SEKiZiNCi SENE No. 2616 NADİ' İDAREHANESh, j nvauunuuıııiM U'MMnda «laırcı mahsasa | 4 ^Telgraf:" İstanbul C u m h u r i y e t « Ş . Başmuharrir : 22366 • Tahrlr müdürU ^ 23236 Idare müdürü 22365. Matbaa '20472 ÇARŞAMBA 19 AGUSTOS 1931 ABOlVE^ŞERAtTt I MÜDDET:: TÖRKİYE'İÇİN j j Seneligi :*1400 Kr. ( 2700 \ 6 Ayhğı i 750 Kr.'f *1450 NOshası her yerde Ş. Kaya B. Maaş tahsisi muamelesi Moskova'da Biraz daha bekliyelim! Çanakkale'de güzel kolaylaştırıldı İlk maçta 43 Siyasî zaferden sonra, tarihî fetheden bir nutuk söyledi ilmin ve hakikatin zaferi başlıyor Bundan evvelki makaleyi okuyan eski bir yazı arkadaşı ile vapurda karşılaştık. Aramızda otuz seneye yakın bir zamanın doldurduğu bir dostluk hayatı vardı. Seyrek görüştüğümüz için bu tesadüf her ikimizi memnun etti. Vapurun yukarısında rüzgâra karşı oturduk. Arkadaşım eski hırçın münakaşalarımızın sa mimiyetini kavgacı gözlerinde mu • faafaza ediyor gibiydi. Beni tenkit edecek zannettim. Ilk söylediği söz şu oldu: Artemis makalenizi okudum. Düşünecek gibi durdu. Bekliyor dum. Sesine daha kat'î bir ahenk vererek ilâve etti: Makalenîz pek mukni'di. Çanakkale meb'usu Samih Rifat Bey Demek beğendiniz. Dedim. Cevap vermekte istical etmedi. lerînin kablettarih medeniyetlerini tlk sözünü tamamlamak istiyordu: izah eden bir çok mühim kayıtlar Şimdi tlâhe Atena'yı yazacavar; Küçük Asya'da en evvel yaşığınızı tahmin ediyorum. yan cemiyetlerin Türk'lüğünü teyit Yazayım mı? eden deliller var. Daha dün okuduğum bir eser (Hindu Avrupaîler meHafifçe güldü: deniyette Altay'hların (yani Türk' Onu da Türk'leştirmeğe mulerin) şakirdidirler.» diyor. Lüzum yaffak olabileceksenîz, yazınız! görürseniz size bu notlarımı veririm. İlk suale avdet ettim: Hem ne hacet! Siz de, arkadaşlanmz Artemis hakkında muvaffak da tabiî okuyorsunuz. Sırasile hep olmuş muyum? sini yazacaksmız. !ş bir kere o ilhaPaketinden çıkardığı yarıya bö mı duymakta ve almakta idi. lünmüş sigarayı sarı ağızlığmın ucunda yaktı. Arkadaşım gözlerini rıhtıma doğ Buna şüphe etmiyiniz, dedi. ru çevirdi. Daha sözü bitmemişti. Yeniden hayata gelirsem ve bir kız Sesindeki ihtizazla devam etti: çocuğum olursa, sizin hatırınız için Ne düşünüyorum, bilir misiniz? adını Artemis koymakta tereddüt İki ırkın mücadelesi,onların kanlarını etmiyeceğim. eski tyonya harabelerînin mermerleriBen de güldüm. Sükut ettik. Tekne akittıktan sonra bu harabeler üzerar sözü »çan o idi. Gözlerini dik • rinde otuz beş, kırk asırlık bîr tarih bizi Asya'lı İlâhenin «ben Türk'üm!» katle yüzüme dikti. En ziyade mü • diyen şahsında selâmlıyor. Siyasî tehassis olduğu bir şeyi ifade eden zaferden sonra tarihi fetheden zaha*sas bir adam tavrile: fer, ilmin ve hakikatin zaferi baş Azizim! Dedi. Ben bu zamana lıyor. Bunu yapan ayni kudret ve şiddetle hürmet eden bir adamım. büyüklük adamıdır. Karahisar'da Samimiyetle söyliyeyim; sen böyle muzaffer kılıcının gölgesi İzmir ubir Artemis