10 Marl "Cfttnhttrtv^t SON TELGR AFLAO Acaba kim kazanacak? Bütün Almanya her gün, hatta her kika artan bir heyecanla bu suali soruyor Hindenburgr'un veni hevannamesi 4 LİSAN MES'ELELERt Lugat münakaşası Ibrahim Alâettin Bey, Besim Atalay Beyin son iki yazısma cevap veriyor 1 HEM Nalına mıhına NALINA MIHINA I Rus Tahsidatı mı? Japon'lar Rusya'dan izahat istediler Tive almak! Buğcîay Mes'elesi [İki lugat kitabt yüzünden Besim Atalay Beyle İbrahim Alâettin Bey arasında açılan lusat münakaşası devam ediyor. tbrahim Alâettin Bey, gazetemize hitaben gönderdiği bir Tokyo 9 (A.A.) Reuter mek*uota Besim Atalay Beyin (3) Ajansı bildiriyor: Hükumet; miş olan, dahilî kargaşalıkların mü • Berlîn 9 (A.A.) Almanya'da inve (4) mart tarihli nüshalarımızda KoreSovyet hududu üzerinde beşşiri bulunan genç maceraperest mi tihabat miicadeîesi, hummalı bir şekil çıkan makalelerine cevao vermekJapon kıtaatının toplanmış buted<r. İbrahim Alâettin Bey bu müalmıstır. Siyaset tenorlan Almanya'nın kazanacak ? Almanya'da hali hazırda yapılmakta lunduğunu tekzip etmektedir. nakaavı medreseler tarihindehi mesher tarafım dolasmakta ve bütün sehirolan tahminlere itimat caiz değildir, hur (dat) kivçasma benzetisinin Belerde halk akşamları vâsi içtima salonDiğer taraftan, Japonya'mn zira henni de fırka zihniyeti ile mesbusim A*alav Peyir* h'icumi'orımrı gavelarını doldurmaktadır. Moskova'daki sefiri, Possiet si"i & ' J < j T n iferi çeietîprni ve b'ze / > T» <' ? p Bpşvekil, dün Hindenbourg nam ve dur ve Alman milletinin içinde bulun n ; kb'yii üzerinde Rus kttaattmn makta olduğu manevî şuriş ve iktisadî %ö 'lerd'ği ilk meir^uo^nrın mumn hesabına turnesine başlamıs ve ilk mertahşidi $ebeplerini Sovyet hü leyhf cevap olsun dive de&il, mes'eleteşevvüş karşısında en maku! ve en müsha'e olarak Essen'e gitmistir. yi alâkffar zevat naxannda tenvh bet tahminlerin bile boş çıkması teh Mumaileyh, bu ak*am Dortmund'da kumetinden istizaha memur maksrtdilp oldu&unu, ba aatır^arı da likesi vardır. bir nutuk söyliyecektir. edilmiştir. o maksatla yazdıŞım beyan ettik*en Basvekil, son nutkunu cuma giinü ak Hindenborug'uh yeni beyannamesi f sonra şu svıretle mes'e eye çeçivor.] şamı Berlin'de Spor sarayiıun muazzam Berlin 9 (A.A.) Namzetliğine 1 «Yeni Giîn* de cıkan yazı salonunda söyliyecektir. Cuma gün müzaheret etmek üzere teşekkül etmiş sınHa B°sim Bev Yeni Türk LÛEjaH'le künden evvelki günlerde bu salonun olan komite'erin talebi üzerine HinTalebe Lup'ati'ne ait dokuz yanlıs kürsüsünde müfrit nv'livetperverlerle, denbourg, 15 şubatta neşretmiş olduğu tan bahsettİ£< halde ben bun'ardan komünistler ve Çe'ik Miğferliler hitabe beyannameye şu sözleri ilâve etmistir: yalnız bes kelîmeyi almıştım. Sebebî ler irat edeceklerdir. « Asker olmak itibarile vazifem, sud"r: O taarruzu havi makalevi eski Bizzat Hindenbourg'ta perşembe gü memleketimi teşevvüsten kurtarnvak italebemden bir penc gazeteden aenü akşamı, 15 dakika devam edecek çin bu müşkül zamanlarda vazifem ba; serek ev me bırakmıs ve isten beni şında kalmaktır. olan bir nutuk söyliyecek ve bu nutuk bu suretle h&berdar etmisti. Besim telsiz telefonla Almanya'nın her taraTamamen bitaraf ve müstakil ol • Beyin