4 • ^rtrn hırrîvpt ?15 Tesrinisanî 1931' HİKÂYE Kuvvetli hükumet!. Yazan : M. Ş. Günün eğlencesi Dünkü bümecenin haltedilmiş şekli ILMI MUSAHABE Bütün dünyada Altın buhranı başladı! İstihsalât azaldı, mevcut altınlar da sür'atle meydandan çekiliyor Şimdiye kadar kullamlanlar arasında (altın) meskukât kadar emniyet ve itimadı kazınmış başka bir mübadele vasıtası görülmemiştir. Altının meziyeti yalnız itimada lâyık mübadele vasıtası olmaktan da ibaret değildir. Kıymeti en az tebeddüle uğrıyan bu zikıymet maden bizzat servettir. zenlerinde hapsettikleri altın mîk tarını gittikçe arttırmak mecburiyetinde olmalarıdır. Bu miktar 1913 te (25) milyar (altın frank francs or) dan ibaret iken 1930 da (45) milyar altın franga kadar yükselmiştir. 14 senede iki misline yaklaşan bu azim fark böyle devam ederse az vakit sonra bütün dünyanın altın mevcudünü banka Tabiatin tahribe memur (tahammahzenlerine hapsedip faaliyetten rauz), (tahallül), (tagayvür).. gibi alıkovacak bir mahiyet alacaktır! t~a.müllerind'»n masun kalan bu parDiğer bir cihetten de cevahircili Iak sarı, güzel, sevimli, cazİD madde ğin ve kıymetli avani imal eden fabtarihin tetkik projektörünün henüz tamamen tenvir etmeğe muvaffak o rikaların sarfettikleri altın miktarı lamadığı zamanlarda yasamış iptidaî müthiş surette artmakta buhranı tainsanların bile canlarının yongası ol cil etmektedir. Son senelerin sırf bu muş, başlarda, kulaklarda, boyunlar yoldaki altın israfı senede (50) milyarı tecavüz ettiği hesap edilmekteda taşınmıştır. dir. Modanın hercaî, vefasız rağbetine Hal böyle devam ederse umum en çok mukavemet gösteren, yüzlerdünya altın piyasasının (10) sene ce asırdanberî mevki ve itibarını musonraki açığt (6) milyar frangı gehafaza eden süs, altından mamul ziyçecektir. netler değil midir? Bu mahsus tehlikeye karşı bütün K>rk asır evel yaşamıs kadınlaria dünya halkını altın ziynet ve avani isbugünün mütekâmil kadmları altına timalinden vaz geçmeğe davet etmek karşı ayni hırsı, ayni zaafı göster hayalinden büyük bir fayda ümit emiyorlar mı? dilemez. Pek eski zamanlardanberi Altına bu devamlı, hakikaten de devam eden böyle itiyaltarı maliye itimada lâyık mahiyeti veren tesiriltni erbabının nasihatleri değil lerden biri de nedretinin mutedil de(Archimede) in meşhur manivelâsı recede olması ve senelik istihraç bile dünya yüzünden söküp atamaz! miktarının kıymetine tesir yapacak Yalnız intizar edilebilecek zayıf kadar tebeddüle uğramasıdır. bir ümit varsa o da tesadüfün lutfuna Her sene arzımızın sinesinden çı uğramak, yeni bir altın madeni da • karılan altın miktarının mutattan marı bulmaktır. Halbuki zamanımızve ihtiyaçtan fazla olmaması kadar da bu gibi mes'ut talih cilveleri de az istihsal edilmesinin de tehlikeleri nedret kesbetmiştir. vardır. Umumî harp gibi neticesi meş kuk bir badireye teemmülsüzce atılmanın ve bahusus milyonlarca gencin heder olmasına göz yummanın intikamını insanlardan ictimaî ve bahusus iktisadî buhranlarla almak istiyen I (tabiat) hâlâ hırsını alamamış gibi j görünüyor. Bu seref de başımıza çıkmağa bir altın kahtı buhranı hazır • lanıyor. Her şeyde olduğu gibi altında da baş gösteren kahıt ya müzeyyenat