makalesi yazmağı ev fuklarma uzanan bir pergel gibi avelce düşünemezdin. Basımızda taçıldığı zaman, biz hiç tahmin etmerih i yeniden yapan ve yaratan bir dik ki, mesafeler ve zamanlar üzekudret vardır. rinde onun kılıcı gibi pergeli de bir Neyi ima ettiğini anlamıştım. inkılâp yapacaktır. Bu cereyamn Büyük Gazi'den bahsediyor nasıl başladığını kendi kendime halsunuz değil mi? lediyorum. Bir gün Çankaya köşkün Evet; dedi. Hepinizi ve hepide bir çok tarih kitapları günlerden, mizi irşat eden o kudrettir. aylardanberi okunduğu ve üzerinde Arkadaşım şimdi asıl fikirlerini işaretler yapıldığı sahifelerle kapasöylemek kararında idi. Artık sözünıyor. Yerine bir coğrafya haritası anü kesmedim; devam etti: çılıyor. Büyük adamın kalemi Or Tarih Cemiyetinin niçin ve ne ta Asya'nın muayyen bir noktasıntarzda çahştığını uzaktan uzağa işidan muhtelif istikametlere doğru tiyorum. Mekteplere dağıtılan metbazı çizgiler çiziyor. hali de baştan aşağı okudum. Okuduîste Türk'ün ilk muhaceret yolğum ve işittiğim şeylerden çıkardıları! Akınlarm ve dalgaların geldiği ğım neticeyi kendi sahstm üzerinde o yollardan ilk dinler, ilk an'aneler kolaylıkla tahlil edebilirim. Artemis ve ilk medeniyetler de gelmiştir. makalesinde bahsettiğiniz Sartio (Sartiau) nun konferansını ben de Cermen'ler de kendi tarihlerini bu yolda aradılar ve bu yolda bul sizin gibi on beş, on altı sene evvel muşlardı. Ilâhî! Ne büyük adam!.. görmüştüm. O zaman aramızda bir Vapur rıhtıma yaklaşıyordu. îlk elin parmaklarüe sayılan bir milliyet ayağa kalkanlarla beraber biz de cereyanı vardı. Sartio'nun cazip bir doğrulduk. Arkadaşıma dedim ki: ilim ve edebiyat lisanile anlattığı Şimdi sen de beni dinleîMümkün şeyler beni o noktadan hiç alâkadar olduğu kadar kısa söyliyeceğim. etmedi. Yunan llâhesi Artemis'in Almanya'da milliyet cereyanının şarktan gelen bir mabude olmasmı bilhassa ırkî tarihe bağlanması, kayıtsızlıkla telâkki etmiştim. Onda lisanlar ve an'aneler üzerinde yaher türlü tarih ve lisan rabıtalarile pılan tetkikler Dördüncü Frederik'ten birez evveldir. Millî vicdan bunbir Türk an'anesi yaşadığmı bana da kendi ırkî şahsiyetini bulmuştur. söyleseler belki cevap vermiyecek ve Dördüncü Frederik ilk nutuklarında tebessüm edecektim. tşte şimdi şu Cermen ve İskandinavya esatirinden kadar bir zaman oldu; senin İlâhe bahsetmişti. Bu cereyan Fransız Artemis hakkındaki sözlerini bütün mektebinin ve büyük inkılâbın Avbütün başka bir hisle, inanarak ve rupa milletlerine verdiği millî şu benimsiyerek okuyorum. Arada deurun yerine bütün bütün başka bir ğişen nedir? Benim Küçük Asya taruh, başka bir benlik ikame edi rihine ait bilgilerim o kadar artmadı. yordu: Irk benliği! Fakat milliyet şuuru dimağımda ken> Rüsso'nun şakirdi olan Göte'ler, dini tarihe tekaddüm eden asırların Kant'lar ve şiller'lerle Volf'ün, Kröyüksek hakikatlerine bağlıyor gibi zer'in mesleklerî arasında u • oluyor. Sanki ufukta bir elin