28Kânunu»anl Camfmrîyet' jmerakh şeyler HiKAYP Başsız kelebekler Fennin ve ilmin terakkisini, tekâmülünü temin için âlimler gece giindüz çahşıyorlar, her çareye, her tedbire baş vuruyorlar. Hatta bazen zalimane tecrübe lere girişmekten bile kendilerini menedemiyorlar. İşte bazı âlimler de son gün lerde bir kelebeğin vücudünde başın ne derece ehemmiyeti olduğunu anlamak için onların başlarını kopararak başsız yaşayıp yaşayamıyacaklarını tecrübe etmişlerdir. Bu tecrübeye göre ke lebeklerden bir çoğunun başsız olarak ta yaşayabilecekleri ta • hakkuk etmiştir. MCMLCKCTLCMC ÇOCUKLAR. f l OYUNLAR Çifte top oyunu Bu oyun güzel havalarda açık yerlerde ve oldukça kalabalık bir oyuncu heyetile oynanır. Oyuncu» lar ne kadar çok olursa oyun o kadar tatlılaşır. Şimdi Çin'liler de asrileşti. Bir çokları saçlarını kestirdi. Fakat genç Lifu onlardan değildir. U • zun saçını muhafaza etmişti. | Bir çokları bu zavallı çocuğun saçını bir eğlence vesilesile yaparlar saçını, çekerek alay ederlerdi. Bir gün iyi kalpli ecnebilerden biri biçareye yapılan bu eziyeti görünce dayanamadı, alaycı çapkınları bastonile karkutup kaçırdı. Lifu bu iyiliğine mukabil ec • nebiye yerlere kapanarak teşek • kür etti. O da genç Çinli'yi yanı Karh havalann en büyük zevki: Kızak. Hele böyle rahat rahat oturulup köpeğe çektirilirse! Evvelâ oyuncular iki takıma ayrılırlar. Her takıma bir de reis seçilir. Keza her takımın bir de topu olur. Sonra bütün oyuncular bir hizaya dizilirler. Fakat o suretle ki birinci takımdan bir o • ^ Bundan şu netice çıkmıştır. KeIebeklerde hayatın merkez noktası baş değildir. Hem bu tec • rübeden diğer bir hakikat daha meydana çıkmıştır. Başsız kelebekler, başlı kelebeklerden daha uzun yaşamışlardır. Fakat acaba bunun sebebi nedir? Yoksa baş kelebekler için lüzumsuz hatta muzur bir uzuv mudur? Hayır. Yalnız başı kopanlan kelebek tabi • atile görmek hassasından da mahrum kalmaktadır. Bu hal tabiî onuf çiçekten çiçeğe koşmaktan menetmektedir. Hareket etmediği için kelebek haline girmezden evvel, yani tırtılken topladığı kuvveti daha yavas sarfetmektedir. Mes'ele bundan ibaret! Hemen Allâh âlimleri başsız insan yaşar mı, yaşamaz mı diye bir tecrübe yapmak istemekten muhafaza etsin yoksa halimiz haraptır. | Acaip vak'alar çSnîn kyma: mif. Amerika'lı dişçiler hemen her yerde ustalıklan ve ellerinin çabuklukğu ile meşhurdurlar. Yalnız yaptıklan işe mukabil çok fazla para alırlar. na hizmetkâr olarak aldı. Lifu evdeki işlerini bitirdikten sonra her akşam efendisinin çocuğunu alıp deniz kenarında gezmeğe çıka > nrdu Bir giin çocuk rıhtımm üzerinde koşup oynarken nasılsa ayağı kaydı. Haydi denize! Çocuk «Imdat babacığım!» diye haykırıp bağırıyor, Çinli de ne yapacağını bilmiyordu. Derken aklma gayet iyi bir fikir geldi. Rıhtıma boylu boyunca uzanıp başını denize doğru sarkıt Su üzerinde yüröyen karıncalar tı. Bu suretle saçı aşağı yukarı denize kadar uzanmıştı. Çocuk hemen bu saçın ucuna yapıştı. Tutuna tutuna yukarıya çıktı. Efendisi akşam bu mes'eleyi haber al^.|ı zaman vaktile Çin • li'ye yapmış olduğu iyilikten dolayı iki katlı memnuniyet hissetti. Bu hareketile sade Çinli'yi Ç»P • kınlann elinden değil, ayni zamanda evlâdını da ölümden kurtarmıs demektir. Meger Amerika'lı dişçiler sade meslekleri noktasından değil açık gözlülük ve kurnazlık cihetinden de birinci imişler. Bakın geçenlerde bir dişçi ne garip bir iş yapmış. Şikago'da Kropp ismindeki bir dişçiye tedavi olunmak üzere bir hasta gelmiş. Adam tam iki ay uğraştıktan sonra müşterisinin dişlerini iyi etmiş. Ev kadınlarını bazen karınca • Aradan üç gün geçince de helar öyle sinirlendirir ki sormayın. sap puslasını göndermiş. Lâkin Meselâ giderler tam şeker çanağı müşteriden haber yok. Bir hafta sonra tekrar bir hesap puslası göndermiş müşteri gene