20 Ağustos 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

20 Ağustos 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Müderrislerin maaşları nihayet tesbit edildi Darülfünun Divanı KöprüHizade Fuat B.in derecesini 5 inciye indirdi (Birinci Sahifeden mabait) "Cumhariyei 20 Ağustos 1931 Bu şehit çocuğu neden( mektebe ahnmıyor? Matbaamıza dün mektepli bir efendi geldi. Bu efendi Dumlupınar mektebinden üçüncü olarak şehadetname almış. Nasiyesinden zeki ve çalışkan olduğu da an laşılıyor. Aksaray'da Sofular'da Tekke sokağında 14 numaralı 1 evde oturuyorlarmış. Babası harpte şehit olmuş. Kendisinin ismi de Hilmi'dir. Elinde tomar haline gelmiş bir takım evrak vardı. Bunları bize gösterdi. İçinde mahalle ilmühaberleri, şehadetna me, noterden musaddak bir ta • ahhütname, ve daha bir çok vesaik var. Hilmi Ef. gözleri su • lanarak dedi ki: « Ben bir şehit çocuğuyum. Annem beni bu dereceye kadar tahsil ettirebildi. Ben asker ol mak istiyorum. Konya askerî H sesine talip olarak müracaat et tim. Ne gibi evrak ve vesaik istedilerse hepsini hazırladık. Artık mektebe gireceğim diye sevinirken, kadro dolmuştur, diye bize ret cevabı verdiler. Şimdi açıkta bırakılmış oluyorum. Bir sene intizar etmek lâzım gelirse ben okuduklarımı unutacağım. Tembel ve haylaz olacağım. Annem fakirdir. Bana bakamıyacak. Dün tahkik ettim. Yeniden müracaat eden bazı talebe varmış ve bunlar kabul^ ediliyorlarmış. Benim günahım bir şehit çocuğu olmaklığım mı dır?» Esaslarını aynen kayıt ve bu • raya nakleylediğimiz bu şikâyet çok acıklıdır. Bu şehit yavrusu eğer başka bir özrü yoksa neden açıkta bırakılıyor, diye; Ankara Tohum Islah istasyonu nasıl çalışır? Islâh işi köylümüzü zengin edecek memlekete milyonlar kazandıracak Günün eğlencesi Dönkü bilmecenin halledilmiş şekli 1 LÂNE, 2 ELEM, 3 YANGIN, 4 LEYLEK, 5 ÂŞIK, 6 MELEK, 7 EFGAN, 8 CANAN, 9 NALE, 10 UGUR, 11 NARİN. (LEYLÂ MECNUN) hemmiyetine göre konulan beş veya üç numara zam ile hasıl olan rakamı o hocanın numarası addetmiştir. Kıdemî müsavi olan diğer bir hocanın dersinin ehemmiyet ve vüs'atine nazaran verilen beşer numara cem'an 10 numara almak suretile daha yüksek dereceye çıkmıstır. tşte bu minval üzere her fakül te birer üs nazari itibara alarak mecmu numaralardan çıkan neti ceye göre bir cetvel tanzim ve maaş dereceleri bu suretle tesbit olun muştur. Bunlardan yalnız Edebiyat Fakültesi bu üslere ilâveten bazı müderrislerin nisbeten arkadaşlarından yüksek tahsil görmemiş olması se • bebile bunda da bir menşe üssü verip kanunî şekle uydurarak barem derecelerini tanzim etmiştir. Edebiyat Fakültesinden Köprülüzade Fuat, Şerif, Behçet, Macit Beylerin menşe esasları da böyle takdir edilmiştir. Divanda bu müderrislerin dere celeri üzerinde uzun münakaşa ol duktan sonra neticede şu şekilde halledilmiştir: Müderris Serif, Behçet, muallim Macit Beylerin âli tahsil gördüklerine dair gösterdikleri vesikalar diploma olmamakla beraber yüksek tahsil yaptıklarına delâlet edecek deliller olması hasebile bunlar hakkında fakülteli müderrisler meclisinin tayin eylediği dereceler aynen kabul e dilmis, yalnız Köprülüzade Fuat B.in mense şehadetnamesi olarak gös terdiği Haydelberg Darülfünunun dan almış olduğu felsefe doktoru diploması kendisine fahrî olarak tevcih edilmiş bir unvan olduğun • dan, barem kanunu