"Camhuriyet ;25Kânuriu8an! "iTT" 1 j Siyasî BIR DEVRİN TARİHÎ| f Sehir ve memleket haberleri ~ Fransa Italya ileicmal uyuşma^ Şu mukaveleyi veriniz bir okuyalım! Satfet Paşa, makamı tadaretçe tanzim edilip, bizim yaptt?ımız mukaveleye tercih olunan miisveddeleri verçti. Bir de okuyayım ki kepazelik .. c Ziya ve Mithat Paşalarla Nanıık Ke mal Bevin hayatlarına ait hatıralar Sıhhiye Müdürlüğü tatile lüzum görmedi Grip salğmı ehemmiyetli bir şekilde devam etmektedir. Fatih ve Beyazıt mıntakasmdaki dört ilk mektep evvleki gün hastahk yüzünden tatil edilmişlerdi. Oün de gene bu mıntakada bulunan On üçüncü ilk mektep ka patılmıştır.Nisantaşı Orta mektebi ile Kabataş Lisesi de Maarif müdiriyetine müracaat ederek talebe ve muallimlerden kısmı azamının hasta olduklarını bildirmişlerdir. Belediye ve hükumet tabipleri buralarda tetkikat yapacaklar, tathirata lüzum gördükleri tak dirde bu mektepler de üç gün müddetle tatil edilecektir. Sıhhiye Müdiriyeti dün Vilâ yete gönderdiğî bir raporda mekteplerin üç günden fazla tatil edilmelerinin doğru olmadığını, bu üç gün zarf mda tathirat yapılabileceğini bildirmiştir. Hastahk ecnebi ve ekalliyet mekteplerinde de görülmektedir. Dün Sen Benua lisesi üç gün müddetle tatil edilmistir. Hastahk yüzünden devairde bir çok memurlar vazifelerine devam edememektedirler. Ziraat Bankasının 25 memuru gripten yatmaktadır. Bundan başka tstanbul Lisesinde bir tifo vak'asına tesadüf edildiği ve hasta çocuğun hastaneye gönderildiği haber verilmektedir. Alâkadar doktorlar, havaların bu ittıratsızhğı düzelinciye veya kar yağıncıya kadar mektepleri tatil etmenin muvafık olacağı mütaleasında iseler de Sıhhiye Mü^'.lyeti aksi mütaleada bulun Kıaktadır. Adana'da da vaziyet ayni Adana'da da grip vukuatı çoğılmiştir. Erkek muallim mektebi ev • velce bir hafta müddetle tatil edil j diği gibi lise, ticaret ve kız mualliaı \ mekteplerinde hastalar çoğaldığmdsn j bu mektepler de kapatılmıştır. Vilâ > yet Sıhhiye Müdürlüğü ilk mektep • l lerin on gün müddetle kapatılmasını istemiştir. Çocuklar arasında vefiyat dahi vardır. Kazalarda da hastahk müstevli bir şekilde hüküm sürmektedir. Mekteplerde grip d!e#Bfl ml Bu nasıl lugat? Dinî bir inkilâp u Riyaseticumhur musiki heyeti alaturka kısmı üstadı Hafız Yaşar Bey geçen cuma günü Yerebatan camisinde Kur'anı Kerimin türkçeye tercüme edilen bir suresini o • kudu. Kur'anı Kerimi anlıyarak dinliyen cemaatte çok derin ve hakikî bir vect ve teslimiyet görülüyordu. Şimdiye kadar hafız Iarımızı dinliyenler sadece bir güzel sesin, musikinin tesiri altında kalıyorlardı. Fakat Allah, Kur'anı Keriminde ne buyurmuştur, bil miyor ve anlıyamiyorlardı. Binaenaleyh Kur'an dinlerken o ağlamalar, o teessürler, o vectler bilgiden ileri gelmiyordu. Bizi hafızların etraf ına toplıyan yegâne saik | ve yegâne cazibe güzel bir tet ve güsel bir ahenk idi. Zira bütün camilerimizde görüyorduk ki güzel sesli ve ahenk ve usule riayetle Kur'an okuyan hafızın etrafı halka I halka cemaatle dolu olduğu halde ayni kelâmullahı okuyan fakat