işareti zun uzun tahlil ve izah edilmiş bir bana kendi topraklarımın altında fark vardır. Bugün gidilen yol, takendi tarihime ait hazineler bulunrihin daha insanî ve daha umumî duğunu haber veriyor. Bunu bir duyyolu o ikinci cereyanı yapanların agu halinde kavradığım dakikada radıkları siyasî ırk davasile alâ kadar değildir. Son arkeoloji keşifbendeki cemiyet ruhu değişmiştir. Inanıyorum, diyorum. Çünkü onu si leri bir hakikati meydana çıkardı: Şimdiye kadar hatıra getirildiğin zin gibi işittikten ve kısa bir teredden çok geniş ve şümullü bir medüt devresi geçirdikten sonra, tet • deniyet birliği muntazam merhalekiklerimi muayyen bîr noktaya tevlerle Şark'tan Garb'e doğru intişar cîh ettîm. Biz görmemişiz azizim\ etmistir. Lisanların, an'anelerin, taOkumuş ta görmemişiz. Avrupa'nın rihin ilk teşekkül tabakalanna inilen ilmî eşerlerinde Orta Asya Tjttrk'. dikçe bugünkü ırk ye li»an ta*nif Tarih Yolunda:5 « 5 Kurnştar ^ Peykişevket'le İmroz ve Bozcaada'ya gidecek Istiyenlere iki senelik maaşları verilerek alâkaları kesilecek mağlup olduk Maliye Vekâleti Muntazam BorçIar Müdürü Hilmi B. Ankara'dan şehrimize gelmiş ve dün tstanbul Defterdarlığına giderek meşgul olmuştur. Hilmi B., dün bilhassa yeni isleri ve yoklama muamelesile marine devredilen muhassesatı zatiye işlerini ve yoklama muamelesile maaş tevziatının sür'atle icrası için icap den hususatı tetkik etmistir. Türk takıraının maçını 50,000 kişi seyretti ı (Darülfünun takımına refakat eden hususî muhabirimiz den) Mos kova muhteliti ile bugün ilk müsabakayı yap tık ve 43 kay • bettik. Türk takımının burada yaptığı ilk mü sabaka Moskova muhitinde Takım kaptanı Zekı B» büyük bir alâka uyandırtnıştı. Müsabakanın cereyan ettiği Dimaman stadyomu saat üçten itibaren dolmağa başlamıştır. Takımlar sahaya çıktıklan vakit stadymoda 50,000 den fazla seyirci vardı. Sovyet Cumhuriyetleri İttihadı Hariciye Komiser muavini Kara Han ve hükumet er • kânı da seyirciler arasında bulunuyordu. Takımımız sahaya çıktığı vakit stadyomu dolduran muazzam kalabalığın şiddetli alkışları ile karşı landı. Bizi takiben Moskova muhte(Yazısı spor sutunundadtr) Eytam ve eramilin maaş tevziaatı Eytam ve eramilin maaş tevziatı •e yoklamalarının icrası, bu işlerin Malmüdürlüklerine tevdii üzerine Vaktile Çanakkale'yi müdafaa eden çelik gittikçe kolaylaşmaktadır. Şimdiki kalelerden birinin kapısı tecrübe devri geçtikten sonra işler alâkadarların daha ziyade memnuÇanakkale 18 (Dahiliye Vekiline niyetini celbedecek bir sekle gire refakat eden muhabirimizden) cektir. Eskiden olduğu gibi muhasDün akşam Dahiliye Vekili Şükrü Kaya B. şeref ine Belediyede bir ziya sesatı zatiye maaş tevzi şubelerinin önünde beklemek mecburiyeti hasıl fet verilmiştir. Vekil B. ziyafetin hiolmıyacaktır. tamında bir nutuk irat ederek de • miştir ki: Maaş tahsisi işi « Çanakkal yalnız Türk mille Evvelce mütekait eytam ve eramitinin hayat ve hissiyatına karışmış le maaş tahsisi muamelesi bazan bir bir menkıbe değil, bütün cihan tarisenede ikmal ve intiça edilemiyorhine mal olmuş bir kahramanlık efdu. Şimdi maaş tahsisi muamelesi her sanesidir. Çanakkale milletler ara • memurun mensup olduğu Zat tsleri sında geçen mücadelelerin nişanesi Müdürlüğü tarafından Divanı MuWabadi 2 inci sahifede) hasebata gönderilmekte ve Divanı Muhasebat ta tahsis bordrosunu tetkik ve tasvip ettikten sonra maaş tahsisi için malsandıklarına tebli gatta bulunmaktadır. Muamelenin daha sür'atle yürümesi için alâka dar devairin divana yollıyacağı evrakı noksansız olarak göndermesi tebliğ edilmiştir. Teahhurat hep bu evrakın tamam olmamasından ileri gelmektedir. Sergi Muntazam Borçlar Müduru Hilmi B veriliyordu. Bilâhare tahsisat kal madığından bunların on seneliklerinin toptan itasile hazine ile olan alâkalarmın kat'ı keyfiyeti tehir edilmişti. Maliye Vekâleti bu tevziata tekrar başlamıştır. Kırk kuruşa kadar maaşı aslisi olanların on senelikleri kâmilen verilmiş ve elli kuruşluklara geçilmiştir. Böylece sırasile yüz kuruşa kadar maaşi aslisi olanlara on senelikleri verilerek alâkaları kesilecektir. Kendilerine yeniden maaş tahsis edilenlerden maaşları bu miktara kadar olanların on senelikleri toptan verilmektedir. Ticarî muvazene 6 aylık ithalâtımız 69, ihracatımız 56 müyon lira Kırkincisını da açacağiz! Memurların sigortası Memurların sigorta ettirileceği hakkındaki haberler hep mütalea ve temenniden ibarettir. Şimdilik böyle bir teşebbüs yoktur. Kezalik mü tekaidin ve eytam ve eramil bankası tesisi hakkındaki haberler de hep eski rivayetlerden ibaret olup henüz bir karar verilmiş değildir. Muhassesatı Zatiyeden maaş a • lan mütekait ve eytam ve eramilin yekunu 180,000 nüfus olup bunun mühim bir kısmı İstanbul'da sakindir. Maaşlarını toptan almak istiyenler tki senelik maaşını toptan alarak hazine ile alâkasını katetmek istiyen mütekaidin ve eramile tediyatta bulunulması için Vekâlet icap eden parayı göndermektedir. Yüz kuruşa kadar maaşı aslisî olanlara bu para bir arahk toptan İade edilecek emlâk Kanunun tatbikı tehir edilmedi, müYerli maüar sergisinden bir köşe Yerli mallar segisi günden güne daha fazla rağbet görmektedir Halk, serginin her köşesini büyük bir dikkat ve iftiharla ziyaret et • mektedir. Son dedikodular üzerine serginin önümüzdeki senelerde de açılıp açılmıyacağını soran bir mu • harririmize sergi komiseri Nazmi Nuri B. şunları söylemiştir: « Uçüncü yerli mallar sergisinin resmi küfadını icra ederken B. M. Meclisi Reisi Kâzım Pş. Hz. 40 ıncıyı da açacağiz demişlerdi. Sanayi Birliği bu sözün arkasında yürümeği kendine bir şeref bilir. Muarızlan • mız ne derse desinler, sergi milletin harimi lutfunda yer bulmuş ve günün ( Mabadi 2 incı sahifede ) IIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIUIIIIllllllllllllllllllllillllllllllllin badiller İsmet Pş.ya telgraf çektiler Ticareti hariciye ofisi 1931 senesi ilk altı aylık iracat istatis tiği tanzim etmiştir. 