ve avanidekî istimalinin artmasından ve yahut senevî istihsal miktarının eksilmesinden neş'et edebilir. Son zamanlarda yapılan tetkikler bu esaslı sebeplerin ikisinin de bulunduğunu meydana çıkarıyor. Altın nedreti tehlikesini tam vaktinde sezen (Akvam Cemiyeti) bütün dünya ocaklarında olduğu gibi Hint, Cenubî Afrika, Kanada madenlerinde de altın istihracının vahim neticeler verecek surette azalmakta olması keyfiyeti üzerine bütün (prospecteurs) lerin dikkat nazarlarını da • vet eden bir beyanname neşrediyor. Altın kahtını davet eden tabiî se beplere inzimam eyliyen iktisadî tesirler de dikkate şayandır. Bunlar arasında en ehemmiyetlisi (Billets de banque) ihraç eden malî müesseselerin teminat makamında mah • Bu vesile ile biraz da altının ilmi mahiyetile sanayideki meziyetlerinden bahsedelim: (Malleabilite intirak) hassası en cok olan maden altındır. Sanayide bu kabiliyetinden istifade edilerek milimetrenin (12,000) de biri kalınlığında altın varaklar yapılabildiği gibi bir gram altından (3.000) metre uzunluğunda teller vücude geti rilmektedir.' Atcmî vezni (197,2), vezni mahsusu (19,3) olan bu maden (1063") derecede zeveban, (25OOc) derecede tayaran eder. Hararet ve elek triki çok nakil olduğunu ve ne su, ne hava, ne de hiç bir hamız tesirile (tahammuz) etmediğini bilhassa söylemek lâzırpdır. Yalnız kılar derunünde münhaldir. civa ile de amalgam vücude getirebilir. Tabiatte (Sülfüre)), (antimoniure) bir de (tellurure) halinde bulunur. Zerre halinde altına çakmaktaşı damarlarile bir de suların dağların bağrından indirdiği taş ve kum yığınları arasında tesadüf edilir. En zen • gin altın damarları Kalifurniya. Şili, Peru, Brezilya'dadır. Bazı Anadolu nehirlerinin kum • larından vaktile altın çıkarıldığı tarihî rivayetlerdendir. ABDÜLFEYYAZ TEVFİK Bugünkü program Pazar 15 11 1931 İSTANBUL (Postane) 1200 m. 18: Gramofon. 19.30: Alaturka musiki. 20,30: Gramofon ile oDera plâklan. 21: Alaturka musiki. 22: Cazband. BERLİN KönıVsv. 1635 m. 17.45: Hafif mtısiki. 19,05: Konferans. ders ve saire. 21.05: Yohan Straus'un eserlerinden '<1001 gece» isimli oneret temsili. Müteakıben Fred Börd cazbandı. VARŞOVA 1411 m. 17.25: Gramofon. 17.40: Musahabe. 18 08: Gramofon. 18 20: K^akova'dan nakil. 18,35: Musahabe. 18.50: Çay musikisi. 20.05: Muhtelif. 20.30: Grsmofon. 20.30: Katovitz'den: Musahabe. 21.20: Konser. 23: Novel. 23 15: Gece konseri. 24 j Hafif musiki ve caz. BUDAPEŞTE 550 m. 17.55: Operet parçaları forkestra ilei. 19,05: Madam Bodan tarafından Macar halk sarkılsrı (Sişan orkestrası refakatüe). 20.15: Mizahî fıkralar. 20.55: Büyük ODera orkestrası tarafından Orfoys fOrpheusi operasından bazı parçalar. 23,35: Salon ve Sigan takımlarmın Cmuganni Paul Kalmar'ın iştirakile) dans ve Macar operetleri parçaları. (İstirahat esnasmda İngilizce bir konferans). VİYANA 516 m. 18.05: Konferans. 18.35: (5 alet ile) salon musikisi. 19.05: Viyana feski> musikisi. 19,35: Konferans ve haberler. 20,45: Klâsik operet parçalarmdan konser. 22.05: Orkestra refakatile piyano konseri (Bethovenin asarındam. 23.40: Frank Foks caz takımı (muganni Egon Gos'un işti rakile). PRAG (Praha) 487 m. 20.05: Bratislâva'dan naklen: «Sonbahar aşk havaları» isimli operet. 