çirkin sesli ve ahenk ve usulden mahrum hafızın etrafında hiç kimse yoktur ve kendi okuduğunu yalnız kendisi dinlemektedir. Şimdi ise Kur'anı Kerimm türkçe tercümesi okunurken cemaat valnız hafızın sesini, sesinin a • hengini dinlemekle kalmıyor, Kur'anı Kerimi de anlıvor. Anla maktan mütevellit şuurlu bir vect te duyuyor. Kur'anda bir ayet vardır kî Cenabı Hak bunda cbilenlerle, bil • miyenler müaavi midirler?» bu yurur. İşte bu ayeti kerimenin delâleti ile diyebiliriz ki anlamıvarak dinliyenlerle anlıyarak dinliyenler biribirlerine müsavi olamazlar. Şu halde Kur'anı Kerimin ter cümeaini okumak suretile vücude getirilen inkilâp, bütün manası ile dinlbir inlulâptır, diyoruz. Besim Atalay B. İ. Alâet tin B. e hücum ediyor istiyor Aradan bir hayli zaman gectiği halde, sidaretten bir cevap cıkmı • yordu. Bir müddettenberi de, Sadrazam Mahmut Nedim Pasayı göre memistim. Bu kadar emek sarfile, memleket, tniHet ve devletin menafiinî muhafaza edecek bir surette tanzim ettiğimiz mukavelenamenin tasdikmdaki bu teahhur canımı sıkıvor du. Nihavet, gidip bu mes'ele hak kında sadrazamdan şahsen malu • mat almağı kararlaştırdığım bir gec«, aadaret müsteşarı v komisyonumuz azasından Saffet ST'aşamn beni konağmda beklediğini haber verdiler. Saffet Paşanın bu ani daveti içime fena bir şüphe düsürdü. Derhal paşanın konağına fitap ettim. Saffet Paşa ile karşı karftya oturduk. Bulunduğumuz salonda ikimizden başka kimse yok idi. Ve paşa, hiç kimseyi içeri sokmamaları için ağalara tenbihatta bulunduktan sonra bana dönerek: Ziya Bey, dedi. Bizim tanzim ettfâimiz mukavele kabul edilmedî. Hayretle, Saffet Paşanın yürüne baktım: Acaba neden? Dedim. Neden olduğunu bilmem, dedî. Yalnız makamı sadaretin, komisyo * numuzca yapılan mukaveleyi muvafık gSrmedteini bana tebliğ ettiler. Ben, jrayriihtiyarî: Tuhaf şey demişim. Saffet Paşa. Evet tuhaf şey, dedi. Bizrm mukavelename suretini muvaf ık görmiyen sadaret, başka bir mukavelename sureti tanzim etmiş.. Saffet Paşa durdu. Sözünün geritini getirmiyordu. Bekledim. Nihavet: Devam buyurunuz ef endim, demek mecburiyetinde kaldım. Saffet Pasa gülmeğe başhvarak: Evet, dedi, makamı sadaret başka bir mukavelename tanzim etmiş. Ve kendisi tarafından tanzim olunan bu mukavelename müsveddfistnin komisyonumuz heyetince imza edilmesi emir buyuruluyor. Bu vaziyet beni fena balde sinir lendirdi: Naaıl olur, divecek oldum. Saffet Paşa kat'î bir sesle: ~ Orasını bilmem, fakat komis yonumuz heyetince bunun imzası !âzımdır, dedi. Ve ısrar etti. Şu mukaveleyi veriniz de okuyalım, dedim. Saffet Pasa, makamı sadaretçe tanzim edilip, bizim yaptığımız mukavelenameyp tercih olunan müs • veddeleri verdi. Bir de okuyayım ki, kepazelik. Fena halde canım sıkıldı. Miisveddeleri yere fırlatarak: Efendiın, dedim. Bizde devlet ve millet menfaati namına iş görmek nasip olmıyacak mı? Düsiinüiecek ilk evvelki menfaat, menfaati devlet olmak lâzım gelirken, bizde bu ikinci üçüncü derecede kalıyor. Hirş'in. Âli Paşa zamanında yapılan birinci mukavele namına kazanacağı