aldırma Tuhaf bir tesadüf eseri olarak hesabını ödemiyen adam merdivenden düşmüş, dişleri tekrar bozulmuş. Düzeltmek için ayni dişçiye gelmiş. Dişçi evvelâ hiç sesini çıkarmamış. Hastasını güzelce ameliyat sandalyesine o • turtmuş: Bizim eski hesabı bugün temizliyecek misin? Diye sormuş. Müşteri: Vallahi bugünlerde çok sıkıntıdayım! Şeklinde dert yan mağa başlayınca dişçi müşterinin başını bir elile kavradığı gibi öteki elindeki kerpetenle tekmil yaptığı koronları ve «aireyi sö küp atmış. Vakıa dişçi kısmen haklı amma bu işte pek zalimce bir şey! Çünkü o adamm kan revan içinde kalan ağzının halini bir düşünün. Eğer her alacakh hele şu günlerde parasmı böyle tahsile kalkışacak olurıa vay halimize. Muhakkak ki bir çoklarımızın ağzında bir kere diş kalmaz. Maamafih o hastanınki de artık «hem kel hem fodul» dedikleri şekilde bir kabadayıhk. Adamın eski borcunu daha ödememiş, dişlerini yaptırmağa gene ona kalkıp gitmiş! yuncudan sonra ikinci takımdan bir oyuncu ilâ.. Yalnız iki takı • mın reisleri ortalannda tek bir oyuncu mevcut olmak şartile yanyana bulunurlar. Bundan sonra herkes elele verir bir halka teş * kil ederler. Eller bırakılır ve o « yun başlar. Evvelâ birinci takımın reisi topu kendi arkadaşlarından bir oyuncu ötekine, o da keza kendi arkadaşlarından bir ötekine ilâ atar. Keza ikinci takım da böyle Yavrulara elişleri yapar ve ayni şekilde topu geri döndürerek tekrar reise kadar getirirler. Her reis bu suretle topu ele geçince: Bir.. İki.. Uç, ilâ!. der llk on sayıyı kim yaparsa o takım birinci olur. Tabiîî bu devirlerde topun yere düşmemesi lâ« zımdır. Top yere düştüğü takdirde o devir tabiî sayılmaz. Kâ. sani bulmacasıl I E K E R nın, yahut reçel kâsesinin içinde bir içtima aktederler. Bu hayvanların şekerli şeyleri bulup keşfetmekte hususî bir is tidatları vardır ve onlardan kur • tuîmanın yolunu bulmak çok güçtür. Maamafih biz kendi halimize şükredelim. Fazla sıcak memle ketlerin karıncaları bizimkiler den çok beterdir. Oralarda hiç kimse karyolasının ayaklarına birer su çanağı koymadan yatamaz. Halbu ki bazen bu tedbir de onların hücumuna karşı kâfi gelmez. Ac karıncalar bazen mani aları atlayıp geçerler bazen de suyun üzerinde bîle yürürler. Yürürler dedigime şasmaym. Cünkü hakikaten yüzmezler, yürürler. Bunun için de bilmiyerekten fizikin meşhur bir kanunundan istifade ederler. Sikletlerinin hafif ve ayakiartndaki bu hassa do • layısile batmazlar. Yalnız hare • ket edip ilerlemekte biraz müş • külât çekerler. Eğer tek kannca suyun yüzünde 6 A N • E I k R M Ü T E K M E 1 Şu yukarıki boş hanelere öyle harfler koyunuz ki her sıra soldan sağa okunduğu zaman manali bir kelime olsun. Dol • durulan haneler de yukardan aşağı okunduğu zaman ne çı kacağını da artık bu ayda anlıyamazsanız, başka hiç bir zaman bulamazsınız. Bu iki sevimli kuzu arasmdaki minimini köylü kızı küçük kız kardeşinizin önlüğüne işlenmek için mükemmel bir modeldir. Fakat mendiller, bebek entarileri ve saireyi süslemek için de kullanıla bilir. Gördüğünüz hatlar düz iğne di kişi tarzında işlenir. Siz isterseniz onu daha muntazam t işliyebi • Iirsiniz. 2 yaşındaki yavruların öniükleri için pembe, mendiller ve saire için mavi pamuk ipliği kullanınız. Zemin tabiî ketendir. Köpeğin kuyruğu kıvrık olunca işte böyle kolay kurtulur. bu suretle uzun müddet kalacak olursa nihayet ıslanır, batar. Fakat bir çoğu sıraya dizilince âdeta asma bir köprü kurmuş olurlar. En öndeki maksut olan yere vâ« sıl oldu mu öbürlerini çekmeğe baslar. Dünyamızm en minimini mihluklarının bu son icatlarına ne dersiniz? v Doğru halledenlerden bir kişiye beş lira takdim edilecek ve resmi gazeteaaize basılacaktır. Diğer 99 kişiye muhtelif hediyeler. Cevaplar martm birine kadar ı «Cumhuriyet çocuk sahifesi mu , harriri» adresine gönderilmelidir.