âli tahsil görmiyenlerin azamî beşinci dereceden kabul edileceğini tasrih ettiği Için Fuat Beyin derecesi beşinci derece olarak kabul edilmiştir. Diğer fakülte müderrislerinden menşe şehadetnameleri olmıyanların dereceleri de ona göre tayin edil miştir. Divan öğleden sonraki içtimaında da mütekait müderrisler mes'elesi görüşülmüştür. Yeni barem kanunu mucibince 65 yaşını dolduran mü • derrisler tekaüde sevkedilecekler dir. Maahaza kıymeti ilmiyesi olan müderrislere meclisin kararı ve di vanın tasdikile azamî yetmis yasına kadar müderris vekâleti verilebi lecektir. Tıp Fakültesi ve vilâdiye müderrislerinden Besim ömer Pş., seririyatı ayniye müderrisi Esat, cildiye mü derrisi Hüseyinzade Ali, Fen Fa kültesi fizik müderrisi Sait, arziyat müderrisi Müştak, Edebiyat Fakül tesi müderrislerinden Ferit Beyler 65 yaşını ikmal ettiklerinden tekaüt olmaları icap etmektedir. Halbuki bu müderrislerin kıymeti ilmiyelerL yüksek bulunduğundan müderrisler meclisi hizmet müddetlerinin temdidine dair verdiği ka rarı divana göndermişti. Divan müderrislerin daha beş seneye kadar tedris vazifesini yapa bileceğine karar vererek tekaütlük müddetlerinin temdidine, bu müddet zarfında vekâlet maası almalarına ve kendilerine fahrî müderrislik unvanı verilmesine karar vermiştir. Kabul edilen fakülteler kadrosu yakında Vekâlete gönderilecektir. Bugünkü bilmece AG, CAM, E, EN, GI, IR, KE, KIP, LE, LIM, MÂ, MAK, MİN, RA, SEV, ŞUK, VENT, YAR. Yukarıdaki hece1 leri ikişer ikişer 2 .... yanyana getirip a 3 ...... şağıdaki tarifelere 4 ...... göre birer kelime 5 teşkil ettiğiniz tak6 f dird», bas ha 'eri 7 yukarıdan aşağı o8 kunuca: 9 BİR AŞK MASALININ ISMI Meydana çıkacaktır. 1 Pusu: 2 Kederii; 3 Hasım; 4 Âkibet; 5 Sevgili; 6 Düşman, el, yabancı; 7 Ask, muhabbet; 8 Gelişken, endamlı; 9 Çay. j|IMIIIIUIMMIIIIM||UIMIM1IMIIIIIIMHIIMIMIItMII1ll|l|||||||||ini||||i||. ^ ) Istasyonun umumi mamarası ve nebatatı tahlıle mahsus mahal [Ankara ziraat enstitusune merbut tohum ıslah ve tecrube istasyonu mesaisine uc sene evvel başlamıştı. Ancak istasyo nun bugune kadar fenni şeraiti haiz bir binası \oktu. Ahiren istasyona ait arazi üzerinde guzel bir bina yapılmış ve muessese bu biava nakledilmiştir Bu munasebetle istasyonu gezen mu harririmizin muşahedatını dercediyoruz:] Soruyoruz! Vâlâ Nurettin B. ( Birinci sahıfeden mabait ) FritzLang İstanbul'a geldi ( Birinci sahıfeden mabcıt ) dikkat ve güzel.. Türkiye'nin son zamanlardaki terakkiyatını tabiî bü« Bu güzel şehre ikinci defa yük bir takdirle karşılıyorum. Bu geliyorum. Seyahatimin hedefi sadece çok sevdiğim şehrinizi gör seyahatimde kitaplarda okuduğum Türkiye yerine bizden farkı olmı mek, bir Türk kahvesi içmektir. van bir memleket buldum. Az za Burada bir hafta kadar kaldıktan manda bu kadar mühim inkılâpları sonra doğruca Berlin'e dönerek çameydana getirmek kabiliyetini gösIışmağa baslıyacağım. teren siz Türk'ler elbette takdire lâVâlâ Nurettin B., ilâveten: İstanbul'a bundan iki sene evvel yıksınız.» Ben altı senedir yazı yazıyo • gelmiş ve çok beğenmiştim. Şehriniz rum, Şimdiye kadar yazılarım müstabiî manzaraları ve tarihî eserlerile Alman edip bundan sonra yeni tehcen mahiyette görülmemişti. Yaçok güzel bir filim sehridir. Bundan edebiyat hareketlerinden bahsede zılarım kıraat kitaplarına alınmış, evvelki