bası, sonu zaten bePi olmıvan Ankara 9 (A.A.) Himayeiet fında neşrolunpcaktır. Diğer namzetler dugumdan dolayı namzetliğimi koy • yazısında kesilen sahife yalnıc o beş fal Cemiyeti umumî merkezi tarafınmağa muvafakat ettim. Hiç bir tarafa teUiz telefonda igtifade edemiyecek kelimeyi tasıyordu. Onun kendine dan Çocuk Sarayında tesis edilen bağlanmadım. lerdir. mahsus zarif tabirlerle (dört keli Kres'te metbuat erkânına bugün bir Hatta Hindenbourjj komitesi, Al tster intihap edfleyim, îster intihap meyi yutmak», «takılacak kulp bulaçay ziyafeti verilmiçtir. edilmiyeyim, şu veya bu fırkanın değil manya'da yamlacak havaî bir seyahat mamak», «el çabukluğile dokuzu bebütün Alman milletinin emrine amade esnasında zeppelinden propaganda riCemiyet reisi Dr. Fuat Bey, bu şe indirmek», dive mana verdiği hâbir hâdim olarak kalmak isterim. saleleri atmak suretile heyecanh bîr münasebetle bir muharririmize bedise bundan ileri geliyor. Maamafih propaganda vasitası kullanmağı da düYalnız Cenabı Hakkın, vatanımın ve yanatta bulunarak demîştir ki: hükmünü mazur ve izabmda kendine vicdanımın karşısında mes'ul olmak isşünmektedir. « Cemiyetimize müracaat eden yakışan sekilleri de tabiî bulııyorum. terim. Şimdiye kadar bu prensiplere Almanya'nın siyasî mukadderatınm kadınların çokluğunu, bunların ço • 2 Benim o, beş kelimeye ait olagöre hareket tettim ve istikbalde de şu tecelli edeceği gün olan önümüzdeki cukları yüzünden iş bulamadtklarını rak yazdığım sözler onlann pek az veçhile hareket edeceği m. nazari itibara alan merkezi umumî pazar günti yakJaştıkça Alman efkâri kullanılan, hele yazı dilinde hemen Ankara'da bir gündüz bakım evi umumiyesi, hali hazırda bütün Alman En aziz vazifem, Almanya'nın şerehiç bulunmıvan, tabkika. te«hite "iuh«Kre*> açmafa karar vermiştir. İkhayatına hekim olan şu suali gitgide sid fini halelden masun bulundurmakhr. taç zümreden olduklarma aitti. Ba • Benim için bir tek hakikî millî gaye var tisadî buhran dolayısile varidatımıdet peyda eden bir heyecanla sormakzısında Vefik Paşanın ve Sami Beyin dır. Mevcudiyeti için mücadele ve mil zın azalmıs olmasına rağmen gördütadir: de yarc'mıs olmaları bunu göster ğümüz derin ihtiyaca mebni bu mületin bekası için açılan cidalde her • «Acaba kim kazanacak?» mez mi? Halk lehçesini tetkikteki esseseyi açtık. Şefkatli halkımızm kesin göstereceği ihlâs dahilinde Al Millî şereflerin timsali ve istikrarın himmetleri asikâr olan Zenker ve man milletinin vahşeti.. İşte bu sebepten Himayeietfale karşı gösterdikleri ve zâmini olan büyük ihtiyar mı, yoksa Redhouse'un mnhakkak mevsuk ol göstermekte devam edeceklerine edaha dün Alman tabiiyetini iktisap et dolayı Allah, muinimizdir.» duklarına nasıl itimat edilebilir ki min olduğumuz alâka bize cesaret daha munis ve meübur türkçe ke vermektedir. limelerde bile yanıldıklarına Dîl EnMuessesemiz »imdilik elli mevcut cümeninde daima tesadüf ederdik. ludur. Süt çağından itibaren yedi ya Yanılmak yalnız benim eibi davasızşına kadar çocuk kabul edilecektir. lar icin değil, böyle mütehassıslar Anneler çocuklarını sabah getire icin dahi mümkündür. Hele türkce cekler, akşam alacaklardır. Çocukgibi asırlarca ihmal edilmiş bir dil