zCamhmriyet SON TELGRAFLAD Japon kabinesi düşüyor Çin'lilerle Japon'lar arasmdaki müza kere nihaî safhaya dahil oldu Tokio 19 (A.A.) M. Yoshizawa, kat'î talimatmı bugün Japon elçisi M. ; Sh gemtsu'ya göndermistir. Bunun üzerine müzakerabn bugün veya yann son safhasma girmesi umumiyetie zannedilmektedir. Hariciye Nazınnın Çin'deki Japon elçiliğine gön deraus olduğu talimahn elçilik erkânı • nm hakkında müzakerat cereyan et mekte olan esaslı tedHrleri ıslâha tesebbüs etmesi lâzım geidiğini de nahk oldufu söylenmektedir. Ba tedbir'er, Çin kıtaabnın şimdiki mevzilerinde kalması ve Japon'lann Changhai ve Voosung'a çekilmesidir. Japon ve Çin mümessillerinden miirekkep bir komite, Uhliye edilrais rnınta^'da inzibab temin evliyecektir. Hariciye Nezareti, mütarekenin ak • b'nden sonra Cemiyeti Akvam mecli • si reisirv'n teküfi veçhiie açılaeak olan Yuvarlak masa konferansı ruznamesine Cbanghai'daki Jaoon tebaasımn emnü selâmetine müteallik mes'eleleri kavdedec»ktir, bu mes'ele'er meyanmda Japon'lar aleyhindeki harekâta nihayet verilmeti de vardır. Japon tebaasmm emniyetleri temin oItmduğu takdirde Jaaonya, bütün kuvvet'erini geri çağırabileeektir. Sanghay 19 (A.A.) Çin • Japon mi'zakeratt tarskki etmektedir. Japon kuvvet'erinin beynelmilel rmntakadan çekiltneleri ve mmtakaya Çin hükumet makamab tarafından tekrar vazıyet edîlmesine ait olarak bir itflâf vuku bulacağı, fakat Çin askerlerinin hali h«zırda işgal ettiktai mevzilerde katacağı zannedümektedir. Çin hükumet erkânı, Çin'in her seyi nezaret altında bulunduran müsahit Jprin gözleri önunde bir hükumetin kendi toprağını tekrar isb'rdadı merasi rrînin manhkla kabili telif oimadıgnu îlori sürmekte ve müşahitlerin yalnız Japon kuvvetlerinin çekilmesine nezaret etmeleri lâzım geldiğinde ısrar etmektedirler. Cemiyeb' Akvam tahkik komi«yonu, müzakerata istîrak etmemekle beraber Şanghay*daki mevcudivetinhı bu müz*kerelerm intactm taeü edeeeji ümîdile . """••nntmHtmunimHIIHIIinilllH1 ANKARA MEKTUPLARI Yeni bir mühim mes'ele Merkez Bankası, evrakı naktiyeden bir kısmını imhaya salâhiyettar mıdır? Ankara, mart (Hususî) tstanbul meb'usu Alâettin Cemil Bey, g«s çeo gün Meclis Riyasetine bir tokrir vererek Merkez Bankası kanununun bir maddesinin tefsirini istedi. Alâettin Cemil Beyin temas ettiği mes'ele, Merkez Bankasının teşekkü , lündenberi bir çoklannın zihnini meşgul eden mUhim bir mes'eledir. Malumdur ki banka, banka kanununun besinci maddesi mucibinee tedavülde bulunan evrakı naktiyeyi uhdesine almıştır. Bu suretle o za • mana kadar hiç bir karşılıgı olmiyan evrakı naktiye kanununun neşri ve bankanın tesekkülü ile Cumhuriyet Merkez Bankasının teminatı altına alınmıs bulunmaktadır. Su kadar ki bu taahhüt, evrakı naktiyeyi mee . burt tedaviil kaidesine müstenit ol . maktan kurtaran ve banka giselerine ibrazında mukabtlinin altın olarak tediye edileee&ini tasammun eden bir taahhUt değildir. Kanuna nazaran bankanm bu ta» ahhüdüne mukabll, hazlne de ban • kaya borçlanmakU ve boreunu yüz. de Wr faisli hazine tahvilleri ile 8 . demif bulunmaktadır. Mevzuu bahis tahvillarin Hfa fekline