Hanım hiç bir şey söylemedi, ben de ısrar etme dim, biraz sonra, bir bahis ortasında, hepimizin sözünü keserek çıkıp gitti. Bu garip haline oldukça hay ret ettiğimi gören öteki kızkardeş leri, güldüler. öyledir, dediler, biz de onun huylarını bir türlü öğrenemedik. Ben bu resim mes'elesinde onun üstüne düsmediğime pişman olmuştum. Meğer pek iyi etmîşim. Sonradan öğrendim ki sevgilim Nebahat Hanım üstüne düşmeğe hiç gelmiyen bir kadındır. Elbet kendisine bîr daha tesadüf edeceğimi düşünerek, onun bende bıraktığı derin arzuyu muvakkat bir zaman için susturmağa çahşıyordum. Bir gün Haydarpaşa treninde o • na tesadüf ettim ve vagon tenhadı. yanmda ve karşısında boş yer var • ken, hafif bir selâmla iktifa ederek gidip uzakta bir yere oturdum. Bunu da onun gururile mücadele etmek için yapmıstım. Benim niyetim o gün Pendiğ'e git» mekti. Onun Erenköy'ünde oturdu • ğunu biliyordum. Erenköy'ünde inmeğe karar verdim. Tren Göztepe'jrî geçinciye kadar onun bulundğu tarafa başımı çevirip bakmadım bile. (Mabadi var)