lara sabah kahvealtısı, öğle yemeği, bahsinde.. Softalığı, kemale erismek aksam kahvealtısı verilecektir. Anüzere gecirilen bir devre, dîye ta • nelerden yevmiyeleri nisbetînde ücrif eden, Besim Bev nasıl oluyor da ret alınmak suretile bakım evinin van'ıs zannettiklerinden olgunluğa masarıfının bir kısmına istirak ettiAnkara 9 (Telefonla) Bvjrday has bir itidal ile bahsetmiyor ve bunMoskova 9 (A.A.) Tas Aajansı rileceklerdir. Çocuklar daima sıhhî m~<'?!esinin halli hakkında Millet Mec bildiriyor: Izvestia gazetesi, Alman seları mutlak bir ihanet ni&anesi olarak bir kontrol altında bulundurulmakla ortaya sürüyor. Hâmid'in: li ; mehafilinde ileri sürülen mütalealar fareti müstesarına yaoılan suikast müberaber büyük çocuklar mütehassıs 3 kisma ayrılabilir: İnsan edince kendi kemalile imtizaç nasebetile yazdığı bir makalede, suimuallim hanımlar tarafından elişle1 Bu işin doğrudan doğruya devTenzili kadri ahara hissetmez ihtiyaç kastin Sovyet Rusva halk kütleleri ara rile terbiyevî oyunlarla, şarkılarla let tarafınd.n idaresi. Demesi de gösterir ki Besim Beyin sında büyük bir infial tevlit ettiğini yameşgul edilecek, dimağlarınm inkidava ettiâfi kemale inanmak güçtür. 2 Malî müesseselerimizin teskil e star«k diyor ki: şaflarına çalışılacaktır. Bir arkadaşı incitmek icin vesileler d»>r<kleri bir sendika tarafından tanzim « Suikastin mânası dost bir memGündüz bakım evleri çocuğu an aramak kendini benzettiği ipekbö ve idaresi. leket siyasî heyeti azasından birine karsı neye Uzüntü ve engel olmaktan kurceğinden ziyade beni benzetmek is 3 Köy birlikleri teskili ve bu işin yapılmış olması sebebile çok büyüktür. tarır. Müterakki memleketlerin kâftediği örümceğe. hatta akrebe, daha idpıesinin bu birliklere tevdü. Sovyet Rusya, Almanya'ya siyasî, ikfesinde «Kreş ve kinder gastin> teşzivade yakışan bir hareket değil miÇiftçinin elinden bugün düşük bir tisadî ve harsî münasebatla merbut kilâtı mahallelere kadar tevsi edile dir? fiatla alman buğday ekmek olarak halbulunmaktadır. Ecnebiler, garjf e Sovrek iktisadî ve içtimaî inkişaflara 3 Besim Atalay Bey bu&rün kükın eline meselâ Ankara'da kilosu yedi yet Rusya ile ilk olarak muah&de imza meydan verilmiştir. Varidatımız mü çüklerin okudukları gramerlerde bile kuıusa geliyor. etmis olan devletler Sovyet Rusya arasait oldukça bu bakım evlerini vata yazılı bulunan türkceye ait bazı esasBuğday fiatı ile ekmek fiatı arasmnın her tarafında tesis etmek eme ları gene büyük sözlerle anlatarak ilsında gerginlik ihdasma çalışıyorlar. d?ki fark mutavassıtlann, değ'Vmen • Bu muahede Sovyet Rusya ile kapi • minin derinliğini ifsa ediyor. Halk cüerin, fırıncıların, tüccar ve esnafın talist âlem arasındaki münasebatın inkidilinde (i) ve (ı)nm bazen ( y i \ ve fazla kâr ettikleri kanaatini vermektedir. şafına mühim bir rol oynamıştır. Sovyet (yı) sekline geçti§i herkesin bildiği Bir mütaleaya göre bupünkü ekmek adliyesi, cani eli merhametsiz bir subasit bir lisan hâdisesidir. Fakat fiatının narkına oek cüz'î bir zam yapbununla (irak) kelimesinin (yırak) mak suretile köy'ü buğdayını kendisini rette tecziye etmesini bilecektir. üarp şeklinde mutlaka daha doğru olduğu tahrikcileri kendi eserlerini meydana geEdirne 8 Karlann erimesi yüzünmcmnun edecek bir fiatla satabilir. nasıl iddia edilebilir? Demek ki al tiriyorlar. den nehirler yükselmeğe baslamıştır. Devlet te beher ekmekten cüz'î bir datmak yerine yaldatmak, isjne ye Bir feyezan tehlikesine karşı tedbir aSovyet Rusya, dahilde ve hariçte hisse alabilir. rine (yığne) diyenlerin şiveleri daha hnmaktadır. Fakat mutavassıtlann daha makul ve vaziyetinin takviyesini istihdaf eden edoğru addolunacak ve çocuklara Edirne 9 Meriç ve Tunca düne mütevazi bir kâr temin etmeleri sartile.. sere cihan sulhunun düşmanlan tarafıntürkçe böyle öfcretilecek, öyle mi? nazaran biraz daha yükselmişlerdir. dan yamlan suikastlere rağmen büyük Fakat suların sür'ati fazla olmadığı için Kezalik Besim Bey ahenk kaîdesine bir azim'e de devam edecektir.» istinat ederek (ataş) telâffuzunun daha ziyade yükselmiyecekleri zannoAnkara 9 (Telefonla) Gümrükler (ateş) ten dp.ha doöru o'duğunda ıslunuyor. Halk her ihtimale karşı müîd?resî nisan ayına mahsus kontenîan teyakkızdır. Tunca suları bir kısım bah rar ediyor. Şu halde: «İmemin oğlu listelerînJn tevziahnı yapmağa başla • Eli ezen okurkan minereden düşmüş, çeleri istüâ etmistir. rrustır. Tevziat miktarı yakında mahalataşlar içinde inliyir ve ileç istemi • Bursa 9 (Hususî) Vakıfköy'lü lerine büdirilecektir. yir». gibi bir söz Besim Atalay Beyin bir erkek Müddeiumumiliğe müracaat ederek kendisinin bir kadın tarafından Bursa 9 (Hususî) Lodos Uludağ' fikrine göre ahenk kaidesine uygun ve pek mükemme! bi" türkcedir. Ankara 9 (Telefonla) Hamduilah kaçırıldığı iddiasında bulunmustur. dakı karları birdenbire erittiğinden de4 Besim Bey Talebe Lugati'nde Suohi B«y tstanbul'a hareket etti. Müddeiumumiük tahkikat yapmaktadır. reler taşb, ovayı su bastı. Himayei Etfalin Meşkur faaliyeti Ankara Çocuk Sara^nda bir kreş acıldı Moskova'daki Suikast sürülen mütalealar Rus gazeteleri hMiseyi izah ediyorlar Edirne'de feyezan TehUkesi var! Nisan kontenjanı Bursa'da bir kadın Bir erkesri mi kaçırdı? Hamduilah Suphi Bey Bursa ovasını su bastı İki muharrir arasında çok sert bir münakasa cereyan ediyor. Ben bu münakaşaya karifacak değilim. Yalnız dün, bu muharrirlerden biri şeykea<ii takirile (çakıldaklı soyundan) tanetkâr«ne denecek bir mancvra olmak üzere iki yiiz elli yanlıs bul yapmış, diyor ki: duçunu sevinerek ilân ediyor. Hal «Hangi hanımefendi, ne hanıme • buki ben ilk makaiemde: «itiraf edefendUi? rim ki her iki lugatte de yalnız beş Eğer, benim tarif ettiğim vasıflardeğil. belki bes yüz hata buluna da, yani «kırkını geçkin», yani <bo bilir. Bunların bir kısmı ilk m«>ktu yaJı», yani «kartaloz», yani senede İMinvda sövledijrim sebet>lere müsteşu kadar çorap.. ilâ.. kullanan bir Hİttir. Fakat büvük bir kısraı da dihanımefendi varsa...» ümizin henüz işlenmemis olmasına Manevranın şeytaneti şuradadir ki aittiry d«»mi«tim. Otuz bin Va<Ja» kehiç bir kadın çıkıp ta bu «hanıme linre irind» bes vüz hata ihtimalin: fendi benim» diyemiyeceği gibi, hiç d«n bab<e«l<*cek kadar munsıf dav bir erkek te çıkıp, münakasa ne karanan Hir adama karsı iki yüz elli dar şiddetli ve kendisî ne kadar hidyanlıs buldum dive böbürlenmenin detli olursa olsun muanzına, senin ne manası vardır? Yeniden, eskîden kasdettiğin hanım şudurt diye bir elde mevcut olan bütün türkçe lu • ftaflerde aransa hata addedileHîlec»»k hanım gösteremez. Deniz muharebeleri tabyesinde nnktalar acaba bu miktariardan ekböyle bir vaziyete hasmi *ti» ye al sik olabilir mi ve hataları sayacak adam d* kendi isabetine güvenebilir mak derler. Şimdi, «ti» almak ta nedir diyeceksiniz? mi? Bu hatalarrîan bir kitap cıkara«Tb ye almak demek kendisi T cakmıs. Her h^de baskalannın ha harfinin üstteki ufkî çîzgisi gibi bir talarmdan toalıvacağı kîtaD. kendi vaziyete geçip hasmi da bta haf°in meziyetlerindpn sececeği bîr esere amudî çizgisi vaziyetine sokmak degene müreccah olur, sanırım. mektir. Niçin «te» ye almak değil de 5 Besim Atalay Bey SUli'deki apartıman «özi'ne temas edi«ime kar <tis> ye almak denüdiğine gelince sı bunun bahislp ne alâkası oldu&unu bu manevrayı icadetmis olan İngi bana soruvor. Doğrusu arifane teca Hz'ler T harfini «ti» ye diye okurlarmış ta ondan. hülün bu türlüsü azdır. Bana taarruz vesilesile Sislî'de apartımanda oturdu?umdan bahseden kendisi değil midi? Ve orada ikametin luçat bahiile Biri büyük, diğeri küçük iki vaour alâkası olmıvacaŞını »öyliyen ben deçarpışmış, büvüğün burnundaki basğil tniyim? Onu bu bahse sevkeden ruhî hali ben tahlil edince hayret et ton» denilen direği ötekine çarparak mek ve «iste bizde münakasa usuiü!» bacasını kopannış. Fakat bacan kodîye s;uya mevzudan ayrıhsimı ayıp pan vapur hareket halinde imİK, ölamak ona düsüyor. Bu hareket tarzı teki de rıhtımda bağlı imiş! Şimdi nı halkın han^i tabir ile ifade «ttiğini her iki taraf t« birbirini protesto edİTor. Bu çifte protestonun mana sövleme*<» lürum görmüyorun». 6 (Mahaile bakkallığı) bahsi de •mı anhyamadım. Evvelâ, büyük vapura hiç bir şey «lmamış, bastonu tamamen bu sekildedir. Bana «sen bile yerinde... Onun için protesto eterbiye ile uğraşırsın, çocuk «ürleri decek bir şey yok. Bu protesto, ya • yazar, mizah ta yanarsın. Bunlann nından hızlıca geçen bir adamın pallugat vazmakla alâkası voktur«> detosunun eteği kendisine sürüldü&ü imesi üzeinedir ki «mahalle bakkallıçin faıla tîtiz ve asabî bİr kim^eğından lupat ihtisasma geçen a nin. bağırıp çağırmasına benz'vor. dam ben değilim» demiştim. ' r i k s a öteki bacası devrilene gelince, mahalle bakkallığı yaoRianın avıp onun da prote*toya hakkı yok. Çünbir şey olduğu kimin hatırına gelir. Hücumunu mevzu dahilinde yapsay kü rıhtımda yerinde durup duran dı bunun haricinde mukabele gör • vapura gît çarp diye kim ona söyledi? Bu da, boyuna bosuna bakma meıine imkân yoktu. dan kendînden kuvvetli adamlara ça7 Besim Bey <»i« fstanbul'da tan ve bir güzei dayak yiyen basti mütareke şenelerinde maariftc çalıbacak ve sıska kabadayilara ben şırken ben azl"dilmi»tim. Aç kal ziyor. Yalnız bacasınm yıkıldığına mıstım. Gene gidip AIi Kemal'e bo • şükretsin. Ya o bUyiik vapur ketnane yun eğmemistim» divor. îste rŞişli abaşlı olmayıp ta gazetelerin yanpartımanında oturmak» sötü jribi lış yazdığı gibi baltahas oUaydı, münakasa ile hiç münasebeti olma küçük vapnrun bacası de^U tekne*i ması lâzım gelen ve kötü saikinin tahlil ile mevdana konması icap eden parçalanırdı... bir cümle