22,05: Haberler. 23.25: Konserli kahveden nakil. ZÜRİH 459 m. 18,05: Caz 19,35: Satranç oyunu. 20,05: Gramofon konseri. 20,35: Bern'den: ?.. 21.05: Halk konseri. 22: Musahabe. 22,30: Fransız opera ve operetlerinden parçalar. ROMA 441 m. 22: Muganni iştirakile senfonik konser. BÜKREŞ 394 m. 10.45: Kilise havaları. 11: Orkestra. 12: Gramofon. 18: Romen ve diğer parçalar konseri. 18: Hsfif musiki ve Romen havaları. 19.40: Gramofon. 20: Orkestra. 20.45: Solo saksofon. 21,15: Orkestra. BRESLÂV Glâyvitz 253 m. 19 10: Hafif musiki. 19.35: Musahabe. 19.50: Keza. 20.25: Kücük hikâyeler. 21,05: «NEŞELİ DUL KADIN* isimli o^ret tertısili. Müteakıben Berlin'den: Dans musi kisi. de söz istemedi. Reis memnun değil; 1 BIYIK; 2 ODUN; 3 SAKAL; [Hikâye, Osmanh hühumeti xa etrafına baktı ve: 4 TANDIR; 5 ARUZ; 6 NANAY; mamnda kabine azalart ile ileri ge Evet, dedi, arkadaş beylerin len meb'us ve âyan azalarının fır7 CURA; 8 ISLIK. fikirleri vazih: Umumî bir surette (BOSTANC1) kada yaptıkları bir içtimaı anlat bu mes'elenin hallini ancak kanunun makla başhyor. Bir kaç zamandır her şeyin fevkinde tutulmasma merhükumet aleyhine dedikodular ol A, AR, DA, GU, LİS, O, PA, PO, but görüyorlar. Bizim de maksadımakla, mecliste ve matbuatta hü RIH, SA, SO, SOR, TEF, TIM ,TİŞ, mız, Sadrazam Paşanın buyurdukcumlar görülmektedir. Fırkada vaZIK. lan gibi, kanunî bir hükumet kur ziyete çare bulmak üzere meb'us Yukardaki hece 1 .... mak esasıdır. Şimdi bu esasa göre lardan mürekkep bir encümen teşkil leri ikişer ikişer 2 .... heveti muhtereme ne buyuruyorlar? olunmuştur. tşte bu encümen azayanyana getirip a 3 Bir zaman daha söz alan olmadı. stndan şöhret meraklısı, yeni ve genç şağıdaki tariflere 4 .... Sonra arkada oturanlardan biri parbir meb'usu hükumet azasına encügöre birer kelime 5 mağını kaldırdı: men'ın düşüncelerinî anlatırken buteşkil ettiğiniz tak6 ... Müsaade buyurulur mu Reis luyoruz. Hatip uzun söz âşıklısıdır. dirde ; başharfleri 7 Beyefendi? Bandeniz kanunî kabi Nutkuna ta Fenike'liler zamamnda yukarıdan aşağı o 8 nemizden bir sey anlamadım... Yani başlamış, aradan saatler geçtiğı kununca: affedersiniz bunu o derecede sey halde Osman'ltları hâlâ Kanunî devBİR SEYAHAT bulmuyorum... Gavrikanunî kabine rinden aşağı indirememiştir. VESİKASIİSMİ olmaz... «Kanunu her şeyin fevkinde Bu can sıkan lâkırdı yığını ha tutmak» buyuruluyor. Elbette her Meydana çıkacaktır. zırundan bir çoklarını usandırmışvakit, her yerde kabineler kanunu 1 Bedava büet; 2 Boş meydan; tır. önlerindeki kâğıtlara karagöz I sey ettirirler. Eğer kanun tatbik o3 Sual; 4 Yerr.ek; 5 Zabıta memuretmi yapan, ikide bir saatlerine balunmuyor ise olunmalıdır. «Kanunu ru; 6 Höcre; 7 Kıyı kaldınmı; 8 kan kimseler gö'rülmektedtr.] her şeyin fevkinde tutmak» buyurKontrol. dunuz. Eğer kanun haricinde ka ' 'zaktan biri reise işaret etti, reis nundan yukarı bir sey varsa demek görmedi yahut gÖrmemezliğe geldi. kanun noksandır. ıkmal etmek lâzım Yeşil sarıklı hoca, ki esasları hazırgelir.... ( Birinci sahifeden mabait ) Iıyan encümende bulunuyordu, söz Söz sahibi oturdu. Reis onun desöylemek ister gibi ayağa kalktı, takaya bütün gece ateş edilmiştir. diğini anlamamış olmalıdır ki sordu: tekrar oturdu. Reis onu da görmedi Vaziyet vahamet kesbediyor O halde? Dedi. ama hatip gördü ve manevî kuvveti Tokio 14 (A.A.) Şimalî Man : Yok. bendeniz bir şey demibü*bütün kırıldı. Susar gibi oldu. çuri'den alınan haberler, vaziyetin yorum! Kanunî buyuruyorsunuz Sabrı tükenmiş olanlardan bir kaçı vahamet peyda etmiş olduğunu gösda... Gene kanunî olsun ama bu tâfeirden söze başlamak istediler ise bir bir şey ifade etmez... termektedir. Nonni nehri üzerindeki de reis izin vermek istemedi: Japon kıtaatı kumandanının, kuv ^ .Müsaade buyurunuz, hulâsa Pekâlâ! vetleri Japon kuvvetlerine faik olan edecekler, diye hatibe yardım et Reisin tam karşısında oturan şişÇin'lilerin yapmaları muhtemel bir mek istedi ise de hatipte devam eman bir zat söz istedi. Bu bey ölciidecek kuvvet kalmamıştı. Kısa boytaarruzun önüne, geçmek için sür'atsüz ve biçimsiz şişman. Zaten ufak lu, koca kafalı, gözlüklü, çürük dişli j burnu yanakları arasında büsbütün le harekete geçmek mecburiyetinde bir meb'us, söz almış gibi dedi ki: küçülmüş, gerdanı yakasını, yaka kalmasından korkulmaktadır. Efendim, arkadaşımız beye lığını, boyun bağını kapamış, burnu, Japon'lar yeni bir şehri işgale fendi şüphesiz vâkıfane ve âlimane dudakları, yanakları arasmdan ta hazırlamyorlar buyuruyorlar, istifade ediyoruz. Ansan bıyıkları sanki burun deliklertni Harbin 14 (A.A.) Reuter ajancak malumu âlileridir ki mes'elenin tıkıyor, ona nefes aldırmıyor gibi sının muhabiri yazıyor: esasıpın bu izahata tahammülü yokgörünüyordu. Bu hali ile görünüşü Çin mehafiünde Japon'ların Totur. Bu sebeple bendeniz teklif et korkunç, kendi yavaş buvalara benkio'dan emir alır almaz taarruza mek istiyordum ki: Biz müzakereye ziyen bu zat mecliste pek mühim bir geçecekleri tahmin edilmektedir. başhyalım, söz arasmda beyefendi mevkii olan ve kabineye geçmesi ande kendi fikirlerini buyururlar gene cak bir gün mes'elesi sayılan kuv Bundan başka, bir takım takviye matluD istifade hasıl olur. vetli azadan biri idi. Şimdiden herkıtaatının gelmiş ve Nonni nehrinin kes onu kabineye girmiş gibi tutu Yeşil sarıklı kısa boylu hoca da, cenubuna sekiz kilometre mesafede yorlardı. Kendinden evvel söyliyen kendine mahsus teklifsizlik ile hatitahaşşüt etmiş olduğu Çin'liler tameb'usun ifadesine karşı hükumeti be dedi ki: rafından haber verilmektedir. müdafaa lüzumunu görerek söz is Sen ne yaptın be yahu! Sen Japon'ların Tsitsikar'ı işgale te temiş idi. Oturduğu yerden söyle konferans vermeğe kalktın! Dedi. şebbüs ettikleri takdirde Rus hükumeğe başladı: Sonra reise dönerek: metinin ne gibi bir hattı hareket it Reis Bey bana söz verln ben Efendim, bendeniz Beyefenditihaz edeceğini öğrenmek arzusun kısac* anlatayım, diyecek oldu. nin buyurduklarına cevap vermek da bulundukları zannedilmektedir. Reis hatibi söyletmeği bir kere istiyorum: Kanunî hükumeti anlaJapon'lar, Rus'lar hududu tecavüz daha tecrübe etmek istiyordu: mak istemiyorlar. Gerçi doğrudur, eyledikleri takdirde bu hareketi Müsaade buyurunuz efendim, belki tâbirde bir miktar noksan varMongolistan tarikile icra edecekle dedi, söze başladık daha sonu gel dır. Ancak hüPi"'metler kanunu ihrini ve hatta Khailar'a kadar ilerlimeden kesiyorsunuz. Beyefeudi humal edebilirler. Meselâ iş bir takdir yeceklerini ve orada 300 kamyon ile lâsa buyuracaklardı! mes'elesi şeklini aldı mı, kanunun 100 vagonun şarka doğru nakledil • Hatip saşırmış, bozulmuş ne söytatbikı da derhal değişir. Bu böyle mek üzere cemedilmiş olduğunu öğliyeceğini bilmiyordu. Bir kaç söz olmakla beraber bir kabine çıkar da renmiştir. daha söyleyip esasa geçmek istiyekendine: Kanunî kabine ismini verek kekeledi ise de biraz arkada oJapon kıtaatı, şimali garbiden rir ise, bunda anlasılmıyacak hiç bir turmuş biri onun sözünü keserek: Tsitsikar'ı ihata hareketlerine de cihet yoktur. Bu demektir ki: Ka Canım, dedi, bırak şimdi taribine kavanini mevzuan<n kabil ol vam etmektedirler, bazı Japon kı hi. . Sırası mı? duğu derecede tatbikına çalışacak, taatmın da Rusya'dan Jeneral MaBu söz hatibin kuvvetini büsbü onda ısrar edecek, her hangi bir TchanTchan'a gönderilen harp maltün kırdı ve sözünde devam edemimes'eleyi takdire bırakmıyacak dezemesinin muvasalatı imkânına mâyeciğini reis te anladı ve ona izin mektir. Yalnız bir ciheti heyeti muh ni olmak için diğer bazı noktalara verir gibi: tereme tetkik buyurabilirler ki o da: teveccüh etmiş olduğu söyleniyor. Yoruldunuz! Dedi. Bu husustaki mesaisinde hükumete Çin'liler Japon'ların Tsitsikar'ı işO sırada biri ayağa kalkmış idi, daha ne gibi teshilât düsünüleceğigal ettikten sonra tebaalarının can reis onun yüzüne baktı. Bu efendi dir. Yoksa kabinemiz, elbette, kave mallarını ahalinin ve ricat edecek derisi kemiklerine yapışmış zayıf, nunî kabmedir. Bunda şüphe ediÇin askerlerinin tecavüzlerine karşı arık bir adam; zaten esmer yüzü lemez. himaye etmek maksadile Harbin'e kim bilir belki bir hastalıktan ka Sonu var bir kıt'a göndereceklerini beyan etra sarı olmuş, gözleri çukura kaçM.S. mektedirler. mış, hastaneye yatırılacak bir kılığa girmişti. Bu mecliste fırkanın idare heyeti azasından ve hatırlı meb'us lardan imiş. Ben kendisini sokakta görsem mütekait bir malmüdürü sanırdım. Reis yüzüne bakınca dedi ki: Bugünkü bilmece Çin İmparatoru kayıp! Yeni bir radyo istasyonu Paris 14 fAA.) Posta Telgraf ve Telefon nazırı bugün Versây civannda Essartsle Roi'da Fransa'nm en kuvvetli radyo neşriyat istasyonunun küşat resmini yapmıştır. Nobel mükâfatı kimlere veriliyor Berlin 14 (A.A.) Nobel'in iki kimya mükâfatının kimlere verile ceği anlaşılmıştır. Bunlardan birisi kömürün mayi haline getirilmesi için sarfetmiş olduğu mesaiden dolayı doktor Frederic Bergius'a, diğeri de amonyak terkibî olarak imal etmiş amonyakı terkibi olarak imal etmiş olduğundan dolayı professeur Charles Bosck'a verilecektir. Müsaade buyurulursa bendeniz hulâsa edeyim: Biz toplandık; hükumet ve fırka aleyhindeki bu dedikodular üzerine görüştük. Gerçi bunların hiç biri, demin buyurulduğu gibi, ciddî bir esasa istinat etmiyor ise de her halde bunlara gene biz sebebiyet vermiş oluyoruz. Devairde olan sui istimalleri ehemmiyetle nazar; dikkate almalı. İkincisi: Bütün bir sürü mesailler, rüesalarımı zın, müdiranlarımızın bulundukları yeHerde, adeta, müstakil bir idare vücude getirerek keyfî, indî mu karreatları neticesi oluyor... İkin cisi: Vilâyatta gene böyle! Valile rimiz merkezden ayrı birer hüku met kurmuşlar. Kabinemiz erkânı muhteremeleri arasında da noksan var. Bir takım ihtilâflar da rivayet olunuyor. Bunların hariçte aksi gene heyeti vükelâdan oluyor demektir. Elbette muhalifler de bunlardan cesaret alıyorlar. Hulâsa: Bunlar nihayet bir kanuna riayet edememekten ileri sreliyor; halbuki kabine mecliste okuduğu gün, sadrazam pasa hazretleri, kabinelerinin bir kanun kabinesi olduğfunu beyan buyurmuşlardı! İkincisi: Bu kevfî icraat nereden geliyor? Elbette kanuna riayetimiz olmadığından! Bütün şuabatı idarelerde, sıkı bir sur«»tte, kanunu tatbik etmekle yolsuzlukların ve dedikoduların önüne geçileceğini düsündük, arzediyoruz. Arık adam sözünü bitirdi. K msu . Mar.i'stın terkettikten «onra ba?tai cıkan bir n;enç k z pek yakında fevkalâde rağbet göıecek olan JANIE nmn MARESEdir. Bugün HAYALiN SONU Mümessilleri: I IAX HAVDWıLLY FORSTun sö<lii, şarkıh büyük opreti Avrıca: VAHŞİLKR GELİYOR MİLLÎ Ru<uin ve bu akşam son olarak SİNEMADA ARTiSTiK SİNEMASINDA ÇİN6ENE Telefon : B. O. HIRSI 2851 OPERA H AYDİ...ASKER MOM'Y BANKS tarafından vücudî getırilen büyük sözlü komedı bu haftanın kahkaha filmidir. Telefon : B. O. 3088 SİNEMASINDA Binlerce dolar sarfile çtvrilmiş bir Amerikan opereti kıstnen renkli rauazzam bir teraaşa. Matineler: 2,30 5 Suvare 9 9 30 ISTANBUL BELEDIYESİ Darülbedayi Temsilleri BITGÜN AKŞAM Saat 21,30 da DOKTOR İHSA\ Komedi 3 ptrde Yazan: F. La«zlo Tercüme eden: H. X. Halk, tenzlâtlı gecesi. Yakında: ML'KADDrS ALEY MAM'ZELLE ŞEKERI.M ••B OPereti NİTOUCHE Bugün matine S a a t 1 8 / t a l lerde ve her ak Saat 16 7 ta şam sahnede: Filrai SAİNT GRAN1ER ( Bouffes Parisiens ) den ME'1 LEMONMER, MARCELLE PRAİNCE, ETCHF.PARRE ve PAULEY tara fmdan oyna>an muhrtştm ve Ki s bir e^er olup şimdiye kadar YAŞASIN HAKİKAT MELEK ^östermiş olduğu filimlerden en eçiencelisi olacaktır. , filminden chha kuvveilL. " GFA. EVLE\EI.I.M „ filminden daha şen.... olan ARGENTiNS T A N G O L A R I SİNEMASININ Yeni heyet ve repertuvarı ile en güzel tangolar ve son parçaları çalacaktır. m ınıııııınııııııırilııınıııııınıııımııım 111111H111111111111H11111 Hl EDUARDO BiANCO otuz senedenberi kaydetmediği en büyük hâdise KIRAL1 I ŞAFAK KEŞiF KOLU fevkalâde tehacüm sebebile bir hafta daha teradit edilmiştir. Bn emsalsiz filmi görmemek büyük bir mahrumiyettir. M A J i K Sineması mmm Sinema âleminin Üflfli Usküdar Hâle sinemasında Para kuvveti Mümessili: Madlen Karol istanbul Sokaklarında lcimdir ? ... FRANSIZ TIYATROSU Tamamen türkçe konuşan, türkçe şarkıh, Türk musikisi ile kısmen arapça, rumca, fransızca sözlü Türk san'atkârlarının Türk sermayedarlarının vücude getirdiği bir şaheser M E C HUL ŞA RKI CI Bulgar Opereti Tiyairosu 7o kişilik artist, Balet. Orkestra ve kor heyetile ya kında İstanbul'a gelecek 19 ikinci teşrin 931 tarihinden itibaren her gece muntazaman Beyoğlun'da Fransız Tiyatrosunda temsil vermeğe baslıyacaktır. Repertuvarı «KONTES 3IARİÇA» «HAREM ESRARI» « ÇAR KRALİÇISİ» «BAYADERA» •• nir*. Her ktr »lyes İçin ttymtr* Imnsl iekor ye diğer .levazım ile mücehhezdir,