gelişimde burada bir filim rek şu izahatı vermiştir: müntehebata geçmiştir. Fakat şu bir çevirmek için teşebbüsatta bulun« Dünyanın her tarafından son muştum. Fakat o zaman hükumetle zamanlarda edebiyatta büyük te ay zarfında yazılarım müstehcen olaramızda itilâf hasıl olamamıştı. Sim rakki eserleri görülmektedir. Harbi muştur. Acaba benim ahlâk ve düdiye kadar bazı ecnebi kumpanyaşüncelerimde bir tebeddül mü hu umumiden sonra bir çok genç mu lan tarafından Istanbul'da bir kaç harrirler çıktı, fakat hiç birisi bü sule gelmiştir? Demistir. filim çevrilmiştir. Fakat bu filim yük bir muvaffakiyet gösteremedi.» Badehu makamı iddia, eski iddîlerin ancak bazı parçaları burada asını tekrar ederek tayini ceza taleM. Norbert Jaques Türkiye hak çevrilmiş ve diğer kısımları gene kındaki intibalarını Alman gazetebinde bulunmuş ve heyetî hâkîme Avrupa stüdyolarında tamamlan lerine yazacak ve bilâhare de kitap müzakereye çekilmiştir. Uzun bir mıştı. Halbuki ben tamamile Tür halinde neşeredecektir. müzakereden sonra heyeti hâkime kiye ve istanbul'a ait bir eser vü avdet ederek kararı tef him etmiştir. cude getirmek istiyorum. Elbet bir Bu karara göre «Rahiplerle Rahigün bu arzumu yerine getireceğim.» beler» romanı müstehcen mahiyette M. Fritz Lang bundan sonra renkli (Birincı sahıfeden mabait) görüldüğü için Vâlâ Nurettin ve tsfilimlerden bahsederek şunları söyAmele sınıfından Fırkamıza şimkender Fahrettin Beylere birer ay lemiştir: diye kadar kaydolunanlar 1000 den hapis cezası ile on beşer lira ağır « Hali hazırda renkli filimler fazladır, münevver tabakadan da nakit cezası verilmîş ve bu cürümler epeyce vardır. Münevverlerimizin hiç te iyi netice vermemektedir. Çüntekerrür ve tevali ettiği için cezalaFırka için çok müfit olacaklarını kü evvelâ renkler tabiî olarak gös rın altıda biri artırılarak hapis ceve Fırkamızm da onlardan tamamile terilemiyor, saniyen de renkli filimistifade edeceğini tahmin ediyorum. zası bir ay beş güne, para cezası da ler çok dayanıksız oluyor. Renkli Esnaf ve işçilerin Fırkaya duhuon yedişer liraya iblâğ olunmuştur. filim henüz iptidaî bir devrededr. lünden sonra, hâlen gayrifaal va «Cildin cilde teması> unvanlı hikâM. Fritz Lang bir kaç sene evvel ziyette bulunan esnaf ve amele te ye müstehcen görülmediğinden bu dünyanın en meşhur filimlerinden şekküllerinin yeni şeraite göre ihya biri olan Metropolis filmini yapmış husus hakkında da beraet kararı veve tahrikine b?slanacak ve buna elve bugün en namdar bir yıldız olan rilmiştir. Karar müttefikan verilmiş birliği ile gayret edilecektir. Brigitte Helm'i sinema âlemine heve tecile mahal olmadığı da kaydo Mahalli ihtiyaçlar diye etmiştir. Bu güzel ve sarışın lunmuştur. Dinlediğim ihtiyaçlar ekseriyetle Alman yıldızı bu filimden sonra amele ile müesseseler arasındaki ihşöl^ret sahibi olmuştur. tilâflar etrafmdadır. M. Lang son zamanlarda «Ka Diyebilirim ki; bu da yalnız îzmerJa bir kadın» isimli filmde de mir'in değil, bütün memleketin derİzmit 19 (Hu. Mu.) Bir kaç o zarıana kadar hiç tanınmıyan didir. Yakında çıkacak olan iş kaGerda Mavrus'u dünyaya tanıtmış nunu bu dertlere mutlak bir çare bu gün evvel Izmit İznik arasındaki lacaktır. br. Alman rejisörü her filminde yeni Koyunalan dağında bulunan yürük ve meçhul bir artisti meşhur yap Amele teşekkülleri; mesailerini