gelincc bu husustaki ahkâma nazaran tahviller 931 malî senesinden itibaren her se» ne umumî, mülhak ve hususî büt . çelere meviu Ubsisatlar yekununun yüzde birine muadil bir meblâgm tediyoai ve varidat fazlalanndan tefrik edilecek paralann bankaya verîl . mesi suretile tedricen itfa edneeektir. Banka tarafından neşredilen 10 mart 932 tarihli son situasyonda hü. kumetin hazine tahvillermi itfa için simdiye kadar 1,700,00 lira tedlye ettiğl göVülroektedir. Ancak banka her tediyeyi müteakıp tedavüldeki pa . radan hükumetçe yapılan tediyat nisbetinde bir miktan tedavülden kaldırmaktadır. tste Alfte«in Cemil Beym kanuna mtinafi gbrdtigti muamele budur. tstanbul meb'munun ve enun gibi düsünen diger bir çok sevatın noktai nazarlarına göre mevcut evrakl naktiye bir kanuna müsteniden ihraç e • dilmif olmak Uibarile bu evrakı naktiyeden bir kısmının tedavülden kaldmlması da g«ne kanunî bir sarahate Istinat etmek icap eder. Devletin parasını tedavülden kaldırmağa kim • senin hakkı yoktur. Evrakı naktiye her seyden evvel devlet hâkimiye • tinin bir ifadesidir. Devlet bir kiğıt parçasına kendi alâmetini basarak ona mecburî tedavül vasfını vermiş. tir. Bankanın daha iyi bir para sis . temine geçmek maksadile bu parayı uhdesine almif olması ihraç bankalannca malum eskil tahtında ya . pılmakta olan emisvonlara mümasil bir muamele değildir. Binaenaleyb banka evrakı naktiyeden bir kısmını kendi kendine tedavülden kaldıra • maz. Filhakika tedavüldeki evrakl naktiyenin ne suretle tedavülden çeküe. bllecegi hakkında ne evrakı naktiye ihracraa mütedalr olan kanunda, ne de Cumhuriyet Merkez Bankası ka. nununda bir sarahat yoktur. Maahaza hazine tarafından vaki tediyatın hazinenin borcundan mahsubile be raber o nisbette evrakı naktiyenin bankaca muntazaroan tedavülden çekildüine ve situasyonlarda «banknot» tâbiri kullanıldıgma bakıhrsa bankanın mevcut evrakı naktiyeye mevzuu bahis taahhüt dolayısile banka tarafından ihraç edilmiş banknotlar nazarile baktığı anlaşılmaktadır. Mes'elenin kanuni eiheti bertaraf, banka roehafili bu suretle tedavül den çekilen evrakl naktiyenin bir tedavül dar!ığı viicude getireceği hak • kındaki iddialan varit jrörmemekte • dirler. Zira banka, istikrar kanununun mevkü mer'iyete vaz'ına kadar uhdesine aldığı evrakı naktiye miktannı artırmağa salâhiyettar olma makla beraber altın ve döviz istira etmek, ticarî senetleri reeskont yapmak suretile kanunda gösterilen şartlar altında banknot ihracına salihiyetUrdır. Diğer taraftan bankanın filen tesekkülünden evvel 1726 nuroaralı kanuna tevfikan konsorsiyom tarafından döviz mukabili ihti yat evrakı naktiyeden yapılan ihraçlar bankanın tesekkülünü müteakıp bankaya devredilmis ve bu muame • leye banka tarafından da devam olunarak bilhassa altın mukabili ih raçlar yapılmıştır. Halen bu ihraçlann yekunu 13.228.158 lirayı bul raustur. Alâettin Cemil Beyin tefsir talebi, bittabi, mes'elenin kanunî cihetini halledecektîr. Bununla beraber tef • sirin şekli bankaya hak verse büe işin teknik eiheti gene halledilmis olmıyacaktır. Ba«ı mütehassıs sevatın kanaatine göre hali hazırdaki para miktan ne devlet maliyesinin ihti yacına, ne de tedavül ihtiyacına kâf i geleeektir. Bu zevat mecburî tedavül kaidesine müstenit evrakı naktiye den bir kısmını müstakbel bir istabilisasyona intizaren tedricen yüzde yüz karsılıklı banknotlarla tebdil etmenin zâhiren çok iyi bir tedbir gö rünmesine mukabil ihtiyat evrakı naktiye He paramızın kıymetini dü fürmeksizin fazla miktarda altın ve altına kabili tahvil döviz tedariki mUmkün olemıyaeağı, binaenaleyh bu makanizmanın bir müddet sonra evrakı naktiyeden bir kısmının muntasaman tedavülden çekilmesi ile daralacak olan tedavül hacmîni genişletmeğe kifayet etmiyeeeği fikrin dedirler. Onlara nazaran istikrar kanunun mer'iyet mevkiine vaz'ına kadar mecburî olarak tedavül edecek olan evrakı naktiyeyi halile piyasada bırakmak, diğer taraftan ihtiyat evrakl naktiyeyi gayrimahsüs bir tedriç ile altına ve altın kıymetinde dovize tahvil etmek lâzımdır. Görülüyor ki mevzu çok mühim ve sayani dikkat olmakla beraber daha siyade ihtisas erbabının salâhiyeti dairesinde bulunan bir mevzudur. Tefsir talebinin müzakeresi esna Sjnda hükumetin de bu husustaki miitaleasını söylemesi muhtemeldir. İ l L r I MIHINA Hayatı ucuzlatmak! Buğday ve ekmek mes'elesi mü nakaşa edilirken bazı zevat, hayatı ucuzlatmak lüzumundan bahsettiler. Hayatı ucuzlatmak, cidden hos ve cazip bir fikirdir; fakat, hayatı u cuzlatmanın sırrını hiç bir İktisat mütehassısımız bulup gösteremedi. Hayatı ucuzlatmak hep varmak istediğimiz, fakat hiç bir zaman yetisemediğimiz bir seraptır. Dün Beyoğlu Balıkpazarı'ndaki yemisçi dükkânlarına »öyle bir g8z attım. Elmalar, hep elli ile seksen kuruş arasında... Bu elmalar Amas ya'dan değil de Kalifurniya'dan gelse mutlaka daha ucuza mal olurdu. Geçen sene, bu mevsimde Mısır'da satılan enfes Kalifurniya elmaları, tstanbul'da satılan Gümüsane elmasından daha ucuzdu. Bir okka elmanın zahmeti, hiç şüphesiz bir okka busrdayın zahmetin • den daha azdır. öyle olduRu halde bir okka elma bir okka buğdaydan on, on bes defa daha pahalı... Etin altmıs kuruş olmasına ta hammül edemiyoruz da elmanm seksen kuruşa satilmasına aldırmıyeruz. Efer sekaen kuruşa satılan elmada da ihtikâr, hem de müselsel, zincirleme bir ihtikâr yoksa, dünyada hiç bir şeyde ihtikâr yoktur. Bizde halk, böyle şeyler için dava açmaktan müçtenip olduğu için, ihtikâr1 a mücadele kanununun tatbi kında, en mühim vazife hükumet ve belediye teskilâtına teveccüh «diyor. Belediye her mala etiket koydur malî ve sonra müfettisleri vasıtasile ihtikâr yaptıkları sabit olan eanafı mahkemeye vermeii. Böyle yapılma • dıkça bu elma bolluğunda işte böyle seksen kuruşa elma satılmasınm önüne geçilemez. Halka düşen vazife de, bu kadar pahalı satılan şeylerî kat'iyyen almamak suretile menfi bir hareketle fiatları düsürmektir. Esasen fakir sımfların mecburen tatbik et • tikleri bu usulü mutavassıt ve zengin sınıflar da tatbik ederse seksen kuruşluk aristokrat elmaların ve emsalinin burnu kırılır. Gothe'nin Yüzüncü senesi Almanya'da emsaUiz merasim yapılacak Nankin'e «zhnetini tehir eylemittir. Japon kabineti daşecek mi? Tokio 19 (AA.) Siyasî mehafil, tnemleketin geeirmekte olduju buh randaki vahametin nihayet tnukai kabmesinin sukutunu intaç edeeeJK kanaatini izhar etmektedir. Bu mehafîl, daha umdiden milli bir hükumet teşki! ihtimalini derpiş eylemektedir. Diyetin fevkal&de içb'ma devresi, dün başla • mntır. Son zaman'ardaki sîyasî katiller dolayısile vöksek m«c!isin hükumete karsı bir tevbih takriri k*bul etmesinden korkalmakla beraber hükumetin beka ve mevcudryerinîn içb'ma devresi niha vetinde veya hitammdan »onra teh'îkeli bir geçit atTatmak mecburiyetinde kalacğı tahmin olunmaktadır. Esasen M. Nakahaski'nin istifasının bu ahvaTin ve kabmede hüküm tüırnekte olan hakikt ihtilâfın bir safhası olduğu ve tebeddülihn bununla kalmıyacağı eh»mmiy*tle kaydedilroektedir. Nihayet, Tokio'daki ikametini bütün sîvasî sahsiyetlerle mülâkatlar ieranna tahsis etmis olan prens SaionYi'nm Tokîo'dan mufarakati, bu ziyaret hakkında bir çok tefsirlere yol açmısbr. Prentin, payitahtı »varetten maksadı millî bir hükomet teakili olduğu diisünülecek olursa bu mütalea ve tefsirleri ntuhik gormemrk mümkGn deMdir. Büyük bir Borsa oyunu Paris'te maruf bir bor gacı tevkif edildi Paris 19 (A.A.) Borsa simsarlarından M. Jacque» Barrault, emniyeti »uiistimal ve piyasada gayrikanunt muameleler icra etmiş olduğu suretinde Stokholm bankerlerinden ve kibrît kr^ı. Kröger'm dostla rından M. I ymann tarafından ya pılan şikâyet üıerine tevkif edil • mistir. Teşrinisani ayında M. Hoymann, 30 milyonluk Kroger eshamını karşılık göstererek para istikras etmeğe teşebbüs etmiş idi. Bu muamelede M. Berrault delâlette bulunmağı teklif eylemistir. Aralannda aktettikleri mukave • Iename, M. Berrault'un 20 müyon frank vermegi ve mukavelename mOddetinin hitamında, yani 18 ay sonra, almıs olduğu esbamı îade etmeğî taahhüt eylemiş bulunduğunu natık idi. M. Berrault, 15 milyon frank vernis v« fakat ihtimal muamelede devam »çin zarurî olan parayı tedarik «tmek iizere eshamı »atmak hatasını htikâp eylemistir. M. Hoymann, M. Berrault'un nezdinde bnlunması icap eden eıhamın kânunuevvel ayında Nevvork bor Berlin 19 (A.A.) 22 mart salı günü saat 13,30 da Almanya'daki bütün kiliselerîn çanları çalacak ve bu esnada Weîmar*da Gothe'ptn med fun bulunduğu mezarlığa Başvekil Brüning ile arandünes Fpr>do"a ve Weimar tarafından çelenkler konuIacaktır. Ecnebi dmlomatlar ile Almanya'nm ve ecnebi memleketlerin her taraf mdan geîmN olan heyetler. musz< zam merkadin üzerine çelenkler koyac?klardır. Almanya. bu muazzam ihtifal ile ebedî «Werther» ve «Faust» ün mUellifi olan en büyük Alman şairinin ha» tırasını re»raen tebeîl edeefVtlr. Bu muazzam nümayiste 5000 den faz'a sahsivet hnzır bulunacaktır. Reisîeumhur Mare«al Hindepburg, merasime mUstesar Meissraer*i rHnderec»»ktlr. Almanva hükumetfnT Baş. v«*kil Büninfi; i'e Harbiye ve Dahilive Nazın Jen<Ta1 Groener tenuil «decek, Reieersta^'da rels Loebe tarafından temMİ olunaeaktır. Hemen. hemen büttin Alraan hü> kumetierî Başvekilleri Weimar'a gideeektîr. Alman darülfünunları, e • nvnierini, bUviik sehirler, belediye re'i'ermi göndereeeklerdlr. Tivatro ve san'at âlemine mennıp heyetler de ayrıca merasime iştirak edeeeklerdlr. Bu merasimde yüzierce Alman ve Javonya ve Mançari hükumeti ecnebi gazetecl bulunacaktır. Tokio 19 (A.A.) . Jaoonya hüEenebt nemleketler, dünyanm en kumeti, Çin'in 1 mart tarihli notastna sühretsiar mütefekkirlerinden birine cevap vererek Japonya'nm yeni Mankarşı Almanva'nm yapaeağı bu tebcil çcrri devleti ile hiç bir suretle münasebett elmadı(im. ve bu devletin ihda • hareketine istirak etmek arıusunu izhar etmiflerdir. ondan mes'u! bolunmadıgını blldir • Weimar merasiminde Fransa'yı raıttir. Berlin sefiri M. Andre Françoi» PonJaponya bu cerabında, Mançuri »cet ile Paris darülfünunu emini M. tiklâltnin ilânını kap ebniş olan esbabi Charlety, temsil edecektîr. kaydetmekte ve yeni Mançuri hükumeti ttalya ve Japonva büvük elriierlle Japon hukuk ve menafiinin mahfuz ka> Avusturya ve Beleîka Maarif Nazır lacağı ve »ulh ve asayîsin muhafaza edüeeeSî fimidmi vermekte oldugu ei • ları, meraleketlerini temsİl edeeekleri gibi Avrupa devletierinin elçi ve muhetle bu hükumete taraftar oldufunu lâhatgüzarlan da kendi memleket • ve fakat bu devletc karşı müsait bir hatb lerlni temsil edeceklerdir. Hindi» • harckat ittihaı etmenm filt müıah«ret tan'dan, tran'daa, Mtsır ve Amerl • <femek olmıyacaJhnı üave etmektedir. ka'dan bir çok heyetler gelecektir. Gothr* merasimi, pazar güatt Weimar'da batlıyacak ve önümUs deki bütün hafta zarfmda devam e • deeektir. AÜ SVREYYA Fırka grupu Bugün Hariciye Veki lîni dinliyecek Ankara 19 (Telefonla) Fırka grupu yann içtima ede cektir. Bu içtimada Hariciye Vekilinin Tahdidi Teılihat Kon , feransı hakkında izabat vere ceği anlaşıhnaktadır. F listin'de kıtlık tehlikesi Adana 19 (Hu. Mu.) Filistin'de yagmursuzluktan mahsulftt harap olmuştur, kıtlıkUn korkulmaktadır. Halk yağmur duasına çıkmiftır. Ankara 19 (Telefonla) Hariciye Vek&letinde 7 inei dereceden münhal dört memuriyetten birine 2 ınci «nıf müdürlerden Antep muhasibi Raftp, orta elçilik müsteşarlıgma 9 uncu derece memurlanndan Rüftü, Altmcı daireden Salâbattin ve Londra büyük elçilik Baskâtibi flcen 9 uncu derecede münhal buIunmadığı için merkez onuncu dere ceye getirilmiş olan Feridun Ceraal, Bükreş elçfliği ikinci kitipligine meslek memurlanndan tlharoi Beyler tayin o* Iunmuslardır. Ikinci bir Ankara faciası Ödemiş'te de zençin bir karı koca öldürüldü İsmir 18 ödemis'te feci bir cin»y«t vuku bulmustur. Facianın kurbanları ödemif'in Zeyrek mahalle sinde oturan Zeyrek'li Mehmet Ağa ile kansı Zehra H. ve 10 yasındaki hizmetçi kız Hatice'dir. Mehmet Ağa ödemis'in maruf zenginlerindendir 60 yasındadır. Eski Zeybekierdendir. thtiyanlığına rağmen çok dinçtir. Facia aksamı erkenden kahveye gitmif, orada geç vakte kadar dama oynamıstır. Bu sırada kendisini gö • renler ömer Ağanın her zamanki gibi neş'eli ve sıhhatli oldugunu söylemektedirler. Cinayeti polise haber veren ömer Ağanın evli kızıdır. Biçare kadın cağız hâdise sabahı babasının evine gelmis, kapıyı çalıp açtıramayınca bahçe tarafından dolaşarak içeri girmiş ve evde korkunç bir manzara ile karşılanmıştır. ömer Aga, Zehra H. ve hizmetçi Hatice iplerle, mendillerle boğulup öldürülmüşlerdir. Katiller bundan sonra ömer Ağanın kasasını kırmıslar, içindeki 15,000 lirayı almışlar v cesetlerin yanıbaşında sofra kura Ibrahim Tali Bev Ankara'ya geliyor Adana 19 (Hu. Mu.) Birinci müf ettişi umumî İbranim Tali Bey bugün sehrimize geldi ve hemen An kara'ya hareket etti. Bugünkü Yeni Gün'de Başmakale: Buhranla mücadele Abidin Daver Hariciyede yeni tayinler Terbiye sütunları Kâzım Nami Adana'da yaz! Adana 19 (Hu. Mu.) Adana'da •ıcaklar başladı. Ilık bir bahar havası hüküm sürmektedir. Paltolar çıka • nlmıstir. Hem tath, hem acı: Zenğinler vefiyatı ve ben! KıvJcım Atlet: Olîmpiyat müsabakaları Reşat Ekrem Ali Sait Pş. Ankara 19 (Telefonla) Ali Sait Pafa fstanbul'a hareket ebnişHr. Kiiçük hikâye: Ask hastaları Mahmut Yesari Afyon Halkevinde Afyonkarahisar 19 (Hususî) H«l kevi'ne ragbet günden güne çoğalmak tadır. Sıhhiye Müdürü Kemal Bey tarafından bugün Halkevi'nde meneniit hastahğı hakkında bir konferans verflmişbr. Habeş misafirlerimiz Ankara 19 (Telefnola) Habe • tistan'ın Londra ve Paris boyük elçisi M. Bejiron de Jaliodia Cenaplan bugün buraya geldi ve Hariciye Veküini «yaret etb*. Gazi Hz., teftri yann kabul buyuracaklardır. •auna çıkraif oldugunu ve bunlarla Kröger uhamına karşı ıpekülâtyon yaDiMı^jnı hayretle görmüştUr. M. Berrault'un iki şeriki cürmü d derdett edilmiştir. Halife olmağı kuran Celâlet • tin Arif Bey Erzurum'da do laplar çeviriyordu Hâdiseler, Fikirler, Spor, Ha nımabla, Gençlik, Radyo yazıları rak beraberlerinde getirdikleri rakıyı içmiflerdir. Katilleri bulmak henüz kabil olamamıştır. ödemiş kaymakamı haydutların pek yakında yakalanacaklarına kanidir. önceden haber verseydi, neysene.. Kusura kalma bacım, benim ycrimde sen olsaydm ne yapardm. Bereket versin o sırada nefer girdi. Büvük yengeyi tanıdı: O! Hoş geldin büyük yenge! Nereden geldin? Vaziyeti bir dakika içinde anladıktan sonra nefer: Ben tanırım, dedi. Bu gece burada misafir kalsın da yarına Allah kerim. Neferin verdiği teminat köylü kadını yumuşattı. O gece geç vakte kadar konustular ve sıki fıkı dost oldular. Köylü kadm dedi ki: Ben miralay beylerin adamı • yım. Ama sen hiç meraklanma. Sana da onlar gibi iyi bir kapı buluruz. Hele bu aksam rahat et. Sabahleyin, erkenden, köylü kadm büyük yengeye dedi di: Sen bulgur tenceresini ocağa koy* Pe^.r.:r\eri. m'ntaniarî neyi 8 1 cak suya bastır. Sonra beraber yıka rız. Mabadı var Hey'eti Umumiye yapmıyan şirketler Ankara 19 Vakti geldigi halde bir çok sirketlerin heyeti umumiyelerini içtimaa çajprmamalan alâkadar roehaf0' de nazari dikkati celbebnektedir. Bu hususta tatkikat yapılacakbr. liyordu. Otobüsün içine, kuyruğuna, damına istif edildiler. Otobüs şiradi bir insan ve eaya yığmı idi: Altı kadın, dokuz erkek, dört çocuk, on heybe, bir sandık, üç çuval, bir soför, bir muavini, bir kaç »epet.. Ve saire Müellifi: AKA GÜNDÜZ Otobüs ıhlıya puflıya yola düzüldü. Sarı Dede'nin ilk karuı büyük venge Bflmera. Bir sabah erkenden, Diyeeekt!. tlk defa bir bastona yavaş yavaş ağlıyordu. Herkes tam kolruğunda bir bohça ile çıktı, üç dayanarak büyük yengenin evine yerlesinciye kadar bu ağlayışa aldıgündür geimedi. gittL Beyninin içi hâlâ uğuHuyor, rıs etmedi. Gitgide, her yolcu kendikulaklan çatlıyor, kanmın damarSarı Dede bir daha sendeledi. Fa • larını yaktığını hissedivordu. FcVat kat bu sefer kendini topladı. De • ne göre sıkışık ve rahatça bir yer yaptıktan sonra kadmlarm merak en büyük endişesi bu hâdisenin bîmek ilk karısı o geceki yalan kavgalinîp bilinmediği idi Bunun k?Tn«» ta dan sonra hayatım kazanmak için ça ları kabardı. Niye ağladığını sordurafından bilinmemesini istiyordu. re aramaca gitmisti Demek San De lar. Altmış senelik ömrü m»hvo'"rlu. Gurbete çıkış değil mi? Dedi. de dünyada yapavalnıı kalmiftı. Gerçi kendisinin hiç bir kabahati Herkes ağlar. 14 yoktu. Fakat... Kimin kimsen var mı? Kapıyı çaldı, çaldı, ses sadn vok. Kimsem yok. Yalnız şehirde Kamyondan bozma otobüs tasiağı yavrumu bıraktım. Zaten bu yollara Bastonla vurdu. Kom<ulardan biri hareket ettiği zaman, içinde on kisi pencereyi acıp seslendi: onun için düstüm. vardı. Tam belediyenin izin verdiÇi Sarı Dede! Sen misin? Yol arkadaşlan lâf olsun dive a Benim kizım! Bizimki evde yok sayu Fakat şehrin kenarmda bir döcıdılar. ÇUnkü onlar da hayatla nemeee geiir gelm»z, otobüs durdu. mu? rında ilk gurbete çıkıslarında a£la Şosenin yanındaki hendekte baska O gideli üç «ün oldu? mıslardı ve onlara da yol arkadasları yolcular y heybeler, denkler bek > Üç gün roU? Nereye? sudan bir vahvahla acımışlardı. CVMHURlYET'in edebi tehikan : 37 MEZAR KAZICILAR Tifo Herkes aldığmı satar. Bunlar da vaktile aldıklannı sattılar. Yalnız tam karsısında oturan bir genç kadm sudan davranmadı, Büyük yengenin sahiden kimsesiz, kederli bir kadm oldugunu anladı. Daha elli küometre gitmeden dost oldu> lar. Büyük yenge kocasmdan ayrıldığını, bir yavrusu oldugunu; onun için bes on para kazanmağa gittiğini söyledi. Bütün umudu rairalay beylerde idi. Genç kadm: Tanırım, dedi. Araa konufmayız, hanımısını çok metederler. Bilmem acaba kasabada mı ki... Genç kadın miralay beyle ailesinin bir hafta evvel izinli gittiklerini biliyordu. Konusmayız dediği ba aile ile bilâkis pek sıkıfıkı idL Fakat söylemek işine gelmiyordu. Miralay Beyler mademki yokmus, mademki sen de onların candan ahbaplarum, bari onlar gelinciye kadar sizin yanı « nızda, boğaz toklu&una kalayım, d«rse ne yapacaktı? Peki dîyecek olsa bile... Bu kadını tanımıyordu. Baka hm, sahiden miralay beylerin tam dığı mı idi? Ağlama, sızlama, dertleşme çok sürmedi. Değirmendeki kısa moladan bir saat sonra kasabaya geldiler. Otobü» pazar yerinde durdu. Genç kadını bir çocukla bir delikanlı bekIiyordu. Çocuk havkırdı: Hos geldin abla! Genç kadın delikanlıya söyledi: Sen bu kadını miralay beylerin evine götürüver ağabey. Yabancı imi?. tki yol arkadası selâmetlestiler. Büyük yenge miralay beyin evine geldi. Kapıyı çaldı. İçeri girdi. Yaşlıca bîr köylü kadın: Kimi istiyorsunuz? Dedi. Miralay beyin hanımefendiyi. Onlar bir ay için İstanbul'a gittüer. Büyük yenge yıldtnmla vurulmuşa döndü. Vaziyeti anlattı. thtiyar kadın özür diledi. Burada kalmanın mürnkünü yok. Ben başımdan korkarım. Hanım