1931 senesinde altı aylık ithalâtımız; 69,745,358, ihracatımız da 56,504,696 liradır. Bu rakamla ra nazaran ithalâtımız ihraca tımızdan 12,662,241 lira fazla • Kadife Alev MAURICE DEKOBRA' nın harikulâde romamna yakında bas • lıyoruz. Ese rin en mü heyyiç husu siyeti manevî iradenin ki lometrelerce uzaktan genç bir kızı kukla gibi ıdare etmesidir Bu müthiş telkin kuvvetini taşı yan adam, ipnotizma ile kadın • larda erh.eh.lere karşı his yumu şakhğım mahvederek ruhî mu • kavemeti artırmağa çalışan biri sidir. Muharrir aşk, heyeean, korku, zevkten yarattığı garip bir âlemi zarif bir şampanya kadehine sığdırarak takdim ediyor: lerinin delâlet ettiği zümrelerden daha umumî zümreler ve camialar bulunacaktır. Orta Asya medeni yetinin en kadim eserlerini, fikir,ve an'anelerini tarihe nakleden Türk'ler insanlığın o devrindeki şerefli,hâkim ve kudretli mevkilerini arıyorlar. Gidilecek istikameti gösteren büyük dâhî bizim gibi amelesile yaptığı binanın esaslarını en yüksek bir ihata ile zihninde hazırlamıstır. Biz elimize geçen şeylerî belki işe yarar diye öteye, beriye koyuyoruz. Biraz daha beklivelim! Arkadaşım elini uzattı. Sami miyetle sıktım. Tatlı bir tebessümle sordu: Atena'y1 yazacak mısın? Cevap verdim: Şu iki gün içersinde! SAMtH RİFAT. Alâkadar makamata müracaat eden mubadülerden bir grup vattan sorduk. Kanunun tatbikı e B. M. Meclisince kabul edilmiş mirle tehir edilemiyeceğinden Vi • olan bir kanun mucibince sahipleri lâyete gönderilecek listelerin esaslı burada bulunan etabli Rum'larla surette tetkik edildikten sonra icap Yunan tebaasına ait emlâkin mu • eden muamelenin yapılacağı cevabı hacirlere teffiz edilmif dahi olsa tahliyesile mal sahiplerine teslimi verilmiştir. iktiza etmekte idi. Bu kanun lâyihası Mübadilerin bir telgrafı senelerdenberi uğraşarak mal almış Mübadiller dün Başvekil İsmet olan muhacirlerin şikâyetini mucip Pş. ya bir telgraf çekmişlerdir. Bu oldu. Bilhassa bazı Rum'ların bu şetelgraf ta bilhassa şu satırlar vardır: raiti haiz olmadıkları halde kendi«Lozan'da mübadiller mes'elesi lerini etabli veya Yunan tebaası gibi konuşulurken Lord Kürzon zatı âgostererek muhacirlere verilmiş o lilerine: «Siz muhacirleri iskân e lan malları istirdat etmelerinden kur demezsiniz» demiş zatı âlileri de tulmakta idi. bunun aksini iddia ve bizlerin Türk Cumhuriyetinin en ziyade himayeye Dün bir akşam gazetesi bu emrin mazhar efradı olacağımızı vadet tehiri ve şimdilik hiç bir muhacire miştiniz. Yeni kanun bizi müşkül ev tahliye ettirilmemesinin Vilâyete tebliğ edildiğini yazmış ise de bu ha vaziyete soktuğu şu sırada bu tarihî vadinizi hatırlattırır ve himayenizi ber doğru değildir. rica ederiz.» Keyfiyeti Vilâyette alâkadar ze Kadife Alev!!... Amerika sularında Alman tahtelbahirleri Abidin Daver Beyin kalemile nakledilen şayanı hayret deniz maceraları yakında başlıyoruz.