milyon • lar. ve şu okuduğum müsvedde kabul ve imza oluncuktan sonra kazanacağı hazineler, evtam ve eramil muhas • sesatı veremiyen zavallı hazinemîz den çıkmıyor mu? Vicdanınız, imanınız bu tebeddülü acibe nasıl razı oluyor?. Benim bu feveranıma Saffet Paşa: Ne yapalım? Böyle istenlyor, yolunda cevap verince, ben: O halde bendenizin bu mukavelenameyi imza edemiyeceğimi arzediniz, dedim ve çıkıp gîttim. Bu geceden bir kaç gün sonra, gene komisyonumuz azasından Maliye Nazır Yusuf Paşayı makamı sadarete celbetmişler. Ve kendisine, benden başka, bütün komisyon azasının nrakaveienamevî imza ettieini söv " aldırdığım bildirmislerdir. Bunun üzerine evin bahçesinde taharriyat yapılmış ve bir hayli uğraştıktan sonra bir erik ağacının di • binde otuz beş santim kadar derinliğe gümülmüş kefenii bir cocuk cesedi bulunmuştur. Tabibi adlî Hikmet 6., kefeni açarak cesedi muayene etmiş, bunun bir erkek çocuğu olduğunu, gSbeğinin 35 santim uzunluğunda kesildiğini ve bağlanmadığını görmüştür. Ceset, kırk beş gün kadar evvel gümülmüştür. Çocuğun diri olarak doürup doğmadıŞmın tesbiti icin Morga nakline lüzum çörülmüştür. Saziment H. dün bulunmu*tur. Müddeiumumî muavînlerinden Sabri Bev kendisinî dün Aksarav'daki Ahmediye mevküne rajırta'ak isticvap etmfş ve cocuğun Zaroka isminde bir Ermenî ebe tarafından ı>l'ndığını öğrenmiştir. Zaroka'nın Topkapı'da Arpaeminl mahallestnde Kâğil so • lemişler. Ve onun da imza etmesini istemişler Halbuki. Saffet Paşayla olan mülâkatımdan sonra, ben, Yusuf Pa • sayı görmü? ve mes'eleyi kendisine anlatmıştım. Bundan dolayı Yusuf Paşa: « Ziya Beyin bu bapta pek mühim mütaleatı var. Bir kere komis • yonca istima olunsa. Ve bizim müsvedde ile sonraki müsvedde güzelce tetkik edilse. Ve heyetçe makamı sadarete tafsilât verilse pek münasip olur. Şayet sadaretçe tanzim olunan müsveddenin kabulünde ısrar olunursa Ziya Beyle birlikte hnza ederiı.» diyerek savuşmuş.. Bizzat Yusuf Paşa bunu bana anlattı. Bu hale güleyim mi, aglıvayım mı ? Her ne ha' ise. O hafta salı gecesi, gene Sadrazam Mahmut Nedim Paşanın yalısında toplantı vardı. Beni bilhassa davet etmişler. Zaten davet olunmasam da mutlaka gide • cektim. Mahmut Nedim Paşa, beni gayet beşuş bir ;ehre ile kabul etti. tltifat etti. Şundan bundan konustuk. S i • bırsızlıkla bahsin istediğim nokiaya gelmesini bekliyordum. Nihavet o da oldu. Sadrazam Mahmut Nedim Pasa bizzat, istediğim bahsi actı. Gayet yumuşak, âdeta lâtifeci bir sesle: Beyefendi oğlum, dedi. Benim tensibimi reddedeceğinizi hiç memul etmezdim. Bizim tanzim ettiğimiz müsvette, bu işlerde mütehassıs o lanlara yaptırılmıştır. Müsteşar Pa şa size tafsilât vermemiş. İşte müs vedde burada, birlikte okuy' Ben bahsi kısa kesmek > dum: Zatı seniyeniz de, bendemz de, böyle mühira bir mukavelenamenin nasıl yapılacağmı bilmeyiz, dedim. Bunun da mütehassısları vardır. Yapılan iki müsveddeyi Londra'ya veya Paris'e gönderelim. Sefirimiz, bitaraf mütehassıslar ile müzakere etsin. Hangisine muzır veya nafi denilirse esbabı lâzimesi gösterilsin. Eğer komisvon«a yapılan müsvedde muzır görülürse, ikincisini kabul ve hnza edelim. Çünkü bendeniz, komisvonca yapılan müsveddenin nafi olduğuna kat'iyyen eminim. Zatı seniyenîz 5kinci miisvetteyi muvafık buluvor sunuz. Burada, bitaraf bir üçüncu bulmak müşküldür. Benim bu cevabım, Mahmut Nedim Paşayı hayrete düsürdü. Sustu. Hiç bh* cevap vermedi. Sonra hayreti birdenbire hiddete inkilâp etti. Fakat Sadrazam Pasa, derhal kendini topladı Yarı pederane, yarı âmirane bir tavur ve sada ile, bana doğru sağ elini uzattı: Bana emniyetiniz olduğunu bilirim, dedi. Haydi, mührünüzü ve • riniz. Vaziyet nazikti. Fakat millet ve devlet mes'elesi benim şahsî vaziye • tiraden bin kat daha naziktir. Derhal kararımı verdim. Kat'î bir sesle: Mühürüm Uzerimde yoktur, dedim. Esasen uzerimde olsa da, ikinci mukavelevi muzır gördüğümden raühürlemekte mazurum. Mahmut Nedim Paşa birdenbire kıpkırmızı oldu. Adeta bağırarak: Ziya Bey, dedi. Bu inadınız, hakkımzdaki rivayetlerin sıhhatini gösteriyor. Hirş'in size üç yüz bin frank verdiğine dair olan rivayet teevyüt ediyor. Beynimden vurulmusa döndüm. Bir müddet, bu iftirava, alçakea isnada ne cevap vereceğimi şaşırdım. Sonra yavas yavaş kendimi topladım. Mahmut Nedim Paşanın yüzüne dik dik bakarak: Mabadi var Doğru değil mi? Orta Ticaret mektebi lise oldu Orta Ticaret mektebi lise haline kalbedilmiştir. Badema bu mektep me zunlan da Parülfümma kabul edfle ceklerdir. *~....**.. Sıhhat Vekâletinln bir tekzibi Ankara 24 (A.A.) Sıhhat ve lçtimaî Muavenet Vekâletinden tebliğ edilmistir: Her aen kış mevsiminde görül • mesi mutat olan nezle halleri bu kış esnasında hararetin sür'atle tebed • dülünden ve soğukların devam etmesinden dolayı son günlerde memle • ketimizin bazı mahallelerinde artarak grip salgını şeklini almış ise de hastahk hafif ve tabiî şekilde seyretmekte ve vefiyatı mucip olma > maktadır. Hastalığın mecvut olduğu yerlerde bir an evvel izalesi için sıhhî tedbirler almmıştır. Grip çok vefiyata sebep olduğu hakkındaki havadisler asılsızdır. 931 senesi zarfında Polis müdiriyet kaleminden 145,677, polis şubelerinden 247,060 muameleli evrak geçmiştir. Bunların mecmuu 395,737 adet etmektedir. Polis roerkezlerinden geçen evrak fle evralrî tahkildyeler bu miktara dahü değfldir. Poliste muamele gören evrak Mülklye Müfettişlerinin tetkikatı Fransa • İtalya münasebatı den ehemmiyet kesbetti. Londra de • • *' niz konferansında bu iki devlet uyttV şamamışlardı. Muahharen Pari» vo, Meb'us Besim Atalay Bey Roma arasında cereyan eden müza« «Yeni Gün» refikimze yazdığı bir kereler dahi İngiltere devletinin ta A makalede meb'us İbrahim Alâ vassutuna rağmen akim kalmıştı. Bu* ettin Beye hücum etmektedir. Bu suretle iki Akdeniz* devleti arasın * na sebep İbrahim Alâettin Beyin daki bahrî rekabet İngiltere, Amerika ve Japonya arasındaki bahrî riyasetinde bir heyet tarafından mukaveleyi dahi hükümsüz bırakivücude getirildiği kabında yazılı cak raddeye gelmişti. Ancak İtaly^ olan «Yeni Türk Lugati» dir. Be Hariciye Nazıri tarafından teklif o* sim Atalay Bey bu lugatte bir çok lunan bir senelik mütareke aaye • ' sinde bu tehlike şimdilik bertaraf ol* yanlışlıklar yapıldığmı, haritasımuş ve iki lâtin devlet arasındaki sî« nın bile yanhş olduğunu, her se yasî gerginlik hafiflemiştir. yin affedileceğini, fakat bir mu Son günlerde iki devlet arasında allimin yanhş öğretmesinin affe aiyasî sahada rekabet ve münafe • , ret alâmetleri tekrar kendisini g ö « dilemiyeceğini söylemekte, yazı termiştir. Maiî vaziyeti gayet fena sını şu suretle bitirmektedir: olan Macaristan hükumeti Fran • «İbrahim Alâettin Beyefendi sa'dan medet umarak Paris'e karşl temayül göstermişti. Fakat Macar'lal, güzel çocuk şiirleri yazabi lirdi, terbiyeye ait eserler meyda Fransa'dan bekledikleri malî raü « zahereti göremediler. Macar devletî na getirmek kudretine malikti. haricî borçlarına karşı moratoryom Böyle yapsaydı memlekete hizmet ilânına mecbur oldu. Bu sebeptea etmiş olurdu. Şimdiye kadar hiç Macaristan'da tekrar ttalya lehtar* uğraşmadığı lugat ve coğrafya iş hğı hareketi canlandı. Bunun başlıca alâmeti Konfi lerine kanşmasaydı; bize ince ve (Bethlen) in Roma'yı ziyaret ede « güzel mizahî fıkralar yazsaydı; rek M. Musolini ile görüşmesidir. uydurma, sudan seyahatnameler Kont şimdi Başvekil değilse de Matertip etseydi daha iyi yapardı: car hükumet fırkasınra lideri oldu ğundan hâlâ Macaristan'ın siyaseti Helvactya tablakâr lâzım üzerinde büyük nüfuz sahıbidir. 01 kâra da iktidar lâzım» Dünyanın eiyasî akıbetini ve îk tisadî atisini tayin edecek taıuirat ve terki teslihat mes'eleleri devlet • ler arasında görüşülmek üzeredir. Bu münasebetle İtalya hükumeti her iki mes'ele hakkında kat'î noktai na« Esirgeme Derneği riyasetinden: Cemiyetimiz menfaatîne tertip etti • zarını ilân etmiştir. ttalya tamirat ve harp borçları üzerinden sün ğimiz piyango biletlerinin satılmaması ger geçmekten başka bh* çare ol yüzünden kesidesi 8 nisan 932 cuma madığı kanaatindedir. Terki teslihat gününe tehir edümiştir. ^ mes'elesinde dahi teslihatın esaslı ve müsavi bir surette tenkis edilmc • sini istemektedir. Geçen sen şehrimize on iki Trans Atlântik vapuru ile 7510 seyyah gel • ttalya'mn noktai nazarları bir çok, mişti. Bu sene henüz seyyah gelmemistir. cihetten İngiltere ile Amerika'nm düşündüklerine muvafık ve Fran • Maamafih subat ve mart aylannda li • manımıza bazı vapurlann uğrıyacağı bil sa'nın noktai nazarına da taban tabana zıttır. Fransa her iki cihan dirilmiştir. Bu suretle bu sene seyyah adedinin daha az olacağı snlasılmaktadır. mes'elesinde yalnız kalacağını his setmektedir. Bunun için son günle<de Fransa da İtalya ile uyuşmak le hinde telkinat ve neşriyat başlamıttır. Lâtin ırkına mensup iki devlet Şehrimizde bulunan ttalyan şaîri M. arasında itilâf edilemiyecek mes' Marinetti tarafından bugün Darülfünun eleler olmadğı mütaleası ileri sürülkonferans salonunda bir konferans veri mektedir. Yalnız bu mütaleaya t lecektir. Bu konferansa bütün Darül • talya genç bir devlet olduğu halde fünun müderrisleri davet edilmistir. asırlardanberi kendisini toplamış o • lan Fransız milleti ile her hususta mü savi olmak iddiasmda bulunmasının MüDdye Müfettişleri kaza teşkilâh, doğru olamıyacağı kayıt ve ilive e « mahallât heyeti ihtiyariyeleri ve saire dilmektedir. hakkında tetldkatta bulunmaktadırlar. Fransa'nın bu teklifleri karşısmda. Galata ve Beyoğlu'nun bir kısım muhftalya harbi umumide olduğu gibi tarlan Mülkiye Müfettişleri tarafından hayatî ehemmiyeti haiz bir karar' polis merkezlerine çağmlmış, kendi • vermek mecburiyetindedir. ı lerinden muamelât hakkında izahat aMVHARREM FEYZİ Iınmıstn'. Esirgeme Derneği piyangosu Seyyah akını durdu italyan şairinin bugünkü konferansi Darülaczeye yardım Müessesenin vaziyeti nedir, komisyon ve komîte ne yapîyor? günü öğleden sonra Darülâceze hi maye komite • si tarafından Darülâceze'de bir içtima akte° dileceği gibi ayni gün öğledeı* evvel Darülâ ceze komisyo nu da Beledi • yede toplana • caktır. Müesse se ve komisyo • nun mesaisi etrafında Daimî Encümen aza Sadakaı fıtır ve zekât Bu sene Gç cemiyet arasında taksim edilecektir tstanbul Müfriliğindent Âlâ Orta l^» rW» Edna ^W« içtihat mecmuası mahkemeye verildi tçtihat mecmuası, kanun mucibince Müddeiumumiliğe göndermekle mükellef olduğu nüshalan göndermediğinden hakkında dava açünuş, mecmua Birinci ceza mahkemesine verilmistir. Mecmu anın neşriyat müdürü avukat trfan Emin Bey, maznunen muhakeme edil • mektedir. Şimdiye kadar bir çok maznunların vekâletini kabul ederek maznun san dalyesinde ahzi mevki eden trfan Emin Bey, bu defa da asaleten maznun sandalyesine oturmustur. Irfan Emin Bey, bu mecmualann posta vasıtasfle Müddeiumumiliğe her vakit gönderilmekte olduğunu sb'ylemif ve bunu isbat için müteaddit şahit isimleri vermistir. Mahkeme, bu şahitleri dinlemek üzere davayı başka bir güne bırakmıştır. Hurma 208 0 0 Uzüm 185 156 78 Arpa 16 15 13 Buğday 12 10 8 Kuvayi havaiyemizin itilâ ve te rakkisi için her türlü muavenet ve müzaheretin if ası vezaif i mühimmeî vataniyeden olduğu gibi bu bapta Diyanet Işleri riyaseti aliyesinden isdar buyurulrauş olan fetva mucibinc^ de sadaki f ıtır ve zekât ile mükelîef olan din kardeşlerimizin Tayyare C» miyetine ibrazı gayret ve hamiyette bulunmaları ehemmiyetle arzoluaur. *** Sadakai fıtır ve zekât Tayyare Ce* miyeti, Hilâliahmer ve Himayeietfal Cemiyetleri arasında taksim edile • cektir. Memleket müdafaasını te.min ve içtimaî dertlerini tehvin gayele • rile teşekkül etmiş bulunan bu cemiyetlere yardım etmek herkese borç« tur. Bu auretle vereceğiniz sadakai f?tır ve zekât raemleketimizin müda • faasına hizmet eden, memleketin ya* ralarını saran cemiyetlere bir membaı varidat olaeaktır. faydah hareketleri anlatmak lâzımi dır. Bu gaye için de bir himaye kö • mitesi teşekkülü üç sene evvelki tet* kiki hesapta teklif edilmişti. Evvelki sene verilen balo on yedi bin lira hasılat bıraktı. Fakat bu cemiyet içinâ dağılan bir mesai şekli değildi. Bu seneki teşebbüs geniş bir sahadadır. Bu komiteye dahil olmak şeref, davete icabet etmek te en büyük hayırkârhktır.^ kasında 48 numaralı evde oturdusu tesbit edilmiş, o da derhal karakola ceiVtlunmuştur. Zaroka, verdiği ifadede, bir bueuk ay evvel Saziment Hanımın kendisinî çağırdteını, karnında bir ur ol • dusrunu sövliverek buna bakmasını istediğini, Saziment Hanımı mua • yene ettiği vakît hamile olduğunu anIadı&ını ve cocuğu aldığım, baska bir sev !""İTn»rligini söv'ernî«fir. Maamafih Müddeiumumilik. Zaroka'nın. sim divp kadar müteaddît cocuk düsürme hâdiselerine alet olduğunu tesbit etmiotir. Hâdise bu suretl»1 tavazzuh edince, Müddeiumumilik, hem Saziment Hanımın. hem de Mndam Zarolrn'nın tevkifîne lüzum görmüş ve Fatih sulb ^V'mindcn alınan karar üzerine her iki kadın da tevkifanove gönrieril • miştir. Müddeiurnumilik tahkikata devam etmektedir. ı Bittikçe kabaran bir ihtilâs Mersin'de tevkif edilen Belediye muhasebe mutemetlerinden Nail Bey dün beklendiği halde şehrimize getirilme • miştir. Belediye mumaileyhin hesap larını tetkike devam etmektedir. Şim diye kadar yapılan tetkikat neticesinde Nail Beyin Daimî Encümen azalanna tevri ettiği maaslardan sekiz bordroya ait pul bedellerini de /immetine geçirdiği anlaşılmısbr. Bu bordrolar meydanda yoktur. Darülâceze binasından bir manzara sından Avni Bey kendisile görüşen Tabiata bu kadar karşı olan bîn nibir muharririmize şu izahatı ver • zamname elbette değismek zaruremiştir: tindedir. Sonra bütün Türkiye'de ye« Darülâceze'nin senevî 340 bin gâne bir hayır müessesesi olan Dalira varidatı ve 70 bin lira kadar da rülâceze'nin varidat membaları S e y açığı vardır. Bu açığı Belediye karisefain, Şirketihayriye bilet ücretpatmaktadır. Her sene müesseseye lerine zammedilen yirmi para ile si8001100 kadar kendine bakamıyan nema biletlerindeki kesirlerden ibaihtiyar ve mefluç kimse ile 250500 rettir. Üst tarafmı Belediye veriyor. çocuk alınır. tdarenin nizamnamesi bugünkü ihtiyaca uymamaktadır. Bir Cins ve mezhep tefrik etmeksizin herkese merhamet kanatlarını açan hata neticesi doğan yavruyu bet • bu müesseseye bu üç memba hiç debaht bir anne teslim ederse alamaz. nilecek kadar kifayetsizdir. Eskiden Tabiatin msafsızhğma bırakırsa a • ferağ ve intikal harçlarından da bir Iır. Bu Kreş'e her gelen çocuk cami şey almıyordu. Nizamname; maden ve kilise kapismda, ıssız bir hen • imtiyazı verilirken imtiyaz sahiple • dekte şedaidi tabiatla boğuşa boğurine bu hayır müessesesini de hatır şa zatürreeye tutulmuş bir yavru dur. Müessese bunları dürüst ve a • latmağı emrediyor. Bankalar, anonim yıp örter bir şekilde kabul etmiyor. şirketler ve müessesatı ticariye Biraz baktıktar ve bir çok masraf den teberru keydedilmesini söylü » ettikten sonra tabiatin çaresizlikleri yor. Maalesef bu müessesattan şim • içinde Ölümüne şahit oluyor. Fakat diye kadar on para alınamamıştır. makul bir jekilde sıhhatli bir yav . Hiç olmazsa bunların ayaklarına gitruya kapısını kapamıs bulunuyor. mek müessesenin yaptığı hayırlı ye , Bir teberru tsmini söylemek istemiyen S& zat dün Şehir Medisi kâtibi umumiliğn» müracaat ederek Darülâceze'ye ikij ü Li teberru ctmistir.