daha. Besim Bevin bu sözle kasdettiği ima nedir? O, bilir ki ben mittareke şenelerinde lstanbul Muallim mektebindf muallim ve müdür muavini idim. Kasden maarifte ça lıstığımı söylemekle bir arahk Maarif Nazırlığı yapmis olan Ali Kemal ile münasebetim olmasını icap edeceğini ve «çidip AM Kemal'e boyun «ğme mi^tim» sözlerile de guva benim Alî Kemal'e boyun eğmiş oiduğumu antstanbul 9 (A.A.) Tavilzad«Ie1 atmak istiyor. Görüliîvor ki Besim Bev tarİTİn »e rin Saadet vapuru bu sabah Ayvalık civarında Sarmısak adası sığliklarına ni bir çesidini knl'anıvor. Hem de M. Moclisinde ve H. Fırkasında beraber oturmuştur. Vapurun rahneieri oldukça mü • cahstığı bir arkadasa karsı. Doğrusu himdir. Türk gemi kurtarma sirke ben Ali Kemal tarafından azledi'mi» olmak gibi bir kahramanlığa nail ol tinin Sezar tahlisiye vapuru kn^azede mamıştım. Ali Kemal adının bu bahse gem<nin derhal imdadına şitap et ve bana zerre kadar münasebeti ola miştir. mıvacağı gibi «Al: Kemal beni azletti de seni azletmedi, su halde ben senden daha hamiyetliyim» demek ister Ankara 9 (Telefonla) Takns ko?"'bi görünmek çok gülünçtür ve böymisyonu Ziraat Müstesarı Ahf Bevin rile hasis vesilelerden ö§ünme§« tenezvasetinde bugün ilk içtimaını aktetti. zül edecek derecede dü^kün bîr ha • Bugtinku içtimada komisyonun mesai mivet te doğrusu iğrençtir. tarzı hakkında müdavelei efkâr edildi. Dile velime ait saaH^tten mecburen Komisyon cumertesi, pazartesi, çaruzaklastığım için müdafaa vasiyetişamba günleri toplanacaktır. mi lutfen mazur görmelerini karilerden, bu son izahın da dercine mü ona dair bir tek kelime yatmamak saade buyurmasım muhterem <Cum kararında olduğumu arzederim efendim. huriyet» ten rica eder ve bundan sonra Besim Bey kıvameti koparsa İBRAHlM ALÂETT*N Manasız protestolar! Bir vapurumuz Dün sabah Ayvahk'ta karaya oturdu Takas komisyonu O efendi bunu da söyledi. Hoca efendi merak etmesin dedi, ben n e zarlık parası da göndereceğim. Galiba avradın akrabasından olacak. Ne akrabası oğul! Sen safsın. Gizli âşıklarından biridir. Ama neMüellifi: AKA GÜNDÜZ mize lâzım. Şakşak eden nalçadır, Bayram Efendi komiser Şamlı Yasin sine tıkacakları... iş bitiren akçadır. Parayı verdikten Efendiyi, jandarma çavuşu Çerkes Kahveden çıkar çıkmaz kitancıdan sonra nereye isterse götürürler. Murad'ı, Lâz Ahmet onbaşıyı ve ma bir zarf aldı. îçine on beş lira koydu. O efendi beni görür de sorarsa. halle bekçisi Kürt Osman'ı alır. Dosrruca hastanenin ölü dairesine git< Dersin ki hiç merak etnesin. Usulca odayı basarlar. Tahiin n^Sey ti. Kimseler voktu. Yalnız hoca kapı Cenaze bir saat sonra Sarı Dede'nin sızmış kalmış. Kelepceyi geciverirler. nın önünde duruyordu. Hasan ser • kazmasına teslim olunacak. Sen de gelecek misin? Desene ki tam Qsmanlıca bir iş bestçe sokuldu: Benim vazifem buradi. Bu sıolmuş. Hoca efendi! Dedi. Bir avradı cakta bir adım atamam do«rusu. öldürmüşler de buraya getirrrMer. On beş seneyi yer mi dersin? Mezarlığın hocası var. O da beş on Sana ne ? Ne soruyorsun. Bilinmez. Tasavvur tasma vok. kuruş alsın. Eğer iyi bir abukata düşerse saikai Ben Yukarıpazar'da küfeciyim. Hasan Yukarıpazar tarafına bi • sikirle kendini bilmez halde iken ka Bir genç efendi, kâtip kılıklı.. Bana za oldu falân diye iddia ederse belki şu zarfı verdi, içinde para mı ne var raz yürüdükten sonra arkasına baktı. Hocayı gözden kaybeder etmez esbabı mafefeden on beşi indirirler. mıç. Dedi ki bunu hoeafen^'"»» ver. Hasan, bu lâfları ruyada dinler gi O avradı Beyler mahallesinin öteba sağa saptı ve aykırı sokakla«*dan koşa koşa şehir haricine çıktı. Mezarbi dinledi. Şimdi kafasının içinde iki şındaki sarıklı hoca, Dede oğlu mu lığa yaklasınca yavaşladı, soluk aldı belli ttokta vardı; Minnos'ım k<*ndisi neymiş o mezarlığın baş... 1te îşık olması ve bu yilzden oimesî.. Anladım. Sarı Dede. Ama ora ve pek tabiî bir tavırla Sarı Dede'nin karşıama dikildi; Sonra fıkara mezarlığınm bir köfe • sına da para lâzım. CUMHURlYET'in edeb' tefrikast : 27 MEZAR KAZICILAR Hasan mezara girdi. Sarı Dede baladı. En ufak çakılları bile ayıklayıp Usta, dedi. Simdi şuracıkta bir şından, memur ayağından tutup Minbeye rastladım. Nereden tanıdise ta atıyordu. Minnoş'a kuştüyü dösek noş'u ilk ve son defa Hasan'ın ku • kadar yumuşak bir mezar hazırla nıdı. Sen Sarı Dede'nin yamağı mı sın? Dedi. Evet dedtm. Öylevse al şu mağa karar vermişti. Dirisî rahat et cağına verdüer. Hasan titriyordu. Ne oluyorsun ülen? on beş kâğıdı, Dede'ye ver. Simdi bir medi. bari ölüsü rahat etsin... Polis Bayram Efendi ile tanışmak Galiba gene sıtma nöbeti gelicenaze getirecekler, iyice bir yere, çarelerini arıyacaktı. Tanışınca da yor usta. güzelce gömüversin. çaktırmadan kebapçı Hacı ustada âlâ Kinin yut derim yutmazsın; hı• Kimin cenazesiymiş o? bir ziyafet çekecekti. Yezit oğlu ye« yar yeme derim, yersin.. Yavaş indir. Bilmem. Bir avrat öldürmüşlerzit katili iki saatte bulan bir adama Çarptın kızı be? Unuttutı mu zanatı miş onunmuş galiba. bin ziyafet çekilse gene azdır. ülen? Basının altına bir taş koy, cöz Ha' Su.. Minnoş. O bey kimmiş? tepesini. Suratını kıbleye çevir.. Hoş, Belediye otomobili Minnoş'un ta Sordum. Ustam kim verdi bu kıblelik hali yok ya? Neyse «anatın butunu getirdi. Hasan'a seslendiler. parayı derse ne sÖyliyeyim? Dedim. Şoför, bir memur, Hasan ve Sarı De gîdişatı böyle... Şimdi de ayaklarım Selâm söyle, parayı alsın, cenazeyi gömsün, ait tarafına karışmasın dedi. de tabutu indirdiler ve mezarın kena çöz. rına bırakıverdiler. Hoca meydanda Gömme memuru şoföre: Hakkı var. Belki kendini belli yoktu. Hasan sordu: Çok zalim adammıs vuran! etmek istemiyen bir sevdalıdır. Ben Bak memelerine! İki bıçak yediği Hocayı bekliyecek miyiz? biraz yorgunum. Avradın cenaze halde hâlâ fırlak fırlak... Beklemeçe vaktimiz yok. Ta sine sen bir yer uyduruver de kazmabutu geri götüreceğiz. Siz isterseniz ğa başla... Kızı ben tanırtm. tyı dı. Yazık oldu. Amı eta>« buiaaa «Itto Hasan bir yeni kazma ile bir yeni çıkarın cenazeyi, kenara koyun bekleyin. yası bu.. Bîr çoi d«lik«ajtıııa ttaaınj kürek omuzlavmca yürüdü. MezarSarı Dede: yemiftı. lcv!«xı a» d« •*•• M>fcrtıf,*• lığın en güzel bir tarafında, taze acıyor. Nuı topa «u>ifct>kızdı. Biz mezara indirîp işimizi biğaçların arasında bir yer buldu. CaSarj Doda: ketini, yeleğtni fırlattı. Bir tan'»in tirelim de hoca gelince ne okuyacaksa Mabadi «ar ağlamağa bir taraftan kazmağa baş okur.