çc/jırlarını silâhlarile basarak bunmakla tanınmış bir san'atkârdır. Fırka ile beraber ayni gayeye tevcih lardan para ve eşya soyduktan sonra ederlerse kendileri için çok faydalı M. Lang bu sene «Dr. Mabüs'ün İzniğ'in Tacir köyünden Ali Ağanın vasiyetnamesb isimli bir filim çe olacaktır. Bu tesekküller beraber ça mandırasında bulunan torununu fidIışmanın iyi neticeler vereceğine bizvirmektedir. yei necat almak için dağa kaldıran zat kani olmuMardır ve bu zaruret Alman romancutı ne diyor? şakilerden olduğu anlaşılan Karalâyıkile hissedilmistir. Bu kanaatin tebarüzü, amelede Fırkamıza gir mürsel kazasının Akçat köyünde oM. Fritz Lang ile birlikte sehri mek arzusunun günden güne artması turan Rize'li Şaban oğlu Osman janmize gelen Alman romancısı M. Norve kuvvetlenmesi ile sabittir. bert Jaques de kendisile konuşan darma tarafından silâhile beraber İki, üç ay sonr? kaza kongrelerine yakalanmıştır. bir muharririmize demistir ki: başlıyacağız. Fırka heyetleri inti« İstanbul'a ilk defa geliyorum. Merkumun Gemlik Yalova yolu haplarında kat'iyyen namzet gös Bu şehrin güzelliği hakkında arkada terilmiyecektir.» soygunculuğu ile de alâkası oldu fiaa Lang'dB bir çsfc şeyfe? ârale Hacim Muhittin Beye verdi*< ma ğundan da bahsedilmektedir. Arkaaiştira. Şehrinizi henüz îyice g9r Iumattan dolayı teşekkür ederek ay daşları da tesbit olunduğundan tah medim. Fakat belli ki çok şayani rıldım. kikata başlanmıştır. hikâye ile tefrikalar okunmuş, ba dehu makamı riyaset Vâlâ Beyi isticvap etmiştir. Vâlâ Nurettin Beyr Bu yeni dava da ötekilerle alâkadardır, onların temadisi demektir. Bunların müstehcen olmadığı kanaatindeyim, demiş ve «Cildin cilde teması» serlevhalı hikâye için de: Bunlar benim ihtisaslarımdır. Ben bunları kendi vücudümde his settim. Ve bir hikâye olarak yazdım, demistir. Ankara (Hususî) Buğday mes'elesinin herkesi işgal ettiği bugünlerde onun en mühim bir muadelesini esasından halletmek vazifesini deruhte eden bir fen müessesesi kazanmış bulunuyoruz. Bu müessese mütevazi bir kadro ile çalışan tohum ıslah istasyonudur. Bunun içindir ki istasyonu büyük bir alâka ile gezdik. tstasyonun yeni binası, Keçiören şosesi üzerinde Çubukçayı'nın sol sahilinde inşa edil • miş modern bir binadır. Bizi çalışan bir makine sesi ve güzel bir harman kokusu karşıladı. tstasyonun tecrübe tarlalarında yetiştirilen buğday mahsulü harman ya pılıyordu. Makine bir taraftan saplı buğday başaklanm yutuyor, diğer taraftan ardı arkası kesilmiyen ince bir saz demeti çıkarıyor. Buğday ise tane olarak makinenin altında toplanıyordu. Bu manzarayı bir müddet zevkle seyrettikten sonra yanıba şındaki odada bulunan tohum te mizleme ve tasnif makinesini görmeğe gittik. Kıymetli istasyon şefinin verdiği izahattan sonra bu makineye hububat ziraatimizin kurtarıcısı nazarile bakmağa başladığımızı itiraf ederiz. Zîra fennin bu en son harikası kırık taneleri, zayıf taneleri, has talıklı taneleri, ot tohumlarını, taşı ve toprağı tamamen birbirinden ve buğdaydan ayırdıktan maada geri kalan temiz buğdayı da iriliğine göre ikiye tasnif ediyor. Fikrimizce bütün köylülerimizin ideali, isteği bir kooperatif teşkil ederek böyle bir makine almak ve tohumlarını, hatta satacakları buğdayı temizlemek suretile buğday mahsullerini kıymet lendirmek olmahdır. tstasyonun mütebaki aksamı binlerce buğday nnvini ve nümunesini ihtiva eden bir mahsul ambarından, lâboratuvar diyebileceğimiz bîr mesai odasından ve şefin bürosundan ibarettir. Binadan başka iki üç yüz dönümlük bir tecrübe sahası ve toprağı Miçerlih usulile, yani nebat vasıtasile tahlile mahsus üstü telle örtülü bir mahal istasyonun diğer mesai sahalarını teşkil ediyor. Islah işinin ne kadar büyük neticeler verebileceğine misal olmak üzere Almanya'da şeker pancarı ve buğday üzerinde istihsal edilen semereleri zikretmek kâfidir: 1846 da şeker pancarı % 6 şekeri ihtiva ediyordu. Bu miktar ıslah suretile 1870 de % 1 3 e, şimdi ise % 1920 ye çıkarılmıştır. Buğdaya gelince mü • savi şerait tahtında, yani ayni arazi üzerinde yapılan buğday zer'iya tında hektar başına alınan hasılat 18851890 seneleri zarfında vasatî 1510 kilo iken 19051910 seneleri zarfındaki beş senelik vasatî 490 kilo fazlasile 2000 kiloya çıkmıstır. Islah sayesinde elde edilen fazla istihsali bütün Almanya'daki buğ • day zer'iyat sahasına nazaran 967 milyon kilo (967,358 ton) olarak hesap ediyorlar! Bu rakam bizim buğday istihsa lâtımızın malum olan rakamına nisbetle (927 senesi istihsalâtı: 1.333.150.000 Kg.) <^C73 tür. De mek ki Almanya ıslah sayesinde bizim istihsalâtımızın ^ 7 3 ü derecesinde bir fazlalık tahakkuk ettir miştir. Bu fazlalığın 5 449.000 nü fusun bir senelik buğday ihtiyacına tekabül ettiğini düsünmek neticenin azametini ilk nazarda gösterebilir. Sunu da ilâve edelim ki ıslah yalnız randman nisbetini arttırmaz, ayni zamanda mahsulün temiz ve müte • canis olmasını temin eder. tşin ehemmiyeti eîsrafında kıy metli istasyon şefi Nejat Asım Beyin verdiği bu malumatı kaydettikten sonra bir ıslah istasyonunun tarzı '•• 1 1 1 1 1 1 1 lltHlfflllHltlllll! IIIIIII l!l III ItlllMtllllllllllllIIIIIimiH 1 '" 1111111 Yüzme şampiyonasındaki ihtilaf halledildi Geçen hafta Büyükdere'de yapılan yüzme, atlama ve sutopu müsabakalarının heyeti umumi yesinde en fazla puvan alan Ga latasaray kulubiine, Amerika sefiri tarafından hediye edilen kupanın verilmesi üzerine bazı itirazlar dermeyan edilmişti. Müsabakr.Iarm başhakemi Ahmet Beyden bu hususa dai bir tavzihname aldık. Ahmet Bey, o gün yapılan müsabakaların heyeti umumiyesinde en fazla puvanın Galatasaray tarafından ahndığını ve bunun için kupanın Galatasaray'a verildiğini, haki kati halde Beylerbeyi kulubünün yüzme şampiyonu, Galatasaray'ın da atlama ve sutopu şampiyonu olduğunu bildirmektedir. rübe esnasında nisbeten fazlacfe ekilen 94 yerli nevinden yalnız 22 sini, Alman buğdaylarından 2 sini, Amerika buğdaylarından birini, 1600 başak t an da ancak kırk elli başağın ahfadını alıkoyarak mütebakisini matlup evsafı haiz olmadıklarından dolayı atmıştır. Maahaza bu suretle yapılan tec rübeler yalnız iklime en uygun olan nevileri intihaba yarar. Atılan nevilere nazaran iyi evsafı haiz olan bu saf ırk haline getirilmiş bulunan bu tipler arasında ayrıca tecrübeye devam olunarak randman, hasta lıklara mukavemet ve keyfiyet iti • barile en iyisi aranacaktır. Bir senelik neticeler daima şüpheli olabile ceğine nazaran yanlış bir hüküm vermemek için bu neticelerin müteakip bir iki sene zarfında kontrolu da şarttır. Muhite en uygun, evsafı saire itibarile en muvafık tipin bulunma smdan sonradır ki sistematik ıslaha başlanabilecektir. Tohum ıslahında bir çok ıslah yolları vardır. Bizim için en muvafık usul çabık semere vermesi itibarile istifa usulü olduğu için istasyon esas itibarile onu tat bik etmekle beraber tesalup usulile ıslaha da baslamıştır. Bir buğday yığını kendi ırkî evsafını muhafaza ederek bu evsafı tekemmül ettir mekten ibaret olan birinci usul, intihap edilecek tipin bulunmasından dört, beş sene sonra netice vermi yormuş. Melezleme diyebileceğimiz ve iki ve daha ziyade ayrı ırkın evsafını bir buğday nev'inde birleştirmekten ibaret olan ikinci usul ise; en müsait ahvalde on, on iki senelik bir zaman talep ediyormuş. Islah işinde son merhale bulunan en muvafık nev'in teksiridir. Bu mer haleye ıstıfa yolile yedi, sekiz senede, tesalup yolile de on iki ilâ yirmi senede vâsıl olunabiliniyormuş. Fakat iş bununla da bitmiyor. Zira ıslah edilmiş bir tohum takriben beş sene zarfında bozuluyor, dejenere oîuyormuş. Binaenaleyh beşinci sene çiftçinin yeniden tohuma ihtiyacı hâsıl oluyor. Bu itîbarla ıslah istasyonlarının mesaisi bilâfasıla devam etmek lâzım geliyor. Ankara ıslah ve tecrübe istasyonu, Enstitü Müdürü prof esör (Kristiyanzen) Christiyansen'in nezareti altında iste bu müşkül işî başarmağa çahsıyor. Diğer dört istasyonun mesaisi de ayni zamanda muvaffaki yetle neticelendiği takdîrde istihsalâtımız tezayüt edecek, mahsulâtımız keyfiyet itibarile kıymetlenecek ve binnetice köylümüzün refahı ve millî servetüniz artmıs olacaktır. Melezleme ameliyesi yapıhrken mesaisi hakkında da bir fikir ver mek istiyoruz. Islah istasyonu nasıl çalışır? Bir ıslah istasyonu muhite en iyi intibak eden, yani hastalığa ve kurağa mukavim, erken kemale gelen, en fazla mahsul veren nev'i binlerce nevi arasından mükerrer tecrübe lerle arayıp bulduktan sonra o nevin ırkî evsafını tekemmül ettirmeğe çalışır. Bu iş zahmetli ve uzun bir iştir. Bir istasyon ilk defa işe başladığı zaman bir çok nümuneler getirterek onları ayni şerait dahilinde küçük maktalara el ile ektirir. Maktalar tenebbüt devresi esnasında müte madi bir müşahedeye tâbi tutulurlar. Intaş ve neşvünemaları, başak ver me, çiçek açma tarihleri hastalık ları, kemale erme tarihleri ve saire hep kaydedilir. Bu suretle hasattan evvel ekilen tipler hakkında bir fikir edinilmiş ve işe yaramıyanlar atılmış olur. Maahaza bu işe bir sene kâfi olmadığından tecrübeye ertesi sene devam olunur ve gelecek sene ekilecek olan bir anaç nebat ekil meden evvel tekrar inceden inceye tetkik edilir. Her bir buğday sakinin ve başağının uzunluğu ve şekli, umumî sıkleti ile tanelerinin vezni, sakinin ve tanelerinin adedi kayde dilir. Bu malumata istinaden 1000 tanenin vezni, tane sıkletinin nebatın umumi sıkletine olan nisbeti, her bir sak üzerine isabet eden tane vezni, nihayet tanenin rengi ve keyfiyeti tesbit olunur. Müteakiben bu şekilde tetkik ve evsafına nazaran tasnif edilen yüzlerce buğday nebatının yukarıda bahsedilen hesapların vasatileri karşılaştırılmak sure tile en iyileri gelecek sene ekilmek için ayrılır. Nitekim Ankara istasyonu 928 929 ziraat mevsiminde 94 nevi yerli, 18 nevi Alman, 17 nevi Amerikan buğdayı ve bütün Anadoîu'dan toplanmış 1600 buğday başağını ekmek suretile işe başlamış, üç senelik tec İzmir Fırka teskilâtı Yiirük çadırlarım basan eşkiya yakalandı Vumuneleri» teçumesi A. a.

Bu sayıdan diğer sayfalar: