26 Ağustos 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

26 Ağustos 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

;26 Açustos 1931 Varna plâjları Yapılan propagandaya rağmen İstanbul'dan kalkıp gitmeğe değmez bir yerdir Balkan cilt ve frengi müessesele rîni ziyaret etmek üzere Varna ta rikile seyahat eden emrazı cildiye mütehassısımız doktor Hulusi Beh • çet Bey bir müddet Varna'da kal mıştır. Bulgar'ların propaganda kuvvetîle bir çok ecnebi ve bu meyanda bazı vatandaşlarımızı celbe muvaf fak oldukları Varna plâjları hak • kında muhterem doktorun f ikîrleri ni sorduk. Hulusi Behçet B. Varna plâjları hakkmdaki ihtisaslarım şu turetle anlattı: « Bu sene Balkan'larda cilt ve frengi müessese ve merkezlerini ziyaret etmek üzere seyahate çıkmış ve bidayette dinlenmek maksadile ailemle beraber Varna'ya gitm^tim. Bu münasebetle senelerdenberi propagandası kulaklarımızda derin uğultular peyda eden Varna'da on beş günü mütecaviz kaldım. Varna, havası güzel, geniş bir körfez halinde, etrafı kısmen ormanlarla mu hat, bazı günler, tahammül edilmi yecek derecede sıcağı ziyade kü çük kasaba. Deniz kenannda plâjlarm bulunduğu mıntakanın arkasında şerit halinde oldukça muntazam tarhedil miş bir park var. Plâjda müessese yeni yapılmış ve plâj sahası iki, iki buçuk kilometre tolünde kirli ve kalm bir kumla örtülraüştür. Parkın arkasında şehrin yenî a • çılmış bulvarı ve ona muvazi bir takım evleri nazara hoş görünmekte • dir. Şehre girer girmez, beygirli araba merkezlerinin şiddetli kokuları, sizi sıksık rahatsız eder. Varna için sarfettikleri propagandanın pek mübalâğakârane olduğuna şüphe yoktur. Ayrılacağım güne kadar ecnebilerden otuz dört bm kişinin ziyaret ettiğini öğrendîm. Ve' propagandanın sürükliyici tesiratına hayret ettim. Hayretim, plâj olarak gelinecek ' ir mahal olmadığından dır. Dünyanın ekseri plâjlarını gördüğüm için, iyî bir mukayese ya^biliyordum. Osdand. Warne Münde, Biaritz, Lido ve Italyan'ların Viaretzo'larından »arf ı nazar, bunlarla mukayese bileetmek hatadır. Zira deninft<<datsraiı zamanlannda, ve hatta en vfak dalgaların bulunduğo va kitlei'd«»"*ue su, son derece pis bir şekil alıyor, yosunlarla karışık ha linden sarfı nazar, on on beş metreye kadar çamurlu bir göl gibi görünüyor. Denizin sakin zamanlarında irili, ufakh bir takım kurtların mevcu diyeti, alışmamış insanları tedhiş ediyor. Bu yüzden bir çok cilt rahatsız lıklarına şabit oldum. Sofya'ya döndüçüm zaman, cildiye müderrisi, prof esör Berou'nun nazari dikkatini celbettim. Şehrin lokantaları hakkında ta nıştığım Bulagarlar da müşteki. En iyi lokantası ve sözde en kibar ma halli olan Park gazinosunda dahi yemek yemek için tiksinmemek kabil değil. Peçeteler pis, lekeli ve çatal bıçak takımları adi tenekeden ma • mul ve yağlı. Hele şehrin diğer lokantaları daha mülevves. Mutfak yanında ap teshaneleri ve binlerce sineğin kondukları tencereler ve yemek takımları insana istikrah veriyor. Şehrin otelleri, plâja ve parka u zak olduğundan, herkes civardaki evlerde kalmağı tercih ediyorlar. Pansiyonların ekseriyeti azimesi, oturulmıyacak kadar pis ve şehrin suları gayet az olduğundan taharet ve nezafet m'ihmel ve koku içinde. Fazla olarak pansiyonlar, bir ihtikâr membaı. Gelenlerin mühim bir ekseriyeti, deniz kenarı olmıyan orta halli ve daha aşağı tabakadaki insa^ardan mürekkep, Çek'ler, Leh'ler, Macar'larla bazı Avusturya'lılardan ibaret. Bulgaristan umumiyet itibarile bizden ucuzdur. Buna rağmen ts tanbul'dan kalkıp Varna'ya plâja gitmek, hayatımm en son ve büyük hatasıdır. Hakikat, serin sahilleri, temiz denizi ve iyi sularile canım Istanbul'u bırakıp Varna'ya gitmeğe kat'iyyen değmez. Polis muamelâtından şikâyt et • miyen hiç bir fert görmedim. Pasa port, tetkiki, kaydiyesi, kontrolu, ilh... bir çok külfetlere, başka mem leketlere tesadüf edilmez. Varna'dan doğruca Sofya'ya git tim. Sofya, güzel tarhedilmiş, temiz yolları, asfalt caddeleri, bol suları ve temiz havasile şirin küçük bir sehir. Fakülte hastaneleri, altı senelik bir ömre malik. fakat mesail^ri asırlardanberi mevcut zannedilen birer şaheser. Cildiye kliniklerinde nadir vak'alar ve emrazı cildiye tetkikat ve tedavisi için yaptikları etütler, hakikaten büyük takdirlerle karşılan mağa lâyik. Cildiye şefleri profesör Berou ve Dazent, profesör Popoff'un sâylerini ötedenberi Alman tıp mecmualarında okur ve takip ederdim. , Bizzat görmek suretile kanaat getirdim ki, Bulgar ciltcileri çok ça lışıyorlar. Nitekim memleketlerinde mevcut kellerle kuru kellerm ecnasını tasnif etmisler. Hanei sınıfa ve hangi cinse merbut olduklarını meydana koyrauşlar, ve Avrupa'da görülmiyen nevileri tesbit ve büyük bir kolleksiyon çıkarmışlardır. Diğer merkezler de ayni suretle çalışıyorlar. Bu hususu ayrıca tstanbul seririyatına mufassalan yazacağım.» Asrî bir fabrika Cttmhunyct İKT1SADİ BAHISLERt Makineye giren koza kumaş halinde çıkıyor Bursa 23 (Hu. Mu.) Şimdiye kadar Bursa'daki f abrikalar ya ipekli kumaş imal veya kozadan ipek istihsal ederlerdi. Bu ayrı mesai sis temi ipekli kumaş fabrikalannı ipek fabrikalarına karşı bağlı bir vazi yette bulunduruyordu.. Ahiren Hacı Recep kumaş fabrikası tesisat ve teşkilâtmı tevsi ederek yeni ve modern bir fabrika vücude getirmiş, bir kapısından girecek olan kozayı diğer kapısından ipekli kumaş halinde çıkarıp piyasaya sevketmeğe muvaffak olmuştur. Geçenlerde ipekçilik mütehassısı Tahir Beyin senede iki defa koza istihsalindeki muvaffakiyetinden son ra bu yeni şekil fabrikacılık dahi ipekçiliğimizi yeni bir tekâmül merha!e<ine ulastırmıs olacaktır. Bursa Balıkesir Çanakkale vilâyetlerine şamil olmak ve merkezi Bursa'da bulunmak üzere fktisat Vekâletinin murakabesi altında (kıvırcık ve Merinos koyuları yetiştirme cemiyeti) namile bir cemiyet teşekkül etmiş ve bilhassa yapağıcılık noktasından koyunculuğun himayesi maksadile tesis edilmistir. Cemiyetin riyasetine koyunculardan Bursa'lı Mustafa Efendi, kâtibi umumiliği • ne de Karacabey harası koyun müteha*sısı Nazım Bey intihap edilmistir. Heyeti idare hemen her gün vilâyet baytar müdiriyetile temas ede rek kongre için ihzarî tedbirler almağa başlamıştır. Bir kaç güne ka dar bu konçre Bursa'da yapılacak ve bu havalinin başlıca servetini teşkil eden koyunculuk hakkında mühim temenniyatta bulunuiacaktır. Karacabey harası ile Uludağ mer'alannda beslenen koyunların miktan pek çoktur. tlkbaharda Yunanis • tan'ın askerî müteahhitleri de bu • ralardan mebzuien kuzu mubayaa etmi«lerdir. Bu itibar ile beş sene denberi azalmakta devam eden koyun neslinin teksiri için şu hareket tam yerinde bir iş olmuştur. Tediye muvazenemiz Ihracat ve ithalât arasındaki büyük farka rağmen paramız niçin ayni nisbette sarsılmadı? 1 Türk parası miktarının memle ketin servet ve nüfusuna nazaran mahdut ve daima gayri mütehavvil kalmış olmasına rağmen kıymetinin devamlı surette sukutunda; hariçle memleketimiz arasında mevcut iktisadî münasebatın ve bu münase battan mütevellit tediye müvazene sinin aleyhimize olarak vermekte olduğu açık âmil olmuştur. Yapılan tetkikat; tediye plânço muzda âmil olan en mühim (fac teur) ün ithalât ve ihracat olduğunu göstermektedir, diğer âmillerin tesir derecesi ikinci kalmaktadır. Meselâ Ali tktisat Meclisinin ihzar ettiği 1927 senesi tediye plânçosunu tetkik edelim: Burada evvel emirde ihracat ve ithalât farkı (40.630.000) Türk li rasına ve bilânço açığı ise pasif olarak (37.275.000) Türk lirasına baliğ olmaktadır. Diğer taraftan ihracat, yekunu umuminin yüzde 71 i ve ithalât ise yüzde 87 sini teşkil et mektedir. Bu bilânçoda ithalâtın ihracata müsavatını kabul etsek netice aktif bir bakiye arzetmektedir. Bütün bunlardan da tediye bilânçomuzun tevzini düşünülürken ihracat ve ithalât miktarlarınm esaslı bir surette mütaleası icap ettiği anla • şılmaktadır. bedelleri, B Muhtelif seneler zarfındaki kambiyo fiatları ayni değildir. Bu hale nazaran hakikî tezayüt ve tenakusu ve bunlann hakikî nisbetini bilmek için ithalât ve ihracatın altın Türk lirası ve yahut altın kıymetinde olan ecnebi dövizi ile baliğ olduğu miktan bilmek lâzımdir. İthalât ve ihracat mevsimlerinin mütenazır bulunmasına nazaran aşağı yukarı hakikate karip bir netice istihsali için ithalât ve ihracat miktarlarının o senenin Vasatî tngiliz lirası baliğine taksimi icap eder. Netice hakikati tamamile ifade etmese bile her halde Türk lirası esası üzerinden yapılan tetkikata nazaran daha müreccah bir usuldür. Bu hale nazaran 19231930 seneleri ihracat ve ithalâh şu rakam lara baliğ olmaktadır: iene: i t h a l â t : 1923 1924 1925 1926 1927 1928 1929 1930 Sterlin 19,076.241 23.203.069 27,251.960 25.015.693 22.358,348 23,373,025 25,407,447 14,274,055 ihracat: Sterlin 11,152.989 19.039.327 21.712 842 19.870,045 16,723.532 18,145.340 15,386.360 14,670,551 Aradaki fark P amuk buhr&nı Amerika fazla mahsulün imhasmı düşünüyor Amerika'da pamuk mahsulü nün on beş buçuk milyon kilo olarak ilân edilmesi üzerine pamuk piyasasında husule gelen teşevvüş devam etmektedir. Amerika iktisatçıları son za manlarda bilhassa bu mes'ele 4Ie fazla messrul olmakta^^rlar. Amerika'da Farm Bvard de nilen çiftcinin menafiini himaye ile meşsrul teşkilât pamuk buhrani hakkında yeni bir plân hazır lamıstır. Bu plân mucibince Cenubî A merika'da pamuk istihsal eden 14 hükumetin istîhsal ettikleri pa mukUrın ücte birinin imhası teklif fdi'mistir. Bu Dİânın şeraiti cok ağır oldueundan Damuk müstahsillerî tathik' »İpyhine harekete çeç mîeler^ir. Bu nlânın da favdalı bir netice vermiveceffi haVkinda vapılan neş rîvat nîvs«^v» büsbütün aîtüst et» mis ve fîatlsnn tekrar sükutuna se^en olmustur. Amer;Wa h"kumeti bu vaziyet karsısmda rî^rîî tedbirler almağa karar vermistir. MiRjr'da da pamuğun vaziyeti fenadır. Gecen sene temmuz tonunda pamuk. toku 500 bin kantar iken bu sene bir milyon 456 bin knntara cıkmıştır. Yeni ve mühim tedbirler alınmadığı takdirde bu sene cihandâ" umumî bir Damuk buhrani ola ca?ı kuvvetle tahmin edilmek tedir. Koyun Yetiştirme Cemiyeti Sterlin 7.923 252 4,163.742 5.539.118 5.105.648 5.634 816 5,227.685 10,021.084 4 396,496 Dahiliye Velüîi'eelibolu'da Gelibolu 25 (A.A.) Dahiliye Vekili Şükrü Kaya Beyefendi bugün refakatlerinde Kolordu Kumandanı Ali Hikmet Pş. olduğu halde Peykişevket torpitosu ile tmroz adasından Maydos'a gelmişler ve karaya çıkarak Kemalyeri'ne gitmişlerdir. Reisicumhur Hz. ile Başvekil ve MecVekil Bey Mehmetçik abidesine lis Reisi Pş. lar namına birer çelenk koydukları gibi kendi namlarına ve Cumhuriyet polis ve jandarması namına da birer çelenk vazetmişler dir. Bunu müteakıp Vekil Bey Kemalyeri'nde bir nutuk irat etmiş Ierdir. Ağustosun 27 sinde Çanakkale'ye gelecek olan heyetle beraber Ke malyeri'ne çıkarak ziyarette bulu nacakları müstahberdir. Vekil Bey refakatlerindeki zevat ile birlikte otomobil ile Gelibolu'ya gelmişlerdir. Geceyi burada geçirecekler ve yann Peykişevket'le Ya lova'ya gideceklerdir. İııgiliz Kabinesi Makdonalt yenî mesai arkadaşlarmı seçiyor Londra 24 (A.A.) M. Makdonald kabinenin istifasını Buckingham sarayında Krala saat 16/12 de resmen tevdi etmiştir. Kral millî bir hükumet teşkil etmesini M. Makdo nald'dan istemiştir. Garip bir kaza Uçan bir motör evlere girip însanları yaraladı Parİs 24 (A.A.) Dün akşam Susrenes'de su yükselten bir aletin motörü birdenbire yerinden kopa rak ve baş döndürücü bir sür'atle dönerek uçmağa başlamıştır. 2500 kilogram sıkletinde olan bu alet bir Yeni kabinenin muhtemel çok parçalara ayrılmış ve bunlar dan bazıları binanın dahilinden gelistesi çerek havada gittikten sonra şuraya Londra 25 (A.A.) Siyasî meburaya düşmüştür. Bu parçalardan hafil ile matbuat mehafili, kabine büyük bir tanesi 400 metrelik bir hat nin ne suretle teşekkül edeceği hakçizdikten sonra maruf mizahçı edip kında temennilerde bulunmakta dteve ressamlardan M. Marcel d'Ar vam ediyor. Geceki şayialara nazanac'ın evine isabet etmiş, duvarı geçran muhtemel kabine listesi şudur: miş, yemek yemekte bulunan M. Başvekil M. Makdonald; Maliye d'Arnac'm kafasını kırmış, kızını ve Nazın M. Snowden, Domingonlar Narefikasmı hafifçe yaralamıştır. Bunzın M. Thomas, Lord Chancelieı dan sonra döşemeyi delerek bir gaLoed Sankey, Avam Kamarası lideri rajda bir otomobilin yanına düş M. Baldvin, Hariciye Nazın M. Nemüştür. Ressamın kafasında ame ville Chamberlain ve yahut Sir Saliyat yapılmak zarureti hasıl olmuşmuel Hoare, Nezaretsiz nazır Lord tur. Vaziyeti vahîmdir. Hailsman, Ticaret Nazın Sir Herbert Samuel, Dahiliye Nazın M. Donald Mac Leon. Muamele vergisi Ankara 25 (Telefonla) Maliye Vekâleti, muamele vergisi kanununun tatbikatına dair bir izahname hazırhyarak vilâyetlere gön dermiştir. Bankalar kongresi Ankara 25 (Telefonla) Pa ris'te 6 teşrsnievvelde toplanarak 17 teşrinievvele kadar devam ede cek dördüncü bankalar teskilâtı kongresine davet edilen tş Bankası muhasebe müdürü Muvaffak ve Fazıl Beyleri murahhas olarak göndermeğe karar vermiştir. izmir gazeteleri ne vaziyette tzmir 25 (Hu. Mu.) Beyanname muamelesi bitirilip hüviyet ve • sikaları ahnmadığından vilâyet, İzmir muhbirlerine havadis verme mektedir. Diğer çok mühim bir nokta da şudur: Bir mahn memlekete girmesile bedelinin ödenmesi ayni zamana tesaİthalât ve ihracat istatistikleri düf etmez. Gümrük istatistikleri o tthialât ve ihracat istatistiklerinde malm memlekete girdiği tarihteki yegâne mehaz gümrük istatistiklerikıymettir. Çok defa mal bedelinin ödir. Fakat bunlann tamamile hakidenmesi teahhur edeceğinden buna kate tevafukunu kabul etmek te doğ faiz miktarının ilâvesi icap edeceği ru olamaz. Çünkü: gibi, meselâ (Consignation) olan em1 Kaçak ithalât. tiada olduğu gibi bedelinden daha 2 Müdafaai Miliiyeye taalluk yüksek ve daha aşağı bir para ile de eden devlet mubayaatı bu yekuna satılabilir. Saniyen son zamanlarda dahil değildir. Saniyen: kesretle vaki olduğu üzere bir çok a Kıymet üzerinden alınan mutüccar (Concordato) akti, borçlann amele vergisi. vadesinin tecili ve sair sebenlerle ' hem emtia bedelinden tenzilât yai»b Kımey ve rayîç üzerinden alıtırmakta ve hem de borçlarraın ttff i nan gümrük rüsumu yüzünden bu diyesini talik etmektedirler. rakamların hakikî vaziyete nazaran oldukça farklı bulundukları görülür. Paramız niçin ayni nisbette Bununla beraber yegâne mehaz sarsılmadı? teşkil eden bu rakamların mütaleası A Merr.'elotten kanrıKn alt^n ve da pek faydasız değildir. kıymetli maadin ve mücevherat, Bir misal olmak üzere 19231930 B Memlekette giren ecnebi serseneleri ithalât ve ihracat yekun • mayesi. larını ve nisbetlerini tetkik edelim: Son zamanlarda bir âlimin yaptığı sene İthalât İhracat İhracatın rnnu tetkikata nazaran 1925 senesinde T. L. mî yekuna naTürkiye'de mevcut ve faal ecneb? zarannisbeti sermayesi: 63.444.000 sterline baliğ 1923 144.788,671 83,651.189 yüzde : 37, olmaktadır. Bir taraftan da mem 1924 193,611,048 158.867,957 » 45. 1925 241,618,777 192,428.196 » 44,33 lekete ithal edilen makineler, alât 1926 234,699,735 186,422.755 > 44.27 ve edevatı ziraiye, matbaa makinele1927 211.398,184 158,420.998 > 42,83 ri ve saire uzun vadeierle tediye edil1928 223.531,775 173,537,489 > 43,70 mektedir. Ve mühim bir kısmının da 1929 256,304.489 155,214,071 > 37,77 memlekette satıldıktan sonra bedeli 1930 147,361.067 151,454,371 > 50.69 ödenmektedir. Bu rakamlara nazaran 19231930 Binaenaleyh meselâ bir sene zarseneleri ithalât ve ihracat miktarlan fında şu kadar milyon lirahk mal arasındaki açık: (392.316.720) Türk ithal edildi demekle o kadar milyon lirasına baliğ olmaktadır. liranın hemen memleketten çıkmış Aradaki açık senelere nazaran şu kadardır: olması anlaşılmış olmaz. Diğer ta Sene T. L. raftan memleket haricinde tedavül 1923 60,137,482. eden Türk liraları da düsünülebilirse 1924 34,743,091. de (bu paralar Yunanistan, Adalar, 1925 49,190,581. Suriye, Mısır gibi yerlerde todavül 1926 48.276.980. etmektedir) bu paraların mnmle 1927 52,977,186 1928 49,994.286. kete avdeti halinde tediye müvaze1929 101,090.418. nemizin pasifine tesir icra edeceği de 1930 f 4,093,304. tabiidir. Binaenaleyh devamlı ve akYukarıda paramızın muntazaman tif bir tesiri olduğu iddia edilemez. sukutu sebebinin tediye müvazene İstanbul Kambiyo murakabe mizin açığı olduğunu ve bunun da en heyeti memurlanndan ziyade ithalât ve ihracattan müte MEHMET FAHRETTÎN essir bulunduğunu tetkik etmiştik. [Not: Makalenin ikinci ve sonuncu kıs Bu halde şimdi 19231930 seneleri mını yarın neşredeceğiz.] zarfındaki Türk parası kıymetinde vuku bulan tahavvülâtı tetkik ede lim: Manisa borsasında yapılmak istenen bir oyun Manisa borsasında şayani dikkat bir oyun oynanmıştır. tzmir ticaret müdürlüğü tam vaktinde müdahalede bulunmuş v^ıjji§''m, müstahsillerini perişan bir vaziyete girmekten kurtarmıstır. "Manisa'rlö fcer sene olduğu gibi bu sene de yeni üzüm mahsulü tzmir'den daha evvel kemale gelmiş ve piyasaya çıkarlmıştır. Müstahsiller mahsullerini satılmak üzere borsava çetîrdikleri «ırada üzümleri satmağa tavassut edenler bir içtima aktederek tzmir'de üzüm satışına başlan madan Mfinisa'da satıs yamlmamasmı tahtı karara almışlardır. Bu kararı ittihaz edenlerin asıl maksatlan üzümlerin borsada satilmasına müsaade edümiyor sözünü çıkararak müstahsillerin elinden yok pahasına almak idi. Bundan haberdar olan ticaret müdürü Maii*a borsa komi serini derhal tzmir'e celbetmiş ve teh'îkevi kendisine anlatarak derhal borsanın acılmrsı hakkında emir vermiştir. Corum'da seylâp Çorum'da ağustosun on üçüncü günü bir seylâp vuku bulmuştur. Kunduz'Iu deresinden gelen sular ayni isimdeki köyden Emine isminde bir kadın ile oğlu Mustafa'yı alıp götürmüştür. Adana'da bir üfürükçü Adana'da gözü kör ve babası seyh olan bir üfürükçü yakalanmıştır. tsmi Duran olan bu adamın evinde za bıtaca yapılan taharriyat neticesinde bir çok beygir ve eşek nalları, bir çok muhabbet muskaları, siyah, kum ral, lepiska renk renk kadın saçlan, renkli mu.n'ar, boyalı sabunlar. eritilmiş kurşun, bir kaç paket iğne, ufak tefek daha bir çok şey bulımmuştur. 7abıta bu üfürükçüyü adliyeye teslim etmiştir. iktisadî muvaffakiyetlerimiz Sene Çin'de feyezan bir afet oldu Şanghay 24 (A.A.) Nankin'den Hankeo'ya kadar tayyare ile gidip gelenler su altında kalmış sayısız köyler ve yüzlerce küçük şehirlerden mürekkep bir okyanos üzerinde dolaşhklan zannına ka pılmaktadır. Feyezanlann hasıl et tiği manzara hem çok muhteşem hem de çok korkunçtur. Hankeo'daki ecnebilerin uğra dıkları maddî zarar bir kaç milyon dolan bulmaktadır. Ticaret işleri aylarca müddet felce mahkum ol muştur. Çay mahsulü tamamile mahvolmuştur. x Bir boğa, göreşçinin göğsunö deldi Bir sterlin Bir sene evvelsine vasatî olarak nazaran tekuruş izmir'de incir piyasası İzmir 25 (Hu. Mu.) Dün ak • şam Aydın havalisinden tzmir piyasasına 3700 çuval incir gelmiş ve 16 buçuk kuruştan satılmıştır. Bu münasebetle borsa çok kalabalıktı. Fiatlar düşkün görülmektedir. Madrit 24 (A.A.) Bu seneki boğa güreşleri neticesinde adetleri pek ziyadeleşen boğa güreşleri kurbanlarına dün bir daha ilâve edil miştir. Dün cereyan eden bir boğa güreşi esnasında Alcarento II unvanile yadedilen güreşçi Noviller'nun buğayı öldürmeğe hazırlanırken hayvanın bir boynuz darbesile göğsü deIinmiştir. Güreşçi, götürüldüğü güreş mahalli hastanesinde 45 dakika sonra ölmüştür. 1923 759 kuruş. yüzde : 10 75,42, 1924 834.42 > » 6.2 52,02 1925 886,44 » > 3.8 51,77. 1926 938,21 » > 0,77 7.29. 1927 945,50 ı > 1,1 1928 956,375 10,825. > > 5,4 1929 1003,777 52,402. > > 2,3 23,593 1930 1032,37 ve nisbeti: Takriben zayüt mıktar Ankara 25 (A.A.) Millî tktisat ve Tasarruf Cemiyetinin Peşte ser gisindeki iktisadî muvaffakiyetlerin neticesi olarak Aydın incir müstahsilleri kooperatif i Macar istihbarat kooperatiflerinden siparişler almıştır. Ayni suretle Manisa üzüm müs tahdimleri kooperatif i de Macar kooperatifi ile ticarî münasebata gi rişmiştir. Yerli mallar seraisi bu gece kapanıyor 11 ağustosta açılan üçüncü yerli mallar sergisi bu gece sat 12 de kapanacaktır. Sergiyi açıldığı gündenberi yüz binlerce kişi ziyaret etmiştir. Sergi halka yerli malını tanıtmak husu sunda her sene çok büyük bir hizmette bulunmaktadır. Bu hayırlı işin her sene ayni muvaffakivetle tekerrünü diler ve müteşebbislerini takdir ederiz. izmir'de 30 ağustos ve 9 eylül bayramı İzmir 25 (Hu. Mu.) 30 ağustos tayyare ve 9 eylul tzmir'in kurtuluş bayramlannda bu sene daha parlak bir şekilde tezahürat yapılması için alâkadar makamat hazırlıklar yapmaktadır. Şehrin muhtelif noktala rında taklar inşasına başlanmıstın Bu rakamların tetkik neticesinde Türk parasmdaki tahavvülât nis betinin ihracat ve ithalât miktarlan arasındaki nisbeti tezayütle müte nasiben çoğalıp azalmadığını görü • yoruz. Bizim fikrimizce ithalât ve ihra cat rakamlannın bulundukları gibi bilâameliye tetkik ve muhakemesi doğru olamaz. Çünkü: A Muhtelif senelerdeki emtie Türkiye Hollanda ticaret muahedesi imza edildi Ankara 25 (A.A.) Türkiye Hollanda ticaret ve seyrisef ain mu ahedenamesi bugün Hollanda maslahatgüzarı ve murahhası Baron Duğlas ile Türkiye namına murahhas Millî Müdafaa Vekili Zekâi Beyefendi tarafından imza edilmistir. Cumhuriyet Gençler mahfelinin müsameresi Cumhuriyet Gençler mahfeli ev velki gece yerli mallar sergisînde güzel bir müsamere vermiştir. Mü samerede amatör gençler çok mu vaffak olmuşlar ve takdir «dilmiş ^ Ierdir. Uç balıkçı gemisi battı Audierne 24 (A.A.) Uç balıkçı gemisi birdenbire çıkan bir fırtına esnasında batmıştır. 8 kisi ölmüştür.

Bu sayıdan diğer sayfalar: